15 Şubat 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

15 Şubat 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Telhis eden: Muammer Alatur. Uzakşarktı tin değişecer öini kşarkta, vaziye' iyi belirdi. Japon donanması Hindiçini sularına geldi, Japon tayyareleri de Haynan adasında taplanınak * tadır, dönmüşlerdir. Te Ankara radyo gazetesi şöyle ::y— lüyor: #Japonyanın hakikaten harekete Uzak. şarka kuvvet çekmek süretile müt- tefiklerine yardımda mı bulunmak istediği belli değildir. Muhakkak olan bir şey varsa, Japonyanın bu- günkü şartlar dahilinde Amerika ile harbi göre almamasıdır. Bununla beraber, beliren alâ - metler karşısında daha ihtiyatl 'bulunmak ktedir. ile Meselâ Uzakşarktaki Ameri tebaasına en zamanda : lekete dönmeleri bildirilmiştir. Avustralya harp di tedirler. Diğer ta- reteiği bir beyannamede harbin ye- hi ve çok nazik bir safhaya girdi- Gini ilân e:mleü“; Fakat görüni Yanın filen harbe > Utakşarka mühimce v &iliz kuvvetleri çekmek ve Domlt” Yonlardaki kuvvetleri İtalya ve Manyanın kır::::u mâni olmaktır. Avustralya harp Kabinesi dün (e ve gelen raporları kik etmiştir. Son malümata göre, Yaziyetin daha vehamet kesbetme- tehakdi As ziyade Ameri anlaşılmıştır. Diğer taraftan Japon mtk?ikıyı İngiltereye daha Şaklaştırmaktadır. B N gazeteleri, Amerikanın ::ı:. fere ilo iktısadi bir birlik VÜLC? :-ilmum tavsiye YUNAN ORDUSU BÜYÜK BİR TAARRUZA GEÇTİ a Âtina redyosunun dün & Verdiği haberlere göre, Sek e dün Arnavutlukta 130 ki Metrelik bir cephe üzerinde Haaf Tiza devam etmiş ve bir noktada Aralarında birçok subay bulunan Vdi bin esir almıştır. Yunanlılar bütün noktalarda hedeflerine var- Tüşir ve İtalyanları bülün mevzi” anden çıkarmışlardır. Çok mik * (Arda harp malzemesi iğtinam © Gilmiştir. Ankara rad, inin ver - diği habere göre, İtalyanlar Ar- Ravutlukta şmidiye kadar 18-20 bin Esir, 20 bin maktul, 52 bin yaralı Vermişlerdir. Bu rakamlara naza> Tan, İtalyanların zayiatı 90 bini te- Cavüz etmiştir. SİCİLYAYA İNGİLİZ Gelen haberlere İngilizler Sicilyadaki bazı .=wu tah- FİP için, Sicilya adasına paraşüt- le asker indirmişlerdir. İtalyan kında mühimee für, Yalnız hlıı’:lı Keren finda şiddetli muharebeler olmak- tadır. Maamafik bu muharebeler. den seri netiçe beklenilmemesi de ilâve olunmaktadır. İi di Lâbyada esir edilen İtalyanlar ” 'dan 200 ü subay olmak üzece 3200 kişi daha Bombaya gönderilmiş - tir. By suretle Hindistanda bulu- Nan İtalyan esirlerinin — miktarı 15 bini bulmuştur. Kaptan gelen haberlere göre, İtalyan esiri de cenubi Af- ;";; 'a gönderilmiştir. HeR '-Laı.ını ATEŞ İÇİNDE eli a cup Bombanda, Xuvvetlerine men akşam, Pransız tilâ ı'nın'.ınnıı;::ıl:d::ıy“;r:çu: etmişlerdir. Kale istikametinde in- filâklardan gökyüzü aydınlarımı ve intilikların gürüktüsü İngüti rinden duyulmuştur. Münferit — surette uçan Alman yyareleri de İskaçyanın şimali şarkisinde ve Kent kontluğunda bazı yerlere bombalar atmışlarsa da, Insanca telefat olmamıştır. KRAL ALFONS SALTANAT HAKKINI OĞLUNA BIRAKTI Eski Ispanya Kralı On üçüncü etrar sa Tunan ordusu 130 kilo- metrelik bir. cephe üze- rinde geniş bir taarruza Alfons şöyle demektedir: «Oğlum Prens Yuan'ı tarihi ve- Taset kanunumuz mucibince, tah- ta çıkarılmasını temin için, sal - tanat haklarımdan feragat etmek istediğimi memlekete bildiriyorum. İspanya istediği zaman oğlum Kral | olacak ve saltanat müessesesini şahsında temsi) edecektir.> Yunan ordusu (X inal Sahifeden Devamı) bakımdan çok mühim bir köyü zaptetmişlerdir. Köy ağır bir bom- bardıman ve siddetli bir muhare-. beden sonra alınmıştır. Cephenin muhtelif yerlerindeki Yunan taarruzlarını derhal General Kavellero'nun mukabil taarruz - ları takip etmektedir. Bu mukabil taarruzlarda düşman hiçbir terakki elde etmemekte, bilâkis ağır za . yiat vermektedir. DRAÇ VE TİRANA TAYYARE 'HÜCUMLARI Atina 15 (A.A.) — Hava kuv - vetlerimiz 12-13 şubat gecesi ve 13 şubatta Tiran ve Draç — tayyare meydanlarında ve !'Jhııındı”ıuıı yan tecemmülerine muvaffakiyetli bombardımanlar yapmışlardır. Ti- ran tayyare meydanında iki mo - törlü dört bombardı tayyaresi ateş almış, askeri binalara da isa. bet olmuştur. GİRİT ÜZERİNDE DÜŞMAN TAYYARELERİ Atina 15 (AA.)— Ati gansı | bildiriyor: Umumi Emniyet Neza- | rzetinin 14 şubat tarihli resmi teb- | liği. Düşman tayyareleri Girit a- | dasının issir sahiline neticesiz bom-| atmıştır. Üç dilşman tayya- resi Anta mıntakasında otlıyan sü- rülerle ameleyi bombardıman et- miştir, Zayiat ve hasarat yoktur. yiizler Siyam hu- dudunu geçecek mi? (1 incü Bahileden Devam) Çasavvurunda olduğunu tahmin ettir- mektedir. Halbuki Siyam hükümeti, İngiltere D Biyam srsüadüı Üesinmi Tekame BAR YÇ tir Üüüyülür tünadi ği D Ülmak öraz ' Tnt AMERİKA SEFİKRİ BEYAZ SARAYDA Vaşington 15 (AA) — İsponyanın getiri Amiral Nomura, dün, Harte - abında demiştir ki: :;-ı—_';“"_.,..,..,. yarmak — için yapacağınız lan — herşeyi ".'k—n,_..o;amıı.» işilmekle mes'u- dum? YAPON - SOVYET MÜNASEBETLERİ Mihvercilerin hareketsiz | kalan gemileri Bir çok bitaraf liman- | larda bekliyorlar —| KLandra, 14 (AA) — Ba son rakam- Jara istinaden Loadrada tahmin Idildi- | asağı değildir. Bunların mecmu tonilâ- toları miktarı, bir mülyondan fazladır. Bu gemilerin ekserisi, Umanları tere Ketmekte serbostlir. Fakat yalınz de- nizde karşılaşacakları vaziyetler —dom layısiyle dışarı çıkamamaktadır. Amerika - Birleşik devletlerinde 20 | Güşman gemisi / vardır; Bunların 26 sı | İtalyandır. Brezilyada 16 a İtalyan ol- | zmak üzüre 24, Arjantinde 17 si İtalyan | olmak üzere 20. diğer Cenubi Amerika Ulmanlarında 21 | İtalyan olmak üzere mevcuttur. 'atan — İspanyası 1l- manlarında 31 1 Alman, 13 İtalyan Duru bulunmakladır. Kanarya adal rında 5 Almn, 13 İtalyan vapuru v dır. Yeşit Burun — adalarında bir İtal- gyan vapuru yalınaktadır. Yeni Profesörler ( inci Sahifeden Devam) sonra yeni Üniversite kadrosuna alınmış ve bugün de profesörlüğe terfi etmiştir. Muzaffer Şevkinin elliye yakın tıbbi tetkikat eserleri vardır. Bu Messisi Amerikan ve Fransız klâ- sik kitaplarında yer almıştır. Av« Tupada — müteaddit — kongrelere iştirak etmiş olan profesörümüz orada eserlerini kongreye arzet . miştir. Muhtelif tıp cemiyetlerinin azası olan mumaileyhi tebrik eder, | | Malta üzerine yeni bir hava baskını Malta 15 (A.A.)— Dün neşredi- len resmi tebliğ: Düşman tayya « releri dün gece Malta üzerinden dört defa uçarak bomba atmış - lardır. Devriye avcılarımızdan bi- ri projektörlerin ışığında bir düş- aresini hasara uğratmış- . Sivil binalarla hükümete att binalarda halif hasar vazdır. Üç kişi ölmüş, yedi kişi yaralanmış- tır, Yaralananlardan biri bir sığına- Ba iltica etmemiş bulunuyordu. Bugün öğleden sonra bazı düş- man tayyareleri Maltaya yaklaş mıaşlarsa da hücum vüki olmamış- tır, AAA AA SAA Hayatı ucuzlatmak (1 tnet Sahifeden Devam) kâleti yerli kumaşların pahalı sa- tılmasındaki sebepleri araştırmak- tadır. Kumaş fabrikatörlerinden mürekkep — bir heyet bu hususta izahat vermek üzere Ankaraya git- . DERİ SANAYİİ Deri sanayiinin de bu çerçeve dahilinde tanzimi için tetkikler yapılmaktadır. Derilerin cins ve nevilere ayrılması takarrür etmiş. gibidir. İktısat Vekâleti sanayi tet- kik heyeti reisi Şevket Süreyya gehrimizde bu işle meşgul olmak - yeni vazifesinde de muvaffakiyet- İer dileriz, ÇERÇEVE ———crr 'tadır ve dün dericilerin bir top - lantısına rivaset etmi NamıkKemalin karısı V1 Hnel Bahifeden Devam) Nüzhet de bu hususta süküt et- meyi tercih etmiştir -Sadettin Nüzhetten evvel, Ebüzziya Tev- fik, Süleyman Nazif gibi değerli kalemler, kahramanımız hak - kında sadece makale, konferans ve broşürlük hacimde konuş - tukları için ve zaten devirleri- wi monografya bahsindeki ih- mal yüzünden, bu mevzudu tek kelime sarfetmemişlerdir. Bana, büyük ve şerefli ilim ve san'at mecmuamız (Akbaba) müstesnaa, bugüne kadar Namık Kemalin karısını sadece izmile olsum kaydetmiş tek mathu sa- tır gösterenin kölesi olmıyu ra- — Namık Kemalin karısını e isim, we de cislm halinde ta- yuyoruz', Demekte haklımıymışım?. Vöt — Namık Kemalin karısına nit ismi Türkiyode bilen tek kişi yoktur; ve olamıyacaktır! Hük- münü savurmuş değilim a... Ben, namık Kemalin karısına Waşington 15 (ALA. )— Amiral Nomura dün gazetecilere beya - natında, Japonyanın — Sovyetlerle grünasebatını düzelteceğine emin olduğunu söylemiştir. HOLANDA GEMİLERİ GERİ DÖNÜYOR Tokyo 15 (A.A.) — Stelani; Mantlla'dan Domei ajansında rilen malümata göre Holanda Hin. distanı hükümeti Japonyaya git - mmekte olan gemilerine — üslerine dönmeleri için emir vermiştir. —LM— İlk mektep muallim- lerin'n toplantısı İlk mektep başmuallimleri dün Eminönü Halkevinde umumi bir toplantı yapmışlardır. Bu toplan. tıda kız talebeler için teşekkül e- den okul himaye heyetlerinin ça- lışmalarını daha verimli kılacak esaslar üzerinde görüşülmüştür. Mekteplerde himaye heyetleri top- lantılarına badema talebe velile - rinin de iştirakleri kararlaştırı! . mnıştır. Müdürler martın son haftasında | tekrar toplanacaklardır. —— ZAYİ; Nüfua kâğıdımı kaybeltim, ye- 'nlisi aldım. Eakisinin hükmü yoktur. Edirnekapı Nesiişah Sultan münsilesi Çınar caddesi numara 10 Saraç Ruza oğlu Serafeddin Saraçlı T4 doğumlu ———_—_—ç— Ait bilgilerin, bir isim halinde iki kere iki dört eder gibi bir hakikati, maalesef orijinal ola- rak ortaya koydum. Namık Ke- male dair bu çok basit nokta ü- zerinde benim başkalarından farkım, kondilerinin, bilhassa oğlunun sükütla geçiştirdiği bir noktayı, üzerindeki garip süküt külçesi bakımından billürlaş - tırmış olmak... Niş müftüsünün kızı (Nesime Hanım) hikâyesine gelince; ba- ma (iki kere iki beş eder!) tar- zında cehil isnat eden ( kuçuku- çu) larda zerre mikları edep, edep değil de korku - cahil ce- surdur - olsaydı, kitabımın s0- nuna İbrahim Necmi Dilmea bir göz alarlar ve orada kahra- manımıza sit meçhul kadinin (Nesime) “amini taşidığını gö- rürlerdi. Fakat bu izmi tesbit eden İhrahim Necmi Dilmen, bunu Namık Kemaliü nile kay- naklarından değil, eski maaş kütüklerinden bulup çıkarmış- tar, Zira Türkiyede Namık Ke- malle meşgül olmuş kalemlere NECİP FAZIL KISAKÜREK —a A B lreri nisbetle Namık Kemal hakkın- da en az bilgi sahibi olan Namık Kemal ailesi " mensupları, bu mevzuda asla ilmi bir vesika verebilecek vaziyette değildir. Eğer bu vaziyette olsalardı, ma- lik bulundukları ilmi vesikayı, Namık Kemalin oğlu ve reisleri Ali Ekreme verirlerdi (!).. İmdi: İbraihm Necmi Dilmenin tâ e8 ki zaman maaş kütüklerine ka- dar müracaate mecbur kalarak tesbit etliği bir ismin sahibi, is- mine kadar hiçbir noktasının ta- mımmadığı bir feçhul mü, değil mi? Hem yalnız bu isme malik olmak, Namık Kemalin karısını (meçhul) — olmaktı kurtarır mı?, Ayni İbrahim Necmi Dil- men, notunda beni yerden göğe| kadar tasdik etmiştir. Demek ki koyu ve şifasız ca- | hil, benim, iki kere ikinin dört etliğini maalesef orjinal olarak isbat ettiğim bir mevzuda: — Hayır, iki kere iki beş ederlli. Diye yolumu kesiyor; — ve (içtimal bir Türk axjzi) diye heykelleştirdiğim Namık Ke- mal hakkında bana saygısızlık isnat ediyor. Bu tarada bir yol kesiciliğini kim yapar?. . Bu noktaya kadar yürüttü - güm müdafaa, bana bilhassa takdir görmem iktiza eden ba- sit ve adi bir nokta üzerinde e- dilen basit ve adi bir iftira.. Fakat ben Namiık Kemalin monogralya ve biyografyası ü- zerinde bir yenilik yaptığıma kani değilim... Eserimin bu kıs- , — mu bir yeniliği değil, küçük bir vazifeyi çerçeveliyor. Bu mev- zuda benimkinden çok daha ge- niş monografya ve biyografyar lar yapılabilir. Ben ilmi vesika hamalı ve (mahzeni evrak) fa- vesi değilim.. Fakat ben Namuk Kömalim eseri ve işi üzerinde yeni ve ilk telâkki edilecek bir hamle gös- | terdiğime kanlim, Ben Namık * Kemal vesilesile, Namık Kemal züviyesinden, koca bir Türk in- Hi inkılâp ve intikat dava » gını İzah ettiğime kanlim... Çok sevimsiz olmak pahası- ma yalancı ve sahte tevazular. dan silkinerek soruyerum: Niçin koyunun eti dururkan boyuuzlarını kemiriyorlar?. BERLİN | görüşmesinden SONRA.. DEVAM) belki de Selânik ve garbi Trakyayı müdafaa için bir ileri barekete sa- ha ve zemin olmaktan kurtulamı - yacak demektir. İngilterenin bu | deklârasyonun işaret ettiği miley- yet vazıtalara sahip olduğundan ve ona göre tedbirlerini almış bu- lunduğundan şüphe edilemez. Bel- ki de, Yunan - Bulgar hududumun müdafaası ve Selânik, Dedeağaç, Kavala gibi ihraç iskelelerinin müdafaası tedbiri şimdiden alım- mıştir, Bu itibarla; bu deklâras - yonun Bulgaristanı çok düşündür. Mmesi yerinde ve haklı bir ihtimal. dir, Aksi halde; Bulgaristanın ken- disini tamamile kapıp koyuvermiş ve şimdiden her türlü bitaraflık imkânını kaybederek, Almanyaya teslim etmiş bulunmacı lâzımdır. Hattâ, bu deklârasyonun Bulga » ristanda olduğu gibi; Y yanın müstakbel üzerinde de aşırtma bir tesir yap- ması - beklenebilir. Unutmamak Tâzımdır ki, Yugoslavya Alman ve İtalyan çemberi ve tazyiki içinde bulunduğu kadar, — Yunanistarla da hemhudutlur ve İngiltere Yu- | nanistandadır! Yugoslavya mih - Te etmiye muhtaç olduğu İngiltereyi de tatmin etmek ihtiyacındadır, Yugoslavyanın Al- man istilâ ve işgaline, ittifak ve- ya nüfuzuna geçmesi, bu devletin toprak ve üslerine karşı da İngil- tereyi Yugoslavyaya pek yakın e- lan Selânik ve yine Yunan Make- donyası bölgelerinden harekete geçirebilir. Ve Orla Şark İngiliz orduları bu bölgelerde de hürriyet ve istiklâlin mücadelesini yapabi- lirler, Bu itibarla, Bulgaristan gibi, Yugoslayanın da İngilterenin ve müttefiklerinin emniyeti bakı - karşı müteenni hareket etmeleri Tâzımdır. Bu itibarla, Hitler * Svetkoviç mülâkatından sonra; Almanlarla Yugoslavlar arasındaki münaseba- tın ne safhaya girdiği lejsüz ay- dınlanmamıştır ve hâlen günün en | ziyade merak edilen mevzuları a- | rasındadır. Alman Devlet Şefi ile Yugoslav Başvekili arasında cere- yan eden mülükal üç saal sürmüş ve fakat neşredilen tebliğ, müsbet veya menfi hükümler vermiye müsait, aydınlatıcı bir tebliğ ol - mamıştır, Ne konuştular, neye ka- rzar verdiler, Almanya ne istedi, Yugoslavya ne dedi?. Bu suallerin bütün cevapları şu anda meçhul- dür. İhtimaller şunlardır: A— Yugoslavyanın Alman kı- taatına yol vermesi B— Yugoslayyanın yeni nizamı kabul etmesi C— Yugoslavyanın bir Alman - İ Yunan mücadelesine karşı bitaraf | kalması | D— Yugoslavyanın bir Bulgar - Yunan - Alman mücadelesi tak - | dirinde bitaraflık muhafaza etmesi E— Yugoslavyanın Yunanistan- İtalya harbini bir sulh veya müta- rekeye müsmir kılacak rollere mü- |- İngiltere ile birlik olmamasını te- min eylemesi.. İ Görülüyor ki, Hitler - Svetkoviç mülâkatına rağmen; bütün ihti - mallerin cevabı müphem ve muğ- Tâk bulunuyor. Ancak, bu mülâkat esnasında, her türlü âkıbet farazi- yelerini nazara alarak Yugoslav- yyanın halihazır vaziyette bitaraf kalmayı temin etmiş olması ve bu kadarla iktifa eylemiş bulun - ması da hesap ve ihtimal dahilin. dedir. Zira, Almanyanın Balkan- larda büyük bir cephe açılmasına firsat vermemek için, şimdiki hal- de, Yugoslayya — ve Bulgaristanı kendi siyasetine ve nüfuzuna bağlı birer sıkı bitaraf halinde tutması ve Yunan harbine Adriyalik ve Arnavutluk cephesi yolu ile mü- dahale etmesi faraziyesi de ihti- anallerden biridir. ETEM İZZET BENİCE İlân tashihi Gazetemizin 14 Şubat, DAt Tarihii İstanbu! 'Yazan : M. ATLI OÖ Z SON TELGCRAF —S ŞuBarT tssi — — z12 ŞUBAT 1941 Bilen idam olunur Tefrika No. 15 |Profesör gizli bir sır yüzünden kendi kendini berhava mıetti? — Bvet... dedi. Topraklar yığıl- | vir ediniz!. Bilhassa Anndn.n mıştıi!. Herşey bitmiştil. Profesö- Tün oradan sağ çıkmış olmasına imkân olamaz!, Eğer orası gizli bir lâboratuar idise herşey mah - v*n:mıııiıı Bittabi biçare profesör — Fakat, Her Garaviç!, Biliyor Musunuz, bu müthiş birşey!. Bi. liyor musunuz, bu pek mülhiş bir gey!. Acaba infilâkla kanalın o taraftaki yolu kapanmış da, profe- sör diğer tarafındaki herhangi bir yoldan çıkmış olamaz mı?, — Hayır, hayır!. İnfilâkla yıla- lan yerlerin her tarafın: dolaştım. Orası tamamile olduğu gibi çök - Müştür. Başka hiçbir mahreci ola- maz!. Olsa bile o dahi çökmüştür!. — Peki, profesör © vakittenberi dönmedi mi hiç?. — Hayır!. Bir daha görünmedi!. — Ne diyorsunuz? — Eveti. — Şu halde. Profesörün herhan- gi gizli bir sır yüzünden kendi kendisini berhava ettiğine mi hük- | mediyorsunuz?, — Asla!, Profesörün kendi kendisini im- ha etmesine imkân görmüyorum!, — Şu halde?, — O evvelce mürettep bir sul- kastle imha edildi!. — Ne diyorsunuz?. — Buna kat'iyyen şüphem yok!, — Peki, sebep?. — Meçhul!, Daha doğrusu.. Bel- ki o hususi çalışmaları... — Manyatik dinamo mu?. — Oh, evet, belki... Zira bu hâ- diseyi gördükten sanra atölyeler- deki suikastin de tamamlie profe- sör Tamurenskiye müteveocih öl- duğuna kat'iyyen kanaat getirdim. Nitekim profesör de bunu hemen anlamış ve alelâcele gizli lübora- tuarına koşmuştu!. Bu hâdise başka türlü olamaz!. — Demek, profesör Tamurenski nin suikastten kurtulmadığına, o- rada imha olunduğuna kat'iyyen eminsiniz?, lerde yakalanıp esrarengiz surette infilâk etmiş olan müthiş adamın niçin tecrübe atölyelerine doğru gitmiş olduğu anlaşılıyor gibiydi. Suikastçilerin hedefi, demek olu- yor ki, profesör Tamurenski idi, Fakat adamcağız yine kurtala « marmış, en müthiş ölümle öldürül. *müştü. Elimdeki mektup zarfına deh - getle bakmaktan kendimi alamı » yorum. Bu mektup şimdi gözüm- de harikulâde esrar yaratan bir mektup hailni almıştı. Birdenbire Garaviçe döndüm: — Her Garaviç!. Cinayeti polise Ahbar etmediniz mi?, Diye sordum. Garaviç müthiş bir korku ile ce- wap verdi: — Hayır!, — Bunun sebebini sorabilir mi- yim?. — Çünkü., Bu hâdiseden sonra son derece korktum. Bilhassa a - tölyelere döndüğüm zaman ora - da o gün yakalanan adam hakkın- daki izahatı da öğrenince fevka « Tüde korktum, saklandım!. — Hangi izahatı?, — Tecrübe atölyelerinde yaka- lanan adama ait izahatı!. Bilhasma © vakit Tamurenskiye © müthiş - damlar tarafından bir suikast ya- pıldiğına asla şüphem kalmadı!. — Hangi müthiş adamlar tara- fından?, Garaviç birdenbire sustu. Gözleri dehşet içindeydi — Her Garaviç dedim. Siz gerek profesörün suikast hâdisesini göre dükten sonra ihbar edecek yerde saklarımış olmak gibi hareketleri- nizle, gerek bu kabil muammalı gözlerinizle âdeta kendi kendinizi şüphe altında iyorsunuz!. A- çık konuştuğum için beni mazur görün!, Yahut da tamamile sarih konuşun!, Görüyorsunuz ki ortada Ga fevkalüde ve feci hâdiseler var. Feci bir surette öldürülmüş — bir adamdan bir de mektup getirmiş- sinizdir!. Öyle birisine ki ben de alâkadarım!. Binacnaleyh bu garip ve müthiş hâdiseleri bana açık an- latmalısınız!. İfadenizin tarrından birçok mühim şeyler bildiğinizi anlıyorum. Rica ederim, beni ten- diniz! bu Müthiş hâdiselerle alâka ve mü « nasobetini iyice anlamak istarim!, Garaviç benim kat'i ve şiridetli bir tavırla söylediğim bu sözler karşısında fevkalâde korkmuştu. Korkusundan âdeta olduğu yere de yumulmuş, bir kirpi gibi bü - zülmüştü. Kekeliyerek. seliyim, — Her Güraviç. Hattâ icap ederse sizin bu derece çekingenliğinize, hattâ Müsaade ederseniz şamimi fikrimi söyliyeyim. Korkak davranışınıza ıııuılııbıl ben bu insani vazifeyi ü- zerime alarak harekete geçecej Dediğim gibi, icap ederse, hı-ıığ:: kümete hâdiseyi bildiririm!, | Garaviç kuru parmağını birden- =)-:unne doğru uzattı, fakat i dahşetinden donmi lece -..ı,;" ” — Sakın!, dedi. Böyle birşeye kalkışmayınız!. 'a — Fakat sebebi?, Garaviç heyecanla kekeledi: — Cüzamlılar! — Cuzamlılar mı?, — Evet... (Arkası var) Salzburg mülâkatı (1 aoi Sahifeden Devam) Ribbentropun köşkünde yes mek yiyip bir müddet istirahat ettikten sonra, Berghofa gide- rek, saat 16,30 da Hitler tara « fından kabul edilmişlerdir. Hit. ler misafirlerini samimti surette karşılamış, görüşme üç saatlen fazla devam etmiştir. Yuşts « lav Nazırları saat 19,45 te Berg- haften ayrılarak, Belgrada ha- reket etmişlerdir. Neşredilen resi tebliğde «gö: Tüşmelerin iki millet arasında mevcut münasebetlerdeki an - anevi destluk zihniyeti içinde cereyan ettiği» bildirilmekte - Ankara Hadyo güzelesi, mü- lâkat hakkında henüz hiç bir tefsirde bulunulmadığını bildi- riyor .Popolo Ditalya bu ziya- retin İtalyada memnuniyetle Karşılandığını yazıyor. İtalya- nn Almanyadan âcil yardım is- tediği muhakkaktır. Nitekim Bulgaristan hakkındaki haber- ler İtalyada son derece mem- nuniyet uyandırmıştır. Faşist. ler bu yardım dolayısile İtal « yanın birçok yerlerinde nüma- yişler tertip etmişlerdir. Diğer taraftan Bulgarislanın vaziyeli her zamanki gibi dik- katle takip edilmektedir. İngilterenin, Sofya elçisi Ron- del aşağıdaki tebliği meşrettir. miştir: işgal eyler ve müttefiklerimize karşı üs haline ifrağ ederlerse, İngiltere derhal Bulgaristanla diplomatik — münasobetlerini kesşmek ve lürumlu addedeceği bütün tedbirleri almak mecbu- Tiyetinde kalacaktır.. Müstakil Fransız ajansının verdiği bir haberde de şöyle de- nilmektedir: «Viyanadan gelen malümala göre, Avusturyada mütemadi - yen Alman kıtantı tahaşşüt et mektedir. Alman piyadesinin Htalyaya geçmekte olduğu de teyit olunmaktadır. 50 yaşına kadar olan ihtiyatlar önümüz - deki cumartesi günü askert ma- kamlara müracaat edecekler - olduğunu yazmaktadır. Bu ko- mitaların başları Almanyada ve yahut Alman işgali altında bu- Tunan yerlerdedir. ve bunlar Kral Borise düşmandırlar, Hit- lerin elinde âlet olabilirler. Al- manların, Balkanlarda gayesi İtalya İle sulh akdine icbar et mek için Yunanistanı korkul maktır.. «Deyli Herakla de şöyle dik yor: «Almanlar, Balkanları eve welâ blöfle kazanmak İstiyor lar, Balkanlarda dehşet ve bötke, etmeğe uğra-

Bu sayıdan diğer sayfalar: