15 Şubat 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

15 Şubat 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HADİSELER->İ ç Ehasısım YA d TEL'GR K MÜSTEHCEN | ŞARKILAR Eyüp otobüslerinde müs- tehcen şarkı söyliyerek yol- “cuları, rahatsız eden iki kişi yakalanmış! Eyüp otobüsü olsun, Şişli otobüsü olsun, hangisi olur- “sa olsun.. Müstehcen şarkı söyliyen — yakalanıyor da, müztekreh otobüs neden ya- kalanmıyor?. Zannetmem ki, söylendiği iddia edilen müstehcen şar- kılar, kuvvet itibariyle, oto- büslerin müstekreh oluşun- dan daha üstün bulunsun! EDEBİ | MECMUA Yeni bir edebiyat gazetesi | daha çıkıyormuş! Bir de, bizde edebi hareketler görül- & bizde, ne kadar edebiyata dair kitap ve mecmua çıkar- sa, hepsi nebatat ilminin bir astılahını isim olarak alır. Vaktiyle çıkmış edebi kitap- lardan ve mecmualardan bir kaç isim sayalım: Çınar, ağaç, çiçek, demet, Tâle, zambak, gül, gülistan. Bizde edebiyat, edebi zevk — değil, daha ziyade nebati — zevki uyandırıyor, galiba. PROST'UN DERSİ Şehrin plânmı yapan mü- tehassıs mimar Prost, Aka- demide — şehircilik — dersleri yermiye başlamış! Sayın Prost'un, ders ver. miye başladığını görünce, yüreğim ağzıma geldi. İstanbulu imar edecek, ve — bu, bütün Türk şehirleri için bir ders olacaktı! Eyvah, yoksa, profesör, a- meliyattan vazgeçip, işi na- zariyata mı döktü?. — İŞKEMBE — ÇORBASI Belediyenin, şehrin muhtelifi yerlerinden aldığı işkembe nümunelerinden bir çoğu bo- ozuk çıkmış! Allah Allah.. TÜFTE SAT T e T içıraklar | .18 yaşından aşağı | | mümasili yerlerde 18 vaşından kü- VİLÂYET ve BELEDİYE: TİCARET ve SANAYİ: şimdiye kadar boyuna bozuk /— işkembe çorbası içmişiz de, farkına mı varmamışız?. Bir arkadaş şöyle dedi: — İşkembe çorbası gece yarısından sonra, hattâ sa- baha karşı, fazla içki alın- masını mütcakip içilen bir nesnedir. Maksat, kendine — gelmek, ayılmaktır. O saatte — insan, işkembenin bozuk o- lup olmadığını nasıl farke- der?, AHMET RAUF Son Telgrafın Edebi Tefrikası : 29 BİLLÜR KÖŞK Garsonve olanlar bazı işlerde çalışamıyacak ! Şehrimizdeki birçok gazino, lo- kanta, birahane, kahve ve aşçı dük- Kânlarile mahallebici, pastacı ve | Çük müstahdemlerin çalıştırıldık- ları görülmüştür. Belediye reisliği; hıfzıssıhha ka» hunun bu husustaki maddelerine istinaden bu kabil yerlerdeki müs- tahdemlerin — vaziyetlerini csaslı bir şekilde karar vermiştir. 18 yaşından aşağı olanların gar- sonluk, yamaklık gibi işlerde çalış- tırılmamaları hakkında şehir mec- lisi azaları arasında da kuvvetli bir cereyan vardır. Beledive reis. Mi tetkiklerini gür'atle bitirecek ve bu hususta yeni zabıtal bele - diye talimatnamesine bir kayıt ko- vacaklır. Tetkikler sehir mecli - sinin bu devresinde kmal olunup hemen şehir meclisine verilecek - tir. Hai lğr e KÜÇÜK HABERLER * Bugünden itibaren francala flatlarına 20 para zam olunarak 17 kuruşa çıkarılmaştır. y Ankara Bahçeli evler koope- ratifi» Kartal Maltepesinde T00 dö- nüm arazi satış almıştır. Burada bir. plâj şehri kurulacak ve ortak me- murlar izinlerini yazın Ankara dan buraya gelerek geçirecekler - dir. Bu arazide klüp, gazino ve te- nis yerleri de yapılacaktır. *& Şehir liyatrosunun 1841 mali yılında da devam edeceği tahmin olunan bütçe açığını kapamak ü. zere belediyenin — 1541 mali yılı masraf bütçesine 38 bin 500 lira ko- nulmuştur. Konservatuar için de 91 bin 364 lira ayrılmıştır. — , * Belediye bu yıl esnaf hasta - nesine ve Darüşşafaka «Türk o - kulma kurumuna» beşer bin lira yardım edecektir. Topkapı Fıkara- perver cemiyetine de bin lira ve- ı rilecektir. * Madenl eşya birliği emrine açıları 300,000 liralık akreditifler ilhal edilecek mallar için Ameri. kan firmalarından birliğe bazı tek- lifler yapılmıştır. | ** Dün muhtelif mmemleketlere 270 bin liralık ihracat muamelesi | kaydedilmiştir. Bu meyanda Al - | Mmanyaya hurda incir, Romanya, | Bulgaristan, Yunanistan ve talya- ya taze balık ihraç edilmişti, * İktisat Vekâleti sanayi tetkik | heyeti reisi B. Şevket — Süreyya şehrimize gelmiştir. Burada muh- telif sanayi erbabile — temaslara başlamıştır. MÜTEFERRİK: w* Eski bir kin yüzünden İzmir- de Turan Ali adında biri Gaziler Caddesinde sıvacı Hakkı adında bi- TiNi altı kurşunla öldürmüştür. & Gemlik kazasının — Anmutlu nahiyesine bağlı Koyundere çift - Tiği — hissedarlarından — Mehmet, Mahmut ve İdris kaptan arasında kavga çıkmış ve Mehmet İdris kap- tanı ağır yaralayıp Mahmudu öl- dürmüştür. | BÜYÜK AŞK ROMANI SELÂMİ — Yirmi dakika hiç konuşmadan | — dürdular... Nihayet uzaktan bir — korna sesi duyuldu, şösede bir oto. | | — mobi göründü. | Leman iliklerine kadar ürperdi: — Geliyorlar!.. Otemobil var hızile küşke yaklar gıyordu. — Haydi içeri girelim. Salona girdiler ve biribirlerine / garılarak, çarpıntı içinde bekle - — diler. — Otoümobil kapıda durdu, bahçe kapısı açıldı, sesler duyuldu. — Âlife mırıldandı: Leman aşağı indi, tam zamanın- da vetişmişti. evakle hanımefeadir İZZET köşkün dış merdivemlerini çkuyor- du. Üstünde ayaklarına kadar u- zun koyu kahve rengi bir yeldir- ame, başında siyah başörtü “vardı. Kaşları çatık, yüzü somurtkandı. — Anneciğim dedi, işte Leman.. Bu da kızı Afife... Leman evvelâ ilerleyip Zehrayı öpmek istedi, fekat kadının irkil- diğini farketti. Bunun üzerine elini öper gibi yaptı: — Safa geldiniz... diye kekeledi. Zehra homıtrdandı: — Hoş bulduk!. Cemal annesinin koluna girdi: — Yürü anneciğim... Yorulmuş. #undur, merdivenleri çıkarken yar- | trasıdır. | letinekte oldi Kücerri TENCERE j Evvelki akşam, Maraşın kurta - duş yıldönümü münasebetile, Şev- | ket Süreyyanın radyodu yaplığı | enteresan ve güzel konuşmayı din- liyordum. Hatip, kurtuluş bayramı dolayı aile, bu Türk şehrinde yapılan ge- çit resmini canlandırırken, askeri kata'lar, mektepler, teşekküller ar- kasından, yığın yığın, halk kütle- lerinin nasil geçtiğini heyecanla anlatıyordu. Bir yerinde: — Dikkat edin, diyordu. Daha ar- kada gelen halkın içinde, ellerin- | deki sopaların ucunda tencere ta- | pıyan vatandaşlar görürsünüz.. E- | vet, tencere.. Bildiğiniz tence Sonra, yine ellerindeki sopaların ucunda konserve kutuları taşıyan kahraman Maraşlılar.. Hatip, dinleyicilerin — merakını derhal tatmin ediyor. Bu tencere- ler, konserve kutuları nedir, diye- ceksiniz. Bilâhsiz, vasılasız, malzemesiz Maraşlılar, büyük kurtuluş kav - gasını yaparken, her çeşit silâhı bulunan düşmanla başa çıkabil - mek dünya yüzünde hiç bir silâh fabrikasının icadı olmuyan ©- riğinal malzeme ve mühimma vücude gelirmişlerdir. Bildiğimiz | yemek tencerelerinin i saçma, demir kırıntı bunlari birer el bombasi halinde kullanmişlar; konserve tenekele- rinden de, bir nevi lufilâk bom - bası yapmışlardır. Şimdi, kurtuluş yıldönümü: de, geçit resminde, sopaların ucun- da fakılı bulunan tencereler, boş konserve kutuları, o günlerin ha- Bütün istiklâl harbi içinde, Türk zekâsnın, Türk vatanseverliğinin yarattığı harikalar, hep Maraşın tencereden el bombası, konserve | kutusundan infilâk bombasına hi- rer naziredir. Bu milletle başa çıkılmaz, her - şeyi yoklan vareden bu milletle barbedilmez. Türk milletinin manzarası vardır: Ya çok uysal, ya, çok korkunçtur. REŞAT FEYZİ j | | | tekmil metrük ma- denler işletilecek Haber aldığımıza darlar eskiden işletilirken sonradan | muhtelif sebeplerle faaliyetine ni- hayet verilen bazı madenlerimizin yeniden işletilmesi için tetkiklere başlamışlardır. Bu arada bilhassa hariçten temin edilemiyen birçok öre, alâka - | n bir zamanlar iş- u kurşün madeni de yakında işletilecektir. Evvelce te- Sisat yapılmış bütün madenlerin işletilmesi için icabeden tedbirler alınmaktadır. Maden tetkik ve a- rama enstitüsüt mütehassısları bu işle meşguldür. D £ Eyüp Halkevinin kır koşusu Eyüp Halkevinden: Spor kolumuzun tertip etliği «t kilometrelik bir koşusu — yarınki nü yapılacaktır. Koşuya girmek istiyenlerin ya- rma kadar Evimiz idare memrulu- ğuna müracaat etmeleri lâzımdır. Derece alanlara mükâüfat veri . lecektir. dim edeyim!.. Bir limona! misin? — Hayir, bir kahve içerim. Her yana göz atıyordu. Yukarda salonu da, köşe bucağına varıncı- | ya kadar gözden geçirdi ve söy- leyecek söz bulamadığına üzüldü. Hizmetçi kahve getirdi. Zehra | kahvesin! içtikten sonra Cemal: — | — Anne dedi, haydi odana götü-| Teyim seni, Hazırlanan odaya girdiler. Per- deler indi. Masalardan birinde Ce- malin hir resmi vardı. Bahçenin ilk güllerin! toplayıp küçük bir vazo- ya koymuşlardı. Zehra odasını da gözden geçir. di, burada da itiraz edecek bir şey bulamadı.. Bu sırada gözü hey - kellere ilişti: — Bunlar da ne tuhaf şey!., de- di. Cemal anlat! — Afife resim içer vapar, bunlar da modelleri. Bu oda Afifenin odasıy- | d, sana verdi. Köşkte sana lâyık daha iyi bir odamız yok. Eğer is- tiyorsan heykelleri çıkaralım. | başına ayda 30 kilo buğday Günün meselesi: Ofisin yapacağı yeni un stokları . Bazı yerlerde ihtiyaç fazlası hubu- bata el kondu peşin para ile alınıyor Ankaradan bildirildiğine göre koordinasyon heyetinin neşredi - len 107 numaralı kararına tevfikan bazı vilâyet ve kazalarda müstah- &ilin elindeki ihtiyaçtan fazla buğ. day, çaydar, arpa ve yulaf beyan- nameye tâbi tutulmuştur. Bu ka- rarnamenin ilânından sanra beş gün zartında beyannameler veri- lecek ve hükümet — bunları peşin para ile ve değeriyle satın alacak- tır. Bu vilâyetler ve kazalar şunlar- a, AF Ami 4 'a, Bor . um, Denizli, rbakır, ve Bi lecik, Çankırı, Tokat, Konya vilâ- yetlerinin bazı kazaları, Burdan da anlaşılacağı veçhile karar yalnız kendi ihtiyaçlarından| fazla hububat istihsal eden böl - gelere şamildir. Köylüye çocuk - lar da dahil olmak üzere çavdar ve hayvan başına da günd 5 kilo arpa ve yulaf bırakılacaktır. Toprak_bir köy ifırını ansızın ihtikârı suçile | patlayınca İki küçük kardeş | yanıp yaralandılar | Çatalcada İhsaniye köyünde ev- | velki gün feci bir kaza olmuştur. Bir köy evinin topraktan yapılmış | bir fırını birdenbire patlamış, fı- rınının yanında — bu an sahibi Mehmet isminde birinin 3 yaşında. ki kızı Gülsüm ile 6 yaşındaki oğlu muhtelif yerlerinden yanıp yara- | lanmışlardır. Yaralı çocuklar te- | davi altına alınmışlar, hâdisenin tahkikatına başlanmıştır. düm a İfisi büyük un stokla: * yükselmiştir. 'Tohumluk için de lâzım olduğu &adar buğday, çavdar, arpa ve yu- laf alıkonacaktır. Köylerdeki bütün hükümet me. anurları, öğretmenler ve eğitmen - ler hesapları yapmak için köylüye yardım edeceklerdir. Verilecek be- yannameler en kısa bir müddet | zarfında mülkiye memurları eliyle | toprak ofisine verilecek ve taprak ofisi bunları satın alacaktır. PULSUZ BEYANNAMELER | Mahsullerini acele satmak isti - | yenler hemen Ofis teşkilâtına mü- Tacaat ederek satabilirler. Bu su. retle satın alınacak — hububatın | naklinde milli korunma kanunu - nun 36 et maddesi tatbik oluna- caktır. Verilecek — beyannamelr pula ve herhangi bir resme tâbi (2 milyon yen_igıval Hindistana 1smarla- nan partilerin ekseri- | yeti Basraya geldi Alâkadarlara gelen — malümata göre, bir müddet evvel Hindistana | sipariş edilen iki milyon yeni çu- vakdan mühim bir kısmı Basraya gelmiştir. Bu mallar yakında mem- leketimize nakledilecektir. Böyle- Tikle çuval sıkıntısı tamamen or . tadan kalkacaktır. Diğer taraftan Portsaitte bulunan çuvallar da İs- kenderun yolile memleketimize nakledilmektedir. Yeniden bir par- Hi mal yolda bulunmaktadır. | ——— | Talebelerin boy ve ağırlık ölçüleri İlk, orta, lise kız san'at ve mu - allim mektebi talebelerinin daimi surette boy ve ağırlık ölçülerinin alınması ve bu husustaki netice ve müşahedelerin her ay okul doktor- ları tarafından muntazaman taleb> sıhhat cüzdanlarına geçirilmesi |— nin ehemmiyetle takip olunması dün Maarif müdürlüğü tarafından değildir. Bu suretle toprak mahsulleri O- yaparak bun. | ları l4 erin icap ettir - diği şekil ve mahallerde mühafaza edecktir. Bir eczacı ilâç Polise verildi. Maznun 25 kuruşluk kaşeleri 35 e satmış! | Pangaltıda ha azi cadde. &nae Dİl numaralı Halk eczanesi sahibi Agop beş adetlik Nevrozin e lması icap ederken muallim Hulüsi isminde birisine 35 kuruşa satmış ve h: kında ihtikârdan takibat yapıla - rak adliyeye verilmiştir. * Altın dün 28 lira 60 kuruşa Dün Sultanahmet 2 inci sulh ceza mahkemesinde garip bir hır- sızlık da Kurmkapda Yüce Ülkü bususi li- | sesinde çobtanberi talebenin ki - tapları çalınıyor, mektep c | bu hususta çok titiz davrandığı hal de bu hırsızlığın bir türlü önüne geçilemiyormuş. Geçenlerde © - | nuncu sınıf talebesinden Muzalfer Ülker, Mustafa ve Zafer Şanın da kitapları aşırılmıştır. Bunlar Ba - brlli caddesindeki bütün kitapçıla- Ta müracaat etmişler ve kullanl- maş kitap aramışlar, nihayet Ca- Galoğlu yokuşunda şergici Meh - metle, Yenipostane caddesinde Ht üü — #Ç ADLİYEV. POLİS3— . Arkadaşlarının kitaplarını | çalarak satan genç! Bu iddia ile mahkemeye verilen birinin yazısını ehlivukuf tetkik edecek ! nde — kendilerinden çalınan beş kitabı — bulmuşlar ve derhal idaresine ve müra- enat etmişlerdir. Polis tahkikat ya- parken yine talebeden — Elâzığlı Mehmot Özdici yakalamış ve müd. ddeiumumiliğe vermiştir. Dünkü celsede Mehmet Özdiç, her şeyi inkâr etmiştir. Fakat; ki- tapçı Hüseyin, kitapları kendisin- den satın alırken Mehmedin hüvi- yet cüzdanına bakmış ve adresini kitabın üstüne kendi elile yazdır- mıştir. Suçlu bu yazıyı inkâr edi- yordu. Muhakeme yazıyı ehli vu- kulu tetkikat yaptırmak için da - vayı talik etmiştir. tekmil mekteplere tebliğ olunmuş- tur. İstanbul höylerinden 40 eğitman almacak Nisan birde başlıyacak olan 6 1a- kişi alınması — kararlaştırılmıştır. Bunlar askerliğini yapmış okur yazar kimselerden olacaktır. İlk tahsil diploması bulunanlar tercih olunacaklardır. Bu namzetler 7 aylık bir tahsil ve terbiye devresi geçirdikten son- ra nüfusu 400 den az köylerde ça. hışacaklardır. Şirketihayriyenin bu yıl varidatı azalmış | | Şirketihayriyenin senelik kon - gresi 18 mart salı günü snat 16 da yapılacaktır. Toplantıda Boğazi * Çine rağbeti arttırmak hususunda da görüşülecek ve bazı tedbirler ka-| rarlaştırılacaktır. Şirket vapurları bu yıl geçen se- neden az yolcu taşımışlar ve har sılat da az olmuştur. Bu yolda bilhassa yaz mevsi - minin ve pazar günlerinin yağ - murlu gitmesi de tesir etmiştir. Prevantoryom ve sa-< natoryoma yatacak talebeler Devlet hesabına — tahsil gören V olar Ma - ğındaki prava yomunda parasız olarak tedavi . dileceklerdir, Yalnız sanatoryom - da 1aydan — prevantoryomda ise 6 aydan fazla yatırılmıyacaklardır. Halkevlerinde hasta bakı« cılık — ki Dünden itibaren Eminönü Hal - kevinde bir hasta bakıcılık kursu açılmıştır. Kurs pazartesi ve cuma günleri saat (10) dadır, Dövam et. mek istiyen bayanların üçer vesi- ka fotografile mezkür Halkevine müracaat ve kayıtlarını yaptırma- ları icap etmektedir, Şehrimizdeki diğer Halkevlerinde de hasta bar kıcılık kursları açılacaktır. Fakat bir genç kız odasında böyle çırılçıplak heykeller yakışık al - müz. Esasen Afife hanim bunu bil- diği için giydirmiş... Kendisini teb- | Tik ederim!. ilmemek için kendini M—l Ta hanım havayı kok- ladı: r bu koku?.. dedi; ha... Güller kokuyor.. Cemal, bu gül- leri çıkar, Çikçek kokusu baş ağ- rıtmaktan başka işe yaramaz. Cemal Afifeye vazayu almasını işaret etti. — Sen soyunup dökünüp din - lenmek istersin anne?.. Seni yalaız bırakalım. — Yok yok, hiç yorgun değilim; sen bana köşkü gezdir. | Tekrar evin içinde dolaşmağa başladılar, Zehra, köşkün musluk> | larına kadar, her kıyısını bucağını | | gözden geçirdi. Her taraf ve herşey pırı) pırıldı. Her yeri, her şeyi gör- mek tstiyor, her yene baktıkçu, ee rarengiz bir tavırla başını sallı - yordu. Kusur bulamadığı için öf- — Hayır, bana göre hava hoş... kesini belli etmemeğe çalışıyor - du da, beğendiklerini ima dahi et. aniyordu, Leman ile Afife, kendi evinde do- laşır cibi dolaşan, dolapları, çek- meleri açıp bakan, her tarafı ka- rıştıran bu kadına hayretle bakı- yorlardı. Nihayet kapının önünde duran sandığını gördü: — Odama çıkarsınlar! dedi, Leman: — Emrederseniz Afife size yar- dam etsin! diye mırıldandı . Zehra hamundandı: — Lüzum yok; ben kendi işimi kendim görmeğe alışkanım... Ye- mek zamanına kadar işimi bitiri- rim. Oğlum kaçta yemek yiyor « sunuz? — Siz ne zaman isterseniz anne, — Yedi buçukta yiyelim. Sen ye- diyi çeyrek geçe odama gel. Zehra odasına girdi, kapısım ikapadı. Leman ile Afife hazin ha- zin bakıştılar. Cemal annesinin halinden mahr cup olmuştu: — Soğuk ve sert kadındır! dedi. Her zaman ve herkesle böyledir. —— kendisini iyi karşıladığınıza mem- nundur. Belli etmez, göstermez amma, içinden takdir ediyor. Cemal uzakle'ırkon Afife mıril- dandı: — Öyleyse pek içinden... Tatlı bir söz söylereydi dili tutulmazdı | yal. Yediyi on geçe yemek odasına indiler. Leman Cemale: — Yemek hazır dedi, annene ha-, ber ver, c Cmal içini çekti: — Vereyim! Afife göğüs geçirdi : — Zavallı babacığım, acıyo - vum sana.. Cemal — annesinin oda 2apısını vurdu. İçenden bir eses duyuldu: —Gelt Zehra hanım siyah tpekli bir el. | bise giymişti. Bu misafirliğe gittiği zaman giydiği üniforması idi. San- Ki ta Yeşilköyden kalkıp Alemda- ğt eteklerine gelen kadın o değildi. Dinç, gürbüz, dinlenmiş görünü - yordu... Çekmecelerini - kilitledi, Bana karşı bile... Fakat hassastar, anahtarları çantasına — koydu ve sordu: Hakemin “Hakkı ,, Yazan: Ahmet Şükrü ESMER YA Lafontenin hikâyesi malümdur: Tüki bir davada hakem oluyor ve davacıları aldatarak ihtilifin mev- zunnu teşkil eden şeyi, hakemlik hakkı olarak tamamile kendisine tahsis ediyor. japonya, şimdi Fransız Hindiçi- nisi ile Siyam arasındaki ihlilâfta böyle tilkinin hakemliğini yap - maktadır. Aylardanberi Siyamla İ" Hindiçini arasındaki ihtilâf, gaze Va te sütunlarını ve efkârı umumiye- * *!”| yi meşgul etmekte idi. Fransa U- zak - Şarkta yerleşirken, Siyama Bessıs! ait bazı toprakları ilhak etmiştir. dr hul Harp çıkıncıya kadar Siyam ile © kuv Fransa arasında bu yüzden bir ihs İn & tilâf çıkmadı, hattâ harp çıktık - | fan sonra da Siyam bir iddia ileri sürmedi. Fakat Fransa yıkıldıktan ve japonya da Uzak - Şark niza- manı bu mınlakaya teşmil etmeğe karar verdikten sanra. bir Siyam- Hindiçini davası orlaya çıktı. yamın japon tahrik: cet el- ine şüphe yoktur. japonya Siya- ma gilâh verdi ve nihayet ihtilâf Siyamla Hindiçini arasında silâhlı bir çarpışmıya vardı. Siyam as- kerleri Hindiçini topraklarına gir- diler. Hindiçini sularındaki Fran- sız harp gemileri de bazı Siyam gemilerini tahrip ettiler. — İhtilâf böyle kanlı bir safhaya girdiği hir sırada japonya Uzak - Şarkın sul- hu namına tavassul teklüfnde bu- kundu. Bütün dünya, japonyanın nce ile hare- Yur ülirse ordı yam da Fransa da japonyanın tek- lifini kabul ettiler ve Tokyoya bi- Ter murahhas heyeti gönderdiler. Bildirildiğine göre japonya şit teklifi ileri sürmüştür: 1— Gerek Fransa ve gerek Si- yanı, Uzak - Şark meselelerini hal- letmek noktasında yegâne hake- min japonyz olabileceğini tanı- yacaklardır. Yani dolayısile yeni nizamı kabul edeceklerdir. 2— Siyam ve Hindiçini japon - —— yaya topraklarında tayyare ve de- — miz üsleri vereceklerdir. japonyanın hakem bakkı olarak istediği şeylar verilecek — olursa, Ahtilâf mevzuunu teşkil eden top- raklardan çok geniş arazi, hattâ — Hindiçini ile Siyamın tamamı ja> ponların e'ine egçmiş bulunacak- tar. Tandradan bildirildiğine göre, Almanya, japonyayı Uzak - Şarkta harekete geçmeğe teşvik etmektle dir. Mihver ortakları, " Anglo - Sakson kuvvetinin stratejik nok- talarına karçı hep birden taarruza geçeceklerdi. Almanya garbi Av- rupada İngiltere «kalesiler met- gul olurken, İtalya Süveyş işini tasfiye edecek, japonya da Singa- pur meselesiri halledecekti. Fa - kat İtalyanın mağlübiyeti mih < ver stratejisini altüst etmiştir. Gef çi Almanya, İtalyanın zâfile açılan gediği tamir etmeğe çalışmakta - dır. Fakat Uzak - Şarkta japon * yyanın harekete geçerek mihverim ortağı sıfatile varifesini yapması- mı beklemektedir. Halbuki İtalyas mıh yıkılışından japonyanın cesi reti kirilmiştir. Bundan başka Çit harbi kendini ziyadesile meşgul etmektledir. Sovyetlerle de — bir anlaşmıya varamamıştır. Bu var ziyette, Çinle meşgul iken ve Sov” yetlerle anlaşmadan kendisini İn” giltere ve Birleşik Amerika ile S7 dimi atmaktan — çekinmektedir. Çünkü atacağı yanlış bir adım jâ” ponyayı, Çin, Sovyetler, İngilter? ve Amerika ile karşı karşiya getir rebilir. japonya böyle bir vaziyeti düştüğü takdirde Almanyadan d" ha büyük bir çıkmaz içine girmif olacaktır. Peynir istihsal yerle- rinde kontrol teşkilâti Yeni peynir — istihsal mevsini' yaklaştığı için alâkadarlar şimdi” den fiatlar üzerinde tetkikler yaPf mmağa başlamışlardır. Müstahsillerle, tacirlerin mali” fiatını lüzumsuz yere arttırmazmı ları için istihsalât yerlerinde Kot trol teşkilâtı yapılacak ve buralâf daki momurlar maliyet fiatlarıik daimi bir kontrol altında bulu? racaklardır. Böylelikle peynir n.ıunp: gayrimeşru yükselmesine mâni kanacaktır. g Kontrol memurlarından ğ malümata göre, her taralta nirlere azami satıg fistları ttf edilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: