AA UU A PERDE AR U AUA LKL KASINDA OYNAYANLAR? Yazan: İskender F. SERTELLİ Tarih; Türkiyeyi cihan harbine sü- rükliyen mesulleri affetmiyecektir şünülecek olursa, zalimlerden baş-| Osmanlı devleti, Avrupa harbine nasıl ve ne cesaretle iştirak ede - bilirdi? * © sırada Suriyede dördüncü or- dunun en mühim şahsiyetlerinden biri, Beyrut valimizin: «— Bu harbi kimler istedi?» Sualine: «— Bu muharebeyi istiyen yalnız üç kişi idi.> Coevabını vermişti. Valinin: ; e— Kabinede bir dördüncü ta - taftar yok mu idi?» Sualine de şu cevabı verdi: «— Eğer dördüncü adam müza- kereye iştirak etmiş olsaydı, Hlikü- met bu harbe girmezdi!... Demek, bizde, ilk plânda harp mes'ulü üç kişiydi. Bu adamlar, ferdi taleplerle mütarekeden $on- ra, her biri bir tarafta öldürüldü. Öldürülmeseydiler acaba, millet muvacehesinde, dört yıl bu mem- Jeketi mezbahaya çevirmek sure - tile kana boyayan bu adamlar ce- zalandırılacaklar mıydı? Yunanistan, mütarekeyi müte - Akıp harp mes'üllerin! derhal sor- guya çekip kurşuna dizmişti. “Acaba sağ olsalardı, onlar da böy- de ağır ocezalara garptırılacaklar muydı? Bunu bümtyoruz. Bildiğimiz bir mokta varsa o da şudur: Her mem- leketin harp mes'ulleri cezalandı - rılmıştı. Biztm harp mes'ullerimi - tin mes'uliyetleri ise hepsinden çok daha ağırdı. Zira ne milletin, ne millet vekillerinin reyi alınmamış . Hodbehod, üç kişinin arzusile kos- koca bir millet, otuz milyonluk bir kütle, bir anda, bir kararla o felâ- kete sürüklenmişti. Tarih, bu küs- tahları elbette affedemezdi.. Ve af- fetmiyecektir. Eski Roma imparatorlarından No.83 ka mazlumların da o — felâketlere maruz kalmalarındaki isabet ve a- dalet vazıhan görülür: Zalimler, yaptıkları fenalıklar yürzünden nasıl kahır ve tenkile lâyık iseler, dir ve itisafına mahkâüm ve maruz Bunun içindir ki, biz, bu bedbaht ul görüyoruz.. Hüseyin Kâzım Bey gerçi bu sözleri, İttihatçılar, Mondros mü - üstü bırakıp - kahbece - kaçtıktan sonra söylemişse de, buna benzer ve çok ağır ittihamları — onların yüzlerine nrşı da tekrarlamaktan çeki m .Be yi dediği gibi, harp mes'uliyetinde milletin de iştiraki yok değildi. Fakat, bütün kuvvet- Tetile milleti kırkıvrak saran İtti - hat ve Terakki komitecilerine kar- Şı, böyle mazlüm ve daima büyük- lerine itaate alışmış bir millet ne yapabilirdi? Şakiler, dört uzun harp senesin- de neler yapmamıçlar, ne şakavet-, ler, ne cinayetler işlememişlerdi! 'Türk milletini cihan harbine so- kan «üç kişi» nin etrafını - harp başladıktan sonra - kimler sar - mıştı? Bu adamlar, bugünkü mes'ut| 'Türkiyeyi o zaman nasıl idare et- mişlerdi? (Devamı var) Sizi saadete götüren PUDRA Hangisidir? #eronun Romayı yakışı mühim bir. bâdise idi. Halefleri: «— Neron, zevki için Romayı yaktı!. | Dediler ve kendisini mazur gör- düler, Zira, onların da bir çoğu Ro- manın yanışından çok daha mühim cinayetler işlemiş, birçok kanların dökülmesine sebep olmuştu. Ken- dilerini suçsuz göstermek için, Ne ronu mazur görüyarlardı. Fakat, tarih; beş asır, on asır, n beş asır sonra Nerona «zalim ve gaddar» damgasını vurmakta te - reddüt etmedi. Maamafih, Türkiyeyi umum! har- be sürüklemek cinayetini irtikâp yeden bu üç şahns hakkında, tarih, *Neron için olduğu gibi - asırlarca beklemiyecek, çok çabuk hükmünü | verecektir. * Böyle olmakla beraber, harbin ilânından sonraki mes'uliyeti sa- dece birkaç adama yüklemek de döğrü olmaz. Bu mes'ulliyet - te Osmanlı heyeti içtimaiyesi - nin, yani bütün milletin hissesi vardir. Yapılan zulümler, suüsti - | maller, gafletler, idaresizlikler ve #ulkastlar.. Hasılı bütün bu fena- lıkları yapanlara dört yıl müsama- ha etmek; bunlara lâyık olduğu - muzu göstermek demek değil mi- dir? Bu vadide, Selânik valisi Hüse- iyin Kâzım Beyin buna dair söylek diği sözü hatırlamamak mümkün değildir. Kâzım Bey diyor ki: (1) #— Zalimleri ve zülmü ortadan kaldırmak, insanlar için her zaman mümkündür, ve bu şüphesiz bir vazifedir. Bir heyeti içtimaiyede PARİSİN EN SON MODA RENKLERİ Ön kadında Dokuzu fena renkte pudra kutlanır Fena ren'tte bir pud- ra, yüzünüze emakyaj- lanmıs» ve cçirkin bir manzara verir ve sizi daha yaslı gösterir. En muvafık rengi — bulma- Hin yegâne caresi, zünüzün bir t bir renk ve diğer tara- fına başka renk budra tecrübe etmektir. Bu tecrübeyi Tokalon pud- rasının yeni ve cazip renklerile yapınız. Bu | yeni renkler gayet mo- dern *Chromosoope' makinesi savesinde <a Tıştırılmastır. — Sihrâmiz bir göz, beren kusur- İsuz bir itina ile renkleri intihap eder ve artık «makyatlanmışı — man- İzaraya nihayet verir. Cilt ile her vazilenin müsbet okluğu dü- (D 1236 da masrettiği hürriyet “tukılak,ı Gd eserinden., adetleri milyonlara baliğ olan maz- kumlar da böyle birkaç adamın ga- kalmakla bu mücazata elyakdırlar.. memlekette yaşıyan her ferdi mes- tarekesinden sonra memlekeli yüz| RENGiNiZ, ÇALATA BEYAZIT Dalga Urunluğu! 1648m. 182.Xc/s. 120 Kw. İTAP.3LTM. 9465 Ke/s. 120 Kw. T.AÇ. 19.7510. 15195 Ke/s. 20 Kw Saat 1800 Program ve memle- ket saat ayarı. | 1803 Müzik: Radyo «Swing> ku-| arteti (İ. Özgür ve Ateş böcekleri) 1830 Müzik: Karışık: program, 19.06 Müzlk: Fasıl heyeti. 19.30 Memleket saat ayarı ve a- janıs haberleri. 1945 Müzik: Muhtelif şarkılar 20.15 Radyo gazetesi, 2045 Temsil. 2130 Konuşma (iktisat saati) 2145 Müzik: Radyo salon örkes- trası (Violonist Necip Aşkın idare- sinde). 22.30 Memleket saat ayarı, ajans baberleri, ziraat, Esham - tahvilât, kambiyo - nukut borsası (Piat). 2245 Müzik: Radyo sâlon orkes- trası programının devamı. 23.00 Müzik: Cazband (PL) 23.25/23.30 Yarınki program ve kapanış. n Sami Öksürük Şurubu Üksürük ve nefes darlığı, boğ- maca ve kızamız öksürükleri için pek tesirli ilâçtır. Herkets kullanabilir. ee ŞAKAR.:Ş£ (B.ANK—ALAR cıın.w-sv TEL. 4İSF8 İVERSİTE CAD.28. KADIKÖY İSKELE CAD.33/2 AVRUPADAN nlm.omı,ı İLK TÜRK KÜRK! 160 - 200 LİR A'ya Ismarlama Kürk Manto, Kürklerinizi Şık, Ekonomik ve San'atlı yaptırmak veya tamir ettirmek İsterseniz Beyoğlunda — Karlman Mağazası bitişiğinde SAADET. MEBRUKE Terzihanesine geliniz. Tei: 41492 SENE GARANTİLi iSViCRE SAATi SAA OSMAN EN ZARİF HEDİYE TAKSİTLE SATIS Halkalı Ziraat Mektebi Müdürlüğünden: Halkalı ziraat mektebi çiftliği ihtiyacı olan bin elli lira muhammen İbedelli (7) ton mazota ve 600 kilo (480) lira muhammen bedelli mobile ol B. B. ye ve (1000) kilo (400) tira İgününde istekli çıkmadığından şartnamesi mucibince pazarlıkla alına- | cağı ve isteklilerin mektepteki komisyona müracaatları ilân olunur. €» U. İdaresi İlânları muhammen bedelli benzine ihale Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Türkiye, Yunanistan ve Bulgar demir yolları arasında mer'i üç taraflı müş- terek eçya tarifesindeki Hulgar demir yollarına &it olup 18 tonluk — vagonlarla 'akledilecek eşya üeretlerine 1 gübat 1041 den İtibaret — yüzde B zam yapıl- imıştır. Halkalı Ziraat Mektebi Müdürlüğünden : Sahip ve neşriyatı idare eden ETEM İZZET BENİCE Halkalı ziraat mektebi hayvanatının bir sevelik ihtiyacı olan (16) | 'ton Ve 960 Iira mühammen bedelli tek sıfıra (Razmole) ihale gününde istekli çıkmadığından şartnamesi mucibince pazarlıkla alınacağı ve is- teklilerin mektepteki komisyona m'ıracaatları ilân olunur . Başmuharriri Basıldığıyer: SON TELGRAF Matbaası ğ T:ürl;;ye AKTiF BASAI Kanumun 6 - # inci madde - kerine tevfikan hazine tare « fından vaki tediyat Sanedat cüzlamı: Hazineye M50 No, u kanık a göre açılan altın karşılıklı avanı Biseedarları Yökün Cumhurıvet 28 Kânunüevvel 1940 Vazi eli | L Alu:Sati kilogram72.316 895 101.719,497,90! Küra *190.015.30 Tedavüldeki bankasilar Z| 11198616540 Deruhde edilen — errakı bakiyesi 109.554.92% 18.077,448,73 13394.142,15 S1.112.766,52 1Tcmmuz 938 tarihinden itibaren: iskomte heddi Ü 4, altın Üzerime avans “k 5. Merkez Bankası KA SK D ıı,=m.— Ünliyst Akçesi BANENOT UFAKLIK 2.398.275,94|119.061.054,84 —— üt ve tevkalide — 6188.666.1 Debildeki mahabirler SA Deribde — edilen evrala pakdiye Kanunun 6 - & inci mad - delerine —tevfikan hazi - ©e tarafından — vüki te « Giyat 158.748,563, 19.922.695.— makdiye 188.825.868,- Kurşılığ tamamen — altın alarak Düveten tedavü - le vazediler Recskoni — mukabili ilâ- veten tedvüle — vazedilen 248.000.000, Harineye yapılan altın kar- Ailaklı avans mukabili 3903 No hi kanun mücibince ili- veten tedavülle vezedilen , MEVDUAT: 17.000.000, Altın safik.lg. 590.706, — 830875 4550 No, kanuna göre ha- zineye açılan avana muka- BİL tevdi obanan altınlar. SAf kiloğram / 55.541 930 78.12M.1467.5 Döviz tanhhüdatı: göre zayıf- (3 üncü sayfadan devam) larda şişmanlar, bazılarında da za- yıflar makbul tutulur. Ancak zayıflığın öyle muvazeneli olması pek nadirdir. Öyle zayıf bu- hununca, sağlık bakımından bir teh- | likeyle karşılaşmadan modaya uy- gun olmasından dolayı tebrik e- dilir. Fakat öyle zayıflara baka - rak modaya uymak istiyen tom » bullar çok aldanırlar. Zayıf gördüğümüz Insanların en çoğu, Mmuvazeneli zayıflar değil, hör hastalık sebebinden zayıfla - miş olanlardır. Bunlar hayat si - göortasına yazılmak isteseler bile, hekim muayenesinde, zayıflığa se | bep olan hastalık belli olacağından kabul edilmezler, Onun için sigorta kumpanyalarının hesaplarına ve | #statistiklere girmezler. Bundan do | layı zayıflığın iyi veya fena oldu- ğunu — anlamak için istatistiklere hiç inanıl: krı bilhassa uzun sanı zayıflat- | tv,ğ 'nı herkes bilir. Tifo hastalığın: dan, hatta grip hastalığından yeni kalkan bir insanın zayıflamış ak duğuna kimse şaşmaz. O hastaılk- lar geçlikten sonra -, bereket ver- sin -insan tekrar semirdiği için on- larda zayıflık merak edilecek şey değildir. Şu kadar ki, ateşli hasta- | lığın tabil olarak zayıflattığını ha- tırlayıp ateş devam ederken bolca şekerli süt içmekte, ateş geçtikten sonra da iyi yiyip içmekte nazlan- mamak |âzımdır. Ateşli hastalığın | verdiği zayıflık tabil olsa bile çok devam edince büyük zarar verir. | gortasına yazılmak isterler Para bıriktınnlın irenaa 9 28,800 Lira İkramiye Veriyor ———__— ibbarsız tasarruf Hirası bulunanlara senede 4 dela çekilecek kur'a ile aşağı lık ve şişmanlık | Amerikalılara | 10 lira etmiyen | TÜRKİYE CUMHURİYETİ i Ziraat Bankası Kuruluş Tarihi: 1888 Sermayes': 100,000,000 Türk Lirası F Şube ve Ajans adedi: 265 | Zirai ve itcari her nevi banka muameleleri 3 | t Hej & yüzük 600 lira- ya alınmış! (3 üncü sahifeden devam) nim gibi birisine, ayni yüzüğü, m zayededen sonra satacağı zamam #arıldım yakasına.. Beni görünce, betibenzi kül gibi oldu. — Ayaklarını öpeyim.. — Parani veririm. Beni bırak, elâleme ke paze etme.. Ben namuslu bir ada- mun, dedi. Namuslu adam da, bu.. Bakın, anlayın artık... Neyse efendim, uzatmayalım. Ya ka paça, verdik bunu polise... Üze- rini aradılar. Elindeki yine ayni yüzüğün sahtesi — imiş. Cebinden $ de sahici yüzük çıkmadı mı?.. İşte, bu işin kahramanı huzu - runuzda duruyor. Huzuru adalette versin bakazım hesabını... Sıfa maznumun... Şimdi, o söy- Tüyi — Bu yüzükleri, rahmetli peder üç karısı için birer tane, birer ür- nek, vaktile, meşrutiyetten evyel, Halepte yaptırmış. Biz, hepsini sa“ hici diye biliyorduk. Demek ki en farla sevdiği karısı anmeminkt şas hici, öbürleri yalancı İmiş. Üvey annelerim bizim yanımızda öldü. Onların yüzükleri de bize kalmış- emde dürdrüd. Rahe metli valde in vefatından son ra hepsi bana kaldı. Ben de sıkıl « dım; birer birer satıyordum. Sahte olduğunu biliyorsam, en alçak a- damım. Vallahi haberim — yoktu. Ben nasıl anlıyayım ki muham - minler, kuyumcular - bile sahte - Biğini anlıyamıyor, fiat koyuyor, pey sürüyorlardı. Maznunun bu söyle — lerine bet pek inansmadım, Acaba, siz ina niyor musunuz? KULAK MİSAFİRİ hesaplarında en