HADiİSELER HBER GÜN BURAYA NELER YAZMALI Kİ?, —— Hu samanda, muharrirlik kadar zor, Bir başka meslek bulunduğunu tahmin etmiyorum. Dünyanm bu karmakarışık vaziyeli karşısında fikir söyliyecek - Sinir; üstelik, bir de benim gibi, oku- yaçuya şaklabanlık yapacaksınız.. Siz gelin de, benim yerimde olun ve bu Aşi yapın, bakalım.. Ne yazmnalı, Mer gün, elime kalemi aldığım saman, bunu, dakikalarca dü- şünürüm.. Mevru çok. Zannelmeyin ki, Mmevrudan yana sıkınlı çekiyorum. Ha- yır.. Gelgelelim, hangisini ve masıl yaz- malı?. Ne müşkül vaziyette — olduğumuzu takdir ediyorsunuz. Bütün bunlara rağ- men, gazelenin, bu köşestnin, baemi- mizin küçülmesine rağmen, bendenize ayrılmış balunması, — okuyucularımın şahma karşı göslerdikleri teveecüh- den, palronün haberdar balunduğunu Asbal ediyor. Ba, benim için, küçük bir bahtiyartık mıdır?. UZUN SAKALLI ADAMIN HİKAYESİ Adamın birinin, sakalı çok uzunmuş. Bir gün, birisi merak edip sormuş: — Gete uyurken, sakalını, yorca - Ban altna mi koyarsın, üstüne mit, Böyle bir mevatu, o güne kadar hiş düşünmemiş olan uzun sakallı muba- dabi, birden şaşırmış: — Vallahi farkında değilim, demiş.. Akşam evine gitmiş. Yatma zamanı | “ gelince, yalağına girmiş.. Fakat, gün - Gdüzdenberi, zihnini meşgul eden sual, adamcağızı rahat bırakmamış.. Şaşır - maş kalınış. Sakalını yorganım içine mi alsın, üstüne mi çıkarsın?. Bir öy- le yapmış, rahat edememdş, bir öteki Gürlü yapmış, yine olmamış.. Hulasa, gece sabaha kadar uyuyamamış.. Sabah olunca, evden fırlamış, o e- zi yakalıyarak: — Birader demiş. bu gece beni u- yutmadın, gitti. — Neden?, — Sakalı neriye koracağımı şaşır- dım. HASİSLLEP KARSI Eğaze TAN; Zekeriya Sertel soruyor: «Garb cep- hesinde aiçin harb başlamadı?» ve di- yor ki: «Bu saali herkes soruyor. Müt- tefikler Alman sanayi merkezlerini, hattâ Berlini bombardıman ederek Po- | KARŞISINDA Son. Telgrof- —— Peki, her zaman nasıl yapıyor- — Ne bileyim? Bilsem, yine öyle ya- par, rahat rahal uyurdum. Şimdi, ben de her gün bu sütunları masıl doldurduğumu düşünüp duru - yorum. HER YIL BEŞ HARB VURUA GELİYORMUŞ Son harb lâkırdıları üzerine, dünya Htalistik âlimleri, derhal küğıda kale- me sarılmışlar, yeni hesablar çıkar - mışlar.. Efendim, son 269 sene sarfın- da, yeryüründe 1704 harb olmuş.. Bir yılda beş müharebe olüyormuş.. De - mek oluyor ki, tasanlar, boğazlaşma- dan düramıyorlar. Zannediyoruz. ki, harbi katga, zürültü, insanlar için ta- biati saniye hükmünde birşeydir. Me- Gelk, tarihde 30 sene süren harbler var, | 30 yil boğazlaşmak!, Bu, dile kolay. —| MA - 1699 arasında vukua gelen | Türkiye - Veyedik harbi de SS sene Sürmüşi Ca kıma süren harb de 1846 yılında olan Avuslurya - Proxya bar- Bi imiş: Bir ay aliı gün devam etmişi. Artık, bu istatistiklere bakarak, ye- ni başlıyan Avrupa harbinin, ne ka- dar devam edeceğini siz kestirin!. DÜNYAYI KADINLAR İDARE ETSELER Bu kadar gürültü patırı arasında, | * kadın yüründen vukua gelen harbler- de yine eksik değil.. Gazetelerin yazdı- iama göre, Tahtakalede — Mehmedle Mustafa adında iki kişi bir kadın yü- POLİS MAHKEMELER Para Kavgası İki kardeş biribirile yüksek sesle ve sert seri konuşarak, Şişli meydanına değra yürüyorlardı. Meydana gelince durdülar. Urun uzun münakaşa elti ler, Derken iş büyüdü. Müzeyyen si- yah gözlerini hiddetle açarak, kardeşi Melâhate: — Paramı ver.. Onu ben kazandım. Eğer vermezsen karakola gider yikâ- el ederim.. dedi. Melihat de epeyce öfkelenmişti. Ab- lasının yüzüne kin ve nefret dolu na- zarlarla baktı ve onu azar! — Utanmaz! dedi. Parayı sea değll, ben kazandım. Orada İçliğin eğlendi- n yetmiyor mu?, Müzeyyen, kardeşinin kı ler idare eti Acaba, diyerum, bir güm de, dünyayı kadınlar idare else me o- lar?, Yine muharebe olur mirt, Çönkü, erkekler, kadın yüzün - den, bilmem Koridor yüzünden, yok Danrziz yüzünden birbirlerine giriyor- AHMED RAUF | töler KÜÇÜK HABERLER * Dolma bahçede yapılacak stad - zaun projeleri gelmiştir. Stad 20 bin Kişi alacak büyüklükte yapılncaktır. * Belediyenin hazırladığı menba su- Jarı talimatnamesi Sihhiye Vekâletince tadll edilmiştir. Hamidiye sularında kap temizler tesisatı bugünlerde ya- pılacaktır. * Akdenizde bulunan şileplerimiz- den Kızilirmak dün gelmiştir. Demir #ilebi de yoldadır. fista indirilmediği takdirde — bunlara narhı koymağa içarar . Bilâ - hare yüksek finila salmak — zevdasını güderek mal ithar, edenlere karşi da menlihtikir kanunu ahkâmı tatbik o Tunacaktır. * Rize limanına bağlı Kıymetihüda ile Denizarslanı. motörleri çarpışmış. Tardır. İkisi de hüaaba dkiri - * Münferld hâkimlikler teşkiliti ik- mal edilmiştir. Münderid hâkimler bu- gün faaliyele geçmişlerdir. * Orta mekteb muallun muavinli- Üi imthlanları dün Ditmiştir. Evrak | tetkik olunmaktadır. Riyaziyede kim- Be kazanamamıştır. | Gönüllü hemşireler Hasta Bakıcı Muavin- İleri için Kurs Açılıyor! Kızılay cemiyeti umumi merke- zi; harb, kıtlk, muhaceret ve em- salt hallerde zuhur eden hastalık- larla yapılacak mücadelede ve bil-, hassa seferberlik esnasında has - | tanelerde Kızılay esas hemgşirele - rine eyardımcı> sıfatile çalıştırm: üzere şehrimizde bir kurs açmı kararlaştırmıştır. «Gönü 1 inci gü- nü Aksaraydaki hastabakıcı hem- şire mektebinde faaliyete geçecek- tir. Kursa 20 - 45 yaş arasında ve en az ilk mekteb tahsili gözmüş bu- kunan genc kız ve kadınlarımız a- hınacaklardır. Talim Hemşiresi Bu seneden itibaren — faaliyete başlıyacağını yazdığımız ordu has- tabakıcı hemşireler mektebine hassa şe zden büyük bir rağ- bet gösterilmiştir. Mektebin talebe kadrosu kısa bir zamanda dolmuş ve ayın 15 inci günü mektebin açı- hp ilk dersin verilmesi kararlaş- tırılmıştır. Diğer taraftan Kızılay hastaba- kıcı hemşireler mektebinden me - zun olup da üç sene hastanelerde sivil hemşirelik vaz'fesinde çalış- mış olanlardan etalim hemşiresi» ünvanile ordu hastabakıcı hemşi - reler mektebine alınmaları da tem- sib lunmuştur. Bunların müracaatlarının ka - bulüne Gülhane hastanesinde baş-| lanmıştır. Kendilerine 100 er lira aylık ücret verilecektir. —-—-— Şehir Tiyatrosu kış tem- sillerine Hazırlanıyor Ay başından itibaren temsilleri- me başlıyacak olan «Şehir Tiyat - Tosu» nda yeni mevsim hazırlık - ları çok ilerlemiştir. San'atkârlar Alk temsil için şimdiden provalara | başlamışlardır. Bu seneki temsiHler arasında te- lif eserlere fazla yer verilmesi arzu olunmaktadır. Bunlardan ikisinde bizzat vejisör Ertuğrul-Muhs'n de rol alacaktır. Gençleri ve talebeleri tiyatroya teşvik için haftada bir gece «ta- | lebe gecesi» yapılaçak çarşamba günleri öfleden sonra da kücükler için <cocuk tiyatrosus eserleri öy- nanacaktır. Çocuk tiyatrosu tem- silleri mektebliler için 7,5 kuruş olacaktır. Yeşilköylüler Vapur İstiyor Yeşilköy, Bakırköy, Florya ve ci-| varında oturanlar bu kere alâka- darlara ve Belediyeye müracaat ederek Boğaziçi, Kadıköy ve Ada- | Tarder olduğu gibi İstanbul - Yeşil- köy arasında vapur seferleri ihdas edilmesini istemislerdir. Bu müracaata sebeb olarak o - dun, kömür ve yiyecek maddeleri- nİn mevcud yollar ve nakil vasıta-. larile pahalıya mal olduğu ve bu- raların nüfusunun çok artması yü-| zünden trenlerde izdiham husule geldiği ileri sürülmektedir. Beyhude Telâş Edenler HALZ ©e7 Bazı kimselerin, bankalardaki para- larını almak arzusunu — göslerdiğini duymuşsunuzdur. — Böyle —düşümenler, Ümumi Harb senelerindeki hâdiseleri, Hâlâ hafıralarında saklıyanlardır. Şöy- de düşünürler: — Ne olur we olmaz, paramızı ala- dum., Yapımızda bulunsun.. Vaziyeti mülalca edelim: Evvelâ, devlei, her türlü mali ve Aktısadi tedbiri almış bulunmaktadır. Bonra bugünkü şarilar 1914 yılı şari- Tarınım ayni değildir. Umumi hazb pat- dadığı zamısa bankalarda parası ulan- dlar, belki zarara uğramışlardır. Fakat, unutayorlar ki, o saman, para, allmdı. Binaecnaleyh, bankada, allımı elanlar, harbden sopra, ellerine ancak — kâağıd parâ aldılar ve bu suretle sarar gör » düler. Rugcün, para saten küğeddir. Ortada kaybolacak birşey yoktur. Devlet, di- Terse, yeniden küğıd para basar, Niha- yet, bu hak, onun elindedir. Nerede kaldı ki, böyle tedbirlere, bagzün için asla Jüzum yoktur. Bina - enaleyli bapkadan çekeceğiniz para - Biz meye yarart, Demek oluyor ki, on emin ve mah- fuz yer, dalma bankadır. Paranız ban- kada dursun. Devletin mali etaritesi, sizin en büyük garantinizdir. Kâğıd Hira, dalıma bir liradır. Yürk parası müx- takardır. Ben, şahsan, bankada ne altın, ne de kâğıd, hiçbir emaneti olmuyan bir yalandaş olduğum için, böyle düşün- | selerden tamamile âzade — bulunuyo- vam. Belki de, şimdi, servet sahibi olmu- manın ender ve İlk saadetini tadıyo - rum. Evlenme Müracaatları Çoğaldı Son günlerde evlenmek üzere nikâh dairelerine yapılan müra - caatlar çok artmıştır. Müracaatçıların — ekserisi orta halli ve fakir ç ir ki bunların (a ziyade kâğıdların parasız ve-, rilmesi ve evlenme masraflarının kaldırılması hakkındaki kanunun | ! tatbikini beklemiş oldukları anla- ' . Harbin Zararları Harbin zararı yalnız hazb yapan memleketlere değildir. Bülün dünya- yadır. Hatlâ, harble hiç alâkası yok- muş gibi telâkki edebileceğimiz, tlim dahi, sarar görüyor. Bu sene, toplanacak bey- melmilel arkealeji kongresi, — vaziyet dolayısile, içtimamı tehir etmiştir. Bu kongreye dünyanın dört bir tarafın- dan murahhaslar gelceekii. Harb ha- | vası alla. »x bunlar, şüphesix gelemez- lerdi. İşle Eörülüyor ki, bir kişi, dümyayı ateçe veriyor. Bunun sararımı, birçok kimseler çekiyar. Harb, muhakkak ki, ipsanlık için bür facia, bir Telâkel oluyor. Binaenaleyh, devletler, son yıllarda olduğu gibi boyuna silâhlanıp — harb Bazırlığı değli, sulh hazırlığı yapmalı- dır. BURHAN CEVAD | baş pehlivanlarımızdan Tekirdağlı| | Hüsev'n, Kara Ali, Dinarlı Meh - Sömikok Fiatleri On Tona Kadar Fiyat 19,75 Liradır Hükümet Sömikok — flatlerinde tan başında 225 kuruşluk bir ten- t yapı . Zonguldaktaki Sö- mikok fabrikalarında teslim olu- nscak mallar üzerinde yapılan bu | tenzilâitan sonra İstanbul beledi- yesi bu tenzilâtı İstanbula akset- tirmek üzere Sömikok tonunun İ: tanbulda satılan fiatini tesbit et- miştir. Zonguldaktan İstanbula kadar yaptlacak nakliyat, bindir- me ve indirme masarifatı hesab | edilip ton başına ilâve olunacak yeni körmür fatleri kaf'I olarak tayin olunmuştur. Denolardan 10 tona kadar yar lacak mübayaalarda fiat 19,75 iira,| an fazla olan mübayaat için| Taksim Stadyomunda Mühim Pehlivan Müsabakaları Türkiyenin baş pehlivanarile boy) ölçüşmek üzere memleketimize gelmiş olan Alman baş pehlivan- larından yüz otuz kilouk — Willâ Marn, İtalyan Gragaçyano, Bul- gar Friştanof, Bulgar Dankof, Mos- kof Skolobol. Yugoslav Skoviç, Habeşli Tafari, Fransız Piyer tans umum! harb dolavısile alelâ- cele memleketlerine dönecekler - dir. Bu sbeble bu hafta pazür günü 'Taksim stadyomunda saat 1530 da med, Manisalı Halil, Molla Meh - med, Babacskili fbrahim pehli - vanlarla son ve kat'i müsabakala- rını yapacaklardır. | Pehlivanlarımıza muvaffakiyet- ler dileriz. Kütübhaneler Muvak- katen Kapatıldı İstanbul kütüphaneleri evvelki günden itibaren — ziyaretçilere ve mekteblilere kapatılmıştır. Kütübhanelerimizde mevcud 0- lan kitablar tasnif edilerek sandık-| lara konmakta ve ihtiyati bir ted- bir olarak başka yerlere naklolun- maktadır. Bu eşyaların naklinden sonra kütüphanelerimiz yine umu- ma açılacaktır. Sivrisinek Mücadelesi Şehrimizin muhtelif semtlerin- de yapılan #ivrisinek mücadelesi- nin ay nihayetinde tatil olunması kararlaştırılmıştır. — Mücadele; 1 | tesrinievvelden itibaren şubata ka-| dar kesilecektir. Sivrisinek sürfelerinin imhası için en müsald zaman şubat oldu- #undan 4 ay sonra yeni ve esaslı mücadeleye girişilecektir. Tepeba-ı Tiyatrosu İzmirde bulunan mimar Gotye Tepebaşında yapılacak tiyatronun plân ve projesini hazırlamıştır. Fakat bu defa da bu projenin gehirellik mütehassısı Proste gös- terilerek onun fikrinin alınması da icab etmektedir. Plânda Prostun lüzumlu göster-| diği tadilât yapıldıktan sonra der- hal tatbikine başlanacaktır. No.90 aaşucumuzda sabahlara kadar ağlı - | yan bir anmociğimiz var, Ona birşey alursa, biz ne yaparız? Bize kim bakar?| Bizi kim bağrına basar? — Allah anneciğinize uzun ömürler versin, yavrum! Merak elme. — Her ma basan babanız da var, Beni unutü- | yer musunuz ? — Sen Ulzi arayıp socmuyorsun, ba- | Ba' Komşu cocuklarının bahaları har gece evlerine zeliyor. Cocuklar baba- darını akşam üstü kapulan karşılıyor- dar, Pic, aksara olunca boymumuzu bü- kerek eve ziriyoruz, bizi gözleri her gün ağlamaklar — sişen — annemleden bayka kimse karştamıyor. Omdan baş- Ka kimar eselli 'etmiyor. kucaklamı- YeL © rtik Börlm hem armemiz, hem de bahamız oldu. Berik silamaya Daştamıştı. — Ağaber, diye bağırdı. habamı ne- | Gen Ürüyersünt Demin bize, işi bitin. ce evimize goleceğini söyledi ya. Ferkâinun söylemek itediği söz - der Birer kurçun tanesi gibi boğuzın. da Ahildi. Bir müddet ağrımı açama- di Refik: — İki xün sonca Heybeliye taşına - vağıt, banat dedi, Gelecek sefer bizl “görmeğe Heybeliye gelmez misin? An- “nemle kavgalı olduğunu billyorum. O- | Bt Yazan: İskender F. SERTELLİ | beliye gelirim, Örada bol bol konuşu- munla konuşamasan bile, sizi iskele ca- zinosunda bekleriz. Bizimle konuşur- sun, olmaz mı? Feridun züçlükle neles alıyordu.. Oğlunun elini avucunun içinde sım - sıkı tatmuşta. — Peki yavrum, dedi, en beş gün sanraki cuma günü öğleden sonra Hey- ruz, Bugün mühim bir ameliyat gör- müş hastamın başında bulunacağım. Selma sevindi. — Heybeliye gelirken bana bebek — Umutma amma. Geçen sefer de is- temiştim. Peki dedin. Yine unuttun! Demek ki İelâl hastalanmıştı. lerini bile duyar gibi olmuştu. O zün çocukları vapura bindirdi ve bü saçsar yavracaklara başka birşey- den bahsetmedi. Oğluna: «Seni yanı- ma alacağım'» demeğe cesareti yoktlu. Bunu deve bile, Refik annesini bırakıp babasının yanma gelecek kadar aptal ve düygüsüe bir çecük değildi. VİCDAN AZABLARI Doktor Feridun, köprüde çocuklarile görüştüğü — gündenberi — murtaribdi. Deflerini çıkardı: — Gelecek hafla çuma günü saat dörtte Heybeli iskelesinde çocuklarım- Diye murildandı. Birdenbire gözleri Feridun defterini çıkardı. Oa beş | karardı. güN sonraki cuma gününü ve Selma- | man bebeğini not deflerine kaydetii. — Ben © gün saat dörile Meybeli- deki iskele gazinosunda sixi beklerim. Olmaz mı yavrularım? İkinci vapur hareket elmek üzere di Refik ayağa kalktı; — Annemizi fazla bekletmiyelim... Merak eder. Allaha ismarladık baba. Feridun, Seline söz vermişti. Oğla- mu yanına alacaktı. — Fakat, annesine | bu kadar düşkün bir çocuğa bundan | nasal bahvedebilirdi? | t Refikin söylediği (ince haslalık) Fe- ridunun vicdanını sızlatmızlı. Ai di — Üşle, yine onun hayal.. İslül bi günlerde beni çok meşgul ediyor. Va- rın Selinle nikâhımız kıyılacak, Onu da seviyorum. Nasıl çıkmalı bu. işin içinden bilmem.. Diye söylenerek tünele atladı. Be- yoğluna çıktı. Akşam gazetelerini satan müvezdi- ler: <MÜlhiş bir canavar yakalandı!» Diye bağırşarak zeçiyorlardı. BDoktar Feridun bir gazete aldı. Yalda yavaş yavaş — Galalasarayına değru yürüyor — ve elindeki gaseteyi güzden Keçiriyordu. *Nevamı var) No.31 | l - tiyocekler diye endişe içinde ge- İstirah: Haftayı sizden ne kadar para çirmek istemiyorsunuz. â- te, gönül rahatlığına ihtiyacınız var. Bu sehirde işlerin artık böy- le yürümemesini pek arzu edi - yorsunuz. İşte bütün bu sebeb - İerden dolayı sizin konuşmanızı, hersevi söylemenizi istiyorum. İnselhaym titriyordu. Karşıs'n- daki adamın tam bir mücadeleye girişmiş olduğunu biliyordu — ve battâ biraz da ona acıyordu. Çün- kü bu haydudlar başa çıkılır 1 sanlar değildi. Koca hükümet bü- tün teşkilâtile birşey yapamadık- tan sonra, bir tek adamın mücu- deleye kalkması delilikten başka ne olabilirdi? Banger — birdenbire yerinden kalktı ve duvara doğru yürüdü. Zile bastı. Sonra Templara da hat- tü ilâmı harbediyormuş gibi bir | Rözle baktı. Sert bir ses — Haydi, şimdi buradan çıkı - nız, dedi, zili çaldım. Muhafız larım neredeyse gelirler, Size fe- | malık yavılmasını — istemiyorum. (Çünkü sizin bana büyük tyiliğiiniz dokundu. Fakât gidiniz. Hem ken- dimin, hem kızımın idam hükmü- nü imzalıyacak değilim. Templar yavaşça: GANGSTERLER ' CELLÂDI ZABITA- ROMANI — Hayır, dedi. Yavaş yavaş pencereye doğru Yörüdü ve bacağını attı. Sonra ar- âya dönerek bangere kere daha baktı: — Belki başka bir defa söyler- siniz, dedi. Banger şiddetle başını salladı: — Kat'iyyen, diye bağırdı, ben ölmek istemiyorum. Size söylene- cek tek bir sözüm yoktur, Benmi hiç bir zaman zorlıyamazsınız. Dışarıdan doğru ayak sesleri duyuldu. İnselhaymın heyecan - dan elleri tilriyordu. Demin bir a- ralık zihzinde yanan ışık yeniden sönmüştü. Artık «Aziz> in kendi- sine yardım etmesi ümidini de kaybetmişti, Kapıya vurulduğu zaman Templar: — Yine görüşürüz, dedi. Ve yangın merdivenininden bir maymnun çevikliği ile aşağıya indi. Bangerin evini ziyaret hiç bir netice vermemişti. Templar, bir an bangerin yerinden kalkıp da zile basmasına niçin müsaade et- tiğini düşündü. Fakat tesadüf, böy- le ikinci bir mülâkat daha hazır- larsa, bangerin bu sçfer süyliyes ceğine emin bulunuyordu. Templar'ın, o gece daha birçok kimselerin de Sutton meydanın - dak konakla alâkadar olduğunu tunutması garib gibi görünür. So- kağın karanlığında basamaktan dar sokağa atladı. Ayni zamanda hafif bir gürültü işilti. Hemen ge- riye döndü ve elini derhal silâ - hına götürdü. Fakat daha taban- casının kabzesini tutmağa vakit kalmadan, arkadan kuvvetli bir kol ensesinden yakaladı. Sırtına da bir tabanca namlusu dayamışlar- dı. Kulağının dibinde sevinçten fitreyen bir ses alay ediyordu: — Gel bakalım şimdi sen buraya! #Aziz» i Şarley barının arka sa- Jonuna götürdüler. Kapının anah- tarla kilidlendiğini işitti. Kendisi- ni getiren adamlar, bir nevi gu- rur ile etrafında dolaşıyorlardı. Hepsi duvara dayandılar. Bütün Rözler ayni zalimane — neş'e ile Templar'a bakıyordu. Tabancasını, hançerini almışlardı. Hatta üze - Tinde bir iğne bile bırakmamışlar- di. VUalino'nun ölümü, ahbablarına sön derece teyakkuz emrettiği - çin, Templar'ın çakısını ve siga - ra tabakasını dahi almışlardı. Temolar buna rağmen soğukkan- hlığını kaybetmemişti. Bilâkis gü-i Tümsiyerek, etrafındaki düşman - larını selâmladı. — Görüyorum ki dostlar meelisi | burada toplandı. dedi. Yoksa yeni bir oyuna mı hazırlanıyoruz? Bu sksam ne oynıyacağız? Felder, başı — sargılı bir halde masanın yanında oturuyordu. Göz- lerinde bir ışık yandı ve Kulman'a doğru eğilerek: (Devamı var) net kolay değil. a Tahsil Şubelerine YeR Yine İtalya Bahlğ’ A Yazan: Ali KEMAL SUNMAN | Avrapa politika âleminin belli batll hüdiselerini takib ederken papalık kamının şimdiye kadar sulbun atühü” — fazası yalunda maml bir faaliyet BÖY — dermiş olduğu göze çarpmaktarı BEfİ | kalmamışlır. Son aylarda bu . ne gibi safhalar geçirdiğini $ hulâsa etmek pek mümkündür. Danziz meselesi yıdıdın_::-î ma İyl cereyan elmekie olu da siyasi sahada — Papalığın sulh 8 Tandaki mesaksi neticesiz. kalmıyı Mmeselesini ele alarak Vatikanın yetini hatırlamakla — katlmak bu vaziyele dair türlü tahminlet rütüdüğü ça tünlerde İtalya - Vatiküf Mmünasebalına dair gelen haberleri W — KLondradaa alınan malümat dâ k Kili siyasi mehafilinin İtalya - VEİ kan münasehatının buzünlerde olduğu safhaları dikkatle takib elft edilebilecektir: flsiya hükümeti Papalık ile sön Ö Tece siki tamastadır. Almanya We YA arasında bir ademi tecavüz mhtll Akledilmesi, İlalyanın da Almanyü mültelik bulunması dolayisile nin son derece ebemmiyet verdiği keyfiyet olmuştu. Fakat şu san cünlef de İtalya hükümeti tarafından PaPAYİ teminat verilmiş ve İtatya hükümell v Papalığın münasebatında bu Rus - man misakının hiçbir tesiri & imanya sında harb halinin Nanmdin evvef günlere zid malümallır. Fakat Vati nn faaliyetini gösltermesi itibarile Memur Alınacak İstanbul defterdarlığı ııhr”“j deki muhtelif tahakkuk ve ©4 subeleri için yeniden memur * laştırmıştır. Birimizin Derdi —— Hepimizin Derdi Arka Sokaklar