HADiSELER KARŞISINDA MÜSTAKBEL AVRUPANIN VEÇHESİNİ ÇİZECEK Almanların bir propaganda na- zırı var... İsmi şerifi Göbels... A- damcağızın adı dahi garib... Ney se, adı kendisinin olsun!. Bu zat geçen gün söylediği bir nutukta diyesiye ki: — Müstakbel Avrupanın veç - hesini biz çizeceğiz. Şu mihverci ekâbir ne kadar yüksekten afıyorlar!. Merak e- diyorum: Böyle konuşmasın: han-| Bi tiyatro Aakademisinde tahsil etmişler?, | Veçhe çizmek kolay mı?. Res- sam mısin be mübarek?, «Vecih» bir bakıma da yüz, çehre demek- tir. Acaba, Göbels: «iyi portre Tessamıyım..» mı, demek istiyor?. Malüm ya, ekselâins Hitler de, ev- velce duvar nakışçısı idi. Galiba, bütün Berlin ekâbiri boyacılık mesleğine müntesib... Baksanıza, az mı, göz boyuyorlar? BİRDE DEVLET REİSİ LÂZIM Dünkü gazeteler haber veri - yordu: İspanyol fatihi General Franko Başvekil unvanını almış. Para ile değil ya.. Al bakalım... O zaman, şu bakıma göre, İspanya- ya bir cumhurreisi, bir kral hu- lâsa, bir devlet reisi lâzım?. Aca- ba, bu makama kim gelecek?. Yoksa, devlet reisini, Betline ve- yya İtalyaya mı ısmarladılar?. BİZİM MEHMEDCİĞİN WERDİĞİ TELÂŞ Her sene olduğu gibi, bu yıl da 'Trakyada büyük manevralsr ya- pıyoruz. Ordumusu deniyoruz.. Dünyayı, öir telâştır, aldı... Kotk- | Mmayın yahul, Yaptığımız tecrü - - bedir.. Sahici değil... Ya, maazab lah askerimiz manevra, tecrübe, deneme değil de, hakikt bir iş yap- v Trakyada casusluk suçile ya- “kalanarak İzmir ağırceza mahke mesinde beşer seneye mahküm edilen Bulgar Martini, otelci Sin- koviç, metrepolidhane kâtibi Kiri ve Lâmbo haklarında verilmiş o- lan karar temyiz mahkemesince bozulmuştur, Temyiz cezanın şid- detlendirilmesi kanaatini izhar et- mektedir. * * Şiddetli yağmudlar yüzün- den Gerzeyi su baamış, seller ba- z köprüleri alıp götürmüştür. İn- aanca zayiat yoktur. & Kartal kazasına bağlı Kurt- doğmuş köyünde kömürcüler bir yangın çıkarmışlar ,on bin dönüm- lük orman yanmıştır. : * Yugoslav Başvekili Çivetko- viç Tiryesteye gitmiştir. Siyasi mülâkat olmıyacaktır. * İngilterede binlerce tayya - relerin iştirak etliği hava müda- faa manevraları devam etmekle- dir. Dün iki tayyare düşmüş, dört kişi ölmüştür. GÜRÜLTÜ İLE MÜCADELE ABERLER x Viyanada mevcud on bin te- No.62 Selin okumağa başladı: Nur görsün gözlerim, aç şu sineni, den buse sun, meslet beni, Yandı sinem, özledim candan semi. Gül iebinden e sum, mestet beni, Selin durdu. — Bunun sonu yok mu? Diye sordu. Selin yavaş yava: Bir vücudün var k edet: Her yerin enfes, fakat insafın az. Öldüm artık hasretinden etme naz, Gül lebinden e sun, mestet beni, “Son - Telgrof- mağa kalkışsa ne olacak?. Bütün dünya, o zaman, füc'eten, sektei kalbden vefat edecı Ne hikmettir, yarab, şu Meh- medciğin, daha yürüyüşe çıkar - ken, ayaklarındaki postalların çıkardığı toz, bütün afakı bürü- yor. Gözler dumanlanıyor, kalb- ler çarpıyor, heyacanlar artıyor.. Mehmedcik!. Seni Allah vatana bağışlasın; sağ ol!. TAM ÇIPLAKLIK KAT'İYYEN YASAK n cenub sahillerinde ada varmış... 55 ki- lametre eninde, 8 kilomctre bo- yunda imiş... Buranın bütün sas kinleri <asgari kayafet. Yaşıyı sakinlermiş... Asgari elbise dikleri şu: yalnız, en mahrem yer- lerinde 20 santimden Ibaret bir küçük kumaş parçası — varmış... Bu adanın bütün sakinleri bu ke- | hıkta imiş... Adanın muhtelif yer- | lerinde şöyle levhalar asılı imiş: — Tam çıplak gezmek kat'iy - yen yasaktır. Şu sıcak günlerde, o adada ol- mayı istemez misiniz?. | LÂFDA MI KALIYOR?. Ortaköyde oturan Samih Çalı- şal imzalı bir okuyucum, Derebo yunda, yol inşaatı münasebetile, geceleri kamyanlarla yapılan taş, toprak nakliyatının bu civar hal- kına verdiği ıztırabdan bahsedi- yor. O kadar gürültü oluyormuş ki, geceleri uyumak mümkün de- #ilmiş. Gürültü ile mücadele eden be- lediye, bu yol müteahhidinin çı | kardığı gürültü ile de mücadele #ise, hayır düa kazanır.. Herkes tatlı uykuda iken paldır küldür taş, toprak taşınır mı? Gündüzün gerri, gödenin hayrından iyidir, derler. Taşları, toprakları gündüz gözü ile taşısınlar... AHMED RAUF şekkülden altı bini resmi karar - namelerle feshedilmiştr. * İspanyada Karses S1 evarında zengin bir al'ı deni bulunmuştur. *4e Eski İspanya Kralı Alfons, Genera! Franko tarafından tah'a ( gelmesi için vuku bulan teklifi | kabul etmemiştir. Eski Kral Fran- konun şartlarını ağır bulmuştur. * Bu sene mekteplerde tedrisata başlanacağı için yeni me- | zunların tayinlerine başlanacak - | *& Çanakkale müstahkem mev- ki kumandanı General Ali Riza dün valiyi ziyare tetmiştir. — | *& Toprak mahsulleri ofisinde yeni teşkilât dolayısile 16 memur açıkta kalmıştır. Dört beş memur başka yerlere tayin edilmiştir. v Türk armatötleri bir birlik kurmağa karar vermişler, hül mete müracaat etmişlerdir. rken | Bu hastanenin İstanbulda inşa him sahil ş | icab eden tetkiklere başlanmıştır. srecererereLARALALALALALALEA Yazan: İskender F. SERTELLİ Necdet, Selinin sesine bayılı - | yordu. | Celâl önündeki kadehi bir yu- dümda midesine boşalttı: | — Kifir ne yaman okuyor... Diye mırıldandı. Celâlin damarları birdenbire t tuşmağa başlamıştı. Yalvarıcı bir e€ züne baktı: — Ne olur, yavrum? tacağım, Bir tane daha ile Selinin yü- iyanı yok. Razıyım.. Ne çır karsa bahtıma, Celâlin bu dileğine Necdet de | iğtirak etti. | kat Ceiâlin şüphelenmekinden kör- | Nuru sensin kalbimin, gönlüm sa- | Omrümü ihya eden hep, sundu- Mestolurken kollarında anlamam Denizciler için Hastahane Bir Deniz Kıyısında. Büyük Bir Hastahane Yapılacak Yolcu ve ticaret gemilerimizle, motör, mâvna, kayıklarda çah - şan, Bmanlarda, fenerler ve tah- lisiye teşkilâtında ve sair deniz işlerinde vazife gören bilümum dimar ve memurlarla müstahdem- ler için büyük bir «denizeller has- tanesi» yapılması karanlaştırı! - aştar. edilmesi ve peyderpey diğer mü- rirlerimizde de «de- ve revirleri» tesis edilmesi muvafık görülmek- tedir. Öğrendiğimize göre «denizciler hastanesi» nin bir an evvel vücu- de getirilmesi için bizzat Müna- kale Vekili Ali Çetinkaya tara- fından verilen bir emir üzerine | nizciler dispanser Yeni hastane İstanbulun mer - kezi bir sahilinde yapılacaktır. Hastane yeri için münasib gö- | rülecek sahilde boş yer bulun - i madığı takdirde buradaki bina - | lar istimlâk olunacaktır. ( Deniz hastanesi İstanbulun en mödern hastanelerinden biri o - lacak ve mütehassıslardan mü - rekkeb bir doktor kadrosu bulu- nacaktır. Bu hastaneye hasta denizciler | ve aileleri meocanen kabul edi - | lerek tedavi olunacaklardır. | Hastane imkân nisbetinde işlerile alâkadar bulunmuyan hal- | ka da açık olacaktır.” | deniz Selânik Sergisi e İştirak Edeceğiz Bu sene 10 eylülde açılascak olan beynelmilel sergiye bütün ihracat maddelerimizle iş- | tirak etmemiz kararlaştırılmıştır. | Ayrıca 11 eylülde Belgradda | küşad edilecek olan beyne'milel fuara da hükümetimiz iştirak e- decektir. Selânikte Vazifeyi İhmalden Hasan Tahsin isminde bir; pa- lis memuru vazifesini ihmal et- le 2 inci ceza mahkeme lmiştir. mek sine ve Fakat müddelvmün; ke gine tevdi edilen resmi evrakın muamelelerini geç yapmaktlan maznun bulunan polisin berae- stmiştir. Muhakeme karar için kalmıştır. * 16 kuruşa satılacak olan ucuz bira 16 ağustosta satışa çıkarıla - | caktır * İnhisarlar umum müdürlüğü İstanbul belediyesine müracaatla bira fiyatları indirilince bütün eğ- lence yerlerinde de gerek duhle, gerek şişe ile bira satışında ayni tte tenzilâtın temin edilme- | gini istemiştir. — Selin hanımın sesi insanın ruhuna büyülü bir şelâle gibi a- kıyor. Bekliyoruz.. Selin, Celâli kırmak 'istemedi. Siğarasını söndürdü. Kaşının birini kaldırarak Nec- detin yüzüne bakmak istedi, fa- karak. hüzzamdan bir şarkı oku- mağa başladı: na divene gun peymanedir. dünya nedir? Tek hüsün sensin benim için gay- risi efsanedir. Celâl ayağa kalkarak: — Yaşa, Selin hanım, var ol! | Canım sana kurban olsun. Nasıl da ayna gibi içimi görüyorsun?! Diye bağırarak elini uzattı: — Ver şu elini öpeyim! | komşuları aleyhir. Selin elini uzattı. LAİ Wmı:a—xmsı — —GOTtlİCİRIİ İKDAM: Bazı iddialara cevab veriyor. Bu iddialara göre Türkiyeni ün emeli şimdi bütün islâm devlet- lerinin hâmisi olmakmış. Türkle- rin bir buçuk asırdanberi düşmanı | olan Arablar fevkalâde müdafaa | tertibatı almağa başlamışlarmış. Bu satırları yazan İtalyan Stampa gazetesi İkdam diyor ki: «Bütün bu propagandalara rağ- men, Arablar kâfi derece uyan - maşlardır. Arab Nasyonalizmi in kişaf etmektedir. Arab milletleri- ni sonunda istlamar etmek gaye- sile yapılan Nazi ve Faşist T elde edemiyecekleri kabul edi rünen harb, hakikatte hiç bir seleyi halletmiyerek insanlığı ye- ni felüket ve sefaletlerin karanlık Artık fütuhat politikası devri - nin geçmiş olduğunu kabul et mek Jüzimdir, Mille sonra dünya yüzündı bundan ak me- deni zafer'erinin şa'şansı ki alabilirler. Cebrüi şiddetin te- min edeceği müsbet hiç bir fa; yoktur. le mev- | e ve Balkanlarda tahrik faa- ne şahit olu - leri liyetine giriştikler yaruz. Bu birbirini tamamlıyan hâdise- ler, Akdı etrafındaki harb ha- zarlıklarının birer safhasıdır. Alman generalı Ludendrof şöy- le demişti: «Avrupanın mukaddecatı Akde- nizde ve Şimali Afrikada karar- laşacaktır.> yt tehdit eden harb teh- İlkesi nerede başlarsa başlasın. | Akdenizde harb eti derhal b acaktır, ve yeni Cihan har« bini Akdenize hâkim olanlar kaza- nacaktır. | YENİ SABAN: Cahit Yalçın Türkler a- Je yeziyet alan bir Alman- n halini tasvir ediyor. Alman erinde | ber gü nin düşma: Bunları okuyan Al lesinin de Türkl. met duyması tab vaziyet alırlarsa, bu küz! ter! Almanyı orada gör - kaba muameleden m Vakıa Almanlar ne: hususunda hiç bir zaman teferrüd iş değildir. Nasy nal - Sosyalizmin Alman milleti- ni maddet | manen di çeşid hâdisı letçe daima fedaki derecelerle mukabeleye hazır buna muktedir tebarüz ettirmiş olalım. bulunduğumuzu tinin Akden'zde kara: cağını söylüyor. İngiliz don. Akdenizde misli görülmemi nevralarla meşguldür. Taftan İtalyan deniz v vetleri de Akdenizde r den'zindeki deniz lerinden —ne dereceye kadar iştifade edilebileceğini tes - bittir. Bu n nların  Tini artlırdıklarına, tahrik ettik- İki” Yeni Vapur Daha İngiltereye ısmarlanmakta 0- lan 11 büyük posta vapurundan başka liman içinde işlemek ü- zere Akay vapurları sisteminde de iki vapur daha siparişi takar rur etmiştir. Bu vapurlar gelecek yaza ka limanımıza gelecektir. Necdetin burun delikleri demri- ci görüğü gibi açılıp kapanmağa başlamıştı. Necdet çok kıskanç bir erkekti. Celâl Selinin eline sarildı ve in- ce. zarif parmaklarının üstüne ha- fitce dudaklarını değdirdi — Elime bir ateş parçası değ- miş gibi, bir anda vücudümün yan- dığını hissettim. Sen bu gece be- nim gözüme o mahud geceden da- ha şen, daha güzel, hattğ daha seh- har görünüyorsun! Selin dudak! — Lâfı yine o geceye getirip bağlamayın Allah aşkına, Artık le sinii Necdet: — Ah o gecenin sırrını bir kere keşfedebilseydim.. Diye mırıldandı. Selin cevab verdi: iyorum. | hâlâ unutmadım. Bundan | endesti o şarkı. — Sonu kavga ile biten bir eğ- lence gecesi. Sırrı bundan ibaret, Celâl gül ten büyük bir muvaffakiyettir. | vakir Asım Us sorüyor: - Avrupada, sulh cephesi içinde Alman ve İtab muş olan İngiltere Ja- alaşabilecek mi? Ti - sonra iki ya ile ça! ponya ile yençin hâdiseler'nden memleket arasındaki münasebet- ler tehlikeli bir şekil almıştır. Almanya ile İtalya, takip ettik- leri istliâ siyasetlerine engel gör- dükleri İngiltereyi Avrupada za- yıflatmak için Uzak Şarkta Ja- ponyayı tahrik ediyorlar. - Fakat İngiltere, Uzak Şark meselelerile meşgul olduğu kadâr. Avrupada çıkması muhtemel bir harbi ön- | lemek hazırlığı ile meşgüldür. İn- gilterenin, totaliter devletler ta- mak istenen tuza- Has düşm'yeceğine şüphe yoktur. Bün Gece!; Zelzele aat 145 da şehrimiz- bir zelzele olmuştur. rafından k Dün ge de şiddet. | Halkevleri Halk Odaları Açılmasına; | devlet memuru yodek subaylar Haricde Yerli | Filmler | «Karım Beni Aldatırsa»| Filmi Beğeniliyormuş Harie memleketlerde yerli limlerimize karşı göst ka son zamanlarda çok artmıştır. Bilhassa İran, Mısır, Yunanistan ve Romanya ile Amerikanın bazı şehirlerinden yapılan müracaat- larla yeni yerli filim olmadığı sorulmakta hakkında yeni talebler yapılmak- tadır. İpekfilm stüdyosu; <Aynaroz e diğer bir yerli filim Na olmak üzere sair fil lerimizin müteaddid kopyelerini taleblere mukabil göndermekte - dir. kadısı» müs Meveud yerli filim'erimiz ara- sında bilhassa «Karım beni alda- tırsa» filmi haritde de çok bi nilmiş ve sahiblerine en f kâr bırakmıştı Olmıyan Yerlerde Karar Veriidi C. H Partisinin son beşinci bü- yük kurultayında halk terbiyesine | ek Ve H kültür kurumlar üzere bir de halk odaları kurul ması kararlaşmış ve Parti nizam- | Kâfi bina bulunmıyan ve ça- lıştırlacak elemanı az olan yerler- de açılacak 0'an bu halk odala - rına aid esas talimatı C. H. P. u- mumi idare heyeti son toplantı- larında inceliyerek tasvib etmiş- tir. Halkivlerine düşen vazifele- | rin mühim bir kısmını memleket | içinde daha geniş bir sahada ya- | pacak olan ve C. H. P. Genel baş- kanlık divanınca tasdik edilen halk odalarına ald bir talimatna- me de hazırlanmıştır. —— Devlet Memuru Yedek Subaylar Beyoğlu Askerlik Şubesinden: 1— Şubemizde kayıdlı piyade sınıfına mensub yalnız asteğmen (yarsubay) rütbeli olup asıl ma- aşları 25 lira ve daha yukarı olan 45 gün talime 2— Bunlardan son terhis edil- dikleri tarihten buglne kadar iki seneyi tamamlamış olanlar dahil değildir. 3—Bu taşıyanlar ağustos 11 ve 12 nei cuma, cumar- şartları Rasadhane Zelzele-mi rimizden 125 kilom olduğunu bildirmiştir. Zelzele Ankarada da duyul - müştür. Ni re, Vezü yanarda, rkezinin şel — Evet.. evet.. Sırrı bundan iba- Tet bir gece. Eğer siz de zabıla Mmemüru olursanız, o gecenin es- rar perdesini yırtmağa benden faz- ka gayret gösterirsiniz. Selin tekrar hiddetlendi: — Yine ağzımızın tadımı kaçı- tıyorsün, Celâl bey! Haniya gü- zel güzel eğlenecektik.. O ma - hud geceden bahsetmiyocektik, — Öfgelerme acanım! Ben yine bahsetmiyorum. Mütemadiyen p- ü n için, aklıma ve gö- dalma o geceki hâ- diseler geliyor. Fakat, o gece söy- lediğiniz bir şarkınrın nağmesini daha — Hatırımda kalmamış.. Kafa- mın içinde o kadar çok şarkı var ki, bir mısramı söylemezseniz, har tırlamama imkân yoktur. Vakit aşağı yukarı gece yarısı mesafede | İ vememrcemreem eee rerecAARA | aliyet göstermektedir. Derinden poliden gelen malümata gö- | büyük bir fa- | akmaktadır. bir! / den izin l | mek olur mu? Haydi gel İ tesi günleri behem beye ge- lerek vaziyetlenini tesbit etme - leri ilân olunur. iler gelmekte, lav selleri gür için ayağa kalktı. tedi. | — Ben yarın öğleden sonra tek- rar size gelirim. Görüşürüz, dedi. Necdet beyin elini sıktı. j — Rahatsız ettim.. Kusura bak- mal Diyerek çıkıp gitti. Necdet yalnız kalınca geniş bir nefes aldı. Halbuki, Celâlin arkasından - hemen beş dakika sonfa - sokak kapısı önünde naraya benzer bir ses işidildi. Necdet, Celâlin gittiğine sevi - nirken, bu sefer ondan daha sun- | turlu bir misafirin geldiğinden h; beri yoktu. Selin birdenbire sar- 'aya tutulmuş bir hasta buhrani- le renklen renge girdi. Penetı koştu. Elektriği söndürdü. Necdet: — Ne oluyorsun, Selin? - diye- ryek yanına gitti - sarhoş sokaktan nara atarak geçiyor. Buna üzül- Tüâb Almaı Yazan: ALİ 'Tam yirmi sene evve! Dü simde bir Danziğ meselesi 910 da Almanyaya kabül € Versay muahedesi Danzi& İ g| ni Almanyadan alarak sefbŞİ diye Milletler Cemiy&f daresine verirken o zamanki B lüb Almanya Danzigi istet buranın kendine aid i“;, ima tekrar etmekten geri mıştı. Her millet kendi M yİ deratına sahib olmalı dA##ELEİ sık sık söylüyorla zig de dahil olduğu a| birçok yerler sahi yi sorulmadan başkalafilh y rilmekte beis mınmwa.d mumi barbin mağlüblarına sene evvel neler yapıldiğifi ııu; gün hatırlamakta mühim da var ki o da o zamanla 4 man arasında hiç du:mld"v- rümüş bir tekâmülün v dini gösterdiğini anlamaktfi tık dünkü galibler de ketMk | | Mişlerdir ki yirmi beş sehö İ başlıyan umumi harbin 8#i ğ ficeleri hâlâ ortadan kalkf biraktiği tahribat tamir ten çok uzak kalmıştır. ÖÜ her ihtilâfı mutlaka kuvli, silâha müracaat ederek hilli fikri de ancak yirmi beş veline sid olarak düşünülü — dir. | Fakat bunuti yanında GÜF | ratın davasını halletmek Sıta olarak yalrız silâhini diğini dünya görüyor. DÜM v 'a bugün yine $ ki Almanyanın rolünü O9 | istiyor ve iddia ediyor İi beş sene evvolkinden bufi” ha kuvvetlidir. Bugünkü Almany hiyettar devlet adamlar | danları bunu böyle söylü vafık buluyorlar. Birşeyi " ede ede başkalarına ııızni”" ötedenberi malüm katdedif y ser de Almanyanın muzâl cağını çok tekrar etmişti. $ olamadı. Hem de o ıımm”:) m ne kadar kuvvetli | Pek uzun bir harbi göse Ö hesabını ona göre yıpm:’( 939 Almanyası 914 Alw] a değil. Fakat 914 harbinin ni parlak göstermek için #Üy kü Almanyada yine istikbil” )X ferlerinden bahsedilmektef geri kalınmadı. h Ancak bütü: bı.ıılun Almanyanın yakın bir / bir-kere daha talihini Ö küyeceğine hükmetmemeli: yi den sonra Almanyanın BN miş birinci dereçedeki dt damlarından eski hariciye Strezman sulh yollarında kere vasıtalarile Alman! V | say muzshedesinin ağırlıklı kurtarm muahedenin aleyhinde VA larına şiddetli nulukhfw olurdu .Bunu gören zanmtfi) Strezman bir daha Fransif giliz diplomatlarile karşıltf cak, onların elini sıkmıyatkş buki bunu ölmeden evvei * kendisi izah etmiş: — Bu nutuklar, demiş, ÖŞ sarfedilmek içindir. Harkti nüşürken başka türlü söf ü çalışırken aati rine, Bu gece çok ıiıılrlll'”, İ Selin, nara atarak s0l v sına dayanan adamı sesii” nımışti. — Felüket. felâket NecifİŞir| Eğer bu adam evime volurum, .— Kimdir bu adâm? — Bebekte kardeşime zt olan belülı bir herif. benim adresimi öğrenmiş- göz koymuştu. Buraya çaf miş. Keşke Celâl gitmedt seydi... — Korkma canım! Y Dü lü kuvvetli bir erkeğin P' ğunu unutuyor musun? — Ah, bu adamı sen ” sın, Necdeti Bunun — bütüf hapishanede — geçemi yerden kan dökmeden — Korkma dedim ya- ge ken, tenin kılına kimit maz: (Devat