No. 44 Ö_ğle Olmuştu, Kara Kullukçu Zabiti Suba - nu Biliyordu. Fakat Çağırmak Kimin Haddine? Karakullukçular hana gelmiş- lerdi. Arkadaşlarının — âkibetleri üzerlerinde azim tesirler vücude Betirmişti. Yüzlerce karakyllukçu palala- Tına saldırmış, ortalığı kesip biçi- yorlandı. Arkadaşlarını öldüren herifi arıyorlardı. Gelibolumun so- kaklarında kimsecikler kalmamış- fı. Ellerinde palaları karakulluk- çular oraya buraya saldırıp duru- yorlardı. Hancıyı, bekçileri, han- da yatanları iplere bağlıyarak gö- türmüşlerdi. k Öğle olmuştu- Daha hâlü subaşı ortada yoktu. Karakullukçu zabiti subaşının nerede olduğunu bili- — yordu. Fakat gidip çığramazlardı. Ne hadlerine idi?, Lüâkin öğle olduğu halde suba- Şının da mutadın hilâfına ortaya çıkmaması karakullukçu zabitin de midesini bulandırmıştı. Acaba, subaşı da mı bir kazaya kurban gitmişti? Halk beyninde de dedikodu oluyordu. Kapı dip- lerinde, pencere ardlarında — şu yolda fısıldaşmna vardı: — Galiba; subaşıyı da kesmişler! Bu dedikodular üzerine nihayet karakullukçu zabiti Venedik me- hallesine geldi. Venedik dilberi- nin evinin tokmağını vurdu. İtalyan güzelinin anası kapıya çıktı. Karakullukçu zabit usuletle sordu: — Madam, subaşı burada mı?. — Evet ağam burada... Buyu- UNuz. — Lümum yok... Yalnız kendi- sine haber vermek mümkünse söyleyiniz Ağakapısına teşrif bu- yursunlar.. — Başüstüne ağam!. İhtiyar kadın şaşırmıştı. Şimdi- ye kadar kapılarına karakulluk- Çulardan kimsecikler gelmemişti. Acaba bu nedir diye düşünüyor- du, Halbuki; subaşı öğle okduğu hal- de maşukasile herşeyi unutmuş bir halde zevklenip duruyordu. — Zabit kızım.. — Zabit değil kim olursa olsun. Ağanın keytine karışılmaz... — Kızım, herhakle ortalıkta bir ş€y var... Bak sokaklarda kimse- cikler yok... gitl. — Ya, zabit bir daha gelirse ne diyeyim?. — Söylüyemeyiz de... Kız, hacetini defeyledikten son-| Ta, subaşının yanına gelmişti. Za- ten; cümbüş #ona ermiş, öğle de olmuştu. Subaşı yataktan kalktı. Maşu - kasına şu emri verdi: lerimi hazırla... Kız, ağasını giydirip kuşattı ve selâmetledi. Subaşının hiçbir şey- den haberi olmadığı için Ağaka- (1 inci sahifeden devam) Bu meyanda Deyli Herald gazete- si de Türkiyenin İtalyadan gele- bilecek herhangi .bir tecavüze karşı garb sahillerindeki müdafaa tedbirlerinden bahsetmektedir. Biz Türkiye ve Türk halkı için dün olduğu gibi bugün ve yarın için de asla bir İtalyan tehlikesi mevcud ve mevzuu bahsolduğuna emin bulunduğumuz kadar hiçbir zamnan böyle bir heyulâ da tehad- düs etmediğini her vakit en bü- yük kat'iyetle ifade edebiliriz. Dost matbuatın kudret ve gü- venimiz hakkındaki neşriyatını şükranla kargılamakla beraber bu tarz neşriyatın lüzumsuzluğu- na da kani bulunuyoruz. Türk or- duları yalnız garb sahillerinde de- ğil vatanın her karış toprağı üze- rinde gelecek her türlü tecavüzü önlemiye ve def'e muktedir bir haldedirler. Kuvvet ve kudretlerinden emin Venedikli dilber, insana herşe- yi ve her tehlikeyi unutturebile. cek ve önliyebilecek kudrette ca- zibdi. Subâaşı bu gidişle öbür sa- baha kadar da Ağakıpısına gitme- ile niyeti yoktu. İhtiyar kadın, yavaşçacık mer- divenleri çıktı. Kızının yatak o - dası kapısına kulağını koydu. İçe- — Tide iniltiler vardı. Heyecanlı ve kalb çarpıcı hareketler mahsüstü. — Demek uyamıkdılar. İhtiyar kadın gözünün birisini anahtar deliğine uydurdu. İçeri- de olan bitnelere bir göz attı. Zavallı geçkin ihtiyarın gördü- “#ü manzara karşısında bir an da — gençliği deprenmişti. Gönlü ve — gözü haz ve neş'e ile dolmuş bo- — galmıştı. Çapkın ve dilber kızı | — kendi gençliğinden de kahbe idi. Ne fettanlıklar, ne işvebazlıklar — yapıyordu. Kendi kendine bir an — için düşündü: — — Ohi.. Agamemnun!, Öyle ise — Gelibolu bizim demek... | Fakat; kapiyı vürüp - #ubaşını — masıl haberdar etmeliydi? Hem — böyle heyecanlı bir zamanda!. Bereket versin çok sürmeden | “kazı dışarı çıktı. Anasını kapıda — görünce sordu: — Mama niçih buradasın?. — Kızım, karakullukçu - zabiti geldi; subaşını Ağakapısına bu - — yursün diyor. — Ne haddine' | — Böyle kizim... — Suz, sakın ağla işitmesin?. « — Neden?. — Hiç ağanın keyfine kimse v olan milletler ve ordular için ise vakarl bir süküt daima bu yüksek kudretin sembollüğünü ifa eder. Neşriyatımıza mevzu olan Deyli Heralâ gazetesinin bu vesile ile yazdığı ve verdiği haber ise şudur: Londrada çıkan Dalily Herald — Öjen ben gidiyonum.. Bibise | Subaşı Daha Halâ Ortalarda Yoktu şının Nerede Olduğu- pisma, ellerini arkasına koymuş fütursuzca yürüyordu. Kemende vurulacak adamın — boğulduğuna ve üzerindeki evrakın ağa daire- sinde olduğuna emindi. Fakat; çarşı kapalıydı. Dükkân- —Sen karışma... Haydi aşağı ]ı:x kapanmıştı. Ortalıkta halk ta- asından — kimsecikler — yoktu. Karakullukçular ellerinde kılınç bir yandan bir yana koşuyorlardı. Nihayet; Ağakspısına geldi. Ka- rakullukçu zabitini çağırdı Sordu: — Ne oluyor?. Herif boğuldu de- ğil mi?, Bessiz olduğu yerde do- Şt Ne söyliyeceğini şa - şırmıştı. Subaşı birşeyler olduğu- na hükmeden bir tavırla: — Ne söylemiyorsun? Ne susu yorsun?. (Devamı var) ONİKİ ADA Bazetesi, İstanbul mühabirinden almış olduğu şu haberi neşret - mektedir: " Türk mohafili, İtalyanların A- nadolu sahillerine bir ihraç ha - reketi yapmalarının varid olamı- yacağı kansatindedir. Çünkü Çeş- meden Antalyaya kadar olan Türk sahilleri o kadar tahkim edilmiş- tir ki bu havaliye bir İtalyan ih- raç hareketi ihtimali mevcud de- ğildir. Hattâ sahillere yerleştiril- Miş'miş olan son sistem hava dafli topları bu havaliye bir İtalyan hava taarruzunu da tamamile gay- Timümkün kılmaktadır. Diğer ta- raftan Çeşme limanı da genişle - tilecektir. Hatırlarda olduğu üze- ve, İspanya harbi dahilisi sırasın- da Akdenizde türemiş olan meç- hul denizaltı gemilerine kargı mü- dafaa — tertibatı alınmak üzere «Niyon: konferansı mukarreratı- na tevfikan Türk hükümeti tara- fından Çeşme limanını muvakkat bir izsübahri olmak üzere İngiliz- lerin kullanmalarına müsaade et- mişti. Binsenaleyh umumi bir harb zuhurü takdirinde Çeşme limanı Türk - İngiliz - Fransız deniz kuv- vetlerinin bir üssü olarak da kul- damlabilecektir. Makineye Verirken Danzing'in Bütün Mekteblerinde Alman Askeri Bekliyor Varşova 19 (A.A) — Bir polonya menbamidan bildirildiğine görel | hakiki bir müstahkem ordugâh haline gelmiş olan Danzig'deki hazır-) | hklar sstermatik surette devam etmektedir. Danzig'in bütün mekteb- leri Alman kıtaatı tarafından işgal edilmiştir. Dün serbest şehir yakr-| nında topçu talimleri yapılmıştır. Danzig'in umumi binalarile şehir ci- varındaki tepelere tayyare defi tapları yerleştirilmiştir. Ovalara ağır toplar tabye ecilmiştir. Bu askeri tedbirlerin hedefi, müsellâh bir ihtilâf halinde şehrin #Polonye tarafınaan yapılacak bir hücama mukavemet etmesini temin 've Şarki Prusyadaki Alman kuvvetlerinin gelmesini teshil etmektir. Londra 19 (Hususi) — Hitlerin Danzig kendisini devlet reisi inti- hab ettireceği hakkındaki haberler kaydı ihtiyatla telâkki edilmekte- dir. Danzig haj anda, İtalyanın tavassutu ile Almanya ve Polomya âra- Ve | HIKAYE: Bakır Renkli Kız (€ üncü sayfadan devam) Müjgün şöyle söylüyordu: — Aratıyor kendisini.. hepimiz, Sevimi atıyoruz.. Ne şeker, ne tat- h çocuktu.. Şimdi, eskisi gibi eğ- lenebiliyor muyuz?, Ne gezer?, Muhaverenin alt tazafını dinli- yemedim.. Çünkü, kalkıp, denize atlamışlardı.. Fakat, konuştukla - rından da hiç bir sanih mana çı- karamıyordum. Sevim nerede 1di?. Niçin denize gelmiyordu.. Deniz - Siz nasıl yaşıyabiliyordu?. “ Plâjda matem var.. Bir ay olu- yor ki, Sevim, denize hasret.. De- niz de, bu yay vücudlu kıza has- Tet. Fakat, bu sabah, bütün plâj, â- deta bayram yaptı.. Çünkü, Se- vim gelmişti. Her zamankinden | Gaha şen ,daha neş'eli idi. Koşu - yor, oynıyor, yüzüyordu.. Onda bir başkalık vardı. Banyomu aldıktan sonra, gazi- noda kahve içiyordum.. Bir sürü genç kız, islak mayoları ile, gelip, az ilerideki masalara oturdular. Hepsi. Sevimin ağrına bakıyor - du. Sevim anlatıyordu: — Bir buçuk aydır, yorgunluk - tan öldüm, çocuklar.. Hazırlık.. ha- zırlık., Aman ne zor şeymiş?, Ta- bil evlenmek kolay mı?. Bu cumürtesi hepiniz düğüne- davetlisiniz.. Burada, plâj gazino- sunda.. gece saat yirmi ikide. REŞAD FEYZİ İngilterenin Şimdiki Kuvveti Nekadardır? (4 üncü sayfadan devaım) bi için hazır olabilmeğe 3 - 4 sene lâzım olduğunu da düşünüyer - larmış. Alman ordusunun motörlü ve- sait ile teçhiz edilmesi işi de tam sürette — başarılamamıştır. İngiliz gazetelerinin yazdığına göre İn - ilterede bir çok beygirlere lü - zum kalmıyarak satılığa çıkarıl- miş we bunlar Almanyadan gelen mubayaa heyetleri tarafından alın- maştır. Çünkü İngiliz ordusu mo- törlü vesaite malik bulunuyor. O- nun için bir çok beygirler satilı- Ba çıkarılıyor. Bunları da Alman- lar ahıyor, İngiliz gazetelerinin bu alım satımdan çıkardıkları netice şudur: Almanlar bütün Alman or- duüsunun motörlü vesaitle teçhi- zinden — vazgeçmişlerdir. Çünkü bunun için çelik Tâzım, demir 1â- | zım. Bunlar işe hariçten satın a- hnacak, Buna çok para vermek lâ- zım geliyor. Bu da kolay değil. Onun içliadir. ği bir çok — işlerde motör yerine beygir kullanılacak- tır. Bu ise az manalı bir keyfiyet de- ğildir. Avrupada karşı karşıya iki cephenin vaziyetini gösteren bir misaldir. —— Polanegri Davacı (8 inci sayfadan devam) durma, daha doğrusu - yalandır. Ben Almanyada bulunduğum 2a- man Hitlerden himaye talebinde bulunmadım. Hattâ kendisile hiç temas etmedim, Yalnız, bir defa, © da bir geçii resminde uzaktan gördüm. Führer bir otomobilde bulunuyurdu. Ben de, dostlarım- den birinin evinde, pencerenin ö- nünde duruyor, herkes gibi sey- Tediyordum. Mecmuanın yazdığı bu makale Almanyadan hudut harici edilme- me sebep oldu. Demiştir. Muhakeme bir çok şahidler dinledikten sonra kararı- sında müzakerelere başlanacağı haberleri de itimatsızlıkla karşılanmak-| nı başka bir celseye bırakmıştır. — —— tadır. , İsveçde Bir Tuğyan Oldu Stokholm 19 (A.A.)— Yağan şidetli yağmurlar İsveçin cenub kıs- mıtda ve bilhassa Bahuslan mıntakasında tuğyana sebebiyet vermiş- ür. Tuğyan, şimendifer raylarını sökmüş, trenleri devirmiş, köprüleri, evleri alıp götürmüş ve mahsulâlı harab etmiştir. FTT ERLATEGRDRE LÜ DAERI S “Bayana acele ihtiyaç vardır. DİŞ TABİBİ ARANIYOR Anadoluda iyi bir maaşla Dişçi mektebinden mezun bir Bay veya liplerin mektupla veyahut her gün saat 5 - 7 ye kadar Taktimde S- rabelvide 101 numarada Bay Beşi- Te müracaatları. Mihverciler Balkanlıları Konferansa Çağıracak (1 inci sahifeden devam) Fransa arasında müşterek bir hi- maye ordüsü tesis olunacaktır. Ayni zamanda Tunus ve Libya hudutlarında gayri askeri mınta- kalar ihdas olunacaktır. 7 — Almanya ve İngiltere Sü- veyş kanalı üzerinde İngiltere ve Fransa gibi müsavi haklara malik olacaklardır. Fakat Almanyanın bü esaslar dahilinde müzakereye girişmek is- temediği söylenmektedir. Alman- yanın talebleri bunlardan daha Beniştir, Polonya meselesine gelince, Al- manya İtalya ile birlikte bu me- seleyi mutlaka ve kat'i surette hal- letmeğe karar vermiştir. Mihver devletlerinin bu kararını tadil e- decek hiç bir müzakereye giri - şilmiyecektir. Ayni gazete: «Deniz İngiltere- nin, Avrupa Almanyanın» prensi- bi üzerinde gidilmekte olduğunu ilâve etmektedir, Almanlar, eski vaziyete avdot edilmedikçe müzakereye girişmek istememektedirler. Almanya bun- dan başka İngiltereden Polonya, Türkiye ve Romanya ile aktetmiş olduğu —ittifakları - feshetmesini | ve Rusya ile bir anlaşma yapma- masını da istemektedir. Berlin, şimdi bu yeni vaziyet Hakkında Londradaki - elçisinden ikinci bir rapor beklemektedir. Al- man sefiri bu direktifler dahi de, icab ederse, resmen söz söyli- yebilecektir. , BALKAN DEVLETLERİNİ KON- FERANSA DAVET EDİYORLAR Paris 18 (Hususi) — İtalya ile Almanya yakında mihver dev - letleri İle ticari münasebetleri o- dlan Balkan devletlerini bir kon - feransa davet' edeceklerdir. Bu konferansta bilhassa cenubu şarkf Avrupasımın iktisadi vazi - yeti görüşülecektir. Doktar Şaht bu konferansın ilk hazırlıkları ile meşgul aolacaktır. FRANSADA NAZİ PROPAGAN- & DASI Paris 18 (Husust) — Hükümet, bütün Fransada Nazi propagan - dasına karşı şiddetli bir mücade- leye geçmiştir. İki kişi casusluk töhmetile tevkif edilerek askeri mahkemeye verilmi:; Ayrıca 150 kişi ha GI. Frankonun | <. . Sözleri ( inci sahifeden devam) General Prankonun geçenler - de teftiş ettiği Irun mıntakasında vukua gelen hâdiseler, bütün İs- panyada fakisler — uyandırmıştır. *Yaşasın kral diye bağıran birisi, bir devriye kumandanı tarafından öldürülmüştür. İSPANYA, NE ALMANDIR, NE İTALYANDIR Madrid 18 (Hususi) — İtalyan Hariciye Nazırı Kont Ciano, Ro- maya avdetinden evvel General Frankoyu eylülde Romayı ziyare- te davet etmiştir. General bu da- veti kabul etmiştir. Bu ziyaretin tarihi honüz tesbit edilmemiştir. General Frankonun, Hitlerin de davetine cevab verirken bu tarih- lerin tesbit edileceği anlaşılmak- tadır. Kont Ciano'nun İspanyayı ziya- Tetine rağmen, General Franko bir Portekiz gazetesine şu beyanatta bulunmuştur: — Yeni İspanyol rejimi ne İtal- yandır, ne Almandır. Sadece İs- panyoldur. Ben muharebe olacağına inan- mıiyorum. Şimdiki halde ortada diplomatik yollarla halledilemiye- cek hiç bir mesele mevcut oldu- kat yapılmaktadır. Fransadaki Na- zi propsgandasını bir Alman Kon- tesinin idare ettiği anlaşılmıştır. 'Tevkif edilenlerden - birisi bu maksad için Alman hükümetin - den bir milyon frank aldığını iti- Taf etmiştir. Diğerinin de üç bu - çuk milyon frank aldığı anlaşıl- maktadır. R ALMAN ORDUSUNDAN KA- ÇAK ASKERLER ÇOĞALIYOR Paris 19 (Hususi) — Alman or- dusunda firar vak'aları çoğalmak- tadır. Königsberg'de yedisi asker, ikisi çavuş olmak üzere dokuz ne- fer ayni günde kurşuna dizilmiş- lerdir. Toplanan alay muvacehe - sinde okunan kararda bu adamla- yın «Alayın yüz karası> oldukları söylenmiştir. Bununla beraber firar hâdisele- rinin arkasi kesilmiş değildir. Bil- hassa Polonya hududunda her gün sekiz, on kişi Polonyaya kaçmakta - gırlar. Son günlerde Prusya fabrikala- rmde grevler sıklaşmiştır. Fakat bu grevler çabuk ve şiddetle bas- tırılmaktadır. İNGİLİZ MÜDAFAA BÜTÇESİ Londra 18 (Hususi) — İngiliz Milli Müdafaa bütçesi 580 milyon- dan “730 milyona çıkarılmıştır. GENERAL GAMLEN'İN SÖZ- LERİ Paris 19 (Hususi) — Fransız or- duları Başkümandamı General Gamlen Fransız ordusunun tam manasile mütekemmil ve hazır bir vaziyette bulunduğunu, bir harb olursa sulh cephestnin behemehsl muzaffer olacağını söylemiştir. POLONYA - İNGİLİZ ASKERİ İTTİFAKI Varşova 19 (Hususi) — İngilte- renin denizaşırı küvvetleri umu- mi mütettişi General Ironsid bu- rada bulunmaktadır. Dün Mareşal Smigli Ridz ve Hariciye Nazırı Miralay Beck ile — görüşmüştür. Müzakerelere bugün de devam e- dilmektedir. Kurjer Poranni gazetesi diyor ki: <İngiltere ile Polonya arasın- daki 'siyasf anlaşma, askeri anlaş- ma ile de tetevvüç etmiş bulun - maktadır. Londra, Paris ve Varşo- va kara ve havadan her türlü ta- arruzlara karşı hazırlanmış bir va- ziyette bulunmaktadırlı Satye Dâvâsı Ağır Cezada Satle binası meselesi tahkikatı devam etmektedir. Denizbank erkânımdan — benüz hiçbiri tahliye edilmemiştir. Yal nüz milli reasürans eski ikinci mi | dürü Malik Kevkeb para kefaleti | ile serbest bırakılmıştır. Mâlik Kevkeb kendisi ile görü- şenlere demiştir ki: — Satie binası meselesi etrafın- da muhakeme safhasında ortaya koyacağımız bazı hakikatler var- dır, ki bünların mesele muhake- —me safhasına geçmeden ortaya a- tılmasını muvafık — bulmuyorum. Bu itibarla, bu hususta fazla bir- şey söylemek istemçyişimi mazur görmenizi rica ederim. Yalnız size şimdiden şunu söylemek isterim ki, bazı gazetelerde ismim karıç- İ tırılmak suretile ve «hakkı süküts İ olarak gönderildiği iddiasile uzun uzadıya bahsi geçen 4000 lira üze- rinde yazılan şeyler, tamamile uy- durma ve aşağı yükarı isnad ma- | hiyetindedir, Şimdiki halde mevkuflardan yalnaz ben tahliye olundum. An- cak, diğer mevkuflar da tahliye - || lerini temin etmek üzere müra - İ| caate hazırlamıyorlar. Diğer taraftan müddelumumi - İ| Buna kani değilim. İspanyanın sul-| lik bugünlerde mütaleasını yaza- | ha büyük ihtiyacı var, Hangi mil- let vardır ki, askeri olmasa bile, iktisadi bir. teşevvüş karşısında almıyacağını tahmin edebilir? İs-i İS'scak olân ikinci ceza muhake- | cak ve formalite ikmal edildikten sonra, Satje meselesi yarından İti- baren Ajnrcezaya vekâlete baş- panya, elinden gelâiği kadar bita- | TMesine intikal edecektir. Tâf kalmağa çalışacaktır. Yalmz toprağına, şerefine ve hayati men- faatlerine dokunulmasın!» evvekce bahsedilmiş olan İtalya- yı ziyarelinin yakın bir tarihte | Madrir 19 (ALA.)— Frankonun | yapılacağı teyid edilmektedir. Jmchal realitenin emir ve * Hayat Pahalılığ) (1 inci sahifeden koyduğu, mücadelesini tiği ve otüdlerini yaptığı da muvaffak olması ve & ticeler almasıdır. Davanızt çek emeğe, çok mücadeleyt tisasa dayandığı ve um! M Saydam hükümetinin » yet tedbirlerini almakta YE © cadeleyi başarmak yolundA " ettiği mecra içinde yü A, 'den de emin olmak vazi: Y «TIRHAN Almanyaya evvelce sip miş olan vapurlarımızdan pitindeki Tban vapuru Baat 16 da limammıza çel «Tırhan» vapüru — Alroâlif İstanbul limanına kada: tanın idaresindeki Türk yen ve işçiler tarafından mektedir. Vapur, Btrüsk d mız Etrüsk'ün sür'atini d kazan bozuklukları ve dij saklıklar tamamen tedil © ve gemiye bir kazan dahâ öj olunmuş. bu suretle — Bti daha fazla bir sür'at temif| miştir. İstanbula ekşiksiz bi de gelen <Tırhans in bul rübeleri ve havuzlanması dildikten sonda derhal başlıyacaktır. Denizd—eo—Sar Tutan Genf Usküdarda Bulgurlumet© kağında oturafi 17 yaşla! san oğlu Suad adında — bİf dün yıkanmak için, Şemsifi denize — girmiş, at OF Ş gar'ası tutarak boğulmuştur. | lu —— j a Hi . Samsun Seylâ! Samsun 19 (Hususi) — PÜ b seylâb hakkında buraya İW gelmeğe başlamıştır. Sular | yavaş çekilmektedir. Dün & erkek ile beşik içinde bir $ cesedi bulunmuştur. A rın miktarı henüz kat'i sur ı bit olunamamıştır. Söyleri”i göre insanca zaylat otuzdafi Öğü | değildir. Birçok kayıblardili nüz haber alınamamıştır. kadar sekiz tesed | Su altında kalan köyler çok g ra uğramışlardır. Bakra taraflarında da p hayvanlar sele - kapılm 2000 dönüme yakın tütün sından hayır kalmamıştıf. en çok tahribat yaptığı Koçhüseyin deresi ve Hozab takasıdır. YE PEZETRTEKZEZ İ A y y 4 F;ı;ız Misafirlerim Ankara 19 (Husust) — mizde temaslarda bulunan askeri heyeti bugün şehird Jf tıkları ziyaret ve gezintilert H, | vam etmişlerdir. Orgeneral Hutzinger ve | dün Çubuk barajını gezmi baraj suyunda motörla bir c&7 JP X yapmıştır. MÜHİM İL Hastane, kışla, mektep: ve lokantaların yemek Pf? | me ve sıcak su ihliyaçlı min eden *| ALANYA MUTFAK . | OCAKLARININ — , son modelleri piyasaya çıktf t mıştır. Yeni tertip edilen loglarımızı isteyiniz. Beyazıt, Yeniçeriler, T5 vay caddesi No. 114 yemek ocakları ve soba il hanesi. BAYAN ARANIYO Ev işlerinden anlar y: kişinin hizmetini ya; Bayana ihtiyaç vardır. bilen tercih edilir. İstanbul 501 No. posta suna mufassal mektuplâ caat,