İstanbul Doğuşta Turist Şehridir akat Bugün Bu Kıymete Zerre Kadar Sahib hib Değildir / Çünkü İstanbul Ya Yalıannıya Hazırlanmamıştır SA Mahmad Yesari katsın ellle de- k deniyet» in elile de «ti Hüp ' Ytekkül, etmiş şehir - Mi değildir. Zamanla *'vıc © şehirleri, eturizm hıu,,, getirmiştir. ş"w BU, doğuşundan aa u- Daha doğrusu, hn n b turizm le ol - buz ” Belir. Fakat, bugünkü ha " fürizm şehri değildir. b. Türing klübe aza olmuş “Bi bir vatandaşı, Belediye 4_ Pij “besi müdürü yapabili - va' bu, yine eski tâbirle B İm «hefsülemir> e ne ki Ulabıktır. Bunu, kısaca ak- Olayca kestiremiyorum. iye, Turizm şubesini açtı- y C© föci bir hesab açığı ile .m"'“ Yapmıştı. İkinci deneme- " de daha bir haber alama - İk, ;'Mı turizm şehri olmalı - h “Sat bugünkü halinde de - | eh yh caddelerini, âbidel a Tinİ, e bununa, — birakal <ı,,e Yol | y'“c 4 okuy r! Gazete- İğç ak mevzu ararlar! Gaze- ı_ Yazı lâzım! di h Eazeteye ya ımi! Fa- t%'î“îuklıı imize göz mü yu - sini: h"'"m şehri olan İstanbulda- | î"*v;m A müzesinin kapısına | Ü y 7 bakıniz. Esi hş,, iğin en kötü yazısli yan - çiy sarı, mat si- | ha zevkinizi icitmeye | 'a girimia. Camlin bitişik Hnelerin musluklarının ö - | ok değil! - koparıl- | rvanın musluklarının Avh_ Üü burkuk, koparılmıştır. 4A tramvay caddesine ba - Fafı, mezbeleliktir. Ve bu- nizle! - yirmi beş ir «müzel» dir. ya mu- Uğrarlar. Dha doğrusu, kay Tünlar, kar alcı, dilenci,.. Bir de mev- «Kapılanan- ha piir; Karpuz, kavun araba- !u bab mısır mangalları; ü - “Eeleri; incir tablaları... v. Movz '*hlnı " "Nn hiç değişmiyen "——ı. kör, çolak, topal, akarı çıkalım, Tu- lar boş sayılır. Sur- TU gideceğiz. iliyaç örlarda, —eturiste Atak hiç bir konfor yok - Biç ""vı h" *könfor» wık Çünki li Te sur dişr "—ua,"“" biraz dinlenmek iste- & Eimiyorum, Bu saydık- | bir İşte Boğaziçi larım, İstanbul tarafı! Adalar, Anadolu kıyılar. n İstanbulda, ne ha - Boğariçi, zırlık vari Misafir çağırıyoruz, evimiz ha- ] zır öeğil! Turing klüb yapmak, Turing ı takmak, bunlar, tez elden kolay | yana bakaı klüb firması yapıp — otomobillere şeyler. Peki, bütün bunlar: — Gelin, bu halimizi görün! Diye mi?. Bir Kadın Nasıl Milyoner Oldu ? Gömlek Yakası Ve Kolluklarını İcad Eden Kadının Heykeli Dikildi Bugün Amerikada Bu İşi Yapan Bir Çok Fabrika Var Mistres Hannah Montag, çama- şır teknesinin önünde durdu, el- lerini kalçasına koydu, derin rin içini çekti, ve: — Allahım! dedi. Bu ne kadar çok gömlek! Böyle söylemekte hakkı Çünkü teknedeki dörtle üçü erkek gömleği idi. Mistres Hat h çok te kadındı. Kocasının dâ zesini ist miz ve ütülü olma: kat ederdi. Kocası, Nevyork eivarında bir ! çamaşırların itiz temiz a çok dik - a ustabaşı idi, rmak, kollarını ı kalıy yemiyord kalmakla beraber yakası simsiyah oluyordu. Titiz kadın buna bir çare düşü- nüyordu. Haftalarca zihnini yor- du, nihayet buldu. Makası eline aldı, bütün göm - leklerin yakalarını kesti, ayırdı. Gömleklerin ve yakaların arka- ına birer ilik yapmakla meşgul kocası geldi. Bü nlek- lerinin, hattâ en yen bile sildiğini görünce kız- başladı. bayan den birini kocasına lekler- yardı. | Hannah aynaya baktı. takma olduğu belli de- ğildi. Sanki gömlekle dikili imiş gibi duruyordu. Kendi kendine: — Bu kadınlar ne garib şeyler düşünüyorlar, Bu yaka vakıa fe- 'na durmuyor, fakat, Allah vere de, arkadaşlar farkına varıp alay et- Mster | meseler gömleklerinin te- | Çalışırken | kasına ilişti. ” 1 1 | | | Diyordu. Fabrikâda kimâe fark etmemişti. Bir aralık direktörün yanma girdi. Yeni yapılacak bir makinenin plânını tetkik ediyor- lardı. Bir arahık direktörün na zarları, ustabışının gömleğine, ya Dikkatle baktı: — Ne garib yakalık bul... — Karımın icadı!.. Bu suretle yakaların ayrı yıkanabileceğini, gö in temiz kalacağını id- dia ediyor. Kadın aklı bi Direktör, bir an düşündü: Hannah, şu yakayı çıkar da ba- kayım... Dedi, Ve dikkatle muayene et- ik bir şey!... Ben de imi böyle yaptırmak is- terim, Bayaı iyle gelsin. Kendisine hayırlı bir ha - ber vereceğim... günü Misters Hannah'la uzun uzun görüştükten sonra ya- kaları bir mükavele i arın bana | ayrı gömlekler imali için | İ | MIZAH GİRERKEN GÖRMEDİLER A.. Ayyaşın birine karısı. meyha - neye gitmemek için yemin ettir - miş. Bir gece kocasının kör kütük sarhoş geldiğini görünce: — Haniya yemin ettin idi, mey« haneye ecektin. Dün gece yine mneden çıkarken gör - Mmüşler!.. Dem miş: — Girerken görmec bunun için yemin ettim... ŞEFFAF CİSİM NEDİR?. Muallim. dir?. Talebe, Hatırıma » Evet, şetfaf bir cisim... lim. — Öbür taratındap zi- görülmesi mümkün olan | cisim değil mi?... Talebe. — Bvet ... söyldiyecektim, Ş, ayyaş fa şu cevabı vere | - Şeffaf cisim ne - — Şetffat cişii -Ben de bunu Madem ki | iyemedin, bari bir mi sal göster... Anahtar deliği!... HANGİSİ HAKL Güzeldir, fakat bir gözü di- ğerinden biraz küçüktür, biraz da — Do anlıy usu ya güzellikten çok | rsunuz, Tebrik ederim. DAHA NE BULACAK? —— —— Adamın biri, yankesicile cüzda- çarplırmış, içerisinde yüz rav Rasgeld.ğine derdini ya- niyormuş: | — Çalan Allahindan bulsun! —| Tanıdıklarından biri: | — Beyhüde yanıp yakılma de- | miş. O, yüz llra buldu. Dsha ne | bulacak? | KREMİN KUDRETİ — Bu krem, hakikaten yi ki çizgileri izale ödiyor mu' — Şüphesiz... Tecrübe için sek-| rın yüzüne sür - nü çehresi, on ge- v 5 P Khe Malolan Bir oda bir. kızı döndü, VAKİT BUL. 1Ş nen bir adam, hizmet- çisini çağırır: — Kız, der. Bana sadık olur, her | gün ben burada yok olup b kimler gelip gittiğini söyler sen sana bir aylık fazla vezirm. Der. Bir müddet geçer. Bir gün | işinden erkence dönen bay, kapı-| dan bir erkek çıktığını görür, Hiz- | etçiye: — Ben sana sadık öl demedim — Evet... Ben de sadakatten ay- | orum ki... niçin gelip gidenleri ba- wermiyorsun? İ Kimse gelmedi ki — Nasil gelmedi? Ben gözümle gördüm. Şimdi buradan bir er - kek çıkıyordu. — Ha! O dün gece gelmişti... | vermeye — vakit bulama - | —a Bir Dakika Diyip Geçmeyinıı.. n Antil adala- ga 54 hevenk muz ihrac olu - nur, * Filipin, en çok altın ç- karan memlekettir. Bu adada gdakikada 2 * Fransa dakikada 61,000 franklık ihracat yapar. *& Amerikalılar dakikada 1.800 kilo Bon Bon şekeri, 1,35 kilo kuru bisküvi yerler. v Kanadada böcekler ve şiddetli rüzgürlar yüzünden dakikada 2,300 metre mikâbı ağaç mahvolur. * Avrupa hükümetleri, da- kikada 7,000 franklık değerin- de alkol sarfoderler. İŞTE BİR DAKİKA DAHA GEÇTİ. 2 ’ü'rfvf LAF —17 TEMMUZ 197 eeet ae /— GÜZEL KMMMIIII ŞARTLARI Bilhassa Yaz Günleri İstirahat, Deniz ve H_avadan İstifade Etmektir. Güzelleşmenin ve güzel kalma- nın şartlarından biri de istirahat- dir, Fakat, nasıl istirahat etmeli, na- sıl dinlenmeli?... Bir çokları, işlerinden dinlene- cek vekit bulamadıklarını söyler- ler. du doğru değildir. Dinlenmek için mutlaka ğa uzanıp yat- mak lâzım değildir. Yalnız usülü- nü bilmelidir. Yorgunluk hissettiniz mi, geniş bir koltuğa oturunur. başınti''are kaya dayayınız, ye da bir kana- Güzelliği- nizi Kay- bettikten Sonra Tekrar Ele Geçirmek İmkânsızdır peye uzanınız. Gözleinizi kapayı- nız, zihnen bir şey düşünmemeye gayret ediniz. Yarım sast sonra kalktığınız z- man vücudünüzün, dimağınızın dinlendiğini hissedersiniz. (Devamı * inci sayfada) Aşk Macerası İhtilâlin En Kanlı Saatlerinde Onlar Sevişiyorlardı Fransız ihtilâli esnasında geçen |. tarihin malı olan hâdiselerden de Armand'la Şarl dö Belesiz'- | in nacerasıdır. Bu meşhur | ve şayanı dikkat gönül sergüzeş- tini Frapsız gazetelerinden sütun- larımıza almayı faydalı bulduk. Mösyö dö Trusbua, duvarları er kaplı büyük salonda asa- asabi golaşıyordu. Birdenbire inaın önünde durdu, ve sordu: — Mösyö Darkurla niçin evlen- mek istemiyorsun?.. — Çünkü kendisini sevmiyo - rural... — Evlenmek için sevmek 1â - ve bi ni bi ki | kışıklı ve genç... rar verdikten sonra sana söz düş- mez sanırım... Deği, — Düşün, yavrum... daha iyi bir koca bulamazaın, Se- ni pek seviyor. Sonra zengin. ya- Çok asil bir aile- nin evlâdi. Bana da çok yardımı dokunacak. — Affet beni, babacığım... Mös- yö Darkur'la evlenemem, — Sebeb?.. — Bir başkasını seviyorum!.. Kont hiddetle ayağını yere vur- du, ve bağırdı: (Devamı 7 tnct rayfada) Sanra ilâve etti: Konttan | | bakmak | Bir Kadının Karakterini Anlıyabilirsiniz! an karakterini anlamak ilerine, içtiği kah- t fincanına veya yıldızına lüzum yoktur. Binaenaleyh, dostlarınızın, yeni ığınız kimselerin, evlenmek ğiniz kadınların hall larını tetkik ediniz. ini, ta> Kadin olsun, erkek olsun, herke- sin bir meziyeti veya bir kusuru, iyi veya kötü bir tarafı vardır. Farkında olmadığı ufak bir hare- ketten meziyeti veya kusuru an- lapılır. Şu patates soyan bayana dik - katle bakınız. Kabukları kalın ka- lın soyuyor. Bu müsrifliğe delâ « let etmez mi?... Patatesin Rabuklarını dikkatla ve ince ince soyan, üzerindeki 0- yukları biçi ayıklıyan, Bonra en azı Üç su yıkayan, az yağ (Devomı 1 inct sayfada) n ucile