HADiSELER KARŞISINDA -— MAKSAD KAN DÖKMEK İSE, DÖKÜLÜYOR Dünyada pürüzlü iş bir değil | — ki... Ajansların Uzak Şark hâdi- seleri hakkında verdikleri haber ler çok şayanı dikkat... Sovyet - Mançu hududunda, yüzlerce tay- /— yarenin, motörlü kıt'aların, fır - — kaların iştirak ettiği basbayağı harb oluyor. Binlerce ölü ve yar — Tralıdan bahsediliyor. Bize öyle geliyor ki, yer Ge, yeni bir dünya harbi bekle- *“Mmek boş şeydir. Çünkü, hatb de- en nesnenin bir de kuyruğu ol- maz ya... Baksanıza, şurada bu - Tada, boyuna adam ölüyor.. Maks sad kan dökülmek ise, bol bol dö- külüyor., | BUGÜNKÜ ÇOCUKLARIN — YAPTIĞI İŞLER Silivride, 6 yaşında bir çocuk bir ev yakmış.. Çocuklar, büyük- lerden ders alıyor. Bir adam çi- kıyor, dünyayı, bir memleketi a- teşe yakıyor. Tebii, 6 yaşında bir gocuk da, bir ev yakar... Çok gö- zülmemeli... Dünya bu... Geçen gün, bir oyuncakcı ma - Bazasının vitrinini seyrediyondum. Bugünkü çocuklara, oyuncak di- ye verilen şeyler: Tank, tayyare, top, tabanca, zehirli gaz maskesi ve saire.., Halbuki, bizim çocuk- Tuğumuzda, oyuncak deyince, ha- — tırmmıza, kaynana zırıltisi, şişir - e balon, dümbelek, haroz şekeri gelirdi... KADİFE FABRİKASI KURULUYORMUŞ.. Bir İngiliz firması, İstanbulda bir kadife fabrikası kurmağa t şebbüs etmiş... Bu mensucat mü essesesi, yalnız kadife dokuyacak- zmış.. Kadife güzel şeydir. Bir şe- yin *parlaklığından, düzlüğünden, vumusaklığından — hahsederken, gibi patlıcan tabir; bile vardı * Afyonda Behiye isminde bir kızın bikrini izale ettikten sonra suçunu getmek için kızı zehirli - yerâk öldüfeü İshaklı nahiyesin- den Remzi Uzun hakkındaki idam hükmü dün infaz edilmiştir. * İzmir - İstanbul arasında doğrü' Hüva seferlerine on beş gü- ne kâdat Başlanacaktır. * İzdmir Kurşıyakadaki Örnek Köyünde güzel bir mezbaha ya - pılmıştir. * Romada Gar mahi llesinin İs- fiklâl meydanında iki tramvay garpışmış, 11 kişi yaralanmıştır. v Belediye, sırt hamallığının kaldırılmasından sonra cam ve ayna nakliyatında tesadüf edilen müşkülâtı nazarı dikkate alarak cam Ve aynaların hususi surette | tahtadan yapılmış arka sedyele- rile taşınmasına müsaadeye karar venmiştir. ** Umumi listede kıdem zammı verilmediğinden dolayı itirazlarda bulunan ilk tedrisat muallimle - rinden 26 kişinin itirazları tetkik Plaj No.37 — Teşekkür ederim. Fakat, ba- na bir daha <Beyefendi> diye hb tab etmeyin! Ben bu beylik lâf- lara çok sinirlenirim. Selin. Sermede bakarak: — Demek Mocdi beyle hapisha- nede tanışıyorsunuz, Eyle mi? Dedi, başını yere indirdi.. Kıs kıs gülmekten kendini alamadı. Sermed hâlâ inkâr odiyordu: — — Aman hanımetendi, bu adam vallahi sarhoş. Beni kendi arka - daşlarından birine benzetmiş. Ben- deniz onun seviyesine inecek bir adammıyım Mecdi yan gözle baklı: * Ulan hapishanede izmarit “Son — Telgraf- Biz şarklılar, alelâmum kadife- yi Beveriz. Hattâ, kadife, halk di- Tünde çok rağbet bulmuştur. Folk- korumuza girmiştü Kadifeden kesesi Diye başlıyan halk şarkıları var- dır. Çok kadife kullanmak, zen- ginlik, kibarlık alâmetidir: — Kadifeler giyinmiş.. deriz... RENGİ BEYAZLAŞAN KALİFORNİYALI ÖRDEK Şimali Amerikada, Kaliforniya- da bulunan kestane renkli bir ör- dek, günün birinde, her nedense korkmuş, ve bu korkma netice - sinde bütün tüyleri hemen bem- beyaz olmuş. Bizim de, birer ördek olup ol - madığımızı bilmiyorum. Yalnız, yazın, İstanbul sokaklarında do - laşırken, bütün üstümüz başımız bembeyaz oluyor.. Acaba, neden korkuyoruz, dersiniz . POT KIRMAK, GAF YAPMAK, ÇAM DEVİRMEK Operatörler, beynelmilel bü - tün tib hüdiselerini tetkik otmiş- ler, görmüşler ki, kırıkların yüz- de otuzu kolda ve dirsekle bilek arasında oluyor. Politikacılar ve içtimaiyatçılar yeni bir istatistik yapsalar ve si- yasi potların, en çok hangi mem- Jekette"ve hangi millet tarafın - dan kırıldığını tetkik etseler.. A- kırmak da, uzvf bir kırıklıktır. Bazı milletler vandır. Bütün ta- rihleri pot kırmakla geçmiştir. Bu- na gaf yapmak, çam devirmek, bir ciri berbad etmek de de- şin fena tarafı, kolda kırılan | kemik, ekseriya todavi edildiği halde, siyasi potlar tamir edilmez. Halbuki, terzi bile, elbisedeki pot- zeltir. Allah, pot kıran mil) AHMED RAUF tlere akıl | edilmiş ve ken haklı görül- düğünden bunlara ait bir ksdem zamımı listesi hazırlanarak tasdik edilmek üzere dün Maarif Vekâ- letine gönderilmiştir. * Nükid ve kıymetli evrakı ih- tiva eden resmi zarfların postaya adi olarak değil, mutlaka taahh - üdlü verilmesi lüzumu alâkadar- lara bildirilmiştir. 4 Osmanlı Bankası memleketi- mizdeki iş hacminin günden gü - ne genişleme sebobile ihtiyacı kar- şılamak için Anadolunun muhte - Kf yerlerinde 17 adet yeni kube açmağa karar vermiştir. Bir Çok Esnaf C Gördü Belediye mütletişleri şehrin te- mizliği için tettiş ve kontrofe de- vam ediyorlar. Yeniden sebze ve meyvaları açıkta sattığı görülen birçok esnaf cezalandırılmıştır. Bülbülleri Yazan: İskender F. SERTELLİ toplayıp geçindiğini unuttun mu? | Benden bir sigara koparmak için | karşımda bin takla atar, yüz türlü maskaralıklar yapardın! Ne ça - buk kibarlaşmışsın? Celâl dayanamadı: — Azizim, bana baksana sen! Buraya *herkese hakaret etmeğe mi geldin? Yoksa eğlenmeğe mi? Bana şunu söyle. — Eğlenmeğe geldim amma. Söylemezsem ne olacak? Beni teh- did mi ediyorsun? Vız gelirsiniz bana siz. Vallahi bir çırpıda ikini- zi de sererim şöyle paçavra gi caba, nasıl bir netice alınar... Pot | ları, ikinci provasında görür, dü- | | yere. Tramvay, Elektri Ve Tünel İdarelerin Yeni Kadroları Yapılıyor Tramvay, Tünel ve Elektrik ida- relerinin Belediyeye devir ve tes- lim muamelesinin bitirilmesi do- layısile mezkür idaredeki Nafıa Vekâleti memurları ayrılmağa başlamışlardır. Evvelce burada imtiyazlı ecne- bi şirketler muamelâtını teftişle meşgul olan şirketler komiserliği, geniş bir kadro Ile çalışmağa de- veam edecektir.. Vekâlet şirketler komiserliği, burada gerek hükü - mete, gerek belediyeye aid bilü- mum müecssesatın teftiş ve rakabesi vazifesile tavzif edilmiş tir. 'Tramvay, elektrik ve tünel i- darelerinden ayrılan Nafıa me- murları şunlardır: Utmum müdür Kadri Musluoğlu, müdür muavi - ni Süruri, Fen heyeti müdürü Emin, Teftiş müdürü Abdülka - dir, Tramvay teknik müdürü Fet- hi ve iki memur. Belediye bugünlerde bu zeva- fın yerine yenilerini tayin ede - cektir. Tramvay, tünel ve elokitrik idareleri müdürü umumi vekili mühendis Hulki, idarenin fabrika ve şubelerini teftiş eğmektedir. Haber aldığımıza göre mütehas - sıslardan mürekkeb bir heyet, bu üç müessesede yapılacak ıslahat ve yenilikler hakkında tetkikatta bulunmaktadır. Bugünlerde ha zırlanacak olan — lahat raporu, belediye reisliğine verilecektir. eeei güeü Polise Hakaret Etmişler Mahkeme İkisinin de Tevkifine Karar Verdi Samatyada oturan Akifle Ali KüğI yüne Yrsla gtü ran Yako ile kavga etmişter, ko: — Polis! diye istimdat et « miştir. Bunun üzerine, polis Ö- mer istimdat edilen tarafa koş - Muş ve Kavgacıları ayırdıntan sonra Akirıe Aliyi karakola da- vet eti İki .ımaî poliş Ömere de hakaret etmişler, bunun ü ne haklarında bir zabıt tutula - rak dün nöbetçi asliye cürmi meşbut mahkemesi olan asliye ikinci cera mahkemesine veril - mişlerdir. Ya ti- e hakaret et - iylemişler, , Yako şahit olarak d'nlenmiştir. Mahkeme, bazı - noktaların tahkiki için muhakemeyi baş - ka güne bırakmış. iki suçlunun tevkifine ve muhakemen'n mev kufen deyamına karar vem tir. S ğği Harç Pulu Harç pulu ve kıymetli evrak ih- tiyacını peşin para ile almak isti- yen nüfus müdür ve memurları- nn, memurlar kefalet kanununa tibi tutulmamaları kararlaştırı!- mıişfir. Sonra birden Meline bakarak başını salladı: - Sen söyle gaco!. Nasıl yap - tım geçen akşam Çamlıcadaki züp- peyi: Selin yatağından fırladı. — Melin! Sustur şu adamı ar- tık içime fenalık geldi. Kavga et- meğe mi geldiniz buraya? Melin elile Mecdinin ağzını ka- pattı: Sus artık. Bak şu sofraya.. Bol meze.. Güzel rakı.. Her şey var. Hemen içeliı Selin Celâle bakarak ilâve etti: — Aramızda bir de taharri me- muru var, diye geniş bir neles a- larak emniyetle yatıyordum. Mecdi etrafına göz gezdirdi: — Eh vallahi bu manevraya da- yanamadım işte. Kimmiş o ayna- sız bakayım? Sermed Celâli gösterdi: — İşte.. Birinel şubenin değerli sivil memurlarından Celâl Bey.. HAST Z A'O StLTe KARSII BZ — — İKDAM: A.N. Karacan bugün «Yine ma- liyet fiyatı meselesi adlı yazısın- da memleketimizdeki hayat pa- balılığının en büyük sebeblerinden biri olarak ele aldığı mal selesinin iç yüzünü anlatıyor ve diyor ki: Bilhassa milli sanayilmizde ma- Hyet fiyatının hesabını kat'i bir zaptürapt altına almak lâzımdır. Ayağıma giydiğim — kunduranın yarım lira ucuz olabilmesi için i- mal eden müessesenin masarifi u- Mmumiyesinde azam! bir tasarrufa riayetkâr olması ilk şarttır. CUMHURİYET: Yunus Nadi bugün <Tapu ve t me- kadastronun Adliyeye bağlanışı» | adlı yazısında diyor ki: Kadaştro düne kadar bizde ts- pu ile mücadele halinde idi, Daha doğrusu memleketteki çok geri, karışık tapu zihniyeti bu sahada yalnız doğruyu istiyen ve onu ku- racak olan kadastroya husumet gösteriyordu. İmparatorlukta ve o- ©un meselâ Kanunli Süleyman za- manı gibi en parlak devirlerinde büyük itinalara mazhar olmuş o- lan gayrimenkul kayıdları bilâ - hare çok tereddi etmiş ve halk i- çin yıkım binbir tezvire sahne 0- lacak derekelere — yuvarlanmıştı. Düne kadar süren bu ayıb müca- dele, Tapu ve Kadastronun Adli- yeye bağlanmasile artık nih sonra tapu, kadastro da kendisini ' doğru tesis edecek fen- | i tekâmülünün en kuv-, ni ve medi vetli istinadgâhını bulmuş ola - caktır. 'a Sertel «İngillere Balkanları kurtarmıya çalışıyor» ——— | adlı başmakalesinde Almanların Tuna ve Balkan memkeketlerin - deki iktisadi istilâlarına karşı a- lınması lâzım gelen tedbirleri an- lattıktan sonda İngilterenin Bal- kanları Alman iktisadi hegemon- yasından kurtarmağa çalıştığını tebarüz ettirmekte ve İngiliz kredil lerinin manasını tahlil etmekte - dir. !nııım! Hüseyin Cahit Yalçın «Dost tek- mesl> adlı yazışında Danzig'in Almanyaya verilmemesi yolunda İtalyanın memnuniyetini ve bu memnuniyetin manasını tahlil et- tikten sonra diyor ki : Sanki İtalyanlar, Danzigin Al- manyaya verlip de ortalığın sükü- net bulacağından ve kendileri yi- ne avuçlarını yalamak vaziyetine düşeceklerinden korkarak böyle bir uzlaşmıya meydan vermeme- ğe çalışıyorlar ve ancak Almanla- rın zoru ve kuvveti sayesinde ken- dileri de bir menfaate konmak Ü- midini besliyorlar denilebilir. VAKİT: Asım Us bügün «Danzig için harb olur mu?> adlı yazısında Al- manyanın Danzig meselesinde İn- giltereyi mes'ul karşıladığını ve Danzigdeki vaziyeti anlattıktan sonra diyor ki: <Almnaların düşüncesi İngilte- renin Danzig meselesinde aldığı | bu vaziyet bir blöftür; şayet Dan- | zig âyanı şehrin Almanş hakına karar verecek ol giltere ve Leihstanın müdahalesi | umumi bir harbi muctp olacağını ice: gözönüne alarak gi — Sakın! Kuvvet ile işe karış- ma! Sadece prosetse ile iktifa et!» İ — Diyecektir.. |Ege Bölğesinin Pamuk! Reknoltesi İzmi: (3on Telgraf) — Bu se- ne Ege bölgesinin pamuk rekol- tesi rekor teşkil edecekiir. Tah » minlere göre bu yıl Egede 120,000 balya pamuk istihsal olunacaktır. Geçen seneki rekolte 80,000 balya idi. Arada mühim bir fark vardır ve bu bereket müstahs'lleri çok sevindirmektedir. Üzüm rekoltesinin 60 - 70 bin ağı tahmin ediliyor, Ke - malpaşa kazası dahilinde üzüm rekoltesi dolu ve fırtınadan 6000 tonluk bir zarar görmüştülr. Stajyerler Ve Avukatlık Kanunu avukatlık kanununa göre mülâzemeten başlıyarak avukat - lk kanununun neşrinden — sonra müzldetini bitinmiş olan stajyer- detin hâk'm muavfinliği imtiha> nına tâbi olacağı ve bu imtihanda ehliyet ihraz ettikten sonra ba- roya kaydedileceği sarih olarak yeni kanunda gösterilmiş oldu - gundan tereddüdü mucib olm:yan bu hâdise hakkında telsire muh - taç bir keyfiyet bulunmadığına karar verilmiştir. Mecdi gözlerini oğuşturarak Ce- lâle baktı: — Hele dür bakayım.. Bu men- deburu da tanıyacak gibi oluyo - rTum. Ah, ben bu gece gerçekten fazla kaçırmışım.. Hafızamı topar- hyamıyorum, Şimdi bulacağım. Birdenbire elini Celâlin omu - zuna vurarak; boğulurcasına gül- | >meğe başladı: — Vay kerata be! Sen de mi a- dını sanını değiştirdin? Ulan, Ka- bakçı Mustafa değil misin sen? Bu ne kılık..Ne kıyafet be? Düği mi geldiniz bizim eski Ördekle bu- rTaya?, Celâl sendelemeğe başladı. — Ağzını topla! Şimdi beynine ineriim ha! Sen herkesi galiba ken- | di seviyende görmekten hoşlanı « yorsun! Mecdi ser$ bir tavırla Melinin yüzüne baktı: — Görüyorsun ya, kabahat ben- de değil. Geçen akşam da tıpkı Bir Kadın e Salıcı 1 Uzunçarşıda Yemiş hanında oturan ve Küçükpazarda seyyar olarak öteberi satan Emine adın da bir kadın işportasını yol ü- zerine koyarak caddeyi işgal et tiği için belediye polisi Abdul - lah ve Salih giderek işportayı yoldan kaldırmasını söylemiş - ler, kadın bunu dinlememiş ve | memurlara çıkışmış, bunun üze | zne, polis Abdullah kadının hü | viyet ve adresini istemiştir. E- ine, hüviyet ve adrosini ver - nediği gibi kendisini karakola götürmek İstiyen — Abdullahın yakasına sarılarak bir düğme- sini ve manevra kemerinin at - | kısını da koparmıştır. Bunun ü- | zer'ne bir zabıt tutularak Emi- ne dün asliye ikinci ceza mah- kemesine verilmiştir. Yapıldan muhakeme sonunda Emine bir ay hapse mahküm e- dilmiş, anak, zorla götülürmek | Htediği sabit olduğundan bu ce- zası tecil olunmuştur. böyle olmuştu. Uslu uslu oturu- yordum ablanın züppe doktaru bö- | bürlenmeğe, ağzını bozmağa baş- | ladı. Şimdi sen benim yerimde ol- san ne yaparsın? | — Melin, Mecdinin yanına oturdu.. Boynuna sarıldı: | — —Onlar senin kim olduğunu bil- miyorlar, Mecdiciğim! Biraz son- ra tanırlar.. ve kuzulaşırlar. Sonra birden Celâle döndü: — Rica ederim, sesinizi kısınız! | Burası benim odamdır. Size So- | Hinin misatirleri olduğunuz için hürmet ederim. Fakat, odamda ra- hatsız olmayı hiç bir zaman iste - mem. Celâl hâlâ böbürleniyordu: — Şuna bak be! Biraz sonra o- nun kim olduğunu anlayıp kuzu- laşacakmışız. Dağ başında mıyız be? Celâl çelimsiz gördüğü Meçdiyi bir atılışta yere çarpacağını sanı- yordu. Onun ne vurucu ve belâlı | Polise Hakaret Suçu | vr. İle Mahkemeye Verildi; Senelik Tatil Zamanı Başvekâletin Yeni Bir Tamimi Başvekâlet, memurların senelik izinle: kullanılması dolayısile her sene yaz mevsiminde Ankara- nan üdeta boşalmasını önlemek ve bütün devlet dairelerinin mesai- sinde bir durgunluk husule gel- mesine meydan vermemek üzere Kamutayın da eylül ayına kadar 'tatil yapmış olduğunu gözönüne alarak devlet teşkilâtına bir tâ - mim yapmıştır. Bu tümimle Ba; vekâlet, devlet daireleri yüksek memurlarının ve bürolarda çalı- | şan memurların izinlerini yukarı- ya yazdığımız vaziyetlere tanzim ederek âmme hizmetleri- işlemesinin in senelik mezuniyetleri- nin eylüle kadar ve eylülden sonra ikiye ayrılmasını veya diğer her - hangi bir şekilde tanzimini iste - mektedir. nin biç durmaksızın temin! Nevyorka Gönderilen Eserler Getiriliyor Nevyork sergisine müzelerden götürülen eşyanın başında bul! nan müzeler umum müdürü Aziz Oganla, Ankara Etnografya mü - zesi müdürü Osman Ferit, eser- lerle birlikle temmuzun 18 inde bula muvasalat edecekler - Bir Romorkör Motöre | Çarptı idar ü, Köprü gözünden geçe mekte iken Bilâl kaptanın idare - sindeki motörlüye çarpmış, orla yerinden bindirdiği için motör par- balanimatır. Matördekiler kâmi - len denize dökü yetişenler tarafından kurtarılmış- Ekspres Geç Kalıyor | Het sabah saat 7,20 de Sirkeci garına gelmesi icab eden Semplon ekspresi epey zamandanberi va- kit vakit rölar yapmaktadır. Ekspresin geç kalmasına sebeb muhtelif yerlerde yoku Ve yük tahmil, tahliyesile gümrük mua- yenelerinde vakit kaybedilmesi- Ü - Semplan ekspresi bu sabah da bir saat 10 dakika rötarla Ssaat 8,30 da gelmiştir. ÖLÜM İzmir tücarlarından — Ödemişli Hüseyin Hüsnü Öz Ödemişin nezfi dimağiden vefat ettiğini kemali te- essürle haber aldık, Cenazesi ken- disini seven dostlarının iştirakile yarınki Salı günü Beyiğlunda Ağa- camünde öğleyin namazı kılındık- tan sonra Feriköyünde medleni mahsusuna defnedileceğini tees - | sürlerimizle beyan ederiz. bir adam olduğunu bilmiyordu. Mecdi odadan içeriye girer gi mez her ikisini de tanımış, haki ki hüviyet ve adlarını meydana çıkarmıştı. Kadınlar şimdi her ikisile de a- lay ediyorlardı. Selin büsbütün şımarmıştı. — Ne mallara çatmışım yı zin Floryada ne işiniz vardı? Sa- matya kıyılarında neden denize girmediniz' Diye söyleniyordu. Sermed düzgün konuşan bir a- damdı. — Siz bu serserinin sözlerine i- nan'yor musunuz? Onlar herkesi kendi. seviyelerinde görmekle te- solli bulurlar dedim de inanma- dınız. O bizi benzetiyor. Maama- fih iş bu râddeye geldikter sonra, artık bize kalkıp gitmek düştü. Ayağa kalktı ve Seline hitaben (Devamı var) göre | üşse de etraftan | | Türkiyenin haklı olduğunu 'llalyanın Manasız Hareketi Yazan: Ahmed Şükrü İtalya hükümeti, Fransaya tEF &l ettiği resmt bir notada Hati Türkiyeye terkini kabul edemtif” ceğini beyan etmektedir. İ! bunu kabul etmeğe davet edil? diği cihetle, İtalyan notası, ÖWf kalarının işine fuzuli bir Mi haleden ibarettir. Nasıl ki Pariste öyle telâkki edilmif cevaptan müstağni görülmüşt” Filhakika İtalyanın ileri gürdiğ bukuk prensipleri gülünç | cek derecede çürüktür. İtalyâr tasında Hatayın Türki; sini iki töktadan «yolsuz» bul tadır: 1 — 1920 senesi nisanında Y lan Son Roma anlaşmasının kümlerine muhalif olması İ riyle. 2 — Manda altında bulunaf memleketin başkalarına Lerktf mesi dolayısile, Her şeyden evvel, şunu söyül Bm ki İtalyayı böyle imzal anlaşmalara riayetkâr — gör alışmış değiliz. Hukuk ilminiti ki bir prensipi vardır: «Hak mak için adalet yapmasına lerin kendi elleri temiz ol! dır.» Ttalyanın elleri kana boyafif tır. Habeşislanı ve Arnavutl| istilâ eden bir devletin Mi Cemiyetinden bahsetmesi efl fif tâbirle küstahlıktır. Fakaf | tinat edilen prensipler de Çif tür: İtalya, San Remo anlaşı in 30 numaralı | bahsediyor. Malümdur ki 1 nesi nisanında yapılan bu anlf) ma, aynı senenin uğustosundi tanbul hükümetine imzalati lan Sevre muahedesine esa$ Mi ebnişti. Sevremunhedesi. azmi karşısında suya düşmi Sevre muahedesinin kendisi düştükten sonra öyle bir müf de hazırlamak için yapılan Bİf © laşmanın hâlâ mer'i olduğun! dia etmek şaşkınlık alâmeti gerektir. Kaldı ki 1920 anlağfi yapıldığı zaman, henüz © Zi ki «Sancak» ve bugünkü hakkındak 1921 teşrinievvel | kara itilâfı imzalanmamış VE nup hudutları çizilmemişti Hatayın hudutları da Mandâ deki siyasi vaziyeti de 1920 #7 sinden sonra tesbit edilmişt| Milletler Cemiyeti misak:0f | lince; İtalyanın bundan mesi bile gülünçtür. İtalyayâ noktada verilecek yegâne © böyle ruhunu asla kavrıy: cağı şeylere karışmamasıdı! Her şeye rağmen, İtalyanıft tay anlaşmasından dolayı yade canı sıkılmış olmasına ret etmemek lâzımdır. Eğef tay, Türkiyeyi Fransadan bir dava olarak devam edip saydı, İtalya bundan pek # memnun kalırdı. Ve bu G# etmekte tereddüt etmezdi. F | diyebiliriz ki, eğer Türkiye #4 yu İtalyanın ve Almanyanıfı koslovakya ve Arnavutluktâ tıkları gibi, bir emrivaki il€ etmiş olsaydı. otoriter d gene memnun kalacaklardı. * yanın canını sıkan noktalâr lardır: 1 — Hetay itlâfı Türkifl, Fransa arasında daha şümü W anlaşmıya zemin olması; 2 — İkinci bir sebep de H n 'Türkiye tarafından anlaşmi ile temin edilmiş bulunmask hedelerin ancak bu mıdl yi şebileceğine dünyayı inandifi 4 çalışan otoriter devletleril, anlaşması karşısında şaştrd” tahmin edilebilir. İtalya notasını da bu şa$” bir neticesi olarak kabul €ap eder, $