12 Temmuz 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

12 Temmuz 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sinema Yıldızları Ve İç Yüzleri.. Mütehassıslar Yıldızların 'Karakterlerini Tahlil : Ediyorlar AGeba Marlen ve Greta İçin Neler Söyliyecekler ? hç Yazan: Süder F, SERTELLİ Atnesi azmge tada sinema yıldızları e- ,.n’ _Tfîı bir merak başlamış: © istidatlarını anlamak Ö j îık Admcıkıü bu, yeni bir eğildir. Herkes, kusur lerini anlamak için efiz- hütehassısına gider, ana- &lır, Bilhassa yeni ta - vlenmeğe karar veren ç Tasında - bu hastalık pek * Birbirlerile evlenmek whzanc birbirlerinin haki- İüy Y*U("lm anlamak meraki- gelomi mütehassısına gider- Stin * Hahlil raporu alırlar ve Taporunu öteki tetkik e- â”;îıkıdı fala çok ehemmiyet '“Mix bir kısmı m © Yarı inanır, yarı inan - İlim haline getirilen «fi: %im""—“ de tıpkı öteki kadar bi v bir yer almıştır. Yani fab lyye dâr. Zaman zaman Cum - kn * Mister <Ruzvelt» in bi ni Mesele acaha nasıl olacak 4,& iım.ıı falına baktı; ile birlikte - gazetelerde bel- ' ni -re- ür. rakla Hollivud si- ildızları da, fizyonomi mü- ı.,ı;l" a müracaat ederek Arakterlerini tahlil ettir - Bunlardan . fizyonomi ği hükümle- İhurn ROGERS: (Me - e ruhlu tip * ye aldanır, Çabucak Mak, kendisi için büyük bir Sayılabilir. Hafızası kuv - | j © Herhatgi bir meseleyi in- 4 zı.,lı üdretine malik değildir. Dü? Sever, Nefsine — itimadı | dakanç olmakla beraber, | U, *“k tezahürlerini ekseriya çalışır. Musikiyi çok se- 'ade klâsik sen- d der. Sür'ati karar li Bu kendisini muvaffa- p Zlğe düşüren en büyük s0- : ttden » mr..ı, ..Wlom—:ı'm YOUNG (Mü- Ve sır saklamaz tiplerden) | aa düna güvenilmez - Muztar &e ":Uluk bi aıklinm ve düy- & kf"'—ı. li inde okuyalım: 4 ünzevi yiliği severse de, muka- Minı k görmek is - f“pmı ki bir kusurdur beklenme - vazifelerden | 'dil güzellikl n»,j İnayı Yülü vaz "b,. m':fnk bir &; [ gandır. Hafızası kuvvi Ginger Rogers kıskanç tiplerden) Fevkalâde alın idir. Zeki Sonya Heni , Lorette Yung emniyet telkin eder, Müsevvestir, ten taktı. Buz üzerinde kaymı öğretti. fakat vesveseyi üzüntü —halinde uzatmaz. Hususi hayatında çok uysal olmakla beraber, dostları na ve gilesi efradına karşı li syz hırçınlıklar gösterir. Fazla kıskançtır. Bazan bu kıskançlığın hastalık halinde tezahürleri gö » rülür. Gevezelikten hoşlanma - makla beraber, çok söylemekten ve hakkını müdafaa etmekten de çekinmez. Fizyonomi müt sının koye duğu teşhisler aşağı yukarı isa - betli imiş. Zira, yıldızlar, kendi - lerine verilen raporlarını dostlarına ve gazetecilere göster- mekten mahzur görmemişlerdir. (Devamı 7 inci sayfada) Henüz Aşk Sergüzeştine Atılmamıştır . O, diyor ki — Hayalini Kalbimde Sakladığım Prens Kar- şıma Çıkın- ca Evlene- ceğim . Sonya - Henie, 1913 senesi nisan yında Osloda doğ muştur. — Babası kürk tüccal Bir erkek vardı. İkinec olmasına seyini L ya koydu. Küçük kız dört lince dal Bir gün — babası, | miniminicik ayak- n N Şekinmez. İĞAN BLONDELL (Neş'e- li GEn) Çok söyler. Dalma l*"ı :"'"nur Kimsenin tenalı- ı.: m;'"”' Glet olmak is - Ka », 'Sid ve müfteri insan - y göSİret eder. Kendisine ol- | d MAT dostlarına da itimadı uu da Maatlerini takdir eder. Bft hafızası kadar kuüvvet- | gw zar, fakat çabuk barı- j %,ndıımas iştiharı sever. ne-! | ).q—t, ah hoşlanmaz. Bazan kav- | fakat ekseri iya kavgadan KÇ l "Tl'ı DAVİS (Hırçın ve larına bir çift pan lik kız, düşe kalka bunu da endi. Az sonra, beyaz bir ke- elbek gibi buzlar üzerinde kay- | mıya, oynamiya, bin türlü hü - | nerler yapmağa başladı. Ayni zamanda dans mektebine de devam ediyordu. Dansa çok merakı, istidadı vardı, Az zaman- da küçük arkadaşlarını geride bı- raktı. İlk evvel Baleren, sonra da yıldız oldu. 1928 de, Sefi Moriç de buz üze- rinde yapılan bir müsabakada bi- rinciliği kazandı. Sonra olimpiyad oyunlarında patinaj müsabakalarında dâ dün- | O ya birincisi oldu. Altın madalya aldı. H: kat bütün dünya ismini, resmini lenüz on beş yaşında idi. Fa- tanıyordu. Yirmi yaşında iken 10 defa dün- ya patinaj şampiyonu, 3 defa da olimpiyad şampiyonu — olmuştu. Paris, Londra, Nevyork halkı, bu beyaz kelebeğin buz üzerindeki oyunlarını seyretmek için sine - ma salonlarını — doldürüyorlardı. şu ismi verdiler: «Buz meli- kesi!. (Devamı 6 1tcı sahifede) um- | | İki SİYAH BiR BEYAZA BEDELMİ! Gayet zengin, hemşire v fakat zenci iki emiş- Evlenmek çağ- ları gelmiş. Bir adama, bunlar - dan birisini alması teklif edilmiş, Adam şu cevabı vermiş: — İkisini de alırım!. — Bir adam, iki karı alır mı?, — Elbette.,. İki siyah bir be- yaza bedeldi FAKİR OLUNCA. —X Tüleride üç çocuk oturmuş, bebeklerin en çok nerede bulun- duğunu münakaşa ediyorlar: Bizim Alsasda, bebekleri ley lekler getirir, pencerenin önüne bırakır.. Jan Mari, ve: — Bizim Ber buna dudak büküyor, de, çocuklar, lâh- na yaprakları arasında bulunur. Ben kardeş bahçede, lâhna yaprakları arasında buldum. MAHKEMEDE: Sulh hâkimlerinden birine dok- tor, arasıra birkaç yudum su iç- mesi tavsiyesinde bulunur. Bunun için, hâkim, masasının üzeri rür da ihtilâf bulu- ihakeme ederken Bir gün, arala: nan iki kişiyi mu şahidlerder — Doğru söyl. eder msi'niz?,. yeceğinize yemin d, sürahiyi işaretle: — Yalan söylersem k. Bibi olsun!. Der. Sürahiyi yakalar, içmeğe Alilik bir bayana) doğru söyliye- nize yemin eder misiniz? Bayan.— Ederim.. — Kaç yaşıtidasınız?. — Otuz beş yaştkdat, Hâkim.— (Gülümsiyerek) ha- niya doğru söyliyeceğinize yemin miştiniz?. Hasret Dağ dağa kavüşmaz insan insa- na kavuşurmuş. Senelerce evvel İngilterede iki kız kardeş varmış. Bunlardan biri Cenubi Afrikaya gitm'ş. Öbürü memleketinde kal- mış. Londra gazetelerinde okun - duğuna göre bu hemşireler şimdi Amerikada Nevyorkta buluşmuş- lardır. İkisi de seyahate çıkarak birlerini bulmuşlardır. Bunlardan birinin dört oğlu bir kızı, diğeri- nin de iki kızı varmış. İki kız kar- deş birbirini görmiyeli elli sene geçmiş. Bir Dakika Diyip Geçmeyiniz * Bütün dünyada 900 kilo- dan fazla alüminyom istihsal olunur. ** Amerikada o kadar çok ilir ki 2,300 şişe şarab ve likör yapmak mecburiye - tindedirler. * Cenubi Amerikada 6 ton kömür çıkarılır. * Fransa, 7,600 frank kıy metinde inci ithal eder. 4 Sovyet Rusya, ahalinin sıhhatini muhafazaya — çok dikkat eder ve bu uğurda 76,000 frank sarfeder. * İtalyanın, Afrikadaki müstemlekelerine olan ihra - catı yüzde beş yüz artmıştır. İhrac olunan emtia ve saire- nin kıymeti 10,000 franktır. v Avustralya 9 düzüne mey- va koönservesi yapar. Bu da bir rekar.. * Siz bu satırları okurken Amerika 228,000 franklık yi- yecek ithal eder. İŞTE 60 SANİYE DAHA GEÇTİ, | Elli Senelik Bir | BUZ MELİKESİ Amerikaya gitmişler ve orada bir | Kendisini Seve- rek Bütü Bağlı- lığı ile Hayatını Verdiği Kadına İhanet Eden Erkek Madam Düpen, müteveffa ko- çasından bahsolunduğu zaman yüksek sesle: — Onu öldüren benim!.. Der. Sakın itiraz etmeyiniz. Po- lise haber vereyim demeyiniz. Çi kü aldıran olmaz. Madam Düpen kıl müvazenesinde ' bir ktur. Yirmi münden Iki gü de bir sürahi su bulundu - | laşları bir vardılar. Birçok t: Hepsine bir kusur bulu)ordu. Bu kızin hissiyatım, fikirlerini anlamak kabil olmuyordu. Nihayet, 1904 senesi son baha- rında bir baloda Alfred Düpenle tanıştı ve ilk defa kalbinin — bir erkeğe karşı Çarptığını hissetti. Düpen; kısa böylü, zayıf bir a- damdı. Çok şık giyinir, çok ter- | nıyordu. Jermen, büyük bir dik- biyeli ve nazikdi. Yüzünde tebes- m eksilmedi. Ne içki, ne de si- | gara içerdi. Böyle bir adam kaba, hoyrat olur mu? jermen tamam 6 ay halini, tavırlarını tetkik etti. evlendiler. Tamam yirmi sene sade, sakin bir hayat geçirdiler. Genç kız bu saadeti rüyasında bile görmemişti. Yalnız bir kederi vardı: Annesi. | nin ölümü, ve çocuğu olmaması... Paris civarında güzel bir köşk- İspanya Kralı 4 üncü Filipin kı- z Mari Terez, Meryemin heykeli önünde diz çöktü, Fransa Kralı 14 üncü Lülnin ağır bir hastalık- tan kurtulduğu için dua etti. Sonra birdenbire kalktı. Masa- nin üzerinde duran mineli bir ma- dalyonu aldı, göğsüne bastı, du- daklarına götürdü. Bu, müstakbel zevci, Fransa Kralı 14 üncü Lük- nin resmi idi. Ayni saatte, İspanya sarayından uzak, çok uzak bir parkta madal- | yonda rzesmi olan genç kral kar- Mari Terez ve dinal Mazarenin yeğeni Mari Man| 5—8SON TELGRAF —12 1939 OnuBenöldürdüm!.. Yirmi Yıl Kocasına Bağlı Kalan Kadın Böyle Söylüyor Madam Dutan'ın- gençlik resmi e oturuyorlardı. Çiçekle dolu bü- yük bir bahçeleri vardı. Düpen, tüccar komisyonculuğu yapıyordu. Ayda dört beş gün gay- | bubet ediyordu. Neriye gidiyordu. Bunu söylemiyordu. Bir gece has- ta geldi. Vücudü ateşler içinde yı katle kendisine bakıyordu. Ara dükkânı kapatıyor, yukarıya çıkıyor, İlâcini veriyor, teselli e- dici sözler söylüyordu. Düpen: — Ab- diyordu. Ne yüksek ruh- sın sen!, İki ay geçti. Düpen hâlü yatak- ta yatıyordu. Jermen, doktora, ilâca para ye- tiştiremiyordu. Dükkân da evvel- Mari Terez, lâüncü Lüille Nasıl Evlendi? Resmine Âşık Olduğu Kral Başka Kadınla Sevişiyordu 14 üncü Lui çiniyi kolları arasında sıkıy — Sabret, biraz, diyordu. leneceğiz, mes'ud. olacağız!, & İspanya ve Fransız orduları se- melerdenberi biribirile çarpışı - yordu. Buna rağmen, küçük İs- panyol Prensesi, bir gün o kadar sevdiği Fransız Kralının zevcesi olacağından ümid kesmiyord. Ba- bası da bu fikirde İdi. Kızını ye vermek istiyordu. Fakat, «gel kızt al» diyemezdi. Çünkü harb bütün şiddetile devam ediyordu. ÇDevoma 7 inci sayfada) ki gibi kâr bırakmıyordu. Çünkü ekser zamanlar kapalı durüyor- d Jermen, bankâya gitmek, biraz para almak İstedi. Kocası dalgın yatıyordu. Uyan. dırmak istemedi. Bir kâğıd par- çastna: (Yavrum, bir saate kadar geleceğim, merak etmel.) diye zdı. Yatağın başucundaki kü - k masanın üzerine bıraktı. Doktorlar, hastanın vaziyetinin vahamet kesbettiğini söyle: di. Ağır adımlarla (Kredi Liyone) bankasına doğru yürüyordu. Ban kaya gidişin, yirmi senelik haya- tını değiştineceğini hatımına ge- tirmiyordu. Üç çeyrek saat sonra bankaâdan çıktı. Bankadâ, kendi namına ya- disine acıyordu. Fakat hiçbiri ce- saret edip de söyliyemiyordu. Yal, nız Düpen, şakaya getiriyor: genç kadını görüyor mu- sun? Yeni metresim... Arkasın - daki kürklü mantoyu ben aldım!.) Diyordu. Düpenin yalan söyle- mediğine kanaat getirmişti. Man- tonun faturşanı banka ödemişti. Sonra kocasının tüccar komi: culuğu yaptığı da yalandı. Onun parası ile yaşıyordu. Evden kay- Mi ledile beraber geçiriyordu. (Devamı 7 inci sayfada) Bırakılan Kadının intikamı Şiddetli bir muhabbet nihay şiddetli bir düşmanlığa dönerse çok feci neticelere varır. Hele b'r kadının aşkı ile eğlenen bir erkek de mutlaka bir intikama caktır; derler. uğrıya- arak İngilte- nmiş - olanlardan — Silli isminde bir kadın da birkaç | erkekten müş ,bunun için de Londrantı ri gelen sabıkalılarından bil larak vefasız âşıkının dükkânını tahrbi etmeyi teklif etmiştir. Fa- kat sabıkalı giderek işi polise ha- . Bunun üzerine ka- Hükim kadına diyor ki: am almak için böyle bir plân kurmuşsunuz. Fakat bu plân sizi cezadan kurtarmıyacak- tır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: