AMERİKADA GAZETECİ * “TELÂKKİSİ VE BİZ evyork sergisini — gezmeğe giden bir gazeteci arkadaşa Amerikan gazete sendikası müdürü şöyle söylemiş: «— Yabancı memleket muhar- riri, bizim için elçiden, vekilden daha mühimdir.» Amerikadaki bu gazeteci telâk- 2 Gönül arzu ediyor ki, hiç olmaz-) sa, gazeteci, bizde de bir elçi kas dar değilse bile, herhangi bir va- * İkdam refikimiz dün intişar etmiştir. * Eminönü — meydanına taat * Yeni barem İliyihası isminin «şehadetname lüyihası» na tebdili | , yolunda bazı tasavvurlar vardır. * Çok şükür havalar ısınmıştır.| * İstanbulun ekmek ve süt me-| selelerinin münakaşa olmağa baş- ladığı günden bügüne kadar bir asır geçtiğinden, yüzüncü yıldö- nümünün kutlulanması için bir program bazırlanmaktadır. 4 Mekteblerde okutulacak ba- z derslerin astılahları bir kere daha Wrümokbdü Bir daha “2—SON TELGRAF —1 * Piljlarla her türlü deniz ha- mamlarından tayyare ve damga resimleri alınmımaası Maliye Ve- kâletinden bildirilmiştir. * Hâmidiye mekteb gemimiz Rizeye varmıştar. &i Yeni kömür depolarının Üs- | yetle ikmal olunmuştur. Gemi bu Kü daki dasdbburlar kuvvetlenmek - te ve şehircilik mütehassısı M. |* Prost bu hususta yakında bir ka- rar verecektir, ı * Takas yolsuzluğundan dola- | yı uzun müddetlenberi muhake - meleri devam eden 49 maznunun *& Fenerbahçe takımile bir maç | yapan İngiliz futbolcuları yarın sabah tayyare ile şehrimizden Ah- karaya gideceklerdir. İngiliz fut- bolcular, cumarlesi ve pazar gün- leri Ankarada 2 maç yapacak - lardır. v Beyazıddaki inkılâb müzesi önümüzdeki hafta içinde meratim-| tarafında kurulması hakkın-| günlerde tesellüm olunarak lima- » A a , | Şehrin muhtelf mıntakalarında do-! hepsi de dün beract etmişlerdir. | Ti L L Y ni tetkik | za satılması istenmiş. latmak için çalışırken, bu arada evkafa da müracaat etmiş.. Evka- fa ald memba sularının daha ucu- | Evkaf şu cevabı. vermiş: — Daha ucuza satamayız.. Belediye, şimdi, üzerindy ihtikâr| yapılan diğer memba — sularının | flatlarile meşgul olmaktadır. Belediye, buzlu suyun barda - | ğına kırk para, buzsuzun da 20 pa- ra fiat koyduğu halde, bütün su- cular, suyun bardağını 40 paradan satmakta devam ediyorlar. Evkaf da, bardağı 40 paraya su satanla- rın başında gelmektedir. PENCERE ÖNÜNDEKİ ÇİÇEK SAKSILARI Belediye, pencere — önlerindeki çiçek saksılarını kaldırıyor. Dün, | bir arkadaş, Belediye, çiçek sak - sılarını kaldırmamalı, diye, bir yazı yazmış.. Bu satırları okuyan bir dostumuz: — Galiba, dedi,; sokakta gider - ken, başına hiç saksı yememişe benziyor.. A, mübarek; çiçeklerin Çamurlu suyile karışık, hiç banyol da mı yapmadın?. MEŞHUR DOKTORLARIN “BEDAVA MUAYENESİ — Bir okuyucu, bir refikimize gön- derdiği bir mektubda şunu soru- .yor ve öğrenmek istiyormuş: — Meşhur doktorlarımızın be - dava muayene günleri hangileri- dir?.. Meşhur doktorlar - fakirler için, haftada bir gün bedava mu- ayene yapamazlar mı?. Meşhur ve büyük AA zın fakirler için bedava muayene günlerini aşağıya yazıyoruz: 1 — Çıkmaz ayın son çarşan - bası.. 2 — Balık Kavağa çıktığı za - man. AHMED RAUF le açılacaktır. Bu müze mılduı- y lüğüne Konya müzesi — müdürü | Şemsi tayin olunmuştur. * Almanyada yâptıtlmakta e- | lan Mersin tipi vapurlarımızdan | Tıthanın tecrübeleri muvaffaki - nımıza harcket edecektir. Halk Ekmeksiz Kalmıyacak Belediye reis muavini Lütfi Ak- soy İle iktısad müdürü Saffet dün etmişlerdir. Fırıncıların bakkallara ekmek vermemeleri hakkındaki karardan sonra hiçbir semtte halkın ekmek- siz kalmaması için esaslı tedbir - ler alınmıştır., Tedkiklere bugün öğleden sonra da devam olunacak ve bu hususta yeni kararlar verilecektir. | bancı mekteblerinden mezun ola-| Mezun Talebenin | Diploması Sür'atle Verilmesi Maarif Müdürlüğüne Bildirildi Hüusüsi, Türk, ekalliyet ve ya- cak talebeye şehadetnamelerinin sür'atle verilmesi hakkında Maa- rif Vekâleti tarafından Maarif mü-! dürlüğüne gönderilen bir emir dün mekteblere tebliğ olunmuştur. Bu emre göre hususl ve yabancı mekteblerden — haziran ve eylül imtihanlarında mezun olan tale- benin şehadetmameleri, imtihan- ların bitmesinden sonra 15 gün içinde hazırlanarak maürif mü - dürlüklerine teslim olunacaktır. Lise ve orta — mekteblerin son sınıfından <bitirme» şehadetna - mesi almağa hak kazanan talebe- lerin son sınıfta her dersten aldığı! sınıf geçme notlarının. mecmuu derslerin adedine — bölünecek ve bu suretle elde olunan not o ta- lebenin şehadetname derecesi no- tu olataktır. : Bu derece notu 3 veya 6 tutarsa diploma derecesi sortar, 7 - 8 olur-| BA ciyi» ve 9 - 10 a baliğ bulunursa) «pek iyi> diye yazılacaktır. Limanlar ve Denizyolları Dosyalar Denizbaktan Devralınıyor Bir temmuzdan itibaren faaliye-| te başlıyacak olan limanlar ve de- niz yolları umum müdürlüklerine, aid hazırlıklar sona ermek üzere- dir. Münakalât Vekâletinden di- rektifler almak — üzere dört gün evvel Ankaraya gitmiş olan Rau Manyasi ve İbrahim Kema! Baybo-| Ta dün sabahki ekspreste Anka - radan şehrimize dönmüşler ve dü Denizbankta meşgul olmuşlardır. Het iki idareyi alâkadar eden hu- susat hakkındaki münakalât doe- | yaları Denizbanktan devir alın - mağa başlanmıştır. yesürkü Tecrübeli Zabıta Memurlatı Zabıta mesleğinde ihtisas sa - hibi olanlardan, tekaüdlük zaman- ları geldikten sonra da daha uzun! bir müddet istifade edilmesi mu- vafık görülmüştür. Halen zabıta memurları, teka - üdlük müddetini - doldurduktan sonra. İcra Vekilleri - heyetinden karar alınmak suretile beş sene daha hizmet edebilmektedirler. Emniyet işleri umum müdür - lüğü $ senelik müddeti az bulmuş ve bunün 10 seneye çıkarılmasını hükümetten istirhama karar ver- miştir. Bu maksadla yeni bir kanun pro- Jesi hazırlanmağa başlanmıştır. | muhterem Gafenko, | yalnız ISLLIE'KARS | ğ özeldler CUMHURİYET; | “Nadir Nadi «Ga larken, isimli bügünkü başmaka-| lesinde dün memleketimizden ay- rılan dost Rumen Hariciye Nazırı) Gafenko'nun bu seferki Ankara ziyaretinin en müşkülpesend me- raklıları bile tatmin edecek kadar! açık ve samimi bir hava — içinde geçtiğini söylemekte ve bilâhare: «Mahir bir devlet adamı olduğu kadar iyi bir gazeteci de olan temaslarını Tesmi — makamlarımıza | inhisar ettirmemiş, matbuata bes | yanat vermek, radyoda konüşma yapmak suretile, temsil ettiği Ru- men milletinin samimi duygula- rını doğrudan doğruya Türk hal- kına ulaştırmaya — muvaffak ol - müuştür. Bütün dünyanın gözü önünde geçen bü temasın bize verdiği in- tıbalar açıktır: Balkan antantının iki mühim uzvu olan Türk ve Ru- | men milletleri arasındaki dostluk antantı f'krinin temellerinden bi-| ri olmak it Sarile esaslıdır ve can-. lıdır. Evvelki gün radyoda halkı- mıza hitab eden muhterem Gafen- ko bu noktayı güzel sözlerle teba- Tüz ettirmiştir.. demektedir. TAN: Zekeriya Sertel «Türk - Fransız müzakereleri neticeleniyor. isimli bugünkü başmakalesinde Başve- kilimizin Partide tebşir ettiği veç- hile artık Franşa ile aramızdaki bütün ihtilâflı meselelerin halle- dilmiş ve müzakerelerin bitmiş olduğunu kaydettikten sonra; Ha- tayın Türkiyeye ilhakının bir gün. hatta bir saât meselesi olduğunu tebarüz ettirmekte ve : «Fransa ile anlaşmanın iki mes-. vd neticesi olacaktır: 1 — Senelerdenberi anavatana Şişlide Oturan Ev Sahibleri Toplandılar Ösmanbey - Şişli arasındaki bü- yük caddenin iki tarafındaki em- lâkin sahibleri dün akşam — saat IT de Beoyğlu — Halkevinde bir toplantı yapmışlardır. Bu içtimada, Taksim - Harbiye bulvarının Şişlinin Müntehasına kadar uzatılması için Osmanbey- den Şişliye kadar evlerin, apartı- manların önlerinde bulunan bah- çelerin yola çevrilmesi ve bu yeni tratuvarların mülk sahibleri tara- fından yapılarak Belediyeye kıs- men yardım olunması kararlaştı- ——— Kongre Kaldı Güneş kulübünden: Ekseriyet olmadığından dolayı tehir edilen fevkalâde kongre - miz 17/6/939 cumactesi günü saat 16 da kulübn İstizyede İstinye caddesindek merkezinde yapıla- cağından sayın azanın bu toplan- tıda bulunmak üzere mezkür gün ve saatte teşrifleri rica olunur, A B Zelelei iltihakı bekliyen Hatayın bir Türki vilâyeti olması ve misakı milli ile tayin edilen hududlarımızın ta - mamen teessüsü, 2 — Türk - Fransız ittifakının dünya sulhü ve bilhassa Balkan- lar üzerinde yaptcağı mühim tesir. Bu iki mes'ud ve mühim netice bizleri olduğu kadar sulh seven- leri de sevindirecektir. Ve bu muvaffakiyetten dolayı Milli Şefe ve hükümete derin min-i net ve şükran hislerimizi söyler - ken, bütün Türk milletine tercü- man olduğumuza eminiz. demek-) tedir. VAKİT: Asım Üs «Üzün süren bir anlaş- ma müzakeresi» isimli bugünkü | başmakalesinde İngiltere ile Sov-| yet Rusya arasındaki müzakereler- den bahsetmekte ve gerek İngil- terenin, gerek Sovyet Rusyanın karşılıklı bir feragat ve fedakârlık ile anlaşmıya varmalarını temen- ni ederek umumi ve devamlı bir dünya sulhu şartlarının tayin o- lunduğu bir sırada Sovyet Rus - yyanın uzakta seyirci durmasının bu memleket lehine — olmadığıns beyan etmektedir. YENİ SABAH: Edirne | Asfait Yolu | Edirneden Geçen Kısmında İstimlâklar Yapılacak Edirne - İstanbul asfalt yolunun Edirneye kadar olan kısmı da dün ihale olunmuştur. Yolun, 940 yılı sonunda veya 941 senesinin ilkba- harında hududa kadar - tamamen bitmiş olacağı kat'iyetle anlaşıl- mıştır. Diğer, taraftan bu yolun Edirne | şehri İçinden geçecek olun kısmı- | ni gösteren güzergâh projesi mi - | mar Egli tarafından hazırlanmış | ve Edirne belediyesine verilmiştir. Bu proje mucibince tayin edilen. aslalt yol güzergâhına düşen yer- lerdeki bütün dükkânlar ve ev - ler istimlâk olunacaklardır. İstimlâk işine bugünlerde baş- lanacaktır. Trakyada Petrol Araştırmaları Hüseyin Cahid Yalçın «Mülli bir| bayram» isimli bugünkü başma- aklesinde, uzun yıllardanberi ana vatandan ayrı kalmış olan Hatayın' nihayet ilhakının bütün memle - ! kette bir milli bayram saadeti u- | yandırdığını söylemekte ve bu münasebetle Atatürkün — ölmez, yüksek simasının bütün — şa'şaası ile karşımızda canlandığını ka dederek: «Şu en mes'ud dakikamız-| da bize bugünleri hazırlıyan bü- yük Türk dâhisinin adını şükran ve minmetle yadediyoruz. demek- tedir. Arnavudluk -| Kralı Zogo Yalovaya Gitti Bir müddettenberi Perapalas o- telinde ikamet etmekte olan eski Arnavudluk Kralı Zogo bu sabah Kraliçe Jeraldin ve matyetindeki zevat ile birlikte Yalovaya git - miştir. | Kral Zogo saat onda Yalovaya | muvasalat etmiştir. Eski Arnavutluk Kralı Zogo - nun — bügünlerde — şehrizsizden Fransaya hareketi beklenmekle- dir. Eski Kral ve Kraliçe halen ku- men gezmek ve kismen kitab oku- makla vak't geçirmektedirler. Küçük çocuklarına gündüzleri Perapalasın bahçesine çıkarıla - rak güneş banyosu yapılmakta ve söylendiğine göre küçük veliahd gezdirilirken Kralın maiyetin » dek'ler tarafından eller göğse ko- nulmak suretile hürmetle selâm- lanmaktadır. ZOGO FLORYADA Kral Zogo ve refikası ile hem- şireleri dün otomobille Floryaya giderek bir müddet istirahat et - mişlerdir. Maden tetkik ve arama enstitüsül petrol şehrimize gelerek Trakyaya git - miştir. Mumaileyh Hayrebolu civarın- tehassısı Cevad Taşman | da yapılacak petrol - aramalarına aid ilk tedkiklere nezaret edecek-i tir. Ayrıca Hayreboluda yakında mühim Şeolojik tetkikler de ya- pılacaktır. Bu tetkiklerden alınacak netice- lere göre taharriyat genişletile - cektir. « Savarona » Yatının Kayıd Muamelesi Mer'i deniz kanunlarına naza- ran harleden satın alman mera- kibin memlekette herhangi bir li- mana kaydedilmesi :cab etmekte- dir. Bundan bir müddet evvel I- manımıza gelmiş olan Savarona yatının bu kayıd işi yapılmamış olduğundan — İstanbul —limanına kaydedilmiştir. Yatın Umana kayıd masrafı 4000 Hiralık bir yekün tutmuş ve bu pa- rayı İş Bankası defaten tediye etmiştir. Yeni Umumi Halâlar İstanbulun nüfus kesafeti ya - nında mevcud umumi halâların sayısı Belediye reisliğince çok az görülmüştür. Bu sebeble şehrin €en kalabalık mıntakalarından baş- lıyarak ilk partide 8 yeni ve mo- dern umumi halâ inşası karatlaş- tırılmıştır. Bunlardan evvelâ Karaköy ve Tahtakalede birer halâ yapılacak- tır. Diğer taraftan Harbiyede inşa- sına başlanan yeraltı halâsının da, biran evvel bitirilmesi müteahhi- de bildirilmiştir. Plâj No. 5 derdleşmek istemiyordu. Bühas - | sa ondan.. Bu güzel ve Japon göz-| lü müşterisinden hıhıuııhen.' du: onun adını anmaktan o kadar çe- kiniyordu ki.. Feridun birkaç ke- , re bu bahse dönmek istediği hal- de, Necdet kapatıyor ve derhal | tım. Havanın sıcaklığı hâlâ devam | başka mevzua geçiyordu. Halbuki o, doktor Feridunla en mahrem mevzuları bile konuşmak-| tan çekinmez, hatta zevk duyardı, Necdet ceketini omzuna aldı. Bahçeden çıktılar. Bülbülleri Yazan: İskender F. SERTELLİ Denizda yüzenler çoğalmıştı. Ressam Necdet, arkadaşına sor- — Ne içelim?. . Feridun dudağını büktü: — Biriz önce dondurma almış - ediyor. İstersen bira içelim.. — Fena olmaz. Necdet garsona iki şişe ısmar- ladı, Yavaş yavaş konuşuyorlar; — Bu yaz burası sayliye yerle- rinin en enteresanı olacak... yorlardı. Necdet dikkatle arkadaşınin yü-| züne baktı: — Kimmiş bu üç kardeşler? | | — Ne bileyim ben?! İkisi diğer | plijları dolaşıyormuş.. — Üçüncüsü?.. — © da şimdilik.bir vessamın atelyesine devam ediyormuş di - yorlar... — Sahi mi söylüyorsun, Feri - dun? Bunları sen başkalarndan mt duydün? Yoksa kendin mi uy- durüyorsun? — Vallahi burada duydum.. İki| genç konuşuyordu.. Hatta burada kalan kız, üç kardeşlerin en delisi, en hoppası imiş, Necdet bira kadehlerini doldu. Tuyordu. dum.. Üç kız kardeşter bahstdi- | — — İstanbulda benden başka res- | ar. Buranın yabancısı değiller. | Ben Suadiyeden — bahsediyorum. | sam yok mu? — İslanbulda şüphesiz ki çoktur . Hem bunu benden saklamakta ne mana var? Alia afiyet versin. Kırk yılda bir ağına bir yem düşmüş.. Bu, senin hakkındır, yavrum! Kim-| senin malında gözümüz yok. Bu sırada, Feridunun bahsettiği| gençler de gazinoya geldiler.. De- niz kenarındaki masalardan biri- nin önünde oturdular. Feridun, Needete gözile işaret ederek: — İşte, dedi. onlardan bahsedi gençler geldiler, Tanıyor musun? Necdet baâşını arkaya çevirdi.. Ve gözlerini süzerek baktı; — Evet.. Tanıyorum. Fakat, sa- | — O halde Süadiyede oturuyar- Gençlerden — birinin sesi dü - yuldu: «— Güneş biraz daha insin de.. Biz de girelim denize.» Arkadaşının ne cevab verdiğini duymadılar. Gençler — birdenbire ! telâşla ayağa kalkmışlardı. Biraz sonra denize girmeyi tek- — Zeki. Haydi, çabuk ol He - men gidip soyunalım. Ve elini parmaklığa dayayarak dalgın dalgın denize baktı: — Bu âkşam yine yalnız geldi değil mi? Feridun denize baktı.. Ve Nec- detin evinden biraz önce çıkan genç/kızı görünce dayanamadı. Netdet, onu daha önceden gör- müş ve geleceğini biliyormuş gibi davrandı: — Süadiyede oturan kadınların bu sıcakta denize girmemeleri ap- tallıktan başka bir şey midir? El- bette girecekler.. Diye mırıldandı. Necdet, arkâ- da konuşan ve Pelinin denize gir- diğini görür görmez plâja geçen deliaknlılarla meşgul oluyordu. İşte soyundular.. Mayolarını gi- yerek denize — atladılar. Ve ona doğru yüzüyorlar. O neti, Pelin de onları tanıyor.. Uzaktan birbirlerimli — görünce selâmlaştılar. Necdet hiddetinden yerinde ©- B. Gafenko Aâk."ıadı Ayrılırken Yazan: Ahmed Şükrü ESMER Romanya Hariciye Vekili ve Balkan antantının reisi Gregoire Gafenco, üç gün aramızda kal - dıktan sonra dün Ankaradan ha- reket etmiştir. Muhterem misafi- rimizin ziyareti Ankara için hakis ki bir bayfam vesilesi olmuştu. Haklarında gösterilen samimi tes zahür kendilerine anlatmış ola « ,saktır ki artık Romanya dostlu - u memleketimizde politika sah-e nesinden Türk' halkının kalbine intikal etmiştir. Bay Gafengonun — bu ayareti, Hariciye Vekilim!zin evvelki zi- yaretini iade etmek gibi protoko- ler maksadla yapılmakla ise de her iki Hariciye Vekili, Türkiye ve Romanyayı alâkadar eden me- seleler üzerinde fikir teati etmek fırsatını şüphesiz kaçırmamışlar- dır. Filhakika Almanyanın orta Avrupada ve İtalyanın da Arna- vutlukta yaptıkları darbeyi takib eden yeni müvazene içinde Tür- kiye tecavüze karşı sarih vaziyet almakta fayda görmüş, Romanya ise emniyetini, demokrat devlet- lerle -otoriter devletler arasında bir muvazenede aramıştır. Fakat bu, arada bir, ik!lik manasına de- Mlet etmez. Her iki devletin de politikaları Balkan sulhunu sağ- lamlaştırmak noktasında toplan- maktadır. Hattâ kendi emniyeti- ni ve dolayısile Balkanların sul - hunu, otoriter devletlere — karşı temayül göstermekte arıyen müt- tefikimiz Yugoslavyanın da biz- den ayrıldığı asla jddia edilemez. Başka yollar üzerinde yürür gibi görünen Balkan devletleri, ayni sulh hedefine doğra ilerlemekte- dirler. Ve Balkanların suğhu teh- likeye düştüğü dakikada bu teh- likeyi önlemek için en sıkı bir iş birliği yapacaklarııdan asla şüp he edilemez. Filhakika Roman- ya Hariciye Vekli B. Gafenco, g: rek Romanyayı Türkiyeye ve gı Tek dört Balkan devletini birci- rine bağlıyan menlast ve doste luk bağlarını, Hariciye Vek lin... tarafından verilen ziyafette teba- Tüz ettirmiştir. Muhterem misa - firimiz Romanyanın 'Tuna ve Tür- kiyenin de Boğazlar üzerince bu- lunduklarını — hatırlatmıştır - ki, 'Türkiye - Romanya menfaal bir- liğini" tebarüz ettirmek için da- ha- veciz bir ifade tarzı buluna- mazdı. Ayni nutukta Balkan an- tantının kuvveti ve canlılığı hak- kında söylediği sözler bu sulh v müşalemet kombinezanunun ten- sikinden bahsedenlere karşı müs- kit bir cevab teşkil etmelidir. Muh- terem Romanya Harıciye Vek : — Sulh için vücude getirii n sulh içinde inkişaf eden ve sulk getiren Balkan antantı en mü - kemmel bir sulh âleti vazifesini görmüştür. Ve hâdiselerin ten' u- bu ber ne olursa olsun, en mü kemmel bir salh âleti olarak ' lacaktır. Derken, bütün Balkan milletle- tinin hislerine tercüman olmuş tur. Muhtlecem Galenca gelirken bizr Romanyanın sevgis'ni gelirmişli. Memleketine dönmek üzere ara- mızdan ayrılırken. bizden de dost millete bol bol sevgi götürmesini diler'z, Şundan emin olsunlar kı aca- mızda bulunduğu günler zarfıra telkin ettiği şahst sempati, T! <e Romen dostlüğünü sağlamlı ar- miya yardım eden yeni bir &mil olmuştur. 4 Gümrük Komisyoncu- luğu Nizamnamesi Gümrük komisyonculuğunu bir. meslek haline getiren komisyon- cular birliği nizamnamesi tasdik edilerek şehrimize gönderilmiştir. Yeni nizamname ile bir «haye siyet divanı» da kurulmuştur. Gümrük komisyoncuları ara « sında herhangi bir ihtilâf veya mesleki suç vaki olduğu zaman bu işler divanda tetkik oluna < caktır. Süadiye gazinosunda. — Nereden anladın? >| — Peridun gülerek ilâve etli: dece göz aşnalığı. Kim n'duklırmxt a p Diğer taraftan gümrükçüler a- ş Sahile yakın bir masada otur- | — — Demin arkamda iki genç ko- | — — Bahsedilen ressam, senden | bilmiyorum. Her akşam butaya | — — Necdet! dedi, İşte, seninki YD ralarında bir de teavün ....q. Bi dalke nuşuyordu da., Kulak misafiri ol-| başka biri olmasa gerek.. gikıyorlar. | geldi. (Devamı var) [ teşkil etmişlerdir. çi dh aK Gi ta , e Bit ai aei ei L AE Kİ e K el DS ĞA Ç D ni ee t « üzlli di b S A h* ir