16 Mayıs 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

16 Mayıs 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

"STANBULUN !ğ!NDENI Mezarlıkda Yaz Sefası £lur mu” Olmaz Amma, Bunun da Her Halde Sebebleri Olsa Gerektir eçenlerde (Son Telgraf) da | irdüm. Birisi mezarlıklar- " dan babsediyor, tatil gün - İi birçok kimeslerin mezarlık - 2 dolarak oraları birer panayır İne çevirdiklerinden şikâyet e- İyordu. Bu şikâyet haklı bir şikâyet am- MA Evet. işin bir de amması var! Bahactn, yazın tatil günlerinde, irahat için, havs almak Dötrinlemek için, gölgeden, yeşi “f'v çlan biraz rine göre uygun bir n bazı zavallılar ne ne etsin, ne işlesin? lerkes İstanbulun binbir köşe Ucağından kalkıp Adalara, Sua- diyelere, Yakacıklara, Bebeklere, Üyükderelere kadar gidemez kil. Tatil günleri bö gide- Dilecekleri yerleri ise baştanba H mozarlıklar kaplamıştır ve o Mezarlıklar ki etrafları kâ Açıktır. Vakıa bu mezarlı! Talarında, yahud karşlıarında tek | İ kahveler, gazinolar, bahçe - ** yok değildir. Fakat, tatil gün- *ri buralar, daha sabahtan hın- Fahınç dolmakta ve iskemle ata- | Tik yer kalmamaktadır. Vaktile İstanbulun bu kadar ya- Muha, bu kadar burnunun di he bu mezarlıkları kuranlar, gü- Hün birinde, buraların, tatil gün- 1 birer panayır yeri halini ala- Faklarını bilmiş olsalardı, hiç şüp- İZ bu mezarlıkları şehrin bu idar yanına değil, daha çok u - Zaklara kurarlardı. Pazar günleri biraz güneş. biraz 'Va, biraz yeşillik, biraz gölge - in kendilerini kolayca, ucuz-| SA kale dışarısına atabilenler, bü- | Hün bu aradıklarını, ancak oraları | *kşatmış olan bu mezarlıklarda ilabiliyor ve kendilerini oldum 0-) “Atlya servilerin altlarına salıve - | Tİyorlar. Yıllardır konuşulmakta, | Börüşülmekte olan İstanbulun i - | Tdarı işi bakalım, günün birinde | Hhrin burnunun dibindeki bu me-| Zarlıkları da bir başka yola ko - Yacak mı? Bütün bu mezarlıkların *iraflarına, yakında düvarlar çe- | lleceği ve içerlerinin tanzim e- | Gllp süsleneceği söyleniyor. Fa- &t onlar yapılıncıya kadar bura- Ti yine her pazar ayni panayır zarasını göstermekte devam €decektir. Diyeceksiniz ki bunun 'Bünü almak için hiç olmazsa şim- ' bu mezarlıkların etrafına | “ir duvar olsun çekilemez mi? Ni- Sin çekilemezmiş? İşte Mevlâneka-| Bisi'ile Silivrikapısı arasındakile- | :'ıxuza çekildi bile. Lâkin bü « Tün bu mezarlıkların hepsine bir- duvar çekilmeden önce düşü- hülecek bir mesele var ki, o da ko- SA İstanbulun en meşhur bir plâj lü olan Florya yoluna rastlıyan tnekapı ile Topkapı arasındaki Bezarlık kısmının, duvardan önce 'az daha açılması, ayni zamanda hdra - İstanbul asfaltının bir Bçid yeri olan bu: yolun mezarlık! | oturacak gölgelik ve y ancak bundan sonra düşü lidir. Gelelim şimdi yine, her pa- zar, bir kısım halkın bütün bu me- zarh! virmesine Halk pazar gi lamayınca hep bu — mezarlık üşüşüyor ve bu manzara gayet i, her iki kapıdan Ğ kan halk, karşılar lik ve yeşillik oları bayı görüyor ve d ancak bu sa- a ötelerdeki yeşil ve gölgeli sahaları bilmediği, yahud oralara kadar — uzanmıya üöşendiği için bu mezarlıkların ağ- zında ıp kalıyor. Eğer bura - lara, hernen bir duvar çekilecek b- Tursa bu kalin derhal önü alına - bilir. Fakat, dediğim gibi, bilhas- kapı ve Takkeci arasındaki mezarlıkların önüne çe-| kilecek duvardan önce bu kısı daki mezarlıklar, biraz daha ge - riye alınıp orası ağaçlandırılacak ki yarın, ikle de pazi anbulun arlık panayırları yapılmayıp da salt oralara birer duv iş olsa bile biliyorum bür gün Florya civarı bir orman hal raların şe: tınca beri tâbi olacak, mezarlar geri alı cük ve oralarda ağaçlandırılmaya- kalkışılacak ki bu hal, iki zahm ve iki masraf olacak demektir. yisi mi, —şimdiden yol yakınken bu işe başlamalı ve bir taşla iki kuş birden vurulmalıdır. Gelelim iki ve iki mas- bir misal teşi civardaki bir başka işe: gazı p sonra Eyüb belediyesi oranın en işlek yolu olan Akarçeşme - Edi nekapı yolunu yapmıya başladı en âdi bir Arnavud kaldırımı şek- linde yapı başlanılan bu yol binlerce insanı gerçeklen sevin - dördi. Çünkü bugün bir toz ırmağı halinde olan bu yapılmış — yolun (Devamı 7 ivci sayfada) ! | celeri bir * ir sed çe“ | olur. Bugün bu dediğim iş , LOKANTADA hçı— Patron dünden kalan palamutlarla ne yapayım?. AP:(NH — Mayonezli levrek yap. Şayed öbür güne de kalırsa uskumru köftesi yaparsın, olmaz mıif. FALCININ SÖZLERİ Müşteri. — Yarın ne yapacağı- mı söyler misiniz, Madam?... Fala. — Yarın saat yedide kal- | kacak, dokuzda dışarı çıkacaksı- | nız. Beyoğlu caddesinde dolaşa- cak: sonra Beykere ve Karl- mana gireceksiniz; daha sonra sa- rışın bir kadınla on bire kadar ge- zeceki bdullahda yemek yi- yeceksiniz Sonra;. Müşteri, — (Sözünü — keserek) Anlaşıldı, akşama kadar durma- dan, dinlenmeden dolap beygiri gibi dolaşacağım... Falcı, — Onun gibi bir şey... HOCANIN HASTALIĞ mutaassıb hoca - ır. Bir doktor , Doktor müayene eder: soğuk almışsın ak sıcak su il | kadeh konyak içini. — Konyak mı? Çıldırdıı giz?. Mürkilerim görürse ne der- ler... On vâzediyor - Mer vın gelirken — Fazlac 'a dalma içki aleyhinde k etmeyiniz... Ben, ya> bir şişe konyak- pdeo- | kaç kat daha ar- | tekrar ameliyata | » 1 edecek, ayni | elerde belki | gözildikten | | ririm. Tizmetçim, her mmin sebebin! k istiye | — — Buma da bir hile düşünü - ruz. Doktor, giderken — hizmetçi hocanın her gece sıcak su ile raş olması lâzım geldiğini söyler. Bir kaç gün sonra doktor, ho- | Çanın evinin önünden geçerken hizmetçi karşısına çıkar: dökter, der. ün çıldırdı. Doğru mu söylüy — Aman, Bizim hoca büsbü 1 gece üç dört defa tıraş oluyor, gündüz de sıcak su İs » temeğe başladı. 'A ŞOFÖR: — Şayed yolda birisini çiğner- sen ne yaparsın?. — Ne yapacağım, üçüncü vite- ..Lf Milletler Silâhlanma için Gü Milyon Türk Lirası Sarfediyorlar Üç ayda Süveyşe benzer otuz kanaı açıtabilirdi. Bu hesaba göre A. Akdenizden Manş denizine; B. Akdenizden Adriyatik denizine; C. Adriyatikten Baltık denizine; D. Karadenizden Baltık denizine ka- nallar açılabilir, vapurların yolları kısaltılabilirdi. mumi Harbin fecaati büyük ve küçük bütün milletleri yıldırdı. Çoğu, o feci günleri bir daha yaşamak istemiyor. Her ne pahasına olursa olsun — sulhu korumuya çalışıyor. Birçok mil - letlerin ideali bu... Fakat, gösterilen hüsnüniyete rağmen bu gayeye erişmek kabil olmuyor. Büyük ve küçük millet- ler silâhlanıyor. Son yapılan hesaplara göre, si- Jâhlanma için günde bir milyar fratk (kırk milyon Türk lirası) sarfolunur. | Bu para topa, tüfeğe verilecek yerde insaniyete hasrolunsaydı bugün dünya cennete dönerdi. Ne hastahaneler, mektebler, yollar, şimendiferler yapılmazdı. Dünya ahalisi, çoktanberi mahrum kal - dığı rahat ve huzura kavuşurdu. Silâhlanma uğruna sarfolunan bu yüzlerce milyar frankla neler yapılabileceğini arzedelim: Devrin en büyük derdi işsizlik- tir, Silâhlara verilen bir milyar frankla, 6 milyon fakir aileye gün- | de 160 frank yardımda bulunu - labilir, nde40 Acaba bu para letler neler ya- pabilirlerdi? Dünyada mevcud 24 milyon 0- tomobil, her üç ayda bir $e 6 sı değiştirilmek Şşartile bir senede tamamile yönileştirilir. HHer üç ayda, Cenevre gibi yük bir şehir - kili: zeleri, umumi bahçeleri ile - 365 günde, Normandiya transat. İantiği gibi 180 vapur inşa oluna- bilir. Her uçta 3,000 kilometro demir yolu yapılır. Silâhlanma için Üç günde sar- folunan para ile Süveyş kanalı gi- bi bir kanal açılabilir. (Bu kanal 1867 de açıldı ve 18 milyon İngi- liz lirası sarfolundu). Şu hesaba göre üç ayda, Sü - veyşe benzer otuz kanal açmak kabildir: Bordo - Akdeniz; mini, Baltık - Adriyatik, Lenin - grad - Odesa arasında birer kanal açılırdı. Yazık ki bunlar bir hayalden | başka birşey değildir eleri, silâhlara sarfe- | dilmeseydi, mil-| | pilabilir, | Livurn - Li- | — Haydi, karıcığım... Karar ver. Erenköyüne mi, yoksa vW gideceğiz?... — Demek seyahate çıkıyorsu - » Veliefendi çayı - Şapkamı köpeğin — sepetine koymuşsunuz!.. Köpek nerede?... — Şapka kutusunda!.. Seyahatteki emniyı ayyarecilik gün günden îleıxiyur, tehlike ihtimalleri azalıyor. Geçen sene içinde | Fransadaki «Air France> ismin - | deki tayyâre şirketi 100,000 yol- | cu ve 1,300,000 kilo tüccar eşyası makletmiş. Seferlerin — intizamı 96 98... Bu müddet içinde 100 pi- lot, telsiz memuru ve makinist ça- lışmış. 120 tayyare kullanılmış. Hava seyahati, otomobil seyaha- tinden daha az tehlikeli hale gel- miştir. Vasati bir hesabla bir mil- yyon kilometroda bir kaza kayde- dilmektedir. En uzun tayyare yolü — Parisle Arjantin hükümetinin merkezi o- lan Bocnos Âyres — arasındadır. İ eu — Sayfiyeye mi gidtyorsunuz?.. — Evet... Başka çaremiz kalma- Bugünlerde Havası, suyu, manzarası gü- zel, şehrin gürülti sünden uzak baş dinlendire bilecek yerlere doğru göç başladı, sayfiyelerde hayat canlanıyor fakat sayfiyeye gi- dişin de kendine | mahsus acı, tatlı | tarafları var — Karım Adaya, ben Yakacığ gidelim diyorduk. Aramızda ihti lüf çıktı. — Bari anlaşabildiniz mi?.. — Evet, evin vergisi, yol para dı. Mahalledeki esnaf krediyi kes-| geldi. Sayfiyeye gitmekten ve Ü — Nasıl! Bu sene deniz bu larına gilmiyor musunuz?... — Eşyalarımı hazırlarken may- yomun güveler tarafından delik deşik edildiğini görmiyeyim mi?.. geçtik. — Ne yapacağız şimdi?... Küçi valiz kaybolmuş... Para cüzdanı onun içerisinde idi.. — Nüfusları Artar — ve ranat gittikçe tekemmül eden posin tayyarelerinden biri Tayyare Seyahati Otomobilden Emindir 'Vasati Hesabla Bir Milyon Kilo- metrede Bir Kuza Kaydediliyor 13,000 kilemetro... Paris - Lond- Ta arasındaki mesafe 330 kilomet- rodur. Bu iki hat üzerinde mun - tazam seferler yapılmaktadır. Paristen Londraya 55 dakikada gitmek kabildir. Ticaret tayyare- lerinin Vasati sür'ati saatte 300 kilometrodur. “Tayyarecilerin en çok korktuğu şey sistir. Bundan bahseden meş- hur pilotlardan biri: «Sis çok tehlikelidir. Gözgözü Bgörmez, Telsizden başka müraca- at edecek bir çare yoktur. Karar- gühta bulunanlarla muhabere ve inilecek yeri tayin etmek pek güç- (Devamı 6 mcı sahifede) Memleketler Asya Birinci Geliyor üfus meselesine ve nüfus artan memleketlere da Avrupada yeni kikatın neticelerini yanı dikkat bazı malümat va Bvvelâ bu. tetkikata göre nüfus en çok artan yerlerde ölüm de ço olmaktadır. Bilâkis nüfusu az ar makta olan yerlerin halkı dah. uzuün ömürlü oluyor. Hindistanda — 921 * eenesind. (Devamı 7 inct sayfada) Bir Dakika Diyip Geçmeyiniz ** Holivudda gazete muhabir- leri ve röportörler, mensub ol- dukları gazetelere 78 kelime - lik yazı gönderirler. *ir 900 metre filim çevrilir, &# On aktör ve aktris, iş bul- |. İmak için telefon eder. * Figüranlar, 225 frank alır- lar, * Bir dakikada, sinema per- İdesinden 960 resim geçer. * Sinemacılar, 760 frank ka - İzanç vergisi verirler, Bunu okurken 60 sanlye gi

Bu sayıdan diğer sayfalar: