k f İ t AMERİKA ve İNGİLTERE Mecburi Askerliğin Kabulünden Sonra.. Yeni Dünya Artık İngilterenin Müessir Rol Oynıyacağına İnanıyor İngiliz Hükümdarlarının Kanada ve Amerikaya Seyyahati İki Memleket Arasındaki Münasebetleri Daha Ziyade Kuvvetlendirecektir ngiltere ile Amer'ka arasındaki münasebetler Kral altıncı Cor- cun veni dünyava seyahati ile bir kat daha kuvvetlenecek. Yeni gelen İngiliz gazetelerinin yazıla- rından, bunların neşrettiği mek - tublardan anlaşılıyur bi !nıxliı:ı—w de olup biten şeyler A <erikalılar | için şu son zamanlarda büyük me-, rakla takib edilmekten geri kal- mamaktadır. Hele İngilterede mec- İngiliz askerleri top başında merikalıların İngiltereye olan bu alâkasını, İngilterede neler cere- yan ettiğine dair Lesledikleri me- rakı daha arttırmış görünüyor. AL-| manyanın, İtalyanın almış olduk- ları vaziyet karşısında İngilterenin; er geç ne yapacağı, filiyat saha - sında neler görülecedi Amerikalı- ları meşgul ediyor. Amerikadaki muhabirlerin yazılarından anla - şılan budür. — Amevikalıların bir karışmamak, Amerikanın dalma seyirci kalması fikrindedir. Bun- Jar pek tabil olarak rcis Ruzvelt'in hattı hateketine muhalif bulun - duklarını gizlemiyorlar. Fakat yanın bugünkü vaziyetinde Ame- rikanın artık Avrupa meselelerine| lâkayd kalması imi olduğunu takdir eden Amerika'ılar daha çoktur. Çünkü bugüskü dünya me-i seleleri birbitine sımsıkı bağlı gö buri askerliğin kabul edilmesi A- ' kısmı var ki Avrupa işlerine hiç HARAB İSPANYOL ŞEHİRLERİNİN SOKAKLARINDA İspanyada harb bitti, akacak kan aktı, şehirler panya bu harabenin içinden bakalım nasıl doğrulacak? Fakat Franke- i eski Cumhuriyetçi topraklardaki şehirlerde çocuklar böyle feşist usulü selâm ver iyorlar. Evlerini, barklarını darma- dağın eden adama teşekkür için mi? Çocukların bu masumane resimleri nun işgal etti simdi bazin bir manzaradır. Bu yolda belki yüz cümle söyledi, bir leğen gözyaşı akıttı. Ancak, en sonutda Güney kapının yanındaki sandalya üzerine oturabildi. Genç ka - dın: — Hayır, Artık her şey bitti, Ben seninle otu- ramam. İçimdeki bütün duyguları öldürdün! Diyor, ağzırdan başka lâkırdı çıkmıyordu. F: ml, yarım saat, bir saat bir buçuk saat, iki saat dil döke döke değil onu kandırmağa, sadece konuştur. mağa yatıştırmağa muvaffak olabilmişti. Bu ay - taşma ve konuşma Ca iki saatten uzun sürdü. Gü- ney:n sou sörü ilk sözüydü: — Senin benden gizli hiçbir şeyin elmamalı - dir. Ve davasını yürütmek için söylüyordu: Paranı benden gizlediğin gibi her şeyini de gizliyebilirsin. Nereden bileyim ki, şu dakik da bır başka k-ümla İğili değilsin?.. Yino rereden bile- yira ki, yurda gidiyorum diye bugün metresine git medin?, Bir şeyi gizlemesini bilen birçok şeyleri de gizliyebilendir. Doktör da #nd ând üzerine vererek ilk söy- lediği gibi söylüyordu: — Yurtta hesab gördüm. Paravi bonkaya ye- tiştiremedim. Üzerimde buraya getirdim. Birden Tünüyor. Berlin - Roma mihverinin git '« gide kuvvetlenmesi yolniz Avru- pa devletlerini — düşündüren bir keyfiyet gibi görünmüyor. Cenubil Amerikada da Berlin - Roma mih-i | verinin nüfuzu kendini gösterin- ce bundan şumali Amerika rahat- sız olacak diye tahmin edenler az değildir. İşte bundan da anlaşılı yor ki Amerikalılar Avrupa işle- rine karşı Jâkayd clup kalamı - yacuklar. Geçen eyiülde Çekoslovakya - tün taksimine varan Münih ka - rarları Amerikalıları ınemnun et- mekten çok uzuktı C zaman Ame- rikalılar Müzihde Çekoslovakya - nan parçalanmasına rozı olan İn- giltere ve Fransa gibi büyük garb devletlerinin bu helini az tenkid etmemişlerdi. Bilhassa İngiltere için bu hal İngiliz İmparatorluğu- nun dünyadaki nüfuz ve itibarını kıran bir darbe olarak karşılan - mıştır. Artık ondan senra Ameri - kalılar arasında yavılen bir. fikir vardı ki o da göyle idi: İngiltere artık ne olursa olsun burbetme - meğe karar verral; İngilterede mecburl askerliğin (Devamı 7 inci sayfada) yıkıldı. Şimdi İs- Kentişyer YANGINA KARŞI ÇAMUR aagını söndürmek için — üzerine çamar dökmekler — daha kolay bir şar yoktur. İlk tocrübe, Montramaber madenle- Tinde yapılmışlır. Ve hususi bir tulum- ba ile ateşin Üzerine çamur sıkılmaş- tır. FRANSADA ESARET Eskiden Fransada da esir almır, sa- fılırdı. 18 inci yüz yılda (27 tammuz Biyah ve beyas esirlecin almıp aatıl- masına müsaade verdi. Hattâ müstem- lekelere busasl adamlar gönderdi. Yer- Hiler şiddetle muhalefol ettiler. Cum- huriyot idaresi, esareli kökündem kal- dardı. KAĞIT ELBİSE beşinel yüzyılın meşhur resmam- larından jan Gösaert çok müsrifti. Kti. ve kolayca ölür ve sırma ile dokunmuş bir kumaşları yapılmış bir elbise vermiş, saraya gel- | lun Üstünc düş devrildim.. Yolcı paratordan, kendi yaptığı bir elbiseyi Kiymesine müsaade İstedi, Ve ziyafet: gecesi, üzerine bir çok resimler yapıl- muş kâğıllan bir elbire ile İmparato- run hazuruna çıktı. O kadar güzel kaklıd ecilmişti ki İmparatorun kedi- ye ettiği elbiseden hiç farkı yoktu, İmparator: — Hani, dedi, kendi yaptığın elbise ile gelcektin?.. zerimdeki elbise kendi yaptı - Bımdır, haşmetmeap!.. Şariken, yaklaştı, dikkatla bakınca elbisenin kâğıtlar — olduğunu —anladı. Ressamı takdir eti, dolgun bir kese al- tın verdi. B vanlar beni didil leyip — parçalıya O, yine güldü — Her toptağa düşen, çarçabuk ölür mü sanıyorsun? Yolcular, se- ni çiğnemeden geçecek yolu bu - Hayvanlı kendi ci lurlar. ziyade, SUN'İ ELMAS İskandinavyada çıkan haflalık — bir | hanmamma, gen'i elmas yepmek için bir | Yerler: Kurd, keçittin'etinl'âtma- | ” ? O S L D alet keşfolunduğunu yazıyor, ea, serçenin kanadını yolar.. Ben- * | — Bü ület, iki eelik parçasından mü - | den yardım mı umuyormun? Ne ya- eei vekkeptir. Amyantla ayrılmaştır. Üst - | zıkt.. Haydi kalk ve kendini kur- aet y aa Ve eaL ekirlk coğma elt | Sac! Şu dağların yamaçlarındaki | < SPAEA. REA SLAYTEN dur. Ve ortasında, gazin geçebilmesi için E T gi | Senin züğür;$ bir beykeltıraşa bir yel vardır. Alttaki parcada amydı | Çobanlardan ibret almiyor mu - | e Te Bir delik vardır. Erlillecek maden bu- | sun? Her çoban, kendi sürüsünü | — p, g; raya konulur, üsiteki parça ile birleş- vra eC Sl ı Ürülle, 'Bu varetle oereramın ber ge | Büdüyor... Başkasının yediği ye- | — © bün zengin olmeğa end içtim. Parçadan geçmesi temin olunur. Sun'i elmas imali için — kullanılan | Pi? mağdeler şunlardır. Demir, nikel, Ko- Bali, grafik ve asd karbonik.. Elini bile uza! Bunlar, elektrik kuvvetile eriyor, el- meas haline geliyormuş. Hakikilerinden | — Düdağım bük. de pek kolay kolay farkolunmuyor - Mi "t O gün, düştü AGUSTOSTA KAR! kalktığımı bil Ağustosun mcak bir günü, öğle üzeri buram buram ter döktüğünün bir za- manda lâpa lâpa kar yağdığını zördü- nüz müt, Hayır, değil mi?, 1824 de, Polonyanmı Baltkı denizin- deki Gdynia limanı civarındaki küçük bir plâja kar yağmıştır. Hem lâpa lâpa., Flâja yakın bir yerde bulunan çaz Şimdi ayaktı nüyorum: Demek, Tinden karbon intişar ederek havaya yayıl- mış ve tekessüf ederek kar parçaları şeklinde yere düşmeğe başlamış... ALFONS'UN 500 TABAKASI Sabık İspanya Kralı 13 üncü Alfonu, İspanyayı lerkelliği xaman Sarayla - Tında, şatolarında bulunan kıymetli eş- yalarımı, tablolarmı, porselen takımla- Tını, mücevheralını, milli ve yabancı UÇAN VAl ALTIN kast kolleksiyonu vardı. General Franko, Alfons'un şahsi eş- yalarının ladesine karar verdi. Fakat bu kıymetli şeylerin, bilhassa 500 tü. tüm tabakasının yerinde yeller estiği LÂ ıı—ıdhı—qu*ıııı—ı.,, | görüldü. İN mevaslardın Lövesir'en ai |— Diye bağırdım N üzerine liğvetundu. Güldü: Bonapart, esareti yenlden ihya eti — Ölmek, insan- ların ellerinde ol saydı, açlar, muz- tarih'er - açlıktan ve ızlıraptan kur- tulmak için - ölür mü tercih ederler e geçen parayı sarteder, Parası bitin. | lerdi. eaLEmİ var, mesi yok sntardı. | -Dedi. ler Şariken, kendisine k | nin ni aaek | — Sendledim.. Yo- diği zaman bunu giymesini emretmiş- | tüm “ — İşte, şimdi Gösaert parasız kaldı, elbbeyi sat- eti A Ar sonra saraya davet olundu. im- | tOPTağın — üstüne diklemekten hoşl: sanlar gibi. Onlar Mmekle, benim karnım doyar mi Ondan ziyade kendimi düşü - tün mahlüklar, ken: Gevolarından çok miktarda Bioksid 45 Ü DA Riç ISIKLARI. KEŞİF ALAYI. ŞAFAĞA DÖNÜŞ.. LAR HAPİSKANESİNDEN SONRA şaheserler dizisinden: Baştanbaşa renkli Taa a aaa a a aların arasmda. aön. (W OLİYİA DE HAVİLLAND« | Şten çıkarmaktadır. ı Tâtı birakmışlı. Bunların arasında, dün- | İ GEÖORGES BREET ; Y 25 ilâ 45 Pe ( yakıada Sinemasında - n caklar. Gel, beni | mekten hoşlanırlar. öyle mı? — | * l Beni tahkir etmişti. Beni, yot | üstünde bırakıp gitmişti Fakat, onu bâlâ seviyorum. Kalbimde yanan bu steşi, onun | sevgisi mi yarattı?.. Yoksa benim keyfimden mi doğdu? ar, inesn etinden slı #tini di- Bilmiyorum.. der, Tıpkı tne | — İçimdeki atoç - onu hatırladık - ça dişlerimin ucundan fışkırıyor. birlerini a birbirlerini | bün kinimle haşkırıyorum! Fakat, nas:l zengin olmalı? Bilmiyorum.. | * tmadı. 1 Mikadonun büyük bir heykelini erek yürüyüp gitt.| yapmak için üç yıkuğraştım. Tess- * iğüm yerden masıl iyotum. Acele ediniz ! ima İBeyoğlu İstiklâl caddesinde Sa- karya sineması karşısında birinin etini ye- ticarethanesinin İŞimdiki dükkânının terk! hase- bile ve Ticaret Odasının müsa- adesile yapmakta olduğu Tenzilâtlı satışmılan ilk günlerinden istilade ediniz. En iyi cins bütün stoklarını re- kabet kabul etmez fiatlarla el- LAR ve KADIN- İ HARBİ tenzilât Acele ediniz ! LE YOSMA .-a N 151 gazaamn Yizan: ET0M İZZET BENİCE geaaaaı aa sokağa çıkacağımız için yanımda — bulundurmak istemedim. Açıkta bırakmaktan da çekindim. Otel odası bu. Herşey olabilir. Karyoların başucunda görünmez bir yer diye halının altına saklamağı uygun buldum Senin odaya gireceğini bilmiyor - dum. Gelmesen bile sonradan sgna söyliyecektim. Bunun uzatılacık, üzerinde durulacak bir tarafı yok. En sonunda Güney: — Bır şartla seninle barışırım. O da şu: Yarın sabah brraber bankaya gideceğiz. Kesanı görece- im. İçine bakacağım. Ne var, ne yok hepsini bile- ceğim. Paran benim için önemli değil. Gizlediğin bir başka şey var mı, yok mu onu pörmek, incele- mek isterim. Dedi — Karıcığım, bankü kasasında ne ulabilir? Niçin bana inanmıyorsun?. Kun'ratlar filandan başka pek az da para var. Yurgunluğun boş yere olacakt Dieraka değmez. Benin de bana güvenmen gerek Diye ardı srkası kesilmez bir sürü lâkırdı etti. Fa'at, Güney besti attı: — Bankadaki kasayı ve bankalardaki para hö- 8( bini gürmeden, bilmeden, ircelemeden — seninle me barışır, n2 de bir saniye yanında ctururum. Bu fece buzada senin karın olarak değll, bir konuğun olarak kalacağım. Doktor bu önergeyi yine ağrında gevelemek, atlatmak yoluna sapmak İstedi. Fakat, Güney bu kez dahz ağır bir şart koştu: — Hemen seninle barışmak için bu kadarı da yetmez. Noterden bir senet de istiyorum. Senedin- de: Karundan gizli hiçbir şeyim olm'yacaktır. Böy- le Lir şey karım tarafından görülür görülmez ara- ltecek ve o het bakkına sa- eceksin. ır.mlıkA her tü hib olacaktır diy Genç kadın döktorun bütün benli; yeniden kurduğuna akşamdanberi iki deneme ve ve sınaç'ar İle güven bulduğu eğemen'iğini bütün gücü ile yürütüyor, sözlerini kesin ularak söylü - yordu. Fazıl baktı ki, ne söylese daha iyiye değil, daha kölüye, daha ağıra gidecek ve Güney alângle bir sistamle yüklendikçe yükaecek. Kendisi de tıp- kı onun gibi, fokat sert ve bindirici bir taktik ye- rine uzatıcı ve yıpratıcı bir taktik aldı. — Peki karıcığım, sabahleyin bankaye gide - ceğiz. Kabul! Ded'. Bunu söylerken de şöyle di'şündü: — Sabaha kâdar nâsıl olsa ben onu yumuşa- tır, vazgçirtirim!. Fakat vaz geçirtememek geldikçe deliye dönüyor: — Kasayı ber. ona nasıl gösteririm? Diye tüyleri diken diken oluyar, kendisini yer gibi dişlerini sıka sıka söyliyeceklerini içinde zor- 1 üzerinde İhtimali de aklına HİKÂYE Sevgilimi Satın Aldım ! — ölüyo tum., gyor. Onu hâlâ unutmadıme # | Bana: «Züğürt!» diyen aoştul” buldum: | — O, hâlâ zengin bir koca yor mu? — Evet. ve henüz bulamadı. | — O halde ona haber ver: BE| zengin oldum. Etimi hemcintif | didikletmeden - düştüğüm Y& | den * kalktım. İsterse, gelsin BAF * Koşarak evime geldi. İlk defa boynurna sarılıyordu — Beni seviyor musun? Diye sordum. İnsanı çıldırtan bir eda ile gÜ lümsedi: et.. Seviyorum. Sevmesti” bekler miydira?! Yalan söylüyordu - O, üç yıl, beni değil, lihini beklemişti. İnanmadım. İnanır gibi görürdüm. Kazandığım paraları gös - İşte zengin oldum. Dedim... Beni bıraktı, paralk rıma sarıldı. kendi 4” | Onunla evlendim.. Onu, para ile satın aldım. Ök. Şimdi bir -hiç- için birbidf| didikliyenlere, ve benim #i | Yaver Ataman, | düştüğü yerden kalkomuyan P| | S17 âşıklara daha cok acıyorumaa| RADYO Ankara Radyosü BUGÜN 18.30 Program, ARAS Müzik (Xoşell müzdk) Pl. 18.00 Konuşma (Doktorun saatih I8I Türk endxl$i (hlalk .J Helk türküleri ve oyun kavaları: SA AFA$ Türk müziği (Karışık prof ecerlerinden mürekkep program)- 2180 Konuyma, ZLIS Esham, tahvilât, — Kaml nukut ve Ziraal borsasa (fiyal). — — | ram) Çalanları Hakkı Dorman, Eşref KAT ı;,:' ri, Hasan Gür, Basri Ünter, tamdi 1” | y e kaş. K 2800 Mermleket aaat ayarı, Adani ” | İule, Metooroloji haberleri. |a 2015 Türk müziği (Klasik peestf | y İdaro eden: Mesut Cemll, Kug, Ankara radyosu küme heyeti Ki (eslekâr Rahmi beyin hatırası WW | e Li 2125 Neşeli plüklar — R. İ 2130 Müzik / konuşması — (Paniai” :"' Birm), hç 1LAS Müzik ÇIlava sazları, oda #7 | "e, ae ÖiN 2115 Müzik (Küçük orkesire - $7 HŞ Neclp Aşkan). * 2245 Müzik (Virtüozlar — PL): B 23.00 Son ajanıs haberleri ve OD 'e program, bi "lr 28.15-24 Müzik (Cazband — PLh — l'—lü YARIN T b 12.20 Program, t 12.38 Türk müziği (PL), ğ a 13.00 Memleket saat ayarı, ajand * ,x Metcoroloji haberleri. j 1XİS Müzik (Karışık — program _ı Pa.k 13.45-14 Konuşma (Kadın aaali): L AFf B SA F d ğ & Vakitler b la alıkoyuyordu! (Devamı var) Z SEFLE