YENİ SABAH'TA YENİ —a VE TAZE FİKİRLER ünya ahvali hakkında biraz fikir edinmek endişasile ev- Dvıl.ki gün Yeni Sabah re - #ikimizin küçücük yazılar yazan sayın muharriri A. Cemaleddin Saracoğlunun fıkrasına göz attım.| Üstadımız, bugün de maarif haya- tamıza temas ediyordu. Serlevhası| gu idi: 70 mevcudlu sınıflar.. Bu taze bir haber değildi. Sene- ler var ki mekteblerde sınıfların çok kalabalık olduğu — yazılıyor. Hatta, öyle dershaneler var ki, mevcudu 10 değil, D0 dır. Fakat, bu küçücük yazıda bir fikir tuha- fımıza gitti. Muharrire göre, ders-| hanelerdeki bu kesafetin sebebi bibi na yoksulluğu imiş.. Değiül be birader. Bunun sebeb- leri başka ve çok.. Bu mevzy üze- rinde, bu işin içinde olanların yaz-, dıkları, hem de aylarca, yıllarca evvel yazdıkları bir sürü yazılar var, Bari onları okusaydın da, se- beblerini öğrenseydin.. Üstedim, en iyisi, sen yine ve- cizelerini dünya siyasetine, harb ve sulh ahvaline hasreyle... Çün- | kü, o vadide, nasıl olsa, kimse sar | rih birşey bilmiyor. Siyasetten bahsetmek - falcılık gibi bir şey oldu.. BİR YAĞ TAHLİLİ VE GARİB BİR NETİCE İşte bir iskandal.. Buna iskan- dal demiyelim de ne diyelim?. Balıkpazarında, bir yağcı dükkâ- nından bir parça yağ almışlar, bo- zuktur iddiasile Belediye kimya - hanesine göndermişler. Kimyaha-| ne raporunu vermiş: Bozuk! Yağcıyı da derhal mahkemeye vermişler, zavallı adamcağız: — Yahu benim yağlarım ha - listir, demiş.. Bu sefer, mahkeme, yağları mu- S SO G gein İ aa S tahlil için tebbı. adliye KUÇUK ı HABERLER l * İstanbul emniyet müdürüne vali namına evraka imza için ve- rilmiş olan saliâhiyet, görülen Tü- zum öğzerine, tahdid. olunmuştur. Ye Beylefheylnde Abdullahefen- di Mmahahlesinde eski Çınar soka - ğında 10 katlı bir konak Aleksan- dre isminde bir kadının tedbirsiz- liği'Şüzünden dün ssst 15,30 da tamamen yanmıştır. Karşısındaki ve yanındaki evlerin de camları kırılmış, tahtaları kısmen kavrul- müştur. Aleksandra nezaret al - tma alınmıştır. w Üniversite Rektörü Cemil Bil- sel Ankaraya gilm'ştir. & Konservaruarın keman mu- allimi ve tanınmış genç müzisyen-, leriminden İskender Ardan âni su- rette vefat etmiştir * İstanbulda adedi 800 e varan tarihi esecin tamir ve muhafazası karalaştırılmıştır. HÂDİSELER KARŞISINDA | tün arkadaşlar, o boşluğa hatıra- Son Telgraf göndermiş. Tebbı ad'i e şu kararı vermiş: — Yağ halistir. Yağcı da beraet etmiş Ortada anlaşılıyor ki, hakikalen bozuk olan bi şey var, Fakat, her halde| yağ değil. İKDAM REFİKİMİZDEKİ BEYAZLIĞIN SEBEBİ Evvelki günkü İkdam refiki - mizin beşinci sahifesinde bir iki sütunluk — koskoce bir saha, bir yangınyeri kadar geniş bir boşluk| bembeyazdı. Ne yazı, ne vesim.. Eskiden olsa tdi: Sansör çıkarmış, derdik. Bu ga- zetenin. salâhiyettar şahsiyetlerina den birini arayarak, bu beyazlı - ğan sebebini sorduk. Evvlâ, kimse, salâhiyotltar olmağ: Üzerine almı- yordü. Ne ise, yarı salâhiyettar bir arkadaş bulduk. Bize dedi ki: — Müalüm ya, ayhaşı.. Alnımız ak, hesablarımız öx olarak — işin içinden çıkamadık.. Hiç olmazsa gazetenin bir yerini ağartalım, de- dik.. Şimdi, gazetede çalışan bü- larını, serancamlarını yazıyorlar.. ÜRSİİ SİYASET Son Posta refik'm'zin birinci sahifesinde, artık havadis bulmak| mümkün olmuyor. Bu gazete, a - | deta bir kürsi siyaset oldu. Birinci| sahifede bir takım mühim ve meş-i hur siyasi muharrirler dünya ah- vali hakkında mütemadiyen keha- nette bulunuyorlar. Bütün bey - nelmilel hâdiseleri, Son Postanın salâhiyottarları gözile tetkik edin-| ce, insan, bu sefer, işia içinden hiç; çıkamıyor. Çünkü, yanyana sütün-) larda yer alan bu mühim fikir vej kanaat yazılarında iddialar tama- men birbirinin — zıddı.. Şaşırdık, kaldık.. AHMED RAUF Tahsıldarların Yanlarında Kalan Para Devletin resmi gişelerinin saat 16 da kapanması dolayısile tahsil- darların yanlarındaki paraları I- | darelere teslim etmeyi, ertesi gü- ne bırakmaları mahzurlü görül- müştür. Bunun için; lüzum hasıl olan yerlere «gece kasaları. konması düşünülmektedir. Tahsildarlar; herhangi bir saat- te bir torba içine koyacakları pa- raları bu kabil kasaların içine dı- şarıdan atabilecektir. —— Zehirli Güz Kürel İstarbul itfaiyesini zahirli gaz- lere karşı hazırlıklı bulundurmak üzere açılan-zehirli gazler kursu muvaffakiyetle bitm tetir. Bu münasebetle cuma günü da- vetlilerin ve halkım buzurunda | Fatihdeki itfaiye müdürlüğünde I Hava Ssferleri Talebeye | Ucuz v iz Kırtasiye | Mektebliler Kooperatifi Tesis Edilecek mi? Mekteblilere aid levazım satan bazı müesseseler, Vekâlete mü - racaat ederek okuma ve okutma vesiatinin pahalıya ma! olduğunu, bu yüzden birçok fakir talebenin kitabsız, kalemsiz, deftersiz kal - dıklarını beyan ederek bu işe bir çare bulunmasını — istemişlerdir. Vekâlet, mektebliler malzemesinini daha ucuza mal edilmesi imkâ - neşriyat kongresi müzakereleri zamatı toptan salacak hit mekteb- Tahrikâtı Pn;ilmiş olan propaganda ve| tarı cemiyetlerden üçünün feshe- birin Landes Parts: cemiyetine de patılması ve bu proongandaya âlet, te müracaat vaki olmuştur.. Hü- minı araştırmaktadır. Araştırmalar — bitmeden önce | esnasında bu mevzua da temas e- dilecekt'r. İcab ederse bu leva - liler kooreratifi tesis asilecektir. Alsasda Alman aris 29 — Alsasta Almanya lehinde son zamanlarda gi- | tahrikât hükümetin nazarı dik - | katini celbetmiştir. Alman vwraf - dilmesi İstraaburgda —derin bir memnuniyet hasıl etmiştir. Bu ted-| teşmili istenmekte ve Alman pro- pagandası yapan gazetelerin ka - olan diğer yabancı gözetelerin de Alsasa sokulmaması için hüküme- kümetin Alsastı, yeni tedbirler a- lacağına şüphe edilmemektedir. Başlıyor İstanbul - Ankara, Ankara - İz- | mir, Ankara - Adan2 arasında tay-, yare ile yolcu, bağajo posta nak - liyatı bu sabahtan itibaren başla - | maktadır. | Diğer taraftan hava yolları ida-| Tesi, bu seneki hava seferlerinde yeni bazı yenilikler yapmıştır. Ezcümle yolcular şehrin mu - ayyen yerlerinden hava meydan - larına idarenin otehüslerile gidip geleceklerdir. Bir ay müddetle 1üteber azi - met - avdet biletleri de ihdas olun- muştur. Kızî';ebe Kursları Maarif Vekâleti yaz münasebe- tile kız mokteblerindeki talebe - lerin giyecekleri çorablarr tesbit etmektedir. Geçen yaz mevsiminde, — bazı kız talebeleri uzun çorapsız, çıp- lak bacakları Üstüne gayet kısa bir beyaz çorab giymekle iktifa ettikleri görüldüğünden bu sene bunun menedileceği ve bütün ta- lebelerin yaz mevsiminde de ko- yu, uzun çorap giymeğe mecbur tutulacakları anlaşılmaktadır. bazı tecrübeler ve diplama tevzii amerasimi yapılacaktır. l'6 tiTe KARS| qa CUMHURİYET: ! *«Şimdi ne olacak?» isimli bu - günkü başmakalesirde Nadir Na- di Hitler'in nutkundan sonra ha- | sıl olan vaziyeti mevzuu bahse- derek ezcümle: «Hitler'in cevabımı ve bu ceva- bin bitaraf efkârı umumiyelerde bıraktığı akisleri dinıemiş bulu « nuyor, Umum! karftate göre, Hit- ler küçük milletler ve bitaraf dev- letleri tatmin etmiştir — değildir. Korku, tereddüd, — emniyetsizlik Avrupa havasında eskisi gibi hük- | münü sürmekte devam ediyor ve | iyi niyetli, masum kütleler, istik- lüllerini korumak endişesile: — Ne yapsak? Diyerek — çırpınıp - duruyorlar. Bu arada bunlardan bazılarının, ü- midsizlik içinde cezri karar ver - meleri ve henüz mecbur olmadık- ları halde demokrasıler tarafına iltihak ederek şimdiden Alman- yaya karşı cephe almaları ihtimali de var. Maamafih, vaziyetin bu safhaya girdiğinin ispat edecek kat'i de - lillere malik bulunuyoruz. Umumt kanaat, orlalığın eski kararsızlığını muhafaza ettiği merkezindedir. Peki, şimdi ne olacak?» Demektedir, 'TAN: ! | | vi | «Danzig ve koridor meselesi» i- simli yazısında Zekerya Sertel | Hitlerin son nutkundan; bütün di- | Rer davalardan — vazgeçmiş — gibi göründüğünün anlaşıldığını yal- nız Danzig şehrinin Almanyaya ilhakı ve koridondan Şarki Prus- yaya geniş bir otomobil yolu ya- pılması üzerinde ısrarla durdu - ğunu söyledikten sonra Polonya- nın bu talebe nasıl mukabele e - debileceğini tahlil ve teşrih et « mekte ve en nihayet: «Polonya Almanya ile Dançig şehri için müzakereye girişecek- tir. Almanya da bir harbe girmek- ten çekinmek istiyeceği için me- talebatinı asgariye ndirerek Po - donya ile sulhan anlaşmayı tercih edecektir. Vaziyet; yakında Po - lonya Hariciye Nazırının parlâ - mentada Hitlere vereceği cevabla' | aydınlanacaktır. O takte kadar anl bir harb vı—yı bir emrivaki tehlikesi pek varid değildir!. Diye yazısını bitirmektedir. İKDAM: Ahmed Ağaoğlu «Hodiye mi? Bir hakkın ifadesi mi?» isimli bu- günkü baş yazısında; elektrik, tü- nel ve tramvay müesseselerinin İstarbul şehrine devlet tarafından verilmesinin, matbuatımızın bir kısmı tarafından nedense bir atı- fet, bir bahşiş ve hediye gibi telâk- ki olunduğunu kaydederek bunun çok yanlış bir zihniyetin müvellidi bulunduğunu söylemektedir. VAKİT: «Artık İstanbulun imarına ina- mabiliriz. isimli başmakalesinde öleler Asım Us; tramvay, tünel ve elek- trik idarelerinin İstanbul Beledi- | yesine devrinin; Belediyeye geniş varidat getireceğini söylemekte ve bu sayede imar faaliyetinin tan- z olunabileceğini beyan ederek Belediyenin bununla kalmamasını, İstanbul halkının şikâyetini mu- cib olan ve bülçe zaruretinden kar- şılanamıyan diğer bazı meselele- rin de artık hallolunmasını te - menni etmektedir. YENİ SABAH: Dünkü başyazısında — Hitler'in nutkunu tahlil eden Hüseyin Ca- hid Yalçın bugün de #yni mev - zua devam ederek Hitler'in söz- lerinden, henüz işini bitirmemiş olduğunun ve yaptıklarına piş - man bulunmadığı — gibi bundan sonra da ayni iştihanın devam e- deceğinin anlaşıldığını beyan et- mekte ve Führerin fikrinden hiç caymadığını açıkça ilân etmiş ol duğunu kaydettikten sonra yazı - sını şöyle bitirmektedir Sonra da, küçük Ba'kan devlet- lerile dostluktan, tabil münase - betlerden bahsediliyor. Bu, yıl bu- şında kesilecek hindi'erin semir - tilmesi için gösterilen itinaya ben- “iyor, Srası gelince, küçük mem - teketlerden her birinin - ortadan galması Avrupanın yüksek men- faatı icabından addedilecek. <Av - Tüupa» demek de Almanya demek olduğunu düşünelim. eyn ipren - sip acaba Almanyaya tatbik se nasyonal - sosyalistler ne der- ler? Danziğin Lehistaenda kalması Avrupanın yüksek menfaati ica- bından olduğunu — Lebistan ileri sürerse Hitler susacek mıdır? Ta- bit ki hayır. Bu yaltız tek taraflı bir prensiplir. Almanya lehinde tatbik olunacak bir istilâ progra- mıidir, Bu sözlerin açıkço manası şu - dur: Almanyanın açıkça manası şudur: Almanyanın menfaati icab ettiği, Almanya içir fırsat zuhur eylediği zaman bütün devletlere tecavü zedilecek ve bepsi Alman. yayâ ilhak olünacaktır. Alman - yanın yakın ve uzak komşularına ıçık bir Mhtar! Temızlık Işı için Yeni Malzeme İstanbulun temizlik işlerinin e- saslı bir şekilde halli için uğra- şan komisyon; yen bazı kararlar vermiştir. Ezcümle temizlik amelesi üc - retleri 20 liraya çıkarılacak, şeh- rin yıkanması için 10 arazöz sa- tın alınacaktır. Diğer taraftan İstanbulun çöp- lerinden kimyevi surette istifade edilmek imkânları görülemediğin- den çöpler eskisi gib yine denize dökülecektr. TETEDUKENE E | Yeni Asfalt Yollar Programııı Tatbikatı İki Senede Bitirilecek Bolediye Reisliğinin tramvay ge- çen bütün yolları asfalt olarak ye-| | ni baştan yapmağı kararlaştırdığı-| | u yazmıştı. Tramvay şirketitin haziranda Belediyeye devredilmiş bulunması| küvvetle muhtemel - olduğundan icab öden tetkiklere | l yollar için başlanmıştır. Bu işle meşgul olan Belediye heyeti fenniye müdürü Nuri iki senelik bir program hazırlamak - | tadır. Bu progr re yol için Belediye tarafından bedeli üç se. nede tediye olunmak şartile iki miülyon lira taahhüde girişllecek- tir. Programda tesbit olunan bütün asfalt yolların inşast 2 senede ka- bil olacaktır. Fakat büyük asfalt mşasına başiamadan evvel yolla- rın altından geçen tramvay, elek- trik, havagazi ve telefon hatları- nın esaslı şekilde tamir ve yeni » lenmesi icab etmektedir. Bu tamir ve yenilenme keyfi- yeti 1 sene içinde bitirilecek ikinel, senede de yollara asfalt döşene- ektir. Bu işe de hazirandan başlanılacaktır, Yalovada Ucuzluk Temin Edilecek Yalova hattının yeni tenzilâtlı tarifesinin tesbikine dünden iti - | | baren başlanılmıştır. | — Eskiden 40 kuruş olan Köprü - Yalova . birinci mevki bilet üc - retinin şimdiki tarife ile 30 kuruşa| ve 2 inci mevkide d? 30 kuruştan 20 kuruşa indirilmesi bu hat yol - Cularını çok meminun etmiştir. Yalnız bu tenzilâta — mukabil gidip gelme biletlerdeki ucuzluk kaldırılmıştır. Ayrıca bu hatta İs- tanbuldan sabah Yalovaya gidip | akşama dönmesi imkânını vere - | mediği tarifede ayn' memnuni -, yötle karşılanmıştır. itibaren Sergiler Hakkında Bir Kanun Ticarot Vekâleti sergiler hak - kında bir kanun Jâyihası hazır « lamaktadır. Bu kanundan maksad; memle - ket dahilinde açılacak olan sergi- lerin evsafın) tayin etmek, mil - letler arası sergilere iştirak şera- itini tesbit eylemek ve gönderile- cek malların cinsini tasnif esan- larını hazırlamaktır. Tarihi Roman: No. 67 — Bunu şimdiden düşünmeğe mecburuz. Bana kalırsa, bu İspan- yol fettanını birkaç ay sarayda deniyebiliriz. Saide göndermekte istical etmeyiniz!. Maryana bir kenara çekilmişti. Haccac, halife ile yavaş yavaş konuşuyordu. Abdülmelik o gece çok heye - canlıydı: — Şeyh Sald bügünlerde çok kudurmuş. Yine köylere baskın- lar yapıp zorla erzak, vcr(l toplu- yormuş. Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli T | Yazan: CELAL CENGİZ — Asker gönderelim... Tedibe çalışalım. — Kan dökmeden işi bitirmek yolu varken, asker göndermeğe. lüzum yoktur. Ben, Maryananın bu işi askersiz ve kavgasız yapa- bileceğini sanıyorum. — Ne düşünüyorsunuz?. — Maryanaya parlak bir istik - bal vâdederek, kendsini Şeyh Sa- | idin zaviyesi hududlarına kadar gönderelim, Şeyh Saidin adamları Maryanayı görüp — yakalasınlar. Onların eline düşmüş gibi görü « nerek Şeyh Saldin yanına gitsin. | Said bu kadını görürse, deli olur. Çünkü o, kadın düşkünüdür. Ve Şüphe yok ki, böyle bir İspanyol dilberini ömründe iik defa gör - müş olacaktır. Haccac biraz düşündükten son- ra: — Fena bir tedbir değil, dedi. Maryana, Şeyh Saidin eline düş - tükten sonra, orada ne yapacağı- ni sormağa lüzum görmüyorum.. Ötesi malüm. — Nasıl, senin de aklın yattı değil mi bu işet, Haccac yavaşca başını sallıdı. Fakat, halife ile konuşurken, gö- zünü Maryanadan ayırmıyordu. O ne güzel, ne sevimli, ne sehhar bakışlı bir kadındı ya İnsan böyle bir içim suyu, Şeyh Sald gibi canavar ruhlu bir erke- Bit eline nasıl atabilirdi?. MARYANA KİMİN ELİNE DÜŞTÜ? |Eı. halife Abdülmelik, Maryanaya icab eden talimatı ver-i mişti. O gün halifenin muhafız- larından iki atlı tarafından Şeyh Baidin zaviyesi sınırlarına kadar götürülecek.. Muhafızlar oradan dönecekler... “Uzaktan - gizlenip seyredecekler.. Bu sırada şeyh Sa- idin adamları, at üstünde giden genç bir kadını görüp derhal çe- vireceklerdi. Bu muhakkaktı. Ha- lite, rakibnin daha doğrusu bü - tün cebel sakinlerinin huzurunu bozan bu adamın vücudünü orta. dan kaldırmak istiyordu. Maryanaya: — Bu işi sen yapabilirsin! diyor- dü. Sakın orada kimseden kotk - ma. Çünkü, Şeyh Saidin adam- ları da onun öldürüldüğünden memnun olacaklardır. - Ve orada seni koruyacak bir adamım var - dır, Sen bu işi yapar yapmaz, ar- kanda bir gölge göreceksin! Maryana maceradan yılar mi hiç? t ©, koca İspanyada rahib Fer - nandoyu bile aylarca parmağında oynatmış bir kadındı. Arlık ana- vatanâ dönmek (htimali yoktu. Maryana: —İliç olmazsa müslümanlar a- rasında meşhur bir adamın, belki de halifenin karısı olurum. Diyordu. Bu hulya ile ne müm- künse yapacak ve Şeyh Saldi öl - dürdükten sonra, Arabların elin- den kurtulup tekrar Şam sarayı- na gelmeğe çalışacaktı. Maryana: — Peki, dedi, hiç merak etme- yin! Bu işi şimdiden bitmiş far - zedebilirsiniz! İsterseniz size onun kanlı gömleğini getireyim. — Hayır. Buna hacet yok. Ben otrun ölüp ölmediğini haber alı - rım. Sen elverir ki, orada halife- nin adamı olduğunu kimseye bil- dirme! hapishanesinden kaçtığını söy - dersin! Maryana o gün halifenin ısra « rile, iki atlı muhafız refakatinde yola çıktı. Maryana kırmızı - bir ata binmişti. Muhafızlar - beyaz başlı atlarla gidiyorlardı. O gün akşamu doğru, Şeyh Sa- idin zaviyesi hududlarına varacak-i lar, Maryana burada - kaçmış gi bi görünerek - Şeyh Saidin top- rağına Aalacaktı. Atlılar da dönüp Şama gelecek- lerdi. Yolda yıldırım sür'alile ilerli. yorlardı. Maryana çok heyecanlıydı. Bu macera, İspanyadaki rahib Fer « nândo hikâyesine benzemiyordu. Arablar yaman adamlardı. Elle - rindeki cenbiyeyi sallayınca, in- sanın bağırsaklarını dışarıya dö- küveriyorlardı. (Devemi ver) Sırp-Hirvat A Yazan: Ahmed Şükrü Beynelmilel münası gerginliği içinde — Yı karşılıyan zorluklar, yi politikaya inbisar eti goslav içi politikasının miyetli meselesi olanı vat münasebetleri de L lınmıştır. Hariciye Vekill viç, Roma ile Berlin ar kik dokurken, başvekil * viç de Yugoslavya'nın b baş meselesini: Zagreb'de Hirvat IH:H görüşmekte idi. Cenup İslâvları kı Hırvatlar, Slovenler ve | lardan ibaret olan dört surundan terekküp eli Bundan başka, Yı günkü şartlar altında labilecek, yarımşar mil | Mücar ve Arnavut da kat ekalliyet meselesi, devletlerinin takib ettil tika karşısında dahili bir olmaktan ziyade dış doli selesidir. Yalnız bu üç ekâ unsurundan her birinin ver devletini alâkadar e lunduğuna dikkat etmek dar: Alınan ekalliyetinin deratile Almanya, Macar yetile Macaristan ali mavutlarla da artık İt hal yoktur. Bu memleketifi politikasına istikamet verefi yiklerden biri de budur. Fakat dahili mesele Sırp - Hırvat münasebetleti hesiz başta gelir. Cenup | krallığı harbden sonra ti diği zaman, isminden de cağı üzere, muhtelif niş otonomi veren bir de kanizması kurulması dü; tü. Gerçi Hırvatlar da S bi İslâvdırlar. Fakat Sirp todoks, Hırvatlar — katolik Bu din ayrılığından daha miyetli ve belki de gene * doğan bir hayat telâkkisi & vardır. Bu sebeble Hırvatli niş otonomi üzerinde damâ " etmişlerdir. Sırplar, Hırvat? Slovenler devleti de böyle F dare mekanizmasile beyn hayata ayak bastı. Fakat kadar evvel, bunun yürü Hine kanaat getiren diktatörlüğü altında bir 1 devlet sistemi kurmağa senesi haziranında ç Hırvat lideri Radeç'in kat kib eden bu töcrübe, b ticeyi temin etmemiştir. lar 9 gündenberi muhaletet€ ? mişler ve bu muhalefet buş dar devam etmiştir. Beynelmilel vaziyetin karşısında Yugosluvyarın deratımı idare edenle, yetli meseleyi Mncomııl:’ dolayısile, Yugoslsv diş P bu kriz içinde taman.lte fe't” ramıştır. İslâv unsucıan ara” tefrikalarile ve ekal! yeoterif | taber, Yugoslavyarır vaziyii kaslovakyanın vaziyetine" Orada da Alman ve Macar 4! liyetleri ve Çeklerlr Slowvsk' 4 rasında ihtilâf vardı. Yug0f ( da da Macar ve Alman ekall”, leri vardır. Ve Sırplar Hırvatlar da Slovakların Bgeçirilecek olursa, ben mamlanmış olur. Çel tun âkıbeti karşısında Yı yyanın endişeye düşmekte #iz hakkı vardır. Yugoslavyadan verilen lere göre, Hırvat lideri Yugoslav Başvekili Tasında birkaç gündenberi Y” makta olan görüşmeler müs netice vermiş ve bir mukaYf g| zalanmıştır. Anlaşma redilmemiştir. Fakat iki © rasındaki münasebetlerin 44 bilindiğine göre, Hırvatlara fi 4 otanomi temin edecek bİF olduğu tahmin edilebilir- tabil Hırntmuım hudü ııı