ı Yazan: REŞAD FEYZİ I aç senedir İstanbuldasın diye bir sual sorsanız, ho - Pimiz, bir aded. söyleriz, Ve tönra: lere gittiniz. seyahat yapm diye sor ç b bulamay mek (ikri verilecek cer ydaş Vardır. Hisr iziy gözü Avru- pad Fakat, kendi memleketi- miz; bilmeyiz. Çoğumuz, stmeyiz. Birkaç yazdanberi Devlet De - Miryol tertib ettiği Sabanca , Hleri nekar rağbet ıı!' Müştü. Bu yaz da bu seyahat- lerinin tekra ağın: ümld e- diyorum. Sahanca gezintilerine iş- Uirak eden bir dostüm geçen gün töyle anlatıyordu: — İnsun memleketin köşelerini gezip dolaştıkça, yutdunu daha çok seviyoc, Sabanca gezintile - merak rinde, gölün civarını — dolaştım. Ne güzel yerlerdi. Bütün bir ta- biat buralara ep fevkalâde ihti - şamını vermiş, sun, bukadar fevkalâde güzelliği seyretmekle doyamıyor. Tabiat, güzellik, insa- tırıyor. Nefis bir tablat — parçası karşısında asabımız — dinleniyor. Fazla çalışarak yorulanlar, en zi- yade, sakin, güzel yurd köşelerin- BuNasıl Sevg Hem Ayrılmak İstiyor ondra gazetelerinin yazdı- | Bina göre İngiliz paytah - tında kibar tabakaya men- #ub genç bir kadın mahkemeye Müracaatla kocası olan mühen - disten ayrılmak istemiştir. Etit Elizabet ismindeki kadın mahke- Mede şunları anlatmıştır: — Üç serfe kocamla pek mes'ud Yaşadık, Ondan sonra kocam iç- Meğe başladı. Gitgide sarhoş bir hale geldi. Aramızda kavga baş- hücum ediyordu. yaşamamız kabil vi- gitmiştir. Orada Gd artık hem ka- rısına, hem de karısının ana ve babasına tahakküm etmeğe baş- lamış, herkesi kendisinden bık » tırmıştır. Nihayet bir defa bu yüzden tevkif edilmiş, mahküm olmuş, ondan sonra mahkümiye- tini bitirerek İngiltereye dönmüş- tür Karısı da beraberdi. Fakat mühendis de karısının ayyaş ol- duğunu iddia etmektedir. Fakat bunu isbat edecek şahidler çık - mamıştır. Anlaşılar şu vardı ki genç kadın herşeye rağmen ko- gasını seviyordu. Bunlar kardeş çocukları imiş. Hâkim boşanma kararını verirken şöyle demiştir: — Eğer kadının kalbinde sev- gisi şu anda ölmüş ise herhalde çok zor ölmüştür!. ladı. Üzerim liş bunları reddetmiştir. ata göre Müheadis | l'_“? karısını bir iki defa da döv- Müştür, Kadın Belçikada buluran uınrsm.n yanma gitmek üzere yo- le çıkmış, kocası da arkasından | Memleket Meselelerinden Seyahat Etmek Adetimiz Neden Yokı_ Yurdun Güzel Köşelerinin Nereleri Olduğunu Bildiren Teşkilât Lâzım.. na bir ferahlık, istirahat zevki tat- Bir Kadın Kocasını Hem Seviyor Uuzel yurd köşe lerinden bir göl kenanı | de dinlenebilirler, Anadolunun gü- ze) yerlerini fırsat düştükçe dola- Şiyorum. Bilhassa, yazın bu seya- hatler çok zevkli oluyor. Arkadaşım, uzun uzun memle- ketin güzel yerlerine karşı duy - duğu hayranlığı anlattı. Bundan | şu fikir doğuyor: İç turizmi can- landırmak. Dışarıdan seyyah gel- mesini beklerken, evvelâ biz, biz- ven insanlar olmalıyız. Sabanca gezintileri gibi, başka seyahatler de tertib edilebilir. Se- yahat bilhassa ucuza mal olursa, bu gezintilere iştirak edecek va- (Devamı 7 indi sayfada) Servete konan bar kadını Bıktım Artık Bu arsilyada çıkan Pöli Marseye, M Büyük kilisenin saati iktyi çalıyordu. Sen Mola ahalisi öğle Uykusuna dalmıştı. sokaklar, kız- lar sokağa varıncıya kadar boştu. Gelip geçen yoktu. İşte anlatacağımız vak'a bu sa- atte geçiyor: Sekiz kişi, saçları, dağınık bir kadını &ralarına almışlar, evler - den birine götürüyorlardı. ŞAKA 'TÜCCARIN HATASI fat gösterir, yemeğe alıkor, tek - Nlfsace görüşürmüş. Bunlardan bli Kraldan bir' zat seyahate alışmış, seyahat se - | Bar Hayatından.. Bir Zengin Ö! 'Servetini Bir Bar Kadınına Terk Etti ransa Kralı 11 inci Lüi, hu- zuruna kabul tüccar lara, san'atkârlara çok ilti- istemiş, Kral da. vermiş. teşekkür için saraya gel- zaman hükümdar tarafın — Sen, demiş. Memleketin en büyük tüccari n idin. Şimdi ise rütbe sahiblerinin en küçüğü- sün. Sana, evvelki gibi muamele- de bulunursam diğerleri güceni Tüccar, hatasını anlamış ve vere diği rütbeyi geri almasını Kraldan etmiş mbara gid Zati Sungur burada v — Ne yapacaksınız?. — Kafımı da il rica edeceğim!. bölmesini Evet, yavrum. Annem nerede doğmuş! Konyadat, Ya sen baba?, Diyarbakirda!. Ferdi bir an düşünür, sonra ba- gını sallıyarak: , — Ne tuhaf şeyi Başka başka yerlerde doğuyoruz ve hep bir arada bulunuyoruz. 'TAMAMİLE MAHVOLMU — ———” — Mahvoldum., Her şeyimi sat- tım. — Defetmek istediğiniz bur şey | kalmadı mı?, — Var! — Nedir ot. İştiham!, İden bahsetmek İste « Â | tulmuştur. Şimdi Lor Bütün 'Yol üzerindeki evlerinin pen - cereleri açılmıştı. Y kadınlar başlarını uzatmışlar, merakla ba- kıyorlardı. Bunlardan birisi, yaşlı noterin kan ter içinde gruba yetişmeğe çalıştığını gördü. Neden sonra mesele anlaşıldı. | rine aid bir plân kaybolmuştu. | henüz bulunamamışt Yaşlı ve çok zengin bir #dam, on senedenberi Kokoriko barına de- vam ediyor; Karmen adlı bir eğ- 4 NİSAN Amerika'da Yeni Bir Eğlence Aldı, Yürüdü Âlemleri Tanışıyorl Evleniyorlar. arti deyince si- P yi sayri 36 yasi partiler « £ diğimizi zannetme - yiniz, Çünkü bizim anlatacağımız Ame « rikağaki partilerdir. Amerikada her şe- ye «partb decler: Çay partisi, kahvaltı partisi, briç pastisi, koktel partisi, ilâh... Çay partide çay içilir, bruç par- tide oyun oynanır. Diğerleri de I bunun gibi... Fakot bir parti daha var: «Pet- ting party». Bunu aynen tercüme biraz güçtür. Bu partıde genç de- likanlılar, kızlar toplanırlar, yer- | ler ve içerler, gülerler, masumane| eğlencelerle vakit geçirirler. İ Delikanlılarla Gğnç Kızlar Eğlence İ man buluşurlar, gezerler. "A! nde ar ve anereye gittin, nerede idin?..» diye sormaz. Her partide — olduğı gibi yalnız delikanlıla ve genç kızlara mah #us olan Potting Parti lerde viski gibi, şam panya gibi içkiler içilir Dans edilir. Bu, seher vaktine k dar devam eder, İçk kaldıramıyanlar divar lara uzanır, — yatarlar Sonra yine kalkar, oy narlar. Şafak söktü mü, ko kola girerler, şarkı sö liyerek evlerine gider ler Delikanlıların bo yunbağları — çözülmü; kızların makyajları b zulmuştur. Buna rağmen gülerler: — Barutla ateş bir arada olur mut... Diyorsunuz, değil mi?.. Belki hakkınız var. Fakat bu bahsimiz« den haric... Derler. Şunu da ilâve edclirz ! Amerikalı delikanlıar ve kız - | Bu paztilerin sonü ekseriyetle lar çok serbesttirler. İstedikleri divaçla netleclenir. İnkisarı hu — Ne höş bir gece geçirdik. bitenleri 'de çıkuır İngiltere'de Casusluk İngiliz gazeteleri mühim bir hırsızlık, dahâ doğrusu ehemmi- yetli bir casusluk vak'asından bah- setmektedirler, | İngiltere iki senedenberi var - kuvvetile silâhlanmaktadır. Fa- kat harb vukuunda aç kalmamak için de mütemadiyen zahire yığ- maktadır. Ancak zahire fiatları- | nın bör takım kimseler tarafın - dan yükseltilmemesi için bu ka- rar hakkındaki plânlar gizli tu- ra zabıtası çalındığını anlamış- n evvel hava kuvvetle- bu pldı tır. Bi Hırsızlar, daha do - casuslar lence kizini yanına alıyor, içiyor, zevk ediyordu. | Bir gün birdenbire hastalandı. Uzak ve yakın bir akrabası yok- tu. Düşündü, servetini Karmene | bırakmayı muvafık buldu. Noteri | çağırdı, vasiyetnamesini yazdırdı, imzaladı. Bir hafta şonra öldü, — | Karmen, bu suretle büyük bir servete kondu. Barı terketti. Sebe- bini soranları — Bundan böyle diyordu. Şehrin| haricinde küçük bir köşkte ömür süreceğim. Tavuk, tavşan besliyo- ceğim; çiçek meyva yetiştirece - ceğim. Biktim bu bar hayatından.. Senakinı _Muşterıkazanmak l—çıı ondrada bir bar müşteri celbetmek maksadile hep - | da SĞ Bi v balartee arlistler patronlarını son de boyunda olmak üzere artist ka- dınlar seçmiş ve yaptığı numa - Taları bunlara yörmiştir. Ayni bo recede memnun edecek muvaffa kiyetler kazanıyorlarmış, .- Ş Abdal Diyecekler Diye.. Geçenlerde Londrada beş yüz talebenin bulunduğu bir konde - ransta ileride hayatta takib ede- cekleri yolda ilerlemek için ken- dilerine nasihat veren konferânıçı| şöyle demiştir.: - Her şeyden evvel kendinize malik olunuz. Bilhşasa sabırlı ve vesur olmalısınız, Size abdal diye hükmedecekler korkusuna kapıl- Mayınzı.!