18 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

18 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tefrika Numarası : 60 | Yazan: Rahmi YAĞIZ Delikanlı İstimboto Gece Yarısından Çok Sonra Tophaneye Yanaştırdı Ben Yarın Gelmiyeceğim, Siz Gemide Kalınız Diye Emir Vererek Çıkıp Gitti Sakızlı gemici kıyafetile Davust-| la konuşan Sancakta* yelkenlisi- nin reisi birden hatırlamış — gibi ellerini salta ve poturunun ceb - lerine daldırırken söylendi: — Az kalsın unutuyordum. Si- | ze verilmek üzere Brodey bir mek»l tub gönderdi. Buyurun.. Davust kendisine uzatılan ıırhl aldı, yırttı. İçinden çıkan kâğıdı sancak bordası fenerinin altına gi- derek fenerin solgun ve az ışığı ile okudu: Mektub Marmaradaki İngiliz tah-| telbahirleri komodoru Teodor Bro-| dey'den geliyor. şunları muhtevi bulunuyordu: Aziz dostum: Gizli üs ihtiyacı için gönderdi - Ziniz malzemeyi sldım İhtiyaçla-| rımızı karşılamak hutusunda gös-| tordiğiniz itinaya ayrıca teşekkür ederim. Benzin cihetinden çekti- iimiz sıkıntıya şimdi cephane ih- tiyacı da eklendi. Marmaradaki harekâtımız için şiddetle lüzum o-| lan bu malzemenin bilhassa top mermisi temininin çarelerini araş-| tırmanızı rica ediyorum. ğ Bizim topların çap şekli diğer toplara benzemediğinden bunu an-| cak donanmamızdan tedarik ede- bilirsiniz. Esasan Mermaraya ha- reketimiz sıralarında Amiral Dru- bek tarafından verilen talimatta donanmamızla aramızdaki irtibatı. tizin tesis ve temin edeceğiniz (ih- Uyaçlarımızı sizin vasıtanızla gi- derileceği bildirilmişti. Binaen - zleyh — kısa zamanda bu. ihtiya- cımızın tatminin! Tida ederim. niden benzin stoku gönderil-| mesi ve İstanbula yapacağım | - kinci akın için top mülesine intizar etti kürmetlermin kabulünü istirham ederim, E. 18 süvarisi Kapiten Teodor Brodey Davust okumayı bitirince düşün-| celi bir tavırla yüzünü buruştur- du: Cephane istiyor! Kensolos Palmer başını salladı:) — Evet.. Buny bana da söyle - mişti: — 'Top mermisi göndermemizi rlca ediyor. Bunu İstnabuldan te- zmmin edemiyeceğim! — Yani göndermiyecek misiniz? — Hayır.. Böyle birşey söyle - medim. Göndereceğim fakat. — Evet, fakat?.. No 85 Belmayı sordurm. Odasına kapan- dığı Gevabini verdi. Yanına 'gidip gitmemekte bir kaç saniye tereddüd ettim. Uzunca bir tereddüdün peşi s: verdiğim karar sonunda Peyman' beni Belmanın yanına götürmesini söyledim. — Buyurunuz - çıkalım, dedi.. Zaten yalnız değiller İrkildim: — Kim var yanında. — Mühendis Kenan Beyt.. Bu izmi duyar duymaz, Belma- ya karşı bu felâket karşısında u- nuttuğum tiksinti yeniden ayake landı. — Tesekkür ederim kızım, ma: — Fakat zamana muhtaç. I — Ne gibi? — İzmir yolile Amiral Drobeek'i görmeğe gideceğim. Donanmamız-| dan verilecek cephaneyi ancak kara yolile İstanbula getirir, bu- radan size teslim edebilirim! — Doğru.. Bu iş zamana muh- taç.. — Şimdi mektuba cevab yaza- yım.. Siz de şifahen söyleyin.. 15 gün kadar idareli hareket etsinler Bu müddet bitinciye kadar ben de bir çaresini bulup amiralle gö- rüşmenin yolunu araştırayım. — Peki.. Söylerim. Davust cebinden bir ki çıkar-i (4 üncü sayfadan devam) miülletler arasında beş senelik bir sulh programından bahsetti. Bu program bütün devletlerin işti - rakile hazırlanacak ve böyle o- lursa Avrupada siyasi emniyet N hasıl olacak. Beş senelik progra- min hududu pek genişliyecek, bu beş sene zarfında ise artık ne harb- den bahsedilecek, ne de harb teh- likesinden. Bundan elde edilecek büyük bir fayda vardır ki o da, milletler böyle bir emniyet içine girince artık bunu ilerisi için de devam ettirmek istiyeceklerdir. O zaman da silâhların azaltılma- s1 için konuşup görüşmeğe baş- Jıyacaklar ve bu netice de elde e- dilerek silâhlar azalacaktır. Bun- dan sonra ise emniyet daha ar- tacak, emniyet arttıkça silâhlar da azalacak, Hulâsa bu iki mühim maksad birbirini takib edecek. İngiliz matbuatından anlaşılı - yor ki Londrada bugünlerde pek hararetli surette siyasi bir faali» yet başlamışlır. Çünkü Başvekil Çemberlaynin de milletler ara - sında büyük bir konferans op - lamak için harekele geçmek ta - savvurunda olduğu söyleniyor. Eğer bu tasavvurlar bir gün fi- liyat sahasına çıkacak olursa şu birkaç ay zarfında bu konferaris işi de neticelenmiş olacak, 999 se- nesi bahar ayları milletler ara - sında sulh yolunda pek mühim bir faaliyetin başarıldığını görecek- tir. İngiliz Hariciye Nazırının ge - çen gün bir taraftan Framsız el - çisi, diğer taraftan da İtalyan el- Yazan: Nusret Safa COŞKUN dem yalnız değiller, Şu halde ben çıkmayayım! ı Dedim. Demek ona da haber verilmiş, © da gelmiş, onun yanına çıka « mlmiş.. Yazık, Şekib Sinanın ölü-| münden en zarar görecek insun Belma olacak! —— Şekib Sinan Gc mektüb bırak- Müş... Zabıtaya, Merale, Ve.. Bana!.. Ben kendiminkini, derit bir me- rakla açtım. Bu mektubla bedbaht Şekibin niçin hâyatiına kıydığını öğreneceğimi sanıyordum. Aldan-| mamışım.. Fakat mektubunun İ« Prnreo dı. Oracıkta Brodeye şu satırları yazdı: Azizim Brodey: Mektubunuzu Mister Palmerden| aldım. Cephane ihtiyacınızın te « mini için tedbir almak #htiyacın- dayım. Evvelâ telsizle — amirale vaziyeti anlatacak, bu malzemenin ihzarı ve Maltada bulundurulma- sını söyliyeceğim. Muvafık cevab aldıktan sonra bizzat — İzmirden Maltaya geçip malzemeyi İstan - bula nakletmek çarelerini araştı- racağım. Muvaffak olacağımı ümid edi- yorum. Selâm ve saygılarımı su- mnarım. — Devam var — l Bir Konferans İçtimal İsteniyor çist ile görüşmüş olmasıdır. Ör - taya türlü rivayetlerin çıkmasına ol açtı. Bu rivayetler de az me- raklı değildir. Şöyle ki: Londradaki İtalyan elçisi Kont Grandi hükümetinden aldığı ta- limat ile İngiliz Başvekilinin ta- vassutunu İstemişlir. Bu tavassut da tahmin edileceği üzere Fran - sız - İtalyan gerginliğini ortadan kaldırarak bir anlaşmıya varmak için olacaktır. İtalyanlar bu hu- suzda İngiliz Başvekilinin Fransa nezdinde dostane tavassutta bu - lunmasını istemişler. Bu rivayetler çıkar çıkmaz Lond radaki İtalyan sefareti hepsini tez- zib etti. Elçinin İngiliz Hariciye Nazirlle görüşmesi yalnız mutad olan işleri konuşmak için olduğu bildirildi. Her ne olursa olsun İngiliz ga zetelerinin 1srar ile bahsettiği Sinemanın İsimsiz |Polonya Hangi Taraf Sanatkârları Arasında Ile Beraber Olacak? (5 inci sayfadan devam) Buş mavi gözlü, güze! bir kızdır, Bir ses: — Galiba projektörlerin bulun> düğü Asteve pitti. — Nasıl, bu havada pardesüsü- nü giymecen dışarı çıktı ha... Ya nezle oluverirse?... Bu sörlere gülmek — istiyorum. Fakat elbise giydirici genç kızın gözlerinden şimşekler çakıyor. — Nasıl, bu size gülünç mü ge- liyor? Gabenin hastalanması ih- timali sizi korkutmuyor mu? — Alifedersiniz matmazel... giydirdiğiniz bütün — san'atkârlar hakkında böyle müstehid mi dav-| Tanıyorsunuz?.. — Ben hiç müstebid - değilim. Fakat hasta olmaları — ihtimalini düşünür, üzülürüm. Bu sırada Gaben göründü. Ge! kız artiste doğru atıldı — Niçin pardesünüzü giymeden)| çıktınız? Üzüntüden az daha ba- | yılacaktım, | Gaben gülüyor: — Hakkın var... Fakat koşa ko-, şa gidipgeldim. Merak etme, nez- | le olmam. — Bir daha böyle şeyler yapma: yıanız.... — Tövbe matmazel. Genç kıza soruyorum: — Gabeni çok seviyorsunuz de- mek?.. — Onu sevmemek mümkün mü?.| — San'atkârlar arasında başka sevdikleriniz. var — Fernan Gravey, Pive Vilm'i çok severim. Fakat Piyer Vilm kadınlardan hiç hoşlanmaz. Yal- nız, sözlerime yanlış mana verme-| yiniz rica ederim. Ben, erkek san- atkârları benimle alâkadar ol - dukları için seviyor değilim. San- atkâr oldukları için — seviyorum. Fakat Hiç birisi mösyö Gabene benzemez. — Yoksa Gabene âşık mısınız, matmazel?.. — Alay etmeyiniz rica ederim..| Gaben evlidir. Ben kendisini diğim kadar eşini de severim. on- lar, tatil seyahatlerinde bile beni beraber almak isterler bile götürmek istediler. Fakat A-, merikada ecnebi tabi'yetinde bu- lunan küçük esnafın ve san'at - kürların çalışmaları memnu oldu- ğu için götüremediler — Gabeni neden bu kadar sevi-! yorsunuz? — Çok neş'elidir, hiç bir şeye nokla şudür: Vaziyeti müsald gö- Tür, muvaffakiyetten de emin ©- lursa, Çemberlayn böyle bir kon- feransı toplamak niyetindedir. Sapdey Ekspres gazetesi bu- nun için bazırlıklara girişildiğini, Bayriresmi suretlerle çalışıldı - Kint bile yazıyor. Sandey Dispaç gazetesi ise da- ha ileri giderek Başvekilin bu gayesine varmak için hangi yob- lardan gideceğini bile yazıyor. I— İspanya ile münasebat ar- tık tabil bir şekilde tesis edildik- ten sonra Franta ile İtalya'nın ara-| sı bulunacak 2— Garbi Avrupanın emniyeti için bir hava misakı yapılacak; 3— Hava kuvvetlerinin arttı - rılması için devletler arasındaki çinden bir ikinci- mektub —daha çkıtı. Bu buruşmuş eski kâğıdları Bgörünce İçine düştüğüm — hayret kuyusu o derece derin oldu ki, di- bini bulup kendime gelineiye kari dar sanırım, dakıkalar geçti. Çünkü bu mektub, intihar etti- ği gece kaybettiğim, Relmanın ba-, na yazdığı son mektubdu. Bunun ne münasebetle Şekib Si- nanda bulunduğunu — ve şimdiye kadar niçin bana iade etmediğini | uzun uzun düşündüm. Merakımın! kördüğümünü düşüncem değil, yi-| me onun mektubu çözdü. Şekib Sinan aynen şunları ya- zıyordu: Delikanlı, Seni ölmek teşebbüsünde bu - Kunduğun için muahazc eden a - dam, beş dakika sonra ayni te « şebbüste bulunacak. Evet delikanlı sana — yazdığım şu mektubu bitirir bitirmez, he- men sağ elimin altnida duran ta- | yarışa artık nihayet verilecek; 4— Bütün devletlerin iştirakile bir konferans toplanacak. 5— Müstemleke meseleleri bu konferarsda konuşulacak; 6— Sulhu tehdid edecek ma - hiyette ne gibi ihtilâflar varsa bu konferansda halledilmiş olacak; 1— Bundan sonra da artık bü- tün milletler arasındaki silâhlan- ma yarışına nihayet —vermenin ı açanacak. İşte İngiliz gazetelerinde yer tutan rivayetler ve yeniden ye - niye çıkan projeler bu mahiyet- tedir. Söylereğe hacet olmasa ge- rek: Bunlar henüz resmi şekilde devletler arasında konuşulmağa başlanmış değildir. bancayı şakağıma na şiddetle lüzüm var, Sen ümid- giz bir aşk sonunda, belki de karal sevdaya kadar çıkan bir aşk mace- rasının son basamağından yuvar- landığın için ölmek istemiştin. Ben ise namusumu temizlemek, temiz yüzümde iğrenç bir istifham çiz- dirmemek için ölmeğe mecburum. Aramızda fark hem var, hem yöok. Fark var, çünkü sen yaşıyabil din, ben ise yaşıyamam. Zira ben yüksek bir namus külesinden pa- raşülsüz yuvarlandım, Beni bu sukatlan kurtaracak hiçbir çare tasavvur edilemez, Aramızda fark yok; çünkü sen de, ben de ümidsiz kaldığımız için! ayni barekete tevessü! ettik. Bunları sana yazmamın sebebi, seni menettiğim, ayıpladığım bir harekete kendim de teşebbüs et- tiğimdendir. Bu vaziyeti garibse - memeni temin içindir. sinirlenmez, kızmaz. — Stüdyoda herkesle dostttur. Makinistlerle, elektrikçilerle... Öyle değil mi' Genç kız, bu suali makinistler- den birine sormuştu. O da, ayni gözleri bütün yüreğile tasdik etti. Biraz sonra, Gabenle tekrar şılaşınca genç kiz hakkında sordum: — Tanıdığım insanler arasında '€en çok sevdiğim birisidir. Karım- la karar verdik: Meslekten ayrı- knca kendisini yanımıza alacağız.| Bir köye çekilip mes'vd günler geçireceğiz. i Genç kızdan sonra bir de elek- çi ile kanuştum. Bu. şen çehreli bir, Gelikanlı idi, Sağ elinin iki par - mağı kesil — Bir iş kazası mı*. — Evet, dakat rica ederim, bu kazaya karşı ne bir şey sorunuz, | ne de yazınızda bahsediniz. Ben, gazetecileri bilirim. Ufak bir şey-i den bir facia — çıkarırlar, Siz de, belki bu âdi kazadan bir dram yı pabilirsiniz Ben de okurken başı- ma gelenlere hüngür hüngür ağ- lamıya mecbur — kalırım, neş'em kaçar.. — Stüdyoda çalışan yıldızlar - dan en çok hangisini seversiniz? — Gabi Morlay... Müthiş san- atkâr doğrusu... Altın bir yüzüğü var. Bir gün arkadaşlardan birisi halini anlatıyordu. Hasta karısın- dan, beş çocuğundan, vaşlı ana ve basından — bahsediyordu. Meğer Gabi Morlay bizi dinliyormuş. Er- tesi günü arkadaşımızm namına 2000 franklık bir çek geldi. Zavallı| adam, sevincinden az kaldı çıl- dıracaktı. Stüdyonun lokantasında yeme- ğe gittik. Lokantada hizmet eden genç kıza gordum: Burada yemek yiyen yıldızlar Tasında en çok sevdiğiniz kimdi İptida cevab vermek - istemedi. €ca, daima kızarmış piliç yediğini ve şarab içtiğini, Şarl Boyerin pa: ledi. Lüsyen Baronun artistlerin en oburu olduğunu öğrendim. Gar-| sonlara en çok bahşiş veren Mişel| Morgan imiş Remü hem yemek beğenmez. hem de hiç bahşiş ver-i mezmiş.. Mahküm Olan Bir Kraliçe (5 inci sayfadan devam) diğer erkek arkadaşlarından hiç geri kalmamıştır. Gizli teşkilâta mensub olarak çalışanlar parayı nereden buluyorlardı?. Bunu an- cak teşkilâtın başında olup emir werenler biliyor. İrlanda Cumhu- riyet ordusu haricden para alıyor diye söylenmektedir. Mahkemede ağır ağır cezalara mahküm edil- dikten sonra çıkarken mahküm - laz hep bir ağızdan: — Yaşasın İrlanda Cumbhuri - yeti!. diye bağırmışlardır. Delikanlı, ben talihin birden - bire kesiliveren şans rüzgârile bo- | calamasına maruz — kaldım. İflâs ettim. Taahhüdlerimi yapamıya- cak bir duruma düştüm. — Bunlar içinde bilhassa hükümete aid o - lanlar var ki, bu işleri başarama- mak benim için silinmez bir yüz karasıdır. Bundan doltayı namuslu| bir adam gibi hareket ediyor, ken- dimi öldürüyorum. Bilmem, sen de bu hareketimi namusluca bulur musun. Benim öyle sanıyorum, benim için yapı- dacak başka bir hareket yoktu. Vaziyeti uzun uzun izah etmek faydasız.. Esasen benim ölümümü mütcakıb berşeyi anlamış buluna-, caksınız. Ben kendimi sana da mazür gös- termek arzusile bu satırları kara- | ladıktan sonra, daha çok niçin bu mektubu yazdığımı anlatayım | (Dörümi var) | »i (4 üncü sayfadan devam) türmeğe taraftar görünmemek « tedir. Halbuki Framsız matbuatına göre Varşova mülâkatlarından Lehistan ile İtalya arasında ye- niden herhangi bir anlaşmıya va- rılmış değildir. Fakat Romanya Hariciye Na- zırının Varşova seyahati büsbü - tün başka şerait altında vukubul- tifak pek sağlamdır. Alman matbuatına gelince: Bir taraftan İtalya, diğer taraftan Ro- manya Hariciye Nazırlarının Var- şova'yı ziyaretleri dolayısile Ham- burger Fremdenblat gazetesi di- yor ki: > Ramanya ve Lehistan Harici- ye Nazırlarının görüşmesi tabil - dir. Çünkü esasen bu iki devlet birbirile müttefik bulunmakta - dır. Bazı memleketler de Roman- ya ile Lehistenım Alman nüfuz ve tesirine karşı sağlam bir du - war çekmeleri ve Baltık denizin. den Karadenize kadar olan dev« detleri — Lirleştirerek — 100,000,000- kişilik kuvvetli bir zümre vücu- de getirmek istenmektedir. Fakat acaba Münihde elde odilen an - laşmanın tatbik ve devamı- için bu usul iyi birşey midir? Lehis - — tanın politikasında emniyet ve kaf'iyet eksiktir. Kendi gayelerie nin ne olduğunu söylemektedir. Fakat alâkadar olduğu hedefler gok defa değişmektedir. Bazı za- man Berlin - Roma mihveri ile beraber söz söylemektedir. Bazı — zaman da Baltık devletlerile be- raberdir. Bazı zaman ise Tuna devletlerine doğru dönmektedir. Lehistan, garbi Avrupaya olduğu kadar şarki Avrupaya da ehemmi: yet verilmesini temin için çalış- maktadır. Eğer Avrupadaki ger- ginlik şarktan kalkar da Akde » — nizde toplanırsa o zaman Lehis - tan rahat bir nefes almaktadır. Ba İtibarla Lehistanın vaziyetinde kat'iyet eksiktir. Lehistan bu va- ziyeti san'at ve meharetle idane etmektedir. İtalyan Hapishanelerinde YeniRejim. (5 inci sayfadan devam) lafdan gelen mektusları da oku- mağa başlamışlardır. Mekteblerin ders programı, Ma-i arif Nezaretine merbut ilk mek - tebler programlarının aymdır. Ba-| z hapisanelerde bundan başka san'at kursları da vardır. Meselâ Milân hapisonesindeki san'at kursları çok geniştir. Ayni şehrin — kadınlar — hapisanesinde fusulü beyyine), (yemek pişrime)| ve (dikiş dikme) kursları da var- Hapisanelerin hemen hepsinde | mahkümlaraı faşizm hakkında ma- lümat verilir. İtalyan mahkümla- rınm her şeyden evvel tam ve dik bir faşist olmasına çalışılır. Framsada bir mahkümun cumhu- riyetçi veya Keal taraftarı olma - ! zına ehemmiyet veren bile İtalya hapisanelerinde Te ve küçüklere tahsillerine, içti- mai mevkilerine göre bir yer terilir. muamele yapı'ır. . Tepebaşında Şehir Tiyatrosu DRAM Ruakşam 21199 da KORKUNÇ GECE 3 perde İSTİKLAL CADDESİNDE KOMEDİ KISMI Bu akşam 2030 da YÜZ KARASI 3 perde .. Halk epereti Bu akşam 9 da ZOZO DALMAS'ın — iştirakile Büyük Şark Opereti. (HALİME) Macar baleti. Pek yakında (Aşk borsası) NL Yesari. ——— Üsküdarda Ahçıbaşı mahalle ve caddesinde 10 No, da mükim med Emin. Karınız Hatice tarafından aley- hinize ikame olunan sulh teşeb - büsü davasından dolayı size gön- derilen davetiye üzerine ikamet- göhinizin meçhul bulunduğu mü- başirin şerhinden — anlaşılmış ve mahkemoce on beş gün müddetle ilânen tebligat icrasına karar ve - rilmiş olmakla muhakeme günü olan 5/4/939 tarihine müsadif çar- şamba günü saat 14 de mahke - mede hazır bulünmanız Tüzumu tebliğ ve ilân olunur. - (939-96) Mahkümlara mahsus sanator - — yomlar, istirahat evleri de vardır. Ruhi ve bedeni arızası olanlar bu- — ralara gönderilir, todavi altına a- dunur, 1928 de hapisane mektebleri 36 — idi. Bugün bütün hapisanelerin birer mektebi vardır. 1936 da ha- — pisaneler, kütüphanelerinde 121 bin 81 kitab mevcud idi. Buyün — kitabların savısı 277211 don fazla- dır. Hapislerin hepsi çalışır, Us- tabaşılar da vardır. Yeymiyeleri- — nin bir kısmı biriktirilir, hapisten - Çıktıkları zaman ellerme verilir, İtalyanın — hapisaneler — bütçesi 1336 da 17/700.000 liretti. Hapisle rin yaptıkları şeylerin termin ettiği kâür da 20 milyon liret.. j İtalya hapisanelerinde din hu- susunda tam bir serbesti vardır: Herkes dininde serbesttir. Katolik, ortodoks veya müslüman olsun... Kimse karışmaz. Yalnız fasist a. leyhdarlığına müsaade yuktur, Son zamanlarda hav'sanelerden — firar hüdiseleri de azalmıştır. Bu- ©a da sebeb takib olunan insani rejimdir. Romada, Giuliya sokaçında 53 numarada bir (tetkikat merkezi) vardır. Burada bir (cinayet mü- zesi), büyük bir kütüphane, gâ:di 'yanlar ve memürlar mektebi, is- 'tatistik ve fenni tetkikat şubeleri mevcuddüur. (Askerlik İşleri | Beyoğlu yerli askerlik şubesine — den: 1 Beyoğlu askerlik şubesinde ka- yıdlı yedek subaylardan asteğmen (yarsubay) rütbesinde olanların makliye sınıfı mensupları 1 nisan, Ssüvari sınılı mensubları 5 nisan, ölçü sınıfı mensubları 15 nisan, — istihkâm sınıfı mensubları 20 ni- san 909 günü 45 günlük talim için kıt'aya gönderileceklerinden he- — men şubeye müracaat etmeleri, ZAYİ MAKBUZ 14505 sayılı ve 23/9/938 - intaç * tarihli beyanname ile muamele - sini ikmal ederek gümrükten çı- kardığımız 22 balya mantar tapa- mın 253 lira 97 kuruşluk ve 526962 numarah gömrük makbuzu Sul- tanhamamı yangınında yandığın- dat ikinci bir nüsha alacağımız - dan eskisinin hükmü olmadığını ilân ederiz. Nesim Salis ve Moiz Fam a aei ee S S İstanbul 5 inci lera memurlu ğundan: Satılmasına karar verilen DOYe ÇE merka, tizun şase. 1937 mo deli ve 'T - 40 -:6556 motör No, İş Saray belediyesi 10 No. sunda kayıtlı kamyon 23/3/939 pet be günü saat 13 den 14 e 'Taksimde Merkez otomobil Tafında satılacağından talip olar larm gösterilen gün ve saatte Zit olan memuruna mürac: Hân olunur. (16074)

Bu sayıdan diğer sayfalar: