Sılahları Tahdıd rta - Avrupada - karışıklık var. Bu gidişel politika iş- | ha kuvvetlidi merika da Avrupada rTo lerinin hereye varacağını kestirmek için uğraşanlı da &- karsa lâkayd kalmıy, meği boşa gidiyor. Bugünkü tah- | tan açığa anlattığı g min yarınki vekayle — uymuyor. Bir: güğ- sonraki-hâdisat büsbü « tün başka türlü oluyor. İspanya mra dev - battı O dü aytı mıyacağ terdi. Netice: pada harb çıkmak"tı ha çoktu. Fakat mart hun daha kuv” mid etmek y böyle olunca min et meselesinin Lundan letler arasındaki müna: receği safha ne blacak?, bir bahis. He de muhakkak olan bir - *şey varsa yine sinirler gergi Sulhun - tehlikeye eğinden | endişe edenler var, Bir taraftan .| | | ; mekten geri dur | .| için or tasından pek iyi bir sene olacağını | mış oldu. söyliyerler bulunuyor. İngiliz gazeteleri diyor Bugünkü hal geçen eylül ayın- | da olduğu gibi değil. Fransa kat'? bir vaziyet aldı, İngiltere altı ay- | e . . . ACEBA HANGİSİ:- DOĞRU ? Polonya, Hangi guldür. İngiliz .Olacak Za İzelelen Ha riciye Na- mırının Varşova « dan dönerken bir takım teminat a- larak dönmüş ol- duğunu yazmaktı devam ediyor. Da- ha ileri giderek meselâ Akdeniz « de ve yahut gar- bi Avrupada bir kavga çıkacak o- lursa 6 zaman Le bistanın İtalyaya yardım — edeceği tartında Varşo - vada teminat ve. cilmiş — olduğunu ieri sürüyorlar.. Fakat - ortada daha var« dir ki ihmal - edi. lecek gibi “de; dir: Fransa'- Le histan - âttifakı. Kont Ciano Varşevada Leh Hariciye Nezırı Varşova hükü- Bek tarafından uğurlanırken meti bu ittifakı bozmadan açık - tan üçığa İtalya ile ve yahud Ber- lin - Röma mihverile daha yakın- (Devamı 7 inel sayfada) Güney minlcık ellerini kocasının alsında do- laştırdı, — Evet, biraz mteşin var... Dedi, ilk önceki şakalarını bıraktı, — Ne istiyorsun yapayım kocacığım... Diye, Fazılın gözleri içine baktı, Fazıl, — Yapılacak şey yok... Dedi, bir iki şey söyledi: — Nabzım işi değil Ateş gene çoğalıyor. Ben hemen yatmalıyım. Göğsüme, ciğerlerimlin üzerine on beş yirmi kuru şişe çekiver, biraz tentürdiyot Orta Avrupa'da Karışıklık Bir Konferans içtima! isteniyor Konferans: Pürüzlü İşleri Halledecek ve Beş Yıl İçin n Sulh Garanti Imış danberi daha çok silâhlandı. Da- , Ondan sonra A * İngiltereye tayyare yapıp gönder- Eylül 938 de Avru- ü yeni projeler çıkarmak zarnanı da gel miş olduğuna hükmediliyor de - da bilâkis 939 senesinin sulhu kuv| mektir. Bunu da İngiliz Dahiliye wetlendirmek dacak adım- | Nazırı Sir Samoel Hor geçen gün« larla mille: arası münasebatı nok- | kü bir nutku ile dünyaya anlat- Şimdi gerek İngiliz gâzeteleri, ve gerek diğer memleketlerin mat- buati daha bunun akisletile meş- Dahiliye Nazıtı (Devamı 7 inci sayfada) Tarafla Beraber | | DENİZ NAMZEDLERİ J t 4 Amerikada doğru yoldan ayrılara | dan bir dostluğa, tâahhüdlere gi- rişecek kadar münsebati ileri gö- Gece yarısına doğruydu. Ateş binden otuz do- Meraklı Şeylğr R KULÜBÜ DUL derikada birçok kulüp vardır. Bunların bazısı bir çokları da orijinaldir. Desolâ: cAsansörde şapkalarım çı- karmıyanlar kulübü..» gibi. Bundan başka kocalarından ayrı- lanlar ve bir daha evlenmemiye ka- rar verenlere mahsus da bir. kulüb varlır. Bu kulübe dahll olabilmek için ev- lenmiş ve nihayel bir sene içinde ay- Fılmış olmak Kâzmdır. Sik sik evi nen ve boşananlar kulübe kabul o - Tunmazlar. — Kulübün — tallmatnamesi çok ağırdır. Aza koydolunduktan sonra bir erkeki kucaklamak — memnudur. Bu memnulyet hilâfına harekel eden- lerden 1000 Trank para cezasi alınır, Tekerrürü halinde kulübden lardo- lunur, Eğer tekrar evlenirse 20 bin frank ceza 'verir. (Dellar kultbü) müceisi, gazela - cilerden birine yu beyanatla bulun - muştür: #$imdilik aramız o kadar çok db - Bi Fakat, pek yakımda yüz bini bu- Tacaktır.e Edecek MADAMNA SARAYI Cemberlaynin — zeçen — sonkünunda Remayı ziyareti v | tabhsis olunan Madama se.ayı, tecei | düd devrine ald bir binadır ve kara mal Jül dö Medici için inşa edilmiyd. Ftânları, meshür reskam Refani 4 rafından bazırlanmış ve mimar Jit Romen daralından bina edilmiştir. Binanın ismi, Şariken'in kıcı ve / Teksandır dö Mediçi'nin dik karısı Mar- garit Detriç'den kalmıştır. Zira, uzun müddet bu sarayda oturmuştur. Son raları İtalyaya gelen yüksek cenebi - derin ikametlerine dahsis olunmuylur. Barayın çok güzel bir taraçası, gayet geniş bir ermanı vardır, HAİNAN ADASI Japonların işcal etiği ba küçük ada Çin sahillerinin 28 kilometro açığın dadır ve Tonkin kürfesine hâkim bir mevkidedir. Hindiçini Ulmanları ta - rassud altında bulundurmak bakımın- dan çok ehemmiyetlidir. 1897 de Çin hükümeti, Pransaya terkelmişli Mesahal xai iye Nazırı ve taninmış |— yesi 36000 kilometra murahiaadir. Ca diplomatlardan — Samoel Hor — | yüksek tepesi 1,500 melr. — SARAY Sinemasında FLORENCE RICE - ROBERT YOUNG JAMES STEWARD - LİONEL BARRYMORE 4 YILDIZ... 4 KAHRAMAN... Gibi muazzam, zengin ve mühim Eransızca sözlü fil lardır, Dünyanın bütün gençliği; cazib, hareketli ve filimde, k dolü bir Bugün saat 1 ve 2.30'da tenzil N th matineler BUGÜN _P Fransızca söz! fedakârlık sergüzeşti Baş rollerde 2-UÇURUM nsızca Ssözlü harikulâde heyecanlı hayat ve maceraları, Baş Rollerde: PHYLLIS BROOKS - RİKARDO KORTEZ HERKESE TAVSİYE ETTİĞİMİZ FEVKALADE BİR FİLM. Ayrıca; MUHTEREM MİSAFİRİMİZ BULGAR BAŞVEKİLİNİN İSTANBÜL'A gelişi. Dikkat; Süvarelerde 2 Filmi de görmek için saat 8,30 da geli Liği yok!. Dedi, lâve etti: 'bu adaya | | | eldden faydalı, 4 EK İKİ BÜYÜK FİLİM BİRDEN | 1-SAHRA BEKCİiLERiİ , Afrika çöllerinde, Paris salonlarında geçen büyük Lir Aşk - İhtiras - Arkadaşlık ve JEAN FİERRE AFMONT - CHARLES VANEL - MARTA LABAR lüks uğrunda Gangsterlerin arasına düşen güzel bir genç kızın — Anlaşılıyor, doktorların kendilerine hekim- İK Â ARI İ hsan Esad Parisden yeni gel « m mişti. Bütün Paristen yeni ge- len delikanlılar gibi, İstanbulu beğenmiyordu. O. herkesten fazla| Bu işin tam mütek Za« | bir züppelik hastalığına tutulmuş-| ten, Avni Doğanın muvaffak ol. l ssısı idi. tu.. Kolay değildi. Tam 7 yil Pa- | masının, zengin olmasının sebebi risde kalmıştı. Bilhaböa - Parisde | de A Tokgöz idi. hovardalıkla geçen ? yıl.. Fakat, o hakikâtte Parise tahsile gitmiş- ti. Babası zengin bir ihtacat tüc - inu okumağa yolla - . İhsan Esad, Parisle bir fa- yazıldı. Fakat, ancak tak- manında — fak ezmek peşini Parisde 7 yıl durduktar i tek şeç gu oln ki, . İktısad tahe sormavın, 7 yıl ye haraç veren bir adama e bir diploma vermekten çe« kinmezlerdi, Delikanlı bir de, şık giyi ni, güzel konuşmasını, salonlarda kadınlara kur yapma- i, O, kendi te - | imesi- jestlerle dır bu İşlerin içinde-İdi. Memle — | l " n iktısadi yaziyetini, hu- biliyordu. İhsan E- sadı önüne oturtur, on sene pratik ticaret ve iktısad dersi verebilirdi.| r erkekti. ula gelince, habası onu |- Aval Doğan, oğlun'i serbest bi-| yazıhanenin başına geçirdi. Fa - | raktı. Çünkü, yazıhanede, fayda- haftasında, İhsan Esas | sından çok zararı dokünüyordu. | Gn, koskoca yazıhaneyi çevirecek| Delikanlı artık İstanbul sokakla- kabiliyette olmadığı arlaşıldı. fını arşınlamaktan büşka bir ,—yı Çünkü, onun zerre kadar tica- | görmüyordu. Babasından bir da-] ktısad fik oktu. Hele Tür- | manş alıyordu. Bu mâaz. hiçbir şey tini hiç bilmi> tısdd namıta bildiği bir âd hatırı.. hiş Ü. mukabilinde değildi: Ev Bu hal, Avni Doğanı mi kâç umumt-kalde ve nazariyeden | üyordu. Adamcağız, 2 Pi bülü **0 İsi » l SKU SS DEĞLRE C Siklk olmuştu. İhtiyarlıyordu. Aradan din babasının — yazıhanesinde işe | bir gene kadar geçti.. Avili Doğan yaramıyordu. yatağa düştü. Felç gelmişti. Günr Avni Doğanın - bu delikanlırın | 10000 gözyaşı döktü. Nihayet, bir' babasının ismidir - müthiş tanı | j eti sonra da, 5 rdu. Esad İhsan için bin « letce a sarlederek onü Patisde | 7 yıl tahsil ettirmişti. Fakat, ne - | âmiri, pât- tu.; Babası sonra kada: öldükten , iki a; ticede, bu delikanlı, işte hiçbir - | pi D vakte kadar yazıhan şine yaramıyo: Yazıhiti B Te Koi bet $e ziyetinde olan Ali | ti yine Ali Tokgöze kal de. Dedi kiz | iktisad | imizi daha ilerlet - a çok zengin ha çok kazanacağım..| Sen ti * alacağım. Ticareti genişli inenin yine m 30 | bah da namus ve faziletinle ç Sa-| m de büyük itimadım Var- , Fransanın iktı: ri | ve | fını iyi bilk Orada beni W herkes tanır., Ben, bu haffa so- nunda Parise gideceğim.: Orada | bazı mühim ticavet işleri tetkik e- deceğim. Büyük bir servet kazan-| mız için icabeden teşebbüsleri yapacağım.. Sen burada yine e- kisi gibi işleri idare edersin. O- ı Alt Tokgöz ne cevab versin?.. i karşısında konuşan delikanlı, bu- | gün, onun patronu idi.. büktü. — Peki, deç İhsan Esad, mühim hir para ile Boynunu | tefrihia vardır. O vaktin geçmesi lâzımdır. Ateşli hastalıklar bep böyledir. Bu değişmiyen bir teme dir. Şimdi yapılacak hiçbir şey yok, benini ilâcım- dan bana Güney: | — Haydi, biraz uyu, terte.. Diye kocasının üzerini sıkı sıkı yorganla Ka- pattı. aür, Bir reçete yazayım, onu da yaptırt. Kocası böyle söylerken Güney: A... Bunlar: Şişe, tentürdiyot, termojenli pamuk filân kocakarı ilâçları. Diye alaylı alaylı söylendi. Fazılt Sen ona bakma, İyidir... Dedi, ilâve etti: — Alkollü kâfur da soğuk algınlığına karşı tridir. Beni onunla da bir uğuverirsin. Sonra, dok- torca yazdığım Üâçları da yaptırırsın. Hastalığı e- Yuştururum. Ve.. söylediği reçeteyi yazdı. Sonra da — Haydi ben yatayım karıcığım Diye yerinden kalktı. — Peki kocacığım!, kuza yükseldi. Fazıl alevden bir gömlek giydiril - miş gibi yatıyordu. Güney: — Şaka maka diyorum amma, adamakıllı has. talandı!. Dedi. Üzülmiye başladı. Fazıl, “Büney.. Güneyi Çok nâstayım. Yanıyoru: Diye baygın baygın söyleniyor, karısının elle Eini avuçlarının içine almış — Ooooh sevgilim.. Güzel karıcığım! Seni görmek tesellim oluyor: Sakın başucumdan ayrılma: Diyor, ateşin zorundan arada bir üzun uzun iniltielr çıkarıyordu. Güney: doktor çağıracağım. Seni görsün! y ısrar ediyordu: — Sen bu ateş, bu nöbet içinde kendinı bil « mezsin. Buradan bir doktor bulacağım.. Ve.. sonra birden aklına gelmiş gibi ttir da telefon edeyim. Nöbetçi doktor kirise ilâve gelsin. Fazıl ateşin o zoru içinde dik kafalılığını sü- tüyordu: — İstemem. Sabaha kadar böyle gitsin! Ve.. karısına gene bilgiçlik ediyordu. — Böyle ateşle başlıyan bastalıklar birden belli olmazlar, Her hastalığın kendisine göre bit «devri SABAH Sabahleyin de ateş bütün gücile sürüp yük - seliyor, doktoru kayrum kavrum ediyordu Fazıl sayıklar gibi konuşuyordu" — İhtiyarlık. “ Ateşe dayanıklığım vok Tehlike var!.. Ve.. inliyordu: — Ahhh... Ve. yatağın içinde çırpınıyordu. , Ve. genç karısından bu saniyelerinde bile ih- tiyarlığını saklamağa çalışıyordu. — Bana Akil Muhtarı çağırın. (Devamı var) OĞLU İstanbuldan ayrıldı, Parise gitti. Haftada bir Ali Tokgöze mektub yazıyor, bir takım işlerden bah - sediyor, para istiyordu. - Aradan altı ay kadar geçti. İhsan Esad yi ne mühim bir para istiyordu. Mek> tubuna şunu ilâve ediyordu: «Gelirken mühim miktarda mal getireceği Ali Tokgöz, istediği bu parayu da yollamıştı. Aradan yiğe iki haf- ta geçti. Bir gün şu telgrafı aldı: *Cuma sabahi — Sirkecide beni istasyonda bekle..» Cuma sabahı İhsan Esad, yataklı vagondan güler yüzle iniyordu. Ali Tokgöz koşa koşa patronunu karşıladı. Hemen, sordu: dığınız malları da yola çe karttınız. mı? İhsan Esad güldü, kahkaha attı: — Evet, dedi, beraber getirdim. Sonra bu sırada vagonun pen- inden uzanmış kadını gös - güldü. Bir Bu, , güzel bir Fransız kar dinı idi. Pransızca bir şeyler söy- lüyördu. Bir dakika sonra, bir kuf gibi'zıplıyarak, — vagöndan - indi. İhsan Esad, genç kadını Ali Toks gözle taniştırdı: — Bu, dedi. hayatımda sevdi - ğim tek kadındır. Bence, hör şey« den kıymetlidir. Benim karım olar cak: Radyo Porgramı BUGÜN 1735 Müzik (dans saati - P. 18.15 Türk müziği (Halk musekls). Bivaslı üşik Veysel ve İbenbil 1825 Türk müziği (fasıl heyesit. Safiye Tokay ve Tahsla Karakuşum kelirakile. 19 Konuşma (dış poliüükü hidiseleri; 1515 Türk müziği (Folkler - Halil Bedil Yönelgen). 1820 Türk üüi (Munlllm Nurl Halli Poyraz ve arkadaşları). 20 Ajana, metenrelaji haberleri, wb raat borsası (flaki 15 Düzik neş'eli plâktar - B 20 Esham, tahvilâi, kazıhiyo » nukat borası (fat). 20,30 Memleket saat ayarı. GALA PROGRAMI 20.30 a) Takdim. b) Temsll ve Türk müriği, Bizbir gece masallarından - MARU Yazanı Ekrem Reşit. Temsilde Tüdk müziği: Küme okuyucuları (Koro). İdaro eden: Mes'ad Cemil, 21.15 €) Moşhur virtüoz Zino Pram cescali'nin keman resitali. 22 Haftalık posta kutusu. 2815 Resitalin devumı. 23 Müzik (Cazband - Pl). ZRAS - SA Son ağana haberleri ve yarınki program. 'YARIN 1335 Müzük (küçük erkesira - Gefb Necbb Aşkın). 13 Memleket sani ayarı, ajama, me- teoroloji haberteri, 13,15 Müzik (küçük orkestra - Gefi | Necip Aşkın). 1850 Türk müzlği, Çalannları Vecihe, Kemal Niyasi Ser- bun, Çevdat Kazan, Cevdet Çağla. Okuyan: Müzeyyen Senar. — Karcıtar peşrevi. &— Mahmut Celüleddin paşanın - Karcıfar yarkısı - Vahi meyusi vise- Undir. — Bayna — Şadiyenin < Katcığar şarkı - Bir gölge e. A— Kemal Niyasi Seyhan - Ko « mençe taksimi 5— Udi Ahmet - Karcığar şarkı « Zahmi hieranım gibi. 6— Muslafa Nağifin - Karcığar - yarkı - Gönülde bir aleş yakalım dedi. 1— Türkü - İkide tarnam gelir. 1357 Hicrt Muharrem 16 1939, Ay 8, Gün T7, Kasım 131 18 Mart CUMARTESİ 1355 Rumi Mart