18 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

18 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Memleket Meselelerinden:: Oyuncakcılığımız Çocuk Terbiyesile Alâkadar Olan Bu Meseleyi Eiran İnönü'nün İstanbulu teşrifleri sırasın- ıda halkla yapmış oldukları büyük anketler, ve bu anketlerden ıstihsal olunan mühim ne« ticeler üzerinde vakit vakit durmanın ve en velüd ilhi ük faydalar bir hususiyet arzeder. İstanbulda oyuncak işleri ve oyuncakcılık san- lden bir teşrihe hak kazanacak ma- z İstanbul kadrosuna göre da bu ka memleket hacmine göre mevzuunu tetkik ettir - meğe değer bir kiymette göze çarpar. İstanbulur Kapalıçarşı, Beyoğlu, Mahmudpaşa halk tüccar ve iş adamlarıı gibi bilh: miky ının k haftanın mul dır. Meseleyi daha kısa ve reel bir mak b Di ğin me muş OsUruZ. mdür ki oyunçakcılık biz- | ikelâj, bavul ve çantacılık iş- | leri gibi, henüz kurulmuş 'at ye meslekle göze çarpar. Filhakika — bu 'at ve meslek bizde kurulun - İ son zamanlara gelinci- lar hepsi haric- Hem.de Avru- arının en tapon oryan- h pahali fiatlarlar riyordu. Fakat bu-0- yuncaklar nihayet çocuklarımı < zın “terbiye tarzı üzerinde esasli Dit tesir Yapamadan kızılıp, mahi 'oPdu. Bazı şinema fis mleri kadar oyuncağın da çocuk ve çocuk ruhiyatı üze « rolü & ü *artık ükât edecek Ve şunü da kaydetmek lâ- gımdır. ki. oyuncağın çocuk Tu- hiyat ve terbiyesi üzerindeki te- sirini ilknazarı dikkate'alatak bu erbiyosi mühim bir dü- kimse san'atin rasyonel bir şekilde ku- luşunu — teşvik eden nümune plânları yaptıran Çocuk Esirgeme | kurumu olmuş ve ilk tatbikat bun-| dan sekiz sı Ankarada armu züe himaye gör * Geçenlerde bir tesadüfle bir oyuncakçı Mmağazasına uğtamış- tım münasebetle bir san'atkârla © 1 bir kaydetmeyi y ldüm Yerli oyuncak yapan bu ima - âthanenin sahibi diyoe ki; | — Burada tahtadan atlı oyun- caklar, bebek karyolaları, tebek gardrobları, miniminilere — mah- uncak trenler, tramvaylar ve salre yapıyoruz. Bizim oyun - aklarımızın Avrupanınkilere re- | bet edecek bir vaziyetle.bu - uğunu söyliyebilirim. Bun - aha da'güzelleşlirmek müm- kündür. Bizimkiler daha çok sağ- lamdiır, -Avrupanınkiler üstelik pahahıdır. Ancak bizim san'atı - mizi tekemmül ettirebilmek -için krediye çok ihtiyacımız var. O - yuncakların yüzlerce modeilerin- | ancak birkaçını yapabiliyo - süs 0 ka lunı Bizim burada İmal ederek 85 kuruşa saktığımız oyun caklara Beyoğlu taraflarında Av- Tupa etiketi yaptırarak 250 ku - | Etiketsiz satan - ruşa satıyorlar zimm 65 kuruşa sattığımız mi ti vagonları, perakendeciler 110 kuruşa satıyorlar. Makinelerimizi Amerikadan ge- tirttik. Hattâ o) icakları otoma- kman hareket ettirecek küçük makineler de getirtmeyi düşün - lük, fakat Avrupadan bunları ge- irtmek kabil olmadı. 1& tahtadan imalkı yapan oyı mi bu membadan alarak 'halkın çeşidli meve ını gaz e sütunlarında ve başka başka ka- yerek mütlalca Ve teşrih etmenin âr kabul etmiyecek larda bazı müteşebbisler bununla htelif günlerinde şidli semtlerinde kurulan günlük pa- larda da bu kabil oyuncak sergileri yapmışla: m gelirse, Türkiyede her ailenin bir ço- Suğu bulunduğunu ve her çocuğun da bir oyunca- a ihtiyacı olacağını gözönüne alır ak, oyuncakcılı- t mikyasındaki ehemmiyetini tebarüz Evvel değil, geniş lerinde bulunduğu gö- izaha tâbi tut- cak makinelerile iktifa ediyoruz. Çeşidli oyuncaklar için çeşii | makineler getirtmek lâzımdır, bu- . Bu İş iyi ve Halletmeli geniş bir surette kurulursa, oyun- cak satışları tabil daha çok ucuz- lıyacak ve her alle tedarik ede. bilecekti Mahküm Olan Bir Kraliçe İrlanda'nın Tedhişcilerinden Kraliçe'nin Esrarengiz Hayatı Son aylarda — İngilterenin belli başlı yerlerinde bom- balar patlamış, bir çok müc let tahrib edilmiş, ölenler de ol- muştur. çönlerde Mançesterde patlı- yan bombaları koymakla maz - yakalanmış 6 İrlan - dalı erkek ile 1 de İrlandalı ka- dinin mühakemeleri Litmiştir. Yeni geleti İngiliz gaze buna dair tafsilât verilmektedir, Hâkim bunları ayrı ayrı mahküm ederken yaptıklari hareketin ane cak şeytanın düşüneceği bir sui- kasd olduğunu söylemiş ve hü - küm verilirken celse pek heye - ganlı olmuştur. Mançesterde p: lıyan bombalardan ölen de var- dör. Onun için bu teessürle mah- keme salonuna gelerek dinliyen- ler arasında mahkümların üze - rine atılmak' İstiyenler de bulu - nuyormuş. İrlandalılartan Kampel hâkim tarafından şöyle bir suale maruz kalmış: — Eğer sizin tasavvurlarınız gibi olsaydı da koyduğunuz bom- balar bulunmayarak hepsi de pat: lasaydı, birçok zavallı insan öl - müş olacaktı. Bunun için ne der- siniz? Maksadıtlız. Iyi 'olduğu için bunu da iyi bulurdum. Yine bu- nu, yapardım. Yaşasın İrlanda!, ümların — Mançesler ceza mahkemesince tayin edilen ceza- ları şöyledir: 0 yaşındaki Kampel, 33 ya; Con Gilen, yaşındaki Gavahandan her bi: ki Patrik Deviney de 1M sene, daki Mari Gilen 7 sene Maznunlardan 32 yaşlarındaki Patrik Valeş beraat etmiştir. Mahkümların hapishaneye nak- N #rasında polisçe ehemmiyetli tedbirler alınmış, hapishaneye Betirildikten sonra da — dışarıda nöbetçiler 'arttırılmıştır. Çünkü Cumhüriyet ordusu denilen teş- kilâtın adamları tarafından mah- | kümların kaçırılması için teşeb - büse geçilcceği ihtimali vardı. 7 seneye mahküm olan genç İr- | landalı kiz, Mazi Gilen İrlanda Cumhuriyet ordusunun kraliçesi sayılıyormuş. İngiliz zabıtası bu getnç kızı o kadar tehlikeli gör - mektedir. Mart Gilen yükarıda ismi ge- çen VE 20 seneye mahküm edi - 1 Con Gilenin kız Kraliçe denilen mahküm kuz erece çalışkan, şen bir kızdır. Barlarda garsonluk et- miş, hayatını kazarmış, fakat po- litika işlerine, hele İtlatdaya ta- allük eden mesolelere karşı son derece merak beslemekten gi Kkalmamıştır. Her akşam çalıştığı yerde işini bitirerek evine dön zaman bir kere mutlaka İr- landalı gençlerin toplandığı ye- Te uğrar, orada kardeşini bulur, münakaşalara dalarmış. Nihayet bomba konmağa karar verildiği zaman Mari de bu işe karışmış, (Devamı 7 inci sayfada) —e a aa Türk vatonımı az zamanda refaha eriştirmek Cumhuri - yet Halk Partisinin ileri ülkü- lerinden Liridir. arm ee a ama aa 33 yaşındaki | | Dugan, 33 yaşındaki Patrik Konel, | -ı))':ışm-W — Aman ağalar, rica rim, pek korkutmayın.. — Çünkü ilk asılışımdır, alışık değilim. Di- ye yalvarmış. VAZİFESİZ MEMURİYET: Sultan Mahmud, mahasiblerin- den Sald Efendiye: — Bu âlemde en güzel şey ne- | dir? Diye sormuş, Said Ffendi: — Vazifesiz memuriyet Padi "« şahim. Diyince, Padişah hayretle: — Dünyada öyle - memuriyet yar mı? | Demekle, S: Elendi: | —— Var ya Padişah değil üç tane. Dem Sultan Mahmud: yle, hangileridir? kda, Sald Efendi: drazamın lislâmın berberi, üçün- cüsü de kulunuz. | | *Demiş... Padişah: — Bunlar yazifesiz mi? Neden vazifesiz? Diyince, Said Etendi: — Sadrazamın dairesinde na - maz kılınmaz, imama maaş verilir. Şeyhulislâmın başı keldir tıraş ol- maz. Berbere beyhude maaş verir. | — Kulunüz bir lâtife söylerim, e- hem bir | mema, 5S—SON TELGRAF— İB MART 103 — —— Sinemanın İsimsiz San'atkârları Arasında Yardım Edenler dığı yoktür. — Fakat onlar, bütün kalblerile kendileri- ni bu mesleke vermemiş olsalor. dı, bugün çok sevdiği İ simlerini hiç kimsenin an- | rin hiçbirisini görebilmenize im- kân olmayacaktı. Makinectler, elektrikçiler, el « bise giydirenler, ilâh... bütün bun- lar, isimlerini sinema afişlerinde büyük harflerle yazılmış görmez. Fakat onların, / eserlerinden hakları rejisör kadar öğünmiye vardır. Onlarla konuşabilmek pek müş- yıldızların şar- bunlar çok Kendilerile konuşurken, anlata- cak birşeyleri olmadığını söyler- ler. Fransiz / stüdyolarını gezen Âr sinecma mecmüası muharriri, isimsiz san'atkârlardan birçokla- rile görüşmüş ve uzun bir röpor- taj hazırlamıştır. Bunun bazı par« çalarını kisoltarak alıyoruz: «Stüdyonun içerisi sıcak... Fa« kat dışarıda sert, soğuk bir rüz'- gâr var, Gaben'in elbise giydiri- cisi bağırıp duruyor: fendimiz ihsan buyurursunuz. İşte Padişahım üçümüz de vazi fesiz ve zahmetsiz para kezan İtalya Hapishanesindeki Mahkümlar Ders Alıyorlar talya hapishanelerinde mah - | İkünîax sıkı bir disipline tâbi tu- tulür. Cezalarını çektikleri müd- | detçe çalıştırılır. Bir san'at veya | | A | | meslek sahibi olanlara san'at. meslekleri dahilinde birer iş gi | terilir, Hiç bir şey bilr iyenlere de mutlaka, hap hayatını temli san'at öğreti! ve yazması olmiyanlar gece UTALYAN HAFİSRANELERİNDE | Yeni Bir Rejim 'Ders, Musiki, San’at,ı Serbesti Her Şey Var Yalnız Faşist Aleyhdarlığı Yok — Müsyö Gaben, Mösyö Gaben!, Mösyö Gâben'i gördünüz mü?. (Devamı 7 inci sayfada) l acaz Gen Bir Balet Artisti- larını takib etmek mecbüriyetin - dedirler, 1938 da, bütün İtalya hapishane- lerinde birer mekteb tesis olun- muştur, Bu mektebler Adliye Na- | zırının idaresi altında bulunur. Bu; mekteblerin küşadından birkaç Ay Bonra, okuma ve yazmma bil - miyen mahkümlardan birçokları Silelerine mektub yazmıya, on - (Devamı 7 inci sayfada) İzu nin Güzel Bir Numarası Erkekten Fazla İçki İçenler, Yoksullar ve Çok Beğenilenle Kraliçe Yılbaşını: Nasıl Geçirdi? Bereket Versin, Kralice Müşkülpesend Çabuk F günü, Kraliçe Hortans ço - cukları ve maiyeti ile bi ber İmparatoru ve İmparator Mart Lüiz'i tebrike gitti. Teşrifat Mucibince resmi saray layafetlle erkenden Tülleri sarayına gitmek,| tefek kusurlara aldırma herkesten evvel - İmparatoriçeyi; sonra-İmparatoru ziyaret etmek mecburiyetinde idi. Öğleyin saray kilisesinde yapı- lan dini âyinde bulunduktan son- ra Jertüri sokağındaki — sarayına dönör ve maiyetinde Bulunanla- rın tebriklerini kabul ederdi. Da- ransada 1813 yılının birinci| Değildi Yalnız isterdi dü. Ancak beş dakika giyinecel vakti olurdu. Kuvaförü ne yapacağını çaşırı: dı. Bir iki dakikada saç düzeltili. | mi?. Bereket versin içe o k dar müşkülpesend değildi. Ufa) .. Müt madiyen; «Zararı yok... Çabuk c çabuk ol..> der dururdu. Çok güzel, — sırma gibi #açlar vardı. Ayakda durduğu zaman V puklarına kadar dökülürdü. Bın ları taramak, örmek kolay bim şe İdeğildi. Hele, saçları — yapılırken | çocukla rodada bulunursa- zaval | berberin alnından- terler. süzülü: ha sonra robunu değiştirir. elmase/ Gi #akat şiküyet edemezdi. larını çıkarır, — çocuklarını alır, Malmezon'da ikamet eden annesi İmparatoriçe Jozefini tebrike gi- derdi. Bu saray Parisin altı fersah ile-| risinde idi. Acele gidip gelmek lâzımdı. Zira saat altıda İmpara- torun verdiği ziyafette bulunur Kraliçe Hortans Kraliçe gittikten — sonra içinir derdini dökerdi: — Acele, acele diyor. ae yapa | yım?.. İmpürator bu saçla kendi sini görünce kabahati bana bula cak. Şöhretim mahvolacak... Kraliçe Kortanas, berebirinin bu sözlerini haber alınca gülüyor — Merak etme, diyordu. Zira, yalnız benim G-ül, Parisin bğl kibar kadınlarının saclarını yapı yorsun, Bunu İmparator da bili- yor, Kabahati bana bulur... Kraliçe, saat altıda Tüileri sara yına gidiyordu. Çocukları kapıya kadar geliyordu. Biri eldivenleri ni, biri şalını, ötekiler de uzun ete iini tutuyorlardı. Kraliçe, dokuz? doğru' sarayına döndüğü zaman bitkin bir halde — bulunuyordu. Hemen soyunuyor. yatağına gi- riyordu. Vatandaş reyini kullanmayı ihmal etme, Çünkü vereceğin reyle milletin siyasi kudretini | — kuracaksın.

Bu sayıdan diğer sayfalar: