— kâsında, devrin bütün buhranla- ANDRE GİD'E DAİR l Yazan: Hilmi Ziya Duuml «Bitmiyen insan> şuurile — çok mühtelif kafaları kendine meftun | eden yirminci asrın bu garib ze- rını tanımak için bir nevi miyar görüyorum. Gide için derler ki o büyük bir artisttir, büyük bir mütefekkir - dir, devrin en geniş zekâsıdır; in- san ruhunu bütün tezadlarile o- nun kadar kuşaktan yoktur. Hat- ta bu suretle bir Gidismeden bah- sedenler var. Buna karşı «0 genç- lerin ahlâkını bozuyor»; «cemi » | yeti yikıyor»; veya sadece «tena- | kuzlar içindedir, prensipsizdir. diyenler de var. Düşmanları dost- ları kadar çok olan bu adamın or- ; ta çapta bir insan olmadığı bes- belli. Hemen 18 inde yazmıya baş- hyarak elliyi aşan eserile Pran- sız edebiyatında derin bir iz bıra- kan bu adamın — değeri nerede? Bunca iddiadan hangisi doğru? Francois Mauriac'a inanılırsa, edar kapı», «elhaç> veya «senfoni pastorab müelliti, ekalpazanlar» da, «dünya nimet- leri» nde, «immoralist» de. buna tamamen zıd bir çehre ile mey- dana çıkıyor. Bunun sebebi; Gide'in hayatı bu iki zıd istikametin — kendine mahsus dramıdır. Onda hâkim 0- lan Allah meselesinden evvel şu- dur gibi geliyor: Gide'de kudret hissi ile feragat duygusu, Nietzache ile Whgner çarpışıyor. Bu kelimelere - ilk insiyaklarımıza kadar inmek Ü- zere - en geniş manalarını ver - mek lâzım: Sevki tabilleri hâkim kılmak veya onları feda etmek, —| Onda hıristiyanlığa rağmen İsa açlığı, büyük sosyal hareketlere duyduğua hâyranlık, siyasetle alâ-,| kasiz görünmesine rağmen - (Vo- | yage au-Cotiğo) daima action İ- gin feda olanlara muhabbeti bu>; Tadan geliyor. Fakat bir taraftan da hayat sevgisi, zevke doymak | hasreti. Nietzsehe'nin ardından ha-| yat, neş'e ve sarhoşlük neşidele - | rine devamı da yine buradan ge- liyor, O bazan Nietzsche'nin - hayat sarhoşluğunu protostan riguewr'ü ile mezcediyor; fakat ekseri ikisine karşı da fazla yaşamış ve bezmiş insanın münekkid ve müstehzi | tavrımı alarak, Hasılı Gide bir tezadlar man - zarası gösteriyor. Fakat bu tezad- darda büyük bir dramın kıvra - — mışları yok: O herşeyden, daima bir esehli mümteni» gibi kolay - lıkla, fakat asırlar yaşamış bir hakimin tokluğu ve şüphesile bahsediyor. ; . Ardında binlerce şehidi — olan her fikri bir defa tadıyor: Mahir bir şerab experti gibi. Hiç biri o- u doyüramıyor, Tamıdığımız bü- yük adamların «safdil dehâ» la- « Tındaki bir fikir ardından bütün hayatı sürükliyen iman harareti onda yok. O, her imanın ateşin- de bir an yanmak, ve galiba bü- tün ömrü orada hulâsa etmek is- tiyor. Zaten bu asır bize bir tezadlar mahşeri olarak gö Faşizim ve komünizm, barikad harblerine kadar inen iki zıd â- “lemin bayraklarını — taşıyorlar. Bir zaman Gide, (Action française) in samimi ve candan dostuydu. Şimdi ona tamamen zıd bir cep- ; hede görünüyor. Bununla bera - ber bu intikale biz tam bir ihtida (Canversion) nazarile bakama- yız, Şüphe yok, hölâ onun içinde — ,asrın bu tezadları şahsiyetin iki “,zıd küvveti halinde, dramını oy- namıya devam ediyor: Neticeye kemen varmak, çabuk usanmak, *an» n hazzı içinde yaşamak, her — Kün eski şekilleri bozup yeni tec- Tübelere girmek, işte bugünkü Şür'at ve tezad hastaşının vasıfları. Gide bu vasıfların hepsini ya- şıyor. Bütün «tesirlere açık du - çç Fana, «İntihabaız, — Gephesiz — bir | her biri hayatın binbir rengini yberi «Hıristosa karşı hiristi; Gide için «intihab etmemek>, bir nevi hayat panteizmine kapı açar gibi görünür, Çünkü o, ya- şadığı ve duyduğu zıd hallerden hiçbirini reddetmiyor. Onlardan tamamlıyor, İncilin yanında bin- bir gece hikâyeleri rol oynuyor. Gide bütün prensip adamların- dan nefret eder: Hiçbir doktrine, hiçbir ortodoks kanaate bağlı de- ğildir. Onun yegâne - bağlandığı şey hayat: «hayatın tenevvüü ile, ve asıl kendi tenevvüümle sar hoş olmuştüm. Müşterek bir kai- deye bağlanmak için her cehd gö- zümde bir ihanetti.> Netice: Bu da bir doktrin değil mi? Tenevwvü- | lerin ve doktrinlerin kaynağı olan hayata bağlanmak doktrini: Vi- talizm. Fakat Gide'de bütün bu karışı) lığa rağmen, ona asıl hüviyetini, şahsiyetinin İbütünlüğünü “venen bir esas var: Her şeyden evvel o, klâsik telâkkisile bir artisttir. Bu artistin dünya görüşü, felsefesi de muayyen. Gide ilkönce Mallarm&'nin te - sirindedir. Ona göre «her hâdise | bir hakikatin sembolüdür.» Trait& du Narcisse de diyor ki: «Şair, â- leme bakandır. Ne Cen- net, ki her yerdedir. Görünüşler hep nakıstır. Onlar yalnız gizle - dikleri hakikatleri hecelerler. Şa- ir leb demeden anlamalı. Sonra | bu hakikatleri tekrar etmelidi: Symbolisme, edebiyatta —natu- ralisme'c Zola mektebine karşı | aksülâmeldir. O hattâ idealizmin en müfrit şeklidir ve bu manada naturalist, reslisi, halkçı edebi- yatlarının - ki hep az çok mater- yalist felsefeden mülhem olmuş- lafdır - tamamen aksi kutba kon- malıdır Gide de Hıristiyanlığın Nietzsche ile uyuşmasıda bundan ileri ge yordu, O zeten, çok ge nç yaştan- nlik» diye bir eser yazımayı düşünmüş- tü. Fakat birçok eserleri bi rin tahakkukundan başka değildir. Çünkü - felsefi manz- sile - şu nokta üzerinde bilhassa durmak İâzımdır ki, İsa ile Ni zsche birbirine tamaren muhalif değildirler: İkisi de idealisttir. Nietzsche'ye 'göre — «kiymetler | levhasını yaratan» veya etersine çeviren» insandır, İnsan ya önce- den hazır kiymetler ve «vehimle- Fin içinde yaşıyor» (sürü). Ya - bud kendi vehimlerini — kütleye kabul ettiriyor (üst insan). Hattâ hıristiyanlığı kendine gö- re anlıyan Gide, İsanın «kurban» ında hayat hazzının en yüksek derecesini görüyor: «Bu ıztırab değildir. Bilâkis saadettir. — İncil ge sözlerle başlıyor: Mes'uddur. o Ansanlar ki ağlamasını bilirler. Gide'in sosyalizmine gelince, © bu temayülü sert bir ihtida ile «yeni nimetler. de — birdenbire göstermedi. Fekidenberi Insaniye- tin terakkisine, ferdin kendini an- cük kend dışında bulacağına ka- nidir. Gide'de utopik ve hıristi- yani bir komünizm temayülü var- dı. Pakat şüphesiz eyeni nimat - ler> bunü açık bir meyil halinde meydana çıkardı: «İnsan her ta- man olduğu gibi kalmamıştır, ve hiçbir zaman da kalmıyacaktır.» (Pages des Journal). ©. bu kanaatile burfuvazinin mu-| hafazkâr veya mürteci bütün mü- telekkir ve artistlerine açıktan açığa cephe yapıyor. Fakat Gide, sosyalizmi bir nevi dir savıyor. Önca materyalis* bir felsefe, bir Marx nazarivesi mev- zuu bahis değildir: «Beni hu Hik- re sevkeden Marx'i ökumak 61 - memıştır. Psna müsrmaha edi. lemez derecede fena rö-ünen im- tivazlı insanın dünvadaki vaziyeti olmuştur. Ben sefalete sebeb o- Tan bir saadeti istemem. Bir baş- kasını mahrum — birakan serveti istemem. Eğer elbisem başka bi- İNi çıplak bırakacaksa, ben çıp- Tsk kalırım, Sofrani dalma açık bulndurursun ey İsa! Ve 'bu zi- yafetin güzelliğini venen, herke- | vetidir.» u —— aa | öğrenilmiş bir din olmasıdır.» | koymayı hata sayarım.» diyor. | İç Ve İllş | Güvenimiz | (Birinci sayfadan devam) | diselere, bilhassa kendi içlerin « deki nifak ve züafdan dolayı 1x- tırabla bakıyorlar. Türk milleti beynelmilel siyasetin yarın için beklenmedik hâdiseler hazırla - ması ihtimali karşısında her tür- lü nifaktan masun ve müteneffir bir halde, kendisine güvenir va- ı.ıyı-ılt(hr Milletler içim en büyük kuvvet, her silâhtan keskin, her kudret- ton Üstün en büyük kuvvet, ken- di evlâğları arasındaki birlik kuv- Büyük İnönü'nün işaret bu » yurdukları gibi, hakikaten yalnız bizim için değil bütün milletler için en müesir ve en üstün müda- faa silâhı muhakkak ki memle - ket içinde ve dışında sadece K vahdet ve emniyettir. Yer yü- zündeki bütün denemeler, bilhas- sa büyük harb ve onu takib eden vekayi —milli birlikten mahrum milletlerin bünyelerindeki zâafı bütün fecaatile gözününe koy - muş, yakın tarih bunun en acı misallerini ortaya çıkarmış bul - Tunmaktadır. Yüksek İnönü bu çeşid züaf- ların bilhassa müstevliler için ha- zarlıyabileceği fırsatları da ha - tırlatmakta ve. bu tehlikeyi şu şekilde — insanlığın — gözlerinde <canlandırmaktadır: «— Bilhassa nüfusları çok mil- letlerin henüz insaniyet ideali i- çin istikrar bulmamış hirs si; setleri karşısında, nüfusları daha az milletlerin başlıca dayandık - Jarı küvvet, kendi - içlerindeki, kendi aralarındaki nifaksız bera- berlik kudretidir. Memleketimi- zin hali bu bakımdan çok kuv - vetli ve çok ümidlidir.. Bu cümleleri okuduktan sonra Yüksek İnönü'nün Milli Şefliğe ve Cumhur Reisliğine geçmesini takib eden günler içindeki milli veka- yi gözününe getirdiğimiz tak - dirde memleketteki vahdet hare- ketinin ve milli toplanmanın hu- susiyet ve önemini bir kere daha bütün vüzükile anlamak bilhâssa | çok kolaylaşıyor. sin oraya davetli olmasıdır.. «Hakikâl uğrunda birleşme» de Jacgues Mpritainle şöyle cevab veriyordu: «Bu fikrin bir- din ol- masını tasvib ederim, Fakat mü- him olan, bunun vahy ile gelen değil, makul olan, akla müstenid Gide, imanla bilgiyi ayırmadığı için bu yeni hareketi bir iman şeklinde görüyor. Halbuki diya- leklik materyalizmi takib edenler bu hareketi hberhangi şekilde bir «din> gibi görmeğe kat'i surette aleyhtardırlar. Bununla 'beraber onda göze çar- pan yeni bir cihet var: Her ne ka- dar Mristiyanlık Gide'in komü - nizmine müsaid bir saha teşkil edi- yorsa da, bütün san'at ve telek- kürün kaynağı olan ferdcilikten de hiçbir şey feda etmiyor. O da- ima idealin tahakkuku için kuv- vetli şahsiyetler arıyor Ferdin tam inkişafını yeni idealile uzlaş- tırmaya çalışıyor: «İyi dercilik cemaate melidir. Onu — komünizme karşı Fakat burada / -iyi anlaşılmış ferdeilik» den neyi kasdettiğini pek iyi anlamıyoruz. — Herhalde | Gide'in kilise düşmanlığı, burjuva-| ziye, aileye, örf ve âdet şeklinde ! donup kalmış burjuva ahlâkına | isyanı onu bu gayeyle birleştiri- yor, Fakat cemiyetin bu feda - kârlığı ancak bir noklaya kudar gidebiliyor: Burjuva cemiyetinin bütün aşağı fonksiyonlarından kurtulmak için her; ;? feda et - mek - N Gide kıymetlerin izatiliği fik- rini de ancak bir dereceye kadar kabul edebiliyor: Ahlâki, dini, iktısadi, Her sahada kıy « metler izalidir. Yalnız san'at bu vergiden muaftır. O her zaman ferdi ve mutlak kıymet olarak ka- lhır. Klâsik Gide tekrar moydana çıkıyor. Ona hiçbir zaman tam mana - sile yeni telâkkide bir artist de- nemez. Fakat Gide'in asıl kıymeli | görüşmelerle alâkadar bazı tef- kaşa hürriyetini korumak devletin ve takib edeceği tekâmül esaslarından olacaktır. Matbuatın milli menfaatler ve siyasi rinde gösterdiği olgunluk bilhassa ve Milli Şef tarafından istikbal için mahiyet ve vasıfta görülmüş ve izhar edilmiştir. bu defaki' Mecliste bütün millet caflarını ve kudretlerini temsil ede- cek vekillerin bulunmasına bilhassa itina oluna - caktır. Yeni bamlelerimizde milli bir hedef de şu Yine öğrendiğime göre, esas olacaktır: Millet mürakabesini ve her sahada füili ve hakiki olarak tesis etmek, bu esası mümkün kılacak tedbirlere geniş ölçüde yer vermek Önümüzdeki Parti ve Halkevleri intihabatın- da dâ gençliğe bilhassa geniş mikyasta çalışma im- kânı verilecek, Hiyakat ve istidadların inkişalı ve mevkilerini alması bu suretle temin YeniMeclis 'Miil başlıca itina vaziyetler üze- Reisicumhur ümid veriei vafık görülenler idare üzerinde muştur, altı yerine yedi olunacaklır. | Yeni namzedlerin tesbiti keyfiyetine gelince, I bu husustaki hazırlıklar devam ettiği gibi Parti Genel Sekreterliğine vaki müracaatların da henüz || arkası alınmamıştır. Mektubla müracat edenlerin | sayısı 3500 rakamını geçmektedir. Parti ilyönkurullarından da namzedlikleri mu- ağlebi ihtimal yeni namzed lisetsi Umumi Reislikçe 21 martta ilân olunacaktır. Buraya verilen malümata göre 1811 müntehibisani çıkacaktır. Mülhakat kazaları bu yekündan hariedir. Sandıkların yerelştirileceği semtler tesbit edilmiş, alâkadarlara bildirilmiştir. Müstakil meb'usluk istiyenlerin sayısı altıyı bul - Ankarada Parti üumumi merkezindeki çalışma- lar geç vakitlere kadar devam etmektedir. Müra- csatlar bir yandan devam etmektedir. Antalyadan da bir fazla meb'us meclise iltihak edecektir. Son vaziyete göre meb'us sayısı geçen meclise nazaran yirmi beş kişi fazla olacaktır. Genel Sekreterliğe arzedilecek ve İstanbuldan meb'us çıkarılacaktır. Ankaradan enlislen Alm (Birinci sayfadan devam) teveceih bir çeşni vermek bahsin- de yapılan gayretleri kaydetmek- tev hali kalmamıştır. Bu gayretler gittikçe arlmakta- dir, K Bu gayretler arasında, Varşo- vada Polonya ve Romanya hari- ciye mazırları arasında yapılan sirler şayanı dikkattir. Bu iki memfekdtin poltikalarını birbir- lerine uydurmaya çalışmaları Al- manyada tamamile tabil bir key- fiyet olarak telâkki edilmekte - dir. Eğer bu keyfiyet, hususi bir mahiyet gösterebilirse bu gerek Parisde ve gerek Bükreş ve Vaj- şovada, Romanyada, Titulesco za- manında ve Polonyada Hitler - Pilsudski anlaşmasından'evvel ta- Yangın Yerinde Yapılan Keşif Meydancık yangınının tahki (- Yltdevam etmektedir. Bügün sa- at 10 dan itibaren Ata Atabek ha- nanin yıkılmasına başlanması mu- karrer idi. Dün ifadesi alınan tri- kotaj fabrikası ustabaşısı İzzetin, yangının çıktığı iddia edilen, fab- rikanın gazocağı ile tutkal eriti- len bir küçük odası içinde henüz yanmamış olarak bulunân masa, sardalya ve saire gibi şeylerin bu- Tunduğunu söylemesi üzerine yık- ma faaliyeti durdurulmuştur. Bügün saat 11 de müddeiumu- mi muavinlerinden Necati, birin- ci sulh ceza hâkimi Reşid ve mü- hendis Beşirden müteşekkil bir heyet tarafından bir keşif yapı - larak ustabaşının verdiği ifade - nin üzerinde tetkikler yapılmış- tır. Bu vaziyet yangının — trikotaj fabrikasından — çıkıp çıkmadığım aydınlatacak olup elektrik şar - telinin açık veya kapal oluşu da tahkikatın inkişafile ehemmiyetli surette alâkadar bulunmaktadır. 'Tahkikata yarın da devam edi- lecektir. Bugün binanım yıkılma- sına tekrar başlanmıştı Zayi Şehadetname —| 1326 senesinde Beşiktaşda Aka- retlezrde kâin Afitabı maarif na- mındaki husus- mevtebden aldı - ğim rüşdiye şehedeinsmesini za- yi ettim. Yenisini alacağımdan &5- kisinin hükmü şe &zr Taksim Gümüşsuyu Bağ odaları sokağı 29 mumarada mukim merhum Mustafa — oğlu HÜSEYİN RİFAT i tezadlarını, kendi dramımı en yi düyması, bugünkü san'atı | ve ahlâkı aşmak büyük hamleyi dir: eİnsiyakların şerefini iade» (Rehabilitatlon des instinets) de- | Ciği için yaptığı cehdleri, onu boş yere muasır Sokrât vaziyetine dü-| şürmedi. Eskinin azabını duyu - | yor, andan silkinmek isti “ | *boşuna harekete (acte gratutt)i tebcil edecek kadar (1)! Fakat henüz yeninin haşin âlemini ya- dırğamıyacak kadar değil. (1) Gide «Les Caves du Vaticane | adlı Yomanında, trende sebebsiz yere bir adamı ucura yuvarlıyan tahramanına bu Loştina hareketi ünkü çemiyetin kendi için - ü Te müdafan ettiriv-e anya'ya Karşı Yeni Bir Kale Fatih sulh üçüncü hukük hâkim- Tiğinden: mazı 75 sayıda oturan Ali kızı Şe- /Sulhtanshmed üçürcü sulh hu | cezasına karşi yangından evvel 'a- | #ksi takdirde muhakemeye giyâ- kip edilen polütikanin birçok vü- risleri bulunduğu içindir. Bu su- zetle Polonyada ve Romanyada, Almanyaya karşı «kuvvetli bir kale» kurmak ve Baltık denizin- den Karadenize kadar içine bü- tün Balkan devletlerini de alan bir blak meydana getirmek 1ste- nilmektedir. Münih ve Viyana anlaşmaları, Almanya ve İtalyanın bütün dün- ya huzurunda, orta Avrupada mütezayit bir takviye ve salim bir inkişafın mesuliyetini üzer- lerine aldığını göstermiştir. Avru- | panın şarkındaki devletlete ge - lince; Roma - Berlin mihveri a - | leyhine vaziyet almıya ve demok- rasi cephesinde mücadele etmiye sevkolunurken, fena tavsiyelerde bulunulmuştur. Romanya- Polonya (2vinci sayfadan devam) lunmaktadır. Binaenaleyh şimal- deki Thüttefikine bu paktın seme- Teli çalışması hakkında Malümat verebilecek bir vaziyettedir. Esa- sen Polonya gazetelerinin yazdık- larına bakılacak olursa, - Balkan anlantının sulhu sağlamlaştırmak yolundaki başarısı, bu memleket umumi efkârının da yakın alâka- sını çekmektedir. Gafenko'nun Varşovayı ziya - reti iki devlet arasındaki dastlu- Run takviyesine yardım edecektir. Romanya - Polonya münasebet - lerinin takviyesi hem müttefiki- Mizin emniyetini, hem de sulhu fağlımlıı.nınahndın biz Türk- ti ancak memnun edebil Alipaşa caddesi Davutpaşa çık- rifenin hacrile kendisine Alipaşa caddesi 75 sayılı dükkânda oğlu Rafetin 22/2/939 tarihinden jti - baren vasi tayin edildiği ilân olu- nur. — (699/133) ZAYİ — Nüfus eüzdanımı kay. bettim. Yenisini alacağımdan 2a- yiin hükmü yoktur. 326 İstanbul doğlumlu Hayrettin. oğlu Şükrü Önkal kuk bâkimliğinder: Hazinei maliye namına İstanbul maliye muhakemat müdürlüğü ta-, rafından — İstanbulda — Aşirefendi han 12, 13 numarada Zaneti aley- hine açılan, pulsuz 3 ordinyodan dolayı tarhedilen 2490 kuruş pul çılan itiraz davası yangında yan- | mış olduğundan bu kere yapılan | yenileme talebinde Zanetiye gön-| derilen dava arzuhel adresi meç- hul olduğundan bilâ tebliğ iade e- diümiş ve mahkemece ilânen teb- Tigat icrasına karar verilerek mu- hakeme 5/4/939 saat 11 e talik edilmiş olduğundan - mezkür gün ve saatte bizzat veya bilvekâle mahkemede — hazır. — bulunulması İ bında karar yerileceği tebliğ ma- kamına kalm olmak üzere ilân olunur. £ 939/535 z Çimento . Fabrikasında . epA Bir İnfilâk Zeytinburnu çimento fabrika - sında nüfusça zayiatâ — meydan wermeden atlatılan mühim bir infilâk olmuş makine dairesinin çatısı berhava olmuştur. İnfilâk fabrikanın makine dairesinde kö-' mür ispilâtör makinesine hassa çekici borusunun patlamasından ileri gelmiştir. İnfilâk neticesin- de makine aksamı ve makine da- iresinin çatısı mhühim surette ha- sara uğramış ise de infilâk ame- le servisinin değişme zamanında vuku bulduğundan hiç kimsenin ölümüne meydan kalmamıştır. Yalnız dört amele çok hafif su - rette el ve yüzlerinden yanımış - lardır. Söylendiğine göre fabri - kada bu gibi hâdiseleri önlemek için bulundurulması lâzım gelen t yoöktur ve fabrika idaresi hernedense bu son hâdiseyi zabı-.| taya Bile haber vermiyerek mesküt Beçmek istemiştir. Zabıta ve ad- liye tahkikata başlamıştır. Fab - rikada faaliyet durmuştur ve ta- Mirat bitinciye kadar işleyemi - | yecektir. Bu fabrikada geçen sene| de böyle bir infilâk olmuştu. Halkalı ve Taksim Suları ( inci sahiteden devam) çık yollardan — geçen Halkalı ve Taksim suları kesilerek şehre isa-| le olunmaktan menedilecektir. Lütfi Kırdar projesini hazırla- madan evvel Sıhhiye Vekâletine bir kere de şahsi müracaatta bu- lunmuş, muvafakat cevabı almış- tar. Esasen Belediyenin elinde bu sular hakkında Sıhhiye Vekâleti- 'nin vermiş olduğu bir rapor bu - lunmaktadır. Raporda — Sıhhiye Vekâleti Halkalı ve Taksim sula- rının da Kirkçeşme suları gibi ka- bilişürb olmadığımı yazmakta - gır, Valinin hazırladığı proje ya kında tasdik edilmek üzere Sıhhi-| ye Vekâletine gönderilecektir. hai | " . Teslim - Olma Müzakereleri (1 inci sahifeden deram) meral Miajanın — muvafakati — ile | şihrin teslimi müzakerelerinde bulunmak için nasyonalist hatla - Tına gitmiştir. MADRİDDEKİ KOMÜNİST İSYANI Burgos 8— Madridde komünist etHayatındaYeni| İnönü Bir Tekâmül Temin Edecek (1 inci sabiteden devam) ni meclis millet hayatında yeni bir tekâmül temin edecek, matbuatta samimi ve dürüst fikir ve müna- Ankara'da (A inci sahifeden devama) kütlesi vardı. Cumhurreisimiz yet beşuş ve sıhhatli bir sima l& trenden indi, İstikbalinde — hazif bulunanlara ayrı ayrı iltifatta bi Yundular, Cumhurreisimizin bu * gün Heyeti Vekileye riyaset et * meleri muhtemel olduğu gibi p: ti umumi divanının da toplarımas| Tauhtemeldir. Reislicumhur. önümüzdeki hal burada Bulgar Başvekilini kabul edecekler ve ağlebi ihtimal mar * tın sön haftası içinde tetkiklerdi bulunmak üzere Ankara kazalâr rına gideceklerdir. | REİSİCUMHUR İSTANBULD. AYRILIRKEN Müli Şefimiz Reisteumhur İs * met İnönü dün yece — saat ondü Haydarpaşadan kalkan — husüsl trenle Ankaraya dönmüşlerdir. Haydarpaşaya Suvat — vapuril€ geçen Milli Şefimiz vapurda Dar hiliye Vekili Faik Öztrağı, Korf?| neral Salihi, Vah Lütfi Kırdati İstanbul komutanını ve Bilecik meb'usu Salih Bozuğu yanlarınt almışlar ve konuşmaşlardır. Millf Şef Haydarpaşada, Partlı Vilâyet, Belediye, Kamutanlı! erkânı ve birçok halk tarafındaf karşılanmıştır. Riyaseticumhur — hususi trenk saat 22 de teşyie gelen zevatın VE halkın derin sevgi tezahüratı v? iyi yolculuk temennileri arasındi Bgardan ayrılmıştır. Dün Milli Şef Ayasağadaki b nicilik mektebini de gezmişlerdi Bu esnada mekteb müdürü sü' rilerimiz hakkında Milli Şete U hat vermişlerdir. Buradan avde! bir müddet sarayda istirahat € * dildikten sonra saat 17 de mot tersaneyi ziyaret etmişlerdir. B isieumhur tersanede işçilere iltf fatta bulunmuşlardır. Başvakil - Yakında - Geliyor “AX imct sahiteden devam) uzak olması buna imkâf vermiyecektir. Ancak — Başvekil Refik Saydam'ın bugün yarıbr denilebilecek kısa bir müddet F çinde ve yine Nafıa, Dahiliye, İN hisarlar — Vekillerinin ” İstanbüli harcket etmeleri beklenmektedf) Refik Saydam İstanbulda beş &| kadar kalücak ve bu arada mühif ve sıyasi bir nütuk irad edecekt Bu nutkun intihaba tekaddüm mesi münasebetile bilhassa yefi Büyük Millet Meelisinin uut şahsiyeti ve meşgul olacağı me' | zular üzerinde büyük ehemmi) baiz ve umumi efkâr aydınlıl!” cak mahiyette bulunacağı işafti edilmektedir. Dahiliye Vekili F ik Öztrak da Tekirdağında mühif ve giyasi bir nutuk irad edecel Ali Çetin Kayanın İstanbul Ö7 nüşü Afyonkarahisarına —azimt ve ocada müntehiblerine bir Ni tuk irad etmesi de çok muhte! görülmektedir. e e e alayların isyamı hemüz bastırıli mamışlır. Bazı komünist alaylaf' teslim olmuşirsa da komünistli ? Aridin eenup mahallelerine 4 mükavemet — güsteriyorlâ” Bunlar, binalarda tahassün ed” zek General Miaja kuvvetlerit #teş ediyorlar. 50 kamünist ridde kurşuna dizilmiştir. Hükümet komünizm ile müdf dele edebilmek için halka silâb * lar tevzi ediyor. Komünistlerin bu iayanındif maksad, Madridde kir kon * hükümeti tesis etmektir. A Türkkuşundan: 1— Muayene zamanı yaklaştı. Lisenin 9, 10 ve 11 inci sınıftarında! 'Türkkuşuna yazılmak istiyenlerin vakit geçirmeden: 2— Geçen sene lisenin dokuzuncu sınıfinda clupda İnönüne sevk edili iyen talelelerle şimdiye kadar İzönü kampında B, C v? motörlü kampta Turizm Brövesi alanların kayıtlarını yenile" mek üzere; 3— Türkkuşunun diğer şubelerinden İstanbula nakledenlerin d? kayıtlarını yaptırmak üzere: Derhal '"Türk Hava Kurumu Merkezinde Türkkuşu İspek” terliğine müracaat etmeleri. Kayıtlarımı, yenilemiyenler Türk” kuşu Üyelik haklarını zayi edeceklerdir. İTEKT O