7 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

7 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tefrika Numarası : 50 Yazan: Rahmi YAĞIZ Donanma Kumandardığı Deniz Hâkimiyetinin Elımızde Olduğunn Sö Halbuki Düşman Destroyerlerı Boğazda Cirid | Oynuyorlar. Bu Ne Anlaşılmaz İş. Mülüzim bunlarla uğraşırken Gderinden derine 'akseden top ses- Tİ durmuştu. Sami Efendi kim- Seyi uyandırmadı, döndü, kendi Zeminlüğne geldi. Teleton başında meşgul bölük kumandanına anlattı: — Hepsi ölüm uykusuna yatmış- lar sanki yüzbaşım. O kadar uğ - Faştım. Birisini uyandırmağa mu-! Vaffak olamadım. — Neden? — Kimbilii Yüzbaşı bir ön sezişin ilhamile [ Vak'anın iç yüzünü keşfetmiş Bibi| tevab verdi: — Bir halt etmişlerdir.. — Ne gibit? — Ey.. Kimbilir, içki filân!. Sami bölük kumandanının sö - Zünü kesti: — İmkânı yok yüzbaşım, bun - | lar müslüman adamlar.. Her biri tkmek çantasından ziyade abdest | dbriğine bağlı yaşlı yaşlı neferler. Ağızlarına içkinin damlasını koy- | Mazlar.. — Peki., anlarız, — Olur yüzbaşım.. Telefonla top seslerini anlıyabildiniz mi? — Karakollara sordum.. Tabura 'on ettim. Cevab —alamadım. Kım.: bir şey bilmiyor, hâdiseyi bizden öğreniyorlar, Birkaç daki- ka evvel Kavak topçu taburu ku-| Mandanlığı telefonla bildirdi.. T - | fikları . hafif seyirle sahile y acayib gemiye dur projektörler y kılınca bunların Rus destroyer - | leri olduğu anlaşılmış, İstinyedeki: andanlığına — haber | raber ateş açılmış, | erler iki üç mermi savur- | an sonra geldikleri istika - Hele sabah olsun da | muhriblerini bu tahtelbahri avaş- | tırmak, bulmak, — yedeğe alarak avdet etmek vazifesile binbir ö - lüm tehlikesinin tehdidi altında | bulunan Karadeniz Boğaz mınta- kasına göndermişti. Destroyerler gece, muharebei leyliye vaziyetinde sahile sokul - muşlar, ışıksız ilerleyerek Arka- diyayı aramağa koyulmuşlar.. Bu sırada Boğaz topçu - rasıdlarının gözüne çarpan destroyerler ateşe tutulmuş, var hızlarile — kaçarak kendilerini kurtarabilmişlerdi Ertesi sabah şafakla uyanan subay, üçüncü bölüğün teğmeni Sami ile bölük kumandanı yüz - başı Etem teftiş korkusile işleri - nin başına koştular. Yüzbaşı hay-i vanına atladı. Civar — köylerdeki | posta ve kara ın gözden geçirmeğe gitti. düzenini | uyor" Teğmen Sami talim — saatinde aksakallılar bölüğünü talimhanede hazır buldu... Elrad, kestirdikleri bol uykuya rağmen hâlâ mahmur ler, mecalsiz — tavırlarla boy gösteriyorlardı. Sami tekmili aldı. Bölüğü telime| götürdü. Davud Çavuşun — yanlış bir tüfek ateşlemesi yüzünden bö- lüğün Arkadiya Rus tahtelbahri tarafından perişan edildiği gün - denberi bombalarla talim yapan kıt'a öğleye kadar bu talimlerle uğraştı. Yemek vaktino doğru bö- lük tekrar zeminliğe döndü. Teğ- men Sami akşamki uyanmaz uy- kunun sebebini — öğrenmek için başçavuş Ömerle diğer çavuşları kendi zeminliğine çağırdı. Aksa - kallı altı çavuş bir sıraya dizildi- ler, Esas vaziyetinde — durdular. Teğmen sordü: — <Uevami var! Sevgı Stajı (4 üncü sayfadan devam) — Evet neyse. İşte o kız, yani Müberra sana âşık olmuş, seni çıl- dırasıya seviyor. Birkaç defa yol- da sana rastlamış selâm ve: beklemiş, fakat sen darkında ola mamışsın, — Bir iki gün evvel mektub yazmış cevab vermemiş- sin. İzzet kendisini kaybedecek bir â mektub mu yazmış? ben © mektubu kadaşların bir azizliğidir diye ta- mamile okumamıştım bile. — Allah müstahakını Muziplik ne demek. Senin o ve6 v te karan ş ş etmeyişin — kızcağızı — İyi ki bizi de yoklamadılar.. | çok müteeasir etmişti. Ne cür'et bu yüzbaşım.. Donanma| l beni dinle, bu kız seni Küumandanlığı ver raporlarda Senin de böyle bir meş- 'deniz hâkimiyetinin elimizde ol Yüğüunu söylüyor, Boğaz kapıla - | Tında düşman destroyerleri cirid | Oynuyorlar., Bu ne anlaşılmaz iş! — Deniz harbi meselelerine ak- Efendi.. Harb Meydana gelebilir. Bunları bir ta-| Tafa bırakalım da uyuyalım. Ya- Tın sabah siz erkenden talime çı- kın.. Duyduklarıma göre Başku - Mandanlık vekili paşa taburu tef- Tişe gelecekmiş! — Ne zaman acaba? — Belli değil. Henüz tevatür | halinde, şayla kılığında dolaşan Bu haberler birdenbire hakikat n İüverir. Biz hazırlıklı bulunalım. Enver Paşanın tabintini az çok bi-| liyoruz. Hani bir bilmece vardır: Çat burada çat kapı arkasında « bugün o bilmeceyi bana eğim cevab şu olur: İki zabit gülüştüler.. Biraz daha| beriden tuktan sonra| ılar, uyudular.. | tedi ulmağa ceraret| Muvaffak ol bahir £i B olamıyan Rus taht illâsının Arkadı önlerinde kotmodorunu telâşa düşi &rıza sebeb Mevzuu bah kaybedi; müş. Bir| e bir kenara sıkışması lan bü sefineyi ken-i di vasıtasile armak — imkâni Olmadığını düşünen komodor tel-| Sizle bir şifre vermiş, işi © n albay Toşef dest | şey,yapmıyordu. Ni | güliyete artık ihtiyacın olsa ge- rek. Ben seni bir münasebetle Mü- berra ile tanıştırayım. Hem'onun duruz, —hem gürürünü okşamış de sen vaziyetini kur sun. Sakın bir yanlış pima, — Nasıl olur birader. Ben bu işi hiç bilmem. — Vallahi çocuksun yahu. Bun- da bilmiyecek ne var İzzet?. Ne var olur mu?, Hiç bir rim, tecrübem yok böyle işlerde birader. Becerebilir miyim — bu işi bilmem kit. İki arkadaş yarım saattir bir gönül hâdisesinin münakaşasını yapıyorlardı. — İzzetl, — Namığın bütün tekliflerini hayretle karşı- | hyor, Namık da İzzetin şaka yap- tığım kabul etmekten başka bir bul etmezse veya başka bir kadını sev Müterrayı beğenmiyordu. Namık gözlerini kapadı, bir an, düşündükten sonra " — İzzel sana son sözümü söy: lüyorum. Ben sana bu hususta yar dım edeceğim. Başka kadınlarla tanıştıracağım ve sen bir ka- dına - kür y 1 öğreneceksin. Sonra Müberra ile tanışırsın. Ka- bul mu? İzzet zor bir sual karşısında kalmış, bir mekteb talebesi gibi kızardı, düşündü, nihayet: — Peki kabul. Fakat ben bu işi ne kadar zamanda öğreneceğim. — Bir iki günde. İzzet teklifi kabul etti te bara gittiler. Birkaç Gün- iş ölüre | aha gel- | düz İzeet yazıhanesinde Namı - ğmm on sayfa dolduran aşk 6 matnamesini ezberlemiye çalıştı. Aradan bir hafta geçmişti. Bir gün Namık Müberrayı alıp İzze- tin yazıhanesine gilli. tin birkaç dakikaya söyledi. in odasına girdikleri za - man Namığın gözüne arkadaşı - nın çalışma masasının Üüzerinde Na- duran aşk talimatramesi ilişti mik on sayfalık eseri (!) alı Maddelere ayrılan bu sayfaların bazıları karalanmiş, bazıları da işaretlenmişti. - Ve Jlik sayfada «Sevgi stajı nazarl bilgiler tali- matnamesi» yazılıydı. İzzet gelince misafirlerini hay- retle sevinç arası karşıladı. Namık talimatnameyi göstere - rek: — Yabu bazı yerler karalanmış neden?. İzzet gülerek: — Onlar bitti. Tamamile bazır. — Sahi — İstersen tecrübe edeyim? — Fena olmaz. İzzet yerinden kalktı. Yeleği - nin cebinden çıkardığı bir yüzü- ğü Müberraya uzatarak: — İlk hatıramı parmağınıza takmama müsaade eder misiniz Dedi. ve cevab beklemeden Mü- berranın elini tuttu, yüzüğü par- mağına taktı. Müberra bu hare- keti müteakib yarı şaşkın bir hal- de onu süzüyordu ki daha ilk gün yüz yüze geldiği adam misafirinin dudaklarına doğru uzanan İzzet bir maddeyi okumıya başlar — Aşkımız ebedileşecek değil ilim... Bu kadar terakki ve staj Na- mağı sersemletmiş, olduğu yere 'Tepebaşında (ANNA KARENİN) T ı.ıhıo Halk epereti 9 da (ŞİRİN TEYZE) Macar baleti Pek yakında: ZOZO Dalmaa Halk Üperetinde, Bugün 16 da, akşami — Filmler-Yıldızlar — Klark Gabl'ın Hâtıraları inema meraklıları yalnız meşhur artistlerin resimle- rimi, imzalarını toplarnakla 'a etmezler, / Bunlara sid eşyaları da ele ge- e çalışırlar. Yıldızların ço-| ekleri: eski mendillerin- hatta — kombinezonlarından | kolleksiyon yapanlar çoktur. Çoğu, yaşlı ve zengin olan bu kolleksiyoncular, bunları ele ge- çirmek için birçok çarelere baş vururlar, para da sarfederler. Ayni hal Klark Gabi'in de ba- şına gelmiştir. Gömleklerini yı - kamak, — ütületmek için verdiği gömlekçinin dükkânı — soyulmuş ve yalnız sevimli yıldızın gömlek- akalıkları ve kollukları ça- hınmıştır. lar. 'n, . «Sönen Ziya» | Kipling'in Bu Meşhur eseri renkli olarak Sinemaya Alınacak (Hava zaferi) filminin monta -. Jai bitiren sahne vazın — Vilyam Velman, Santa Manika'daki ıw,.l künde istirahat etmektedir. Buna da hakkı vardır. Çünkü san filim ile tamam dört ay uğraşmıştır. Velman. boş zamanlarında, (Sö-; nen ziya) nın renkli filmini ha - zırlamakla meşguldür. Bu filim için angaje olunan ar- tistler arasında Raymillan ve İda Lüpino vardır. (Sönen ziya) filminin çevrilme- sine sonkânun ortasında başlanar| caktır. FERNANDEL ELEKTRİK SANDALYESİNE OTURUYOR! Meşhur Fransız komiği del, önümüzdeki hafta (elektrik sandalyası) na oturacaktır, Bundan, sevimli artistin idam olunacağına hüküm vermeyiniz. andel, Moris Kammaj'ın beş pa- rası) adlı filimde mühim bir rol almıştır. Bu rol iktazası idamm olu. MALKON KAMPEL SENARYOCU OLDU Otomobil sür'at şampiyonu meş- hur Sör Malkon Kampel, Lon - drada tabolunan bir eserin muhar-| riridir. Holivud sinema şirketleri bu eseri filme almıya karar ver- mişlerdir. Sör Malkon senaryo » yu birzat yazmak - şartile kabul etmiştir. Artist Portreleri u Süzı Prim ve Andre Luge «Centil-| men şoför Alekis..» filminde KIZILAY. BEYOĞLU KAZA ŞUBESİ MENFAATİNE BÜYÜK GALA 9/3/939 perşembe günü akşamı halk operet tiyatrosunda Yunan artisti Mano Filipidisin iştirakile 3 yıldız Büyük operet | Macar Balesi F" Soldan sıra ile: 1 — Dekor maketleri salonu, 2 — Bu tablo, filim şeridlerinin nasıl yapıldığını gösteriyor: (Yukarıda soldan itibaren) pamuk, su, asid Sülfrik mürekkeb bir tertib. sonra kâfuri ve yelâtin kan rıştırılıyor. Şerid haline geliyor. 3 — Fotografların ağrandisman yapıldığı salon Birkaç ay sonra — Berlinde bir sinema akademisi açılacak. Bu; bir eğlence yeri veya yaşlı bir sinema merkezi olacaktır. A « SİNEMA teallik ticari ve sınai şeylerde ih- tısas peyda etmesine de çalışıla - caktır. Akademinin bir de müzesi var- kademinin dalmi 300 talebesi bu-, dır. Burada, sinema hakkında bir, lunacak ve kursları iki sene de- vam edecektir. Burada sinemaya, sinemacılık Ban'atına aid herşey öğretilecek- tir: Mizansen, filim çekmek, ko- | medi, elektrik ve ziya kanunları, makiyaj usülleri, ilâh... Sinema, öğrenilmesi lâzım bir san'atlır. Bunu berkesten evvel Almanlar anlamışlar, takdir et - mişler ve işe başlamışlardır. Akademide talebelere, sinema- cılığa aid herşey — öğretilecektir. Meselâ mizansen kısmına devam | eden bir talebenin, sinemaya mü- SİMONE SİMON Daha - dağrusu, yamuk yumuk, pamuk gibi minimini kedi- ler vardır, insan görünce mutlaka okşamak, sev- Söz söyleyiş de öyle. Tıpkı kedi yavrularının mırıltılarına, miyavlayış- Büyük bir. stüdyonun dahili. Soldaki köşede bir filim sahnesi alınıyor. ) ocuk — kadımı... mek ister... İşte onlar gibi... larına benzer, Ya saçları?.. Dalma perişan, dalma dağınık - tır. Kâh başının soluna, kâh sağına dökül yüksek ve bombeli. Gözleri, kedi yavrusu gözleri Bibi bazan saf ve masum, bazan çekingen ve kor- fikir edinebilmek için her şey tep | hir olunmuştur. Müzenin evrak k... Kirpikleri uzun, pek uzun... rıya doğrü fazlıca kıvrık, Kalın dudakları &: Buhranlı Günlerde Hemen Artan Ve Eksilen şeyler (8 inci sayfadan devam) miktarı vasati olarak her vakit alınmakta olan miktardan 25 mil- yon İngiliz lirası fazla olmuştur. Fakat bundan halkın fevkalâde telişa düşerek herkesin kendi ba- ganın çaresine bakmak için pa rasını kurtarmağa uğraştığı ma- nası çıkarılmamalıdır. İngiliz gazetelerinin dediğine göze evvelâ buhranlı günlerde Fransa ve Âlmanyada halkın da- ha ziyade telâşa kapıldıkları gö- rülmüştür. İngilterede bankalar- dan o günlerde sahibleri tarafın- dan çekilen para 96 5 den fazla de- gilmiş. Almanyada ©4 17 olmuş, Fransada ise 9 26 yı bulmuştur. hazinesinden, kütüphanesinden bahse lüzum yok.. Yalnız birinci kısmı tarif etmek, kâfi: Bir filmin bidayetinden s0- a kadar ne safhalardan geçtiği inüyor, İşte parlak bir tablo: Şeridlerin sureti imalini, sonra dekopajların nasıl yapıldığını can-) h ve herkesin anlıyabileceği şe - kilde gösteriyor. Biri de, bir çalışma plânı. Kü- çük dekorlar, Ötede makiyaj usul-. Hulâsa, sinemacılığın en | leri... . .& o . hani şu ' söyler... , Blini Burnu yuka - Kadınların sarfet! para İn- Tede tica gi t âlemi için pek mühim bir yekün tutmuştur. Se- kadınların | ayakkabı ve nenin bazı aylarında iç çamaşırı, çorab, manto için sarfettikleri paranın | miktarı 40,000,000 İngiliz lirasını | bulmuştur. 1938 senesi ağustos ayında ka- din eşyası olarak — yapılan “&tış | bir sene evvel ayni aydakinden | 1,200,000 İngiliz lirası fazla tut - | muştur. Fakat buhranla geçen ey- | İül ayı zarfında ise kadınların da- bâ az eçya aldıkları, sarfettikleri - parayı süsleri için azalttıkları rinde müstehzi bir tebessüm hi Sesi çok tatlı ve okşayıcı. Fakat yorsanız duyamazsınız. Çünkü yavaş, pek yavaş Halinde bir başkalık, bir şahsiyet yoktur. Ve o- lamıyacaktır. da... çocukluktan kurtulamıyacaktır. Geçenlerde bizzat kendisi: «Oynamak, daima çocuk gibi oynamak İs- tiyorum. Hatta sinemada bile... Sirmone Simon bir çocuktan, yaramaz bir ço- cuktan farkı yoktur. Sinema meraklıkları da onu bu hali için seviyorlar T MART 189 MÜZESİ Bizli sırları, hileleri birer biret öğretiliyor. Büyük bir dikkatle yapılan bir sahne maketi üzerinde, hali fa: liyette bulunan bir grup görü yor. Herkes vazifesi başında: Are tistler, sahne vazıları, rejisörler, ameleler, ilâh. Sonra, denizaltanda ve havada filim almanın muhtelif usulleri, şetfaf aynalarla yapılan hileler.. — —| Mücessem, canlı ve mütehar - rik olarak gösterilen bu şeyler sa- yesinde insan, az bir müddet için de sinemacılığın bütün incelikle- rini, hilelerini öğreniveriyor: Can- h resimler nası! yapılıyor, sahne- ler nasıl tertib ediliyor, ses nasıl alışıyor, öğrenmek — için müzeyl bir saat dolaşmak kâli... eksik — değil... biraz ağır işiti- Kırk beş yaşına da gelse yine » damişti. görülmüştür. 937 eylül ayındaki sarfiyata göre 2,000,000 İngiliz li- rası daha az harcetmişlerdir!. Diğer cihetten inşaat da dur - lüks eşyasının satımı büsbütün durmuştur. Bir de İngiltereye gelen Ames rikalılar memleketlerine döndük- leri gibi Kanadadan gelenler de yerlerine avdet etmişlerdir. Buhranlı haftalarda Amerika- dan İngiltereye seyyah gelmemiş bu yüzden de ziyan edilmiştir. Buhranın devam ettiği günler. de eh ziyade alış veriş maddeleri üzerinde olmuş, petrol üzerinden çok alışveriş gö rülmüştür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: