7 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

7 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Temizlik Mücadelesi Başlıyor Belediye Bir Çok Hazırlıklar Yapıyor Yere Tükürenlerden Para Cezası Alınacak, Çöp Aimak da Yasak ı Yazan: — REŞAD FEYZİ I ehirde temizlik mücadele « nin ilk tezahürleri cad « asılan dolab içindek ki a , Bu afişlerin üzerle- Tindeki temizliğe aid vecizeleri okudunuz mu? Hepimiz istiyoruz ki, İstanbul temiz bir şehir olsun. ., Belediye kadar, diyeden çok, bizim, bu Tin va- T Bunun için d , bel belki yaşıyan ardır enin temizlik mücadele- ana neler yapmak istediğini dir diye 1le temas e- den gazateci arkadaşların ifade- lerine göze, mücadele bilhassa şu Maddelere karşı açılacaktır: 1 — Tükürükle mücadela 4 non, por-| 1 kabukları ile mücadele, Sokaklara atılan tramvay erile dele. Evlerden verilen pislikle, çöplerle mücadele, Büyük caddelere asılmış olan işlerden başka, Belediye sinema- rda da temizlik hakkında rek- lümlar yaptırmaktadır. Bundan a tükürükle mücadele için, ye- afişler hazırlatılmıştır. Bun- d parçaları, T da yakında şehrin cadde ve s0-| Kaklarına asılacaktır. Bu afişleri üymetli karikatürist Cemal Na - | dir, hazırlamıştır. Afişin üzerindeki resim- şöyle - Bir #adam *yere — tükürüyor. i plânda bir mezarlık da gö- YEF Bü'resmin — altında şu dir Sctakları temizlemeğe çalı şan mantakalara sırf bu iş için me - murlar konacak ve yore tükür - düğü görülen kimseler derhal tu- tularak ceza kesilecektir. Tükürmek hem sıhhat namına fena bir şeydir, hem de terbiye | bakımından kötü bir huydur. So- kakların, umumi yerlerin temi tutulması hakkında, mekteblerde | de talebeye propaganda yapıla - | caktır. Talebeye temizlik bahis - | keri etrafında faydalı tavsiyelerde| bulunulacaktır. İstanbulun belli başlı pislikle > | rinden birini de tramvay biletleri teşkil eder. Bilhassa, Taksim, E- minönü gibi büyük durak yerle- rinde kaldırımların üstü, civarı, | atılmış tramvay biletleri ile dolu- dur, Tramvaydan her inen yolcu, ! elindeki bileti gayri ihtiyari yere | temizlik — amelesi iki adım önümüzde çöp kutusu dururken, elimizdeki bileti yine yere atarmıy orum. Fa - kat atarsak, cezası var, Orasını da unutmayın. Bundan sonra çöp meselesi ge- liyor. Evlerin, — apartımanların, ve mağazaların, diğer müessesele- rin çöpleri., Bu çöpler her sabah kapımıza gelen çöpçüler tarafın- dan alıı Yalnız, bizim dikkat edeceğimiz Şe: Çöp kap - larımızın muntazam ulması.. Çün- kü, çöp kapları muntazam ve ka- | paklı olmayınca, rüzgâr vası! sile, kedi, köpek gibi hayvanlar , Hakiyetle, çöplerin bir kıs - ma sokaklara yayılabilir. Nitekim, öyle oluyor. | Eskiden sokakları kirlelen.va - sıtalar arasında, bizsat Bolediye - dı, var atar. Belediye, şehrin — muhtelif | nin çöp arabaları da vardı. Yolda ir tükürük, bi yerlerine konulmak, bilhassa tram zm'erkml bu çürük ve ıskıu ara - | Bilhassa, kimsenin çe tü- | vay durak yerlerinde bulundurul balar mulrmndıyrr: çöp dökerler, kürmemesin! temin için, bu afiş- | mak üzere, yüz tane çöp kutusu | PİS suları kaldırımlara akıtırlı ler de giddetli | dır. Bu kutular da yas| Belediye, Balat atelyelerinde, kontrollar yapılacaktır. Muhtelif aktır. Artık. Wın-_l ıncı sahifede) Si zzmre — — —- — Arasında Kocasını Delice Seven Kraliçe Fena Bir Rüya Görmüştü 1559 sşene temmuz ayında Fran-' MA Kral sarayı halkı büyük bir | hes'e içinde, 2 İnci Hanrinin kızı Elzabetle İspanya Kralı 2 inci Filipin ve Fransa Kralının hem-| Hresi margaritle Savua Dükasının düğünleri yapılıyordu. Fransa ve İspanya ile diğer iki | büyük devlet araşında senelerce harb nihayet bulmuş, sulh 'muahedesi; Kambrezi ” şatosurtda 1 Hanri, harbin nihayet bul-! ”hımı Ççök sevinmiş. hemşiresi- izdivacı münasebetile büyük | | #nlikler tertibini emretmişti. ' Halbuki Katerin dö Mediçi bun- dan hiç memnun değildi. Çünkü feta bir rüya görmüştü. Kocası - | gördüğü rüyayı düşünüyordu. Rin yüzü kanlar içinde... mu-| Kraliçe, kocasım büyük bir ” habbetle, çılgıncasına severdi. zerine titrerdi. Hanri, bu Tüye: gülmekle mukabele etti. Şenliklere, cirid oyunu ile baş- landı. Sarây kadınları pencere - lerden oyunu seyrediyorlardı. Asılzadeler atlarına binmişler - di. Kral, altın işlemeli zırhını giy- mişti. Şahane bir tavırla meydana! çıktı. Sevgilisi, Diyan 4ö Pudi yenin hediyesi. olan bir tüyü: şap-ı kasına takmıştı. Kraliçenin yüreği| sızladı. Fakat ne diyebilirdi? O gün çok heyecanlı idi. Bunun se- bebini bilmiyordu. Kalbi eziliyor- du. Ruhü sıkılıyordu. Boğulacak gibi oluyordu. Mütemadiyen gece| | | | Hanri, Dük dö Möngomeri ile İ mıya başlamıştı. ansaispanya Sulh karşı karşıya geçmiş, cirid oyna- Nasıl oldu. bilinemez, — Dükün attığı cirld, Kralit gözüne saplan-| dı. Hanri, atından yuvatlandı. Bay- gın bir halde sarayâ getirildi, yı tağına yatırıldı. Kraliçe başucun- da diz çöktü, ağlıyordu. Goma çok, sürmedi, Kral bir söz söylemeden| gözlerini hayata kapadı. Katerin öö' Mediçi siyahlar gi- yindi ve bu yünlü elbiseyi ölün- ciye kadar sırtından — çıkarmadı. Hatta kızının düğününde bile.. Katerin dö Mediçi, Fransa Kralı, ile evlendiği zaman onun Madam dö Puatiye ile olan münasebatını, biliyordu. | Bu kadın bir — generalden dul | kalmıştı. Güzelliğile Kralin gön - lünü çekmiş, gözdesi — olmuştu. ldan on dokuz yaş daha bü - ktü. Zeki Katerin, rakibesine galebe çalamıyacağını takdir ett! ve anlamamış gibi davrandı. Diyan, Kraliçeye karşı çok hür- metkâr görünüyor, Kral ile olan münasebatını belli elmemeğe ça-| lışıyordu. Kral öldükten sonra bile bir - | birlerile olan münasebatlarını kes- Bile | | Fakat bund G ŞAKA n DOKTORUN HAKKI VAR: ece, saat on Doktor (. n Y('İ»:fwnu çalıyor. Rahat uykusunu ter- mecbur olan sayın doktor Kak | kıyar, hemen . Pat luyor. ron fena halde rahatsiz © Doktor — Nesi var?... Sada — Bilmem, rengi bembe- yaz, mütemadiyen kusuyor Doktor — Peki, şimdi geliyo - rum... Şimdi. ) nin müessesesi lometre ilerideki dağın eteğinde. Doktor otomobil ile on dakika gidiyor. Hastanın yanına giriyor: — Ey, ne var bakalım? Rahat - sızlığınız net.. — Bilmiyorum, ne oldum?. Ömrümde hastalanmış — değilim. Galiba ölümüm yaklaştı... Doktor; ler, dikkatle müayene eder, sön- hastanın göğsünü | ra başını kaldırır, sert bir nazarla bakar: -— Ha!, — Ne doktor, ne buldunuz? — (Ciddi bir tavırla) vasiyetna: menizi hazırladınız. mı?.. — Henüz lüzum görmedim. — Çocuklarınız burada mı?... Bilmiyor musunuz, doktor Galatasaray Jisesinde dej Tı niçin soruyorsu » nuz?, — Hizmetçiye emir veriniz, no- teri ve çocuklarınızı telefonla he- men buraya davet etsih... Vakit kaybetmeden gelsinler. Ya da ben gideyim, kendilerile konuşayım. Gider, yarım saat sonra gelir. Doktor — Oldu. Meseleyi hal - lettim, ta — (Rengi sapsarı, büyük bir heyecan içinde) fakat, ne olu- yorsunuz, doktor?... — Hastalığım © kadar ağır mı? Kurtulma ümidi yok mu?... Bunun için mi çocuk-| larımın, nöterin gelmesini istiyor- | evvelde 12, sunuz. Söyleyiniz, çekinmeyiniz... Tiki bir - mide dİesadından muztarib - giniz... Dün gece kaç midiye dol- ması yediniz?... — Dokur, on.i: — Bunları hazmedirre bir şe- yiniz kalmaz. O halde çocuklarımı, noteri çağırlmanıza sebeb ne' — Ehemmiyetsiz bir rahatsızlık —a için geceyarısı tatlı uykusundan kaldırdığınız tek budala olmamak! İspiritizme Tecrübeleri için.. KARI KOCA ARASINDA: Bayan — Cicim... Geceleri bor- ladığını biliyor musun?. Bay— Biliyorum ve pek canım sıkıliyor. Bayan— Herhalde benim ka - dar değil... kaynanadan Bıkan Damad elinlerle kaynanalar ara: - sındaki aykırılık meşhur - dur. Damadlarla kaynana- lar arasında da fena bir geçim - sizlik vardır. Bundan bahseden Lir İngiliz gözelesi geçen günü Londrada mühkemeye kadar dü- şen bir meseleyi anlatıyor, Genç adam mâhkemeye müracaatla bir çare aramaktadır. Karısı ve kay- | nanası ile birlikte oturan bu adam demiştir ki: — Kaynanam iyi bir kadındır. Fakat kızının her hareketine ka- rıştığı ve onu tamamile hükmü altına aldığı için çeklimez bir ha- le gel sinemaya gidecek olsam, kayna - nam hemen karışır, kız: — Hayır, der, 'o filme yiniz.“Başka bir filim var, onu gi- dip görünüz!: Karını alarak başka bir yerde ev tutmak İstedim. Kaynanam bu- na da mâni olarak kızımı birak- madı. Hâkim düşünmüş, neticede bu kaynana - damad meselesini hal etmek işinin mahkemeye taallük- etmediğini: bildirmiştir. A ller mi. iştir. Karımla beraber bir | 'BuhranlıGün 8 TELGRAF— erdeHemer T MART 108 Artan Ve Eksilen Şeyler Sınema Tuvalet Ve Diğer Masraflar Harb İhiimalı Çoğaldığı Zamanlar ngiliz gazeteleri şayanı kat bazı rakamlar neşret- miştir. Göçen eylülde Avrupada bü- yük bir buhran oldu. Çekoslo -« vakyanın taksimi ile sona varan bu buhran sirasında İngilterede memleketin Hhayatında görülen fevkalâdelikler gözden kaçar gibi | değildi. Fakat bunu hesab ve ra- | kamla göslerilen netlcelerini o- kuyunca o günlerde İngilizletin tehilkeye düşeceğinden endişe etmvdikleri anlaşılmıştır. En buhranlı gün sayılan 28 eylül de Londrada — 14,665,387 — telefon mühaberesi olmuştur. Teferrüâta lüzum görülmeden, bu hususta Lir fikir edinmek için yalnız şu yarlak miktarı düşünmek kâfi « dür: Londranın vasati olarak mas na ve telefon muhaveresi buhra- nın en merak ve endişeli günleri olan bir hafta zarfında 6,000,000. fazla olmuştur, Londra halkı- sinemayı çok sevdikleri halde o buhranlı gün lerde artık sinema meraklılarının da miktarı azaldıkça azalmıştır. Bunu gösteren şöyle bir hesab var: İngilterede her hafta vasati nlerin mik- iş. Buhranlı eylülde 18,000,000, İ toşrini 4000 kişi. Bu hesaba göre müşterilerin böyle azalmış olması sinemacıla- Tt zarara soktuğu için İngi ge sanayi için bir ziyan te; mişlir. Bu zarar 300,000 İngiliz li- rası olarak hesab edilmiştir. Sonra halkın. bankalardaki pa» ralarını çekmek için müracaat et- tikleri görülmüş ve buhranlı gün- lerde bu suretle çekilen paranın (Devamı 7 tnci sayfada) endr ada Zenci'nin ı şöyle bir İcereyan — edioyr: |Frank Vilyam- is- mihde birisi ile Mis Emlin Dud Fisminde bir kadın Misis Brus ismin- | de bir kadından 400 İngiliz lirası istiyorlar. Mis Emlin Dudun Mis Marjuri Dud is - minde bir hemşi- resi vardı. Fakat bu kadın - ölmüş, kızkardeşi Emlin Dud ile Frank — Vilyama miras bı- rakmıştır. — Fakat iddla — edildiğine göre Misis Bruş | bir takım tesirler icra ederek ölen hemşiresinin para- larına. sahib mıştır. İşe bir ta- kım esrarengiz lâ- kırdılar karışıyor, Cenubi Amerikalı bir de zencl - den bahsediliyor. Müddeiumumi davayı anlatırken diyor ki: — Mis Marjuri Dud 40 yaşla - Ne Kadar Fark Ediyor Şik bir bayan nin Ruhü , Işo Karışınca 400 Lira İstemiş giderken kazaya uğrıyarak yara lanmıştı. Kendisine tazminat olu rak 1,500 lira verildi. Mis Emlir Dud ise bir mekteb müdireisdir. Mis Marjuri Düd yaralanarak te davi altına alındığı zaman Mis Brus gelmiş, kendisini ziyaret el miştir. O zaman Mis Marjuri Du bu kadının fevkalâde bir kuvveti olduğuna inanmış, artık onun te KTT Brus fevkalâde bir takım haller göstererek — gayritabil bir seşli demiştir ki: — Ben Cenubi Amerikalı Gre; Fider'in ruhu ile temas ed e vun, Benim vasıtamla Grey Fider siz. tavsiye ediyor ki yaralanmış ol » manız dolayısile tazminat taleb etmekte ısrar ediniz. kazanacak - sınız. İşte bundan sonra kadın dava © diyor, uğraşıyor, 1,500 İngiliz Iiras tazminatı alıyor. Orada — Lorotla isminde bir hemşire daha vardır i bu kız da tamamile mis Brus'ut tesiri altında kalarak ona inanmış tar, 1,500 İngiliz lirası kazanılınca arıtk büsbütün kanaat gelmiş ve " Conubi Amerikalı — Grey Fidere büsbütün inanılmıştır. Fakat zen cinin ruhu ile Mis Marjuri Dud ismindeki iki hemşirenin arasında (Devamı 6 ıncı sahifede) rında bir kadındı. Geçen sene öl- dü. Kendisi hükümet memuri - yetlerinde bulunuyordu. Bundan birkaç sene evvel bu kadın yölda sir ve nüfuzu altına girmiştir. M . İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: