HÂDİSELER , S kaybetti. Evvelce, seferber- ik mühim bir şeydi. — İnsanın tüylerini diken diken yapardı. Şimdi, seferberlik kelimesine o kadar alıştık ki. Seferberlik bize, artık, Upkı, ekmek peynir yer Bibi geliyor. Gazeteler, İtalyanın da sefer- berlik yaptığını, bir şayia olarak kaydediyorlar.. Zaten, şimdi, dev-! letler, hazarda bile milyonlarca | kişilik ordular bosliyorlar.. Se - ferberlik yapınca ne olacak san- Kİ? Nihayet bir milyon daha mı Gsker toplıyacak... Pekâlâ!. BİN TAYYARE DÜŞMÜŞ, TAYYARE VE SERÇELER SEFERBERLİK — KELİMESİNİN | © eski heyecanını, mir.ni! Son Çin - Japon harbinde Ja- ponlar tamam bin tayyare kay - betmişler. Dikkat ediyor musu - nuz?, Bin tayyare.. Artık tayyare adedi de serçe kuşu sayılır gibi, sayılmağa başladı. Avcılar bile, bir ava gidişte, bu kadar çok kuş vuramıyorlar. Şu, fazla ve yüksek alkollü iç- kilere düşman kesilenler çoğaldı..| Rakının derecesinin — indirilmesi dçin uğraşıp duruyorlar.. Bununla — da kalmıyorlar.. Küçük şişelerle Tâkı satılması da yasak edilecek- miş. Bütün bunlardan maksad, halkın sıhhatini korumak olduğu Mmüuhakkaktır. Fakat, acaba, ak- “ gamcılar ne fikirde? Küçük şişe kalkınca, herkes, büyük şişelere alışmasın?. Bir yirmi dokuzlukla akşamları yasak savarken, İş kırk dokuzluğabindi mi, bütçeden ha- yız bekle.. * Yeni Papa bu ayın 12 sinde taç giyecektir. * Çin - Japon harbi başlaya - hdanberi 1000 küsur Japon tay - yi K * Franko Bilbao belediye rei- sinj, Parise setir tayin etmiştir. * t Vaşingtona dönmüş-| tür. fg9)a 4 Mudanyada tifo — bastalığı | kalmamıştır. & Karadeniz sahillerinde ye - niden yunus balığı avlanmasına we bundan memlekele mühim Arad temin eden balık yağı istih- gline başlanmıştır. ** Fransanın eski Ankara sefiri 'Türkiye hakkında mühim bir kon-| ferans vermiş, memleketimizdeki terakkiyi ve Atatürkü metetmiş- tir. * Elen Veliahdi ve refikası, kı- 8â bir ikamet için Paristen Ber - line gitmişlerdir. v Yunanistan hücum botları ısmarlamıştır. Tarihi Roman: No. 13 — Kâbeyi tahribe Mekkeliler ıe—l bebiyet verdiler. Onun tamiri için çok para sarfettik. Halife hazret-| leri. bu paranın yarısının Mekke- liler tarafından ödenmesin emir buyurdular. — Halife arzularını Mekkeliler memnuniyetle is'af ederler, seyid! Çok makul ve musib bir teibirdir. Halifenin hazinesi bu kadar para sarfına müsald değildir. Mekkeli. ler bu parayı her zaman vermeğe hazırdırlar. “—Shin.hlı:niıımhlndlm düşüyor. Mekkenin en İkönce sizden top- HRE e VE ORİJİNALLİĞİ OTURMAĞA DOYAMIYORUZ F IKUğUK HABE RLEKI Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli KARŞISINDA Son Telgraf 62 NOKTANIN BOZUK OLDUĞU YALAN Dün bir gazete, Etrüsk vapu - Tunun evvelce yazıldığı gibi, 62 noktadan bozuk olmadığını yaza- rak, tekzib ediyor.. Hakikaten, bir vapur 62 noktadan — şartnameye uygunsuzluk edemez. Çünkü, bir vapurda belli başlı 62 kısım oldu- ğunu dahi kabul etmek zordur. 62 nin yarısına da bir diyeceğiniz yok yatf, NURULLAH ATAÇ Şu muharrir ve munekkid Nu- rüullah Ataç ne orijinal adamdır. Dün bir yazısını okudum. Fuad Köprülünün yirmi beşinci hocalık yıldönümü münasebetile, bu kıy- metli âlimin eserlerinden bahse- diyor.. Köprülünün ne olduğunu tetkik ederken, her halde ilk ha- | tıra gelecek şey, onun edebiyat tarihi bakımından kıymetidir. Nu- rülla) Ataç yazısına, Köprülünün gençliğinden başlıyor. 20 yaşında iken yazdığı şirleri okumuş da, gülünç bulmuş.. Be birader, biraz daha gayret €t de, yeni doğduğu zaman nasıl süt içtiğini de yaz.. KAPALI YERLERDE Cumartesi günü öğleyin da - ireler, mektebler tatil olur ol - maz, çocuklar, büyükler, herkes soluğu sinemada alıyor.. Birçok memleketlerde, tatil günleri, açık havada gezmek için iple çekilir. Haftanin altı günü, bütün haya - tımız kapalı — yerlerde geçiyor. Sanki, bu yetişmiyormuş gibi, yi- ne, kapalı bir yer olan sinemaya koşuyorlar..Temiz ve açık hava- ya, neden bu kadar yabancıyız, anlamıyorum... Halbuki, - çoğu - muz, bilseniz, nekadar temiz ha- vaya, açık kırlara, ve yürümeğe mühtacız. — * AHMED RAUF * Yugoslavyada mevkuf Hır - vatlar tahliye edilmektedir. v Hongkongun bombardıman meselesi hakkında aktedilen İn - giliz Japon itilâfı mucibince Ja - ponya, — İngiltereye 1250 İngi Hirası verecektir. Bu suretle İn - giltere - Japonya ihlilâlı halle - dilmiştir. * Kudü, lar olmuş 12 Arbamn ölüsü bulun-| muş ve bir tren yoldan çıkmıştır. * Sovyetler Frankoyu tanı - mamaya karar vermişlerdir. !ıııus'aîıo-—îiııkiyı Kiyon Müzattereleri Yugoslavlar aramzıdaki afyon ticaret anlaşması için üç ay evvel| şehrimize gelerak müzakerelerde Bulunmuş olan heyetin kararile talik edilen — görüşmelere yarın öğleden sonra Belgradda başlana- caktır. Müzakerelerin bir hafta kadar sürmesi ümid edilmektedir. Yazan: CELAL CENGİZ lamağa karar verdim. Umarım ki, bugün bu parayı derhal bize tes- lim edersiniz! Hali! Mütteki öyle bir kapana düşmüştü ki, veremem deşe, bi- raz önce bahsettiği sadakatin ma- nası kalmıyacaktı. On bin dinarı verirse, bütün serveti elinden gi- decekti. Manalı bir tebessümle Haccacın yüzüne bakarak, elini koynuna götürdü. — Size asilemden miras kalmış bir çift tneiyi hediye olarak ge- tirmiştim. Bunların eşini bütün te yeniden kanlı vak'a-| * Arabistanda — bulamıyacağınızı Zannediyorum. j a Sik e A, Mısır Türkiye Ticareti Gittikçe İnkişaf Ediyor 1938 yılı kânunusani ayı için- de, memleketimizden Mısıra, 235 ton palamut gönderilmiş ve böyle- likle 938 yılı içinde palamut ihra- catımız takriben 1400 tona kadar yükselmiştir. Bu miktar 937 ge- nesindeki ihracalımızdan 300 ton kadar azdır. Fiatlar 6-9 sterlin a- Tasında tehalüf etmektedir. Diğer tarafan, yine memleke- imizden Mısıra 170 on odun kö- mürü gönderilmiş ve bir tonu 8 İngiliz Urasına satılmıştır. Bu defa fiatların iki sterlin düşük Oluşu kömürlerin o kadar iyi ol- madığından ileri gelmekedir. İyi cins olan pırnal kömürlerimiz için 10 - 11 sterline alıcı vardır. Ve kömürlerimize fazla alıcı olduğu görülmektedir. Arkadaşlara Teşekkür İntişarımızın üçüncü yıl dönü- münü - tebrik etmek nezaketini gösteren Vakit, Yeni Sabah ar- kodaşlarımıza hasseten teşekkür ederiz, ğği Toros Gençler Birliğinin Yıllk Kongresi Dün Toros Gençler Birliği aza- ları yıllık kongreleri münasebe- tile saat 1445 de Eminönü Halke- vinde toplanmışlardır. Kongreyi eski İdare heyeti reisi Naci Ko - Tay açmmış ve bir senelik işlere ait ruzname okunup tetkik edildik- ten sonra, bazı mali meseleler gö- rüşülmüş ve bunlar hakkındaki teklifler ittifakla kabul edilmiş- tir. W Büüdan başka yeni Cemiyetler kanunu mucibince, -Birliğin eski adı değiştirilerek <Adana Kız ve Erkek Lisesl cemiyeti» şeklini al- mıştır, Nibayet seçim yapılmış ve ye- ni idare heyeti şu zevattan teşek- kül etmiştir: Tıbbiye $ den Ziya Eker, Tıbbi- ye 3 den Münif Etki, Tibbiye 2 den Remzi Bölükbaşı, Hukuk 3 ten Enver Akkoyunlu, P. C. N, dan Adil, eski reis Naci Koray ve Mühendisten Suad Güçlü. — 'Talebenin Bilgileri Sık Sık Yoklanacak Talebenin sık sık derse kaldırı- larak - bilgilerinin yoklanmasına ehemmiyet veren Maarif Vekilli- ği okullara bu hususta bir tamim göndermiştir. Bu tamimde talebe- nin sık sık derse kaldırılmasının; dersine göre yazılı yoklama yapıl- masının, talebenin yoklamayı mü- teakip aldığı notu öğrenmesinin ve talebeye her ders için hazırlık- h bulunmak itiyadının verilmesi- nin pek faydalı olacağı tasrih e- dilmiştir. Dedi. — Bu inciler ancak size lâyık- tır, Seyid! İncinin kıymetini siz bilirsiniz. Haccae incileri eline aldı... Av- cunuz İçinde evirip çevirdi: — Çok güzel... Çok değerli... Teşekkür ederim. İncileri kendi koynuna koy - duktan sonra: — Fakat bunlar, halifenin tarh ettiği vergiyi ödememeğe vesile teşkil etmez, dedi. Bu incilere ma- lik olan bir zengin için, on bin dinar vermek o kadar güç bir iş değildir. Halil Mütteki şaşaladı.. İnci- leri vermekle, vergi mükellefi - yetinden kurtulacağını umuyor- du: — Kulunuzu bu vergiden af buyursanız olmaz mı?. Diyebildi. Haccac gülerek ce - vab verdi: — Eğer halife, bu inelleri gör- İ seydi sana yirmi bin dinar vergi İncileri Haccaca uzatlı: | P O Öyle Nankör - | insanlar Var ki ... Muvakkaten A d gı Elbiseleri Satmı lır | M ükaddes, biraz sinirli görü-i nüyordu: — Şu dünyada öyle nankör insanlar var ki, kendilerine yar- dim edersiniz, iyilik - yaparsınız, $ize teşekkür edecek yerde Lilâ - kis, hiç düşünmeden, zerre kadar vicdan azabı duymadan, ellerin- den geldiği kadar sizi zarara sok-! mak isterler, kötülük yaparlar. Aliye hanımlar, bizim komşu- muüz olduğu için, hatırları kalma- sın, kalbleri kırılmasın,diye on - ların bu dileklerini yerine getir- dik. Fakat onlar hiç utanmadan, sıkılmadan bu oyunu bize oyna- diler. Birinci ceza hâkimi: — Hidise nasıl oldu? Diye sör- du. Genç kadın anlatmağa başladı:! — Bir gün Ahmedin karısı Ali- ye bize geldi. Kocam Nüusretin ye- ni yaptırmış olduğu İâcivert el - biseyi, bir iki saat için Ahmede Vermesini rica etti. Ona: — Kocanın elbisesi yok mu? Neden bizden elbise istiyorsun? Diye sordum. Aliye: — Bugün Ahmedin görülecek mühim bir işi var, halama kadar | gidecek, eski elbise ile gilmek is- | temiyor, dedi. Ve Ahmedin elbi- sesini vermem için yalvürmağa başladı. Ben de komşu olduğu için onu kıramadım ve dileğini yerine ge- tirdim. Aliye biraz sonra tekrar geldi ve bu sefer de kocamın Lir kıra« vatını, şapkasını, iskarpinini ve frenk gömleğini istedi. Onları da! verdim. Aliye bu eşyayı bir iki saat için. istemişti. Halbuki, aradan birkaç | gün geçtiği balde, hâlâ onları ia- de elmiyordu. Bir hafta sonra evlerine gittim; Aliyeye, aldığı şeyleri geri ver- mesini söyledim, o gülümseyerek: — Biz onları sattık, dedi. Geç- miş olsun!.. Şahidlerin dinlenmesi için du- Tuşma başka güne kaldı. MEHMED HİCRET Baro İçtimat Olamadı İstanbul barosu umumi heyeti dün adliyede Ağırceza salonunda toplanarak baro reisinin istifası meselesi üzerinde müzakerede bu- hanacaktı. Dün ekseriyet temin edileme - Miş ve içtima önümüzdeki cumar- tesi gününe bırakılmıştır. Bu içti- mada ekseriyet aranmıyacak, mev- cudla iktifa olunacaktır. lifenin hazinesinde bile yoktur, Bu incileri ele geçiren bir zengi- nin kimbilir kaç bin dinar tuta - rında serveti vardır?. Hali! Mütteki itiraz edemedi... Haccacın gözleri yavaş yavaş dön-. meğe başlamıştı. Kendi kendine: — Kelleyi kurtarmak için iste- diği parayı vermeliyim. Dedi ve © gün Haccaca on bin dinar gön- derdi.' Haccac, Halil yalnız kalmasın diye bir kaç zenginden daha bir miktar para topladıktan sonra, Halili serbest bıraktı, Fakat, pe- şine koyduğu gözcüler kendisini takibden geri durmuyordu. Halil hayatının tehlikeye dü - şeceğini anlıyarak, elaltından ba- şına topladığı kimseleri derhal dağıtmağa mecbur oldu. HACCACIN MEDİNEDE YAP- tarhederdi. Zira bunların eşi ha- | Li S Ve.. Mahkemeler Bıraktığı Rehinleri Geri Vermemiş On Lira Mukabili Verilen Şeyler E mniyeti sulistlmal ettiğin. den dolayı mahkemeye ve-| rilen Saniyenin muhakeme-, sine dün asliye üçüncü — cezada bakıldı. Davanın mevzuu şudür: Kimsesiz bir kadın olan Sebile, | bir müddettenberi Mustafa ismin- de bir şahsın evinde oturmakta - dır. Genç kadın şurada, burada çalışmak suretile iaşesini temin etmektedir. Bir gün Sebileye 10 lira kadar para âzım olur. Gerçi, onun bir aded — beşibiryerdesile , elmas taşlı bir yüzüğü — vardır. Fakat kendisine hediye edildikleri için bunları elden çıkarmak İsteme - miş ve bu kıymetli iğneyi Mus- tafanın karısı Saniyeye rehin bı- rakmak suretile ondan 10 lira al- miştir, Aradan çok zaman — geçmeden Sebile, komşusu Aliden on li- ra borç alarak Saniyeye gölür - Müş ve rehin olarak bıraklığı şey- leti kendisine iade etmesini rica etmiştir. Fakat Saniye onun bu dileğini yerine getirmemiştir. Bu- hun üzerine aralarında münükaşa başlamış münakaşa gittikçe şid- | detlenmiş. Nihayet Saniye ve ko- çası Mustafa, Sebileyi aoğerek so-| kağa atmışlardır. Dün hâdise şahidi olarak Ali ve| karisı Nebile sorguya çekildiler ve her ikisi de Sebilenin lehinde ifade verdiler. Evrakın mütaleası için duruş- ma 8 nisana bırakıldı. —. Sandalı Deviren Motör Bundan bir müddet evvel, E- yüb isminde bir şahsın idare et- tiği «Derya kuşu» motörü, köprü altından hızla geçerken, bir san- dala çarparak, onu devirmiş ve içinde bulunan sandal sahibi Hü- seyin oğlu İbrahim ile Yorgi is- minde bir adamın denize düşme- İrine sebeb olmuştu. Derya kuşu motörü kaptanı E-i yübün muhakemesine dün asliye üçüncü cezada bükıldı.. Maznun mahkemede suçunu İkrar etti ve dikkatsizliği yüzünden bu kaza- mun vukua geldiğini söyledi. Duruşma karar vermek için baç-ı ka güne bırakıldı. işipam * Şamandırada bağlı Alman bayraklı Silorip vapurunda ça - lışan deniz amelesinden Hüsnü oğlu Arif Aziz ve Mustafa vapur- da çalışırlarken düşüp muhtelif yerlerinden yaralanmışlardır. Hazreti Ebu Bekir ve Ömer sü- lâlesinden iki genç, Medine vali- sinin zülmünden şikâyet ederek Şumda oturan halifeye bu vali- nin değiştirilmesini rica etmiş- lerdi. Hacese Medineye varır varmaz valiye sordu: — Seni halifeye şikâyet eden - ler kimlerdir? Medine valisi, sahabenin ve ön- ların torunların aleyhinde bulun- duğu için: — İki baldırı çıplağın sözüne inanarak mı geldiniz buraya?. Dedi ve hiddetlendi. Haccac; — Onları tedib edemedin mi?. Deyince, vali güldü: — Benim böyle serserilerle uğ- Taşmağa vaktim yoktur. Size ya- raşırsa onları çağırıp tedib edi- | niz! | Dedi. Osman ve Hüseyin adlı TIĞI İŞKENCELER.. /— Haccac Medineye ni Ğ gümiştir| iki genci buldürüp - getirdiler. | Haceac bunları gi ! — Halifeyi !Nıl!;;s_»_". Azlık Ve Yabancı Okullar Muallimlerin İstikballeri Meselesi Ekalliyet ve ecnebi mekteblerin- de türkçe muallimliği yapanla - rın mağdur olmaması için Maarif Vekâle.i tedbir alacaktır. Vekâlet! İstanbul maarif müdürlüğüne bu hususta tetkikler yapmasını bil - dirmiştir. Müdürlük müfettişler. den ikisini bu işe tahsis edecek muallimlerin haklarını korumak için ne gibi değişiklikler yapıla - bileceğini tesbit ettirecektir. Muallim mektebi mezunları ec- nebi ve ekalliyet mekteblerinde- ki muallimlerin istikballeri temin edildiği takdirde muallim mektebi mezunlarının rağbet göstereceği tahmin edilmektedir. Sun'i Sirke Yapmış Hıfzıssıhha kanununa aykırı o- larak sun'i sirke yapıp satmaklan suçlu, tuzcu ve sirkeci — Vasilin muhakemesine dün asliye ikinci cezada bakıldı. Vasil suçunu inkâr etti: e— Benim sattığım sirke halis üzüm sirkesidir. Her sirke fıçı - sına şaraba münkalib olmaması için iki üç kilo tuz atarız. Esasen bunu memurlar da bilir.. Tahlil raporunu veren kimya - gerin şahid sıfatile — dinlenmesi için duruşma başka bir güne bı- rakıldı. KISA POLİS HABERLERİ * Şoför Agobun idaresindeki 2226 numaralı otomobil Osman - beyde şapkacıçırağı — Amorfiyana çarparak muhtelif yerlerinden ya- * Maçka meydâfinda 90 'nu- " maralı evde oturan Osmanın ka- rısı Şadan dün akşam üzeri bir yaşındaki çocuğunu uyuttuktan sonra öteberi almak için sokağa | çıktığı sırada mangaldan sıçrayan | kıvılcımdan — çocuğun — Üüzerinde bulunan yorgan tutuşmuş ise de komşuitr tarafından söndürül - Mmüştür. * Galatada büyük Hendek cad-) desinde S1 numaralı dükkânda çıraklık eden Abdurrahman bir para meselesinden çıkan kuvga neticesinde fırıncı çırağı Şabanı ekmek bıçağile kolundan yarala- maştır. * Osman adında birinin idare- sindeki 480 numaralı hususi oto- mobil Beyoğlunda Celâl adında birine çarparak muhtelif yerle- rinden yaarlamıştır. * Liman idaresinin 289 numa- ralı mavnasında çalışan — İsmail mavnanın halatını çözerken aya- ğı kayarak denize düşmüş ise de kurtarılmıştır. * Üsküdarda Paşa limanında 15 numaralı evde oturan Etem kı- zı Seher lâmbaya gaz koyarken Bgazin parlamasile muhtelif yor- lerinden yanmış hastaneye kaldı- rılarak tedavi altına alınmıştır. tiniz? dedi. Derdiniz nedir? Ösman cevab verdi: — Vali yerlilerden fazla vergi aldığı halde, halifenin hazinesine aldığı verginin üçte birini gönde- rip, diğer kısmını kendi çebine a- tıyor. Halk bu yüzden muztarib - dir. Herkes bize müracaat edi - yor. .Biz de derdimizi halifeye bildirmeğe mecbur olduk, Hüseyin de ilâve etti: — Annemin boynundaki mü - cevheratı bile - vergi diye - zorla aldılar. Valinin kullandığı me - murlar çok zalim ve insafsız in- sanlardır. Artık bu zulüm ve İş- kenceye tahammülümüz kalma- d.. Bir çok kimseler hazreti Peygamberin türbesine — gidip: «Ya Resulüllah, başını kaldır da şu çektiğimiz işkence ve ıztırabı gör ve bize acıle diye ağlaşıyor - lar, bt ae SAA İ — Şukatın 28 inci altmış iki — kardinal, on birinci Pius'un ölümü üzerine boş kalâğ Papalığa yeni bir Papa seçmek için Vatikan sarayına çeklidiler Bunun üzerine, on üçüncü asır * danberi devam eden teamül ik * tızası, Konklav ile dünya arasr daki bütün münasebet kesilmiy! Ve yeni Papanın seçimini bildi * ren beyaz duman Vatikan carı * yyının ocağından çıkıncıya kadar altmış iki kardinal mahpus ola * rak kalacaklardı. Bu, on üçüncü asırdanberi sürüp giden bir kâr idedir. Ön üçüncü asrın sonlarıni doğru ölen bir Papadan sonra, hif riçten yapılan tesir ve nüfuz dö* layısile, yenisinin intihabı üç &€ ne gecikmişti. Bunun üzerine Pf palık seçim usulü değiştirildi. S çim hakkını haiz olan kardinallef bir defa içtima eder etmez, Papt seçilinciye kadar dışarı jle mü * nasebetlerinin — kesilmesine V£ hatta üç gün içinde — seçilmediği takdirde kardinallere verilen tar yinin tedricen kesilmesine karaf verildi. Bundan sonra da artık P? paların daha kısa zaman - içinde seçilmesi mümkün oldu. Bununla beraber, bu detaki Bf çimin bu derece çabuk yapılabi * leceğine ihtimal verilmiyordu. Bf| sebebledir ki, 2 mart — perşembt Bünü akşamı Vatikan ocağı bacâ* sından beyaz duman çıktığını gö renler, gözlerine inanmak iste * memişler olacaklardır. Fakat dof ru imiş. İkisi martın birinci güt biri de ikinci perşembe günü yâ” pılan üç seçimden sonra Kardirdİ| Paçelli'nin intihabı için lâzım gö len iki sülüs ekseriyet temin ed miştir. Yeni Papa son ikinci Pi ismini almıştır. Kardinal Paçelli, ölen Papa 04 bitinci Pius'un devlet nazıri idk Yüksek kabiliyeti inkâr edilme * mekle beraber, bu bu* lunmuş olması Papalığa seçlin sine mâni telâkki ediliyordu. Çüf Kü Papalığın uzun tarihinde bt | vazllede bulunan bir kardinalif Papalığa seçildiği görülmemıştif: Sonra Papa on birinci Plus z4 * manında otariter devletlerle Pr palık arasındaki münasebetlerlk gerginliği karşısında politika iŞ* lerile daha az meşgul ve bütüü mesalsini dine hasredecek bir dinalin seçilmesi — bekleniyordu İki otoriter devletin bunu iltizif | ettiği ve bu, mümkün olmadl' takdirde Mussolininin dostluğu! | mazhar oldukları bildirilen To " | rino, Bolonya ve yahud da Na * | poli piskoposlarından birinin (f | tihabından bahsediliyordu. Diğer taraftan Paçelli'nin zetliği bilhassa Amerika, Kansöt Irlanda, İngiltere ve Fransa gi memleketlerden gelen kardinal " ler tarafından kuvvetle terviç © dilmiştir. Bir kısım İtalyan kâf” dinallerinin de bunlara iltihaki'! Paçelli'nin intihabı temin edil! olacaktır. Paçelli'nin intihabı, #f birinci Pius tarafından takib ©İ len siyasette esaslı bir değişil olmuyacak demektir. Çünkü İtaf (ya ile meşhur 1929 itilâfını im ” zalıyan kardinal Gaspari'nin * kildiği gündenberi, Vatikanın ” rici politikası Paçelli tarafındif idare edilmekte idi. Bu on içinde Paçelli, 1931 senesinde İ 'talya ile Vatikan arasında mukavelesinin tatbiki yüzünde? çıkan ihtilâfi halletmiş ve Ro*