——7“——H — OLAN İKİ DEVLET _HADİSELER KARŞISINDA j Son Telgraf — — İSPANYADA ZAMANINDA p 0 — | BİR İsTİFA | | dle İsviçre arasında, mini mini bir | spanya Cumhurreisi Azana ni- hayet istila etti.. Şimdiye kadar | istifa etmediğine bakarak, bü- tün dünya, onun bu pişkin hareke- fine parmak ısiriyordu.. Yine akıllı adammış.. Tam za- Çünkü, biraz dâha gecikseydi, tıpkı Habeş İm- paratoru Negüs gibi, muhayyel — bir memleketin Cumhur reisi ola- çaktı. HARB HALİNDE Mütevefla Avusturya bududu devlet var. Bu — devletin ismi; — Liechtenstein'dir. Hükümdarı da | prens Fransuva Jözeftir. 1866 se- | nesinde Almanya ile Avusturya a- rasında zuhur eden harbe, bu mi- ni mini devlet de iştirak etmiş, fa-) kat, 1866 yılında Almanya ile A- Wusturya arasında sulh yapılırken, bu küçük devletin de sulh müza - kerelerine iştirak ettirilmesi unu- tulmuş.. O günden bu güne kadar, bu minimini devlet, nazari ve res- | Mi bir surette Almanya ile hali harbde bulunuyormuş.. Nihayet, bu karikatür devletin hükümdarı bu harbe (!) bir niha- yet vermek için, dün, yanına iki hazırını alarak Berline hareket etti. Şimdi, iki devlet arasında sülh ( müzakereleri cereyan edecektir. Bu sulh müzakeresine ve hali harb hikâyesine ne dersiniz?, tetkikler yapmış, görmüş ki, hay- vanların evlilik hayatında a en ideal kocadır. Aferin arslana. Demek, kocalık bakımından da en kuvvetli imiş.. Arslanm insanlarla mukayesesinden, hangi tarafın le- hin: bir netice çıkar, bilmiyoruz. Fakat, bize öyle geliyor ki, arslan kocalar gittikçe azalıyor. SEVDİĞİ KADINI aa ayen aa VURAN ADAM Bir adam, sevdiği kadını taban- ga ile vurarak öldürdü. Sebeb, ka- dının yüz vermemesi imiş. Daha doğrusu, adamcağız, şümdiye ka- dar kadına binlerce lira para ye- dirmiş. Kadın da yüz çevirince - paraların süyunu çekmiş olduğu anlaşılıyor - âşiık kızmış.. Birader ne diye vurursun.. Mademki, bü- bundan sağlam banka olur mu' 'Yalnız, kadın öyle bir bankadır gabı cariyi kesmek olmaz.. | PEYNİRLERİN SÜTÜ NEDEN BOZULDU?. ——— Bozuk yiyecek — meselesi yine mevzuu bahsolmağa başladı. Ba- kırköyünde sucuk ve peynir yi « yena beş kişi zehirlenmiş.. Demek ki, artık peynir de yememeli.. Su- cuk, pastırma faslını biliyorduk. Çünkü, onların sabıkası - vardır.. Fakat, peynirlere ne oldu?.. On - ların da mı sütü bozuldu?. Hal- İDEAL KOCA ARSLAN İMİŞ Bir Fransız tabii; âlimi uzun buki, peynirlerin İstanbulda satı- lan sütlerden yapıldığını hiç duy- mamıştık.. AHMED RAUF nÜÇÜK HABERLEHK * Belediye kooperatif terziha- nesi birkaç güne kadar derhal faa-| ölmüştar. YUT (*& Serseri bir şamandıranın Bo- Bazda dolaşmakta — olduğu haber verildiğinden alâkadarlara müte- yakkız olmaları bildirilmiştir. * Karayej . fırtınası — başlamış| geleri hâberlere göre denizde ha- wanın sertleştiği anlaşılmıştır. * Değerli ressamlarımızın eser- leril süslekecek olan daimi sergi yarin açilâtaktır. * Almanyadan mühim miktar-| da damızlık Merinos koyunu ge- * Sivil havacılık anlaşmasını Londradaki içtimada bulunan kır) devletten SEL N Daaişan * Amerika hükümeti etmektedir. almaktadır. *& Nazırlar meclisi istifa eden İspanya Cumhur reisinin yerine termeğe kararvermiş tir. Mareşal Petarinin üç ay müddetle Franko hükümetine elçi gitmeğo rü: tün paralarını kadına yatırmışsın,| ki, mütemadiyen almak ister.. He-l kabul etmiştir. Filistin meselesine karışmıyacağını ifade * İranVeliahdi İngiliz Kralına aid yatla İskenderiyeye doğru yol' Martinez - Barrio'yu namzed göz- * İyi haber alan Paris mehafili Metrük Çeşme İhtilaf Belediye Bunları Derhai Kaldıracak İstanbul Belediyesi ile müzeler umüm müdürlüğü arasında met- rük çeşmeler yüzünden ihtilâf çık- miştir, Şehrimizde iki yüze yakın metrük çeşme mevcuddur. Bunlar- dan bilhassa Kırkçeşmeler meş- hurdür. Çeşmelerin tamiri Bele- diyeye alddir. Cami harimindeki çeşmeleri bile Belediye tamir et- mekle mükelleftir. Camiler evkaf idaresi tarafından birkaç seneden- beri tamir edilmekte, fakat cami harimindeki çeşmeler metrük b takılmaktadır. Camilerin güzelli- Bini bozan bu halin önüne geçil - mesi ve çeşmelerin tamir edilmesi| müteaddid defalar müzeler ida - resi tarafından Belediyeden isten- mişti. Tahsisatsızlık yüzünden bu gibi çeşmeler şimdiye kadar tamir edilmemiştir. Sıhhiye Vekâleti, metrük çeş- me yalaklarının pisliği tevlid et tiğini tesbit etmiş ve İstanbul Be- lediyesinin ehemmiyetle nazarı dikkatini celbetmiştir. yalaklı — çeşmeleri kaldırmağa karar vermiştir. Mü - zeler idaresile ihtilâf da buradan | | çoğu tarihi - olduğu için tamir c mesini istemektedir. Halbuki Be- lediye buların pislik tevlid etti - Bini ileri sürerek kaldırılması ci- hetine gidilmesini arzu etmekte- dir. 'Yakında Valinin iştirakile mü- zelerde bir toplantı yapılacak, ih- tilâfın halli cihetine gidilecektir. Denizbak'tan Çıkarılan Memurlar | k İkramiye Verilecek mi| Denizbanktan çıkarılan memur- lara birer aylık nisbetinde ikra- miye verilmesi hakkındaki talep- ler , artmaktadır. Denizbank ka- nunü Mmucibince mezkür mües - sesede bir sene hizmet etmiş o- lanlara bir maaş nisbetinde ikra- miye vermek iktiza etmektedir. çıkmıştır. Müzeler ndaresi metrük lerek muhafaza edil- Kaldırılıyor, Çıkanlara| Bu hususta henüz kat'i Lir karar verilmemiştir. Verilen haberlere 0 Bana Hiyanet Ettil. Hakikate — İnanmak Meeburiyetinde Kaldım ! ğirceza hâkimi sualini tek- rarladı: — Onları niçin yaraladın? Suçlu Sami, ağır ağır başını kal-| dırdı, hâkime baktı. Ganç adamın | yüzü pancar gibi kızarmıştı. Ası- biyetten her taralı ltriyordu. Ga-| yet yavaş ve bitkin bir sesle: — İfade veremiyeceğim! dedi. Reis, hayretle sordu: — Neden? — Çünkü biraz sinizliyim!.. Sami, yine başını önüne eğdi, bir müddet düşündü. Sonra hâki- me — Üsküdar mafkemesinde ver- diğim ifadeyi okuyun, dedi. Refik Omay, bir müddet evrakı, gözden geçirdi, sonra dosyadaki kâğıdlardan birini çıkararak oku- mağa başladı: e— Muhibbeyi yirmi senedenbe-! ri tanıyorum. Onu ta küçük yaş- tanberi seviyorum. Fakat bazı se- bebler dolayısile kendisile evlene- medim. Hayatımı başka bir ka - dınla birleştirdim. Bununla bera- ber, hâlâ onu seviyorum. Mes'ud değildim, çünkü, o benden uzakta idi. Nihayet karımı aldım. Evlilik hayatımızım birkaç yılı çok iyi geçti. İkimiz de hayatı - mızdan memnunduk. Fakat sonra karıma ne oldu, anlıyamadım: Mu- hibbenin eskisi gibi beni sevme- | diğini hissettim. Karım artık ben-| den soğumuştu. Çok geçmeden de| bunun sebebini öğrendim. Moğer karım, Memduh isminde bir zalı seviyormuş!. boşadım, onu Üraam say eei z mez, edemez. O kocasından başka- sını sevmez, sevemez, buna im- kân yoktur, delim. Fakat günün birinde bu acı ha- kikate inanmak mecburiyetinde kaldım. Karım evimden kaçlı. Hâdise günü, vapurla Beylerbe- yine geliyordum. Karımı sahilde | yarı dekolte, gezinirken gördüm. Yanında da onu Memdüh Beyle | tanıştıran 0 uğursuz kadın, Asiye | vardı. Muhibbenin böyle açık sa- | çık dolaşması, beni pek mütcessir Kapının | liyeye teslim edilen | Gece Yarısı Eve Girmiş ilit Halkasını Çeip) Çıkararak Kapıyı Açmış Bundan bir kaç ay evvel, gece yarısı Cemal Sahirin evine gire - zek, bazı ev eşyasını çalan, fakat bilâhare yakayı ele vererek, nd- Mukadder, rının mühake - | Muzaffer ve H Dünkü duruşmada müddelumu- | mi şu iddiada bulundu: « —Maznun mükadderin Cemal Sahirin evine, kapının kilid hal kasını çekip çıkarmak suretile gir- diği ve bir suç işlediği, gerek ken- disinin açık ikrarı, gerekse âmme şahidlerinin yekdiğerine uygun i- fadelerile sabit olmuştur. Suçlunun hareketi Türk ceza ka-) nununun 491 ve 522 inci madde - lerine uygundur. Ona göre cezası- nn kesilmesine ve — Muzafferle Hayrının da Mukaddere yardım ettiklerine dalr hiçbir delil mev- cud olmadığından bunların da be- ractine karar verilmesini isterim.» Duruşma karar için kaldı. ğ Kendisine Memur Süsü Vermiş Kendisine polis memufu $ vererek, pazar günleri dükkânla- rını açık bulunduranlardan, para almak surotile dolandırıcılık ya - pan, maruf dolandırıcılardan Ha- lidin muhakemesine dün asliye i- kinci cezada devam edildi. Dünkü duruşmada, mahkemeye gelmiyen şahid Muzafferin, evrak arasındaki ifadesi okundu: sua gAlayesın hir nazar dükkânı- den Kernal olduğunu söyliyerek, pazar günü çalıştığımdan dolayı benden 3 İira ceza aldı.» Diğer şahidlerin de sorguya çe- kilmeleri için duruşma bu ayın 16 sına bırakıldı. isü KISA POLİS HABERLERİ Hükümet ve Belediyeler Köylerde Dogum_ İngjl_lere'nin *.(eı_ıi VMaziyek SA Bu Hususda Tedbir Alıyorlar Hükümet, köylerde doğumu art- vermediğinden İngiltere ti, Filistin hakkında ettiği bir proje İleri si rar iştir. Londrax haberlere göre bu pro: | yeti şudür; <Filistindeki mandaya nihayet vermek y riyetinin kontrolu altında bir dev” let kurmak. İleridi tiklâl vermeyi düşü Yuvarlak masa mümkün olan yerlerde mekteb - deri açılmaktadır. Sıhhiye Vekâ - leti İstanbul için de böyle kursa kabil olursa mekteb açılma- | yaç göstermektedir. İstan- meşgul olmaktadır. Ev- 'elâ mekteb açılması imkânları | * :rınıc k, kıb:nhımıdıgı takdirde| Mmüsbet bir netice vern kurs açılacaktır. İstnbul sihhiye | günden anlaşılmıştı. Çün nüdürlüğü Belediye sihhiye mü- | lar, mandanın kaldırılmasını. g dürlüğü ile müştereken çalışmak-ı tine istiklâl f't'"îm*’—- ve Yahül tadır. | muhaceretinin menedilmesini istt Vilâyet köylerindeki doğumla- iler. Bugün Filistinin bir milyof rın ne şraft altında yapıldığı tesbit dört yüz bin nüfusu vardır. mı;; edilecek, doğum işinin normal şek-| ların da bir milyonu Arab di le sokulmasının kurs açılmadan | YÜZ bint Yahudidir. Arablar bü evvel teminine çalışılacaktır. Bu | dört yüz bıı: Yahudinin yalnız & hususta vilâyet bir istatislik vü- kalliyet haklarını tanımıya H:ur cude getirecektir. — Belediye reis dular. Yani bu teklife göre, ı1' muavinlerinden Rifat Yenel köy | tin idaresinin mahiyeli ne "h:i,ı idare heyetlerile bizzat temasa geç- olsun, mı;mlelfmıe Ar:.bılır ki Z miştir. Para temin edildiği takdir- | *kseriyeti teşkil edecekler. Yal çi dorhal geçi- | diler de ekalliyette kalacaklardif: n açılmasına derhal geee | L L D an Yahudiler maf? danın tatbikını ve geniş ölçüde hudi muhaceretine müsaade Terfi Eden Hakimler mesini istediler. Bu suretle Yahi” diler ekseriyeti kazanarak Arai” lar ekalliyette kalacaklardır. VE Adliye Vekâleti, hâkim ve müddeiurmumilerle, hâkim sını - fından sayılanlardan — terfilerine böyle ekalliyet vaziyetine düşü? onlar da Arabların haklarını W | mımıya razı oldular. Biribirine bu derece zıd olan F hâlen kazal ve inzıbatt bir mâni | görüşün telifi mümkün olmam olmıyanların 939 şubat nihayeti- | tır. Ve İngiltere de mutavassıt ” ne kadar terfi müddetlerini biti- | çekil olarak yukarıki formülü il€ receklerin isimlerini meslek sınıf- | sürmiye karar vermiştir. İtiraf € larıma göre tesbit etmiştir. mek lâzımdır ki birkaç — satırl Bu tosbit edilen esasa göre bir | yazı ile ifade edilen bu formü liste neşredilmiştir. Kendilerini | mahiyeti müphemdir. Mandi terfle şayan gördükleri halde bu listede isimlerini bulamıyanlar bir. Ay zarfında Adliye Vekületinde müteşekkil ayırma meclisine mü- nihayet verilerek «Arabların trolu altında bir devlet» kurül yacaat edeçekler ve haklarını arı> —— | makla beraber, bu devlete &! Ortaköyde Değil ileride istiklâl verilecek. Haf dahe müphem hir ada ila zit xâX verilmesi ileride düşünüleoi” Bununla beraber bu yeni kaff| rın Yahudilerden ziyade Aral Bakekönl. lehine olduğu anlaşılmıştır. Çöf| Bakırköyde Lir eczane sahibinin mahkomeye verildiğini yazmış ve tafsilâtımı dercetmiştik. Bir sehvi tertib hatası olarak «Bakırköy» ye- rine gazetemizde «Orlaköy» çık- kü teşkil edilecek olan devli mıştır. Keyfiyeti tavzih ederiz. mahiyeti ne olursa olsun, Filisti de Arab ekseriyeti muhafaza lecektir. Bugün — Arablar için # âcil olan mesele de budur. İngiltere, Balfour beyannamt sile Filistinde bir Yahudi y kurmaya çalışmıştı. Bu teşebbi * Taksimde Feridiye caddesin-| Arabların muksvemclile tatbi * Süleymaniyede 13 numaralı tirilmesine karar verilmiştir. * Gümrükler — Vokületi, bazı olduğunu bildirmektedir. göre Barikanın fen beyeti de lâğ- | elti. Çünkü nihayet daha karım | € 24 numaralı Zaranın evinden | Osmanın dökümhanesinda çalışan| edilemedi. Bunun üzerine, İngil — ma çıkarmak kadar manasızlık 9- — kadar kuvvetli ve gümrük şubelerini lâğvetmiştir. * İngilterenin Hindistan Nazırı vermiş olduğu beyanatta İngilte- ve hükümetinin Almanya ile bü- | tün meseleler üzerinde görüşme- ğe âmade bulunduğunu söylemiş- tir. * Bulgar Kralı — Boris husust trenle Belgraddan Sofyaya gel - miştir. * Japon İmparatoriçesinin bir Eşyalarımız. Gidiyor Nevyork sergisinde Türk pavl- yonunda teşhir edilmek üzere Konya, Ankara müzelerile İstan- bul asarıatika, Topkapı ve Türk islâm eserleri müzelerinden ay- rılan yüzü mütecaviz kıymetli e- serleri cumartesi günü Amerika- ya gönderecektir. Bu eserler ara- sında çok kıymetlileri bulunmak- kızı dünyaya gelmiştir. tadır. Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli | o. 11 Rüya gören mücahid de Hacca- ca rüyasından bahsedince, kuman- Tarihi Roman: » yağmmur dinince bütün orduyu bir araya tophyarak ; e— Siz bilmiyor musunuz ki, Te- hame arazisine datma yıldırım dü- şer? Bugün bize tesadüf eden sa- ika, yarın hasımlarımızın üzerine | de inebilir, Butosadüflerden ma - [ | lur mu?» Yolunda bir hutbe irad ederek, askeri teşkine çalışmıştı. Haceae, hiçbir sahnesinde o günkü essir bir nu- Yazan: CELAL CENGİZ tuk söylememişti. Bu hitabeden teessür duymuyan bir ferd yoktu. Haccaca atıp tutanlar bile o gün susmuşlardı. ü Garibdir ki aradan bir gün bile geçmeden, ayni bulutlar Mekkenin üzerine çökmüş ve İbni Zübeyrin askeri üzerine dahi - hem de bir değil - iki yıldırım düşerek birçok kimseleri öldürmüştü. Bu tesadüf üzerine, Haccac, as- kerine: — Gördünüz mü? Ben size dün,| bunun böyle olacağını söylemiş- tim. Eğer Allah — işizi bu yüzden cezalandırmış olsaydı, Mekke üze-i Nevyork Sergisine vedilecektir. irğRĞiş Kadıköylülerin Dilekleri Kadıköy, Haydarpaşa ve Ana - dolu yakası ile Adalarda iakmet eden halk, Denizbank - idaresine müracaat ederek Şirketihayriye - ihdasını istemişlerdir. tadır. | rine bugün yıldırım düşürmezdi. Dedi. Bunun üzerine Haccacın aakeri fikir ve niyetlerini değiş - tullah) « şiddetle tahribe devam ettiler. Yıldırım hâdisesinden — sonra, Haccacın askerlerinin fikri birden-| bire değişmişti. Yağmurlardan hu-; sule gelen seller Mekke kapılarını tahrib — ediyordu. O yıla kadar Mekke civarında bu kadar şiddetli bir yağmur yağdığı görülmemişti. Haccac: — Bu ceza, bize değil, onlara a-| iddir, dedi, çünkü onlar şehir ka- pılarını kapamak suretile Kâbe - nin tahribine kendileri sebebiyet vermiş oluyorlar, Şu sellerin yap- ftığı tahribatı görüyor musunuz? x- ABDULLAN ZÜBEYR'İN BAŞI Abdullah Zübeyr askerile Mek- şöyle bir kanaat ileri sürmekte - dirler: Eğer hükümet bu muave- nin yaptığı gibi tenzilâtlı karneler| Bu müracaatlar tetkik olunmak- tirekek tekrar mancınıklarla (Bey-| sayılırdı. Onları çarşı içinde gördüm. Ka- rım, galiz küfürle bana hakaret etti. Ben de artık dayanamadım. Onu muhtelif yerlerinden yarala-| dem. Bu sırada arkadaşı Asiye de bana söğüp saymağa başladı. Göz- lerimi kan bürüdüğü için irademe| hâkim olamadım, şuurumu kay - | bettim. Ve kanlı bıçağımı Asiye. nin bir kaç yerine sapladım..> Duruşma başka güne bırakıldı.. MEHMED HİCRET | keden çıktığı zaman, Haccarın or- dusu üzerine, iki koldan hücum etmişti. Birinci kola Said isminde bir mücahid kumanda ediyordu. Sald, ilk bamlede, sert kayalara çarpıp dağılan rüzgürlar gibi, bir anda mağlüb ve perişan olmuştu. Saidin arkasından yelişen Ab- | dullah bin Zübe » (Hacun) önle- rinde Haccacın ordusile cenge tu- | tuştu. Haccac «Cebeli Kabis» den or- düyü idare ediyordu. Malyetin - deki zabit ve kumandanlara: «— Abdullahı diri olarak geti- rveceksiniz!e Emrini vermişti. Fakat, asker- ler arasında Abdullah Zübeyre diş biliyenler çoktu. «Bu mel'un herif, bizi aylardanberi burada uğ-| raştırıyor. Kapıyı açsa da şehre girsek ve kâbeyi tahrib etmekten | kurtulsak olmaz mi?» diye atıp | tutuyorlardı. yangın çıkmış İse de sirayetine meydan verilmeden söndürülmüş- tür. * Bomontide Kır sokağında Se- lâmi Yalçının — oturduğu evden yangın çıkmış — sirayete meydan verilmeden itfalye tarafından sön-; dürülmüştü; * Vatman Alinin idaresindeki 95 numaralı tramvay ile şöför A- Tinin idaresindeki kamyon Os - manbeyde çarpışarak her ikisi de mühim surette hasara uğramış - lardır. dullah bin Zübeyri diri olarak el- | de edemiyeceğini anlamıştı. Ab- dullah ile başlıyan harbin üçüncü günü askere şu emri verdi: «Halife hazretleri, asi Abdul - lahi diri olarak görmek İstiyor. Kendisini canlı olarak ele geçir- meğe muvaffak olanlara, Abdul- Tahin başı ağırlığınca gümüş he- diye edilecektir.. Haccacın bu ilânı üzerine, cep- hede harbedenler Abdullah bin Zübeyri diri olarak ele geçirme- ge çalışıyordu. Fakat, ne yazık ki, harb çok sür- medi, Haccacın kuvvetli - ordusu önünde dayanamıyan Mekkeliler çarçabuk mağlüb oldular ve bo- zuldular, Haccacın askerleri, Ab- dullahın adamlarını kılıçtan ge- Mehmed adında bir genç dözküm ocağının patlamasile muhtelif yer- lerinden yaralanmış hastaneye ka-l, dırılarak tedavi altına alınmıştrı. * Kısıklıda Nazır adında n taş ocaklarında çalışan Emin oğlu Mehmed adında bir amele âni o- larak patlıyan dinamitle muhte- Hf yerlerinden yaralanmıştır. * Şoför Serkisin — kullandığı 3424 numaralı kamyon büyük Lüngada oturan — Karebet oğlu Haçik adındaki çocuğa Çarparak muhtelif yerlerinden yaralamıştır. tere Peel komisyonunun teklif tiği projeyi tatbik ederek Filisi Arablar ve Yahudiler — arasıl taksim etmeyi düşündü. Bu da P| iki unsurun mukavemetine © kaldı. Şimdi üçüncü şıkkı f etmiye ve Filistini Arablara bE| rakmıya karar vermiştir. Bu & da tahmin edileceği gibi, Yahud lerin itirazlarile karşılaşmıştır. listinden gelen haberler, Yahuf | derin Arablara karşı ayaklandık| larını bildirmektedir. Binaenal dün İngiltere, Arablara karşı hudileri himaye ederken, Yahudilere karşı Arabları müğf faa etmek mecburiyetindedir. gilterenin Filistindeki vazifesi de gıpta edilecek bir vazife deli dir: Yahudileri Arablara karşi: rabları Yahudilere karşı, mut! Arabları müfrit Arablara, mutf” dül Yahudileri müftir Yahudil (Devamı 6 ıncı sahitedi bir kargıya takarak şehre girince, bütün sokakları dolaştı. Mekkeli- ler Abdullahın başını gördükten sonra, Haccacın önünde eğilip: <Hoş! geldin, koca Fatihi» demişlerdi. Mekkeliler bu unvanı ilk defa Hac- caca vermişlerdi. Haccac — Mekkeyi — zaptodince, Abdullahın kesik başını halifeye gönderdi. Ve halife, bu başı ge- tiren zabite yüz dinar ihsan verdi. MEKKENİN ZAPTINDAN SONRA, Haccac Mekkeyi zapt (1) ettik- ten sonra, halifeden aldığı emir zerine, kâbeyi yeniden tamir et- tirmişti. Haccac, kâbeyi, yeni yap- tırdığı kâbeyo behzetmek için, bir çok yerlerini yıktırarak yeniden çirerek Mekkeye girdi. Ve Abdullah Zübeyrin başı ke- silmiş olarak (Hacun) da herb meydanında bulundu. Haccac bunu haber alınca, Ab- Ordu, Abdullahın kesik haşını l ve daha güzel üslübda inşa ettir- miştir. (Devamı var) |— © Hieri ? yılının silhiccesi sonlarında. Adamım biri yelpaze satıyormut. Yadan geçen bir yoleunun hoşuna maiş, bir tane almış.. Evinde yelpast İr