Tefrika Numarası : 40 Bir Müfreze Kayığa BoşSandıklarl: Yükleterek Denize Açıldılar Bu Suretle Suyun Üstüne Çıkacak Tahtelbahirleri Pusuya Düşüreceklerdi . Bahtiye Nezareti celilesine a":fı'mırada muzır faaliyetlerine| di eden düşman tahtelbahir- ihin malümu devletleri bulunan pa çotrsa - Mudanya hattının to-| futulması keyfiyeti — üzerine Udanya halkının fevkalade te- düştüklerini badelârz donan- __:3' hümayunun meşguliyeti ke-| ::;': bı aen burada — mahfuz gelnan Ziya Şakir (1) Bey ile :::::aımaun Hüsnü ve diğer za- mey © bu tehlikeyi bertaraf et- baç gaddedinde tedabir ve terti m'“ıhn ettikleri berayı malü- ** arzolunur. Şöyle ki: b Udanya halkile civar sevahil seçailln bu beliyyeden istihlâs vo| ahtli mezkürenin emniyetini 1 babında ittihaz edilen te- arasında isimleri zikredilen YA Şakir, Hüsnü ve diğer Ziya 'nır:ı::: delâletile bir gönüllü edilgiçeir takib müfrezesi teşkil Te nıza: bildirilmiş- | dabir Ziya mal hıî:,,",,"”"“' düşman tahtelba - | özle 'ııı kesretle cevelânda bu - havalgiart Mudanya, Erdek. Biga ımmdımıe büyük bir kayığa boş af yükleterek denize açıl- Tahtelbahrin eşyayı sellüş v*ıllla zehabile yaklaşa - n & Alelüsu) baş vurduğu su- Tib v Çıkarak tevkif ve tah- süç Yoluna gideceği sirada me; ür fedailer hâmil oldukları ı—o—, Blüri birlikte tahtelbahre atma- :-" Ve sandıklar arasında $i i_"’ diğer arkadaşlarının da yar- bağlle imkân bulunursa — tahtel- | hahri esir veya imha etmeği der- $ etmektedirler. Hbu tedabirin faydalı — olacağı &nla ide denizcilerin tasvibi ile| a tilmış bulunduğundan keyfi- da - | _::-'ı Zati li nezaretpenahilerine| a OA ve müsaade istihsaline mü-| “Seret olundu.. Olbabda... | Buraç Fi 22 kânunuevvel 332 | SA valisi namına mektubeu| Şeret Vasıt Ça Bey raporu okürken na- Yevi Bözleri önce irileşti, sonra Bilç * YAVaş bir tebessüm istilâ - -Mu'!mııluıdı. Okuma — nihayet Paşa sordu. — Bunar d Ş K Ükç lenize açılmışlar de “V!;ıı:ıw irattan öyle anlaşılıyor ka ’::;'Usulzn de istizanda bu- © Bvet paşam! | Mişti, 'a Paşa birdenbire keyiflen- Z €vvel Harbiye Nezare- iver paşa ile münakaşa et- kilinin Ve genç başkumandan ve- Valtak, Mahzurlu gördüğü, mu - Göğm îl:e değil fenalığa yol aça- Yeğkilüm Tİ sürdüğü —deniz milis 1 iki gündenberi faaliyote b e tikleri &e k*î:: bulunuyordu. İşi daha per- İhtinga eX teşarükde bu hâdisede munî"“' Müracaat etmek lüzu- t "dı_.vın sakallı nazır neş'eden "“&u;n bir sesle Vasıf Beyle ko- Veri, *Ki Bu hareket bir netisel İT Mi dersin? — aa Eibi paşam? Dik , Aütelbahir avlamak için tat-| R;“_Jı:dıınn bir sistem midir?.. u “—;; ursa faş'da görülür mü?| Bözüç y0 bareketlerin — denizcilik dz> . TEkikinde mahzur var mı- Vazı M Bey omuz silkti: tir, Ve, Uhakkak ki faydalı bir iş- Böksap, ©N pratik sistemde vasıta Sihdan başka tahtelbahir ta-| (D aü ği yi Zi İtharrir arkı üstı ö gekyarir eri ud_;m; üstadi | kabine teşkil edilmiş olması ve kib ve tahribinde kâfi denvcd_e tecrübe edinmemiş gemicilerüni- ze büyük bir yardım mahiyetin- dedir. — Alâ., Hiç bir mahzur yoktur demek! — Tabil paşam! — Kabili icradır da sonra., — Evet., Cemal Paşa keyifli keyifli oda- da dolaştı, salonun Halice bakan geniş ve çift çerçeveli penceresine! sokuldu, - gözlerini sarı, bulanık sularda dinlendirirken mırıldandı:! Mahzuru bulunmayan, kolay- hıkla tatbiki mümkün olan bu ha- rekete niçin müsaade edilmesin? Vasıf Bey atıldı: — Esasen paşam meşbur söz - dür; Elharbü had'a! Muharebe hi- le demektir. güreşle harbi bir tu- tanlar, denizde, tıpkı — minderde imiş gibi dengini arıyan, ayni şart-| lar içinde ve ayni kaidelerle gü- reşen iki pehlivanın hareketi na- diren tatbik edilir. Ucu muvaffa- kiyete varacak bir tedbir iyi ve yerindedir bence! — Bence de öylel. Sustular.. Vasıf Bey raporları işaret etti: İ Paris'le Ne İstiyor ? (4 üncü sahifeden devam I ğer taraftan Cumhuriyetçiler tarafından Madridde teşkil edil- miş yeni bir hükümet vardır. Yı karıda dendiği gibi bu hükü: bugün İspanyanın ancak beşte bi- rini elinde tutabilmektedir. Fakat Madridden Avrupa gözetlelerine verilen malümata göre Başvekil Negrin tarafından ne pahasına - lursa olsun mukavemet için ka « rar verilerek ona göre kendisile boraber çalışacak kimselerden bir Cumhuriyet İspanyasında “iyi bir tesir hasıl etmiştir. Başvekil Negrin kı e be- raber çalışmak istiyenlere şöyle demiştir: — Bugün vahim bir vaziyel var ki hükümetin etrafında tam bir- lik olmasını icab ettiriyor. Bu bir- lik sözle değil, filiyat ile olacaktır. Mületin arzusunu temsil eden hü- Kümetin siyaseti yegâne siyaset | olmalıdır. Negrin bu suretle kı- | saca yeni kabinesinin battı hare- ketini tayin etmiş olmaktadır. İs- panyadaki bugün mevcud olan İ- ki hükümetten birini tercih ede- vek münasebatı ona göre yeniden tesis işi Fransa ve İngiltereyi ne kadar meşgul ettiği yukarıda 'işa- ret edilmiştir. Pransa ile İngilti Franko ile temasa git man ve İtalyan gazetelerini mem- nun etmemiştir. Mese'â Alman Hariciye Nezaretinin yarı resmi Korrespondenz bir vasıtası olan diyor ki: Zu mektedir ki böyle bir iddia zaten İsparyolların milli haysiyetlerine dokunduğu gibi Fransanın da İs- panyada bir müdahale maksadı olduğunu göstermektedir. İspanyanın artık kansız kaldı- fını ve belki de kendi istiklâlini müdafaa edemiyeceğini zannet - mektedirler. Halbuki Fransanın bu hattı hareketinden Almanya memnun değildir. Franko hükümetinin filen ol « Yazan: Rahmi YAĞIZ — İkitane —daha var paşam.. Bunlar da hüm bu hüödise ile alâ- | kadar, hem de müstacel raporlar. | — Oku bakalım! Müsteşar okudu: Bahriye nezareti celilesine 21 kânunuevvel 332 — pazartesi sabahı saat 9 u 20 geçe kasabamız, pişigâhında zuhur eden iki düş - man tahtelbahri şehri topa tut - muşlare yarım saat süren bom « bardıman — neticesinde, — sahilden yapılan Mitralyöz ve top aleşine Tağmen istasyon binasile iskele meydanlığındaki cami — duvarları ve bir kısım ebniye hasara uğra- mıştır, Bir müddettenberi şehri- mizle gerek payıtaht ve gerekse civar şehirler arasında deniz mü-| nakalâtının tevakkula — uğradığı, gemicilerin büyük küçük vasıta - larla denize açılmaktan imtina et-| tikleri ve bütün nakliyatı tücca- riye ile irsalâtın ancak kara yo - luna münhasır kaldığı berayı ma-| lümat arzolunur. Olbabda. Bandırma liman reisi «yüzbaşı| Mustafa (Devamı var) Londra duğu gibi hukukan da tasdik edi- lerek İspanya devlet ve milletini | yeğâne temsil eden kuvvetin ar - tık o olduğunu kabul etmek iste- miyenlere gelince: İspanyada Ge- netal Frankoya karşı mukavemet eden bir hükümet bulundukça Frankonun hükümetini hukukan tusdik etmeğe imkân olmadığını kadâr kısaca anlatayım... O gü İngilterenin Oksforâ Üniversitesi | senden KiRa IN profesörlerinden 42 mütefekkir de | ve im.. Körkütük sarhoş ol höş olun- İngiliz Hariciye Nazırı Lord Ha- | lifaksa şunu yazarak müracaat et- mişlerdir: İspanya hükümeti bir kısım a- raziyi muhafaza ettikçe ve İspan- yada İtalyan ve Alman kıtaatı bu- lundukça General Franko hükü- metini tasdik etmemenizi bilhasa rica ederiz. Merhametten Maraz Hasıl Olur (5 inci sahifeden devam; cebimden çıkardım. Uğuşturarak ısıtmıya çalışıyordum. — Peki, sonrat... — O sırada, önümden geçen bir| Kadın durdu, ingilizce bir şeyler söyledi, tabil anlıyamadım. Elle- rimi gösterdim. Kadın, çantasını açtı, avucuma bir beş franklık bı- raktı. Bunu geriye vermiye vakit bulamadan polisler bileğime sa - rıldı. İşte, vak'a bundan — iharet. Ben dilenci değilim.. Mahkeme, ihtiyarın sabıkası ol- Şehir Tiyatrosu DRAM KISMI Buakşam 2130 (ANNA KARENİN) 7 tablo İSTİKLAL CADDESİNDE KOMEDİ KISMI Bu akşam saat 20,30 da (BİR MUHASİP ARANIYOR) 4 P.| ON TELGRAF—-25 SUBAT — Filmler-Yıldızlar — Eeyaz . Esire , . Filmi t İstanbulda çevrilen bu — filim bir haftadanberi | Pariste Marivo sinemasın - da gösterilmeğe başlandı. Gazetelere bakılırsa (beyaz e- size) büyük bir rağbet — görmüş. Filmin en mühim rolleri (Viviyan| Romas) la, bilhassa Amerikadan | gelen (Jobn Lodge) tarafından ya- pulmaktadır. Viviyan'ı Parisli bir | kadın, Lodge de Vedad Bey rolün-| de görüyoruz. Filimin mevzuu şu: Vedad Bey Parisde Mirel adlı güzel bir ka - dınla tanışıyor, sevişiyor. Sonra İs-i tanbula geliyorlar. Polis müdürü, | bu ecnebi kadını memleketten kov-! miya ahdediyor. Devrin - sultanı, yani Abdülhamid de bu - fikirde, Fakat, bir hâdiseye meydan ver- memek için kadını bizar etmek, kendi kendine — İstanbulu terke mecbur bırakmak taraftarı. Bunun! için bir hile düşünüyor. Gözde - kerinden birinin Vedadla evlen - | mesini irade ediyor. Bu büyük bir! şeref, Tabit Vedad reddedemiyor. Sultanın iradesini yerine getiri - yor. Kız, güzel bir Çerkez kızı. Vedadın gönlünü çekiyor. Parisli kadın, üzerine gelen bu ortağı kıs- kanıyor, isyan ediyor. Zabıtaca tevkif olunuyor, bilâhare, Vedadı aramamak, rahatsız etmemek şar- tile serbest bırakılıyor. Parise gön- deriliyor. Aradan çok geçmeden — Vedad güzel kızdan usanıyor. İlk karısını göreceği geliyor. Vazifesinden is- -| tifa ediyor, Parise gidiyor. HİKÂYE: BUHRAN | ($ üncü sahifeden devam) | daya girdi. Genç adam, yatıyor - du. Ziya Kemal koştu. Elini tuttu: — Ne oldu?. Nasılsın?. a — Uzun hikâye... Anlatayım... Karım eczaneye gitti. Gelinciye cıya kadar içtim.. Düşünüyordum. Karar vermiştim.. Karımı, çocu- ğumu gözüm görmüyordu.. Belkı- sın yanında olmak, onun kokusu. nu, onun sesini duymak ihtiya - cında idim.. Vakit gece yarısını igeçmişti. No olursa, olsun, dedim. Belkısın apartımanına gittim.. Kapıyı çal- dun.. Hizmetçi açtı. Müthiş sar - hoştum amıma.. Kız, beni görün- ce evvelâ telişlandı.. Bir an te - reddüd geçirdi.. Farkında idim. Kapıyı bütün kuvvetimle ar - kasına kadar ittim. İçeri girdim.. Doğru, Belkisin yatak odasına koş- tum.. Elini ayağını öpecektim.., Fakat, bir de ne göreyim... Bel - kıs, yatağında yalnız değildi. Ken- dimi kaybetmişim.. Hüngür hün: gür ağlamağa başlamışım. Yalnız bir kere: — Alçak... / diye bağırdığımı hatırlıyorum... Odada hiç durma- dım... Tersyüzü geri döndüm. Doğru evime geldim. Hasta i- dim.. Fakat, neyim vardı? Bilmi- yorum... İşte on beş gündür yatı- yorum... Ateşim var... İştihası - zım - Belkis... Alçak kadın... O, şimdi kat'iyyen gözümde yok... O gece, çok fazla da — içmişim. Haslalığımın bir sebebi de, belki | budur ,..Fakat, iyiyim... Geçir - | mek üzereyim... Karımdan Allah | razı olsun... Bana iyi bakıyör... Sende ne var, ne yok?. REŞAD FEYZİ AM Halk epereti M Matine 16 da akşam z PİPİÇA Operet 3 perde O nümüzdeki nisanın 6 mcı günü Şarli Şapli'nin doğu- nun 50 yıldönümü kutlu- lanacak Şarlo; Landranın kenar mahal - lelerinin: birinde doğmuştur. Bu kıvırcık saçlı çocuk, on iki yoşın- da iken okuma ve yazma biimi - yordu. Sokaklarda serseri gibi do- laşıyor, şunun ve bunün - verdiği bir kaç peni ile ekmek ve sucuk &lıyor, karnını doyuruyordu. 16 ya- şında iken bir berberin yanına Çı- rak girdi. Yerleri süpürüyor, kü« miya başladı. Bir tiy çalışan büyük kardeşinin y Bgitti. Figürarlık yapıyordu. Buna mukabil aldığı para hiçti. 5 ları ufak ve ehemmiyetsiz raller verdiler, Bu sırada okuma ve yaz- ma öğrenmişti, klâsik eserleri o- kuyor, ezberliyordu. 1920 de, tiyatro direktörü Ame- rikada bir turne tertib etti. Şarlo- yu da beraber götürdü. Meşhur — emprezariyolarından Mak Senet, bu zeki Çocuğu gör - düğünün ertesi günü, haftada 70 dolar ücretle (Fred Karno'nun ye'si) filminde bir rol verdi. Şarlonun şöhretine sebeb bu tilimdir. Çok geçmeden Şikagoya Bitti. Haftada 6.200 dolar kazanı - yordu. En ziyade komik roller oynu - yordu. Bütün dünya kocaman &- yakkabılarını, ince bastonunu, yus varlak şapkasını öğrenmişti. Bir gün stüdyoya, elinde bir ampul ile Birmişti. Nasılsa ampul yere düş- tü patladı. Şarlo korkudan yere yuvarlandı. Hazır bulunanlar gül- mekten bayıldılar. İşte büyük san- atkâr o gün doğdu. Kaymağa, (3 inci sahifeden devam) reti, namusu ve fazileti sayılan sarmısaklı yoğurt o zaman ancak ve ancak patlıcanın, zeytinyağı - hun, sarmısağın hatırı için ve salt onların yanısıra hoş kaçar. İşte buna sebeb fırsat, bu fır- sattır. Eğer yoğurtla hayattan kâm) almak istiyorsanız ona şimdiden başlayın, mayıs sonlarına kadar onunla doyasıya bir (yoğurt küz yapın! Ha, az kalsın, unutuyor - dum semizotu ile patlıcan arasın- da bir de kabak mevsimi vardır ki yoğurt o zaman da sofralarımı- zın en hatırı sayılır bir misafiri- dir. Hattâ onu şimdiden bol bol havuç kızartmasına döküp de ha- | vucukabak yerine yiyenler var ' Komisyonundan 9 da (Foks) yeni Macar bale heyeti kamisyona vermiş olmaları. civarında ortak Şarlo Şarlo, Sanfransisko Nile gitti. Ben Türpen'le oldu, on üç #ilim çevirdi: Bir San'atkârın 50 inci Yılı Şa;lo Bir Dâhi midir ? eğleniyor, Şarlo boks yapıyor, Şar- lo sürünüyor, Şarlo Müzik holde, ilâh... Artık şöhret — kazanmıştı. Nevyorka geldi, (Mütüal Film Korporeyşin) şirketi ile bir mu- kavele imzaladı. Bu mukavele mü- cibince 12 filim çevirecek ve bu filimlerin — çevrildiği müddetçe haftada 10,000 frank alacaktı. Pe- şinen verilen — 615,000 frank da başka, 1916 - 1917 senelerinde çevir - diği filimler; Şarlo somyacı, Şar- l0 buzda kayıyor, Şarlo firiridir, Bu sonuncusu bir şaheserdir. 1918 de çevirdiği (bir köpek ha- ı' ı yatı) ve (Şarlo asker) — filimeri İçin 625000 frank aldı. Yoğur'da Ve Havuca Dair.. bile! Havuç dedim de aklıma gel- di. Ben kendimi bildim bileli ve belki de İstanbul, Istanbul olalı havucun bu seneki kadar bollu - ğunu gören pek azdır. Bu yu, nedense her biri eski bekçi sopalarını andıran bu mü- barekler, her akşam arabalarla sokak sokak gezdiriliyor ve kilosu 'yüz paraya kadar satılıyor. Aklı olan şimdiden on, on beş kilo alıp turşusunu kurmalı ve baharda serin serin yemelidir. Dün bizim Dr. Hafız Cemal (Lokman Hekim) — Ben diyordu, geçen gün elli kilo alıp şurubunu yaptırdım, ya- zın arzu edenlere bardak bardak ikram odeceğim! 1— Bir metresine üç yüz kuruş kıymet biçilen vasıf ve örneğine| uygun kırk bin metre kaputluk boz kumaş 1/3/999 Cumartesi günü ssat onda kapalı zarf usulile satın alınacaktır. 2— Şartnamesi altı lira karşılığı komisyondan alınabilecek olan bu eksiltmeye girmek istiyenlerin (7250) liralık ilk teminat ve şartnamede yazılı belgeleri muhtevi teklif zarflarını belli gün saat dokuza kadar 1446) — (815) Jandarma genel komutanlığı Ankara satınalma | —— edildi. /#'Doktor Fevzi Vehbhi Şarlo otuz yaşına gelmişti. Mi « sis Mildred - Harris'le evlendi. Şarlonun göhreti dünyaya ya - yılmıştı. İngiliz Başvokili Makdo« nald kendisini davet etti, yemeğe alıkoydu. FPransız Başvekili şene- fine bir ziyafet verdi. Bernarşav, uzun bir methiye yazdı. Gandi ile ahbab oldu. Beliçka Kralı, bilhas. sa kendisini görmek için Fransaya geldi. Fransa hükümeti -Lejiyon donor nişanını verdi. Şarlo, sinemanın en maruf kö- miğidir. 50 senesini kutlulamak için Holivudda çok büyük şenlik- ler yapılacaktır. Şimdiden hazır- hklara başlanmıştır. Bu şenliklere de hazır bulunmak için yabancı memleketlerden geleceklerin yüz binden fazla olacağı tahmin edil- mektedir, İnsan Kasabı Muhakeme Ediliyor (5 imci sahifeden derum). för Gobi, Roje Löbrun, — Madam Keller, Alman Fromer ve Lösgbri öldürmekle Itham olunmaktadır. Vaydman, Rojeyi öldürdüğünü itiraf etmiş ve diğerlerini Milyo- nun öldürdüğünü söylemişti. — İnsan kasabının müdafaasını Pa ris barosunun en maruf avukat - larından Moro dö Giaferi üzerine almıştır. ğ Bu davada 104 den fazla şahid dinlenecektir. Mahkemenin 24 cel- sede biteceği ve üç hafta süreceği söyleniyor. — Nisan iptidasında Vaydınan ve cürüm ortakları haka kındaki karar verilmiş olacaktır. ZAYİ — Mağazama aid tek yük Ö arabamın 1224 No, lu plâkası zayi Yenisini çıkaracağımdan — mezkür plâkanın hükmü yoktur, da — Kadıköy Çavuşbaşı soka; Arpacı Kalye a göğüs hasta - inik şefi, “Taksim , Mmuayene: Saat 15 - 18, Tel: 49013