HÂDİSELER KARŞISINDA DÖRT OTOMOBİL KAFİ REĞİL MİT. —e € garip hâdiseler - oluyor: Kasunpaşadan bir kız, Bey- | | da varmış. koza gelin gidiyormuş.. Ge- lini almağa gelenler otomobilleri kapiya sıralamışlar. Kız tarafın- dan bir erkek dışarı çıkmış.. Bir de ne görsün?. Kapınır önünde dört otomobil var. Derhal — içeri girmiş. Erkek taratından gelen - vermekten vazgeçti Sonra giyinmiş, kuşınınıı ve ha- yecan içinde buluman geline dö- nerek: — Haydi soyün elbiselerini de- miş.. Gelin gitmiyeceksin.. Oğlan tarafı şaşa kalmışlar.. A- man zaman demişler, fazla Israf etmemekten, meni israf kanunun- dan bahsetmişlerse de olmamış.. Hulâsa kızı vermemişler ves - selâm.. Siz bu'işe na dersiniz?. Doğrusu| ben taze geline acıdım. GELİN GÖTÜRÜLEN KÖY YOLUNDA Gelin, düğün hikâyesi anlatır - ken, aklıma geldi. — Vaktile, bir köyden bir köye gelin götürüyor- Jarmış.. Yola çıkmışlar.. Kızm ba- bası bakmış ki, kız mütemadiyen ağlıyor. Baba değil mi?. Üzülmüş.. İçine dokunmuş.. Kız ağlamakta devam edince babası: — Üzülme, kızım, der ağlıyorsun böyle? İstemiyorsan gitmeyiz, geri döner, gideriz.. Kız şu cevabı vermiş: — Hem ağlarım, hem giderim babacığım.. (İKÜÇÜK HABERLER | * İran Veliahdi dün Kahireye hareket etmiştir. * Tramvay, Tünel, elektrik i- darelerinin bir umum müdürün emri altında birleştirilmesi ve mu-| vakkat bir idare kurulması karar- laştırılmıştır. * Taksimdeki asri halânın in - şaatımı üzerine alan müteahhid hâk| zırlıkalrını ikmal etmiş ve dün - İDâren inşaata başlamıştır. “k'Atkardda bulunan Belediye sülât müdürü dün şehrimize gel- miştir. dwk Kara motörlü nakil vasıta - Iarısa aj plâkaların değiştirilme-| sine devam edilmektedir. Şimdiye| kadar 700 hususi' 800 taksi, 150 o- tobüs, 611 kamyon ve kamyonetin, plâkaları Geğiştirilmiştir. * Macarlarla Mançuko hükü - metleri dün resmen antikominterni pakta dahil olmuşlardır. * Filistin konferansında nihai karar pazertasi günü verilecek, İn-| gütere İmparatorluğu kat't noktai nazarını o gün bildirecektir. * İngiliz anavatan filosu 1918 denberi üçüncü defa olarak mu - azzam bir manevraya hazırlan - maktadır. Bu manevrada eu son sistem silâhlar ve harb usülleri | bulunan Maliye Vekili Fuad Ağ- tecrübe edilecektir. Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli Tarihi Roman : No, 5 alattırılıp idam edildikten son- | Haccacın kadınlara karşı şiddetli | ra, Abdullah, Eiharisin kız karde- gi olan Fatınadan da öc almağa ka- Tara vermişti. Fatma, Abdullahın bu kararından haberdar olmuştu; Fakat o, şam sokaklarında ser- bestçe dolaşmaktan çekinmiyor- du, Onun kendisinden başka gü- vendiği bir kuvvet yoktu. Gerçi Halife onu ber yerde ve her za- man himaye ediyordu. Böyle ol- makla beraber Fatma, Halifenin himayesine de ihtiyaç hissetmi - yordu. — Şimdi, Fatmayı düşündüren bir Son Telgraf SEKSEN YAŞINDAKİ KADININ MARİFETİ Kalp para basanlar — arasında seksen yaşında ihtiyar bir kadın İzmir zabıtası şundi, bu işin tahkikatile meşgul.. Bu kadına ne olmuş?. Ne zotu var - mış?. Seksen sene daha yaşıya - cak değil ya.. Kendisi artık kalp hale gelmiş?, Onun kalp para bas- | mak nesine?. ŞEHRİN 12 DERDİ YA ÖTEKİLER?, Dün bir gazetede şu serlevnayı okudum: «Vali Ankarada şehrin 12 derdine çane arıyacak» — kendi kendime sordum: — Peki, öteki derdler ne ola - cak?. Öyle ya lâfa gelince, söz tem - | gili; İstanbulun binbir derdi var, diyoruz.. RAMVAY İDARESİNDEN —a KÜÇÜK BİR RİCA eai Tramvay şirketi hükümete geç- ti. Martta da, bu münasebetle bü- yük merasim yapılacak.. Benim, yeni tramvay idaresinden bir vi - cam var: Bütün tramvayların di- şarıdaki parmaklıklı ve içerideki camlı kapılarını Allab aşkına bir kere yağlatsın.. Çünkü, canı ce - henneme, eski tramvay — şirketi, kendi yağlanmakan, kapıları yağ- lamağa vakit bulamazdı. — Öyle tramvay kapıları varken, açıp ka- pamak için, insnın bazusunda peh- livan adalesi bulunmak lâzım.. Ge- çen gün, açılmamakta inad eden bir kapı yüzünden, zavallı bir yol- cu, az daha kolunu sakat edecekti. AHMED RAUF * Dün Kızılordu yeni kanunu esasi dairesinde merasimle tahlif edilmiştir. * İstifa eden Baro reisi Hasan Hayri Tan, dün akşam Tokatliyan | salonlarında hâkim, müddelumu- mi ve avukatlara hususi bir çay ziyafeti vermiştir. * Galatasaray kulübü Mecidi- ye köyü civarında yeni bir stad - 'yom inşa etmiye karar vermiştir. Y Son zamanlarda yalnız Üs - küdar ve Kadıköy cihetinde yeni-i Gen 90 yangın musluğu konulmuş- tur, ç * Eski İngiliz setiri Pers Laren dün Yunanistan tarikile memleke- tine gitmiştir. * Birinci ümumi müfettiş Abi- din Özmen izinle şehrimize gel - miştir, * Macaristanda nasyonal s0s- | yalist parti lâğvolunmuştur. * Birkaç gündenberi rahatsız ralı dün iyileşmiştir. * Deri fabrikatörleri dün milli sanayi birliğinde bir içtima ya - parak muamelevergisinin deri sa- nayii üzerine yaptığı tesirleri tet- kik eylemişlerdir. Yazan: CELAL CENGİZ davranması. Meselâ, Halife Şam- dan ayrıldığı zaman, Haccac müs- lüman kadınlarını çok sıkar, on- ların sokakta dolaşmalarını, çar- şıya pazara çıkmalarını meneder- di. Oysa ki, Fatma erkek gibi, çar- şıya da pazara da çıkar, istediği gibi âlış veriş yapar, her yerde dolaşırdı. Halife Abdülmelik o günlerde Şam civarındaki sayfiyesine çe - kilmişti. Bir aydanbeci şehre in- diği yoktu, Şehnin asayiş ve mu- hafazasından Haccac mes'uldü. Bir *m Şehir Tiyatrosu Meselesi Belediyeye Yük Deoğil Varidat Getirecek Bir Müessese Olacak Şehir tiyatrosunun Belediyeye bir yük değil bir varidat membar olabilecek bir şekle konulması için Belediye tarafından ileri sürülen mütalealar; Dahiliye Vekâletine bildirilmiştir. Şehir tiyatrosu için ayrılan 500 bin elyevm İş Bankasında bu-| lunmaktadır. Belediye — relsliği, bu paranın kullanılması ve yeni İstanbul kon- servatuarının biran evvel yapıl - ması için Dahiliye Vekâletinden müsaade istemiştir. Gerek bu müsaadenin ve gerek Şehir tiyatrosunun tevsü izninin Vekâletçe sür'atle verileceği ümid olunmaktadır. — Sçnayi İşleri Söylenildiğine göre sanayi u - mum müdürü Reşad istifa etmiş- tir. Yerine İnhisarlar idaresi tü- tün işleri müdürü Adnan Taşpi- narın tayini kararlaştırılmıştır. Diğer taraftan sanayi işlerimi- zin daha esaslı bir şekilde yürü - mesini temin için tetkikler yapan sanayi tetkik heyeti de sanayi u- mum müdürlüğünden ayrılmış ve doğrudan doğruya İktisad Vekâ- letine bağlanmıştır. —— Buğday Tacirlerinin Toplantıları Almanyaya ihrac olunacak buğ- daylar hakkında görüşmek üzere evvelki gün buğday ihracatçıla - rmin — Türkofiste toplandıklarını yazmıştık. Alman ithalât dairesi Almanya- ya gönderilecek buğdayların «Doy- çe Levant Linye» vapurları ile yollanmasını şart koşmaktadır. Halbuki bu kumpanyanın nav- lunları çok yüksek olduğundan tüccarlarımız evvelâ; mezkür va- purların nakliye ücretlerini indir- Mesi de bu içtimada tüccarlarımız | tarafından bilhassa temenni olun- muştur. Diğer taraftarı Almanların buğ- dayların içinde 96 4 mevaddı ec- İ nebiye bulunmasını ve bunun da *b 2 sinin çavdar olmasını iste- mektedirler. Tüccarlarımız ise mevaddı ec- nebiye nisbetinin b 3 ve çavdar miktarınm da *& 2 olarak kabul olunmasını arzu etmektedirler, da serbesiçe dolaştığını, vezirin yasak hususundaki emirlerini din- lemediğini söylediler. Haccac hiddetinden küplere bindi; — Ben o kaltağa, emirlerime boyun eğdirmesini bilirim. Dedi, çarşı adamlarını göndert- ti.. Fatmayı yakalattı. Fatma birdenbire şaşırdı: — Beni saraya daima iltifat ve neraketle götürürlerdi. Bu şiddete ne lüzum var? diye sordu. Hacca- cin adamları cevab vermediler. Fatmayı biraz sonra Haccacın karşısına çıkarmışlardı. Haceac Fatmayı görünce adam- larına bağı: — Ona elli sopa vurduktan son- | ra bahçedeki havuza götürüp a- | damakıllı ıslatınız. Fatma: — Suçum nedir? Diye sordu: B Haccac: » ç ri ye de... On- Ve Adamın Adı Çıkmasın ! *“Sabıkalı Olduğum İçin Beni Kimse Almadı, Aç Kaldım,, içeriye girince, hürriye- tin ne demek olduğunu, hayatın kıymetini çok iyi anladım. Gerçi, I orada da çalışıyor ve pekâlâ ka- | zamyordum.. Bununla beraber, bütün günlerim hep üzüntü için- de geçiyordu; ıztırablar ve acı - larla kıvranıyordum. Çünkü, ar - tık hür değildim, serbest değil- dim ve beni asıl müteessir eden, daha pek genç yaşımda, alnıma ssabıkalı» damgasının — vuruluşu | idi. Hapiste fazla yatmıyacaktım. | İki buçuk aya mahküm olmuştum. Nihayet bu müddeti dolduracak ve tekrar hürriyetime kavuşacak- tım. Fakat cemiyette iki paralık kıymetim, kredim kalmamıştı. Ar-| tık kimse bana iş de vermiyecekti. Tahsilim olduğu halde aç ve sefil sokaklarda sürünecektim!.. Nitekim öyle oldu. Hapisten çı- kınca, birçok yerlere, iş için mü- racaat ettim, yüz çevirdiler.. Hak- ları da yok değildi. Çünkü ben artık namuslu, değildim. Çünkü lekelenmiştim, sabıkalı ünyanını kazanmıştım!... Günlerce, sorse- riyane gezdim, dolaştım, nihayet Allah kendisinden razı olsun, bak-ı kal Osman isminde iyi kalbli bir zat, halime acıdı, beni dükkânına çırak aldı ve onun yanında boğaz | tokluğuna çalışmağa başladım... Bunları, dün bana ceza mahke- meleri koridorunda, kendisile ko- nuştuğum bir delikahlı anlattı.. " Birinci sulh ceza reisi, müstehzi bir tavırla Necibe: — Daha dün içerden çıktın, ma- şallah yine iş becermişsin!.. dedi. Delikanlı boynunu büktü, acı bir sesle söze başladı: — Geçen gün, karakolda ifademi alan komisere: «— Eminol, bu pal- toyu ben çalmadım; hırsızlık oldu- Bu sırada dükkânda çalışıyordum, kat'iyyen dışarıya çıkmadım..* de- dim. Komiser gülümsedi ve; «—Ca- nim, dedi. Senin ne mal olduğu- mu biliriz, boş lâflarla bizi kandı- ramazsın! Bu gibi işler senin elin- den gelir, neden saklıyorsun?.» © sırada, sabikalı olduğumu ha- tırladım, başımı önüme — eğdim. Kendimi müdafaat etmekten vaz geçtim. Şimdi, şize de: «— Ben bu işte kabahatsizim, acıyın, beni se- bebsiz yere yakmayın!.» — desem, eminim, ayni mukabelede buluna- caksınız.. Reis, mal sahibi Nuriye döndü:| — Paltonuzu nasıl çaldırdınız? — Adliye sarayı kıraathanesin- de idim. Kahveden çıkarken, pal- tomu almak üzere portmantoya doğru yürüdüm. Fakat bir de ne göreyim! Bizim paltonun yerinde yeller esiyor.. Keyfiyeti derhal o- Taya en yakın olan karakşla bil - dirdim. Aradan birkaç gün geç - meden çalınan paltom polis tara- dan sonra anlarsın?. Dedi. Fatmayı yüzüstü yere ya- tırdılar.. Arkasına baştan başa bir örtü örttüler. İki kişi ayakların- dan tuttu.. İki kişi de ellerinden sımsıkı yakaladı. Fatmayı dövmeğe başladılar, Havccae için için gülüyordu ve sopaları sayıyordu. Fatma birdenbire bağırdı: — Elli sopa tamam oldu. — Haccac: — Ben sayıyorum, dedi, kırk do-| kuz sopa yedin. Ve değnekçilere: — Bir tane daha vurun! Diye emir verdi. Bir sopa daha vurdular. Nöbetçilerden biri: — © da sayıyormuş bizimle be- Taber... Diye mırıldanıyordu. Haccac: Mahkemeler Bir Koyun Beş Kuzu Doğurdu Kuzulardan Biri Öldü Diğer Dördü Mükemmelen Yaşıyor Dursunbey kazasının Cebeci ma- hallesinde garib bir doğum hâdi- sesi olmuştur: Mezkür mahallede oturan Saci- de Maviye ald bir koyun, 5 kuzu birden doğurmuştur. Lâkin mezkür kuzulardan biri iki gün yaşadıktan sonra ölmüş tür. Diğer dört kuzu normal ve ta- maamile gürbüz olarak diğer kuzu- | lardan farksız yaşamaktadırlar iğ lll Kuruçeşme Cinayeti Dâvası Evvelki gün Kuruçeşmede kö- | mür amelesinden Mustafayı bir hiç yüzünden bıçakla bacağından yaralıyarak öldüren yine kömür amelesinden Murad Ağırceza mah- kemesinde 2 sene 6 ay hapse mah-| küm olmuştur. Adliye tabibi Enver Karan: #— Eğer tıbbi müdahale vak - tinde yapılmış olsaydı yaralının hayatı 96 80 kurtulurdu!. demiş- tir. Mahüeme gerek bu ciheti gerek! maznunun maktulü katil kasdile vurmadığı kanaatine vararak bu cezayı vermiştir. KISA POLİS HABERLERİ * Şoför Zekeriyanın idaresin'- deki 1920 numaralı otomobil ile Beyoğlunda Grant adında birinin idaresindeki 7720 numaralı o10 - mobil Beyoğlunda çarpışarak her ikisi de hasara uğramışlardır. * Vatman Tevfiğin idaresindeki ki 24 numaralı tramvay dün sabah Etyemezden mektebe gitmekte 0- lan Pertevniyal mektebi talebe - sinden 18 yaşında Mehmede çar - parak yaralamıştır. * Kapalı çarşıda Kürkçülerde elektrik hava hattı olan -tellerle kablosu kottak yaparak ateş al- miş ise de cereyanın kesilmek su- retile ateş söndürülmüştür. *& İspartalı Hasan oğlu İsmail ve Mehmed adında iki kafadar Gü- hane hastanesine muayene olmak üzere gitmekte olan Akçakocalı Ahmed oğlu Mehmed adında bi - Tinin zarfçılık suretile 106 lirasını | doölandırıp zavuşurlarken yaka - lanmışlardır. —e fından bana iade edildi. Sonra öğ- rendim ki, sivil polis memurları, “araştırma neticesinde, paltomu bir| koltukçuda bulmuşlar, Duruşma başka bir güne bıra- kıldı. MEHMED HİCRET Ve Fatma ayağa kalkınca, sert bir tavırla Haccacın yüzüne baktı: — Söyle bakalım suçumu! Haccac dişlerini sırıtarak güldü: — Kadınların çarşıda ve sokak- ta dolaşmaları yasak — olduğunu bilmiyor msun? Senin gibi başı- boş gezen kadınlara elli sopa vur- durduğumu, ikincisinde yakala - nırsa hapse attırdığımı duymadın mı?. Fatma hiç dayak yememiş gibi ayakta dimdik duruyordu. — Suçum bu ise, beni döğdür - mekte haklısın! dedi, Fakat, bana bir sopa fazla —vurduğun için, gönün birinde bunun hesabını sen- den soracağımı unutma! Haccac tekrar adamlarına emir verdi: — Yatırın şu kahbeyi... Yirmi beş sopa daha vurun! Fatma bunun da sebebini sor- du. — © sayı bilmiyor, dedi. Benim Kesabım doğrudur. Haydi öiürüi Haccac: — — Hele dayağı İkinci Nevi Ekmek Pazartesi Gününden İtibaren Her Yerde Sekiz Kuruşa Satılacak Bir müddettenberi üzerinde tec- rübeler yapılan ikinci nevi ekmek meşelesi nihayet sonuna ermiştir. | Son yapılan denemeden sonra va- Tılan netice şudur: İkinci nevi ekmek yüzde 80 Iw»| un ve yüzde 20 mısır unundan ya- ılacaktır. Bu suretle yapılan ek- mek lezzet ve gida — bakımından herkesin beğeneceği bir ekmek o- lacağı alâkadarlarca yapılan de - | nemelerle anlaşılmış bulurmak - | tadır. İkinci nevi ekmek, birincisinden | kiloda 1'5 kuruş ucuz - olacaktır; yani tam (8) kuruşa satılacaktır. | Bu ekmeğin gerek istenilen evsafı hâaiz bulunması, gerek kiloda alt- mış para ucuz olması bilhassa fa- kir halk tarafından alâka ile kar- şılanacağı ve kısa bir zamanda res vaç bulacağı tahmin edilmektedir. İkinci nevi ekmeği tekmil fırın- lar yapacaktır. Ve pazartesi gü - nünden itibaren piyasaya cıkarı - lacaktır. | Müteksid, dul ve yetimlerin 3 aylık maaşlarının tevzilne martın 1 inci gününden itibaren başlanı lacaktır. Tevzlat ayın 6 sına'kadar devam edecektir. Bu münasebetle mal- müdürlükleri maaş cüzdanlarının murtaralarına göre & günlük bir liste hazırlamıştır. Listede gösterilen — muayyen günlerde maaşlarını almıyanlar umumi tediyenin sonunda ala « caklardır. Tediyat bütün şubelerde saat 9 dan 12 ye ve 13 den 19 a kadar | devam edecektir. İhtikârı Eminönü ve Balıkpazarındaki istimlâklerden sonra ©o civarda dükkân kiralarının 5 misli arttığı Belediyece tesbit olunmuştur. Belediye bunu usulsüz görme- mekte, kiraları eski haline indir- mek üzere kanuni şekiller ara - maktadır. Bu iş; kanuni mevzuata uydu- rulamadığı takdirde bina vergi - leri yeni kıymetlere göre hemen arttırılacaktır. öaleyien * Vatman evfiğin idaresindeki tramvay Samatyada âni olarak karşısına çıkan 9 yaşında Avni oğ- lu Nejada çarparak sağ ayağının parmaklarını ezmi sonra anlarsın? Dedi. Zavallı kadını tekrar ye- re yatırdılar, dövmeğe başladılar. Fatma dayaktan sonra ayağa | kalktığı zaman, yine eskisi gibi dimdik duruyordu. Haccac müstehzi — bir tavırla Fatmaya yaklaştı: — Halifenin emri vardır. İş ba- şında ulularına karşı gelenlere birincisinde yirmi beş, ikineisin- de elli, üçüncüsünde de yüz değ- mek ve yine uslanmazlarsa hapse atarlar. Anladın mı şimdi ikinci defa yediğin dayağın sebebini?. Fatma eadece başını salladı... Cevab vermedi. Ağzını açarsa, tekrar dayak yiyeceğini biliyordu. Bir kere hasmının eline düşmüş - tü. Sırtından kan sızıyordu. Ca- ' çok yanmıştı. Değnekçiler kı - yasıya vuruyorlardı. Haccac odadan çekilip gitti. Fatmayı bahçeye - çıkardılar.. islattılar. a Balkan antanfifltonseyinli, içtiman nihayetlendi. VE main sonunda da resmi bİr neşredildi. Tebliğin hulüsüsi dur: 1 — Daimi konsey, entel nal vaziyetin Balkan memil€ lerini alâkadar ceden meselöfj tetkik etmiş ve arada görüf liği olduğu tesbit edilmiştir” 2 — Daimi konsey azalarli her birinin, Balkan antantınf idenline bağlı olarak takib siyaseti, âyni tarzda derpiğ © te olduğu görülmüştür. 8 — Balkan antantı azalöi ribirine bağlıyan sıkı defa daha teyid olunmuştur! &— 31 temmuzda Bulgi imzalanan Selânik anlaşı dolayı memnuniyet beyan mektedir 5 — Konsey, |: nan.Balkan antan seyinin kararlarını tas bu kararlarla Bükreşte içtil decek olan iktısadi konsey V larının, Balkan devletleri # daki iktısadi münasebetleri viye etmesi temennisinde V maktadır. ü 6 — Gelecek konsey içtim senesi şubatında Belgraddâ gaktır. | Bükreş içtimaının kapasif) tuklarını tebarüz ettiren yet her zamanki gibi, tir. Metaksas antantın bekl wazifeyi yapmakta olduğul min olarak Bükreşten ay! söyledi. Markoviç, barış komşuluk politikasına olafi nını teyid etti, Gafenko, €f| hazırlanan uzun ruznamef zakere edildiğini söyledil ra dedi ki: — Bu görüşmelerden bİLİ binlik havası çıktığını S gizlemiyeceBim Saracoğlu, şu sözlerle yetli bir noktaya temas — Müteyakkız Balkan # ftından antantın aleyhine veccih her türlü kampanyâf terek bir surette reddetmöf paktın milletlerimizin mill runda daha ziyade kuvvet| leşmesi için çalışmasını riğf TimM. Sayın Saracoğlunun bu ©j Tinde Balkan matbuatın! ikaz, Ikincisi de vazıfeye | vardır ki her ikisi de chefi Hidir. Filhakika konseyin Üj münasebetile birçok A zetelerinin yazdıkları yaf kılacak olursa, sinsi ku! antantı yıkmıya çalıştıklaf şılır. Herhangi Balkan ! tinde iktidarın el değişti tantın zayıflıyacağına di gösterilmektedir. Halbuki paktı bu dört memleket İf 4 bir politika kombinezonü " Ve politika sahasından çık letlerin şuurunda yer buli İşte Saracoğlu, matbuati, run daha ziyade kuvvetlef”| yardıma davet etmektedir" Fakat bu defa Balkan î arasındaki temaslar, Bü maile başlamadığı gibi, timalle de nihayetlenmiydiği diği gibi, içtimadan evvt Başvekili Belgrada uğri racoğlu da Bulgaristandöfi ) ken, Başvekil Kösetvano? rüşmüştü. Bu temasların (Devamı $ ıncı $ a