ika Numarası : AmıralKolçakValmınSaraymdan — Çıkıp Doğru Limana Koştu Bir Kaç Dakikada Boşalan Limanda Bir Şey Kalmamıştı | derecesine | itımda ilk defa rastlıyorum! halor amirali doğ ğru yürürken şiddetli bir infi- lâk duyuldu, vali ile Kolçak ge- Diş salonun birer tarafına fırladı-| lar, yere, toprak ve kiroç parça - İsrile yıkılan damın molozları a- Tasına düştüler. i lerinden birisi vali sarayının & katına isabet etmiş, dam kasmını Poralamış, bu isabet v: Talin boğazlaşma: TMüuştu. Kolçak yerinden - kalktı, kireç içinde kalan lâciverd üniformasını #Üpürdü, üstünü başını silkeledi, hâlâ yerlerd yuvarlanan, korku mâni ol - Ş Çarın ve ükümetin yanında her şeyi ya Pa: de sığındığı toz top- aından cevab verdi: | mank KD de seni kurşuna dizdir- için icabeden he- DAĞ eden he- çareye başi Odesa Timanı cehenmom havu- ' ? tştu.. Kagol âle 4 des » Toyer birer larafa sinmiş, Hman- da bulunan iki duba bir nakliye Ş#emisi, 6 kılavuz monitörü, bir de) Tuavin kruvazör Yavuzun yı Tan salvolarile param parça suya, Tömülmüşler, Araks — destroyeri Vasat kısmından aldığı bir isabot- * İşe yaramaz hale gelmişti. Suşon, Yavuzun zırh külesinde Onapart vari mağrur duruşile di EYkeli andırıyor, güpe gün- Ö2 Odesayı yakmak cür'etile ka-, Çaran koltukları, Kol gu arb imlidadınca işe| mıyacak bir huarbe halini k valinin sa; ğru İlmana koştu boşaları limanda , Kagolu nede diğer destroyer - "'l(d bulamadı.. Orada bir köşeye yi Borabardımanın — nihayet muPasını, Yavuzun çekilip git - Esİni bekledi.. üık-: 15,15 de başlıyan ateş 20 | 4 sonra, 15,35 de Suşonun Sahil tabyaların- y dan ateş edilen tesirsiz Rus top - larına karşı vekarını bozmadan Yavuz arkasında şanlı Türk bayra-| ğını dalgalandırarak Boğaz yoe- lunu tuttu. Yavuzdan verilen bir telsizde donanma ikinci kumandanı Arif Beye Amiral Suşonun şu emri bil- diri a İstinyede donanma ikinci kumandanlığına Tekmil donanma ile derhal ha- reket ediniz. Boğaz dışında bizim- le birleşiniz. Donanma kumandanı Soşon Arif Bey telgrafı aldı, fakat tel- graftaki bir şifre hatası yüzündeni tcehhurla Boğaz dışına çıktı.. Fö- neri geçti, Peykişevket ve destro- yer fırkasının tekmil gemileri İrv. adası civarında Yavuzla karşılaş- tı.. Amiral Soşon Arif Beyi geç kaldığı için muahaze etti. Sıvas- | topolda batırılan Rus d i Dubrovnik'in osa nakledild Donanma Birisi Atılgan, Diğeri Çekingen Bir Çocuk (5 inci sahifeden devam Kızda san'ata karşı merak veris- tidad kendini gösterecektir, Yüzü ye çekik olan bu kız hayatta sanlar tarafından hal n âlemine dal; vet ve teselli bul; Eğer kızınız bu çocuk gibi ise | ona olamiyacak şeyleri olsun di beklemeyiniz. Kendini ve varacağı erkeği mes'ud edebilmesi için Vâ- ince hisleri hırpalanmağa gelmez, Hulya âleminde kendi kendi: geyabilecek olan bu kız yüksek | eslemeğe çok istidadI Yüksek duygularla yüksek bir g bir kız, bir olduğunu şacağı birçok ciddi işler | yacanlı olmaktır. Ve izzeti ne dokunulmasına hiç — Filmler-Yıldızlar Yazan: Rahmi YAĞIZ hep birlikte Boğaza girdi., yedeki demir yerine funda eti Amiral Soşonun avdetini duyan Harbiye Nazırı Enver Paşa Ami- rali umumi karargaha çağırttı. Soşon, Paşanın vanına çıkar çık- maz genç ve hacid Başkumandan vekilinin azarlamıya benzer bir sorgu silsilesi ile karşılaştı. Enver Paşa donanma kumanda- nına çıkıştı: — Nakliye gemilerimiz yerle « rine gittiler mi? — Onu bilmiyorum paşam! — Tesadüf etmediniz mi? — Hayır.. Sıvastopola kadar git- tik, dönüşte Odesaya da uğrıya- rak Boğaza geldik. — Niçin denize açılmıştınız? Soşon yutkundu.. Harbiye Na- zırının telgraf meselesinden ha - beri olmadığını sanan amiral fena kıstırılmıştı. Kekeler gibi cevab verdi: — Bir telsiz aln — Kimden? ık paşam! (Devamı var) macera sever, Çünkü yaradılışın. daki heyodan istidadı, hulyalara dalmak arzusu hep bunu icab et- tirecektir. Fakat kızır. dahz başka yüksek emelleri olacaktır. İyi bir anne olm; Daima yük: istidadında olan bö, dilerini arzusundan vazgeçemiye dir. Onun için bu yüksek gaye on- rı bir takım sergüzeştlerden ko- ruyacaktır. Bu satırlara r etmeden © relerine bakarak ak meraki dikkat edeceği tır? Çehre d içeriye mi çekik?. Eğer b böyle bir J hay atılgan, uğraşıcıdır. İkincis sıkılgan, kendisini bir tarafa çe kerek sakin yaşamak arzusunda- dır. Esas itibarile bu fark — gözöni sonra tabildir ki iki grupun ayrı ahlâkları olduğu anlaşıla - mu çıkık, ncisi ise rel sahil tar Genç İetnez 4 8Z b ni dam bunları söyler söy- | bir tehevvürle Belma- a a Üzerine atıldı, saçlarından ya- “yarak 'axlıkllıdı lâksız kadın.. Bana | m':ım ıı.u.ı:m allak bullak | *k bne zevk buldun.. Niçin | “ü gibi orasını da kirlettin, hiç v_m““' vücudünü y Üzerine l seydin. Hiç ol « 1 k orası temiz kalsaydı. N Bferm— şiddetle anın saçları kopup avu - Gi kalıyordu. .h_&"*ç: artan — hiddetle, azdı,| d u:'dım Şiddetle yere savur - Miş Mh Muvazenesini kaybet - adım geriye yuvarlanmış, | duğu yerde bir külçe gibi kaldı. kı Gözlerini biraktı: — Oevah Sermedi.. Sermed de yaptığına nadim ol- muştu. İradesi elinden gitmiş. kon-) dini kaybetmişti. Bir kadına, bil- hassa evinde bulunduğu bit ka- dına karşı çok ileri gitmişti, ka- balaşmıştı. Yere eğildi. Müşfik bir sesle: — Kendimde dpğilim Belma! Diye inledi. Genç kadin gözlerini açmıştı. Yüzünden —mes'ud bir tebessüm kanatlandı: — Böyle konuş Sermed!.. Bana Belma diye hitab et.. Mes'udum!.. apıyarak başını arkı Sermod, onu kucakladı, koltuğa oturttu; darmadağın olmuş saç - | Sermed az daha m,xuıı olacak,| Si €d az daha mağlü yıllardır hasretini çektiği bu kıp- kızıl şehvet tomurcuğuna ağzım ş tı. Birden gözünün | önünden iki hayal geçti: Biri İclâl, diğeri kayanın üzerin-, ördüğü manzara. Titredi. 'Tekrar kaşlarını çattı. — Hareket günümüzü tesbit ederiz. Sizden bir ricam Gerek giderken, gerek orada bir- birimizden azami derecede uzak değilim!.. Yalnız olsam da ben si- değilim!.. Yalnız olsam da ben zi- zin için ölmüş bir insanım!.. Belma sallanarak ayağa kalktı; üzecinde hırslanmış dişi bir kap- lan hali vardı: Con Gravfor, Holivud Ne İdi, Ne Oldu? merikada 1907 de sinema - A cılık iki muhalefet zümre - linde idi. Bir tarafta Edizon ve ona merbut - şirketler, diğer tarafta da müsl ller... Birinciler, müstakillerin reka betinin önüne geçmek, faaliyetle- Tanınmış Artistlerin (Husust Eg ence HayaHarı Toni dö Marko Yeni Ve Çok Eğlenceli Bir Film: Thanks For Every Hıng Sağdan sola doğru: Jak Oakis, Bienni Barnes, Vhilan, Jak Haley, Ne diyorsun, misin?.. — Dündenberi hayır!., — Dündenberi mi?, Evet.. yalnız değil | — Arkada — Arkadaşım değil. daşım.. Karım olacak!, — Söyler misin onu.. muyum!. — fdâli. Sanki kafasına kendi büyüklü- ğünce bir taş bırakmışlardı. Bu darbenin altı Hayat yob Tanıyor ediyordu. Lâkin bu teessür kıs - kançlık ma, içlen içe devam eden bir sevginin kırılışı mı, yoksa ye- ni bir oyun muydu? Bunu kestirmek güçtü.. Fakat | ne Glursa olsun, Belmanın düy - | içindeydi. Bunu Sermec de kabul ı | | den | vırla çıkarken gördüğüm zaman rine nihayet vermek - için birçok | açmışlardı. — Hakikalen tukiller, az masrafla çok gü- | icude getiriyorlardı. mi zel tilimler © vakte gelinciye kadar filim | Amilleri yalnız Nevyorkta, Filâ Adolf - Manjo Arlen duğu ıztırab sapsarı olan yüzün- her tarafı ayrı ayrı titr vücüdünden belli oluyordu. j Sermed karşısında ve ayaktaydı.| — Bütün bunlara sen sebeb ol- dın Belma dedi.. Sana ne kadar bağlı olduğumu, adeta taptığımı biliyordun. Bu aşkı istişmar et - miyecekt Seni çalıştığın mücasesenin ka- pısından genç ve yakışıklı bir de- likanlı ile, gülerek, lâübali bir ta- kalbim delindi. Sızı halinde akan kanı dindiremiyorum. Ben Ben menetmiş, sen söz vermiştin! Hiç bir erkekle dolaşmıyacak, da- ireden yalnız çıkacaktın. Bu men'e ve söze rağmen.. Senden nasıl kaç-| tığımı biliyorsun.. - Kaçıyordum, nefret ediyordum, fakat seviyor- dum Belma!.. Düne kadar da bu sevgi devam etti. Yaralı sevgiyi dün büsbütün katlettin. Şimdi gö- | şıyorlardı. delfi civarında ve Şikagoda çalı- | anda, bu yerler- [ de f silmek güçtü. Çün- kü kâfi derecede ziya yoktu. em adlı n rida bir teci n şiddeti mga luğu dolayısile vaz geçmek mec- buriyetinde kaldı. Caj Bugünkü Holivud (Sunset 1907 de, Şikagoda yerleşen bir başka müstakil sinemacı, Seling, Tomas Nash adlı bir operatörünü Filâdelfi haricinde bir filim çe - virmeğe gönderdi. . Nask, Losanjeles'in yirmi kilo- etro ilerisinde küçük bir köye, Venise yerleşti. Joe King - garajı yanında hali bir arsayı kiralâdı. Ve filmini çevirmeğe başladı. Ta- iğ bu ilk tec ret aldı. Ve ertesi sene Kaliforni- heyet,Fransis Dog adlı unın ideresi altında | du. 8 inci caddede, Oliv| n köşesinde yerleşti. (Mon- lmini çevirmeğe baş- ndı. O zamanin yıldızları günde iki dolara kanaat ediyorlardı. Losanjeles ancak 1910 da ha - kiki şöhreti kazandı. Son kânun- da Biograf'ın meşhur sahne vazır Grifit bir stüdyo kurdu. İlk filmi Kaliforniya hayatıra aid idi ve başlıca roller 'na ile Meri lerimiz sevda morgunda otopsi için sıra bekliyor. Senizki, kuvvetle inanıyorum ki başka insanlarla dolu.. Fakat be- nimki içinde — hâlâ varsın.. Vardın.. Sana ne yaptım Belma.. Yalnız seni mi sevmedim; yalnız sana mı bağlanmadım; yanarak, tutuşarak, taparak, her şeyi feda ederek yo- luna mi koşmadım. Neden, niçin' Neden, niçin yaptın bunları.. Senden ayrılılı benim elim daha bir kadın eline değmedi, fukat sen| sayısız erkeğin şehvetini emen bir sünger oldun. Artık boğuluyo - rum. İclâ! belki beni oyalıyacak, | unutmak, asık suratımı — atarak, | biraz gülmeme yardım edecek. Ni- çin fena oluyorsun! Mademki bu kadar ağır, beni tasavvur et. Se- ni daha dün başka adamla başba- şa, üladize gördüm. (Devamı var) re stüdyı | hibleri, Fikford tarafından oynanmıştı. Bilâhare bütün sinema âmilleri buraya toplandılar. Losanjeles'in garbinde, Holivud — (çoban postlu ormanı) denilen ye- arını kurdular. il kalktı. Fakat sinemacıların hiç biri şar- ka dönmeyi aklından geçirmedi. Holivudu daha muvafık buluyors * caddesi ve radyo istasyonu) lardı. yatın bol '« iyesir Te nisbeten az çalışması ilâh.. du, Holivud da gündengüne bü; kalabalık! y yev mhe ile işlerine geliyor. bir şehirdir. Burada geçirilen sây — ve eğlence hayatı çok heyecanlı - dır. Senenin büyük bir kısmımı ça- lışmakla geçiren yıldızlar, sinema artistleri boşzamanlarını zevkle, eğlence ile geçirmekten hoşlanır- lar. Holivudda çok büyük, çok muh- 'm sinemalar vardır: Groman, Mısır, Çin sinamları en kalabalık olanlarıdır. Bunlar, hemen zindedi Hol hrin merke - livudun en büyük caddeleri: Holivud ve Sünost cad- deleridir. Trokadero, Vandon gibi büyük lokantalar; Klover Klüb ve Brom - Derbi gibi lüks barlar da merkezdedir. Salı geceleri Amhasadöre, cu - ma geceleri Amerika Stadı çok kalabalık olur, Hafta tatilleri kırlarda, bilhassa Molibu ve Santa Monika plâjla - rıtda geçirilir. Burada yıldızların hernen hepsinin birer köşkü var- dır. Pazartesi günleri seyrine hasredilmişti bitirdikleri filmi, p dostlarına, sinema mi gösterirler. Bütün bu refah, sa: den fazla figüran on dolar kazan- mak için aylarca mahrumiye' kıntı içerisinde ömür sürer. Yine © kadar oyunfu kiz, stüdyoların kırdan kelebekler Bibi söner, gi- der.. İşte Holivudun bu. sun'i sinema gennelinin, bu hayal beldesinin bugünkü hali: Bir tarafta refah ve — — saadet, önür tarafta fakır ve se- falet...