* Tindendi, : ı Eski İstanbuldan Sahneler I Yandan Çarklı Kahve İçilen Eskı Devirler Tiryaki Çarşısında 'da Bir Kahve İçmek İçin Buharadan Gelirlerdi nunla, ev - 0 velki gün, güneşli bir havada, boğazın bir deniz kenarı gazinosunda otur- muştuk. Soğuk &- peyoe hatırı sayı- lır olmasına rağ- men, paltolarımı- za İyice sarılmış bir açık hava ban yosu yapıyor, kış güneşi altında de mnizi seyrederek, yorgun kafaları « mızi dinlendiri « yordük. Epeyce yaşlı o - lan — muhatabım kahve tiryakile « Kahve hem çok içer, hem İyisini içer.. Ko - Züşurken, mevzu * kahve bahs'ne gel. di. İstanbulun en orijinal müesseselerinden birinin de kahve olduğunu söyledi. Aslı kahvehane olan ve bizim kahve deyip geçtiğimiz dükkâncıklar, TMmuhakkak ki, asırlardan beri, bu etin en çok alıştığı dinlen- e ve lâklâkiyat yerleridir. Cemiyet, kahvehane ihtiyacını î::muıdkı şehrin her taratı kah- ane dolu.. Şehir kulübü, şetir 3';'”“'& büyük toplantı yerleri SA MY Çünkü, böyle mües- Bugün İstonbulda, irili ufaklı, kahvehane sayısı 500 ü geçiyor. Bu yekün gittikçe de artıyor. Başka — memleketlerde, bizim buradaki gibi kahvehaneler yak.. Orada gazino ve lokantalar var.. Hem yemek, hem içki, hem kah- VC satarlar, Kahve de, bizim ala- turka kahve değil, tal Arkadaşım, bana eski günlerin kahve sohbetelrini ve hususi lerini şöyle anlattı: - Bir gün, babam merhumla. ka ler — Çarşısına i Tiryakiler Çarşısı, şimdi Süleyma- hiye camiinin dış avlusundaki sıralanmış . Burada — kahveler Vardı. İstanbulun pek meşhur bir Yeri idi. Tiryaktler, şehrin dört bir köşesinden buraya kahve iç - Teğe gelirlerdi. Çocuktum.. Babam kendisine birkahve bana da bir çay 1smar - | Bir kahvenin bugünkü hali lamıştı. Ortada dolaşan ve her müşteri gelişte: — Buyurun beğim.. diye bağı- ran adama «meydancı» denirdi. Nasıl bağırdığı malümdur: — Şekerli bir... — Sade bir... — Çay bir. Diye bağırır.. Büyükçe ve kulp- suz, yaycan fincanlarla gelen kah- Belli I REŞAD FE' I veye sokkalır denirdi. O vakit | meyda: — Okkalı bir... diye bağırırdı. Orada otürürken, meydancı bir | aralık şöyle bağırdı: — Yandan çarklı bir... | Bunu anlıyamamıştım. Sabre « demedim. Babama sordum. Çünkü, yandan çarkh tabiri, kafamın |- çinde Kadıköye, Adalara işliyen vapurlara verilen bir isim ola - rak yer etmişti. Babamın izaha- tından anladım ki, yandan çarklı demek, şekeri ayrıca tabakta ol- duğu halde gelen kahve imiş. O zamanlar İstanbula ramazanlar « da Buharalı müslümanlar gelirdi. Buharalılar, memleketlerine dö - nünce, Tiryakiler çarşısında bir fincan kahve içmeği, yakında İs- tanbula gelecek olan arkadaşları- na söylerlermiş. Onların hemen hepsi de şekerli kahve içerler, fa- kat, şekeri bizim gibi kahvenin içinde değil, ayrıca yerlermiş... Bir yudum kahve içiyorlar, ya * nındaki küçük tabaktan şeker par- çasını alıp ısırıyorlar. Bugün kullandığımız kesme şe- kerler de sonradan çıktı. O devir. lerde küp şekerleri vardı. Kahve- ciler bunları şeker keserleri ile parçalarlar, öyle kullanırlardı. (Devamı 6 ıncı sahifede) Kadının Yaşı Oldu Güzelleşmek İçin Uğraşırken Kıymetli Gerdanlığını Kaybetti Ve Mahkemede 41 Yaşında Olduğu, Güzellik | Enstitülerine Devam ettiği İçin Daha Genç Gös endilerini güzelleştirmek i- K çin kadınların katlandığı iş- kenceler sayılır gibi değil- dir. Fakat Londralı bir kadının başına gelen şey daha acıklı ol - muştur: Çünkü kadının asıl kaç yaşında olduğu mahkemede mey- dana çıkmıştır?, Doroti Varner çirkin bir kadın değilmiş. Fakat daha güzel olmak istemiş ve güzellik müesseselerin- den birine gitmiş. Kendisini bir odaya almışlar, orada soyunmuş. kıymetli bir gerdanlığını da çıka- rarakıçantasının içine koymuş, bi- rakmış, Güzellik için ne lâzımsa yapılmak üzere kendisini — buşka bir daireye götürmüşlerdir. Fakat çıktığı zi arayınca gerda! madığını görmüş, iş de bu suretle mahkemeye düşmüştür. Seneler- ce evvel bu kadın kaybolan mü- terdiği Anlaşıldı cevheratının 12,000 kaymetinde olduğunu iddia etmiş, | P mahkemey, Şt | Bu sefer de 3,500 liralık bir g:r- İ danlık kaybetmiştir. Güzellik mü- essesesinin sahibi olan kadın mah- kemede şöyle demiştir: — Gerdanlığın kaybolmasında bizim hiçbir suçumuz yoktur. Ken- disi ihmal etmiştir. Gerdanlık da kaybolmuştur. Bundan sonra kadın kendisine sorulan suallere cevab olarak ha- yatının mühim bir safhasını şöyle anlatmıştır: — İki defa kocaya vardım. İki- sinden de ayrıldım. Bu gerdanlık | | âa kocasının başka bir kadınla ya- | bana ilk evlendiğim zaman alin - miştı. Çantamda 17 lira kadar pa- ra vardı. Fakat onlara ilişilme - miştir. ” — Evvelce 920 de de böyle bir hırsızlığa uğramıştım. 437 liram çalınmıştı. Fakat bulunduğura yer. de bu parayı ödediler, Sonra bir kere de 1,200 liralık incilerim lındi. O zaman evleniyordum. çevheratım sigortalı idi. Siyorta (Devamı 6 mcı sahifede) Enstitütere devam ederek gençleşmeğe çalışan kadın , BİR İRLANDA HİKAYESİ — DD0—>—0 —— ŞEAEKTA dahlar hasislille şöhret ışlardır. Paralarını sarfet- memek için akla ve hayale sığ- mayan şeyler bulurlar. Bilhassa çocukların. istedikle - rini yapmamak için birçok çare- lere müracaat ederler Bazan ço - cuklar da bunun intikamım alır- lar. Birgün İrlandalının biri, Ha - | vadan içki içmek ister. Çocuğuna: — Şu şişeyi al, git, bira getir.. — Peki baba... Ya parası?.. — Para olunca ben de alırım. Marifet parasız almaktadır. Çocuk ses çıkarmaz, gider, Az sonra döner, gelir. Tabil şişe boş. Babası hiddetle sorar: — Hani bira.., Sana bira al de- medim mi?.. — Baba, marifet bira varkan içmekte değil, yokken içmiş gibi | görünmektedir. BEDAVA OTOMOBİL: Sam Bütler, az kullanılmış oto- mobilini 250 dolara satacağına da- ir gazetelere bir ilân veriyor. Aradan bir hafta geçiyor, bir talib çıkmıyor. Bütler, ikinci bir ilân neşrediyor, (atı da 150 dolara indiriyor. Bir hafta daha geçiyor. Bir alıcı çıkmıyor. Sam Bütler, çok inadcı bir a dam. Gazetede neşrettiği üçüncü ilânda otomobili 50 dolara vere- ceğini yazıyor. Yine bir alıcı çıkmıyor. Bu ge- fer kafası kızıyor, her ne pahası- na olursa olsun otomobili başın- dan defetmek istiyor. Şu dördün- cü ilânı neşrediyor: «Yarın, öğle üzeri 40 ıncı cadde- de, 185 numaralı apartımanın ö- nüne 6 beygir kuvvetinde ve Z markalı bir otomobil bırakılacak- 1 tır. Arzu edenler alıp götürebilir- ler.» 'Birbirlerinden Ayrılamıyorlar İkiside Resmen Karı IKoca Olarak Kalıyorlar Fakat, Her İkisi Âşıklarile Birlikte Yine Yaşamakta Serbest Bulunacaklar | Arasındaki Zannedildi- Birisi Atılgan, Diğeri Çekıngen Ikı Çocuk İki Çocuk Fark ğinden Pek Çok Fazladır ngiliz doktoru Pernynin ço- gukları tetkik ederek bun- ları belli başlı birkaç gru- pa ayırdığını ve en mühim tipleri tarif ettiğini, «Son Telgraf> bun- dan evvel anlatmış ve bu çocuk- ların resimlerini de göstermişti. Ana baba için çocuklarının yara- dılışıni bilmek, bunların terbiyesi ve istikbali noktasından elzemdir. İngiliz doktorunun bu mevruda şeni yazdığı şayanı dikkat bir ya- zıyı da bugün hulâsa ediyoruz. Doktor biri kız, diğeri erkek ol- mak üzere ikiz birer kardeşten bahsediyor. İkiz doğan çocuklar çok değildir. Doktorun hesabına göre İngilterede doğumlarda ikiz ancak 9p 1 dir. İrlanda da $6 15 imiş. İkiz çocuklara dair söylenen bir çok rivayetler vardır. Meselâ ayni zamanda doğan bu çocukların ah- lâk ve sıhhat itibarile de birbir- lerine benzedikleri iddia edilir. İkizler yüzce birbirlerine ben- ziyebilirler. Fakat ahlâk itibarile çok değişirler. Doktor Perny diyor ki: İki türlü ikiz vardır. Evvelâ birbirlerine benzemiyenler. Bunların itizliği yalnız ayni zamanda doğmuş ol- malardır. Diğer ikinci çeşid ikizler ise ana karnında birlikte beslenmiş, in- kişaf etmiş olanlardır. Böyle likte inkişaf etmiş olanlar daima ayni cinsten oluyorlarmış. - Yani birisi kız ise, diğeri de kız, birisi erkek ise diğeri de erkek. Resimde iki çocuk görüyorsu - nuz. Doktor Peraynin ehemmi - adı, hortlak ve gulyabani * hikâyeleri halkı daima meş-| C gul eder, heyecana düşü - rür, korkutur. ondrada boşanma davaları- L na bakan mahkemeye Ben- son İsminde biri gelerek ka- rışınm Uygünsuz hareketlerinden | dolayı boşamak istediğini söyle- | miş, karısının başka bir erkekle | yaşadığını iddia etmiştir. Kadın | şamakta olduğunu ileri sürmüş Kendisinla başka erkekle yaşa - makta olduğunu inkâr tir. Bu karı koca 930 da evlenmiş- ler ve iki çocukları olmuştur. Erkek mahkemede rica etmiş, kendisinin tanışi meydana çıkar memiş- kadının ismi İmasını istemiştir. Mahkeme bunü kabul - etmiştir. | | Bundan iki sene evvel erkek o ka- , | | | dınla münasebet tesis etmiş. Bun- ay sonra da karısı le tanışmış çok geçmeden kucasına her- 1 itiraf etmiş, Aşığının kim ol- iştir. Bunun demem, üze- hata başka bir kadının yarına gitliği anlaşı rıştır (Devamı 6 mer ııhiluîo) Arasıra cadı çıktığından bah - solunur. Buna inananlar var, inan- miyanlar var. Biz, burada bu ci- heti araştıracak değil, yalmız son bir cadı hâdisesini nakledeceğiz. Fransanın Belfur şehri ahali - sinden birkaç yüzü her akşam, Ramoni ailesinin oturduğu evin atrafıma toplanıyor. Mahallenin ortasında bulunan bu evde son zamanlarda çok garib hâdireler olmıya başlamış. kak ve bahçe kapıları kendi kendine açılıyor. sonra — şiddetle kapanıyor. Bir gece, ev halkı sof- rada yemek yerken elekt baları hep birden kırılı; ları etrafa saçılıyor. O sır tencerenti kırıyor, bül lar, yakıldığı zaman sofranın üze- rinde nekadar bardak ve tabak varsa yere düşüyor, bin parça ©- luyor, Duvardaki resim çerçeve- leri sarkıyor, şişeler patlıyor, hok- kalar yerinden oynuyor, kundura- lar kendi kendine yürüyor. Sade bu kadar değil: Gece yarısı karyola altüst oluyor. Çarşaflar, yorganlar havalanıyor, yııdıkh- yetle bahsettiği birer çocuk ki ikiz oldukları halde hu'hı!lmne benzemiyorlar. Bunlardan erkek olan çocuk adrenal grupundandır. Bu grup ne demektir? Böbreklerin üzerinde bir gudde vardır ki bunun ifraz ettiği mad- de kana karıştıkça insana faaliyet, çeviklik verir. Hekimler buna ad- renal diyorlar. Bu gruptan olanlar ameli ve çalışkan olur. Doktor Perny'nin resmini gös- terdiği ikiz çocuklardan erkek ço- cuk bu gruptandır. Onun için çe- vik, faaldir. Büyüdüğü zaman da ameli bir adam olacaktır. Çehre- ye dikkat edilirse sertlik göze çar- par. Kıza gelince; onun çehresin- de sertlik hiç görülmüyor. Çehreleri tetkik ederken dikkat edeceğiniz en mühim nokta şudur: Bir kısım insanların çehresi içeri- ye çekiktir. Bir kısım insanların ki de dışarıya doğru çıkıktır. İşte bu ikiz çocuklardan erkeğin yüzü dışarı doğrudur. Kızınki ise içeri- ye çekilmiştir. Dışarı çıkık olan çehrelerin sahibleri faal, atılgan oluyorlar. İçeriye çekin olanların sahibleri ise daha ziyade hulya ile meşgul, nazik olurlar. Eğer oğlunuz bu resimdeki ço- cuğa benziyorsa onun çalışkan, a- meli bir çocuk olacağını ümid e- debilirsiniz. Eğer kızınız da bu resimdeki kıza benziyorsa onun gaha ziyade süs meraklısı, çiçek- leri sever, renklerden — hoşlanır, bulyalara dalar bir kız olacağını düşününüz. Erkek kızdan ameli- dir, çalışkandır. Yorulmak bilmez. Camları Kırıyor, Kapılar Gıcırdatıyor, Yazı Hokkalarını, Kunduraları Atıyor. — Bütün Mahalle Halkı Korku Ve Heyecan İçinde, Sabahlara Kadar Gözünü Kapayıp Uyuyamıyor rın her biri bir tarafa uçuyor. Ya-| takda bulunanlar, neye uğradık - larını bilemiyorlar, kaçışıyorlar. Kaçıp kurtulsalar âlâ. Fakat bu sefer de meçhul bir el üzerlerine taş yağdırıyor. Bir defa, evin çocuğu on dört yaşında Pol yere düşüyor, çivi » lenmiş gibi kalıyor. Birkaç kişi zorla çekip götürüyorlar. Garibi şu ki bütün bu hâdise - Kız ise hulyayı sever, heyecanii gabuk mağlüb olur. Onun için b le bir kızın yetiştirilmesi h zordur. Ana, babanın hususl dikkat ve ihtimam göstermesi zam gelir. Bu resimlerini gördüğünüz kardeşler arasında ne kadar var!, Ne ahlâk, ne mizac, ne d çehre itibarile birbirlerine £ benzemiyorlar. Yüzü dışarı olan erkek çocuk şimdi her h ketinde atılgan, ameli olduğu göstermektedir. Bu atılganlık on kavgacılığı da sürüklüyor. Ki gadan korkmuyor. Ana, baba çocuk için de büyük bir dikkat ilinâa göstermeğe mecburdur. kü afılgan olan bu çocuk da edebilir. Onun için ona İş kötüyü vaktinde öğretmek dır. Çocuğun elleri, p şayanı dikkattir. Hep uğrı için yaradılmış eller. Bu çocuk gün çalışırsa musikişinas da © Fakat eller ameli insanların leridir. Onun için musikide cağı alet de mücadele istiyen, » lik istiyen bir alet olacaktır. ne olabilir? Keman hiç değil kat piyano mükemmeli. parmaklarını vurarak, sert belerle çalacağı bir alet odi çocuğun eksik tarafları da Sabırsızlık. Büyük işler sabır ve başarıldığına göre bu çocuk & bu mühim hasletlere alı; alılgan ve ameli Kabil'yette kendisine hayatta büyük mt fakiyetler için kâfi gel (Dnomı 7 inci sahi ler, ancak Pol hazır bulund kendisinden şüphe ediliyor. Za zaman vukua - geliyor. bıta, evin önüne biriken halkı € Bitmak için sokağın muhtelif lerine nöbetçi dikmeğe kalmıştır. zi Mahalle halkı heyecan babahlara kadar bekliyorlar. B kalım bu cadı yakayı ele vereci mi?..