davallı Bir Köylü: Ömründe Hiç Deniz Görmemiş Adam Dalğınlık Neticesi Bir Kazaya Kurban Gitti arsusun yeni Ömerli mahal-| T lesinden Ahmet oğlu Emin Sak isminde ve henüz şim- diye kadar ömründe hiç deniz görmemiş bir genç geçen gün ilk 'defa Mersine gitmiş ve orada de- Diz kenarında mevi suları büyük bir zevkle seyrederken bu heye- tanına kurban gitmiştir: 17 yaşlarında bulunan bu genç, Tarsusta oturmasına rağmen şim- diye kadar hiç kasabadan dışarı gıkmamış ve deniz, vapur, kayık Vesalre gibi şeyler hakkındaki bü- tün bilgisi kitaplarda okuduğu ve-, Ya ağızdan işittiği şeylerden iba- Tet kalmıştır. Nihayet; kurban — bayramında bir tesadüf onu Mersine kadar bir Seyahat yapmağa sevketmiş ve Emin bir akrabası ile birlikte tre- 'e binip Mersine gelmiştir. Ora- da lâzım gelen işlerini gördükten Sonra Emin ve akrabası sahilde bir kahveye gidip oturmuşlardır. İşte bu sıralarda mavi denizi bü- fün ihtişam ve vüsatile gören gençi Söcuk; onun caztbesine kapıla - Tak; gazete okuyan — akrabasının Yanından kalkmış ve ağır ağır İMAR İŞLERİ Metrük Mezarlar Park Haline Getiriliyor Vali Alâkadarları Derhal Faaliyete Geçirdi ehrimizin muhtelif semtle- rinde ve mahalle araların- da — bulunan mezarlıkların arılarak buralarının park ha- line getirilmesinin kararlaştırı! - Üğını yazmıştık. Yeni Vali ve Belediye Reisi - Miz Lütfi Kırdar, tetkik ettiği Muhtelif işler meyanında bu me- Seleyi de ehemmiyetle ele almış Ve Mmezarlıklar müdürlüğünden | Mahalle aralarında bulunan me - :’llllırın bir listesini istemiş - Lütfi Kırdar bu listede yazılı d Mezarlıkları mahallen gör - ten sonra bunların süratle kal-, #rılmaları hakkında emir vere - Tek tatbikata geçmiştir. Bu cümleden olmak üzere mu- Malleyh geçen gün Beşiktaşa da :':Nı ve kaza kaymakamı ile bir-. “Kt2 Yıldıza ve bilâhare Maçka- Ya Çıkarak Abbasağa ve Aşıklar irlikları mahallerini tetkik et- Tiğtir, Lütfi Kordar bu — tetkiklerden Abbasağa mezarlığının der- park haline ifra- ZORBALAR SALTANATI »e 65 tik ,HEmen bu geceden ve hattâ ç h—d. idan itibaren kendine Yiza yle, haydi bakayım, göre - Seni., Kız, Berdi Olan $ok şakrak oynak bir dil- L Aslen Okranyal: bir Slâv ,_".h'ı Küzel kız ancak on altı Vine. vında idi. Esirci hanımın e- ” &tleli dört sene kadar ol - -K Aşı aA Hlığa küçük olduğu için esirci ittükten sonra, daha Para abırım ümidile sa- O yi5 milümezla, i "'riı., l imanlaşmıştı. İsmi de| kahveden çıkıp sahil boyuna; de- nize daha yakın olmağa gitmiştir. Emin; buradan sahildeki şimen- difer iskelesine geçmiş, sonra is- kelenin bir kenarında — durarak, nazarlarının önünde alabildiğine uzanan mavi semayı, engin deni- zi ve yakın kayalıklar arasında oynaşan martıları masum bir he- yecan ve zevkle derin derin sey - re dalmıştır. Genç çocuk; ömrüm- de ilk defa karşılaştığ bu nefis manzara ve sakin âlemin sihrine kendisini o kadar kaptırmıştır ki, biraz sonra arkasından acı acı ba- gırarak kesik homurtularla ge - len bir manevra treninin farkında olmamış ve ancak tren kendisine pek yaklaştıktan sonradır ki, dab-, dığı derin rüya ve hayal &lemin- den uyanmıştır!... Fakat ne ya - zik ki genç çocuğun ; ömründe birinci defa gördüğü bir mavi de- niz karşısında hissettiği bu ilk he« yecan onun son zevki olmuş ve birdenbire kendini toplayıp kaç- mak istemişse de muvaffak ola - mayarak trenin altında yaralan - mış, az sonra kaldırıldığı hasta - hanede feci iztıraplar içinde öl - müştür büyük bir saha temizlenmiştir. Burada faali dan yani Hami itibanen başlanmış olup mezar - lktaki ağaçlar ve serviler de ke-| silmektedir. Ölülerini kaldırmamış oları ai - lelerin kabirleri de belediye ma - rifetile açılarak bakiyel izam şim- ailik mezarlığın Yıldız cihetin - deki yukarı kısmına konulmakta- | dır. Semt halkından bazıları da ge- niş ve uzun olan mezarlığın bu yukarı kısmına dokunulmamasını! istemişlerdir. Belediye Reisliği; bir — yandan başladığı faaliyete devam eder - ke ndiğer taraftan da mezarlığın park haline ifrağı hakkında şe - hir meclisine bir teklitte de bu- Junmuştur. Halen meclis mülkiye encüme- ninde tetkik edilmekte olan — bu teklif; meclisin önümüzdeki içti- maında müzakere olunacaktır. Bunu takiben de Üsküdarda ve| diğer yerlerdeki mümasil mezar- lıkların park haline konulması fa- aliyetine başlanılacaktır. zazan: M sami KARAYEL lara malikti. Mavi ve iri gözlü boylu boslu bir dilberdi. Nuridan; ihtiyar çerkes kalfa- gının nasihat ve emirlerini se - vinçle dinledi. Çünkü; küçük bey- de gözü vardı. Senelerdenberi ko- nakta büyüdüğü için küçük beyi tanıyordu. Fakat çocuk olduğundan, ayni zamanda küçük beyin daimf hiz- metine bakan bir cariyesi de bu- Tunduğundan kendisine uzaktan Seyre bakmaktan — başka varlik kalmıyordu. Nuridan, çerkez kalfasının söz- Programlı iş ali Dr. Lâtfi Kırdarın ev- Wı—cm gün Şehir Meclisinde söylediği — sörlerden — şunu anlıyoruz: İstanbul modern şehircilik ba- kımından hiçbir. vasıtası tamam almıyan bir kasabadır. Böyle ge- niş, dağınık ve asırlarca ihmal e- dilmiş bir kasabayı şehir haline sokmak istiyoruz. Bunun için de yüz milyonlarca liraya ihtiyaç var. Peki, şimdi, ne yapacağız?. Bu parayı nere - den bulacağız?. Sukutu bayale mi uğruyalım, ümidsizliğe mi düşe - lim?. Hayır... İşleri, masrafları senclere tak - sim ederek beşer yıllık kalkınma programları yapmak en muvafla- kiyetli yaldur. Bugün bu noksanları bir ham- lede gidermeyi düşünmek — insan zekâsını ve dimağını yormaktan başka bir netice vermez. Program, ayni zamanda İstanbullulara yük olmıyacak şekilde tatbik edilme- lidir. Fazla vergi, tahakkuk ve tah- silât arasındaki nisbeti aleyhe ola- rak arttırır. Bugün, bazı belediye resim ve vergilerinin tahakkuk ve tahsi - Tâtı arasında görülen yüzde 30 nis- het © zaman daha farlalaşır. Bu noktayı asla gözününden uzaklaş- tırmamak lâzımdır. BÜRHAN CEVAD Sütçülerin Toplantısı İstanbul Süt Müstahsilleri ve Sütçüler Cemiyeti dün senelik umum! kongresii velce cemiyet tan diler dik edilmiş ve bu imeyanda cemi- yet nizamnamesinin şu sunetle ta- diline karar verilmiş Süt müstahsillerile dükkân hibi sütçülerin birinci sımıfından senelik olarak 650 karuş. — ikinci #ınıfından 550, üçüncü sınıfından 450, nâkil vasıtasile seyyar süt sa- tanlardan 450, alelümum diğer sütçülerden 250, çırak ve çoban- lardan 150 kuruş aidat alinir. Bu madde böylece kabul edil- dikten sonra, ayrıca, hastahane- e yardım için - lüzum ettiği tak- dirde - aldat bedeline, bir seneye Tmahsus olmak üzere birer daha zam hususunda, heyeti umumiye, idare heyetini - salâhigettar kıl - > İNTİHAP NETİCESİ Sütçüler Cemiyetinin birinci ça- lışma yılmı bitirip msfı kur'a ile çıkarılar idare heyeti âzalarının yerlerine seçim yapılmış neticede aslf âzalıklara: seyyar sütçü Mus-, tafa Zeki Cengiz, dükküncı sütçü Ali Cemal Altıntaş, seyyar süt gü Mustafa Gürakı, süt müstah- sili Mehmet Ener, seyyar sütçü Mustafa Karasbacak, süt müstah- sili Sait ve yedek âzalıklara: Sey- (yar sütçü İsmail Uysa!, seyyar süt- çü İsmail Gönül, seyyar sütçü İb- rahim Özçetin, seyyar sütçü Ab- dullah Gürsoy, seyyar sütçü Ömer Gençay, seyyar sütçü Hasan Ali Yıldırım, seçilmişlerdir. * — Kalfacığım, hiç üzülme.. Bu tevdi ettiğin iş! istediğinden daha Alâ becerebileceğime söz veririm. Nuridana, daha bir iki nasihat vermek de Jâzımdı. Çerkez kalfa gu sözleri de ilâve etmeği unut » | Çok pahalıya satılan ehrimizde meyve fiyatlarını ucuzlatmak için esaslı tet- kikler yapan Belediye Re- | isliği; hâlde bir nevi mutavassıt | vazifesini ifa eden kabzımallla - rın pahalilikta âmil - olduklarım görmüştür. | Çünkü müstahsilden ucuz fi - yatla malı alan ve ekseriya ara- | larında “anlaşan - kabaımalların | meyve piyasasına istedikleri gibi hâkim oldukları görülmüştür. Ezcümle toplan en nefis armut- lar kabzımala kilosu 10-16 kuruşl arasında mal olduğu halde İstan- bullular; bunları bir kaç misli pa-. halı yiyebilmektedirler. lediye Relstiği; bunun müstahsil ile asıl satıcının d rudan doğruya temasa geçmeleri-| ni temin edecektir. Diğer taraftan müstahsile ve tıcılara Jâzım olan kredinin te - İstanbul Müzelerinde : için; üzeler Umum Müdürü A - ziz Ogan kendisile görüşen bir muharririmize , İstan - | bul müzelerinin ilmi faaliyetleri | hakkında izahat vererek ezcümle | şunları söylemiştir: «Asarı Atika müzeleri sa - hip olduğu, Üzerlerinde eçivi ya- zılı>, topraktan mamul, 100 bine den fazla Sümer ve Hitit tablet - lerinden mürekkep bir arşiv vü- cude getirmektedir. Muhteviyatı itibarile çok mühim tarihi vesi - kalar teşkil eden bu eserlerin bir taraftan tasnifatına, diğer taraf- tan da kataloğlarının hazırlanına- sına devam edilmektedir. Lüzu tikten sanra, gece cünbüşü yapı- yorlardı. * Esirci hanımın oğlu, her akşam olduğu gibi ezandan yarım saat evvel eve geldi. Kurnaz ve pişkin madı: — Kızım; sakın bu söyledikle - Timi kimseye söyleme. Sakın ar- kadaşlarına da bu akşam nereye gideceğini açma e mit. Küçük bez gelmeden hazırlan ve onu 6- dasına girer girmez karşıla... Ben, onu odaya kadar getiririm... On- dan ötesi artık senin ustalığına kalır. — Vallahi kalfacığım, hiç üzük- | me dedim ya, istediğinden daha alâsım yapacağım.. — Haydi... Aferin kızım sana.. e Zavallı cariye, esirci hanımla leri biter bitmez elini öpüp şu Hamid efendi hazretlerinin evin- de her şeyden bihaber yiyip iç - çerkez kalfası mutadın haricinde delikanlıyı karşıladı ve: — Oğlum Nihaüâ; valideniz ha- mimefendi ile cariyeniz Hamld e- fendi hazretlerine kadar gittiler.. Maamafih yatsıdan sonra gele - cekler.. Üzülmemen ve işinin geri kalmaması için kızlardan birini hizmetine tahsis ettim. Başka bir arzun olursa bana bildır olmaz mı? Delikanlı; teşekkür ettikten san- | ra, odasının yolunu tuttu. Nuridan, adeta nim üryan bir hâlde giyinmiş heyecanla delikan- lıyı bekliyordu. Delikanlı da; çerkez kalfasının hizmetine tahsis ettiği kızı biran evvel görmek için merdivenleri ikişer, ikişer atlıyarak — odasına | I Yine O Mesele... I Meyveyi Niçin Pahalıya Yiyoruz ? Müstahsille Asıl Satıcıyı Temasa, |— Getirmek Çareleri Aranıyor | yerinde olduğu tetkiklerden an - | Yüz Binden Fazla | Eserden Mürekkeb Yeni Bir Arşiv Müzeler Umum Müdürünün Muharririmize Beyanatı mevsim meyvaları mini de ilk plânda görülmüştür. Bu maksatla «Halk Bankası» nn Hülde bir teşekkül vücude geti- rilmesine çalışılmaktadır. Bundan başka Hâlde tartı ve nakliye işlerinin de süratle ıslahı zaruri bulunmuştur. Sırtta ve küfelerle nakliyenin men'inden sonra hâdis olan vazi- yetin pahalılıkta âmil olduğu hak-| kanda yapılan şikâyetlerin kasmen Taşılmıştır. Öğrendiğimize göre bütün bu işlerin süratle ıslah ve ikmali ile Hâlin modern bir şekilde tevsii için yeni ve mühim bir proje ha- zarlanılmasına bi mütali kadarlı m e ikmal mak surı ve tatbik o - lunacaktır. mu kadar tasnif dolapları yapıl - mış ve ikmal edilmiştir. ESKİ PARA VE MADALYA | KOLLEKSİYONLARI | Eski para ve madalya kolleksi- | yonları için hazırlanan — resimli | rehber Devlet Matbaasına veril- miştir. Şimdiye kadar İstanbul müze- sinin gayri islâmi ve islâmi para kolleksiyonuna dair hazırlanmış olan bu ilk rehberdir. Böyle ol » makla beraber bu rehberin çer - gevesi genişçe tutulmuş ve ihti- yaçları tatmin edebilmesi düşü - nülerek, ona göre tanzim ve ter- tip edilmiştir. Ayni zamanda meskükât kol #lelâcele girdi. Nuridan, ayak seslerini işit « mişti. Derhâl farkında — değilmiş Gibi pencerenin önüne gidip per- de arkasından sokağı seyrediyor- Ziraat Bankası Me murları Tekald Sandığı Mütemadiyen İtkişaf - Eliyor Ziraat Bankası memi tekaütlük işlerile uğraşmak üze- re tesis edilmiş olan tekaüt san- dığı günden güne büyük bir inki- şafa mazhar olmaktadır Emniyet Sandığı muavenet san- dığının sermayesi de bu teşekkü- le devredilmiş olduğundan San- dık, © vakittenberi hem Ziraat Bankası ve hem de Emniyet San- dığı memurlarının tekaütlükleri ile uğraşmaktadır. Sandık; umumi heyet tarafın- dan tasvip edilmiş olan faaliyet raporuna göre ilk teşkilât kadro- larile Zirsat Bankası ve Emniyet | Sandığından tekaüde sevkolunan 74 cmekliye 6 ay içinde 26 bin 503 lira tediye etmiş ve sonradan ma- aŞ tahsisi için müracast edenler- den 13 mütekaitle bu gibilerden vefat edenlerin dul ve yetimle - rinden 10 şahsa 3351 lira avans vermiştir. Sandık sermayesi 1 milyon 665 bin 100 lira iken memur aylıkla - * rından kesilen 96 3 lerden ve taz-) minat tahsilâtından toplanan 153 bin 380 lira ile birlikte yekân 1 milyön 820 bin 480 lirayı bulmuş- tur. Sandık; bu hesap devresi için - de 11 bün 542 lira kâr etmiştir. Halkevi Temsilleri Geçen akşam Eminönü Halke- vi Alay Köşkü temsil salonunda zengin bir müsamere tertip et - Miştir. Bu müsamereye önce mek: tepli kızlar tarafından okunan is- tiklâl $i İle başlanmış, müte- akiben muallim Revnekullah Ser- ver tarafından tiyatro telâkkileri ve İk şark sahnesi mevzulu — bir konferans — verilmiştir. Bundan sonra muallim Aliye Esat, Halk Partisinin umdelerini teşkil eden <altı ok> hakkında bir görüşme yapmış ve Vahdi ve Ahmet tara- fından monoloğlar söylenmiştir. Programın bu ilk kısmı bittik- ton sonra, Halkevi gençleri tara- fından, artık tamamen tarihe ka- rışmak üzere olan sorta oyunu» faslına geçilmiştir. Gençler — bu tarihi oyunu muvaffakiyetle ba- Şarmış ve çok alkışlanmışlardır. Darüşşafakaya Hediye Edilen Kurbanlar Kurban bayramı münasebeti - le 26 kişi Darüşşelakaya kurban hediye etmişlerdir. Darüşşefaka alâkadarlara teşekkür etmektedir. leksiyonunun üÜmi kataloğları - ma alt birinci ve ikinci ciltler de ikmal edilmiştir. Müz: kütüpha- nesinde bir mütehasmmmız tara- fından meskükât ilmine dair, pro- jeksiyonla Üniversite talebesine konferanslar verilmektedir. gelmezdi. Veyahud gelinciye ka- dar ne yapıp yapıp bu kızla işi pi- göirmeliydi. Küçük Bey soyunup dönkün - dükten sonra; kıza sordu: muş gibi sırtı oda kapısına çev - rilmiş bir halde dışarıyı seyre dab| &. Delikanlı - kapıyı açtı ve içeri girdi. Bu gürültü üzerine Nuridan dönerek küçük beyi karşıladı. He- men başından kavuğunu aldı. Kür- künü çıkardı. Sanki; her akşam bu işlere alışmış bir cariye gibi hareket ediyordu. Delikanh, güzel cariyeyi yan gözle seyrediyordu. Olgun ve genç olan bu kız bir bahar göncesi ka- dar terütaze idi. Hele giyinişini ne derece yakış- — Kır senin adın ne? — Nuridan efendim.. — Nekadar güzel isim bu.. — Çok oldu mu bize geleli... — Dört beş sene var... — Hiç de görmedini ben seni. — Kaç yaşındasın? — On alü kadar.. — Nerelisin? Ve nereden ge- din?.. — İslâvim... — Ukranyalıyım.. Gece Yarısından Sonra ayramın son günü akşamı, Ortaköyde bir aile dostunu. ziyarete gitmiştim. Bu zi < yarat imkânını, ancak çök geç vakit bulabildiğim için, evime dö- nüşüm de çok geç oldu. Saat, geci yarısından sonra, üçtü caddesinde, saj D rak, beni evime gö #omobil arıyordum. İssız ve sı caddede, bekçiden başka hiçbir özü edi. Bekçi ile a r muhavere geç- — Otomobiller nerede bekler, burada?, j O, benim bu sualimi galiba, hays vetle karşılamıştı: — Burada otomobil ne gezer?. — Demek Ortaköyde bu saatte etomobil. bulunmaz!. — Hayır. — Peki, evime nasıl gideceğimi — Vallahi bilmem. — Otomobil filüân yoktur, burada.. — Sen bulamaz mısın?... — Nereden bulayımı?, — Buraya en yakın bir otomo- — bil istasyonundan telefonla iste. Bekçinin hayreti artınıştı. Onu, bu işi yapmağa ikna edin- ciye ve bu işin pekâla mümkün | olduğunu, hatta, bana böyle bir kolaylık göstermesinin vazifcsi bulunduğunu anlatıncıya kadar, akla karayı seçtim. O, üç beş adır- ileride, sokağın içindeki polis ka- rakoluna kadar giderek Beşiktaşa telefon etti ve bir otomobil geldi. Beni aldı, evime götürdü. Size hikâyesini anlattığım bu işlte şu hayretimi mucib oldu: Ortaköydeki, şehrin - oldı kalabalık bir secitinde, her — sabaha kadar bir veya iki taksiye — neden nöbet bekletilmiyor?, Bu semtte oturanların âni bir İşi, bir —— hastası, fevkalâde bir hali olmaz mit. Burası, İstanbul şehir hudud - ları dahilinde bir semt değil de, yoksa, ismi gibi, bir köy müdür? İstanbulda, daha nekadar - böyle köy varsa, bu semtler Üüzerinde alâkadarların dikkat gözünü çe - kerim. ( Şehrin bazı mahallelerinde kâ- Ti sokaklara tavuk, huröz ve em- — sali kümes hayvatlarının başıboş bırakıldığı görülmüştür; ; Bundan başka Çapada ve Yeni bahçe hastanesi civarındaki so - — kaklarda başıboş at, koyun, keçi Bibi hayvanlar da dolaşmaktadır. Bu münasebetle alâkadarlara verilen bir emirle bu kabil sokak- ve mahalle aralarında — gürülen — hayvanların hemen yekalanması — ve aymnea sahipleri hakkında da kanum! takibat yapılması tebliğ 0- Tunmuştur. Mua—lhı—'nl : Arasında İstanbulun bütün semtlerinde- — Ki flik mektep muallimlerini bir « birlerile tanıştırmak ve kendile - rine istifadeli mevzular öğretmek üzere tertip olunan konferans topiantılarına bugünden itibarem başlanılacaktır. Birimizin Derdi Hepimizin Derdi | Antika Bir Çeşme! deki kıymetli çeşmedir. Bu çeşme pek küymetli bir ceşme elduğu Balde birkaç yıldır. müslüğü ko- parılmış, suyu kesilmiş ve önün- deki iki üç metre derinliğinde o- lan ve yalık hizmelini rören çu- vardan darchanemize gelen — bir at asarı atikadan olan bu kay - metli çeşmenin musluklarının ta-