AF —22 1 inci Küsun 1894 SON TEL Gumhuriyetçilerin Mütaleası: Halkın Serbestçe Reyine Müracaat Edilmeden Buİş Olamaz ;4Almîıl İtalyan Nufuzu Rekabeti - Katalonyayı ; Mahsus — Birakıyorlarmış y — General Miyaha Böyle Söylüyor erek Cumhuriyet İspanya- , gerek Franko İspanyası ngiliz Başvekilinin Roma- h noktası İspanya m rinde olduğuna şüphe Dahili harb başladı başlıyalı İngiltere ile Fransanın koymuş ol« dukları kalde âdemi Mmüdahale idi. Hattâ harbe haricden karışıl- masin prensibi idi. Fakat bu kardeş kavgasına tür- — ü düşüncelerle haricden — türlü O müdahaleler yapılmaktadır. ĞN Yabancı askerlerin çıkarılı işinde Cumhuriyet hükümet oktur. 'Tarragon'un zaptından sonra İspan yanın vaziyeti. (kül vengi) millici- lerin, beyaz renkliler de hükümetçi lerin elinde bulunan yerleri gösterir | ru bu süretle incindi. Hâlâ"Alman ve İtalyanların İspanyol topra - ğında kalmış olmalarındaki acılık Frankonun eline geçen yerlerde de duyulmuştur. Taymis gazetesinin İspanyada tetkikler yapan bir mühabiri ta- rafından yazılan şayanı dikkat bir yazı bu itibarla hayli şeyler öğ- retmektedir. Cumhuriyetçi İspanyanın ya - .bancı askerleri çıkarmasından son- ra Frankonun taraftarları da ar- tık İtülyanların bir an evvel İs“? panyadan çekilip gitmelerini bek- lemeğe başlamışlardır. Bu, İta yanların' yandımını; artık muhtaç adımı atmıştır. Başvekil Negrin | bunu yapmakla Franko tarafına büyük bir darbe indirmiş oldu. | Çünkü İspanyolların milli guru- Eski Kayser Seksen Yaşına Giriyor 83 Yaşındaki Çocukluk Arkadaşı Onu Ziyarete Gidiyor | yarak ilmi tetkikatla uğraşmak- tadır, el CAM NASIL YAPILAR? — am ateş tuğlamı kapli ve gaxa levile wiman büyük tekmelerde i- mal olumuz. Ocaklardan çıkas gazler sıcak gazler fırındaki ham maddeler üzerinden ge- çer ve onları birbirine kaynatarak yu- amuşak külçe haline zelirir, Halkla, ca- im meydana getirmek üsere iyice bir- deştiği zaman üfürülmeğe, kalıba ba - sılmağa. hamur gibi açılarak şekil ver- meğe hazırdır. Adi camı yapmak İçin fırma konan Balita umumiyetle soda, kireç, kum- dan terekküp eder. Nisbet şöyledir: € kum; 2 soda; kireç gibi maddele- Tin birleştirilmesi ile camlarımız olur. ÖLÜMDEN AGIR BİR CEZA.. Franstz — bahriye * mülâzimlerinden Öber'la cakaslukla İtham, rütbel as- keriyesinin Fef'ine, apoleklerinin sö - külmesine ve idamına karar verildiğini alanılar bildirmişti. Bu bize, yirmi üç sene evvelki bir yak'ayı halırlatlı: Bir kadın uğruna namusunu, şerefini foda eden bahriyo mülâzimal Ulmo... Bu zabli, bir akirise gönül vermiş, #a para yetiştireceğim diye casus - Tuğa başlamıştı. Nihayet yakalandı. i- dama mahküm oldu. Camhur Reiti idam cezasını mücb- bed küreğe tahvil etti. Güyan adasına gönderildi. Yirmi üç sene sanra affo- lundu. Fransaya döndü. Bir zabit isin ölümden daha beler birşey olan ref'i rülbe merasimine ce- lince: rütbesi 19 haziran 1808 de ref olundu. O gün, her alaydan, her taburdan, bütün zemilerden birer manga asker gönderilmişti. Bunlar, müstatil bir kilde dizildiler. Ortuda büyük ve cük rütbeli kara, deniz ve hava katastı zabilleri mevki almışlardı. Süngülü dört jandarmanın muhafa- zası altında zetirilen Ulmo, orla yerde dürdi — Hazırett., ! Kumandası verildi. — Asker vaziyet aldı. Trampeteler, borular çalınmıya başladı. Divanı harb kararı okundü. Kumandan mahküma yaklaş! — Fransır milleti sizi, bu apoletleri faşımıya lâyık görmüyor. Müllet ve ka- mün mamına bunları söküyorum. Dedi, Apoletlerini, kolunda ve va - kasındaki şerlileri söktü, atlı. Parlak düğmelerini de birer birer kesii. San- va belindeki kılıcını aldı, dirine vur- u, İKi parça etti. Mahküm, tüyü yolunmuş kaza dön- müştü, Hazır bulunan askerlerin önün- den geçirildiklen sonra Jandarmalara teslim olandu. HİKÂYE Her Şeye Rağmen.. HLASA ümral kıvırcık saçlı, siyah | gözlü, orta boylu, dolgun vücudlu esmer güzeli genç kadın, yarı çıplak kollarının dir- seklerini pencereye dayamış, dı- şarıdahı görünmemek için pek faz- la uzanmadan sokağa bakıyor, hir- çin, asabi bir haleti ruhiye İle ko- casını bekliyordu. Akşam. Yavaş yavaş hava karardı, gece, #iyâh've titrek bir tül gibi ve bütün şehri k: dızlar ışıldadı, elektrikler, ışıklar yandı. O, hayatında, yalnız bu akşam, ağır ağır çöken bu siyah, simsi - yah geceyi, kalbinde birkaç saat evvel açılan derin yaranın, son- buz ve ollulmaz matemine ben - zetti. v Yaşlı gözleri yolda, hars, hiddet, ıztırab ve heyecandan titriyordu. Kendinden geçmiş gibiydi, Ağlı- yor, ağlıyondu. Birden, kapının zilini işitti, ye- rinden sıçradı. Mendilile gözlerini kuruladı. Kendine biraz metanet, biraz çeki düzen verdi. İtidalle merdivenleri indi. Kapıyı açtı, ko- cası idi. Yukarı çıktılar, Erkek, pardesüsünü, şapkasını - çıkardı. Yorgun bir adam gibi koltuklar - dan birine oturdu. Genç kadın da, asabi bir tavırla karşısındaki kar napenin bir ucuna ilişti. Genç adam karısının yüzüne dikkatle baktı ve sordu; — Nen var Necmiye?. Hasta gi- bisin... Kadın hırçın ve manidar: — Bilmem, öyle miyim?. — Gözlerin kızarmış... WP mi yoksa?, * GEİ Kadın bir an sustu; gözlerini ö- nöne eğdi. Erkek, bu süküt ssnasında, k#* rısına dikkatle baktı; onu hiç bü halde görmemişti. Bu ani asabit yet neden diye düşündü ve sesi müştik bir yumuşaklık vererek! — Necmiye, niçin susuyorsuâ, söyle üzüntün nedir haydi söyl€ metanetine rağ * men hirçin ve titrek bir sesle — O kadar müştik ve candsli bir alâka ile soruyorsun ki, İşli iç yüzünü bilmiyen biri bu leri işitse bana derin bir ile acıdığına hükmeder. — Şüphesiz ki bu hüküm çak yerinde olur. — Bana acıyorsun değil m — Eilbette, bu hem acımak, hetf de sevmektir. — Yalan! Erkek yapmacık bi yerinden doğrularak: — İnanmıyor musun? ile alâka — Hayır, Nasıl inanay cıyan, seven bir koca karısını, le senin gibi can alacak yerindek vurmaz ki!, — Benim gibi mi?, Ben sana * yaptım?. İ — Aldattın! Başka bir- kadıfi banâ tercih ettin, Ve kimbilir # kadar Zamandır, beni, bir kör, b budala gibi avuttun, yazık! BE' ne talihsizmişim... Erkek calt bir itidalle telâşif gizliyerek: — Neler söylüyorsun kuzulf Şimdiye kadar bana karşı en İ fak bir şüphe bile izhar etmedif aramızda «çıta çıkmadı. Üç seff tam üç senedir sakin bir hayat YF şadık. Hattâ bu sabah, işime derken, seni, yine o sakin biraktım. Bir gün, birkaç SAf (Devamı 6 ıncı sahifede), Eski Kayser Vilhelm #Duri Harbden sonra Ho - | U landaya sığınmış olan eski Çayser Vilhelm bu ayın 27 inci günü 80 yaşına girecek ve bu münasebetle Holandadaki — Dorn şatosunda bir merasim yapıla < caktır. Eski Kayser bu şatoda pek mun- Kendisi henüz çok dinçtir. Her sene dünyanın belli başlı bazı ta- rih âlimlerini çağırarak misafir etmekte, onlarla görüşmekte ve onlardan da yeni şeyler öğrenmek- tedir. Kayser, senelerce başında bu- Tunduğu imparatorluğa aid hatı- ratını yazmlşlır. Fakat kendisi 2- leyhinde yazılan ve söylenen şey- lere hemen hiç cevab vermemek- | tedir. — Yazdıklarını — vefatınıdan sonra neşredilmek ürzere sakla - makta, yalnız harbin mes'uliyeti- ni üzerine almadığını söylemek -- | tedir. | Acaba seksen yaşında bir adam yine o yaşta eski bir çocukluk ar- kadaşını gördüğü zaman ne du. yar?, İşte Kayserin de böyle bir | dostu vardır. Bu dost 83 yaşında AÂmerikalı profesör Bigelovdur. Vaktile küçük yaşta iken Alman- | yada Potsdam sarayında Vilhelm ile birlikte ders okumuşlar, arka- olmadıklarından değil, fakat milli gururlarını muhafaza içindir. Fa- kat Franko İtalyaya karşı çok bor- | ca girmiştir. | Diğer taraftan İtajyanlar da İs- | panyada Almanların vaziyetinden | endişeye düşmektedirler. Çünkü | epey zamandanberi İspanyada Al- | manların nüfuzu artmakta, iktı - (Devamı 6 met sahifede) JEA MEG Davet ve Bir sureti Fevkalâde de yarattıkları saadele TALİ Y Filmini seyretmenizi rica ediyorlar. Yeni mı rece memnun edecek bir | böceklerin vücudlarında buldu. Sonra -PİERRE LEMONİRE ve MİGHEL SİMON Buyün Si SÜMCER Sinemasına Porgramı LOVİS PASTEUR ! BUGÜN — İnce - Zevkli - Neş'eli Bir 7 Taslalıkların mikroptan geldiğini 1 | MELEK Mevzu Herkesin Beğendiği Ankara Radyos Hü Hücekh Lünüsia vere di () B nda Nefis Film lli Sikropları hastaanan veya ölen (l — Sinemanu SADDA 1245 Müzik (Pazar çayı). 1420 Konuşma (Çocuk saair), 18.30 Ajans ve meteorolaji haber K 19 Türk müziği Çİncesax astı - yati faslı). 20 Spor (Anadelu ajancı xpor sert 2010 Müzik Çoda müzlği - tbrahif ) Özgür ve Ateş böcekleri - Fanterl) Pasteur ve sair arkadaşları Mastalık- Jarı tetkik ettiler, Bu suretle hastalığü sebeb olan mikropları (1865) senesin- d n bu büyük fen adamına bü- tün dasanlığın şüphesir minnet boret | vardır. Barones ve Uşağı | "e VİLİAMPOVELL Sözlü Rollerde ANNA BELLA ŞY Sler Benil Ayrıca : Parmunt Dünya Haberleri V T lümin 'ati — Bazinak peşreri | 2— Badullah ağa — Akır lfd' Kapılsa her gören. N â— Münir Nuretlin — Durmadi AUMONT Bugün Sinemanin en , Günt yain — Lyda Baarova'yı | vv — n ve - sevdalıları Ş ü İ İ sevgillmden. ökkde Bugüne kadar çevrilen en müessir aşk ve casusluk filmi e tenen — vanter e Ş 6— Nuri Bey — Benim servik Aşktan Daha Kuvvetli | .-. T— Buzinak sax semaisi, Fransızca sözlü şaheserinde görmek üzere SAKARYA Sinemasına Reşad Erer, Refik Ferif Cevdet Kozan, Kemal Niyazi Seyhif ZI Memleket saati, ajanı, met uu ile sizi son de- ve ihtişam filmidir. tazam bir hayat sürmekte, hay van yetiştirmekte, bahçesile meş- gul olmakta; güzel kitablar oku - — Hemencik bir otomobile atlıyalım Ferit.. Dedi. Otomobile bindiler. Buraya kadar geldi- ler. Nesrin otomebilde üzüntüden yaşlanan gözle- rini saklamağa çalışa çalışa: — Foerit, bağam beni zorla evlendirmek istiyor. Dedi. Bu adamın zengin bir halı tecimö: duğunu, otuz sekiz yaşını geçtiğini, babasının, para- Si için kendisini zorla o adama vermek İstediğini söyledi ve bir aralık kendisini tutamıyarak başını Feridin kucağına koydu, hüngür hüngür ağladı. Ferit birden şaşkına döndü; böyle bir evlen- meğe: — Peki... K Diyemiyeceğini söyledi, kızdı, kabardı, cuştu. p — Sefi benimsin, benim olacaksın, Biz birbi- pimizden ayrılamayız.. Dedi, Nesrin — Aman bizi gör Çabuk dönelim. Annem bekliyor!?. Diyordu. Onun içindir ki, Feridin: Büyükdereye kadar gidelim. Orada bir yer- de de otururuz. Demesi elvermedi. Maslak yolunun bu en ko- ruluk kenarında indiler vo.. ne acaklarını ko- Buşuyorlardı. Nesrin; hep korkak, ivedik, sızılı idi. esinler. daşlık etmişler. Amerikalı profe- (Devamı 6 ıncı sahifede) yandan da korku içindeydi! Hâveten: — Eclair - Jurna! Havadisleri YOSMA —x V- | gasaaaamman Yöra5: ETEM İZZET BENİCE Ça manmunu Babasından çok çekiniyordu. Onun dediği adamla evlenmek istemediği kadar Feride de: — Ne olursa olsun seninle evlenirim. İstersen kalırım, istersen kaçarım. Diyemiyordu. Ferit: — Yalniz benim bu sonsuz sevdam seni bes- ler. Üst yarına karışma!. Deyince, Nesrin yine kestirme bir karşılık ve- remedi: — Bevda... Sevde... Sevdamız... Diye mırıldandı ve sözünü sürdürdü: — Feritçiğim, canım, bir taneciğim. Sen benim sevdalımsın. Ben de senin. Mezarda bile kemiklerim hep senin için çatırdıyacak ve senin adını mırılda- nacaktır. Ben dersenin sevdalınım. Buna kuşku Hiçbir güç bizi biribirimizden — ayıramıyacak, - Fakat, hepsinin sırası, biçimi var. Ferit tezcanlılık ediyor: — Hayır, hayır... Ne sıra, ne biçim. Ben seni kimseye veremem. Diyordu. Bu konuşmaları uzun sürdü. Bin türlü fikir kurdular, Bin türlü akıl düşündüler. Bin türlü düşünüğü tartıya vurdularr En son Nes: — Ben sonuna kadar dayanacağım Ferit, Ağ- hıyacağım. tepineceğim, kendimi öldürürüm.. di- yeceğim, akla ne gelirse hepsini yapacağım. Hiçbi- tinden birşey çıkmaz da babam yine zorlarsa o va., kit seninle beraber son sözümüzü söyliyeceğiz. Dedi. Ferit yine: — BSon söz bü: Sen benimsin!. Diyerek Nesrine uydu, Ve Nesrin: hiç Gidiniz Feci ihtişamı; Teessür,Heyecan ve takdiri celhbeden pek mükemmel — bir dram, — Geç kaldık. Ooof, ne yüzle, ne düzenle ben şimdi annemin karşısına çıkacağım. Diye hemen otomobile atladı: — Aman ben yalnız gideyim. Belki gören oluz, Sen arkadan boş gelecek bir arabaya atlar, gider- sin sevgilim... Otomobilde beni yalnız görseler bile çok sıkıldım. Zincirlikayuya kadar yolu uzattım, döndüm.. diyebilirim! Fet — Peki öyle olsun canım, Dedi, ve sözüne ekledi: — Ne kadar üzükdüğümü görüyorsun. Hergün, hergün seni gürmek isterim sevgilim! — Peki Feritciğim. Çalışacağım. Her şeye. Kendim gelmeğe, mektub göndermeğe. Öteki söy- lediğime, hepsine. — Haydi sağlıkça kal. — Güle... güle... 4 KIRK YILDA BİR Bir akşamdı. Hüseyin; Taji haberleri. 2110 Riyaseti Cumhur bandesti " | Şef: İhsan Künçer. | 2155 Müzik (cazband - Pi — | #2AB - 22 Son alans haberleri yarınki proğram. YARIN 1830 Proğram, 1288 Türk müsiği - Pi 13 Memleket sant ayarı, ajans. tecroleji haberleri. 1340 - 14 Ditüzik (karışık proğratt ” | 1939, Ay, 1. Gün 22, Kasım 18 21 İkincikânun PAZAR fiye sen de bu gece buradasın ha... Dedi. Safiye sordu: — Niçin babalık?.