2—8SON TELGRA 22 t imci Kümun 1984 HÂDİSELER HAMALLIĞA TALİB “OLANLAR ÇOĞALMIŞ azetelerin verdiği bir ha - bere göre, son günlerde ha- mallığa talib olanlar çoğak- mış fakat, münhal yer olmadığı için, bu taleblerin hepsi reddedil. miş. Şu hamallık, bir zamanlar kalkmıştı. Bazı yerlerde, bazı şart- lar altında çalışmalarına müsaade ediliyor. Hâlâ, gözü hamallıkta o-) lanlar var mı?. Bunlara kat'i ce- Vab verilse iyi olmaz mı?, UCUZ HALK RADYOLARI SAĞLAM OLMALIDIR Yeni tip balk radyoları yakın- da satışa çıkarılacaktır. Bu işle posta idaresi meşgul oluyor. Veri- len haberlere göre, fiatlar on lira ile otuz lira arasında imiş.. Fena bir şey değil.. Benim dileğim şu: Bu redyolar Allah vere de ucuz cinsinden olsa. Çünkü, yüz, yüz elli, iki yüz Hraya radyo alıyor - sunuz.. Sanki başınıza belâ almış- sınız.. Her ay bir kere bozuluyor. Haydi tamir parası ver.. Bu ucuz halk radyoları bari sağ- lam cinsinden şeyler olsa.. ÇÜRÜK MEYVALARIN KARŞISINDA Son Telgraf | miş., Yani, meselâ, bir sağlam el- ma yiyorsunuz, değil mi?. Bilir ki, bir de çürük elma hakkınız var.. Eğer, almak istiyorsanız, Hal ö- Ziraat Vekilimiz Faik Kurdoğlu 'teşkilâtına mühim bir tamim yap- tı. Vekili, Vekâlet erkânını istas- yonlarda, şurada, burada Vekâlet memurlarından kim karşılamağa gelirse, cezalandırılacak.. Memur- lar böyle karşılamağa gelerek va- kit kaybetmiyecekler, kendi işle- rine güçlerine bakacaklar.. Bu tamim çok hoşuma gitti.. A- ferin genç Ziraat Vekilimize., İs- tikbale, teşyie gelip gitmek, doğ- Tasunu — islerseniz, dalkavukluk değil midir?. AYRI AYRI DİLLER KES UU C G eç Mekteblerimbizde yeni terim- leri çocuklara okutuyoruz, öğre - tiyoruz. Bu terimler, tahsil çağını geçirmiş olanlar için ezberlenmesi hayli güç olan kelimeler.. Dünkü gazetelerin hepsinde de bir hava- dis arasında şu ibareyi okudum: «Türkiye ile Belçi'a arasında iadei müerimin mukavelesi» Bu fbare- deki terkibe ne buyurulur?. Ço - cuklarımız bizim dilimizi bilme- diklerinden, gazete okuyup anlı - yamıyor. Çocuk velileri de terim- leri ezberliyemediklerinden, ev - IKğğğK HABERLER' * Anadolu ajansının verdiği ha-| kım Mısırlıların Krala sadakatle- rini göstermek için yaptıkları te- şebbüsten ileri gelmiştir * Hükümet yeniden dört umu- mi müfettişlik kurmayı düşünmek- tedir. Bunlardan birinin merkezi İzmir, diğerinin Antalya, üçün - cüsünün Adana, dördüncüsünün de Karadeniz sahil vilâyetlerin - den birisi olması muhtemeldir. ' Kömür havzasında liman - sırlık yüzünden vapurların nöbet beklemesi usulünün kaldırılması veBoğazdan kömür - verileceği günden bir gün evvel — çıkılması kazarlaştırılmıştır. * Boş arsaların önüne duvar çekilmesi kararlaştırılmıştır. * Denizcilerimizin kıyafetleri- nin beynelmilel denizcilerinki şek- linde olması münasib görülmüş- tür. * Taksim meydanının yeniden tanzimi için mimar Gotye tara - fından hazırlanan pelânın derhal tatbiki kararlaştırılmıştır. * İrlandadaki suikasdların da - hili bir harb çıkarmasından endişe| edilmektedir. * Rayişbank reialerinden ikisi daha azledilmiştir. — N« 96 Ağabeyinin tasarladığı hılul bir kız mı vardı? — Hayır.. O İzmirde bir tek kızla evlenmek hlııdı. Se - ninle! Suna birdenbire sustu. Nesrinle bu mevzu üzerinde ilk defa konuşuyorlardı. Nesrin ilâve etti: — D, seni çok beğeniyordu. Se- ninle evlenmek mlyordu. Suna! — Tıpkı benim gibi. Doğrusu, Zat açilmişken ben de fikrimi sö GÖKYÜZÜNDE AŞK YARIŞLARI * Alman Mâaliye Nazırının da değiştirileceği söylenmektedir. e Bütün gazeteler doktar Şah- tın çekilmesi ile meşgul olmakta, Almanyanın mall vaziyetini fena bulmaktadır. w Fransanın Çinlilere vaki yar- dımlarına karşı Japonya müessir tedbir almıya ve Çini sür'atle im- ha eylemeğe karar vermiştir. vi Dahiliye — Vekâletinde bir müsteşar muavinliği ihdas edil - mesine karar verilmiştir. e Lübnan kabinesi istifa etmiş- tir. v& Tramvay şitketile müzake - relere yarın başlanacaktır. *& Çek Hariciye Nazırı Alman - yaya gitmiş Hitler ve Ribben - trop'la görüşmüştür. * Almanya, eski Fransız askeri heyeti yerine kaim oli üzere Prağa daimi bir askeri ıslah he - yeti gönderecektir. * Evkaf umum müdürü şehri- mize gelmiştir. *& Sultanahmed — meydanında yapılacak vilâyet, adliye ve bele- diye saraylarının plânları hazır- lanmaktadır. *& Eski ve yeni mütekaidlere aid| werilen sual takriri hakkında Ma- liye Vekilinin yarın Mecliste cevab| vermesi muhtemeldir. Yazan: hakender V. SERTELLİ — Fakat, mâni var şimdi.. — Müni mi var? — Evet. Seni mühendis Cemil isminde bir başka genç seviyor - müuş. — Olabilir ya. Bir genç kızı yüz kişi de sevebilir. Bu yüz kişiden birini intihab etmek benim hak- kım değil mi? — Bayır.. — Tuhaf şey! Nasıl hayır ola « bilir. Ben kimi istersem ona vara- maz mıyım? — Doğru amma, mühendis Ce- mil seni delh ıevbmuı - Umumi Meclis Seçimi Kanunda Değişikli'«er Yapılıyor Dahiliye Vekâleti umumi mec- lis intihaplarına ait olan 2630 sa- yılı kanunun ikinci maddesini de-| İiştiren bir kanun projesi hazır - lamış ve proje Kamutaya sevke- dilmek üzere Başkanlığa gönde- rilmiştir. Değiştirilen madde u - mümi meclis intihaplarının yur- dun her tarafında ayrı günde ve ayni şökilde yapılmasının temi- nini istihdaf etmektedir. Doğum Yerleri Doğum yerlerinin büyük ekse- Tiyeti, milli hudutlar içi olmak bakımından Türkiyemiz, büyük bir vahdet gösterir. Şu iki raka- ma bakınız: Türkiyede doğanla- rın sayısı 15.195.291; yabancı mem- leketlerde doğanlar ise 962160 dur. Türkiye'de — doğanlardan 13623051 vatandaş aymı kazalar- da doğmuşlardır. Bu da, memle- ketimizde mukim olmak vasfının ne kadar ileri, istikrarlı olduğu- nu anlatır. Bu vasıf, halk yığın - larının müşterek vasıf, an'ane, düşünce ve yaşayış telâkkilerine sahip olması bakımından en lü- zumlu vasıftır. Aynı wilâyetin başka — kazalarında — doğanlar 230387 erkek, 164889 kadın ol - | mak üzere 425936 dır. Bakşa vi- lâyetlerde doğanlar ise 734.555 er- kek, 41149 kadın olmak — üzere 1146304 dür. Vatandaşlarımız arasında ya - bancı memleketlerde doğanların en büyük rakamı Yunanistan, en küçük rakamı Belçikaya — alttir. Şu rakamlar, yabancı memleki lerde doğan vatandaşlarımızı gös- termektedir: Almatya — 1680, — Arnavutluk 12251, Avusturya 1844, Belçika 175, Bulgaristan 227464, Çekos - lovakya 631, Fransa 2166, Hollan- da 290, İngiltere $166, İspanya 208, İsviçre 188, İtalya TI46, Po- lonya 304, Macaristat - 1127, Ro- manya 6L140, Rusya 69.798, Yu- goslavya — 158145, — Yunanistan 367.601, Filistin $00, Hicaz 1.480, İran 11476, İrak 2331, Suriye 13247, Mısır 837, Birleşik Ameri- kada 357 vatandaşımız doğmuş - tur. Diğer muhtelif memleketler- de doğanların yekün sayısı 2415 dir. 17 milyon içinde nerede doğ- duğu meçhul olanlar ise 11.704 dür. Yabancı memleketlerde doğan- ların yeküna göre olan nisbetle- rine gelince: Yunanistan yüzde 37, Bulgaristan yüzde 231, Yu - göslavya yüzde 1T.1... Yabancı topraklarda doğmuş 0- lan vatandaşlarının sayısı, umu- mi yeküna nisbetle en az olan memleketlerden birisi Türkiye - mizdir. Ne çıkar bundan?.. — Ağabeyimden yardım iste - miş. — Olur ya. — Fakat, ağabeyim de ona va- detmiş. — Ne vadetmiş?! — Yardım. — Haydi canım.. Deli mi oldun sen? Dünyada, bir erkeğin başka-| « hesabına bu derece feragat gös- terdiği işitilmiş midir? — Evet amma.. Şimdi işitiyor. sun işte, Ben de senin kadar şaş- tim bu işe, Suna kaşlarını çatarak düşün- meğe başladı. Nesrin, o gün annesinin kendi- sini istemeğe gittiğini kısaca an - lattı; — Şimdi iş senin elindedir, Su- nacığım! Ben ağabeyimle — senin r——-»o—l ü P OLİ S Otomdil Ve.. Mahkemeler Kendisini Terkettiği İçin | Dava Bitti.. Eve Girip Öteberi Çalan Eski Metresi Suçunu İtiraf Ediyor Beyoğlunda bir hâdise olmuş, bir kadin senelerce beraber ya - şadıktan sonr akendisini terke - den bir kahyoetnin evini soymuş- tur. Hüdise şöyle olmuştur: «Beyoğlunda Yeniçarşı cadde - sinde oturan İranlı Lâtfi isminde bir kahveci beş sene evvel Mari- ka adında bir kadınla tanışmış ve beraber yaşamıya başlamıştır. Bir ay evvel Lütfi ile Marikanın a - raları açılmış ve Lütfi beş sene - denberi beraber yaşadığı metresi- ni evinden kovmuştur. Dün evi- ne gelen Lâtfi evindeki eşyaların karıştırılmış olduğunu — görünce sandığını açmış, sandıkta bulu - nan 13 Olira para ile altun yüzük ve sairenin yerinde yeller esmek- te olduğunu görünce soluğu ka- rakolda almıştır. Zabıta şüphe ü- zerine Lütfinin terkettiği metre- si Marikayı yakalayarak sorguya çekmişler ve Marika evvelâ su- çunu inkâr etmiş, sonra kendisi- ni tetkettiği için Lütfiden inti - kam almak istediğini, Lütfiden ayrılırken yanında kalan anah- tarla kapıyı açarak içeri girdiği - ni itiraf etmiştir. Marika tanzim kılınan evrakla beraber adliyeye verilmiştir. KISA POLİS HABERLER! * Kadıköyde Yeldeğirmeninde Dut sokağında oturan şeför Ken- an ile ayni evde oturan Rohi kav- gaya tutuşmuşlardır. Kavga bü- yümüş ve şoför Kenan Ruhinin üzerine hücum ederken araya gi- ren Ruhinin mettesi Makbuleyi elinden yaralamıştır. * Pangaltıda İşik apartımanında bir numaral dairede oturan Ne - Timanın hizmetçisi Ayşenin işine nihayet verilmiş. fakat Âyge, a - partımandan çıkarken bir takım eşyaları aşırmıştır. Nerimanın şi- | küâyeti üzerine Ayşa yakalanarak mahkemeye verilmiş ve çaldığı oşyalar da sahibine iade edilmiş- tir . 4 Tavukpazarında oturan kun- düracı Nehabet, Mehmet, Bur - hanettin ve Kadir adındaki kim- seler kavgaya — tutuşmuşlardır. Kavga büyümüş ve Kadir eline geçirdiği kunduracı bıçağı ile Ne- habeti kolundan , kavgaya karı - de baldırından yaralamıştır. 4 Beyoğlunda İstiklâl caddesinde 841 numaralı Londra apartıma - mında beşinci katta oturan Şalo adında bir. kadın merdivenden düşerek muhtelif yerlerinden ya- | &n hatırlattı. Ceket Gitti, Bir Şeye Üzülmüyorum, 20 Lira Kadar Mahkeme Masrafı Vereceğim, Ona Yanıyorum aaraddın. hocanın - meşhur N Jıkralarından biri de şu - YÜ dar Hoca bir sabah, daha alacaka- ronlığında, yatağında mışıl mi- gl uyumakta iken, sokakta bir gürültü kopar. Hoca derhal uya- marak, yatağındankalkar; sırtına da yorganını alarak, meseleyi an- lamak ve halletmek için, kapı ö- müne çıkar.. Bir de bukar ki. iki serseri birbirile boğaz boğaza dö- vüşüyorlar. Rahmetli, bunları a- yırmak için, aralarına girer, fa- kat hakikatte iki açıkgöz hırsız olan kavgacılar, hocanın — sırtin- dan yorganımı kaldırarak, oradan uzaklaşırlar.. Nasraddın hoca, önüne baka ba ka, yatak odasına girerken, karı # merakla sorar: — Hidise ne imiş, efendi?. Nüktedan hoca şu cevabı ve - rir: — Bir şey değil karı. Kabak bi- zim yorganın başına patladı ve ilâve ederek: — Yorgan gitti, kavga bitti.., İşte dün Sultanahmed Birinci Sulh Cezada dinlediğim bir da- va, bana hocamın bu güzel fıkra- Hâkim, suçlu Ahmede sordu: — Sen bu ceketianereden al - din? Suçlu bir müddet düşündü, sonra: — Abdullahdan, Dedi, Ve ilâve etti: — O da Mustafa oğlu Ahmed. den, Ahmed İshaktan, İshak Ali- | den, Ali. j Suçlu be Vi daha bir çok isim. ler sayacaktı. Fekat Hdkini sözü- | mü kesti: — Demek ceketi sen çalmadın? — Evet Bay Hâkim, kendi pa- Tamla satın aldım.. Davacı Sabri ise. hâdiseyi şöy- | le anlattı: — Ceketim, geçen şeker bay - yamından bir gün evvel, sabahle- yin çalınmıştı. Öğleden sonra, Beyazıddan geçerken, bu suçlu Ahmede tesadüf ettim. Yanında Bir polis vardı. Sırtında da be - nim ceket... Derhal polise soku- larak, Ahmedin üstündeki ceke- tin benim olduğunu söyledim. Bu- mun üzerine, onlarla beraber ka- rakola gittim ve orada ifade ver- dim. — Ceketini bu adamın çaldı gına emin misin?.. — Hayır Bay Hâkim. Onun gü- mahını alma ksitemem.. Fakat şu- mu söyliyeyim ki, bu adam sabı- kalı bir hırsızdır; bu gibi işler e- ralarmıştır. Suna birdenbire ayağa kalktı. — Haydi gidelim.. — Filimi bitirmeden mi? —Evet. Bence filim bitmiştir. — Daha yarısına gelmedi ayol. Tamamlıyalım da öyle gideriz. — Hayır.. Hayır.. Ben bazan bir| filmin başını görünce, sonunu tah-) min eder ve seyretmeden kalkar giderim. İşte bu filim de öyle. Caddeye çıktılar. — Demek ağabeyin bu derece feragati nefis sahibi.. Öyle mi? — Ona çok acımış. Eğer bu iş olmazsa intihar edecekmiş. — Hangi iş olmazsa?.. — Yani sen mühendis Cemil ile| evlenmezsen... — Ben çıklındın mı, Nesrin? Ben böyle bir adam tanımıyorum. Biraz yürüdüler.. hiddetliydi. linden gelir. Sonra, yeçen celse- “ — Şimdi fikrimi açıkça söyliye- bilirim, Nesrin! Beni başkasına lâyık gören ve bu derece alâka - sızlık gösteren bir erkekle ben zaten evlenemezdim. Artık ağa- beyin gözümden düştü.. Bana bir daha ondan bahsedersen kalbini kırarım! * Aradan günler geçti. Bu hâdise yüzünden Suna,, Nes-) rinlerin evine ayak basmıyordu. Reşada gelince.. O da dairesin- de yeni bir köprünün plânile meş- gulü.Arkadaşı Cemile: — Annem bu işle uğraşıyor, di-| yordu. Suna şimdilik evlenmek niyetinde değilmiş. Fakat, kızkar- deşimi sıkıştırdım ve kendisine senin bir resmini verdim. Bugün- lerde bu fotografı da Sunaya ve- recekler, Biliyorsun ki, o genç bir!| | Ahmed gibi kimselerledir. Bu ve- Kcz aları ortası mıigedn duçar olacağı ka- zalara, yanmasına, otomobil âlet- lerinin veya otomobilin çalınma- sına, ve olomobilin sebep olaca- ğı cismani kazalara, maddi zarar- lara ve otomobilde ücretsiz nak- ledilen üçüncü şahısların duçar olabileceği bedeni kazalara kar - Şi mali — mes'uliyete müteallik yapılan sigortaların da nakliyat sigortası addedilmesi Maliye Ve- kâleitnce kararlaştırılmıştır. Sulu Süt Satıcıları Sulu süt #atan halkın sıhhati ile oynamağa teşebbüs — edenler de belediye memurları tarafın - dan yakalanazak hemen muhake- meye verilmektedirler. Bu cüm- leden olmak üzere dün birinci asliye ceza Tmahkemesi Beya- zıdda «sulu süt» satarken yakala- nan İbrahim ismindeki bir sey - yyar sütcüyü muhakeme etmiştir. İhrıhlm; bu sütleri toptan ola- rak bir mandıradan aldığını ve Bunun üzerine mezkür sütü tah- lil ederek bozukluğu teyid ederek Beyazıd Belediye tabibi Bay Ri- zayı dinlemiştir. Bay Riza; sütle- rin sulu olduğunun fennen sabit | olduğunu beyan eylemiştir. Muhakeme; toptancı mandıra- Cınin celbi için talik olunmuştur. Gdi Jiletle Burnunu kesmiş| Sait isminde bir adam arkadaşı Lâtifinm burnunu jiletle kesmek | suçüe yakalanarak —mahkemeye verilmiştir. Salt; bu işi şaka niyetile yap- tığını söylemiştir. Muhakeme; bukesilen burnun ne kadar müddette iyileşeceği hakkındaki raporların celbi için dali kolunmuştur. de dinlediğiniz kapalıçarşı erna- fının da sözlerine itimad etmeyi- miz, Gerçi onlar, ceketi bu adam- dan almadıklarını söylerler, çün- kü ekseriya alış verişleri böyle beple onu ele vermek istemez - ler. Sabri bir an sustu, sonra ilâve etti; — Eğer Ahmed gibi hırsızları korumazlarsa, sonunda aç kalır- lar.. Reis, ortada sağlam bir delil ol- madığından, suçlu Ahmedin be- Taetine ve ceketin de kendisine verilmesine karar verdi. Bu kararı öğrendikten — sonta, mahkeme kapısından — çıkarken, davacı Sabri yüksek serle söyle- niyordu: — Kabak bizim ceketin başına patladı, ceket gitti, dava bitti!.. Müddei koridorda da etrafında ı»ıılıııııılıııd'L şöyle dert yanıyor- — Ceketin gitiğine üzülmü - yorum. Yirmi Tira kadar mahke- me masrafı vereceğim, ona yanı- yoruml!... MEHMED HİCRET tur. İlkönce onu evlenmeğe teşvik etmek lüzım. Suna evlenmeğe ka- rar verdikten sonra, onu silesi i- çinde ziyaret edecek ve kendisile de konuşmak fırsatını bulacak - #ın! Cemil bu hulya ile yaşıyordu. Mresd aeklik & ada mez olmuştu. Bay Necmi oğluna kalben muğberdi. Fakat, Reşada bir şey söylemiyordu. Akşamları iki arkadaş gibi konuşarak yemek yiyorlar.. Yemekten sonra Reşad çalışmak üzere odasına çekiliyor- du. Reşadın annesi de çok üzgün- dü. Sunayı ancak Nesrin görebi- liyordu. Onun da bu meseleye te- mas etmeğe cesareti yoktu. İki genç kız arasındaki eski sa- mimiyet de kaybolmuş gibiydi. Kile Bozuklukla (1 tnci sahifeden devam) zı gile cinayetlerinin sebeplerit| sağlam esaslara — dayanmıy: kurulan allelerdeki bozuklukl#"| da görürüz. Bir milletin bekasif temin eyliyen ve ilk- numarâf teşkil eden ve nüfusun artmasıl da rol oyniyan ailenin kı ciddiyetini lâyık olduğu ehet yetle düşünmek lâzun gelir, & lelerdeki dirsizlik ve düzensisl mahkemelere intikal eden ba ma davalarile veya cinayetlet attılarmıza kadar vâsıl oluyor. 'nun haricinde davaya kadar Ğ miyen geçimsizlikler, tili ayrılıl lar maalesef bunlardan daha $i tur. Medeni kanunumuz boşanlt sebeplerini zina, cana kasd ve Pf fena muameleler, cürüm ve h siyetsizlik, terk, akıl hast imtizacsızlık diye altı nevi ole7| göslermiştir. Filiyatta boşat ların çoğu müşterek hayatın Şi kilmez bir hale gelmesini mut glacak derecede şiddetli sizlik suretile imtizacsızlık self| bi iledir. Bu hususta İstanbul bir senede ne kadar boşanma & vası açılmış ulduğunu — ve b nüfusa nisbet ederek nasıl bir le yıkılması karşısındı kaldı za anlamak için işi rakamla ifi etmek icap eder. İstanbul ciht tindeki boşanma davalarına kemesinde 1938 senesinde TİL şanma davası açılmış ayni ne içinde 84 boşanma kâ verilmiş, 15 i reddedilmiş ğerleri bakılmaktadır. — Be, mıntakasında oturanların bü ma davalarına bakan Asliye " çüncü Hukuk mahkemesinde V Za 1938 senesi içinde 549 ma davası açılmış 112 bo kararı verilmiş, 28 dava redd miş, diğerleri devam etmel Bu rakamlardan en büyüğü Üf eli | lerin Üsküdar Asliye mahkt sinde açtıkları boşanma da' le gözümüzün önüne - dikili) Bu mahkemede - 1938 813 boşanma davası açılmış 'i karar verilmiş ve 48 ü de derdest bulunmaktadır. Kansatimizce aile geçir lerindeki sebepleri şöylece sa edebiliriz: 1) Evli bir kadının ko ı..ıu bir kimseye gönlünü H l)Kmmıı.hrnnıhnd 4) Aile seviyeleri arasında olanların izdivacı. p 5) Tahsil, terbiye, görgü sından yekdiğerine küfüv oli yanların yuva kurması. €) Kadımın, sile bütçesinin P| dutları haricinde sarfiyatta hunması veya göreneğe para sarfetmek istemesi. Bu bellibaşlı sebepler daha başkaları da ilâve Hir. İşte bunun içindirki evleti ken çok iyi düşünmek icap Taraflar kuracakları yuvanığ adeti için el birliği ile ve birliğin menfaati için hef ! lü fedakârlıkta bulunmaktafi kinmemeği göz önüne almAlği