lwk devlet ve millet iş- —h!n-ıı bir vasiyetname bi- ÇAM lüzumsuz görmüştür. Türkiye bir cumhuriyetb Âlktürk de herşeyden evvel mhurdur. Kendisin - “Ohra, kimin Cumhurreisi ola- rda bir ima ve işartte ğinı tahmin edenler bu- ise de, bunu yapmamış - üuı bir gün, yanına girip Mezun salâhiyetli bir za- deraiştir: iyed öleck olursam mem- Aid söyliyecek hiç bir şe- . Zira mevcud Cum - kanunları bu işleri temine M Türkiye Cumhuri- teşkilât kanunu her me- “'lluuıuı için kâli kud - Bıı teşkilâti esasiye ka- İ millete illeta hediye ettiği kıy- *&k yalüıe husest bir va- %:. bırakmıştır. Büyük Şet, 'Tophane ön- G—uh bulunan Savarona İstirahat ederken, hasta- '4 ”*'—-ı-ı dolayısile, 5 ey- 5” yattan Dolmabah - K. Na geçmiştir. Yalovada | X yene edilmiş, kendi - İu terihden altı ay evvel ,:"1 Bgörülen Cirrhose hu-l M' gok inkişaf etmişti. *on güne kadar ölümü İnanmıştı. Bunu, Büyük visinde bulunan he - | Dr Abravaya şöyle an- | | /ı? tir di | hose hastalığına en sağlam bünye ATATÜRK üyük Şef'in Hediyesi -— Veşkilâtı Esasiye Kanunu Atatürk 5 Eylülde Savarona'dan Saraya Geçti Ebedi Şef hemşireleri ve revdik leri küçük Röportajı yapan ve yazan: REŞAD FEYZİ — O, filhakika ölümü yenmiş - Atatürk'de bulunan Cirr- bile, nihayet bir sene mukavemet edebilirdi. Atatürk on bir ay da- yandı. Fakat, onda — hastalığın başlangıç tarihi daha eskiydi. lüm iki defa ağır krizler ha - nde geldi. Şef iki defa da onu mdi. Nihayet insan fiziyolojisi- MABEHA HAYAL HİLE, *'h S NYa kralı 13 üncü '* e eğeni, — Orlean ol ı.— " doku prens An- u Meünde Pariste ve “’“—indeı büyük _N'"' Ynetli bir resim " NN %*"'nı_ı ahkâmı- larından Luiz Sar- Kadını memur et - İN Mart 1899 da Ha ?f/' ıı.__ Melar; aşağıda solda: Tavera, solda Löru bOlandıraı::aklardı M t Kralın Yeğeninin Vasisi Üyonlar için Plân Kurmuş verde doğmuştur. Ve Herman La- fit adlı meşhur bir dolandırıcı i- le evlendikten sonra ayrılmıştır. Luiz, pronsin mirasını taksim i- çin Fransada, İtalyada, İspanya- da bir çok davalar açmıştır. Sen- ra, beraber yaşadığı Bartelmy vera adlı bir adamı umumi veki! | tayin etmiştir. Bu adam, Masör - | dür. Fakat kendisine doktor un- | vanımı verir (Yazısı 6 vcı Bahilede) Ülkü ile birlikte nin harikasını gösterdikten sonra hayata gözlerini kapadı. İşte, Atatürk vasiyetnamesinin ilk müsveddesini bu tarihte, Sa- varona yatından Dolmabahçe sa- rayına geliş tarihleri olan 5 eylül (Devamı 6 ncı sayfada) ı MEÇHUL BİR. — xmmu'.ı(ıa'r'rs abit— Düşman ateş hattının beş yüz metro karşısında Z bulunduğunuzu — bümiyor musunuz? Niçin sakınmıyorsu - nuz?. | Asker— Bir tehlike yok, ku - | mandarıma. Kendimi ©a metro yüksekliğinde bir kaya arkasında farzediyorum. HAKKI YOK MU?. | İrlandalı biri yolda giderken | bir isyana şahit olur, silâh sesleri işitir. Ertesi günü, şahit sıfatile mahkemeye davet olunur. Hâkim sorar: | — Silâh atıldığını gördünüz mü — Hayır, görmedim. Yalnız sex lerini işittim. — Şu halde şehadetinizin hük- mü yok. Gidebilirsiniz. | İrlandalı arkasını dönec, mah- keme kapısından çıkarken yük - sek bir kahkaha salıverir, Hâkim aurır, ve bu ha- İ | İ | ne karşı y İr « kızar, kendisini çı reketin mahkeme heyet bir hakaret olduğunu söy landalı sükünetle: - Beni gülerken gördünüz mü? — Hayır, görmedim. Faket iyi- ce işittim. Şu halde bay hâkim, bu şeha- detinizin bir kıymeti yok. MAHKEMEDE — Ayıp değil mi size? Kadın dövülür mü hiç?, l Mecbur ediyor, daima söy- | leniyo — Ne diyor?.. — Ne diyecek. Vur, vur... Blbetle | bir budala hâkim bulur, seni mahküm ettiririm, diyor. - Beraatinize karar verildi. Seksapel Ancak O zaman Tem'n Edilebilirm ş. Artistin Fikirlerini Okuyunuz. urada resmini gördüğünüz bir sinema yıldırdır. Da « ima erkek elbisesile gezer. O, filmleri icabı çıplak, dekolte elbise giysş bile mutlaka bir bas Amerika'nın Güzel | Kızı Yürüyerek | Paris'e Geldi fo ns Ailesini Cebinde Üç Franktan Başka Parası Kalmıyan Amerikalı Güzel Kız Macerasını Anlatıyor ikago Üünlversitesi talebe sinden Jak Lakey adlı genç | bir kızın, beş dolarla devri âlem seyahatine si ve Parise h rupada çok merak uyandırmıştır. Dün gelen Paris gazetelerinden biri Lakeyle yaptığı mülâkatı neş- li gazete kizın mar Genç kiz içini çekti, ve: Görüyorsunuz a, dedi. Vali- zimi hazırlıyorum. Valizim... Ya- ni ceplerimi dolduruyorum. Ça - maşırlarım sol, ontarim de sağ ce- bimde... Yarım düzine mendilim var. Bunları da şapkamın içersine yerleştirebilir miyim, dersiniz?.. Yeni moda bir seyahat mı bu,| madmazel?.. Hayır... Yalnız na - . Şey, meteliksiz . Çantamı burada bı - rakıyorum. Brüksele yaya gide ceğim. Başka çarem kalmadı. P: riste iş bulamadım. Cebimdeki pe- raları hesap ettim. Kala kala üp frank kalmış.. Genç kız. güzelliği ile Pariste nazarı dikkati celbetti. Herkes o nu heyecanla — seyretti ve tatlı tatlı dinledi. Genç kız gülüyordu. İlâve etli: — Aramızda... Biraz daha pa - | rzam var. Babam Noel yortusu i - çin biraz para göndermiş. Fakat bunu sarfedemem. Çünkü, seya - hatimi kendi vesaitimle, kendi | sayimle yapmağa ahdettim. Do - larları bir mendile, mendili de | şapkamın içerisine koydum. Brük- | sele gidinci, bu para ile Noel ge - cesi babama telefon edeceğim. 8 üncü Leopolde de bir madalyon götürüyorum. Cebini, şapkasının içini aradı: — Aman yarabbi! Nereye koy- dum bu madalyonu.. Doğrusu bu nevi valizler pratik değil, İnsan a» radığını hemen bulamıyor. —Ahı işte, işte.. Buldum. Dedi. Ve tekrar cebine yerleş - tirdi. — Zavallı müsyö Brün! Son hâdiselerle o kadar meşgul ki, ba. gını kaşıyacak vakti yok... Tabit kendisini göremedim, madalyo - numu veremedim. — İyi ama, madmazel Lakey... Üç frankla Brüksele nasıl gide - ceksiniz? .. — Nasıl mı?,.. Ellerimi cebime koyacağım, tabana kuvvet vere - ceğim. Merak etmeyiniz. Bacak - larım kuvvetlidir, yol yürümeye alışkınım.. Parise tayyare ile gel dim. Yaya gidiyorum. Ne çare her şeye alışmalı. Hayat bul.. SBON TELORA || ŞaAKA |Erkekleşen - Kadınlar . Kadınlarda Erkeğe Benzemek Merakı Gittikçe Artıyor von, başına erkek şepkasm koyar. Kısa da olsa, bacaklarındaki pan- talondur. Sırtındaki da acayip bir gekettir. Bu artistin noktal nazarına yö- re, erkek kıyafetinde olmak, da- ha çok nazarı dikkati celbeder. Bilhassa seksapel 0 zaman daha ESKİ PRUS 14 1 inci fazladır. Binsenaleyh kadınlar, buna dikkat etmelidir. Artist diyor ki: — Şimdiye kadar görüştüğüm flkirlerini sorduğum bütün erkek- ler, benim düşündüklerimi tas - dik ediyorlar. Çocukken ilk defa bir talebe arkadaşımla sevişmiş- tim. Beni o, ilk defa küçük bir bahriye zabiti elbisesile görmüş tü. Zannediyorum ki, bütün mu- vaffakiyetimin sırrı burada idl» YA ZABİTİ Faslı Abdülkerimin Sadık Müşaviri Binbir Maceradan Sonra Güyan Adasında üldi Klems Güyan adasına giderken... ayali, bir çok Fransızların H ve Faslıların — hatırasında yaşıyan bu adamın hayatı, Güyan adasında, feci bir ölümle nihayete buldu. Klems bir Alman zabitidir, Rif muharebesinde Abdülkerimin ya- verliğinde bulunmuştur. Umumi harbin — bidayetinde, Prusya muhafız alayında idi. Ba- z osrarlı işlere karıştı. Ceraya çarpılmaktan korktu. Bir fırsa - tını buldu, memleketinden kaçtı. | Fransızların (yabancı gönüllüler; [ alayına girdi. Fasa gönderildi. Az | zamanda, zeküsile, cezaretile a - | lay zabitlerinin dikkat nazarını çekti. Asi yerlilere karşı açılan | mücadelelerde bir çok yararlık - lar gösterdi. Bir çok kereler tal- tif edildi, 1921 de başçavuş oldu. ( İstikbali parlaktı. Fakat, ayni senenin nihayetin- de, istikbalini kendi kendine mah- vetti. Bir gece, taburun mitralyü zünü omuzuna attı, düşman mev- zilne geçmek istedi. Kendini tutmak isteyen nöbet- çinin üzerine atıldı. Kalbine bir hançer sapladı. Asiler, kendisini memnuni, le karşıladılar ve tecrübelerinden istifade etmek istediler. Abdülkerim, sabık Prusya zu- bitini kendisine müşavir — yaptı. Klerms, şeyh unvanını aldı, yerik bir kadınla evlendi. Ev ve bak | sahibi oldu. Asilerden mürekkep taburlar teçkil etti. Bunlara aske- ri talimleri öğretti. Abdülkerime tavsiye ettiği plân şu İdi: Büyük bir islâm impara - torluğu kurmak ve Avrupaya kar şı mücadele açmak... (Devamı 6 ıncı sahifedel