Et meselesi .Yakında DahaUcuza M Et Alabileceğiz ünden İtibaren Akk * tiatlarını ncuzlatmak | 'Ye halka bol g B kurumu beri İş adiğı pro - ğ “Üratle tat - A Mevküne koy- Karar ver - ı—' kurumu — yisa> işletmesi | Müdürü kurur u umum farafından — müdürü Şefik ŞDT tetkikler neticesi bir hazırlanarak Ziraat ve İk- N Vekâletlerine verilmiştir. ü:_mıdı et fiyatlarının ucuz- gİ v için her şeyden evvel M'W—m. tücacrların — kaldı- ÇÇ Bezbaha resminin indi - Ve sevkiyat işlreinin tan- ğ uri görülmüştür. k için eZiraat Kurumu: hişi baştan sonuna — kadar İdüre edecektir. Yani Kara- K kavalisinden kendisi kas —huı gelirtecek ve bunla: kestirdikten — sonra, Vesaiti ile gehrin dört bir | Sevkederek her tarafta te- set salış merkezleri» k—_.“““ kasaplar; bunun bir nevi aa Olacağını ileri sürerek ti- $ n elinden alınacağı en- y telüşa düşmüşlerse de tah- iZa göre böyle bir endişe 2 Münasızdır. - Hatay Ç "5lıl Pullar Çıkarılıyor ey hükümeti dünya pos- | 4 kıiulın kolleksiyonu ara- | 7 Pek yakında yeni pul- | kanrışacaktır. & Nefia Vekâleti bu yeni . Nı._ 10 santimlik pulların Ü- W «Luvr> müzesin- “Eti> dsarından ahn- «Tavus kuşu» res - ise Üzerinde Hatay küşat tarihi o- ibaresi vardır. Si aarın esir ettiği îw_m:nıhn da şu ha- &ü de '_':upçu ateşidir... tap “,_'r Topler yoldadır. — | de Ankaraya dönerek raporlarırı Faaliyete Geçiliyor Çünkü kurum; kendi dükkân- larında satış yaparken diğer ka - saplar da yine dükkânlarında es- kisi gibi ticaretlerine devam ede- bileceklerdir. Fukat ; bittabi kurumun a| salış merkezlerinde en asgari bir ! ücretle satış yapılacağından haik kendiliğinden buralardan etini te- min edecek, diğer kâsaplar — da buna uymağa mecbur kalacak - lardır. Diğer taraftan «mezbaha res - mis nin haddi asgariye tenzili meselesi de derpiş edilmektedir. Belediyenin bundan kaybedeceği varidat başka bir fasıldan telâfi olunacaktır. «Zirast Kurumu» Karadeniz vi- lâyetlerinden canlı — hayvandan maada kesilmiş kasaplık hayvan getirilmesini de tecrübe edecek - tir. Kurum; ayrıca Beykozda bü - yük bir «soğuk et - könserve - ve fabrikası» da tesis ve inşa ede- cektir. Ziraat Vekâeti tarafından mez- bahada pay mahallinde tetkikler yyapan müfettişler bu hafta için- vereceklerdir. Bu raporlardan başka belediye- den de et işi hakkında mufassal ve esaslı bir rapor istenmşitir. Esas itibarile ziraat — kurumu bugünden itibaren işe başlamış - tır. Evvelâ toptan et getirilerek mezbahada ayrılan mahalde ke - silecek ve piyasada nâzım bir rol oynıyacaktır. İşleri Bunlardan başka ayrıca 5 çe - git gayet zarif «takse» pulları da hazırlarmıştır. Hatay pulları pek yakında bo- sılarak tedavül mevkine çıkarı - hacaktır. Hatayla Alış Veriş İskenderun Ticaret Odasının is. teği üzerine ihracat tacirlderimiz adalyanın ters tarafı alem durmuyor, dil söyli- | K yemiyer; fakat söyleme - den de İnsan içi rahatla - | miyor. | — Bu, bir bilmece değildir. Bir iki zatın bir iki devlet me-| | muru üzerinde şahsi nüfuzlarını mülessir kılabilmeleri imkânmdan | bahsetmek istiyoruz. Bunlar: «mc- murini hükümete nüfuz ve intisab beyanile dışarda bazı sujistimal- lere vasıta olduklarından. dolayı da zan altındadırlar. İnsan kendi kendisine gayrilh- tiyari ve hattâ enderuni bir üslüb İle soruyar: — Bazı gulistimallere vasıta ol-| mak ve bu suiistimal imkânlarını yaratmak için nüfuz elde ettik - leri nesneler acaba birer zihayat ve şuur muü idiler, yoksa bişuur birer kimse mi idiler?. Zişvur ve zihayat idiseler hâ- disedeki tesir bittabi «bile bile l1â- des!» kabilindendi. © halde biz bunu kendi kendi- mize sorduğumuz gibi pek tabii olarak Cumihuriyet — adaleti de onlardan yani güya kandırmış ve | ( kanmış olanlardan soracaktır. — | İşte, madalyanın tars tarafı da " bu yat. | BÜRHAN CEVAD — Halk Bankası Alınacak Fziz Mikdarı Halk Bankası İstanbul şubesi «İstanbul Sandığı Türk Anonim Şirketi» unvanı altında bugün- lerde faaliyete geçecektir Sandığın İstanbul şubesi mü- dürü Sermedin dün verdiği iza- hata göre Sandık ikrazattan buş - ka ; her türlü banka muamelele- ri de yapacaktır. Borçlar için $e sekiz buçuk faiz ve açık krediler için 56 12 faliz alınacaktır. Yani 100 lira borç alacak olar bir adam 1 sene sanra yalnız 12 Tira faiz ödeyecektir. Sendik mevduat ta kabul ede - cektir. Bu mevduat için halka ay- mıca faiz de verilecektir. Tasarruf Haftası Ve Mektebler Tasarruf Haftası münasebetile, mekteplere bir tamim yapılmıştır, Bu bir hafta içinde talebeye ta - Hataya ihracat yapmak üzere şartlarını ve adreslerini İskende- run Ticaret Odasına - bildirmeğe başlamışlardır. Hattâ İstanbuldan bazı tüccar- lar bizzat Hataya giderek alhcılar- Ja ternasa geçmeğe de başlamış - lardır. Diğer taraflan Hataya gönderi- lecek olan emteanın navlun üc - retlerinde büyük bir ucuzluk te- min olunmuştur. Son hafta içinde Hataya mü - him miktarda tasliye olunmuş zeytinyağ da günderilmiş ayrıca İnhisar İ de sarruf mevzuları üzerinde konfe- ranslar verilecektir. Ayrıca tale- be arasında yerli malı ve tasarruf mevzulu bir yazı müsabakası ya- pılacaktır. En iyi yazan talebe- e yerli meyva ve yemişlerden he-, diyeler verilcektir. Serbest Liman İskenderunda bir serbest Türk limanı inşa edileceğini; bunun İ- çin bir heyetimizin İskenderuna gittiğini yazmıştık. Heyet esas tetkiklerini ikmal etmiştir. Bu günlerde deniz yoli le İskenderundan ayrılacak ve | madığı cihetle belki de esir düş - | müş olabilirdi. Kacamu; Da. Bami KARAYEL Ali ağa; esirlerin bu ifadesine inanmıştı. Çünkü; İstanbul ser - gerdelerin elinde idi. Topçu ge- tirmek bunlar için kolaydı. Pınarhisarı âyam — üzülmeğe başlamıştı. Deli Zorbadan da ha- ber yoktu. Acaba Deli Zorba ge- risin geriye gelmiş miydi?. Yok- sa; Alemdar Zerbayı alı ma koy- Muhakkak — Deli Zorba ile kendisine bazı emirler yollamış olacaktı. Fakat; Deli Zorba — gelmiş o- sa bile muhasara hattını nası) yas Tıp geçecekti?. Üste de muhasaradan haberi ol- Ali ağa, sızlanıyordu. - Vaziyet kötü idi. Eğer, düşmanları topu getirirse kaleyi ancak yirmi dört saat güç belâ muhafaza edebilir - di. Pmarhisar âyanını şüphelendi- ren bir şey daha olmuştu. O da; Yeniçeriler sabahtanberi metris- lerine çekilerek kaleye bir k- e dahi olsun ne hücum etmişler ve ne ateş açmışlardı. Bu da güste- riyordu ki, muhacimler top bek - Uyoslardı. İstanbul yakın olduğu için topları bir günde kale önüne getirmek hiçten idi. Nihayet; Ali Ağa, şöyle bir dü- şünceye dahnıştı: Geceleyin, sabaha karşı kale ka- pılarını birdenbire açarak dışarıya fırlamak birkaç yüz kişi maktuı verdikten sonra hattı muhasarayı yarıp Pınarhisara doğru kaçmaktı.| Eğer; böyle bir harekete teşeb- Günün Meselesi: Hal.. Meyvacılığın ink'şafına mâni mi? Meyva Fiyaîlr;ı;ı Düşürmek Için Yeni Tedbirler Alınıyor Meyva halinde xob ahları görülen faaliyet ünkü sabah gazetelerinden de, meyve hâlinin xı- etsiz fasliyeti ve hâlde alınan resimlerin fazlalığından Trakya meyve müstahsillerin'n büyük zarara uğradıkları hakkm- da bir yazı çıktı. Bu yazıda ©& - lde 25 - 80 kişi taşıyıcı amelesi çalıştırıldığı, — bunun ih- liyaca kâfi gelmediği, hamaliye fiyatlarının yüksek olduğu, mo- törlerin içinde satılan, dışarı çı- karılmıyan mallardan da 30 lira gibi yüksek bi resim alındığı, bü- tün bu sebeplerden dolayı mey Alinin müstahsil Trak- için zararlı bir hale ya köylüsünün yal - nız buü yıl 3,5 milyon Nira zarar gördüğü yazılmaktadır. Biz gerek halkımızı, gerek ikti- sadiyatımızı yakından — alâkadar eden bu mesele etrafında, ilgili | makamlara müracaat ederek ma- | lümat istedik, Alâkadarların, tek- | 21p mahiyetinde olan cevaplarına ve bizzat mahallen yaptığımız tahkikata nazaran — mevzuubahis vaziyet şundan ibarettir: Mütahsil Trakya köylüsünün, hâl yüzünden, bir sene zarfında, 35 milyon İira zarar görmesine imkân görülememektedir. Çün Xü Trakyadan hâle, senede ancak bir milyon Ilralık mal gelebilmek- | tedir. Bu gelen malın en fazlası kavun ve karpuz olup diğer kıs- mi da üzüm , kayısı, sebze vesa- iredir. Birden, üç buçuk çıkmıya- cağına göre bu hilâfı hakikat bir haberdin Meyva fiatlarımın fazla yük - selmesine sebep olarak gösterilen bazı cihetlere şu şeklide cevap ve- Denildiği gibi, motörlerde veya mavnalarda mallar üç gün bekle- mez, pek nadir olarak beklese de, esasen bu vaziyet hâlle alâkadar değildir. Çünkü bunların nakli kavun ve karpuz - tüccarlarının kendilerine aittir. Ayni zamanda Trakya malları- bir ekseriyetle trenle geldiği cihetle bu yüzden — b- zarar görülmesine iİmkân görül « Motörde veya mavnada çıkarıl- büzs etmezse sabahleyin topların kalc önüne gelmesile vaziyeti bis-| bütün değişebilirdi. Toplar gel - dikten sonra, kaleden huruç kolay| olmazdı. Ali Ağa; ileri gelen adamlarını çağırdı. Bu sergerdeler, Tuna boy- larında, Balkan dağlarında bir çok| çete muharebeleri yaparak tec - Tübe kazanmış simalardı. Adam- larına sordu: — Variyeti nasil görüyorsu -« | nuz? Aygır Mehmed — isminde zorba cevab verdi: — Ağam; vaziyet iyi değil, bir kere, ancak iki üç günlük yiyece- ğimiz var.. Sonra; Yeniçerilerin sustuğuna göre onlar da topçu ge- tirmeğe karar vermişe benziyorlar, Bence; toptan esir kalmaktan ise; hemen bu geceden bir yarma ha- reketi yaparak kaleden fırlamak Közımdır Ali Ağa; Aygır Mehmedin sözle- bir madan gatılan mallardan 50 llr: resim alındığı doğru olabilir. Çün- kü, ardiye resmi ton hesabile a - | hnmaktadır. Tonuna 70 kuruş ol- mak üzere ağırlık ne kadarsa o kadar ardiye resmi alınır. Bu, e- ğer motörün hamulesi karpuz ise tanesine düşen ücret 6 parayı geç- mez. Nakliye hâle ait olduğu z4- yman ayni miktarda Ücret te nak- liye için ahnmaktadır. Hâlde bu nakliye ve ardiye resminden ma- ada hiçbir ücret alınmamakta - dir,'ki bu vaziyete nazaran m ve fiyallarının yüksekliği, b fazla resim alındığından ileri gel- mediği anlaşılmaktadı Hâlde nakil amelesinin 25 - 30 kişi olup ihtiyaca kâfi gelmediği cihetine gelince: Yazın fazla ame- leye ihtiyaç hası) olduğu münase- betle kadro 120 kişiden mürek - keptir. Şimdi, mevsim — itibarile, bu, fazla geldiğinden 95 kişiye ir- dirilmiştir. Buna göre nakil ame- lesi de 25 - 30 değil 95 kişi olduğu icn ihtiyacı mükemmelen karşı - layabilmektedir. Meyva fiatları eğer lüzumun - dan fazla yüksek ise bunun sebep- lerini hâlden ayrı ve başka cihet. S—80N TELUR Yeni Bir Karar Şehir Oluyor İstanbula yakın ve turistik bir kaza merkezi olan İzniği şehrimi- ze daha galim ve seri vasıtalarla bağlamağı düşnen İktisat Vekâ- leti İznik gölünde müteaddit mo- törler işlelmeyi düşünmektedir. Bu suretle artık İstanbuldan İz- nik'e gilmek isteyenler eskisi gi- bi Bursaya gelip oradan Yenişe - hir şosesile uzun bir yolculuk yap- mak zahmetinden kurtulmuş ola- caklardır. Çünkü, motörler Yalova - Or - hangazi şosesine bağlı ve göl ke- narında bulunan «Manure» kövü iskelesine yanaşacaklar ve bu yol- cular İstanbuldan Yalovaya geç- miyerek biraz ilerdeki köy İske - lesine gitmek suretile hemen mo- töre binmiş olacaklardır. Tecrü- be mahiyetinde yapılan seferk çok müsbet netice vermiş ve a rıca «İznik» havalisindeki köy - lülerin iktisadi vaziyetlerine ve hareketlerine müsbet şekilde mü- | essir olmuştur. Diğer taraflan Vekâlet, bu yol- culuğun çok ucuza yapılması i - çi asgari bir tarife tatbik ede - cektir. Ezcümle Mamu! den İzniğe gilmek için 25 saatlik bir yolculuk yapılaca - ği halde bu uzün mesafe içli dam başına yalnız <25: kuruş a- hnacaktır. San'at C ku'ları Mezunu Yeni Bazı Menfaatler Temin Edildi Türkiye sanat mektepleri me - zanları cemiyetinin koagresi E - minönü Halkevinde toplanmıştır. Cemiyetin başkanı daktor “Hafız | Cemal Kurumun 4 üncü yılm: rak eylediğini âza sayısının elliye vardığını, bunun yakında yüzü ge- lerde aramak icap etmektedir k bu hususla gerek Hâl müdürlü - lüğü, gerek belediye İktisat mü - dürlüğü tarafından tetkikat yapıl- maktadır. ——— Muzır Şekerleme Yapanlar Şehrimizde «şeker» ve .şoker - Jeme» yapan bazı küçük esnafın <paspal» ve kepeğe ve kıismen «mısır ünür üzerine şeker dök - mek suretile bir nevi sıhhate mu- zır şekerleme yaplıkları alâka - darlara şikâyet olunmuştur. Kilosu 25 kuruşa kadar verilen bu şekerlemelern bilhassa Ana « gönderilmekte olduğu an- rine mukabele etmedi. Zaten dü- şünceleri tamamile kendininkine benziyordu. Kurdboğan İsmail isminde di- iğer bir zorba şu mütaleada bu - lundu: — Aygır Mehmedin - dedikleri doğrudurı Bu gece burada kalıp sabahı beklemek aptallık olur. Ka-) pana tutülmüş — tilkiler gibi ele düşmektense; birkaç yüz kişimizi feda ederek hemen bu geceden kurtulmalıyız... Ali Ağa; bu zorbanın da sözle- rine mukabele etmedi. Üç kişi da- ha söz söylememiş sükünetle ar- kadaşlarını dinliyorlardı., Kurdboğanın lâlfı bitmişti. Pıs narhisar âyanı diğer arkadaşla - rına göz atmış bekliyorardı. Diğer üç kişi susmuş, —tek bh mukabelede bulunmuyordu. Hal- buki; bu üç kişinin içinde kulak- sız korsan namile meşhur bir zor- ba vardı. Yaşı altmışı bulduğu çeceğini, bu mekteplerden yeti - genlerin büyük işler gördükleri- ni, çıraklıktan yetişen elektrikçi- lerle sanat okullarından mezun o- lan elektrikçilerfin dışarda yirmi beş kilovata kadar elektrik tesi - satı yapmalarına —Nafiadan izin alındığını, ehliyet imtihanı ver - dikleri takdirde fen memuru un- vanını da Jabileceklerini , Av - Tupaya tahsil için üç talebe gön- derildiğini, cemiyetin — muhtelif yerlerde şubeler açacağını söyle- miştir. Cemiyetin yıllık hesabr kontrol edildikten sonra eski idare heye- ti ibra edilmiştir. Müteakiben gizli reyle yeni in- tihabata geçilmiş, Hafız Cemal, Sırrı, Yusuf, Sadık, Halil, Ali ve Fahri seçilmişlerdir. Bol bol reçel - yiyen çocuk kuvvet ilâcına muhtaç olmaz. Ulusal ekonomi ve arttırma kurumu SW MAT TARTEEE halde dinç ve tuvana adamdı. Bv- velce; yırtıcı bir denizci idi. Ge- liboluda beş altı kişi katlettiğin - den kellesini hükümetin satırın - dan kurtarmak için Pınarhisarı â- yanının yanına sığınmıştı. — Ağam, ne susuyorsun öyle?.. Yoksa; Yeniçerilere kelleni tes - lim etmeğe karar mı verdin? Kulaksız; ağarmış ve süpürge- Teşmiş sakalını nasırlı ve damarlı | elile karıştırdıktan sonra: | | — Ağam; bizden daha iyi düşü-, nürsün?.. Hele bir sen söyle bir yel bakalım... | —— Evet amma; bu iş içinden ç- kılır gibi değil.. Benim fikrim de Bu yiğitlerin söylediği gibi. — Olabilir... Yalnız; sizin bil - diklerinizi bizler bilmediğimiz için! görünüşe göre karar vermemiz | isabetli olamaz zannederim. Dodi. (Devamı vaz) AF—14 l.dl.-ıî: İ Rtozcr İznik de Turistik Bir Fırıncıların Hâkimiyeti v günlerde, buğday fiatla - xı üzerinde bazı hareketler olduğanu gazeteler yazıyor. Buğday, un ve ntice itibarile ek- mek meselesi, — İstanbulun belli Fırınlar iyi kontrol diliyor mu? Bu ayrı bir meseledir. Bugün bu mokta üzerinde duracak değilim, Sonra, ekmek flatı normal midir?, Narh hakikaten ihtiyaem ve va- ziyetim karşılığı madır?. Bu da ay- rı bir mevzadur. Bunun üzerinde de duracak değilimm. Yalnız, bu gün söylemek istediğim, yeni Vali ve Belediye reisine haber ver - mek arzusunda bulunduğum me- sele şudur: İstanbul belediyesi, İstanbul um tücearlarına ve fırmcılarına sö - zünü dinletebilmekten, otoritesini kullanabilmekten çok zaman âciz kalmıştır. Ekmeğe on beş günde bir narh konur. Bu on beş gün içinde me- selâ un fiatları düştü, değil mi? Fırıncıların sevincine peyan yok- tur. Hiç sesleri çıkmaz, Kâürları yrindedir. Ekmek narhı, daha ev- velki pahalı fiat üzerine devam eder. Belediye de sesini çıkarmaz. Fakat, ya bu on beş gün içinde un fiatları biraz yükselmişse, fı- rıncılar kıyameti koparırlar. Yap- tıkları şey sudur: Ekmek çıkar - mazlar. İstanbul ekmek sıkınlısı çeker. Halk fırın kapılarında ge- €e yarılarına kadar bekler. Ga- zetler yazarlar. Halkın çektiği sı- kıntıyı yazı ve resimlerle herke- sin gözü önüne koyarlar. Fakat, bu canlı resimlere rağmen, Bele- niyenin kanaati şudur: — Ekmek sıkıntısı yoktur. Her türlü tedbir alınmıştır. — Vaziyer normaldır. Belediyede eskidenberi şu fikir kalmıştır: Gazeteler kasdı. mah- susla, sırf tenkidl etmek için büy- le yazarlar. Halkın sıkıntısını ak- settirmek için değik. Onların ya- zılarında hüsnmü miyet yoktur. Bu kanatte olan Belediye, bu neşriyata hiç aldırış etmez. Halta, aksine olarak hareket eder. Çün kü, madem ki gazeteler böyle yaz- mıştır. Onların dediğinin aksine olarak tedbir almak lâzamdır. Bu sefer, tırıncılar © kadar şid- detle mukavemet ederler ki, ni- man temin etmeği bir türlü be- REŞAD FEYZİ Birimizin derfi Hepimizin derfi Temiz!lik Meselesi Temizlik işlerinin — eheminiyetle mevmuu bahsolduğu —çu rünlerde garpan bir noktayı ha- İ ğ z Hi H bi * j | r İ t F f ğ $ | I & l j | Hİ İ ! il İ ;i t E İ TE iŞEE | : İ| : : | ; Hi y t !! | l h !İ | ! ' t F i Fi İ | ; 4 : f t i | ? İ : İ |