VÖN suniMi * —SON TE - Başvekil Mühim Bir Nutuk Söyledi (1 inci sahifeden devam) müsabaka lürumsuz görütmüş - tür, Mekteplerde ekonomi hakkın- da konferanslara devam edilmek- tedir. BAŞLANGIÇ Dünkü sayımızda da haber ver- diğimiz veçhile Başvekil Celâl Bayar dün akşam saat 17 de An- kara Halkevinde verdiği bir nu- tukla Yerli Mallar haftasını aç - Bu münasebetle Halkevinde Dabiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri ile diğer Vekiller, meb- uslar, devair rücsası, matbuat mü messilleri ve kalabalık bir halk kütlesi bulunmuştur. Başvekilimiz — İstiklâl marşını müteakip sık sık sürekli alkışlar- Ja karşılanan aşağıdaki nutkunu BAŞVEKİLİN NUTKU Sayın vatandaşlarım, Cihan krizi dünyayı sarıp bi « zim hudutlarımıza girdiği zuman, yani 1929 sonlarında, tediye mü- “vazenemizi korumak için bazı ik- tısadi todbirler almak mecburi - yetini duymuştuk. Bu tedbirleri- Mizin tatbikında, büyük milleti- mize rehber ve mürşit olmak va- zifesini de, milli iktısat ve tasar- ruf cemiyetine vermiştik. O gün- denberi, milli iktısad ve tasarruf cemiyetimiz, bu önemli vazifesi- ni Hada hepimizin şükranına lâ- yık surette dirayet göstermiştir. MİLLİ İRADENİN KAYNAĞI EBEDİ ŞEFİMİZ Bülâhare ulusal ekonomi ve er- tırma kurumu unvanımı alan bu cemiyetin yüksek himayesi de, ebedi Şefimiz Atatürkün üzerle- lerinde bulunuyordu. Mülli ira - denin kaynağı olan ebedi Şefimi- zin, her işte olduğu gibi, milli ik- tısad ve tasarruf cemiyetinde de Tehberlikleri mevcuttu. Bugün kendilerinin ziyat hicranı içindeki fik celsemizi açıyoruz. Atatürkü anmak, Atatürkten bahsetmek bepimiz için ruhf bir ihtiyaçtır. Fakat, bu muazzam varlık huzurunda söz söylemek kadar güç birşey tasavvur oluna- maz. Birçok güzide hatiplerimiz, bir çok değerli şairlerimiz, hisle- rine Tevaç venmek için söz aldık- ları zaman, bu muazzam kudretin karşısında, mutlak bir surette, â- €iz duymuşlardır. Bu, arkadaşla- yımızın kudretsizliğinden, liya - katsizliğinden değil, bu muazzam " varlığın herkes karşısındaki hari- kulâde tecellisindendir. Bendeniz de Atatürk hakkında, hissiyatımı Made etmek için, bu mutlak aciz içerisindeyim. Yalnız kendilerine karşı, gene bir toplantıda hissiya- tımı ifade ederken demiştim ki: «Atatürkü sevmek, her Türk vatanseveri için milli bir ibadet- tir.r Bendeniz, bugün de, huzurunuz-| da bu ebedi Şefimiz halâskârımızın kahramanımızın, her türlü üs - tün vasıfları cami olan büyük a- damımızın ananevi huzurunda eğilerek, bunu tekrar ediyorum. Atatürk, seni sevmek, Türk milleti için milli bir ibadettir. (sü- rekli sürekli alkışlar). Büyük, ebedi Şefin bize vedi- ası olan rejim üzerinde durmak, onun en basit farzolunabilecek usulleri üzerinde dahi, büyük dik kat ve teyakkuzla vazifemizi yap- mak en önemli işimizdir. KURUMUN FAALİYETİNİ ARTIRMA Ulusal ekonomi ve artırma ku- Tumunun, tam zamanında ve ye rinde vazifesini ifa hususunda gösterdiği dikkat, bilhassa tak - dirimizi mucip olmuştur: Rejimle teessüs eden ve Kema- list rejimin an'anesine dahil olan her hareketi, bütün kudret ve kuvvetile muhafaza etmek, her mamuslu Türk çocuğu için bir borçtur. Ulusal ekoremi ve ar- tırma kurumuna karşı, kada bu yüsden duyduğum tak- dir ve şüktan büyüktür. İçinde bulunduğumuz sene, d- ğer senelere nazaran bize, yeni terakki hamleleri — kaydetmiştir. Ulusal ekonomi kurumunun Üze- rine aldığı — vazifelerden — birisi, Toemleket dahilindeki tasarruf ha reketini reyaçlandırmak, keyfi - yetidir. Bu noktada ifa ettiği hiz- meti tetkik ettiğimiz zdfhan İsta- tistiklerimiz daima terakki seyri b a— T LGIA'—I. 1 imci Kânun 18389 kaydetmektedir. Bendeniz bun - ları huzurunuzda rakamla ifade etmiye çalışacağım: TASARRUF MEVDUATIMIZ MÜTEMADİYEN ARTIYOR 1937 haziranında 277 milyon li- raya baliğ olan tasarruf mevdu - atımız, - tasarruf mevduatı de- diğim zaman, küçük ve büyük hesabı carileri de alıyorum -, bu sene Cumhuriyet Merkez Banka- | sının hesapları da dahil olmak ü- zere 308 milyon liraya baliğ ol- Mmuştur. Husust olarak tasarruf sandık- ları hesaplarını, yani milletin biz- zat tasarruflarını, istatistikler ü- zerinde tetkik ettiğimiz zaman, görüyoruz ki, geçen sene 90 mil- yyon lira olan tasarruf hesapları, bu sene, ayni müddet zarfında, 12 milyon lira fazlasile 102 milyon liraya çıkmıştır. Demek ki, mil - letimizin — tasarruf hakkındaki ve gayreti inkişaf etmektedir. Bu bittabi çok şayanı şükrandır. Çün kü tasarruf, bir milletin kendisine itimadının nişanesidir. Mensup olduğu cemiyetin ve milletin re- fahma bağlılığının ifadesidir. Bir | vatandaşın cebinden çıkarıp, her hangi bir bankaya tevdi ettiği ta- sarruf sadece o bankanın kasa - sında artmış bir rakam olmadığı ve fakat memleketin iş hacmile bir ilâve vasıtası olduğu için, ce- miyete kredisi demektir. Mille - timizin bu vadide gösterdiği bü- yük terakkiyi şükranla kaydet- mek, hepimız için sevinçli bir va- zifedir. BANKALARIMIZDA TERAKKİ Aziz arkadaşlarım, Şimdiye kadar sadece mevdu - attaki terakkiden bahsedilmşitir. Size bir de bunun mukabil olan plasmandan, yani millete vâk! ik- razattan bahsetmek istiyorum. Bu rakamlar her halde sizin de na - zarı dikkitanizi celbedecektir: 1924 senesinde milli bankaların umumft plasmanı 28 milyon İira, | yabancı bankaların ayni tarihdeki | ikrazatı 123 milyon lira, yekün 151 milyon lira. 1932 senesinde milli bankaların plasmanı yekünu 141 milyon lira, ecnebi bankaların ikrazatı yekünu 142 milyon lira, yekün: 283 milyon lira, 1937 senesinde, - yani geçen yıl - milli bankaların plasmanı yekünu 291 milyon lira, ecnebi bankala- rın bütün piyasaya verdikleri po- ra 28 milyon lira, Bu milli bankalarımızın ne 'tz- dar güzel çalıştıklarını, tekmli e- saslara istinat ettirerek ne dere - celerde muamelelerini yürüttük- lerini ve ayni zamanda büyük m. letimizin kendi müesseselerine - lan itimadını gösterir. KREDİ İŞLERİ Kredi meselelerile — rejimimiz, çok yakından alâkadar olmuşur. Ve zaten bu yakın alâka olma - saydı buneticeyi — istihsal etmek bittabi mümkün olmazdı. Buhran senelerinde Ziraat Ban-| kamızın, — zürraa çok değerli bir hizmetini de kaydetmek — lâzım gelir: 21 milyon lirayı bulan zirai ik- rarat yekünunu, 15 sene müddet- le temdid etmiş ve fsiz miktarını da yüzde üçe indirmiştir. Bu ha- reket bankanın matlübatını tar - sin etmekle, kuvvetlendirmekle beraber, — çiftçimiz için de çok istifadeli olmuştur. Ve bundan dolayıdır. — ki, ilk zamanlardaki tahsil müşkülâtına rajjmen, bugün gayet tabi bir surette ve kolay - lıkla tahsilât yapabilmektedir. KREDİ MUAMELELERİNDE İNTİZAM Son zamanlarda büyük Mille: Meclisinin kabul buyurduğu ve millete hediye ettiği kanunlarla, | kredi muameleleri tamamen inti- zam altına alınmıştır. Bu kanunlardna bir tanesi ban-. ( kaları milli, teknik bir rejim al - şu daki - | tına almaktadır. — İkincisi, halk bankaların tesizine imkân vermek- tedir. Bizim banka rejimimiz diyebi- leceğim bu mevzuat, hissedarın, mevduat — sahibinin ve bilhassa bankayı idare edenlerin — büyük yardımcısı olmuş, bütün muzme - lâtı kül halinde emniyet ve inti- zam altına akmıştır. Rejim mebdeinde memleketi - mizde faiz nisbeti, normal çalışan bankalarda dahi yüzde 22 yi bul- müş ve hatta bazılarında bu mik-| tarı da geçmişti. Son çıkarılan kanunarla bu nisbet yüzde sekiz buçuğa İndirilmiş ve filen tatbik ettirilmiştir. MURABAHACILIK NE HALDE BULUNUYOR? Bunun haricinde kalan mura - beha faizleri ne haldedir? Bunu kat'iyetle ifade edecek bir rakamımız yoktur, Fakat mem - leketimizde murabahacılığın kö - künden sökülüp henüz atılmamış olduğunu biliyoruz, Murabeha de- vam etmektedir. Bunun yalnız şiddetle bertaraf edilemiyeceği bir hakika tolduğuna göre, halk ban- kalarının teessüs ve icrayı faali- yete başlamış olmalarile, hakiki tabii en kestirme yolu da tutmuş olduğumuzu ifade edebilirim: Murabehacılar, bu tufeyli mah- lüklar, devlet kanunlarına karş. hile bulmak hususurda en mahir adamlardır. Hilelerine karşı şid - detli hükümler tesis etmiş olmak, Tüzumlu ve faydah bir. hareket olmakla beraber, küçük esnafın ve erbabı ihtiyacın sıkıntısını istismar edemiyecek bir hale ge #irilmiş olmaları demek değildir. HALK BANKALARI Binaenaleyh, — murabehacılara karşı mücadeleyi şiddetlendirir - ken, onun yanı başında, halkın ayağına, küçük müslahsil evinc kadar ucuz ve kâli kredi götür - mek vazifesini alacak olan halk bankaları, huzurunuzda zikre şa- yan bir iş olsa gerekti Bu bankalar mutavazi teşekkül-| lerdir. Fakat yapacakları iş itiba- rile, halkımıza temin edecekleri | istilade itibarile büyük — olduğu için, Ankarada olduğu gibi İstan-| bulda da yakında bir şube açıla - | caktır. UMUMİ TİCARET VAZİYETİMİZ| Umumt ticaretimiz, geçen sene olduğu gibi bu yıl da terakki kay- detmektedir. Geçen sene bir evvelki yıla na- zaran, 25 milyon lira bir fazlalık vardı. Bu senenin on ayı içinde geçen yılın ayn! devresine nazarar | 44 milyon bir fazlalık vardır. nun sekiz milyonu ihracatta, mü- | tebakisi ithalâttadır. İthalât ile ihracat arasında bu on ay içinde muvazene yoktur. ve aleyhimize gözükmektedir. Fakat geriye ka - lan son iki ay içinde herhalde bir tevazüne yaklaşılacağını ümid et- mek yerinde olur. Fakat klâsik mazariyeye göre, kendi kendimize bir sual sorab! - liriz: Acaba ithalâtın çoğulmış olmas:, aktivite ve pasivite bakımından aleyhimize midir? Bir kelime ile, bu, bizim için endişeyi mucib mi- dir? in Bu- 'TİCARİ ANLAŞMA SİSTEMİMİZ Arkadaşlar, Bizim takip ettiğimiz ticari an- laşma sistemine göre, yani klering politikamıza nazaran, fazla ithalâ- tan kontr partisi olan para, ancak 'Türk malı almıp ihraç edilebil - mek kaydile merkez bankamızda mevcut olduğuna nazaran, her- halde mucibi endişe değildir. Bilhassa'şunu tebarüz ettirmek bu mesele ile uğraşanlar için mu- cibi inşirah olabilir Fazla ithalâtımız memleketi - mizin ekonomik noktaj nazardan cihazlanmasına yarıyacak maki - nelerin ve alât ve edevatın be - dellerinden mütevellittir. İhracatımızın beş senelik vasa- tisini ele aldığımız zaman, yüzde seksen beşini toprak mahsulleri tşkil ettiğini görüyoruz. İhraca - tımızın seyri, mütemadiyen yük- sekdiğine nazaran, ziral! gelirimi - zin de yükseldiği şüphe götürmez bir hakikattir. Bu yükseliş nisbe- tini size şu dakikada bir rakamla ifade edecek halde bulunmadığı- ma müteessirim. İTHALATIMIZ VE SINAİ VAZİYETİMİZ Hariçten fazla mal ithal edildi- ğine nazaran dahildeki istihsalâtı- mızin, sınai mamulâtımızın vazi- yetini de bilmek elbette merakı Tmucip olur: Teşviki sanayi kanunundan is- tifade eden fabrikalarımızın ma- mulâtı, yani imalât bedelleri, 1927 senesinde 82 milyon liradan iba- retti. 1932 senesinde bu miktar 138 | yon lira fazlasile bağladık. Ye - | bilmek için, umumi bütçe hari - | yükseldiğini hep biliyoruz. mülyona çıkmıştır. Hariçten 1tha- Tât yekünü seksen altı milyondur. Şu halde milletimiz, 932 senesin- de 224 milyon lira kaymetinde is- tihlâkât yapmıştır. 1937 senesinde fabrikalarımızm imalât kıymeti 255 milyona çık- mıştır. Hariçten ithalâtımız 114 milyondur. Umumi istihlâkâtımız yekünu 369 milyona ulaşmı şde - mektir. Bu rakamların bize ifade ettiği mana: Dahikde istihsalât çoğalı - yor, hariçten ithalâtımız artıyor ve binsenaleyh milletimizin işti- ra kudreti, istihlâk kapasitesi yük seliyor. Bu ekonomik noktal na - zardan elbette bir beşarettir. Mutat olduğu veçhile, mali va- | ziyetimize de temas edeceğim: 1938 YILI BÜTÇESİNİN FAZLALIĞI 1938 mali yılı bütçesini, geçen sene bütçesine nazaran 18 mil - künu fevkalâde ve adi menabi - den istihsal olunmak - şartile 308 milyon liradır. Umumi varidat, veya sadece bütçe dediğimiz za- man sadece bildiğiniz devlet büt- çesini nazara alıyoruz” Bazı mem- leketlerde ıdarci hususiye bülçe- leri de umumi bü'çe meyanında- dır. Milletin mükellefiyet şek- linde tediye ettiği para yekünunu €inde idarei hususiye bütçelerini de gözönüne getirmek yerinde bir şey olur. İdarel hususiye bütçelerinin de| birkaç senedenberi muntazaman | 936 senesinde idarei hususiyele- du. | zın katli füllerinden dolayı müc- ek mükelleflerin tediye | ettikleri yekün 345 milyona baliğ | olmaktadır. Denk bütçe politikamız ve para politikamız üz lenildiği için ber bu defa bu mev- Zzua temas etmiyeceğim, Bu mev- zua tekrar girmek hasılı tahsil et- menen aret olur. yımıı borç vaziyetimiz üze - rinde enteresan gördüğüm bazı rakamları size vereceğim: Fertler gibi devletler de barç- tudurlar. Eğer alınmış borçlar, gelir temin etmiyen işlere sarfe- dilmişlerse, elbest 0 memleketin felâketile neticelenir. Fakat her- hangi biz borç, memleketin refa- hına, umranmına, hasılı verimli bir işine tahsis edilmiş ve eğer şera- iti de normal hatlara uygun ola- rak temin edilmişse, borç herhal- de korkulacak bir iş değildir. Balkanların ve orta Avrupada- ki bazı memleketlerin nüfus ba- gına isabet eden barçları yeküinu 44 lira 15 kuruştan başlıyarak 165 Yira 53 kuruşa kadar yükselmek- tedir. Bu muhtelif memleketlere göre arzettiğim — rakamlar arasında, tehalüf etmektedir. Bizde nüfus başına devletin umumi borçu, da- hili ve harisf demek istiyorum, 21 Mra 37 kuruştur. Milletler cı sele hakkında, ketlere ait olarak ındum bi rakamlar 4.9, 7.9, D47, 5.90, bi- zimki 0,8 dir. Bu maüliyemizin kudretin! ifa- de etmekle beraber, demin işaret ettiğim şartlara uygun olmak şar- tle memleketimizin kalkınması- nt hazırlamak için vasıta bulmak hususundakl arzularımızın meş- ru olduğunu da gösterir. Rejimimizin, tâ bidayeti tees - süsündenberi, büyük Önem ver- diğimiz işlerden birisi de şimendi- fer politikamız olduğu malümdur, Buna müvarzi olarak takip etti- gimiz diğer politika ecnebi şirket- ler elinde bulunan hatların da mübeyaasıdır. Bu mübayaata e- hemmiyet verdiğimizin tek se - bebi, şimendiferlerin memlekete ve memleket ekonomisine fayda- h olabilmeleri için tarifelerine hâkim olmanın bir zaruret halin- de bulunmasıdır. Ecnebilerin e - linde bulunduğu müddetçe bu hakimlyeti tesise imkân olmadığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan elf mize geçtikten sonra, memleket ekonamlsi icaplarından Mmüvazi olarak tahakkuk ottirilmiş tarife tatbikatı da malümdur. | Ba süret ve seçimle Türk mille- | aldattığını itiraf etmiş, her şeyi | söylemiş, genç adam, | Tin varidatları yekünu 37 milyon | ATATÜRK ($ inci sahifeden devam) | lisi, tarihi bir toplantı yaptı. Bü- yük Millet Meclisi, bu mühim ve | tarihi vazifesini bihakkin başardı.| Mevcudunun Ittifakile ve 348 rey- le ebedi Şef Atatürkün en yakın mesai arkadaşı İsmet İnönünü Cümhur Reisiliğine intihap etti. ti yeni milli Şefini bulmuştu. Iharet Eden Kadın Öldürülebilir mi?| daha iyi bir iş bul. Daha çok ka- zanan, böyle yaşanmaz!.. Badham bir müddet evvel Lan- draya gelmiş, orada birisile gö - Tüşmek lâzım geldiği için — onu beklemek üzere kalmıştır. — İşte bu sırada karısı başka bir erkek- le tanışmış, nihayet kocasına ha- inlik etmiştir. Bunun ilk defa öl- madığı da anlaşılmıştır. Arada bir de on sekiz aylık bir erkek ço- cuk vardır. Fakat Badham mah- kemede şöyle diyor: — Bu çocuk benim çocuğum değildir!.. İşte muhakeme cereyan ede - rek dinlenecekler — dinlendikten sonra sıra juri heyetinin viedan kamaatini söylemesine — gelince heyet çekilmiş, bir müddet sonra | gelerek kanaatini — bildirmiştir. Jurinin kanaatine göre Badha- | mın karısını öldürmesinde kasıd ve taammüd yoktur. Kadın onu kenidini zaptedemiyerek karısını - öldür - müştür. Fakat taammüd olmaksı- rim sayılan genç koca ön iki ay | hıpıe mahküm olmuştur. Kendi- © bir fenalığı olma- dıgı sabit olduğundan — ve kar sının ise eğlenceye düşkün ol anlaşıldığından bunlar kocasının mes'uliyetini hafifletmiştir. On iki ay hapis müdâctini bi - | timdikten sonra Badham eskiden çalıştığı fabrikaya tekrar alına - caktır. — ea ——— Şark hudutlarına doğrü ilerle- mokte olan İnşaatımız üç kol ta- kip ediyor Birisi Arzuruma doğ - ru ilerlemektedir. Bir heyet, dün, Nafıa Vekilimizin reisliği altında Erzincanda küşat resmini yapmış- tir. Diyarbakırdan ilerlemekte olan hat, şarka ve cenubu şarkiye doğ ru yürüyor. Her sene şimendifer :çın bütçeden tediye ettiğimiz pa- ro 28 buçuk milyon raddesinde - gdir. Demin size söylediğim rakam - Jat arasındı. geçen yıla ait olan bu Takam da vardı. Şimendifer mev- zuunda ayni hızla yürüyeceğiz ve mutlak netice alacağız. Bu sene, ikinci beş senelik sa- nayi programına ilâveten bu defa tört senelik üç nuraralı bir prog- ram ilân etmiş bulunuyoruz. Prog- tamın esas müşkülâtı, mali cep - hesini halletmekti. Teknik mese- lelere ve clemanlara ait kısmı halletmek deha az müşkül bir iş oluyor. İlân ettiğimiz programın mali ciheti halledilmiştir. En ziyade ehemmiyet verdiği - miz bir mesese de, deniz işlerimiz- ir. Denize, sanayü, ticareti, spo- vu ile çıkmak için millete verdi- B miz söz üzerinde büyük hassa- siyetle durvyoruz. Deniz nakliye vasıtalarımız ta- mamlandığı, şimendifer politika - mız hedefine vardığı anda, mem- leketimizin ekanomisi üzerinde bambaşka bir vaziyet tehaddüs e- deceğini şimdiden kabul etmek Tâzımdır. HARİCİ POLİTİKAMIZ Hoer sene memleketin umumi ekonomik vaziyeti üzerinde göz gezdirirken, harici politikamıza da temas etmek adet haline gelmiştir.| 1938 senesinin sulh ve emniyet havası içinde geçtiğini iddia et - mek mümkün değildir. Bundan birkaç ay evvel vaziyetin bir (ihti-| lâta müncer olması ihtimaellerin « den her tarafta endişeler belir - mişti. Biz, dünya sulhunu tehdid edezi bu vaziyetin bize müteveceih bir tehlike olduğu için değil, fakat, umumi sulhu ihlâl edebilecek ve binnetice bütün medeniyet dün - | gağa iltihak etmiştir. Şimdi bü - Daladiye Hüxümetine İtimad (2 inci sayfadan devam) benüz hissedilmemişti. Bu hükü- | met bir sene kadar iktidarda tu- | tunduktan sonra sağların taarru- | zu karşısında çekildi. O zaman: danberi de sol cenah, sağların ö- nünde ricat etmekirdir. Şotan i- kinci halk cepbesi hükümetini kurdu. Direksiyonun sosyalistler- den radikal sosyalistlere İntikali hakikatte burjuva — partilerinin sosyalist zümrelere karşı Zzaferi | idi. Radikal sosyalistler, içlerin - | den komünistleri atmak için bun- harı istiskal ettiler. Fakat halk cephesi kombinezonunun devamı namına bu hareketler hazmedil- di. Şaton da iktidarda tatunama- dı. Ve bir aralık Blum hükümeti teşkile ve hattâ milli birlik hükü- meti kurmaya teşebbüs - ettikten sonra Daladiye kabinesini kurdu. Radikal sosyalist partisinin lideri olduğu için iktidarın bir radikal sosyalistten diğer radikal sosya - liste intikali 6 derece ehemmi - yetli telâkki edilmedi. Hattâ sos- yalistler hükümete girmedikleri halde Daladiye hükümetine mu- zaharet ettiler, Radikaller 1936 da sosyalisder ve tirmiştir. 1936 da sosyalisiler ve komünistlerle beraberken, buzün bunları bırakarak orta cenaha ve tün mesele, bu sağ ve orta cenah partilerinin, Daladiye'ye yapmak- ta oldukları yardıma mukabil hü- kümetten bekledikleri iştir. Aca- ba sol cenalım tahakkümüne kar- gı isyan eden Daladiye, sağ cena- hin elinde esir mi olacaktır? On- darın âleti vaziyetine mi düşecek- tir? Böyle bir karışıklıklara ve hattâ ihtilâle ka- Yoksa solun tahakkümüne kallanmıyan Dala- diye, sağın tahakkümüne de bo - yun eğmiyerek süy ile serma; rasında âdilâne blr muvazene te- min etmeğe mi çalışacaktır? İşte © zaman Daladiye Fransa'yı kur- tarmış ve demokrasiye en büyük hizmeti yapmış olur. yasını büyük zararlara sokacak böyle bir halin vukuunu, — kendi insani, medeni ve milli duygula- | fımsıza uygun görmediğimiz — için | herkesle beraber endişeye düştük. Kendi emniyetimizi, kendi kudret ve kabiliytimizle temin etmek e- sasen ana gayemizdir. Ve bizi teh- likelerden masun - bulunduracak fili imkânlarımız tamamen mev - cuddur. Cumhuriyetin umumi politikası, hep imkânlarımız ölçülerek tan - zim edilmiş ve bütün taahhüdle - Timiz de milli kudretimizin hu - dudları dahilinde bulunauştur. Herhangi bir şekilde bir macera şemmesi olan politikadan daima vzak kaldık ve kalacağız. Sulhe o- lan ciddi ve samimi merbutiyeti- | miz, bu esaslara müsteniddir. Ve | onu ihlâl edecek - tehlikeler, biz. medeni milletler ailesinin bir fenli olmak hissi ve sıfatile teessüre uğratır. Milli birlikve milli var « lığın çevik cephesi, Türk milleti - nin özü, Türk tarihinin şehamet timsali olan kudretli ordumuz ve onun süngüsü Cumhuriyetin bu samimi politikasının nigâhbanı ve emniyetinin zâminidir. «Kuvvetli ve sürekli alkışlar.» Tesis etmiş olduğumuz dostluk- ların, ittifakların hep sözümüze sadakat göstermek ve imkânımı- zın ölçüsünü bilmek esasına müs- tenid olması bunların hakikf kuv- vetini teşkil eder. Ve diyebilirin. kiTürkiye, bu dostluklardan —e Attifaklardan ayni sulh idealinin hâdimi, kudretli bir kütle teşkili- me muvaffak olmuştur. İşte size, haricf politikamız ve dahili kud - retimizin kısaca söylenmiş ifadesi Geçen yıl burada hep beraber Hatayı — selâmlamıştık, O zaman Cenevrede kabul ettirilmiş bir is- tatüde mevcudiyetini bulan Hatay, şimdi muntazam, medeni bir dev-| let olarak yanıbaşımızdadır. «Şid-) detli alkışlar.» Aziz arkadaşlarım; Size hulâsa etmeğe - çalıştığım bu hava içerisinde ulusal ekonami 've arttırma haftamızı açıyorum. Kemalist rejimin büyük Türk milletine temin ettiği nimetleri korumak ve gözetmek hususunda krediler en gelirli ve İ zular üzerinde nw. iç, dış borçlarımız M':' leri arasında Adeta İS Li mahiyet ifade edercesint Öi nüfusu başına uncak ZİŞT basit bir rakam . Başvekilin nutki duğumuz milli -lw-—"’ düstriyel inkişafı M“î_'y ile millet nazarında CAt ğ kadar memleketin hili politikasını da kalblerdeki itimad V€ kiyet temennisini nan mühterem ııışw" rette ve hepimizden me bizzat kendileri F ile ifade ve izah bi ) «— Herhangi - bir macera şemmesi olan daima uzak kaldık Sulha olan ciddi ve Ö butiyetimiz bu esasi tir. Ve onu ihlâl d'“*: ler, bizi medeni bir ferdi olmak hissi Ydi teessüre uğratır. â milli varlığın çevik milletinin özü, hamet timsali olan F muz ve onun yetin bu samimi zehbamı ve emniyt dir. Tesis etmiş oldı ların, ittifakların sadakat Mmk yın ölçüsünü bilmek ©, tenit olması bunlarıf .4.» y desi.. “Berlin - Rol Emeller Pei”; ( ci ziyaret esnasındâ ları dışında kalanı ,aıen meselesi ccwmznu*î“ Ğ VÜ Londra ı.i (l d 36," layn bügün kend bir ziyafette ıvı“*’“ı söyliyecektir. BU mak üzere Hi mahsusada bir ff miştir. ÇEMBERLAĞZ SÖZL Londra 13 (A-M/ aTruz etti hiçbir. muahedt Fransaya ya tiyetinde pulun! vekll Çemberlar! vam kamarast natı Nevs M ; rüst bir tarzı bE ııunek'.ı-dsr mu., ıuıı Ş'luı nuzda hörme vazife bııış; Büyük hareketlerine (Ç ve ulusal vE bareketinin T dalarina sözüme mhl nizi tazimle ve şiddetli #”