Hazırlanan Proje Tasvib Edildi ? &banca gölü ve civarının İs- tanbulun en yakın bir sa »- (ğ. Tvesi haline getirilmesi ve daraftan gölün sularından olunması için Dahiliye ti tarafından yapıldığım Ofumuz tetkikler ikmal olun - N liğimize göre Vekâlet, ha- dahili turizm bakımından büyük bir ehemmiyet vere-, W Pahalline iki tetkik heyeti İ trmiş ve iki proje ile plân Rüre | VN kere Vekületçe tetkik ve ka- 1 bu projeye nazaran | gölünün suları Adapa - "—ıııı.w.umm.- « bunun için göl sahilinde ve harletne borular döşenerek, tu - lumba tesisatı yapılaack ve büyük bir su deposu da inşa olunarak şehir şebekesi için İslifade edile- €ek bu depodan tekmil Adapaza- rına su verilecektir. Diğer taraftan gölün etrafı sü- ratle bataklık vaziyetinden kur - tarılarak burada modern tesisat wücüde getirilecektir, İlk plândaki bu işler için gı Tik 282 bin 105 lira sarfedilecektir.| Ayrıca Sabanca kasabasında mo- dern oteller ve göl kenarında ga- zinolarla büyük bir plâj inşa olu- nacak ve kasabada hayat ucuzla- tılacaktır. Bu projelerin tatbikine| hemen başlanılacaktır. Nava Hatları Açılması - kararlaştırıldı Bir Proje | Hazırlandı Stanbul - Izmir Ve Ankara Yolu ü - İzmir ve Ankara ara- | Ü * yeni hava hattının 1 ni - gy 889 da işlemiye — açılması | y Twette kararlaştırılmıştır. bul - Adana hava hattı da) | â'i'lha— açılacaktır. * İstanbul - Ankara H da ondan sonra tesis olu- && hava yolları umum mü- hareket ü *’ııı meydanını tetkik e- :. -bh.nlıbıııkın etmiş ve Adana H, Közrlıklara başlarmıştır. Bu Müdürler, Umum Mü - Ünişin reisliğinde içtima Ve tetkikler yapmakta - a İ ük müzakerelerinde bu- y lzere Denizbank amir şu- Sdürü de şehrimize gelmiş- A Kv_l*uı ve şekerli şeylere —Şîw dinç kalmak is- ğt meüvyetleri anla - ger” Olur ne olmaz di- a Şk çtlimin katlini tehir ÜN Glasing VY yaratmıştı, O- h Mauşe, top me n top getiri- ZORBALAR SALTANATI — Nisanda Açılacak tikten sonra evvelki gün İzmire gelmiştir. Öğrendiğimize göre Devlet hava yolları umum müdürlüğü, An - kara, İzmir ve Yeşilköy hava mey- danlarını modern bir şekilde ve asfalt olarak inşa elmeği karar - laştırıkmıştır. İleride Adana ve Diyarbakırdu da asfalt veya beton meydanlar yaptırılacaktır. Bu meydanlarda telsiz ve ganyemetro tesisatı da yapıldıktan sonra memleketimi - zin her yerinde kışın da hava pos- taları muntazaman servis yapa - bileceklerdir. Lüleburğazın Su ihtiyacı Gideriliyor Gelen haberlere göre Trakya u- mumi müfettişlik göçmen mın - takalarından Lüleburgazın su ih- tiyacı etrafındaki teşebbüsler 2- Jâkadarlarca kabul edilmiş, Trak- yanın birçok yerlerinde olduğu gibi bu havalide de iki arteziyen kuyusu açılması kararlaştırılmış- tır. Kuyuların açılma masrafı olan paranın ilk taksiti - (20,000) lira Nafıa Vekâleti bütçesinde Lüle- burgaz kazası emrine gönderil - miş, kuyuların açılacağı mahalli tesbit etmek üzere bir de fen he- yeti teşkil edilmiştir. Heyet çalışmalarını bir hafta içinde bitirecek, — yeni santrifüj tesisatı ile arteziyenlerin açılma- sına başlanacaktır. Kuyulardan birinin Karakarlı nahiyesi arazisinde tesisi diğeri- zazan: M. Sami KARAYEL yarlardı. Bu fena bir haberdi, E- ğer, yeniçeriler kaleye karşı bir kaç topu tübiye ederlerse Ali ağa- nn hali yaman olurdu. Bunu bir an evvel önlemek gerekti. Deli Zorba; biraz sükündan sanra; yeniçeri ağasına besa ede- rek son sözlerini söyledi: — Ağam; Allah yolunuzu açık etsin.., Pirimiz Bektaş Veli Haz retleri yardımcınız olsun... Ben, şimdi Edirneye dünüyorum. Siz- lere Jâzım gelen yardımı bir an evvel Jera için yoldaşları hare- kete getireceğim. Yalnız, tekrar ederim Sultan Selimin katli me- selesine yanaşmayınız. Sonra, o- Sırat Geçidi ve-. Avukatlar iğer bir avukat mütareke | Günün Meselesi: Kadınlar Yakındalnce Çorap Bu'amıyacak | | devrinde düşman kuvvetle- | rile birleşmişse ve bu mem- lekete hinayet etmişse bugün bu- n usormak, aramak mevkiüinde mi- yiz, değil miyli? Bu bir sualdir ve.. yerindedir. Bir anket muharririne cevap ve- ven bir avukat: — Müruru zaman ile silinmi - yen hiçbir suç yoktur! diyor. Eski barçlara, bukkal defter - lerine, tahsil edilemiyen alacak- lara sünger çekildiğini biliyorduk amma, vafan hiyaneline «müru- Tu zamans adlı bir sünger yürü - tebileceğini asla hatırımıza ge - tirmemiştik. Avukatlarımız arasında bu ba- kımdan takip görmemiş kimse bu- Tunabileceğini sanmıyorur. Fakat, varsa ve ©.. her kimse Türkiyede Ankılüp ve kurtuluş davamızın bir sırat geçidi olduğunu bilmelidir. 'Yalnız bu köprüyü ve geçidi «mü ruru zamane katedemez, BÜRHAN CEVAD Mütehassıs Garson ve Kamarot | Denizbank Bu Mak- sadla Kurslar Açıyer Deniz ticaret gemillerimizde ça- hşacak ahçı, kamarot ve metrdo- tel gibi Kimselerin ihtisas sahibi olmalarını temin için kurslar aç.l- ması kararlaşurılmıştır. Bu maksadla Avrupadan sureti mahsusada mütehassıs muallimler celbedilecek ve kurslar hem na- zar, hem de ameli olacak kurtlara ilkmektrb mezunları ve tercihan ortamektsb mezunları kabul ölu- nacaklardır. Bu kurslara girmeğe talib a- Tanların müracastlarının kabulüne perşembe gününden itibaren De- nizbank kamara servis şefliğinde başlanacaktır. Kayıdlar bir ay devam edecek ve bir ay sonra da kurslar faa - liyete geçecektir. Köylerde Radyo Teisatı Yapılıyor Gezi meydanlıklarına birer rad yo konulması hakkında verilen kararın tatbikine başlanmıştır. Verilen malürdata göre Trakya havalisirdeki (64) köye radyo te- sisatı yapılmıştır. Etimesud istasyonunun tesisatı bilinciye kadar köylerin radyo - ları da tamamlanmış olacak, köy- lüye faydah zirai, iktısadi, içti - mafl ve hayati bilgiler bu istasyon vasıtasile neşredilecektir. Radyo tesisatı köylüyü çok se- vindirmiştir —e — Pnin de Alpullu civarında açılması | etrafında tetkikler yapılmaktadır. cak halk nazarında büsbütün bed- nam olur, Düşmanlarımız bu ha Himisden istıfade oder, — Hiç merak etmeyiniz, Gerek Sultan Mustafa, gerek kızlar ağa- sı Nezir ağa ve sadaret kayma - kamı Musa Paşa ocağımızı bu meselenin bir an evvel icrası için zorladıkları halde cevabı red ver- dik ve yine de böylece hareket e- deceğiz. Maazallah! Sonra; nice olur halimiz. , Herhalde şimdi sırası değil... dedi. Ağalar, müsafaha ederek bir - birlerinden ayrıldılar... Deli Zörba; gerisin, geriye E - dirne yolunu tuttu. Biraz sonra; Belgrad ormanının gün görmez sık ağaçları altına dalmıştı. Ar- kadaşlarını bir köşeye çekerek müzakereye başladı: — Ne derseniz evlâtlar?.. Ana- dolü yakasına geçerek oraya vel- veleye verip kuvvetleri üstümü- ze mi çekelim, yoksa Tophane - den kale üzerine getirilen topları Soyl nce kadın çorablarının daya - İmksııııgı bir müddettenberi mü- him bir mesele balini aldı. Ço- rab sanayli erbabı aralarında en ince cinsten çorab imaline niha - yet vermeleri hakkında bir karar verdikten sonra ancak stok ince iplikler bitinceye kadar ince çı- Tab işlendi ve ancak tekmil fab- Tikalarca mevcud en ince iplikler işlenmiş olduğundan artık ince çorab yapılmamaktadır. Diğer taraftan çorab sanayiinde teknik noksanları ikmal edilerek bu sanayiin daha seri inkişafını temin etmek maksadile çorab sa- nayii erbabının, milli sanayi bir - celbi için verdikleri karar muci- bince Almanyada bu işle meşgul olan Mehmed Cemil Torfilli şeh- Timize dönmüştür. * Mehmed Cemil — Torfilli çorab fabrikası sahibidir. Almanyaya, kendi işlerile meşgul — olmak ve ayni zamanda mütehassıs işini in- taç etmek üzere gitmiş bulunu - yordu. Mumaileyhin avdet etti - Bini haber aldık ve kendisile gö- Tüştük, Mehmed Cemil, Almarşyadaki tetkikat ve sanayi hakkında edin- diği intıbalara dalr kendisine sor- duğumuz suallere verdiği cevab- larda ezcümle şöyle dedi: — Almanyada bir müddet ken- di hususf işlerimle meşgul oldüuk- tan sonra 25 gün kadar çorab sa- nayiile alâkadar oldum. Orada bir kaç fabrika gezdim. Fabrikalara girmek, gezmek serbest değil. Bir. hayli güç meseledir. Çorab suna- yil bakımından memleketimizle Almanya arasında bir mukayese yapmak lâzım gelse, teknik ci - hetinden hiç bir fark göremedi - Bimi söylerim. Makine ve mater- yal itibarile ayni. Dokuma ve bo- yama ameliyeleri tıpkı bizim yap- tığımız gibi ancak apre ameliye - —— l—îvrupa'da Tedkikler Yapan FabrikatörÇorap Mütehassısının Kısa Bir Zamanda geleceğini üyor sinde ufak bir fark var.. Onun da temin ettiği netice çorabın biraz daha zarif görünmesinden iba - rettir. Yalnız çorabların çürük oldu - ğundan şikâyet edenlere ehemmi> yetle söylemek istediğim nokta şudur: Almanyada, hiçbir kadı « 'nın ayağında bizim en ince dedi. ilmiz ve şimdi imaline nihayet verdiğimiz cinsteh değil, hâlâ iş- lemekte olduğumuz, onun biraz kalınını dahi göremezsiniz. Bu vaziyet nazarı dikkatimi celbetti ve alâkadarlara sordum. — Niçin ince çorap imal etmi- yorsunuz? Şu cevabi aldım: — Batacak müşteri bulamayız!, Demek ki Alman kadınları yir-| mi dört saatten fazla dayanmıya- cak çoraba para vermiyorlar ve giymiyorlar.. Bu bizim bayanla - rımıza da örnek olmalıdır. Hulâsa: çorablarımızın çok ince oluşundan başka kusuru yoktur. Her moda gibi bu da bize Paris - ten gelmiştir. Fakat orada bu gi- bi çarabları her sınıf halkın giy- mediğini bilmem izaha muhtac mıdır?. Birkaç güne kadar sanayi bir - liğinde yapacağımız bir toplantıda| gerek halkımızı, gerek memleket iktısadiyatım korumak maksadile, hâlen imal etmekte olduğumuz çorabların birderece kalın olarak yapılmasını görüşüp kabul edeceğiz. Bütün arkadaşların bu hususta hemfikir olduklarına ka- nüm. Böyle bir karar verdiğimi takdirde fabrikalarda mevcud in- ce iplikler işleninciye kadar ince çorab yapılacak ondan sonra bü- tün fabrikalar muayyen bir ka - hnlıkta ve mukavemetli çorab i- maline — başlıyacaklardır. Orada mütehassıs işile de meşgul oldum. Bu da önümüzdeki ay içinde hal edilmiş olacaktır. | Ders Salonu Talebeye Kâfi Gelmiyor Hukuk Fakültesi Birinci Sınıf Dershanesi Büyültülecek Üniversite merkez binasındaki hukuk fakültesi birinci sınıf için açılan yeni ders salonu mevcuda kâfi gelmediğinden öGnümüzdeki sömster tatilinde — buradaki yan duvarlardan bir kısmının kaldı- mlarak koridordan bir kısmının eklenmesi suretile genişletilmesi Üniversite heyetince - kararlaştı- rılmıştır. Bu karar, dün talebeye tebliğ olunmuş ve alkışlar içinde karşılanmıştır. mı imha edelim?.. Veyahut kale- yi muhasara eden Yeniçeriler a- rasına girerek bir gece biçimine getirirerek kaled ebulunan arka- daşlara mı iltihak edelim?.. Söv- yin bakalım! İçlerinden birisi cevab verdi: — Ağam; kaleye girmemiz mu- yafık değildir. Çünkü; bin kişiye beş kişimiz iltihak etmekle bir şey hasıl olmaz, üste de dışarıda yapabileceğimiz — — casusluktan mahrum kalmış oluruz. Anado'u- fenerine geçmek te doğru değil - dir. Üzerimize çekeceğimiz kuv - wet ne olursa olsun bu yekün bir şey ifade etmez... Bu suretle de varlığımın ortaya koyarak cep- he gerisinde yapacağımız işlere sed çekmiş oluruz. Bence; en nü- him şey top meselesidir. Bizim Zorbaların elinde top oldukça ki, kaleden ateş ediyorlarmış zaten.. Yeniçerilerin kaleye girmelerine imkân yoktur. Fakat; Yeniçeri - ler mukabil top tabyesinde bulu- Garip Bir Kız Kaçırma Vak'ası Kaçırılan Kız Sevgili- sinden — Ayrılamaya- cağını Söylüyer Bayındırdan bildirildiğine göre evvelki gece orada garib bir kız | kaçırma vak'ası olmuştur: Bayındır kazasının - Boğaz kâ- yünde oturan 15 yaşında İbrahim isminde bir genç; ayni köyden 17 yaşında Fazılayı çılgınca seviyor- rilmesini istemişse de yaşının kü- çüklüğünden dolayı bu talebi red-| dolunduğundan evvelki gece 9ı- sızın Fazılanın evine pencereden girmiş ve yatağında oyumakta ©- nuyorlar İse vaziyet vahimleşir... Buna mâni olmak için her türlü tedabiri ittihaz etmek iktiza eder, fikrindeyim... Dedi, Zorba, arkadaşlarının fikrine iş- tirak etmişti. Deli Zorba da bu fikirleri kabul etti. Esasen; o da böyle düşünüyordu. Şimdi; iş pusu kurmak mesele- sine kalmıştı. Pusuyu nerede ku- racaklardı? Deli Zorba, buralarını karış ka- Tış biliyordu. Arkadaşlarına şun- Jarı söyledi: — Kolay... Siz buralarını bil - mezsiniz.. Fakat; ben karış beka- rış bilirim... En iyi pusu kurula - | cak yer Zincirlikuyudur... Top- | çular esasen burada konaklar... Gece sabaha karşı tebdili kıya- | fet edip hepsini uykuda iken kı- | lhçtan geçiririz.. Top arabalarını dinamitle atarız. İşte: Bu kadar.. 'Tekrar Yeniçeri elbiselerini giyip yol değiştirerek Edirne istikame- tini tutarız.. Bu vakte kadar da ÇÜ C “S—SON TELGRAF—İ3 ! inci Kânun Çocukların Barınacağı Odalar Maarif Müdürlüğü Bir Talimatname Hazırlattı | Maarif müdürlüğü ilk okul ta- | Jebesi işçi ve amele çocuklarının barındırılması için bir müddet - tenberi yaptığı tetkikatı ikmal etmşitir. Bu maksadla bir talimat- name hazırlanmıştır. Talimatnameye göre barındır - ma odaları, bilhassa işçi aileleri. min kesafet arzettiği mıntakalarda, çifte tedrisat yapılan okullarda ve müsaid binalarda açılacaktır. Bu odalar kışın daima sıcak !u- tulacak ve içerisinde talebeler için faydalı olacak kitablar, mecmua- lar, oyun ve çalışma levazım 1bu- lunacaktır. Ana ve babaları sabahleyin er- kenden işe gidip geç gönen çocuk- Jar buraya kabul - edileceklerdir. Odaların idaresile ilçe kültür iş- yarları ve başmuallimler meşgu! olacaklardır. Odalara tercihan kamp veya çocuk bahçelerinde çalışmış mu- allimler tayin olunacak ve ken - dilerile baş muallimlere ayrıca | münasib birer ücret de verilecek-| tir. Barındırma odalarının bulun- duğu mekteblerde tatil mevsimle- rinde muhakkak bir de çocuk bah-| çesi açılacaktır. Ayni çocuklar yaz ve tatil ay- larında yine muntazaman mek - tobe gelerek gelerek çocuk bah- çelerinde oyruyacaklardır. Bu odalardan birkaç tanesi, di- ğerleri de peyderpey tesis olun - mak üzere — açılmış ve faaliyete geçmişlerdir. —— Lokomatif ve Vagonlar Alınacak Pek Yal ı <a İngilizler- le Müzakere Başlıyor Demiryollarımızda her yıl ar- tan yolcu ve yük nakliyatını ko - laylaştırmak üzere süratle yeni makineler tedarik edileceğini yaz- mıştkı. Bu cümleden olmak üzere ilk partide 41 yeni Jlokamotifle 100 wagon satın alınacak ve bu hu- İngilterenin bize açtığı 16 milyon İngiliz lirahık krediden ödenecek- tir. lan kızı kaçırmıştır. Jandarmaya verilen haber ü- zerine genç ve cür'etkâr üşik ya- kalanmış, adliyeye verilmiştir. Fazıla; İbrahimi çılgınca sevdi- Bini ve onsuz yaşıyamıyacağını söylemiştir. Bunun — üzerine iki gencin ebeveyni anlaşmağa karar vermişlerdir. Alemdar Paşa , Davutpaşa sah « rasına inmiş bulunur... Deli Zorba; malyyetile yola dü- züldü. Dağdan dağa koşup giden atlarda hayır kalmamıştı. Fakat; vazife ne ise yapılmalı idi. Deli Zorba gibi bir adam â- mirlerinden emir almadığı halde vaziyete göre tedbirler almasını bilirdi. Adeta başlı başına — bir kumandan olan bu Zorba, Pınar- hisarı âyanının sağ eli idi, Atları mahmuzladılar... - Biraz sonra; Cendere üzerinden Ayaza- ğa köyüne gelmişlerdi. e | Pınarhisarı âyanı Ali ağa, ka- | le üzerine dalga halinde başı bo- zukvari hücum eden Yeniçeri ve | yamakları topçu ateşile biçiyor - | du, İki üç bin kişi miktarında olan muhacimler topçu ateşin - den yılarak metrislerine — çekil - mişlerdi. İstanbuldan arkadaşla- rının getireceği topları bekliyor- lardı. — Devamı var — -— Yerli Kumaşlarımız vvelki gün bir arkadaşın tavsiyesile, Yerli Mallar Pararında yaptırttığım el- biseyi almağa gittim. Şimdiye ka- dar kulaklarıma dolan sözler şun- lardı: — Ütü tutmas, çabuk deferme Verli fabrikalarımızın çıkar - dıkları kumaşın en iyisini seçtim. Ayni müessesenin terzisi hakika- ten büyük bir itina ile dikti. Ter- ziye yerli kumaşlar için söyle - menleri anlattım. Güldü: — Yerli kumaşlar iyidir, dedi. Fakat, şüphe yok ki en iyi kalite- deki Avrupa kumaşları ile boy öl- çüşemez. Sağlamlığına diyecek yoktur. Meselâ İstanbulda bir iki büyük tanınmış kumaş müessese- si var, Kumaşlarını yerli fabrika- larda yaptırtıyorlar, — Üzerlerine kendi firmalarını vuruyorlar, Av rupa kumaşı diye pahalı pahalı satıyorlar. Bu müesseseler belki inceden inceye tarif ediyorlar. Yani yerli fabrikalar, bu mües - seseler için hususi kumaş doku - yorlar. Tabii, yerli mallar mağa- zalarında satılan kumaşlar bu ne- fasette olmuyor, Yerli kumaşlara daha çek itina , edilse, dediğim gihi hususi şekil- de siparişler yapılsa, daha çok rağbet bulur. Yani yerli fabrika- larımızda, yerli malı satan bütün mülesseselerimizde daha ziyade ticaret zihniyeti hâkim olmalıdır. Muhakkak ki, yerli fabrikaları « mız, şimdi, kumaşı çok pahalıya malediyorlar. Çünkü, işletme, teş- kilât masrafı çoktur. Meselâ, si- zin aldığınız 7 liralık kumaş - ki en iyisidir, daha iyisi ve pahalısı yoktur - tahmin etmem ki yarım lira kârla satabilsin. Terziden aldığım izahat üzerinc şu kanaatj edindim: Yerli mallarını mümkün ol - duğu kadar daha ucuza malet - meli, bu nevi işlerimizde daha çok ticari zihniyet hâkim — olmalı, mallar hususi itina ile hazırlan - malı. Bu noktalar mühim memleket davalarıdır. REŞAD FEYZİ Doğum Matbuat umum müdürlüğü mü- şavirlerinden Şekib Enginerin d'in Alman hastanesinde bir kızı dün- yaya gelmiştir. Nevzada tulü ömür diler, ebeveynini tebrik ederiz. Birimizin derdi — Hepimizin derdi Pazarlıksız Satış Meselesi Pazarlıksıa satış kanumunun lat- bikinden sonra Çarşıda, Mahmut- paşada ve salr yerlerde şöyle vazi- yeller sık sik göze çarpıyor: Müşteri— Şunun fiatı kaç ku - Tuşt. ğ Dükkâner— () kuruş. Bülket- de yazılı., Malüm ya salışımız pa- — Bayım siz de bir Mat söyleyine Bazısı buna göyle bir cevap ve- Tİp gidiyor: ğ yok.. - Ona göre flak keyaydın! Bu türd cevap verebilen. yol. suz hareket eden esnafâ da yolunu halırlatıyor ve vazifesini âğretiyor, Esnaftan yalcur harekel edenler alduğu gibi, halktan her ferdin de aynl kuvvelli irade İla cevap ver. mesini umamayız. Banafın müşte- Tiyi kaçırmamak Sçin: — Sir de bir fiat verin. — Şeklerdeki teklifine alâka göz- | terccekler de bulunabilir. Parartık gibi kölü bir iiyadımızı — Kati — süretle deletmek — islerken gerek esnafın etiketler üzerine koy» duku flatların me derece insaflı öl- düğünü, gerek, yapılan alış veriş geklinde ve gerelise halktan esnaf- tan hie kimsetin zarar gürmeme- Sini temin Tazımdır. Bu da Beledi- sini temin Jâzımdır. Bu da Beledi- 4