B 8 t 6—SON TELGRAF —10 1 inci Kânun 1839 Milli Şef | Ne İneboluya Vardı Haldesiniz? Nutku (1 inci sahifeden devamı) halkına teşekkür ve saygı duygu- larımı söylemek isterim. Kastamo- nudan bütün Türkiyeyi haberdar #tmekle bahtiyarım ki, halk için-i de geçirdiğim bu günlerin inlıba- indan pek memnunum, Büyük Türk milleti, Çankırı ve Kasta - monu merkezinde, kazalarında ve köylerinde yaşıyan vatandaşların galışkan, yüksek ahlâklı, iyi ve vatanperver vatandaşlar olduğun- dan emin ve müftehir olabilir. Kadın ve erkek vatandaşlaria temaslardan aldığım intiba şudur ki, onlar, şuurlu ve fedakâr ola- rak, büyük Türk ailesinin içinde milliyetçi ve lâlk Türkiye Cum - aşınmaz ve sarsılmaz kalesi olmak meziyetini isbat et- meğe her zaman hazırdırlar, Kas- tamonuluları takdir duygularım, bütün memleketin — kendilerine emin olduğum teveccühlerinden dolayı tebrik arzusile beraberdir. Vatandaşların meselelerini, şe- hirli ve köylüsünden ayrı ayrı din- ledim. Sade, terbiyeli ve hulâsa söyliyerek, dünyanın her yerin - den güzel konuşur sayılacak olan vatandaşlarım, seyahat günlerimi istifadeli görüşlerile süslemişler - dir. Vatandaşlarımın, kendi hu - susf ihtiyaçlarını söylerken, vat « min umuml? mesele ve ihtiyaçlarını da beraber düşünecek kabiliyette| olduklarını takdirle zikretmek iz- terim, Asırlardanberi vatan hududla - rına yiğit göndermiş olan şimali Anadolu vatandaşlarımızın, tari- be şöhret salan kahramanlık va - sıflarının, en temiz bir canlılıkta bulunduğundan büyük Türk müi- leti emin olabilir. Vatandaşları - fi Cumhuriyeti asıl — kandi öz canları saydıklarını, büyük millet meclisine ve Cumhuriyet hükü - metine nasıl temiz bir surette bağ- h ve inanmış olduklarını yakın « dan bir daha görmek beni güven- le ve iftiharla — doldurdu. Cum- huriyet hükümeti ile vatandaşlar arasındaki bu yakın kaynaşma, va- tanın umranı için büyük müjae - || dir. Rahatça söylenebilen ve ve- tandaşla devlet memuru arasında ciddi ve samim! ahenk bulunan yerlerde, ihtiyaçların tesviye ve | temin — edilmesi muhakkaktır. Merleketimizin servet ve kudre - Üni artıracak o kadar güzel im - könlar görüyoruz ki, az zaman içinde, Kastamanu kelimesile hu- lâsa etmek istediğim, şimali Anı- dolunun kültürü ve umranı fle mümtaz bir cevher gibi parlıya - cağına kat'i olarak emin bulunu- yorum. Cumhuriyet halk partisinin vi- lâyette, sizin gibi güride azalırı sayesinde, temin ettiği sevgi ve #timadı muhabbetle kaydetmek is- terim. Unutmayınız ki, sınıl ve zümre farkı tanımaksızın, büyük 'Türk milletinin yekpare bir insan- bk ve medeniyet kütlesi olmasını ideal tutan partimizin başlıca cıv. veti, bütün vatandaşların muhı » bet ve itimadı olduğu gibi başlı- '©a vazifesi de, bütün vatandaş - rın hizmet ve ihtiyaçlarının terri nidir. Parti azalığını, husust men- faat mülâhazasına asla tenexzül ve müsaade etmiyen bir sivasi terbiyenin sıfatı ve şartı telâkki etmek sayesinde, partiyi bütün vatandaşları kucaklıyan büyük bir aile ocağı haline getirebiliriz. Şim- diye kadar aldığımız yol daha güç idi. Geçmiş partilerden - lan Türk milleti Cumhuriyet halk Partisinin husust menfaatsiz ve vatanperverane çalışmasına iti - Tmad ettikten sonra, siyasi haya - ftında huzur ve emniyet bulnuş- tur. Milletin kalbinde kazandığı- mız bu kiymetli itimadı gelecek zamanlarda daha ziyade — arttırıp yükseltmek başlıca hedefiniz ola- caktır. Vatandaşlarım, Bugün bir çok milletler, siyasi ve içtimat bakımdan gerek kendi içlerinde, gerek birbirine karşı ka- rarsız bir haldedirler. Birçok mem- leketlerde, gerek — komşuları ve gerek kendi halkları arasında ya- | Tının, beklenilmiyen ne hâdiseler Meydana çıkaracağını bilmemek endişesi vardır. İnsanlık için ıztı- Tablı olan bu kararsızlık karşısın- da, Türk milleti, içerde ve dışar: ve stadyomu zi | Mekteplerde lAtatürk Köşesi da, dkirleri sade ve açık ve karar- ları kat'i olarak verilmiş bulun. makla — bahtiyar ve mağrurdur İçerde, Iâik, cumhuriyetçi ve mil- liyetçi bir rejim, huzur ve istik - | Tar içinde bütün vatandaşların sa- miml hizmetinden istifade etmek, vatanı imar etmek, vatandaşların. maddi ve manevi seviyelerini yük- seltmek fikirlerile meşbudur. Milletler arasındaki münase - bette, sulh ideali ve karşılıklı em- niyet havasının vücud ve kuvvet bulması, ana siyasetimizin açıx hedefidir. Sörüne güvenilebilecek ahllkta, sözünü yürütecek kud - rette bir Türkiye, bugünkü Tür - kiye, elbette milletler arası sulh ve ahenginin başlıca mesnedlerin- den bir kıymetlisidir. Türk vatan- daşı ve millet hizmetinde vazife sahibi olarak, dünyanın bugünkü vaziyetinde elimize geçen her za- manı fırsat bilerek — vatanımızı imar etmek ve milletimizi yük - seltmek istiyoruz. Vazife ifa e - derken kaybedilecek bir saniye - miz yok gibidir. Dikkat ve süratle ve büyük insaplık ailesrinde yük- #ek mevki ve vazifelere namzed bir büyük millet sıfatile de istiks- met, kudret ve kahramanlıkla ha- zırlanmak meeburiyetindeyiz. Yü ce hedefler >çin taşkın bir şevk ve azim ile çalışmak havası; - işte Türk milletinin bugün ciğerlerini dolduran temiz hava budur, NUTUKTAN SONRA Nutku müteakip kongrenin nor- mal mesaisini takip etmesi için r- yaset mevkiini vali Avni Doğana bıraktılar. - Vali " Reisicumhurun köngreye bahşettikleri şerefi he- | yecanlı şükran cümleleri ile ifs- de etti. Bundan sonra, kürsüye gelen Parti azalarından Bayan | Hacer Dicle, heyecanla — titriyen | bir sesle Ressizumhur İsmet İr nüne bütün memleketin hissettiği bağlılığı bildirdi. Reisicumhurumuz, — ruznameye geçen kongrenin mesaisini yarım saat kadar takip ettikten sonra, yeni yapılan vilâyet hestanesin! 'et ettiler. Ve N ESERLER Güzel bir | Eser Kiıymetli gazeteci arkadaşları- mizdan ve tanınmış zirsat müte- hassıslarından Profesör Lütfi A- rif Kenber yeni ve güzel bir eser vücuüde getirmiştir. «Ana yurdu 'Türkiye olan ürünlerin tarihi» a- dini taşıyan bu eser, İsminden de anlaşılacağı veçhile vaktile ilk delfa Türk ülkelerinde Türkler tarafırdan keşfedilen veya yetiş- tirilen ve bılâhare taammüm e- den nebatlardan bahistir. Herşeyde büyük bir varlık gös- teren Türkün ziral sahadaki kud- reti şimdiye kadar hiç el sürül - memiş bakir bir mevzudu. Arka- daşımız güzel ve herkesin anlıya- bileceği bir üslübla bu eseri vü- cude getirerek bu boşluğu da doldurmuştur. Mokteplerde Attaürk — köşesi yapılımya başlanmıştır. Bu köşe- lerde Atatürkün resimleri, Tür. kiye haritası ve — Atatürke alt muhtelif şirler bulunmaktadır. Bilhassa bu şiirler talebe tarafın- dan yazılmaktadır. İçlerinde çok muvaffak olmuş giirler ve mersiyeler vardır. İnönü Kız Lisesi 3-B Talebesin- den 430 Seza Kenan da bir şitr yazmıştır. Bu genç eserinde Ata- türk için bilhassa şu — mısraları kaydetmektedir: İ Biricik Atam keşki ben öley - di lim Arkamdan ağlıyacak — mihayet 'on on beş kişim Fakat senin arkandan Ağlıyor bütün milletin Biricik sevgili Atam Bıraktığın eserin Ordu ile Cümhuriyet Andaçındır o senin Koruyacağız ilelebed | hissodiyorsunuz? Kolayca kall (3 önci sahifeden devam) —| 1— Konuşurken heyecana ka- pilir da münakaşaya dalar rmsıs | nız? Münakaşa esnasında söylen- | iniş sözler size çok tesir eder de tekrar kendinizi toplamak, saat - lerce vakit geçmek mi lâzım ge- Mir? 2— Birisi birşey anlatırken ho- Şüunuza giden birşey işitince eli - mnizde olmıyarak bir takım hare- ketler yapar mısınız? 3— Kendinizde yorgunluk duy madığınızı söylemekle beraber çalıştıktan sonra gözlerinizin yo- rulduğunu, iştihanızın — kaçtığını hisseder misiniz? 4— Canlı, neş'eli mi konuşur - sunuz? Hele ispirtolu birşey iç- tiğiniz zaman kendinizde bu neş- enin arttığını duyar mısınız? Eğer bu suallere «evet» diye cevab verirseniz sizin kuvvet ve kudretinizin sinirlerinizde okduğu anlaşılacak, O halde siz çok işler görebilirsiniz. Fakat sinirlerinizi çok iyi idare edebilmek lâzımdır. Aksi takdirde heyecana kapılarak Muvaffakiyetlerinizi yarı yolda bırakmanız tehlikesi vardır. Gü- nün bazı zamanlarını tam bir is- tirahatle geçiriniz. Yalnız kalarak ve hiçbir şey yapmamak suretile dinleniniz. Sabahları sa içiniz. Ye- mek arasında da suyu arttırımnız. Erken yatınız. Eğer bu her vakit kabil olmazsa hiç olmazsa hafta- da bir gece erken yatıp uyumalı- sınız. Bundan sonra kuvvet ve kud - retleri bedenlerinde, vücutlerin- de olanlara gelmektedir. Bunlara sorulacak sualler şöyledir: I— Ssbahları kendinizi iyi mi bilir misiniz? 2— Vücutca yargun olup da dim lemmâk için uzandığınız vakit vü- cudünüzde tatlı bir uyuşukluk duyar mısınız? 3— Vücut yorgunluğunu çıka- Tirken böyle tatlı geldiği halde zihin yorgunluğu bilâkis uyku - suzluk, rahatsızlık mı veriyor? #— Sizi pek meraklandıran bir | işe daldığınız zaman karnınız a- | cıkmış olsa da bunu hissetmiye- bilir misiniz? S— İspirtolu içki içtiğiniz za - man kendinizi pek meyus ve ya- hut da başkalarına karşı tecavü- ze hazır bir vaziyette mi buluyar- sunuz? İşte eğer bu suallere tasdik ce- anlaşılacak. Bu takdirde siz sıh- hatinizi çok iyi muhafaza edebil- melisiniz. Halbuki sıhhatin de hiç bozulmadan devam edebilmesi im-| kânsıadır. İnsanın — kaçınamadığı bir takım sebepler yüzünden sıh- hati bozulabilir. Şu balde ne yapmalı?. Enerji yalnız vücutta kaldıkça, kuvvet ve kudretin devamı için mutlaka vücut âfiyetinin devamı lâzım gel dikçe maksat hasıl olamıyacak - tır. Çünkü sıhhat bozulunca ener ji de eksilirse muvaffakiyet ümit leri azaldıkça azalır. Onun için zihnin, fikrin enerjisini arttırma- Ba bakmalı. Bunun için de oku- mak, fikri meşguliyetlere alış - mak lâzımgelir. Bu sonuncu gru- pa dahil olanlar için sıhhi tedbir olarak şunlar tevsiye edilmekte- dir: Kendinizi çok yormadan ev- vel, yani bütün kuvvet ve kud- retiniz tamamile eksildiğini his- setmeden evvel dinlenmeğe ba - kınız. Çok yorgun iken yemek ye- meyiniz. Keyif verici şeylerden çekinmeli, Birinci gruptakiler muhitlerine tâbi çlarak muvaffakiyet göste - riyorlar, Bunlar için ilk yapıla - cak şey muhitleri müsait olmasa bile ona uymaktır. Çünkü insan her istediği yeri kolayca bulamaz. Fakat kendisine gösterilen yerin (1 inci sahifeden devam) e— Purti azalığını, hususi men- faat mülâhazasına asla tenez- zül ve müsaade etmiyen bir siyasi terbiyenin sıfatı ve şartı telâkki etmek sayesinde, Parti- yi bütün vatandaşları kucaklı- yan büyük bir aile ocağı haline getirebiliriz.. Demektedirler, Milli Şef dünya işlerinin karma karışık ve güvensiz binbir sürp- rizle karşılamıya müsaid olduğu bugünlerde Cumhuriyot hüküme- tinin dış politikasına ve hâdiseler karşısındaki vaziyetimize de te- mas ederek dünya sulhu üzerin- deki destekliğimizi tebarüz ettir- mekte ve bu değerdeki büyük ifa- deyi şa cümle ile telhiş etmekte- dirler: *«— Sözüne güvenilebilecek ah- lâkta, sözünü yürütecek kud - rette bir Türkiye, bugünkü Tür kiye, elbette milletlerarası sulh ve ahengia başlıca mesnedle - rinden bir kıymetlisidir.» Dahili - ve harici vaziyetimizi halk ve köylü arasındaki tetkik- lerinin de kıymetli intıbaları de işaret eden Cumhur Reisimi - zin herhalde bu ziyaret ve seya- hatten sonra memleketin kalkın- ma, ilerlemesi yolunda yeni bir hız ve hamle kazanmış olarak An- karaya döneceği bir kere daha gö- Tünüyor. Bu hız ve hamlenin hedefini yi- ne o bizden ve hepimizden daha iyi ve eanlı ifade etmiş bulunu - yör: *«— İçeride Iâik, Cumhuriyetçi ve milliyetçi bir rejim, huzur ve istikrar içinde bütün vatandaş- ların samimi hizmetinden isti - fade etmek, vatanı imar etmek, vatandaşların maddi ve manevi seviyelerini yükselitmek...» İşte hedef.. Etem İzset BENİCE Frat Taştı Fırat taşmıştır. Bu seveole ra- Teb civarında Cezire mıntakası ta- mamen sular altında kalmış ve tecrid olunmuş — bir hal almıştır. Birçok köyleri sular basmıştır. Şimdiye kadar 9 cesed bulun- müştür. *40» kişinin kaybolduğu tahmin olunmaktadır. İ üü an ae aei şeraitine uymağa muvaffak olur- sa sıkıntı çekmez. Bu gruptakiler bir kere muhitlerine ları için onlar vaktinde kalkarlar, vaktinde işlerine giderler. Kuv- de olanlar için muhitin kayıtları, /vet ve kudretleri böyle zihinlerin şartları birer uyandıcı olur. Me- selü sabahleyin saat 8 olması on- lar için velevki ne kadar yorgun olsalar mutlaka işe gitmeyi, ha- zırlanmayı hatırlatacaktır. — Bu birinci gruptakilerin enerjisi di- mağlarında, üçüncü gruptakilerin vücutlarındadır. Birinci grupta- kiler zihin ve fikir itibarile faal o- Tuyorlar. Onun için bunların büu faaliyeti vücudün aleyhine ola - bilir. Yalknız şayanı dikkat olan şudur ki enerji denilen ruh kuv- veti dimağda oldukça böyleleri - nin vücutca rahatsızlıkları ken- dilerinin zihnt faaliyetlerine mü- Di teşkil etmiyor. Halbuki üçüncü gruptakiler vücutca zayıf düşer- lerse enerjiden de mahrum ka- hrlar, Bu takdirde birinci grupta- kiler vücutca sıhhatlerine dikkat ler. m n p M EVROZİ Baş, Diş,Nezle,Grip Romatizma nevralji,kırıklık ve bütün ağrılarınızı dechıI-keı; bili BH Hlllicabında günde Uç kaşe al İA ÜLE A Dd ĞA ari zi l lr GA Gela İnönü'nün İ İta Iya Almanyaya Güveniyor!.. (4 üncü sahifeden devam) ( le bırakmaktır. Fakat, diyorlar, rıina inanıyorlar, İtalyanlı gizlemedikleri emellerine yarmak | için kendilerini nasıl oluyor da bu kadar kuvvetli hissediyorlar? Fransayı zayıf gördükleri için mi? Fransada umumi grev teşebbüs- lerine geçildiği gün İtalya Hari- eiye Nazırınm da nutkunu söyle- mesi ve bu nutkunda İtalyanın tatmin edilmemiş emellerinden bahsetmesi şayanı dikkat bir te- sadüf eseri görülmektedir. Bu belki de sadece bir tesadüften i- barettir. Lâkin bugün için mu - hakkak sayılan birşey varsa o da İtalyanın aşikâr bir surette Al - manyaya çok güvenmiş olduğu, çok itimat ettiğidir. Berlin - Ro- | ma mihverimin sağlamlığından çok bahsedilmiştir. Şimdi öyle görü- lüyor ki İtalyanlar bu mihverin sağlamlığını tecrübe etmekten çekinmiyecek kadar ona güveni- yorlar. Şimdiye kadar Almanya hareket etti. Orta Avrupada iler- ledikçe ilerledi. Şimdi sıra İtal- | yaya gelmiş sayıyorlar ve artık hareket zamanı geldi diyorlar. Almanya malüm şekilde Avuş- turyayı aldıktan sonra Hitler, İ- talyanın bu hizmetini Almanya- mın hiçbir zaman unutmıyacağını söylememiş miydi? İtalya o za- man ses çıkarmamış, Almanyaya yardımcı bir vaziyet almıştı. Sonra Çekcelovakya meselesin- de de İtalya tarafından Almanya yya müzaheret gösterildi. O zaman yine Hitler İtalyaya da icubında Almenyanın böyle yardım ede - ceğipi tekrar etmişti. Şimdi me- rak edilen cihet hakikaten İtal - yanın harökete geçip geçmiyeceği ve Almanyanın ona ne suüzetle yardım edeceğidir. Bunu kat'i o- larak kimse bilmiyor. Fakat Ro- ma, İtalya bir takım şeyler istiye- rek Fransaya karşı bunları ileri sürerse bu hususta Almanyadan yardım göreceğine kanidir. Bugün mevzuu bahsolan hare- ket herhangi bir askeri hareket değildir. Tunus üzerine yürüye - ««k burasını İtalyan ordusunun zaptetmesi gibi ihtimallar mev - zuu bahsolmuyor. Düşünülen eh het şimdiden hazırlanmak, İtal - yada halkın fikirlerini bu mak- sada doğru çevirmek ve ondan sonra yapılacak işleri de istikbi- artık | Fransa için artık şu veya bu tar- zı, hayalâta geçmiştir. Fransa ergeç bu istikbali de düşünerek şimdiden ana göre ha- zırlanacaktır. Bir de unutmamalı ki bu me - sele yalnız İtalya ile Fransa ara- sında kalacak değildir: İngiltere de var. İngilterenin ne vaziyet a- Tacağı ayrıca merak edilmektedir. Tunusun bir gün İtalyaya geçme- sini İngiliz amiralleri muvafık gö recekler mi? O İngiliz amiralleri ki İngiliz imparatorluğunun yol- ları Üzerinde her türlü müdafaa tertibatını almakla mükellef bu- hmuyorlar. Hindistan yollarının emniyeti içim ne emekten, ne de para sarfından çekinmiyorlar. Akdenizde Sicilya adası ve mü- him bir mevki olan Pantellerya adası İtalyanlardadır. Tunus da İtalyanlara geçerse İngiltere bu- na seyirci mi kalacak?. Tunusun ve Korsikanın İtalyaya geçmesi garbi Akdenizde İtalyanın mev - küni büsbütün kuvvetlendirmiş olmaz mı? Binaenaleyh bu vaziyetin şu veya bu tarzda inkişafı en ziyade Londranın alacağı vaziyete tâbi görülmektedir. Çünkü meselenin asıl içyüzüne bakılırsa Tunus, Korsika ve Cibuti isimleri sonra- ya kalır. İtalyanların bu emelleri istekleri daha başka mühim me- selelere bağlı görünüyor; i— Süveyş kanalı vasıtasile Hindistan yolu; 2 Akdenizde diğer deniz dev- letlerinden çok üstün bir mevki tutmak çaresi aranıyor; 8— Arabistanda büyük nüfuz #ahibi olmak ve İngiltere ve Fran- sa gibi devletlere karçı bütün bu sahalarda üstün bir rol oynamak imkânını bulmak. 'Taymis gazetesi de İtalya-Fran- sa münasecbatından bahsederken göyle diyor: «Öyle görünüyor ki İtalyanın maksadı Frensa fle münasebatını pek tatsız bir hale getirmektir. Hem de mümkün olduğu kadar tatsız bir vaziyete koymak. Tâ ki böyle bir vaziyet kendisi için ne- yi mucip olacağını görünciye ka- dar,» Bu sözler oldukça mamnalıdır. kapılmak — samanı Mahkümları Gazla Boğarak — ÜÖdürmete (3 tnel sahitemizden devam) Tâzamdı. Bunun için küçük bir ku- Jübe yaptırdık. Sonra boğucu gax tedarik ettik, Kocaman şişeler için- de satılan bu gaz çok pahalı, İlk idam bize tamam 1,000 dolara mal oldu. Bugün ize, bir adamı öldür- mek için bir dolardan az masraf ediyoruz. «Nen» gazi, fenni hazırın tanı- dığı gezlerin en — müthişidir. Bu gazden bir nefes koklamak bir a: damı öldürmek için kâfidir. Geli-| niz yakından görünüz... Dışarı çıktık. — Avluyu geçtik. 'Tuğladan yapılmış, tek katlı bit binanın önünde durduk. HÖCERELER, BİR KORİDOR VE ÖLÜM SALONU — İdam binasında, ölüme mah- kümlara mahsus iki höcere var - duür. İdam odası, bunlardan dar bir, koridorla ayrılır. İdam odası küçük ve dardır. Bo-| yu 3 motro eni de ancak 1 buçuk metro kadardır. Bunun karşısında, üç gardiyarın oturabileceği ka- dar bir yer vardır. Küçük ve ka- hn camlar pencereden mahkümu nezaret altında bulundururlar, Pencerenin yanında üç kordon vardı. Bunların ne için kullanı!? - dığını biraz sonra anladım. İdam odasının iki taraf duvar- larında pencereler var. Doktorlar ve seyirciler, mahkümun idamı - nı buradan görüyorlar. Müdür izahat veriyordu: — Mahküm idam odasına geti - rilir, sıkıca sandalyaya bağlanır. kalbinin üzerine bir stetoskop ko- nur. Bu iki telin ucu dışarıda, pea- eerenin önündeki doktorun kula- Başladılar ğanda bulunan dinleme — Aletine merbuttur. Bu sırada üç gardiyan içeri girer. Kendilerine birer ma- kas veririm. Bir işaretim üzerine gördüğünüz şu Üç kordonu ke » serler. Kordonlardan biri gaz şi- şesinin ağzın açmıya mahsustur. PENCERENİN YANINDA BİR SANDALYA Avluya çıktı. Pencerelerden bi- rinden idam odasına bakıyoruz Pencere ile sandalya arasında bir metro kadar aralık var. Müdür — Bu bir, nihayet iki dakika gü Ter. Mahkümun çehresi kıpkır - mazı olur. Şuurunu kaybeder, ken- dinden geçer. Sonra bütün vücudü gerilir. Mahküm biç ımtırab çek- mez. Doktor, kalbin darbelerini dinler. Dokoz saniye içinde kalb durur. O zaman elektrik vantilâ- törleri işletilir. Birkaç dakika ge- çer, doktor içeri girer. ÖLÜMÜ BEKLİYEN MAHKUM kapısı açıldı. İki gardiyanın mu - hafazası altında bulunan bir mah- küm dışarı çıktı. Müdür: — Şunu görüyor musunuz, dört gün sonra idam olunacak!.. Dedi ve ilâve etti: — Bu adamın ismi Joze Ramas- tur, Macerası çok meraklıdır, an- latmıya değer. Bu macera, 1916 Meksika ihtilâlile başlar. Joze'nin kardeşi, ihtilâleilerin en azılıla - rından Panşo'nun çetesine dah'i idi. Bir gece, bir at yüzünden çı- kan ehemmiyetsiz bir münakaşs- da Sosedo adlı bir haydud rovel- verini çekti ve kendisini öldürd”,| kaçtı. Joze, kardeşinin intikamı- Lima Pan Al".."'r kan Kongr©) (2 inci sayfadan Birleşik Amerika, mukâf bul etmiyecek derecede ği &< rinden kuvvetli olduğu birliği sahasında yi her anlaşmanın tat hesiz hâkim rolü Bu suretle Amerika deki hegemonyasını racaktır. Birleşik Ameriki, M oyr! kit  & ğ b KiT Bt ei Kai " ya / sus olan bu çeşit ticaret lerinin Amerika kı'i kine mâni olunmı Lima kongresi, yanın Amerika kıt'i Si ve iktısadi nüfuzuna leşik Amerikanın da yapılacak mücadelenil gici olacaktır. Birleşik geçmiş zamanlarda askefi vüze karşı koruduğu Hi İKi ü ç x A ğ y şimdi de tehlikeli ei Hdeolojilerin yıyılll“l:î" elvermiyen ticaret bikine karşı da müdafââ çef istiyor. Bu itibarla Limâ ,f Amerika devletlerinin Mf larındaki husust meselek gel gül olacak bir içiima gi Ti mekle beraber, hi İ' dünyanın yokın alâkafti decek olan meselelerle 5 10 ikinciteşrin kuzu beş geçe Awü;jğ dünyaya ebediyen 28 y diğe mişti. Ölüm o kadar yötüü n 'tu ki odada bulunan L ğ torlar bunu edememişlerdi. Büyük salonu bir kaplamıştı. Dolmal rindoki bayrak yavaf ya iniyordu. Koskocü lan bir insan dün! diyordu. Bir Tavzib Dolmabahçe W daki tahkikattan Beşiktaş wm;:% j N , ölüm ge S &ç LEFLLPEDLT H & L iadesi alındığı Beşiktaş birinci git, gazetemize i;:âf Si alınmadığını, 4 e zihini bildirmiştir. L 81 SENELİK " esnasında olduğu İ Yü iyi cins malları