.""hh 16 sında başlıyan bi- ci krizle, Cumhuriyet bay- .Z"Mı vukua — gelen ikinci Kğzmukıvernel gösteren A- B yti artık çok yap - khthweım düşmüştü İi Orlar büyük hastayı, mü - İş ? bir krizden korumak için g:'lıl müdavatı yapıyorlardı. kik krizi de atlatmış olan Ata —_:î—'ır yanındakilerle ko - İayalt başlamış, doktorları ve Ş”n:x:'l'ıp çıkanları fevkalâde iİfmişti v:"l Şefin hastalığının de - & #ttiği müddet zarfında mü- 5.,_,“' Müşavir tabibler, her kün N lğm seyri etrafında mufas- rlar hazırlıyorlar, Anka - M::'ü gününe haberdar edi- ,._N * h.'ğ'!üknlle neticelenen üçün- hiç umulmadık bir zaman- !_Ü"iıtl Fakat, 8 ikinciteşrin akşamı birdenbire ü - l— Ve çiddetli bir kriz gelmiş doktorları şaşırtmıştı. böyle bir hal hiç beklen - 5""“1 krizin gelmesi saat 18,39)| Ay “da vaki olmuştu. Daha bic Ni Vel, kendisine bir miktar N, Hüyu içirilmişti. Neş'esi ye- üyordu. Fakat, bir Sonra — hafif bir bulantı başladı. Bu bulantı Artıyordu. Atamız ken - lerek komadan evvau- îq:'k ağır hasta.. O, günler. * Dolmabahçe — sarayında bi Mücadele ediyor. Fakat, fün ah demeden ve bütün WÜLLE görünüp kaybolan ölü. KS tında en küçük bir mağ- km“'ıym göstermeden.. x Şetfin müdavi doktorla - X) bit A F Şunları söylüyor e pazartesi günü bir Yapıldı. Midelerinde bır *tiler. Bundan sonra leri yavaş yavaş fera- ' kaçt, VS Gide Cevab verdiler; sus ğ_ı:" daha konuşmadı. İ z itin sormuştu? Biline - ız ebediyete intikal Na aid fani suali bu MA di arük temamnile ı“_"'.vheımm. urafında- farkedemi; ordu. V':""* kama başlayınca mü- N, ATATÜUÜR tatürk'ün Hayata Gözlerini K Kaparken Son Sözleri.. Atatürk İzmir vapurile cenup Z Büyük —Şref 48 Saat Kimseyi Tanımadan Dalgın Yatmıştı vilâyetlerimize tetkik seyahatine giderlerken (Vapurun güvertosinde alınınış bir resim) susi tvenle derhal İstanbula hace- ket etmişti. Krizin devam ettiği müddet zarfında Dolmabahçe rayında, Atanın yanında bulun - muştu. 9 teşrinisani — çarşamba günü büyük hastanın halindeki veha - met artmakta devam ediyordu. Goco yaklaştığı, sırada Atatürk tam koma devresine girmişti. Çar- şamba gününü tamamen baygın bir halde geçirdi. Etrafındakiler- den hiç birini tanımıyordu. Sıhhat raporlarına imza atan doktorlar gece, gündüz onun başı ucunda idiler. Nabzı, ateşi ve te- neffüsü mütemadiyen kontrol ve tesbit ediliyordu. Teneffüs bir a- ralık son derece sıklaşarak evvelâ kırka kadar çıkmıştı. Bir müddet| sonra tedricen 33 e inmişti. O büyük adam, dünyanın en büyük insanı dakikadan dakika- ya ağır ağır sönüyordu. Krizin başlaması o kadar âni ve| şiddetli olmuştu ki, bu şiddet kırk sekiz saat değişmeden devam ettı. Müdavi ve müşavir tabiblerin Ri- yaseticumhur umumi! kâtibliği ta- rafından neşredilen — tebliğinde halkı birdenbire — fazla teessüre gargetmemek için, bu âni ve şid- detli krizin başlangıcı biraz hatiz- letilmişti. Krizin şiddeti ikinci ve üçüncü resmi tebliğlerde anlatıl- mıştı. Acı ölümün vuku bulduğu per şembe sabahı idi. Saat dokuza on kala hastanın başı ucuna — gelen doktor, Atatürkün kalbini muâ | yene etti Sağlamdı. Fakat tam saat do kuzda yeni bir muayene kalbde bir zâfiyet işxreti verdi. Doktor, hemen arkadaşlarını çağırdı. Ka'- __."hüı Cumhur Reisliğine seçilmesini mütcakip bin mukavemetinde bir rıza gör düler, Bütün doktorlar, — büyük hastanın başıucunda toplanmıştı. İkl gündenberi baygın bir balde yatan büyük Önderin gözleri bü. tün hayatiyetle parlıyordu. Dok - torlar son bir ümidle çırpınıyor - lardı. O, son dakikalarda otrafını alan bu kederli insanlara, tahlili mümkün olmıyan bir hisle derin derin baktı. İlk defa olarak gör- lerini, sanki — sıhhatte imiş gibi, canlı ve parlâk açmıştı. Ve sonra, tok kelime söylemek. sizin o derin manalı, düşündüren | ve titreten gözlerini kapadı. | (Devamı € ıncı sahifede) Mahküml Heye on zamanlarda Amerikada S idam usulü değiştirilmiş da ba insani (!) ve mahsüm daha hiç ıztırab (!) vermiyecek bir şekil bulunmuş Bu, gazle ho- ğularak 9 saniyede kendi kendin- den geçivermekten ibarettir. Bir Amerikalı gazeteci bu yekle merak etmş bunun için bir röpor- taj yapmıştır. Çok enteresan olan bu roportajın dikkate değer kı - sımlarını naklediyoruz: Amerikalı — bir meslekdaşına tasadüf ettiğim zaman sordum: — Böyle acele acele nereye gi- diyorsun?. — Kart almıya, — Ne kartı? Futbol maçı, boks maçı için mı?.. — Yok canım?.. Böyle şeyler be- ni alâkadar etmez, Bir idam ce- zasında hazır bulunmak için... İs- bir tetkik seyahatine çıkarlarken lersen sen de gel.. İçinde mahkümların boğucu güzlerle öldürüldüğü hapis hane binası Oldürmiye Başladılar | Bu, Amerika Umumi Efkârında BIR MAHKÜMA ıKıTILb_ANBERı"OLUMİ | GÜNÜNÜ,, NIÇIN BEKLETİYORLAR? 4II ŞAKA I*Son Aylarda Bİ RBARDAK SU Bısıklef Ve Atlı Sporlara Rağbef Arttı üçük bir otelin müşterile - rinden bir İngiliz, sabaha karşı saat dörtte kapıcıyı uyandırır Rica ederim möeyö, der. Bir bardak su verir misiniz?. Baştistüne mözyö. Şimdi ge tireyim.. İngiliz bardağı alır, odasına çı- kar, Beş dikaka aonra tekrar 'nec.| — Bir bardak su daha.. Diyince kapıcının canı sıkılır — | — Hararetiniz hâlâ geçmedi mi? | Diye sorar. İngiliz gayet tatai | bir tavırla cevab verir: | — İçmek için değil.. Odamda yangın çıktı da onun için istiyo - TümM!.., KIRMIZI ETEKLİK Vak'a Beyoğlu sinemalarının bi- rinde geçiyor. Feridun, çok husis bir adam. Bir gece, dostlarından | birinin verdiği takse bir bil *l sinemaya gidiyor ve iki kadının arasına oturuyor. Bir aralık gözlüğü yere dü yor, karanlıkta arıyor, buluyor. ı Bu sırada eline bir yün ipliği ucu | — Dunya kadınlarr arasında spora tesadüf ediyor, çekiyor. Çektikçe iplik uzuyor, yavaş yavaş sar./”r. termektedir. Ne H kocaman bir yumak v - luyor. Yumağ cebine koyuyor. F' limde bitiyor. Dışarı çıkınca bir | l de ne görsün, iyi cinsten kirmazı | | bir triko yünü, | aüt | ndan | Brtesi gün tramvayda ettiği dostlarından biri, ve bundan bahsederken — Birader, diyor, Sana bir şey | anlatayım da şaş.. Dün gece bizim bayan sinamaya gitmişti. Başına ne gelse beğenirsin. Hiç işitilme miş bir şey. Yanında oturan biri, karımın kırmızı triko etekliğinin | yünlerini çalmaz mı?.. Bereket versin, filim çabuk bitmiş. Yoksa etökliksiz kalacak, âleme mazkara : Kendinizim kargı rağbet son derece artmıştır. Bu, muhtelif spor yübelerinde ken- dini göztermekle beraber bilhassa biriklet ve atlı sporlarda diğerlerile ölçülemtyecek derecede çoğalmıştır Yukarıdaki fotograf bir İnyiliz dilberini bisiklet * müsabakasında muhtelif hünerler yaparken gör - ealdesiniz ? Enerji ve Karekter Bakımından İasılsınız ? Öğrenmek İstiyorsanız Bu Suallere Cevab Veriniz oğyeali.. ayatta muvaffak olmak için | mevcut kuvvet ve kabiliyetinizin | bi bulunuyorsunuz. Enerji zihin BAL AYI kendi istidat ve kabiliyeti- | hududumu bilmek icap eder. de oldükçe okumak — faydalıdır. nizi iyi bilmiş olmanız lâ- | — Hulâsa şu sualin cevabını vere- | İster hafif ,ister ciddi olsun her lüç :u“::â“" TEtSİM NS Gi e e LA bakmda B L NSK Hai gün bazı şeyler ve bilhassa mak- : taraf olabilir mi? Herkes, kendi- — Ne haldesiniz?. sadınıza göre yazılmış eserleri — Bül ayı yapıyarum.. J K — İyi amma karın neredet. v?-lı:_kouwvılıııdı. yahut da “Y—ıald:"""“ SAT | Gkumak iyidir. Böyleleri için ye — Karım mı? İstanbulda.. 4- | küçül luğu gibi görebilmek M':"ı allür ın“rı"rı: bı.ı Şillik ve şeker yemek çok iylidir. zordur. Kuvvet ve kabiliyetinizi arttırmak için herşeyden — ovval tinayı bildiği için gelmek ista medi. S DK arı Gazle Beğarak can Uyandırdı lunmıyacak, Ne asılacak, ne de ka- fası kesilecek. Sadece küçük bir odaya kapanacak, gazle boğula cak. Bunu hiç gördün mü? — Hayır! Fakat görmek de temem. Buna rağınen, yarım saat sonra Amerikalı gazeteci ile beraser ishane müdürü Vilyam Le - vis'in odasına girdim. İLK İDAM 1,000 DOLARA MAL OLUYOR Bulunduğumuz oda küçük ve sade döşeli idi. Kapısı açık duru- | yordu. Müdür, bizi büyük bir ne- Zaketle kabul etti ve — Hükümet, gazle idam kanu- nunu kabul edeli an sene kadar oluyar. Bir kanunu kabul ile tat- bik etmek arasında çok fark var- Gazle idam edilecek mahküm Joze Kamos — Hiç sevmediğim bir şey bu!.. — Fakat bu, bildiğin gibi de - | reket ederek işinize vaktinde gi- | | aldığınız zaman hemen kendiniz- | arzu düyabilir misinz? dır. Evvelâ bunu tecrübe etmek Devamı 6 inci sahifede) | Bil, Mahküm, elektrik sandalya - sına oturtulmak suretile idam o- ların mizaç ve kabiliyetleri - ni kendi kendilerine tayin edebil. melerini kolaylaştırmak - istemiş. Şüphe yok ki herkesin çalışmak kabiliyeti ayni derecedev olamaz. Enerji denilen ruh kuvveti her- keste bir değildir. İngiliz gazete- sindeki yazıda söylendiğine göre enerji üç türlüdür: 1— Bazılarının kuvveti zihnin- dedir. Zihnindeki aksülâmellerle kuvvet peyda ederek iş görebilir. Z— Bir kısmının kuvveti sinize lerindedir. Böyleleri çok kuvvet sarfına mecbur eden işleri başa- rabilirlerse de heyecana çok müs- teit oldukları için gayelerini de kaybedebilmek tehlikesine uğ - rarlar. 3— Diğer bazılarının kuvvet ve kudreti ise vücudündedir. Böyle- leri iş görebilmek için hiç hasta- lanmağa gelemezler. Daima iyi yaşamalıdır, sıhhatleri daima iyi olmalıdır ki iş görebilsinler. Fakat bunlardan hangi grupa dahil olduğunu bir insan nasıl anlamalı?, Bunun için de gazete Şü sualleri soruyor: 1— Her sabah yorgun bile ol- sanız kendi kendinize kalkarak hazırlanabilir ve makine gibi ha- Şimdi ikinci grupun — sualleri geliyorı (Yazısı 6 mmcı sahifede) debil; 2— Yediğiniz yemeğin verdiği Bdanın tesirini hemen düyabilir misiniz? Meselâ kuvvetli bir gıda de çok çalışmak için büyük bir 3— Kolayca uyuyabilir misi « niz?. Yoksa uykunuzun — kaçtığı çok olür mu?. 4— Gördüğünüz şeyleri tekrar canlandırmak, hayalinizi kolayca işletmek sizce mümkün olur mu? 5— Canınız sıkıldığı zamaslar tatlı geçmiş vakitlerin hatırasını düşünerek kendinizi oyalıyabilir mişiniz? 6-— İspirtolü birşey içtiğiniz zaman neş'eniz artar mı?, Bu suallere tazdik cevabı verir- seniz sizin kuvvetiniz zihninizde | duğu anlaşılır. Demek ki etra- Pnazda olan biten şeylerle müte- essir olursunuz ve muhitinize tâ Mühtelif karaktertere malik kadın ve erkeklerden birer tip Novotni LOKANTA ve BİRAHANESİ Mayestro Mehmed Zorlu idaresinde ve Macar KADİN san'atkârlarından mürekkep HALASZ OÖRKESTRASI Neş' | | | — Eğlence