/ j B ü " k w. Romanya ü 'de İngiltereye £ “ımîls::uılır yanl - Üa Telgraf) da $ Jİngiliz muharriri © yazın Cü Romanya kra- © ıq""!fıı etmiş olan B &id yazısı hülâsa q:::nyı kralının bazı Ve laak Büsüsiyetlerini an- h Nl.:l“ Muharriri onun | ':ı:î:uukunu söylüyor, Sonra bu mevkie Bt Kümdar olduğunu is- ı h,,k:"l'uyoıdu. Kralin —*"rıı Mari oğlu için İn- İhe böyle söylüyor- a yazının alt ta- j d uştır. Dün ana Bahsadilmiş olduğu ffi zarayında kendi ğ t..:: Gerece bir intizam 1 he Pat Meşgul olduğu da- ; Salışmağı hatırlatır. Sleya Admıştır. Birçok ke- N İş çıkmış ve kral hN._ alan İngiliz muhar- j Bahsederken anlat - t N iyor: ? 6..:?" Mmürekkeb hok- OÜN * GE Golu dürür, Sastle | ——'“hdu% r. Krahn ça - | D Sürette döşen - j z::?',:*: Münevver taba- ON Prar, Siyesi almış oldu - :uı de daima ki- Pakç ullanılan bir li Üat Pa Karolun ga - ? Mulan — dil ingilizce- h.ı; dairelerin tanzi - " ş"I tarzı kendini n pi Saray mimarlık &z heybetli gö - 'al bundan ba - SK ll det, h—u_,."mıı Börlari niz b lıı.ı_u bunu yap / Bikar GA işi biter bitmez bia).',"*"- küçük bir yer "'ıı'_'"*n Orada oğlu *dır. Baba ile oğul . Her akşam Tuna kabul edilip Kelir, babasının h d y tada kralın hu- ::k_c"b"i yerinde ol - a İ"hl bu kanuşma- nile kendi şahs- - düşündüklerini | k:':!::k;“ü“ımak pek Nhhul * hükümdarın İ | Olmuş, dinlen - ' iğtir. 'ai t ; â_ğ—âmtw üda bu köşke ge- | | Ğğ"â&âîîiî 5 Ü işlerini bitir- KD 5 San yar '©n yedi ya- 'ı”'“. idra sokak- "“'dıı Bezen sıkıl - * Şimdi okuyup zamanı gelin - | Müstakbel Kral . "'_’manya Ve nasıl yetiştiriliyor taAlKarol oğlunu ileri için yetiş- tirmeğe ça Pattal Şi Tohsancli öğrenmenin yüklettiği vazitelerin ağırlığını duymaktadır. Prens Mişelin ilk öğrendiği dil ingilizce olmuştur. Mütevazi ve son derece dir: liahdi Mişe lış ıyor yetli bir prensdir. En çok merak ettiği şey kitaplardan ziyade ma- kinelerdir.Kendi ile bir otomobil yapmağa başlamıştır. Öyle görü- nüyor ki bunu yapıp bitirmek için delârım gelen sebat ve gayreti gösteren hükümdarlar çocukları- nın nasil terbiye ederler, bunları istikbal için nasıl hazırlarlar bah- Si... İngiltere kraliçesi meşhur Viktoryanın kocası olan Alman prensi Alber oğlu olan keal Ye - dinci Ervardın çocuk iken terbi- yesine dalr bir mektuburla pren- sin hocasına şunları yazıyordu: <İyi yazılmış bir hikâyeyi oku- vasını muvafık görüyorsam da | bunun için kendisine müsaade e- derken şuna dikkat ediniz: Çocuk bunu okürken kendisine bunu nasıl okursa okusun müsaade edi- leceğini zannetmemeli, — Valter (Devamı 7 inci sahij 'Poliıin şiddetle Damdan dama Kaçan hırsızlar taki- bine rağmen yakayı ele vermediler Batinyol mahallesinde, öğlen üzeri bir hırsızlık vak'ası olmuş- tur. Hırsızlar, damdan dama aş - mak suretile polisin elinden kur- tulmaya, yakayı kurtarmaya mu- vaffak olmuşlardır. Hırsızların kaçtığını — görenler çok olmuş, fakat hiçbirisi önle - meye, tutmaya teşebbüs etmemiş. Sebeb? Ellerindeki kocaman oto- matik tabancalar... Sinema senaryolarına pek ben- ziyen bu vak'a saat 13 ü 13 geçe Fermiye sokağında 4 numaralı bir garajda başlamıştır. Garajın adamları, öğlen yeme- iini yemeye gitmişlerdi. Büro a- çıktı, * Patron Möstö Belegradla karı- sı birinci katta bulunu: ardı. Bir gürültü işitince aşağıya indi- ler, Madam Blegrad hidisey işa su- retle anlatıyor: — Sür'atle alt kata indik ve bir adamın kaçtığını gördük. Ka- sa vazifesini gören demir bir çek- meceye kırılmiş, yere — atılmıştı. Bereket versin ki içinde fazla bir para yoktu. (Devamı 7inci sayfamızda) Alman müstemlekeleri Almanların: “müstemleke,.. ,, Giye bağırdıkların! işitiyoruz. Fakat, nereda bulunduğunu biliyormuyuz?... Eski alman müstemlekeleri nerede idive umumi harbden sonra kimlere verildi AU ALLEMANDE Almanyanın 1914 de 65 milyon nüfusu ve 540.000 kilometre murab- | bar arazisi vardı. Versay muahedesinden sonra 59 milyon ıufuı'ı ve 412,000 kilemetre murabbar arazisi kaldı. Bugün ise 80.000 ı!lılyclıl müfusu, — 580.000 mektedir. Versay muahedesinin 119 un - cu maddesi mucibince Almanya hükümeti, denizlerin — ötesinde bulunan bütün müstemlekelerin- den vaz geçmişti. Almanyanın müstemlekeleri ne idi ve ne oldu? İşte, ağaşıki sa - tırlarda sayın okuyuculara bun - ları anlatmak istiyoruz: KAMERUN. Gine körfezi üze- rinde bulunan İngiliz Nijeniasile Fransız gabon'u arasında, Ka - merun, 15 temmuz 1684 de Al - | manyaya ilhak olunmuştu. 4 Son- | teşrin 1911 Almanya - Fransa an- kilometre — murabbaı arazisi vardır. Şimdi de &8- ki müstemlekelerini geri almak istiyor. b Harita üzerindeki siyah yerler, eski Alman müstemlekelerini göster- laşması üzerine cenubu — şarkiye ı' doğru tevessü etti. Umumi harb- | den sonra Kamerun kısmen Fran- sız mandasına — verildi - (430.000 km.). Bu kısımda 2.230000 nüfus vardı. (88.230 km.) kısmı da İngil- liz mandasına geçti. Bu kısmın nüfusu 774000 dir. Sahil arazisi çok münbittir. Dahildeki larda koyun vesaire yetiştirilir. TOGO. Gine körfezi üzerinde | Garb cihetinden İngiliz Kot dö Lor müstemlekesi, şark cihetin - | den Dahomey ile çevrilmiştir. Togo arazisi (Togoland), 1884 senesinden beri Alman idaresin - ?ıı de bulunuyordu. Umumi harb - den sonra 763000 nüfusluk ve 32.000 kilometroluk kısmı Fran - Bız, 328.000 nüfusluk ve 34.800 ki- lometroluk kısmı da İngiliz man- dasına geçti. Sahil havasıdır. Da- hilde yüksek dağlar, birçok ne » hirler vardır. Arazi çok münbit- tir. Kauçuk, pamuk, kakao, mı- sir yetişir. Cenubi Garbi Afrika müstem - lekesi, Afrika Avustralyasında Atlantik denizi üzerinde. Alman- lar buraya (Deutsch Südwest af- tika) derlerdi. Hududu: Şimalde Portekiz müstemlekeleri ve Ro - dezla, cenubda Kap müstemleke- si, şarkta Rodezia, garbde Atlan- tik denizi, Umumi harbden son- ra cenubi Afrika birliği (Domi nion Britanik) —mandası verildi. Mesahai sathiyesi altını 834990 kilemetro, nüfusu da 266,930 dur. | Arazisi kumluktur. Hemen he - men hiçbir şey yetişmer, Şarki Alman Afrikası, (Tan - ganika), Viktorya - Nianza gölü- nün cenubundadır, Şerki Alınan Afrikası 1990 da Almanya hükü- metine geçmiştir. Bir taraftan azibar, garbden Tanganika gÖ- lü ve serbest Kongo, cenub cihe- tinden Pirtekiz Mozambiki, şark- da Hind denizi ile muhattır. Bu müstemlekenin büyük bir kısmı (960971 km. ve 5.064.000) nüfusu) İngilirz mandasına veril- Mmiştir. Şimali garbide bulunan Ruanda - Urundi arazisi de Bel- çikaya bağlanmıştır. Bu kısım 53200 kilometro murabburdır, ve 3.2X1.000 nüfusü vardır. Garbi Saraca. Sidneyin 2570 Mil ilerisinde ve Atlas denizi ü - zerinde, Samoa adaları. Alman - ya, İngiltere e aktettiği 14 Son- teşrin 1899 mukavelesi mucibin - ce Upulo ve Savai ve birkaç kü- çük adanın idaresini ele almıştı. Bunlar, umumi harbden Yenizelândanın mandası — altına verildi. Mesahai sathiyesi: 2934 (Devamı 7 indi sayfamızda ) sonra 6—30ON TELGRA r_-aoıaı— Bir karı koca kavgası daha çıktı Hangisinin kabahatli olduğu belli değil '.ı İngiliz gazetelerinde - tafsilâtı verilen bir defa içtimal dertler - den birine temas etmesi dolayı « sile şayanı dikkat 1/: hal göster | mektedir. Bu bir karı koca vak'a- | sıdır. Mahkemeye düşmüş, hâ - kim tarafından kadının kocasına ağır sözler söylenmiştir. Con Go- | din isminde bir erkek Londrada mahkemeye müracaatle karısın - | dan ayrılmak istediğini bildiri - yor, Fakat bunun için de bir se- beb göstermek lâzım geldiği ci- hetle karısının Leonar Tomas is- minde birisile olan münasebetini ileri sürüyor. Tomas bir şofördür | ve dört de çocuğu vardır. Karı | koca mahkemeye geldikleri za - man iki tarafın avukatları bun- lara karşılıklı olarak birçok su - aller sormuştur. — Mahkemenin karşısında bunların — vaziyetleri belli olsun diye onlardan birçok cevablar almıştı. Con Godin ka- rısını itham etmekte ve mes'ul tutmaktadır. Kadın da buna kar- şı kendini müdafaa ederek şu ce- vabı. vermektedir — Kocam da bana ! arşı hiya - net etmiştir. Başka bir kadınla münascbette bulunmuş. Ben de ondan boşanmağı isterim. Nihayet iki taraf da birbirle - rinden ayrılmak istediklerini ile- risürmüşler, neticede iki taraf da birer yabancı ile münasebette bulunduklarını — itiraf — etmişler, mahkemenin'bu husyada kendi- lerine müsaid bir karar vermesi- ni istemişl Fakat — kadinin kocası de tir kit — Benim başka bir kadınla nasebette buluünduğumdan dola - yı karımın da başka bir erkekle münasebette bulunması lâzım - gelmezdi. Karımın böyle bir ha- rekette bulunması için böyle bir mazeret göstermesini kabul ede- Tim. Mahkemade şötör yoktu. Ver- dikleri fadelcrinden de anlağıl - dığına göre karı koca D21 de ev - lenmiştir. İki Çotukları — vardır. Bundar dört sene evvel kari koca yukarıda ismi geçen şaför Tomas ile tanışmışlardı. Birkaç zaman bu ahbablık devam etmiş. 937 se- nesinde ise Tomas ile kadın ara- sında shbaplık “başka - bir şekil almıştır. Kadının kocası bunu sonradan anlamış, nihayet mah- kemeye müracaatla ayrılmak İs- temiştir. Hâkim boşanma kararını ve - rirken kadının kacasına şöyle de- miştir: — Karınıza karşı olan duygu - darınız ne olursa olsun bu kadı - nın size karşı samimi bir zevce olduğundan şüphe yoktur. Bu kadının size karşı sadakat gös -V terdiği anlaşılıyor. Fakat siz 931 gönesindenberi ona karşı sada - katsizlik göstermişsiniz. Eğer da- bülde 931 ha evvel değilse her denbire — başlıyan sadakatsizliği devam etmiştir. 933 de muhtıra defterinize temmuz ayında bir kumral kadınla tanıştığınızı bile bahsetmişsiniz. Hem bunu kay - dettiklen sonra şunu da ilâve e- diyorsunuz «Bunda bir muvaffakiyet ola- cağına hiç şüphe etmiyorum. Fır- sat çıkmea bu olacaktır.» diyor - sunuz, Siz karınızın böyle düş « müş olmasından siz mes'ulsünüz. Sizin ona karşı sadakatsizlik gö termeniz ve ona karşı duygusuz, katı yürekli bir erkek olarak ha- reket etmeniz onun da böyle düş- mesine sebeb olmuştur. Hâkim bunu söyliyerek artık karı koca arasındaki Tabıtanın çözüldüğünü anlatmış, —mahke - menin boşanma kararını - tebliğ etmiştir. | Erkeğin mahkemede okunan muhtıra defterin- de başka kadınlardan bahsediliyor Karısına karşı hiyanet eden ve sonra karısından hiyanet gördü- ğü için mahkemeye müracaatla boşanma kararı alan Con Godinla muhtıra defteri az şayanı dikkat değildir. Muhtıra defteri meyda- na çıkararak mahkemede her yap- rağı gözden geçirmiş olan bu a- dam 932 senesi defterinin nisan ayı yaprağınde (K...) isminde bir kadınla tanıştığı yazılıdır. Bu ka- dın için neler duyduğunu vak'a olarak Godin ile pek hararetle bahsettiğini güzel (K...) ilk defa birlikte gezmeğe — gitmişlerdir. Vefasız adamın evdeki karısına gelince kadın kendisini pek mesud buluyor, kocasını da pek mes'ud ettiği kanaatini besliyordu. Gü - zel (K...) ile beraber sadakatsiz kocası ile birlikte ilk defa gez - meğe gittiklerinden evdeki kadı- nın hiç baberi yoktu. Kadın yı kında amme olcağını — bekliyordu. Hakiketen — kocasile (K...) nin germeğe gittikleri günden dört gün sonra idi ki kadıncağız ikin- ci çocuğunu dünyaya getiriyor - dü. Çocuk cpeyoce büyümüştü. Şim- di ikinci defa olarak baba olan Godin ise bir taraftan karısına karşı pek mes'ud ve merbut gö - rünmekle beraber her halde gü- zel (K...) in gözü önünden gt - miyen hayalini unutamıyormuş. İşte bunun üzerinden epeyce bir zaman daha geçtikten ve ka- din hâlâ kocasının sadakat ve samimiyetine — itimad etmekte daha bir müddet devam ettikten sonra her şey anlaşılmış, nihayet bu iki çocuklu ana baba birbirle- rinden ayrılmaklar başka çare bulamamışlardır. “Ooyaşında kocaya varan kızlar Amerikada, 15 yaşından evvel evlenen 4 bin kız var Dünya efkârı umumiyesi, büyük ve medoni bir millet olan Amerikanın, bu gibi Ibtidal hallere karşı müteyakkız davranma: Geçen ilkteşrinin iptidalarında, Prestonburg'lu (Amerikada). de- miref Flaming Raket bütün doste Jarıma Rossi Klomber adlı ön ya- şına- küçük bir kızı cıldırasıya sevdifini ve kendisile evlenmek miyetinde olduğunu söylüyordu. Dostları; ilk evvel Raket'in ak- lt müvazenesinin — bozulduğuna hükmetmişlerdi. Bilâhare bu hü- kümlerinin yanlış olduğunu anla- dılar. Otuz dört yaşında bir ada- mam henüz - çocuk addolunacak bir kızla evlenmek istemesinin doğru olmadığını söylediler, ve bu fikirden vazgeçitmiye çalıştılar. Anlaşılan küçük kız bu izdiva- ca çoktan razı tmiş İhtimal, izdi- vacı (bebek oyunu) — sanıyordu. Fakat anası, şübhesiz bunun ne olduğunu pekâlâ biliyordu. Gari- bi şu ki o da razı. Bu garib nikâhı kıyacak bir pa- pas aradılar ve bulmakta da güç- lük çekmediler. Sonradan anlaşıl- dığına göre papası, kızın on beş yaşını geçtiğini söyliyerek ikna etmişler. İşte, bu suretle 15 ilkteşrinde Flaming, küçük Rossi ile evlendi. Bu haber köyde ve kasabada şayi olduğu zaman bütün köylü- ler ve kasabalılar ayaklandılar. Bunlardan birisi hükümete mü - racaat ve ahali namına akdin feshini, kızın babasile anasının cezaya çarpılmasını taleb etti. Demirci Flaming: — Beni Rossiden hiçbir kuvvet ayıramaz ve ayıramıyacaktır!... , a hayrette... Diyordu, Fakat hükmet, ahali- nin şikâyetini dikkat nazara aldı, 1 sonteşrinde <yeni gelin» le ana- sını tutunca hapse tıktı. Flaming kaçtı, civardaki dağa — iltica ettl Kaçarken şu sözleri söyledi: — Rossiyi almıya geleceğim Nasil mi?... - Yakında — görürsü - Hüz, Küçük kızı baştan çıkaran bu firari acaba dediğini yapabilecek mi?... Buna ihtimal verilmiyor. Zabıta kendisine şiddetle takib ediyor. Halk, neticenin kanlı ol- masından karkuyor. Dünya efkârı umumiyesi hay -« tette: «Büyük ve medeni bir mil- let nasıl oluyor da bu gibi iptida! hallere karşı müteyakkız davran- miyor...» diyor. Fakat Rossi Kolumbus vak'ası tek değildir. Daha 13 yaşında iken iki çocuğu vardı Buna benzer bir vak'a: İki se- ne evvel Tenese eyaletinde, Öniz Vinstead adlı dokuz yaşında bir kız, yirmi dört yaşında bir çiftçi ile evlendi. Nikâhları, babasının ve anası- nın rızasile bir papas tarafından kıyılmıştı. Anasına, bu izdivaca nasıl rıza gösterdiği - sorulduğu zaman: — Biz, kadınla erkek arasına girmeyi meneden eski bir dinin an'anelerine riayetkârız. (Devamı 6 ıncı sahifede) Ü aei