2—SON TELGRAF—2S! e Teşrin 1938 İctimat meseleler Kısırlaşdırma Bu usulün tatbiki lâzım mı, memleketimizde tatbi- kine imkân var mı ? - Pr.Dr. Mazhar Uzman - bu hususda ne diyor ? Kısırlaştırma meselesi etrafında, mütechassıs doktorlarımızın fikir- | nız ânkete devam ediyoruz. Bu ikinci Jerini öğrenmek maksadile aç yazırmdır. Profesör Doktor Mazhar Osman'ın muayene odasındayım. yene odası> diyorum. Fakst buraya adını, en gencinden, en ya; «Mua- kadar her sınıf halkın ezberlemiş olduğu meşhur sinir hastalıkları mü- tehassısının «kütüphanesi» desem hemen hemen daha yerinde bir tabir kullanmış olacağım. İçiçe iki oda denebilecek bu odanın dört duvarı, Mmuntazam bir şekilde tasnif edilmiş, birbirinden kalın kitab viltlerile süslenmiş, ekserisi almanca, ingilizce ve fransızca olun bu kütüphane dolusu kitabların sayın mütehassısımıza kaça malolduğunu takdirden âcizim. Fakat en büyük servet ve sermayesini teşkil etmekte olduğunu zannedet Profesi zeki gözleri, güler yüzü, «olgunluğun» en bariz tezahürü olan samim! tevazu-le insanı mahcub edecek kadar nazik ve mültefit... | Günlük mesaisinin yorgunluğile koltuğuna yaslanmış... Dereden tepe- ilemek zevkini arttıran bir ahenkle an- «a üzerine <Kısırlaştırma» bahsine ge- den bahsediyoruz... İnsanin. & latıyor... Nihayet, üstad. * suslaki fikir Ve kanaatini şu suretle hulâsa ödiyor: sene evvel Almanyada ilisation kantın halinde kabul mişti. Dört ay sonya da iğdiş mak kanunu ortaya çıktı. İ - kinci kanum daha ziyade cezai -« dir, Halbuki ilk kanun nesli ıslah kasdiledir. Albmanyada, mecburi olan bu uğuller daha evvel birçok memleketlerde tatbik olunmuş - tur. İsviçre, Danimarka, Estonya gibi birçok müterakki —mületler ihtiyari olarak kabul etmişlerdi. İlkevvel Amerikadan başlamış- tı. Birleşik Amerika hükümetle- Yinin bazısı mecburi olmasını tek- lif ettiği halde Nevyork hükümeti reddetmişti. Kısırlaşmakta — maksad, irsen hamteleli bir adamın, çocuk yap - maması ve bu suretle malüliyetin nesilden nesle geçmemesidir. Al- manya kanımunda, sekiz hastalık- ta kısırlaştırma mecburt tutulu - yor; meselâ: Erken bunama, nö - betle gelen delilikler, irsi sar'a, irst| daülraks, irst sağırlık, körlük, müğfindâülküül, anadan doğma aptallık; (Sterilisation —< Kısırlaş- tırına. ya tâbidir. Nüfusu Tüzumundan fazla taş - ken olüm Almanya daha - ziyade keyjiyete ehemmiyet vererek, da rülâcezeleri, timerhaneleri dol < dutan bu gibi doğumların önünü almak için kanun şekline koy - duğu bir usuldür. Bu usul ile, er- kekse harice akan meni yolu, ka: dınsa yumurtalıktan Tahme ge - len boru kapafılarak, hasta er - keğin menisinin harice akmasına veya hasta kadının yumrutladığı yumurtaların rahme dökülerek a- gıilanmasına mâni olunur. Bu v- sul ameliyede hiç tehlike yoktur. Hastanın şehveti de kat'iyyen a- zalmaz. Eskisi gibi erkekliği ve kadınlığı baki kalır. Ruht hiçbir bozukluk ta göstermez. Aşkın ve şehvetin bütün huzuzatı devam ' Pr. Dr. Mazhar Uzman eder, Sade çocuk yapmak kabili- yeti kalkar. Almanya, teşkilâtt kuvvetli bir memlekettir. Takibine lüzum vülen vak'alar akıl hekimi, h ve operatör gibi zevatın üç de - receli komlayonundan geçer. Hat- ta şimdi dördüncü komisyon dü- lmektedir. Bu veçhile irsen uk eder ve takib ameliyesi çaresiz görülürse — bir hastaneye gönderilir. Herşeyde olduğu gibi, bidayet- te rutistimaller olmuştur. Meselâ çocuk yapmamak kasdile aklı bas şında erkek ve kadınlar irsi has- talık hikâyesi uydurarak kendi - lerine Ştayna ameliyatı yaptır - mışlardır. Bu usulü, dört senediz, akal haf- | zusıhhan cemiyetlerinde müna - | kaşa eden hekimler ve mütehas - | sıslar çoktur. Lehinde ve aleyhin- de namütenahi yaznler yazılmış- tır, Bizim memleketimiz için, bu | usulü, ilk günündenberi muvafık | görmemekteyim. Bizde nüfuz taş- kınlığı değü, azlığı var. Toprağı- mızı doldurmak için muhacirler Ask yarışları AŞK VE MACERA ROMANI: 164 Nihat Akgün, ömründe ilk defa yaptığı bu ihtiyatsızlığının elbette cezasını çekecekti.. zarfa şöyle bir göz attı. Fakat, itidalini çabuk topladı: — Bu zarfın orada atılmış ol- masına imkân yoktur. Ben namı- ma gelen mektupların - zarflarını dairemdeki çöp sepetine atarım. Bu suretle bir. başkasımn eline geçmiş olması ihtimalini düşün- müyorsunuz da, bunun mes'uliye- tini neden benim üzerimde te- merküz ettirmek İstiyorsunuz? Veznedar Mişel devam etti: — Mösyö Mıgırdıç Solakyan im- | zasını taşıyan çeki öderken, yere atılan bu buruşuk zarfı kapıcı ile Yazan: İskender V. sıırı'ru.l aldırdım.. üstünde bir adres — gö- rünce sakladım. Nihayet beş on gün sonra, Solakyana senelik te- diyat hesabını çıkarıp gönderdiği- miz zaman, çek sahibinden tele- fonla şu haberi aldık: *Ben kimseye beş bin lira ve- rilmesine dair bir çek imzalama- dim'» Bittabi bu haber karşısında meseleyi zabıtaya bildirmeğe mec bur olduk. İstintak hâkimi Nihada döndü: — Elitülede, Berlinden namını- za gelmiiş bir zarf var, Bu zarf, pa- | rayı aldığınız bankada — buruştü- Tulup yere atılmıştır. Hattâ ra- kamlar arasında (500) sayısı da var. Zabıta ayni zamanda vak'a- | 14 cereyan-devresine ayrılmış 66 | mühtelif projektörle aydınlaran | tile 100 kilovatlık husu, | kuttrunda hususi bir projektör ko- | | kusurlar | nin ertesi günü sizin Berline 500 İstanbul Süsleniyor BıyrıĞn hı;ırlığı ilerliyor , Sarayburnu ile Üsküdarda Şem- sipaşa meydanında yapılan ha - vuzların dün de tecrübeleri yapıl- mişlir. Havuzlardan 30 metre ir- tifaa kadar su sütunları fışkırmak tadır. Her an renkleri değişen ve bu su sütunları kâh birleşerek, kâh birbirinden ayrılarak mücessem ve parıltılı bir ziya huzmesi ha- linde uzaklardan seyredilebilecek Ür. Bu tesisattan maada Topkapı sarayı müzesi bütün müştemilâ- bir mu- havvile merkezile takviye edilen | 5 grupa ayrılmış 90 projektörle bir ziya huzmesi içine' alınmıştır. Beyazıd kulesi, etrafında tesis e- dülen aynalı opikli 17 muhtelif projektörle aydınlatılmış olduğu | cihetle, kule, bütün azametile u- | zaklardan görülecektir. Galata kulesinin son galerisine yelpaze tertibatı B0 santimetre , semaya, | nulmuştur. Bu aynad Cumhuriyetimizin remzt — olan & oku temsil etmek üzere 6© huzme in'ikâs ve bunlar datmi — surette devretmektedir Bundan maada Harbiyede Ata- türk anıtı, münasib projektörlerle | işıklanacaktır. ————— -— — taşıyoruz. Nüfusu çoğaltmai bu kadar çalışıyoruz. Veremle mü cadele, frengi ile, alkol ve mü - | keyyiflerle mücadele, mücadele, çocukları bu mefküre içindir. Bi düşürmek, her millettekinden da ha ziyade acıdır. Bekârlığı kaldır- mak, çok çocuklu ailelerin talti - fine gilmek, maaşlarını, ücretle- rini çocuk nisdetinde arttırmak, Tâzem gölen memleketin — sağ gençleri ya evli 'nip de iki çocuktan fazla yapma- mak isterse bu, memleketin istik- beli bakımından elbetle düşünü- lür. Hükümet, bu sxretle, tekes- sürü nüfusa teşvik ederken, bir taraftan da sterilizasyon Ve nü - fusu azaltmak, bizim için hiç doğ | mze hasta ve malül yetişmesini istemez. Lâkin bun. lar aileleri tenvir etmekle önüne geçilecek ve evlenme müsaadesi ünülecek şeylerdir. Hastalıkların örsi veya kisbi ol- duğunu tayin etmek kolay değil- dir. Meselâ, sar'alıların ancak y de onu irsi ve yüzde doksanı kis- bidir. Keza, aptalların hepsi ana- dan doğma değil, doğarken - veya sonra aptal olur. Sovra kazanıları en geçmez. Meselâ &- Müslüman z veya evle- Binaenaleyh benlere Gti ietddi pek güçtür Ve pek çok suüslimale sebeb ola- bilir. Almanya gibi teşkilâti mü- kemmel, mütehassızları çok mem- leket bile üç, dört komisyondan geçirmeğe mecbur oluyor, (Devamı 6 ıncı sahifede) lira gönderdiğinizi de tesbit et- miştir. Bu beş yüz lirayı Berlin- de Margarit adlı bir kadına gön- dermişsiniz. — Ben böyle birpara gönder- medim., ve Berlinde böyle bir ka- din tanımıyorum, İstintak hâkimi, veznedar Mi- şeli dışarı çıkardıktan sonra, Ö- nündeki dosyadan bir zarf daha çıkardı: : İşte, odanızda bulunmuş bir dektup daha. Ayni yazı. ayni memleketin damgası.. hattâ ayni cinsten mektup zarfı. ve içindeki mektup ta «Margarit» imzasını | taşıyor... Buna ne dersiniz? Nihat birdenbire şaşaladı. cudünün bütün tüyleri dimdik | oldu.. hâkimin uzattığı zarfı te- | reddütle aldı: Bu mektupları nc. « geçirdiniz? — Zabıtamızın gözünden kaçan bir şey yoktur, azizim. Sivil me- vi- ien de Ü ederi FIKRA (Tuna kıyıları) için NAHİD SIRRI Biri arkadaşlarile müştereken yazılmış olmak şartile, Falih Rıf- kının on iki kitabından on tanesi seyahatnamelerdir. Yani eski e- debiyalımızın seyahatname vadi- sindeki muazzam cildler müellifi Evliya Çelebi'sine mukabil, tan- zimattan bugüne kıslar gelen yeni edebiyatımızın en velüd kalemi de Falih Rıfkıdır. Güzel gören ve canlı anlatan bir adam için en ko- | emin mevzu da gördükle- | lay vi rini hikâye etmek 'Türk muharrirleri hat imkânlarına en - fazla malik bulumanlardan biri kendisi oldu- ğuna göre, bu keyfiyete hayrel el- meğe tabii lüzum yok. Cenup A- merikasında seyahat edip seyaha- tini Falih Rafkı anlatımyacak ta Zile örtamektebinde hocalık ve- ya Fatih semtinde maliye me- murluğu ederek bir taraftan da hikâye yazan Bay Hasanla Bay Hü- geyin mi bu seyahati yapacak, sonra da yazacaklar! eserlerin yazılış vesilelerini ara- mayıp kendilerine bakarsak, bun- ları Falih Rafkının hakikaten can- h, güzel ve sürükleyici bir dille yazdığını ve her gördüğünü kes- kin zekâsile maz batlarla 'erdiğini tasdik Zikrettiğimiz on cildinden ikisinin memleket içine ve sekiz- nin memleket dışına aid oldukları- n da söyledikten sonra, fıkrama serlevhasını veren son — kitabına geliyorum. Remzi Kitabevi'nin — neşrettiği bu (Tuna Kıyıları) adlı kitap iki kısmından — müzekkeb. İlk kısım Sırhistanı en eski tarih çağları dan alarak Yugoslavyanın bugi nüne kadar getiriyor. Lisanı yer yer ihmal edilmiş bile olsa una hatları çizmekte ciddi bir iktidar gösteren, fevkalâde aydınlık hülüsa, Tatmin etmiyor, İâkin, tâbir enizse, iştiha açıyor ve in- lâsa ile uyanan alâka sönüp gitmeden Sırbistanın mu- fassal bir tarihini okumak, hiç de- Zilse Üçüncü Selim zamanmdan başlıyan kıyamların Berlin kon- gresinde tam istiklâle varışına ka- darki safhalarını tafsilâtile — bil- mek istiyor. İkinci kısım ise bu- günkü büyük Yugoslavyada mü- ellifin iki sene evvel daha haşka gazetecilerle yaptığı bir cevelâna ve 6 zaman gazetesinde yani (Uhus) ta neşrettiği canlı ve gü- 7el mektuplar... Kitabın edebi; değerinden başka fakir kütüp! nemiz için ilmi kıymeti de var, Herkese tavsiye eder * Cumhuriyet ga mir muhabirinin bildirdilğne gip re İzmirde çıkmakta olan Yeni - asır ve Halkın Sesi gazeteleri, kütetin bir tebliğini tağvir ede- rek neşrettiklerinden dolayı birer buçuk ay müddetle kapatılmıştır. * İngiltere kabinesinde bu hat- | ta tebeddülât olacaktır. * Demiryolları umum müdürü dün Ankaraya gitmiştir. Lâükin, biz | kavrıyarak unutul- | tesibin İz - | Bir tek Kuş Vuramamiş Fakaf beş tavuğu bir çırpıda öldürüveri Dün Mecidiyeköyünde bir hâ dise olmuş, sabahtan akşama ka- dar kırlarda dolaştığı halde bir tek kuş bile vuramıyan bir adam eve dönerken komşusunun — beş tavuğunu öldürmüştür. Hâdisenin tafsilâtı şudur: Mecidiyeköyünde oturan Bul - garyalı Ömer isminde bir av me- raklısı dün sabah avlanmak için kırlara çıkmış ve saatlerce dola; tığı halde bir tek kuş bile vura - madan eve dönmek mecburl de kalmıştır. Ömer düşünerek evine dön - mekte iken bir kır gazinosuna gir miş ve cansıkıntısını gidermek i- çin birkaç kadeh rakı içmiştir. Kafasını tütsüledikten — sonra evin yolunu tutan Ömer Mecidi yeköyüne girerken sokakta çöp- rünce tüfeğini çevirerek aleş et- miş ve tavuklardan beş tanesini yere sermiştir. 'Tavukların sahibi Maarif müdürü böyle iddia ediyor Dünkü akşam gazetelerinden biri Zeyrek ortaokulunda 3000 e yakın talebenin muallimsiz kal - dığını ve ayrıcaÇaclıca kız lisesi ile Erenköy kız lisesinin ayni ida- reciler tarafından idare edildiğini yazmıştır. Bu hususta kendisile görüştü - ğümüz Maarif Müdürü Tevfik Kut bunları kat'iyetle tekzib et- miş ve şu izahatı vermiştir: Cibali otta okulu bu yıl fazla kız falebenin müracaati dolayısile kız orta ökulu haline ifrağ olun- Müuş ve bu mektebin erkek tale - besi oturdukları evlerin sem rine göre Gelenbevi ve yeni Karagümrük orta mekteplerine verilmişlerdir. Ve bu semtte yeniden müracaai eden talebeler; Karagümrük - ve Gi hbevi okullarına kabul olun- | mışlardır. Diğer taraftan Çamlıca kız hsesi| ise müstakil bir okuldur. Erenköy kız lisesi ile tedris, teç« hiz ve ssire bakımından — hiçbir bağlılığı yoktur. Bu okul yardirektör, öğretmen ve işyarlar tarafından idare olun- maktadır. Vefa lisesine bağlı Zeyrek oku- lu da ayni suretle idare edilmek- tedir, Mevzuu bahis gazetenin yazdı- * Madam Atina hakkında tah- | ğ gibi 3000 çocuğun idaresiz kal- kikata devam edilmektedir. Ma - | ması tamamen asilsız ve yalan - damın günlendenberi aranılan kızı| da dün yakalanmıştır. Kız anne - sinin yaptığı işler hakkında ademi malümat beyan etmiştir. murlarından biri odanızda gizlice araştırma yapmış. Bu mektupları masanızın çekmesinde bulmuş.. artık her şey anlaşıldı demektir. Madam “Margariti susturmak ve | yeni nişanlınızın ihtiyaçlarını te- | min etmek maksadile bu i yap- tığınızı itiraf ediniz. — Size eldderi acıyorum! İğer bu şerefli elbiseyi sırtırızda taşı- mamış olsaydınız, şimdi sizi tev- kif ederdim, Kanunen de — zaten | bundan başka yapılacak bir şey yöktür. Nihat Alggünün gözleri sulandı.. Hazin bir tavırla, merhamet lenen gözlerini istintak hâkimine çevirdi. — Ben, kötü Tuhlu bir insan değilim. Bana merhamet - ediniz! Bütün maksadım bir Türk kizile evlenmekti. Almanyada kaldığım müddetçe memleketimin hasreti- ni çektim.. ben yurdunu şeven ve dır. Bu ders yılında lEk bir talebe açıkta kalmamıştır. Her talebeye mekteb bulunmuştur. Gokvugunde yalnız kendi ulusundan bir kız- la evlenmek isteyen bir. gencim. Böyle olmasaydı, — Almanyadaki kadınla evlenir, orada kalırdım. Çünkü, Margarit çok zengin bir Alman ailesinin kızıydı. Ben bu- 'nu yapmadım.. yaparnadım. Mem- leketime faydalı olmak istedim, Bütün bunlara — İnanıyorum. Hükümet, tahsilini tamamlaman için, şüphe yok ki, bu uzun yıllar içinde senin ağırlığınca para sar- fetti. Gerek bu paranın, gerekse hizmet ve gayretinin heder olma- sını ben de arzu etmem. — Beni bu felâketten kurtarır. sanız, size hayatımı borçlu kalı rım. Şerefimi ayaklar altına dü- şürmeyiniz, bay hâkim! . — Sana bir iyilik yapabilirim, azizim' kefalete bağlıyarak ser- best bırakırım. Ve tahkikat evra- kın tekemmül edince mahkeme) veririm. Mahkemenin vereceği hükme kadar vazieytini düzelte- liraat Kongresinde Görüşülecek meseleler Önümüzdeki ayın ilk haftasın- da toplanacak olan büyük. ziraat köngresinde — görüşülecek olan Mmevzular tesbit olunmuştur. Bun- ların arasında bulunan «70. rapo- rün başlıcaları şunlardır: draf teknik, imkân ve icablar bakımından Türkiyenin ziraf böl- gelere tefriki (büyücek bir kitab- dır, Türkiye ziraatinin esas me - seleleri, — Türkiyede sulu ziraat, Türk sert ve yumuşak buğday - ciliği ve imkânları, Zeytin ve zey- tincilik, Süt, sütçülük ve muame- lâtı, Türk tütün ve tütüncülüğü (İnhisarların raporu), Şarapçılık, Geniş erozyonu, Köy monografisi, Hay- van sergi ve panayırları, Afyan, Koyun ve tiftik, Okaliptüs, Ana- dolu toprak ve suları, Yüksek zi- raat enstitüleri namına verilmiş Türkiye debagat maddeleri ve oto| kritiği, Mahrukat - kereste - ma - den direği meselesi, Buğ ve bahçe 4 Orman tedrisatı, Teşçir, li orman mahsulleri ve mamu- Vâtı ihtiyacı ve tehvin plânı, To- hum ve ilâçlama hububat ve ihti- yacı, Karadeniz mıntakası hubu- bat ve ihtiyacı, Yonca, Kimyevi! gübreler, Pamukçuluk, Ziraat â- letleri, Hayvan sağlığı, Türkiye köylü nüfusunun tablili, Kendir - keten jüt, Orta Anadolu çiftçiliği, Arıcılık, Sığırcılık, Atçılık, Kümes hayvanları ve tavşancılık, Soya, Pamuk zer'iyatımızı ıslah ve tek- sir, Tütün, Reçine sanayü, Deba- gat enstitüsü, Dericilik, Hayvan hastalıklarile mücadele, Şimşir, 'Türkiye ormancılığı vazife ve ga- yeleri, Uzun yayla atları, Hubu - batla sürme zararları ve müca - delesi, Hayvan yemi meselesi, Zi- rai mücadele, Orta Anadolu için ziraat metodları, Silo, Pirinç, Fın-| dik, Hayvan yemi meselesi ve ye- şil silo politikasi, Mayva ve sebze-, leri kıymetlendirmek yolları, Tür-| kiyede zirat randman nisbeti mu- kayeseli olarak, Biralık arpa, Fun-) da, Tabil ve sun'i tohumlama, To- humların üretilmesi, Orta Anado- luda kuru ziraat, Tebif gübrelerin ehemmiyeli, Ham — derilerimiz, Misir, Fiçi ve sanayli, Ümüs me -| selesi, İpek böcekçiliği ve plân, Buğdaylarımız ve teknolojik va « sıfları, Şarabcılık, Türkiyede su ul.ın a n seike! ı__ (İzmirde bir şarap | Fabrikası kuruluyor İnhisarlar idaresinin Paşabah - çede küracağı rakı fabrikasının inşaatına devam olunmaktadır. İzmir'de kurulacak şarap fabri - kası binasının muhitimize ve ma- halli şartlara uygun olmasına ça- lışılacaktır. İnhisarlar idaresi bu- nun için Fransanın ve Almanya- nin büyük şarap fabrikalarına, plân tanzim eden dünyaca tanın - mış müesseselere plânlar yaptır- maktadır. Plânlar yakında gele- cek ve tetkik edildikten sonra en uygün şekil üzerinde karar veri- lecektir. Şarap fabirkamızın in- şasına ilkbaharda başlanılacaktır, ——— bilirsen, hapisten kurtulursun! İstintak hâkimi, Nihada işledi- ği suçun cezası Üç seneden aşağı olmadığını da ilâve etmişti. Nihat sordu: — Kimi kefil göstereyim sizet — Müuteber bir şahsiyet olsun da kim olursa olsun. Fakat, şahsın kefaleti kâfi değil Ayrıca nakdi kefalet te lâzımdır. — Pekâlâ. Beni seven zengin dostlarım var. Bunu da temin e debilirim. — En aşağı beş bin liralık bir kefalet isterim. Bu kefalet gelin- ceye kadar burada kalacaksınız! — Şu halde beni tevkif ediyor- sunuz! Halbuki önce bana acıdı- ğinızı ve beni serbest bırakacağı- nızı vüdelmiştiniz? — Sözümde duruyorum. Nakdi 've şahsi kefaletleri temin ettiği- niz dakikada serbestsiniz! (Devamı var) lçüde tavukçuluk, Toprak | Çin - Japon mü Yazan: Ahmed Şükrü | Şanghay ve Nanking' Kanton da Japonlar tal gal edilmiştir. Cenubi Çi kezi ve Çin milli kurt! tinin beşiği olan Kanlo afyon muharebesinden rupa ticaretine açılan biridir. Bundan başka İNf Hong Kong deniz üssünült! landını teşkil ettiğinden #f tısadi ve gerek strateji B dan İngiltere için de büf miyeti haizdir. ğ Japon askerleri, nüfusu yonu mütecaviz - olan B” şehir üzerine yürümek on gün evveldir ki Biyâf zinde karaya çıkarmışl ponların bugüne kadar Çi askeri hedefe vardıkları B? ton'u da işgal edecekleri senin şüphesi yoktu. Fi körfezinde karaya - çıkl ile Kanton arasında yüz metrelik müdafaası kali olduğu nazarı itibare alif Larsa, şehrin bu kadar KIit man zarfında Japonların geçeceğine ihtimal — erilti Japonyanın şimalde cenupta yeni bir cephe Bt ki gayesi, hem Çinlilerit ? yatı üzerine bir darbe hem de Avrupa me: den Çan-Kay-Şek'e geleli yollarından birini daha İt tir. Filhakika şimal ve sahil şehirlerinin işgali©df! ra Hong Kong'a şimendil h olan Kanton, Çin Hü başta İngiltere olmak Üğ rupa memleketleri arasllf ması temin eden bir v şehrin işgalile Çine Avı Amerikadan gelebilecek Üİj dımın en mühim yolu da B oluyor. Bu, Çin için ağır FÇ bedir. Fakat Jrponyanıli malüm olan hedefleri bu darbenin Çin manevif rine yapacağı tesir dahit yetlidir. Acaba Çinliler, ve Nanking'den sonra İf darbe karşısında yeis vt ye kapılıp da Japony olacaklar mı? Yoksa, tına hâkim olmıya azmı Tâline düşkün ve mağrüf & letin takib edeceğ yolt W de daha sıkı bir surette lerinin etrafına mı toplif, lar? Uzakşark mücadelesint? deratı bu süale verile | vaba bağlıdır. Filhakiks& * pon harbinin geçen takib ettiği seyri, göst talihin maküs tecellisi Çinlilerin maneviyatlari * ların tahmin ettiği gibi cağı yerde küvvet — buli Bundan başka Şanghay'tl king'in sukutu üzerine. $ nevverlerinin, milli kuf runda mücadele eden Şek ve ordusu ile beral ketin içerilerine doğru reti vaku bulmuştur Kİ için başlı başına bir inkif langıcı sayılmaktadır. $t mamak — gerektir ki J8f? Çindeki hedefi askeri & sidir. Yani Japonya t0 etmek istemyior. Milli runda mücadele eden Şek'i atarak kendi siyi olacak bir hükümet yor. Çin kıt'a kadar memleket - olduğu içil askeri zaferle bu #iyasi mak kolay değildir. Hf uzun düşünmüş .olan yanlış — hesapladıkları P budur. Geçen yaz yapacakl be üzerine teslim olat netmişlerdi. Çinliler edince, Japonya adım askeri muvaffaikyettefi Japonya Çine elini v nutmuyor. Ve şartlar di lardır. Bu defa Kanton' den sönra da ayni edilmiştir: 4 1 — Çan-Kay-Şek'it çekilmesi, 2 — Japonya ile işb cak bir hükümetin hükümetle Japonya af tedil» muahedeler akdk (Devamı 6 1met