e olabilirsiniz: ? # gun beden teşekkülâtı.. * Uzun tecrübelere göre bazı Almanyada liseler, biri orta, di- Ti tam olmak üzere iki devre- ayrılır, Tornacı, makinist, kuy- Bakçı, dökmeci, kasap, berber, san'atlara girecek olanlar devreyi Ikmal etmek mecbu- tindedirler, Üniversite tahsi- İnin icap ettiği masrafları temi- İhe iktidarı olmuyanlar, veyahut kuma kabiliyeti az olanlar bu 'atlara ayrılırlar. Hoca, dok- mühendis, ilâh... olmak iseyi bitirdikten sonra Üni- tahlisini ikmal etmek, Ta staj görmek lâzımdır. f liseyi bitiren gençle- S1 şudür: Ne ola- ? Nasıl bir meslek — veya intihap etmeliyim?... Veyn ve gençler bu mühim Şalin ballile meşgul olurlar, Bir slek intihabı için haiz olunma- vn gelen vasıflar, meziyotler l ekında Alman pedagojisinin en Phibi salâhiyet iki mütehasıısı rafından yapılan etütleri genç- TİMİZİN ve ebeveynleri ikat nazarlarına k:y)munı::'n a HOCALIK. — Almanyada bi ııı.—,ı-—k—.g çalışan takriben 350 b: * vardır. Bunlar şu suretle ay- İfin tek kayı : Üniversite profesörleri, ileri, ortamektep ho- ktarın üçte bi ektopleri) Pıucı“ıl:ı teşıuımm Sü Bu meslek için lâzım olan îv ' Ve Müta. ığıîuk Moşgalele. İ arşı derin bi Şı.) ve meclübiyet H:lk.:nueıkllf N hocaları Ş aları, alarını aldık. Çi akademisinde , bakaloryi d Meharetli bir el, teşhis yüksek, — karşısındaki K “una nüfuz edecek bi Sret sahibi olmak lâzımdır. — Bakalary; K alaryadan sonra Üniversi- * L1 sörnestr Üniversite masrı :elı dahil olmak îırılıl—'r:”:ıîm;; dinala 300 mark olarak hesap e- “rse aşağı yukarı 3000 mark tu- far. Buna, senede 1000 mark ta Hahsi masraf ilâve edi; ğ Mnark Eder. Musyenehar ©0 bin bin mar . ücüden muka- ka malik olmak lTâzımdı: DİŞÇİLER. — Vi Vim, sinirleri sağlam, el » eller çok Tin ve yatkın olmalı Univf—mı: B sömestr okunur. Dişçilik Öğe İ;:mı'v( ve bir muayenchane açıp başlıyabilmek — için - 15.000 Mark ister, Bu meslek, rökor te- BİS edecek derecede :r'ku—dır Meslekten li$Çi yerine her senı ü e 6-7 bi $i yetişmektedir, Haa 'i:xıl,.'[wm(;_ 'RLER. — Teneflüs varı sağlam ve mukavim, ol- I “ Maklar becerikli esaslar tesbit edildi ler becerikli, tetkik ve kombine kudreti büyük olmalıdır. Sabır ve mukavemet bu mesleğin başlı- ca evsafındandır. Tahsil müddeti 5-8 sene sürer. Masraf 13 bin marktır. İş bulmak ve muvaffak olmak ihtimali pek çoktur. ELEKTRİK MÜHENDİSLE- Rİ. — Vücud, bilhassa gözler çok sağlam olmalı. Bakaloryadan son- ra bir sene pratik staj müddeti- ni müteakip Üniversitede 8 sö- mestr yapmak ve (Doktor mü- hendis) unvanını alabilmek için de ayrıca 2-3 sene okumak lüzim- dır. Tahsil masrafı 8 bin mark kadardır. Muvaffakiyet ihtimali çok ise de bu mesleğe rağbet hü- cum derecesindedir. MÜRETTİPLER. — Sıhhati ye- rinde olmak ve bunları bir dok- tor raporile teyit ettirmek lâzım- dır. Orta tahsil, bilhassa güzel ya- zı, kıraatte iyi notlar almak lâ- zımdır, Öğrenme müddeti 4 sene- dir. Öğretme parası alınmaz. Çı- Taklara, Berlinde ilk sene haftada 460 mark, ikinci sene 840 mark, üÜçüncü sene 12 mark, dördüncü sene de 16 mark cep harçlığı ve- 5ee P harçlığı TERZİLER. — Vücut normal, Güzel ve ciğerler sağlam. Par- ve el işlerine yatkın olmalıdır. Bu san'ati inti- hap edecek gönçler bilhassa inti- Zzam ve temizliği sevmeli, çok sa- bırlı olmalıdırlar, Öğrenme müd- dati 34 sena Bu pratik staj- dan sonra terzi san'at mekteple- rinden birine devam edilirse bir Makastar olabilirler. TORNACILIK, MAKİNİST- LİK, KAYNAKÇILIK, DÖKME- CİLİK— Bu san'atlara intisab e- debilmek için lisenin orta kısmı- Di, iyi derecelerle bitirmek lâ- zımdır. Sonra, bu san'atlara gi- recek gençlerin çok sağlam bün- yeli olmaları şarttır. Pratik öğ- | Tenmme müddeti 4 senedir. Çırak- lara haftalık olarak birinci sene 3,84 mark, ikinci sene 4,80 mark, Üçüncü sene 6,24 mark, dördüncü sene de 8,16 mark verilir, —— ——— Lüks Otomobillere Veda Senelerce en lüküs otomobil- lerde gezen genç Şimdi meteliksiz kaldı Londra gazeteleri borçlarını ve- remediği için mahküm olmak ü- zere bulunan bir gencin nihayet babasının yardımile nasıl kurtul- duğunu anlatıyorlar. Londranın ! kibar mehafiline mensub olan bu genc oluz yaşındadır. Adı Gur - ney'dir, Babası da Avam Kama - rasındaki muhafazakâr — azadan albay Mayhev'dir. Bu genç babasının malik oldu- Ku servet sayesinde büyük bir iti- bar sahibi olduğu için borçlan - muş, kendini eğlenceye kaptırmış, nihayet alacaklılar mahkemeye müracaatla 3,249 İngiliz lirası is- temişlerdir. Fakat çocuğun bu parayı öde - Mesine imkân yoktu. Bir de ço- cuğun babası tarafından — ödünç verilen 2,500 İngiliz lirasımı ve - remiyeceği anlaşılmış olduğundan babası bunu istemekten vazgeç- tiğini mahkemeye bildirmiştir. A2 MİLYON er mesleğe göre en uy- Lira Kolay Kolay Yenir mi? Bir kadın kocasından kalan serveti nasıl harcadı.. İngiterede garabet göster - mek heveslileri, fantezi düşkün- leri pek çoktur. Bunlar herşeyde garabet gösterirler, Hattâ ifrata varırlar. İşte size bunlardan “ir milyon lira kadar tutan büyük bir servetle beraber bir de Ünvana kondu. İngilterenin en zengin ka- Bu kadının inadından ilk zarar nümüne: 7 Leyldi Huston, 1996 senesi ni- hayetinde öldü. Bu kadının ne zaman doğduğunu bilen yoktu. İh timal kendi de bilmezdi. Leydi Huston, 1883 de ilk defa olarak evlendi. Bu izdivaç, (Lord Bayron) nun torunlarından biri- | 'ne rastlanıncıya kadar saadet ve | huzur ile devam etti. Fakat bu on iki senelik evlili liğin temelleri, lordun güzel göz- lerinin tatlı bakışları karşısında sarsıldı. Laydi bu bakışlara da - | yanamadı, 1896 te kocasından ay- | Tıldı, Jorda vardı, (Leydi Bayron) | oldu. 1917 de, Umumi Harpte Lord Bayron orduya iltihak etti, ve ya- şıyan ölüler arasına karıştı. Karısı, yedi sene bekledi. Niha- yet ümlidini kesti, 1924 te, üçün- Cü dofa yine kocaya vardı. Liver- pol'un en zengin gemi mücehhez- lerinden Sör Rober Hustan) nun karısı oldu. 1926 da, yani iki yıl sonra ko- çası öldü ve kendisine 7 milyon İngiliz Urası bıraktı. Leydi Hus- ton, bizim bugünkü paramızla 42 İşte bunun üzerinedir ki delikan- h tarafından babasına hitaben bir mektub yazılmış ve bunda derin bir duygu ile kendisine teşekkür edilmiştir. Londra gazetelerinin adliye muhabirleri bu vesile ile genç delikanlıya birçok sualler sorarak şu malümatı alıyorlar: — Ben diyor, babama yazdığım mektupta bana gösterdiği büyük- lük dolayısile teşekkür ettim. Şu #on on senedir babamın bana yap- madığı iyilik kalmamıştır. Ken -« disine yazdım ki geçirdiğim genç lik artık harab olmuştur. Bu kılan baydğın enkazından kenı me yeni bir bina yaparak artık Babamın adına lâyık bir oğul ol- mağa karar verdiğimi bildirdim. Daha hakkımda alacaklılar tara- fından takibata başlanmadan ev- vel benim buna karar vererek çı lışmağa başladığmıı yazdım. (Devamı 7 inci sahifede) eden İngiliz maliyesi oldu. Dör | Rober Huston, ölümünden birkaç hafta evvol İngilteredeki evini terkederek (Jersoy) da yerleşti. (Leydi Huston) şu iddiada bu- lundu: ayak basmamak fikrende idi. Bu tebdilimekân kat'idir. Bu iddlanın kabulü halinde, İngiltere maliyesi veraset vergi- si olarak tamam 3 milyon lira kaybediyordu. Binaenaleyh Ley- di Huston aleyhine bir dava aç - tı. Kocasının diğer varisleri de Leydi'nin akıl muvazenesinin bo- zukluğundan bahsile mahkemeye müracaat ettiler. Hükümet dok - torları tarafından yapılan mua - yene neticesinde bu iddianın doğ- ru olduğu ve servetini bizzat ida- re edemiyeceği anlaşıldı. Fakat, Londranin en maruf a- kıl ve asabi hastahıklar mütehas- sıfları bunun aksini söylediler ve Leydi'nin akıl muvazenesinin bo- zük olmadığına dair bir de rapor verdiler. Birçok kimseler, velev ki lâti- fe için olsun (delilik) le ittiham olunmaktan müteessir olurlar, kı- zarlar. Halbuki Leydi bundan son derece memnun kalmıştı. Bu dava gö İngiliz maliyesinin vaziyeti biraz bozulmuştu. Leydi Huston, vatan- sever bir İngiliz kadını olduğun- dan bahisle İngiliz maliye nazı- ti Çürçile şu mektubu gönder - di: Milletim &ıkintıda. Ona ufak bir bir hizmette bulunmak bor dur. 1 mülyon 500 bin İngiliz lira- önderiyorum...» Çürçil bu mektubu Parlı toya bildirdi. Bütün meb'us! Leydi'nin bu,harekâtını alkışla - dılar. 25 İlkkânun 1928 de, İngiliz Ve- liahtı, maden ocaklarında çalışan amelelerin elim hayatını radiyo- da anlattı ve zenginleri yardıma davet etti. İngiliz maliyesine me- telik vermek istemiyen Leydi, er- tesi gün 150 bin İngiliz liralık bir Çek gönderdi. 1933 te, bir İngiliz heyeti sefe- feriyesi, tayyare ile Evrest tepesi üzerinde uçmak plânlarını hazır- lamıştı. Bu tasavvurur kuvveden fiile çıkarabilmek paraya müte - vakkıftı. Acele edilmez ise belki bir başka hükümet, İngiltereden daha evvel hareket edecek ve bi- rincilik şerefini kazanacaktı. Leydi Huston, bütün masrafları üzerine aldı. Onun bu cömertli - ği sayesinde 3 Nisan 1938 te iki İngiliz tayyaresi, Himalâya dağla- yanın en yüksek noktası olan E - verest tepesini, (8882 metve yük- sekliğinde) Şimali Garbi cihetin- den aşıp geçti. 1931 de maliye cihetinden el'an sıkıntıda bululnan İngiltere, Şi - nayder müsabakasına — iştirakte tereddüt gösteriyordu. Bu defa da lüzumu olan 100,000 İngiliz li- — Kocam, bir daha İ!lmlleıvyo rasını Leydi verdi. Leydi Hustan, birgün kiliseden dönerken zayıf bir kadınla iri ya- rı bir erkeğin döğüştüklerini gör- dü. Polise haber vermiye lüzum görmedi. Arabasını" durdurdu, kavgayı seyre daldı. Kadın, bu so- kak ortasındaki boks maçından ip çıkmıştı. Leydi, kendisini çağırdı, 50 İn - giliz lirası verdi. Ve şu söğleri söyledi: iz hakiki bir Bolduk cinsin- densiniz. Tebrik ederim... Loydinin nükteli sözleri, lâti - feleri pek meşhurdur. Bütün ga- zeteler bunları naklederlerdi. Löjur gazetesi, 1934 senesi 'Temmuz nüshasında, Leydi tara- fından gönderilen şu mektubu neşrediyor: Malirok ve Veligton dokların - dan kalan (Dizbağı) nişanlarına birer namzet arandığını haber al- dim. Benim dizbağına ihtiyacım var, Fakat bir tanesi işime yaramıyı cağından her ikisine birden tali - bim...> S—SON TELGRA F — 20 1 ci Teşrin 1938 Amerika İki güzel kadın nun bir takım kimselerin Nev - yorkta muhakemelerine başlan - mıştır. Bunlar Amerikanın ha va kuvvetlerine dair bir takım Çocuk inmesi ve bir hasta bakıcı kadın Avusturalyalı hasta bakıcı imtihan edildi Çocuklarda görülen inmenin tedavisi için Avustralyada hem- şire Kenni isminde bir hastaba - kıcı bir çare bulduğunu uzun za- mandanberi iddia etmektedir. Ço- cuklarda inme vukuatı İngiltere- de sık sık görülmekte olduğun - dan hemşire Kenninin bulduğu çarenin n olduğu meselesi uzun zamandanberi İngiliz gazetele - rini meşgul elmekten geri kal « mamaktadır. Söylendiğine göra Avustralyada böyle hastalanan birçok çocuklar hemgire Kenni - nin tedavisi altında iyileşmiştir. Bunu görenler hastabakıcına tam 20,000 İngiliz lirası teklif ederek bulduğu çareyi ve tedavi usulü - nü öğrenmek istemişlerse de hem- şire bu kadar büyük olan bir pa- ra teklifini de reddetmiştir. Ni- hayet hemşireyi Avustralyadan İngiltereye çağırmışlar, o da ya - nına iki de yardımcı alarak İn - Biltereye gelmiştir. Kendisine gösterilen — hastaha- nede hemşire Kenni 60 inmeli ço- cuğu tedavi edecekti. Hastahane onun emrine verilmiş, bütün has- tabakıcılar onun emrinde çalış » mağa başlamışlardır. Aradan ay- lar geçtikten sonra şimdi hasta » hanenin mütehassıs hekimleri bir rapor vererek demişlerdir ki: Çocuk inmesinin kat'i tedavisi hakkındaki hemşire Kenninin id- diası kabul editememektedir. Fakat diğer taraftan Kenninin Avustralyada zengin bir allenin çocuğunu iyi ettiği görülmüştür. Buna karşı olmak üzere bu zengin aile para vererek Kenniyi Londraya yollamıştır ve ana ora- da bir hastahane açmayı düşün- müşlerdir. Hemşire Kenni bir se- nedenberi Londrada bulunmak - tadır. Fakat, yanında emniyet et- tiği hastabakıcılar da dahil oldu- u halde hiç kimse Kenni'nin te- davi usulünün ne olduğunu bir türlü öğrenememiştir. Hemşite Kenni kendisine ame verilmesi için teşe fakat üsüllerini kim- stermediği gibi alınan ne- ticelerin de kat'i olmadığı ileri rek bu talebi kabul edil - . Fakat Avustralyada bir çok çocukları iyi ettiği gibi yu- karıda söylenen zengin silenin inmeli çocuğunu da tamamile iyi edebildiği görülmüştür. İngiliz gazetelerini sık sık meşgul eden bir bahis de budur. Si u Dünyanın en büyük kitabı nerede ? Dünyanın en büyük kitabı, Vi- yanada Dominikenler manastı - rı kütüphanesindedir. 1424 yılın - da yazılan bu kitabın boyu 1 met- ra 20 santim, eni de 95 santimdir. Bu kitaba, papasların tercümeleri| yazılıdır. Ve beş asırdanberi her yıl kalınlığı artmaktadır. HIRSIZ Senenin en orijinal romanını | So) Telgralf'di okuyacaktıız casuslar uğramış Gasusluk - SUÇU istilâsına İle muhakeme ediliyor Amerika halkı marakla bu mu- hakemenin neticesini bekliyor Birkaç aydanberi yapılan tah - kikattan sonra casuslukla maz - esrarı elde ederek Almanyaya ye- tişlirmekle maznun — bulunuyor« lar. Juhanna Hofman isminde bir kadın Almanya ile Amerika ara- sında işlemekte olan Avrupa isim H büyük bir vapurda berberlik ve kadın tuvaletlerile meşgul bu- Tunuüyordu. Dört beş ay evvel A- merikaya geldiği zaman tutulmuş tü Casus şebekesini idare ediyor diye tutulan gnas Briyel isminde bir de hekim vardır ki uzün za- mandanberi Nevyorkta hekimlik etmektedir. Bir de üçüncü vardır. Gonter ismindeki bu adam evvelce Ame- rika ordusunda imiş. Kaçmış. Ca- susları yakalatmak için Ameri - kan gizli polisi ile çalışmış. Fakat kendisinin Alman casuşu olduğu söylenerek yakalanarak mahke « meye getirildiği zaman itiraf e » derek diğer maznunları da müş- kül bir mevkte koymuştur. Oto Herman isminde diğer bir maznun daha vardır. Bu tayyare mütehassısıdır. Glaser isminde di- iğer bir tayyareci daha vardır. Lâ- kan Kat ve Senta isimlerinde iki de güzel kadın yine bu casusluk emesi içine dahildir. Ca- susluk şebekesinin merkezi Av- rupa vapurunda idi. Nevyorkta- ki doktor ile vapurdaki kadın ge- bekenin en mühim ve faal baş » ları imiş. Diğer taraftan İngil- terede yakalanmış olan Jesi Jor- dan isminde bir kadın aylarca ev- vel muhakeme edilmiş ve ©o za- Tman «Son Telgraf» buna dair taf silât vermişti. Jesi Jordan İngil- terede berberlik ediyordu. Fakat (Devamı 7 inci sahifede) Ortadan Kaybolan Kâtip DN reny—olunda ölü bulundu KASİYE P. - O. Suvazi - 'Tö - Ruva şube- wi şefi Bernar, telefonun çaldığı- nı işittiği zaman saat 21 i 50 geçi- yordu: — Çabuk Albon'a geliniz, İstas- yonun iki yüz metre ilerisinde 1 w 2 numaralı bat üzerinde tefessüh etmiş bir ceset bulundu... Bernar, derhal vak'a mahalline gitt. Kanlı bir okrak cüzdanı ile kafatası parçaları, tefessüh etmiş bir ceset bulunduğunu söylediler. (Devamı 7 inci sahifede)