20 Ekim 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

20 Ekim 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Esnaf meseleleri C tı_ı_z zümreden mürekkeb bir cemiyet: adeni sanatkârlar cemiyeti ŞHer sene bir sergi açılacak *Madeni san'atkârlar cemiyeti> tibi umumisi Cemal Akyüz ce- iyetin umumi faaliyetini anla - — İstanbul madeni san'atkâr - ir Cemiyati üçüncü yaşına bası- ir. B00 azası vardır. Bu cemi - le mensub san'atkârlar şunlar- Demirei, tornacı, tesviyeci, ba- ifcı, dökmeci, motör ve makine mirelleri, elektrikçi, kaynakçı, İkelâjcı, emayeci, karyola, kan, » terazi, keser rende, değirmen patlar, —müslükçü, — küyamcu, tçi, sobacı, kalafatçı, Taspacı, zancılar, kızakçı, madeni eşya brikaları işçileri, tenekeci, sa - Madeni eşya ile elektrik le. ücarethaneler ehKi b bilümum demırm TC ildir. İşte ı_ıu Muazzam sanayi gütle- hin dileklerini dinlemek kava . İ mevzua — dairesinde mercit dine iblâğa delâlet etmek, has - K Vefat yahud sair esbabı fe- et dolayısile mühtac olanlara ddim etmek ve bunları vaktinde ber almak için İstanbul on man aya taksim edilmiştir. Bu mın- alarda seçilen usta ve işçiler untakasındaki Vatkâürların di- erini derha he bildirir. Mıntaka Bğrudan doğruya kendi Ket edemez. Beh, ü heyeti idare Biyet kâtibi um P lııuı Ve Cemiyetten alacağı ta- " ve hükümetin - tebligatını kit ve Zamanile mınt: E taman ntakasındaki ya bildirir ve iktısadi hale gof EYELİ Merkeziye ile muhabere derayı ha-; emehal keyfi- riyasetine veya HY teşkilâtamız vardır. n Maada umum — cemiye " et 'dimile yapılan bir de PLI:: Şardır. Burada da çok değerli loktor! tanbulda dört baş 1 Son sistem vardır, Bütün esnafı ledecek bir yerde bulu « Töntken cihazımız in bukuki işlerini © de danışma bürosu Bidir. tsnafın her tü skülâtını halleder, her ıuıı:î: üKi işlerde yol gösteri vckâıeıvuedin:ğ“'"" icabın- Esnafın bi h y ütün ( biniçin Bi Glün ihtiyacatımı te « de kooperatif muka « lesi yaparak İktısad Vektiletine sanayli işçileri| €tmiyet merke - | heyetleri | önderdik Vekâlet mukaveleyi Matgüzel Ustasının Mukabelede bulundu Bir iki el enseden sonra; Arna- idoğlu hasmının — anladığından ha ziyade hızlı bir pehlivan ol- iğuna kanaat getirdi. Mustafa; durmadan, hasmının larına saliyor, Arnavydoğli 5 u boyundurukla Hamlacıyı yıl- lrmağa savaşıyordu. Hattâ; bir aralık öyle bir bo- "hl:oyundumk vurdü ki; za- ustafanın hırıltısı tâ, Çağ- yandan işitildi. b Hat Hamlacıyı bu halde bo- ĞN muvafık gördü. Bu kooperatif gir- kete kayıdlı azasına lüzum gör - düğü eşya üzerine satış yapmak ve icabında hesabı cari üzere be- dellerini taksitle alacak ve hü - kümet münakasalarına girerek a- lacağı işleri mütehassıs sanayici - lere yaplırmak ve san'attan ol - mıyan müteahhid ve mutavassıt- lara iş verdirmiyerek hem san'at- kârlara iş temin ederek işsiz bı - | rTakmamak ve hem de san'atlan olmıyanlar tarafından yapılıp ha- | zineyi izrar edenlerden kurtarmak ve icab ederse ortakların maişet - lerine aid ihtiyaçları da temin e- decek ve senede bir defa demir sanayicilerin yaptıklrı iaşlerden sergi açacaktır. Son çıkan muamele vergisi ka- nunu demir sanayicilerini de e- | peyce telâşa düşürerek 200 e yakm| motörlerini söktüler. Halbuki he- yeti idare derhal harekete geçe - | Tek Nafıa Vekâletine motörlerin | kaldırıldığını ve defterdarlığa da 2430 numaralı kanunun - birinci maddesinin A fıkrası ve teşviki sanayi kanununun birinci mad - desine göre 29/7/938 tarihli tamim Mucibince bir kısım demir sana « yicilerinin muamele - vergisinden istisnası ve bir kısmının maktu Vergiye tâbi tutulması ve ayrıca da mufassal bir rapoar da sanayi Müdiriyetine yazıldı. Yapılan bu Müracaatlar alâkadar makamlarca nazarı dikkate alınarak Ankara - dan şehrimize gelen - salâhiyettar heyet diğer sanayicilerle demir sanayicilerin şikâyetlerini din - lemek ve lâzım gelen muamele - nin ifası için cemiyetten dört ki- | şilik bir heyet istediler. Bu heyet Ankaradan gelen heyet ile birlikte dükkânları dolaşarak bir kısmını Muamele vergisinden istisna ve bir kısmını da maktu vergiye tâbi | tutuldu. Bundan maada yine An- karadan şehrimize gelen İktisad Vekâleti sanayi müdiri umumisile do temas ederek maktua raptedi- lenlerin de bir kısmının vergiden affını istedi. Vakıa her işe başlandığı zaman güç görünür, Lâkin başlamadan evvel iyice — düşünülür ve ka - rar verdikten sonra başlanan iş- lerde evvelâ azim ve sonra fera- gati nefis ile hareket edilirse yüz- de yüz işe muvaflak olunur. İşte nümunesi esnaf hastanesi. Cemi- yetlerin ufak yardımile ve müte- şebbislerin azim ve feragati nefsi ile çalışmaları bu modern hasta - neyi vücude getirdi. Bu yardım bu sene daha ziyadeleştirilerek pek yakında daha büyük teşkilât-| lara başlanacaktır. heyecanına tutamıyarak hafifçecik derinden bir nefes alarak bağırdı: — Gözü kör olası heril! Bak Renç ve körpe çocuğu nasıl boğu- yor?. Matgüzel; şıstasının heyecanına mukabelede bulundu: — Ustam, ne oldu? — Kız, görmüyor musun?.. Mus tafayı boğuyor.. Mat güzel, sanki; Mustafayı gibi davranarak sor- | yan Edirne - Gelibolu şesesinin | Büyük Sanayi Müzesi Müzede eski eserleri- mizin tekâmül safha- larıda gösterilecek Ankarada kurulması kararlaş- tırılan büyük Sanayi Müzesi için; eski Türk san'at eserlerinin nasıl yapıldığı ve eskiden dedelerimi- zin kullandıkları — avadanlıklar hakkında alâkadarlardan — malü- mat istenmiştir. Ayrıca Avrupadaki Sanayi mü- zelerinin rehber . kataloğlarmın getirilerek tetkikler yapılmasına teşebbüs olunmuştur. İktısat Ve- kâleti bu müzeyi önümüzdeki yaz mevsimine kadar açmağı arzu et- mektedir. Müzede - bilhassa — oymacılık, kakmacılık, çatmacılık, kabart - macılık ve sedefçilik gibi küçük san'atlara yer verilecektir. Ayrıca en eski / san'atlarımızın şimdiki tekâmülüne kadar geçir- miş oldukları muhtelif safhalarla bunların teferriyü canlı ve esaslı bir şekilde müzede tebarliz ettiri. Tecektir. ——— Edirne Gelibolu Yolu Esaslı surette yapılıyor Edirne Akdenize bağlanıyer İstanbul - Londra asfalt yolu- nun Burgaz - Kuleliköy arasında- ki kısmında da inşaat faaliyetine başlanmıştır. Diğer taraftan Trakyayı ve E- dirne merközini Akdenize büğlı- yeniden yapılırcasına tamiri de | kararlaştırılarak hemen faaliyete geçilmiştir. Bu suretle Trakya mallarının İstanbula getirilerek buradan va- purla ecnebi memleketlerine gön- derilmeleri için kaybedilen za- man yeni şose sayesinde kazanıla- | cak, yani bunların; yeni soşe ik- mal edilince doğrudan — doğruya Geliboluya sevkolunarak oradan vapurla ecnebi llmanlarına gön - derilmesi kabil olacaktır. ——— ——— her şeyi hükümetten beklemek doğru değildir. Biz de çalışmalı- yız Şayanı teşekkürdür ki gerek maliyeden gelen heyet ve gerek İktısad Vekâleti sanayi müdiri umümüsi Türk — san'atkârlarıın Atatürk rejimine minnet ve bağ- llılarını bir kat daha — arttıran samimi ve dürüst harcketleri ve sanayi kalkınmamız yolunda biz- leri irşad ve tenvir eden yüksek direktifleri karşısınnda kendile - rine Türkiye umum demir sana - yicileri namıma saygı ve teşekkür-| lerimizi sunmağı da vazife biliriz.| — Mustafa da kım oluyor? — A; kız, Hamlacı - Mustafayı tapımıyor musun?. — İlâhi ustam; nereden tanıya- bilirim? (Baba değil adeta Canavar Kendi kızının ırzına tasallut etmiş Kızına fena hasta- lıkta aşılamış 13 yaşında bulunan Pakize is- minde bir kızcağız, evvelki gün İzmir zabıtasına müracaat ederek korkunç bir iddlada — bulunmuş- tur, Bu iddiaya göre zavallı yavru- cuk; kendi öz babasının şeni bir tecavüzüne uğramış ve neticede kötü bir hastalık almışlır. Müşte- ki kızın şikâyetinin - hemmiyetle başlanmıştır ği Nevyork Sergisi Hazırlıkları İSergi komiseridün Nevyorktan geldi Nevyorkta açılacak beynelmi- lel sergide memleketimizi temsil edecek paviyonun ilk - hazırlıkla- rile meşgul olmak üzere Nevyor- ka giden merzkür sergi komiseri Suat Şakir dün sabahki ekspresle şehrimize dönmüştür. Mumaileyh ile birlikte Ameri- kaya gitmiş olan mühendis Ser- vet Muhtar ile Bay Sedat Hak- kı da ayni trenle gelmişlerdir. Bay Suat Şakir dün Sanayi Bir- liğine gelerek bir müddet meşgul olmuştur. Murmileyh sergi hakkında İk- tısat Vekületine izahat verecek ve yakında tekrar Nevyorka — gide- da ayni trenle gelmişlerdir. cektir. Serginin küşadından biraz ev- vel münevver ve tam Türk tipi Bayanlarla genç erkekler ve mü- tehassıs aşçılar, muhtelif san'at- kârlarımız. buradan — Nevyorka gönderilecek ve her birine pav- yonlarımızda muhtelif vazifeler verilecektir. İnhisarlar idaresi de bazı satış ve reklâm memurlarını — gönde - recektir, Adliye müsteşarı Edirneden döndü Adliye Vekâleti müsteşarı Ha- san Seyfettin şehrimizden Edir- neye gitmiş ve orada yeni cezaevi ile çocuk ıslahhanesini ve diğer adli müessescleri ziyaret ve teftiş etmiştir. Mumaileyh Edirnede 2 gün kal- dıktan sonra tekrar şehrimize dönmüştür. teiğimin Bursadaki kurs İhracatı kontrol altına alınacak olan yapağı ve tiftik maddeleri |- çin açılacağını haber verdiğimiz kurs dün Bursada Merinos fabri- kasında açılmıştır. Bu kursa 5 i şehrimizden ol- mak üzere 10 kontrolör iştirak et- miştir. Kurs 2 ay devam edecek- Güreş, kızışmıştı. Bur saat ol- duğu halde; Arnavudoğlu, bir ke- ve dahi olsun Hamlacıyı bastıra. mamıştı. Mustala; canını dişine takmış” — Kız; daha dün bizi buraya getiren kayıkta kürek çeken #- dam.. — Bilemiyorum ustam! — Kız; ne dikkatsiz insansın? — Ustam; etrafımıza bakmak haddimiz mi? Diyerek lâfı kesti, Fakat; Mat güzelin, kalbi sızlamıştı. Camı gö- mülden sevdiği Mustafasını kör o- lası hasmı boğuyordu. Hattâ; balkonda bulunan Sul- tan Aziz; Arnavudoğlunun Ham- lacısını fena halde boyundurukla boğduğunu görünce sinirlendi. Ya nında bulunan satıcı Fahri beye: — Git söyle şu Kastamonuluya boğmasın hasmını... Arnavudoğlu; aslen Kastamo - mulu idi, Fahri bey güreş yerine yenilmemek için gayret ediyor- du. Güreş; akşam ezanını - buldu. Hattâ; Arnavudoğlu bir çalınişa getirerek, hasmını altına aldığı halde; bir şeycikler yapamadı. Sular kararmıya — başlamıştı.. Sustan Aziz; güreşi berabere uyır« maları için irade etti. Suyircilere, pehlivanlars, ak- şam yemekleri verildi. Bu hal her vakit için Padişahin âdetle - rinden biri idi. Hangi tarafa sal- tanat binişi yaparsa, Mmuhakkak orada binlerce halk toplanır, öğle, akşam yemekleri yerlerdi. Halk, horoz, koç, deve, pehli - 'van güreşleri seyrederler ve tabla, çayırlar h T alâkadarlara Esnaf yeni karardan memnun olup hükümete teşekküre karar verdiler Müuamele - vergisi kanununun tatbikı esnasında karşılaşılan ba- n güçlükleri hal maksadile şehri- mizde, bir müddet evvel tetkikat- ta bulunmuş olan mali bir heye- tin yaptığı incelemeler neticesin- de mühtelif esnaftan bazılarının vergilerini maktua rapt ve bazıla- gının istisna edildikleri malüm- dur. Bu vaziyetin son - safilısını bildiriyoruz: Muamele vergisi kanununun S fıkrasile verilen salühiyete müs- teniden, muharrik kuvveti 5 bey- gire ve çalıştırdığı işçi sayısı en fazla ona kadar olan, ağaç sanayi- ile meşgul bulunanlardan torna- cılar, oymacılar, sepetçiler, par- maklık yapanlar, tezgühçılar, fı- çıçılar, sandıkçılar, ambalâj san - dığı yapanlar, oyuncak yapanlar, manken yapanlar, kürekçiler, kuş kafesi yapanlar, tahtadan küçük ağaç eşya yapanlar, (Porografiz-) kutucular, çıkrıkçılar, tavla ya- panlar, takunya yapanlar, mekik yapanlar, araba tamir edenler, kundura kalıbı ve ökçesi yapan - tarihi olan 16-7-938 den itibaren Dün akşam üzeri Samatyada bir facia olmuş, ihtiyar bir kadın evinin üst katından düşerek ağır gürette yaralanmıştır. Samatyada Hacı Hüseyinağa mahallesinde Cami sokağında 22 numaralı evde oturan 65 yaşla- rında Virjin isminde bir - kadın dün akşam üzeri ailevi bir me- gele yüzünden evdekilerle kavga etmiştir. İhtiyar kadın kavgadan sonra sinirli halile üst kattaki pencerelerin camlarını silmek is- temiş, fakat müvazenesini kaybe- derek sokağa düşmüştür. Muhte- lif yerlerinden ağır surette yara- lanmış olan ihtiyar kadın ümitsiz bir halde Balıklı Rum hastanesi- ne ki aldırılmıştır. BU DA BİR BAŞKASI Dün sabah Galatada da bir fa- cia olmuş, Mehmet oğlu Mehmet isminde biri Galatada Kefeli ha- nin üçüncü katından kazaen dü- şerek ölmüştür. Pat ea Fransız ataşemili- teri Bursada Fransız ataşemiliteri evvelki gün maiyetile birlikte şehrimiz- den Bursaya gitmiştir. Orada bir müddet istirahat ede- eektir. lerin başına geçerek, bol bol ye- mek yerlerdi. * Sullan Aziz; Çağlıyan köşkün- de üç gün üç gece kaldı, Bazı ge- celer, kâğıdhane deresine kayık- larla çıkarak mehtab — gezmeleri yapardı. Bir akşam; mat güzel, Arzıniyaz ve kızlarağası olduğu halde; ba | iradei seniye mehtab gezmesine çıkmışlardı. Silâhdarağaya kadar yavaş yavaş gelecekler ve yine avdet edeceklerdi. Hamlada Mus- tafa Pehlivan vardı. Hamlacının yüzü, ensesi tırmık yarası içinde idi. Mat güzel; irmeden, üşıkını göz kuyrüğile yokluyor. onun ya- ralı vücudünü gördükçe keder du-) yuyordu. Mustafa; gözdeyi, ancak iki de- facık gözile yaklamıştı. bi baka - İktısadi meseleler Muamele vergisi Son ve kati karar dün lar, heyeti vekile kararile mua- | mele vergisinden, kanunun neşri | Feci bir Kaza Sinirli Sinirli iş yapan| kadının başına gelenler| —O AA a —e tebliğ edildi istisna edilmişlerdir. Bunların ha- ricinde kalan marangoz, doğra - macı, baston yapanlar, kereste bıçkıcıları, karüseri yapanlar, san dalye yapanlar, metre yapanlar, araba başlığı yapanlar, motör kas- nağı yapanlar, korniş yapanlar, tahta zimpara yapahlar da Ve kâletin karasi mucibince maktu muamele vergisine raptedilenler meyanında araba tamir edenler- le.kundura kalıbı ve ökçesi ya- panlar da bulunuyordu. Bilâhare Muamele vergisinden istisna edi lenler meyanına şu üç san'at şu - besi de ithal edilmiş oldığtundan, takdir edilen muamele - vergileri tabiatile kendilerinden tahsil e- dilmiyecek ve hattâ bunların (- çinde vergi taksitini ödemiş olan- lar varsa, vermiş oldukları vergi- nin kendilerine iadesi lâzım gele cektir. Öğrendiğimize göre, Marangoz- lar Cemiyeti, ağaç sanaylinden | yirmi san'at şubesi gibi mühim bir zümrenin muamele vergisin- den muaf tutulmaları - dolayısile, esnafın memnuniyet ve şükranla- rını bildir. üzere hükümete | | teşekkür karar vermiştir. Küçük / Bir katil ' Bursadan buraya gönderildi İstanbul Tıbbı Adli müessesesi- ne Orhaneliden küçük bir. katil gönderilmiştir. Orhanelinin Elmaağacı köyün- den ve Hüseyin isminde olan bu çocuk; ayni köyde gece vakti hay- vanlarını beklemek üzere yaktığı ateşin yanında uyumakta olan 15 yaşındaki Hasan ismindeki arka- daşına bıçak$ı hücum ederek öl- dürmüştür. Evvelki gün Bursa A- ğirceza malikemesine verilen kü- çük katil; celse esnasında — garip Bgarip konuştuğundan akli tmüva- zenesinin tesbiti için şehrimiz ad: N tip müessesesinde muayene ve müşahede altına alınmasına lü- zum görülmüştür. Eski SeR Zimmetler 1927 mali yılı sonuna kadar ta- hükkuk etmiş olan mal sandıkla- Ti ve mücssesat eşhas zimemi he- saplarında kayıtlı paraların bazı- larının terkin olunması Maliye Vekâletince kararlaştırılmıştır. Müliye Vekâleti bu terkini ya- pabilmek için vilâyetlere bir tâ- Mim göndermiş ve 2 nciteşrinin 15 ine kadar bu gibi zimmetlere ait cedvellerin yollanmasını iste- Mmiştir. Ve ne de mat güzelden çekindiği yoktu. Bir aralık, hazinedar mat Büze- Tn kulağına — eğilerek — üsületle gunları fısıldadı: — Dilşad; işte, dün güreşen Mus| tafa karşımızda kürek çekeri a - damdır... — Bakmadım; hem nası! baka- bilirim ustam.. Ne haddime. Ve hem de ne üslüme vazife... — lâhi kız... Bundan ne çıkar? — Bak bir kere;ne Yyiğit deli - kanlı gö — Emir ustamındır. Fakat; mü- saade buyurunuz imkân yok ba- kamam.. — Neden korkuyorsun? Yanında! ben varım... — Evet; hiçbir şeyden korkmu-| yorum... Çünkü; ustam yanımda- dır. Lâkin; hamlacıyı bilmem; ta- nımam neye yarar.. ğ Jevamı var) Goönçlik ve nasihat Son çıkan «Gençlik- gazetesin- de «Gençlik ve meslek, - başlıklı bir yazı var, Burada deniyor ki *umumiyetle iki türlü tip vardır: *Ülkücü, rahatçıs birinciler zeve ki, ideali için esas olurak kabul edenlerdir; bu gibilerin arzuları şahsi zevkleri için şeref ve şöh » retlerini veya feragat ve fedakâür- lıkla çalışmayı asıl olarak düşü » nürler. İkinci grup ise çok para kazan- dıran meslekleri tercih ve intihab İdealistlerin intihab ettiği mes- lekler: Öğretmenlik, subaylık, rese samlık, heykeltraşlık, muharrirlik, musikişinaslık ve sairedir. İkinci grup ise ekseriya şu meslekleri “seçerler. Tüccarlık, san'atkârlık, çiftçilik, mühendislik, mimarlık, — Sişçilik, gezacılık » ğ Evvel beevvel şu yazıda mex - lek ile san'atın halt edilmiş oldu- Kunu görüyoruz. Ressamlıkla heykeltraşlığın ide- alist grupuna, mimarlığın para kazandırıcı grupa tefrik ve tasnif edilmesi dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş şey değildir. Zira re- simle, heykeltraşinin veya mima- rinin kabiliyet ve feragatle ne ka- dar alâkası varsa para kazanmak- la da o kadar bir ilişiği bulunma- ması iktıza eder. Her sınıf veya her meslek para getirebilir. Büyük bir abide yapan heykeliraş yüphe yek ki iki katlı bir apartıman mi- marından fazla kazanır. Bir kon- serini bin liradan aşağı vermiyen musikişi şüphe yok ki meybanelerde tabak dolaştırarak üçer kuruş sadaka toplıyan ud - cudan fazla kazanır. İkinci grubdu bir de ssan'at « kârlık tabiri vardır ki eğer bırfet kelimesi yerine kullanılmışsa res- samlara, heykelüraşlara. mimar - lara veya musikişinaslara nç de- mek Jâzeım gelecek. Gerçi san'atla, güzel san'atları birbirinden tefrik için başma bir «güzel, kelimesi koymak kâfi ge- liyor amma. Kunduracıya xan'at- kâr dersek, heykelüraşa «güzel san'atkâr» mı diyeceğiz? Her meslek veya her san'at er- babı işinde idcali ve sonsuz bir ça- lışmayı göze aldıktan sonra hatta yazıcılıkta olduğu gibi hepsinde de kültüre ehemmiyet Körürik k- zanç ve şöhret onun peyki alur. Yoksa iflâs eden tücc, ölen kunduracı, öküzleri ren, tarlalarını kurutan çiftçi, 6- cağına incir dikilmiş mimar ve dişleri sökülen dişçi nadir misal- lerden ber şeyin başında değildir. Fakat muvaffak — olmuşları da « kadar — çoktür ki — bütün bun « lara ceffelkalem - sücüncü> ta » birini reva görmek insafın harcı değildir. Biz bu işi anlıyamadık. Neden heykeltraş ülkücü, mimar veya dişçi rahatçıdır? u Her şeyin başında, hotta şu sgençlik ve meslek» hakkında ya- zi yazmak için bile açalışmak ve kültür sahibi olmak» lâzımdır. HALK FİLOZOFU İ Birimizin derdi Hepimizin derdi | Gene tramvay derdi Bir kartimizden —aldığımız — mektubda tramvay servislerin. — den şikâyet edilmektedir. Ka - Tümiz mekteblerin açılması ü- zerine halkın iş ve gücüne git- — mesinin zorlaştığım yazmakta ve sabahları saat yedi buçukla dökuz arasında daha fazla ara- — ba işlettirilmesini temenni et- mektedir. Filhakika bu saatlerde bil « hassa Şişli ve Maçkadan İstane bula giden tramvaylarda yer bulmak bemen tamamile im - kânsız olduktan başka ayakta gitmek için de mutlaka bir kaç tramvay beklemek Jâzıma geliyor. Bilhassa bu hal Maçe — kada daha fazladır. Belediye şirketler komiser « liğinin talebe saatlerinde Maç- kaya daha fazla araba işletme- ederiz, K

Bu sayıdan diğer sayfalar: