14 Ekim 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

14 Ekim 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Memleket meseleleri Çok çocuklu Köylünün san'at, çift ve geçim 4 öletleri İle iş sermayesi haciz edi — öylüden h le paracezası alınacak Köylerin müşterek işlerinin, köy- ilere tahmil ettiği vazifelerin vak- de ifası ve bunları yerine getir- istemiyenler hakkında alına- tedbirler için hükümet 'yeni koyan bir proje hazırla- tır. Projeye göre, muhtarın nek ve encümen azalarının, köy min vazifesinden doğan vazife yaparken meydana tlen suçları hakkında kanuni ta- bat yapılması memurların muha- neleri kanım hükümlerine tâbi Muhtar, dernek, ve encümen a- (K arı hakkında kanuni takibat va- ve kaymakamın emrile yapıla- ve lüzumunda vali ve kayma- ım tarafından bunlara - işten el irilebilecektir. Eli işten çekti. İlen muhtarın yerine dernek aza- rınin biri vali veya kaymakam öy Sanırları içinde etrafı kapa. 'olmıyan yerlerde başı boş :: salmak yasak olacaktır. Yal « IZ köy derneğinin karar verdiği simlerde ve yerlerde haşıboş iyvan bırakılabilecektir. 'RA VE HACİZ: #ü Sıra göz önünde bulun- N îılmnımıq,üaeı, Almanyadan alebe Geliyor ' . ktisadi tetkilker yapacaklar bİL 16 ikinci teşrinde Berlin Ulümu İyasiye —mektebinden 10 kiştlik ı;uıetu- Burupu İktisadi tetkikler ulunmak üzere şebrimi #klerdir. ea 2 Düçenin reisliğinde bulunacak Alman talebelerinin istikbal ve eıdır_ıımeım için «Üniversite ge- ve ağırlama bürosu» tarafından Program hazırlanmıştır. Bu program mucibince İnhisar- idaresinin fabrika ve atelyeleri belediyeye ait iktisadi mü Mmüesse- T ziyaret olunacaktır, e ahrukat kanunu nizamnamesi !.'kmmu Bakanlığı, yurtta taş tömürü kullanılmasını teşvik et- k ve bazı esaslarla bazı muh . alarda taşkömürü kullanılma- ııı :;:l;ı:: kılmak üzere kabul e mahrukat kanununun kanunun tatbik ı;ıunı Binez bir de nizamnaı tırlamaktadır. 'Me projesi ha. Taribi tefrikası No, 124 atgiizel padişahın — Kız, sırtındakini at da şö Şanıma gel bakayım. ti C—_vrmdo; bu irade üzerine da- â ziyade heyecanlandı. ğ he var, ne SAati lendi. Pai he yok soyunduktan sonra; isinin yanına gidecekti. 4 Çırçıplak karyolaya u- elesi n İ / göğsü, bir aslan çi Bibi dimdik duruyordu. eşMidbi narin ellerini e si ; mlari- tteklerine götürdü ve altlan e doğru Yavaş yavaş kaldırdı. bir parça daha kaldırdı. Kal- lemiyecek angi haller- |kira gibi gelirler, sonra fazla zati İve ev eşyaları; daha sonra geçin - ime, sanat ve mesleğine lüzumu ol- mayan eşyalar ve hayvanlarla çift hayvanları, damızlık hayvanlar, zi- Taat âletleri ve makineleri, yemlik, ve tohumluklar, sanatkârın sanatı- M icraya mahsus bütün - âletleri, iptidaf —maddeleri, sanatını - işlet | Mmekte zararı olan miktarlardaki | Mütedavil sermayesi - satılamıya - '€5k ve ahnamıyacakur, | En sonra bağ, bahçe, çayır, arsa, aru, orman ve tarla gibi toprak- lar ve dükkân, değirmen, mağaza |Eibi emlâk (Kendisine, ailesi efra- dına kâfi odaları ve müştemilâtı havi ev ve hayvanlarına yetişecek ahır, samanlık ve ağıl gibi kendisi- Din ve ailesinin geçimi için lâzım Jolan ve 2510 sayılı iskân kanunu- nun gösterdiği iskân istihkakından |3Sağı düşmiyen topraklar satılamı- Yacaktır.) Her borçlu için satılabilecek top- JFak ve binalar hakkanda bağlı bu- PHunduğu idare heyetinin bir ds- |kân haddinden fazla» karar vermiş Jolması şart olacaktır. İerada bu sı- TAyI gözetmiyenler hakkında ka - (Huni takibat yapılcaktır. Gümrüklerde Yeni bir kolaylık İthalât Eşyası için yeni formül'er konuldu * Gümrüklerde yeni bir kolaylık Yapılmıştır. İthâlât — eşyası için mevcud . kayıdlar değiştirilerek yeni bir formül konulmuştur. Bu yeni şekle göre gelen eşya klering. anlaşmamız olan memleketlerden lel(ı)'ıırsa Morkez Bankasının mu- Vafakati alınmak, resim tenzilâtı Yapılmamak şartile ve bir miktar depazito alınarak merkezden s0- Tulmadan eşyanın geçmesine mü- saade edilecektir. Gelen eşya, serbest döviz. ve- rilen memleketler — menşeli ise, kambiyo idaresinin muvafakati a» Tinmak şartile ve gene bir miktar ;üitpnıiw alınarak ithal edilecek - | Eşya, hususi takas anlaşmamız bulunan veya mecburi takasa tâbi tutulan memleketlerden — geldiği takdirde takas tetkik heyetinin muvafakati şartile gene ayni şart- larla muameleye tâbi tutulacak - Yeni Türk Eminönü Halkevi — tarafından ayda bir çıkarılmakta olan Yeni mecmuasının 70 inci sayısı zengin münderecatla çıkmıştır. Yazan: M. Sami KARAYEL çeşmiâba göster- kaya fena halde sinirlenmişti çalarına geldiği zaman biraz du- raladı. Bir an için, hicab duydu. Lâkin; ne yapabilirdi? İradei Pa- dişah böyle idi, Sultan Aziz; Çeşmiâbın soyu - nuşuna, şikârina saldırmak üzere çalılıklara siper almış olan bir kaplan gibi dikilmiş duruyordu. | Mat güzel; inkisarı hayale uğ- Tamıştı. Birdenbire odaya gelen, ve efendisinin emrile soyunmuya başlıyan Çeşmiâba dikkatle ba - K allelere yardım Kontrol şiddet- | lendirilecek Sıhhat ve İçtimal Muavenet Vi kâleti çok çocuklu annelerinin mükerrer müracaatlarına meydan verilmemesi Ve bunların para mü- kâfatı hakkında bir tamim neşre- dilerek alâkadarlara göndermiştir. Umumi hifzissihha kanununun 156 ıncı maddesine tevfikan bu ka- 'nun neşrinden sonra sağ çocuğu al '& veya altıdan fazlaya baliğ olan annelere verilmekte olan para mü- kâfatı için müracaat ettikleri gö- rülmektedir. Sıhhat Vekâleti gön- derdiği bu tamamile alâkadar me murlara müracaatları iki defa ve sıkı surette kontrol etmelerini bil- dirmiştir. Bundan başka mükâfat havale - leri gönderilen annelerin veyahud çocuklarından herhangi birisinin ölmesi yüzünden bazı vilâyetlerce mükâfatın tediyesine tereddüd edil-' mekte ve keyfiyet vilüyetten soru- | larak işin uzun bir zaman sürün- | cemede kalmasına sebebiyet ve - rilmektedir. —Kanuna göre ölen annenin bütün hakları mirasçı - larına intikal etmektedir. Bu mü-| nasebetle mükâfatı gönderilen an-| nenin vefatı tarihi müracaati ta- | rihinden sonra vuku — bulmuşsa mükâfatının konması mirasçıları na tediyesi ve yahüd çocukların - | dan birisinin vefatı halinde de ge- ne mükâfatın anneye verilmesi lâzımgediği de gene bu tamimle alâkadarlara bildirilmiştir. Yaş sebze ve meyva Satış birliği İlerde bir umum mü- dürlük e acak Yaş sebze ve meyva işlerile uğ- raşmak üzere kurulduğunu haber verdiğimiz yeni teşekkül; «Yaş meyva ve sebze tarım satış koo- | peratifleri birliği» namı «ltında | faaliyete geçmiştir. Merkezi İstanbulda bulunan bu kurumun, ortak - kooperatifleri; «Uzunköprü kavun ve karpuz sa- tış kooperatifi», Dörtyol portakal tarım satış kooperatifi», «Karabi- ga kavün ve karpuz tarim satış kooperatifi» dir. Birliğin; satışıyla uğraşacağı mahsuller; yaş meyva ve sebzeler- dir. Birliğe bağlı kooperatiflerin her bir ortağını, her yıl istihsalâ- tının tamamını; birliğin adına ha- zır olarak bulunduracaktır. Birliğin; ilerde diğer yaş mey- a ve sebze kooperatifleri de kur- ması kararl ştar, Bu suretle teşkilâtı bütün mem- leketimize teşmil olunacak ve .Yaş meyva ve sebze teşkilâtı u- mum müdürlüğü: kurulmuş ola- caktır. Birliğe giren ortaklar; ilk defa olarak 5225 er lira tediye etmiş- lerdir. | y ğenıiı Kadrolar geldi EKcnebi ve ekalliyet mekteble - rinde çalışan muallimlere ald ye- ni kadrolar da dün Maarif Vekâ- letinden Maarif — Müdürlüğüne tebliğ olunmuştur. Demek Padişah; yalnız kendi- sini değil, çeşmiâbı da çağırmıştı. Öyle ise; efendisinin gözü bu kıza takılmıştı. Havuzda önüne geç - mek istediği ve hatta; çılgınca ve yapılması her türlü hicabın ha - Ticinde olan hareketlerle önlediği bu kız, şimdi yine karşısına di - kilmişti. Mücadele devam ede - cekti. Mat güzel Padişahın bu haline fena halde sinirlenmişti. Buhran geçirmeğe başlamıştı. Kin, ada - vet hisleri bütün vücudünü istilâ etti. Çeşmidilin, yerden göğe ka- dar hakkı — vardı. Bir gün gelip muhakkak kendisi de o derekeye düşecekti. Derecesiz haris, ve his- siz bir efendi karşısında uzun müddet tutunmak imkân baricin- de idi. Padişah; nekadar kendisini severse sevsin... Gözü önünde bu şekilde hareket etmesi vicdansız- hktı. Kendisi azami surette efen- disini tatmin ettiği halde daha hâ- H aç gözlülük göstermesi alçak - | saade edilmiyecektir.» ğâ'ğ’i“.—l— ai Ondüle makineleri Dünkü gazetelerden birinde tu- haf (Belki bana tuhaf gelen) bir havadis gözüme ilişti. Bu havadisin cidden tuhaf olup olmadığını anlamanız için gözü- züm: lüle makinelerinin mühen- dis mektebine günderilerek orada müayene edilmelerine karar ve- rilmiştir. Fenni mahzuru görülen makinelerin kullanılmasına mü- Ne dersiniz bu havadise?, Tu- haf mi, yoksa mı öyle geli- yor?, Kadınların — tüvalet — işlerinde kullanılan ondüle makinelerinin şerrinden kurtulmak için bu ça- reye başvurulmuş. Bu, yalnız bu kadarla kalmayıp bir de bususi ve mütehassıslardan kurlan bir heyet tarafından mu- ayene edilmiyen endüle makine- leri kullanılamaz - denilir. - Biraz sonra da saç biryantinleri, berber- | lerin kullandıkları makas ve ta- raklar, tuvalet aynalarının - da mütchassıs heyetler tarafından tetkik edilmedikçe kullanılamıya- cağı ilân edilir ve o zaman kadın tuvaletine ait alât ve müstahzar ti kontrol edecek bir teşkilât lü- zım gelecek galiba?.. Bayanlar darılmasınlar amma, tuvalet işleri epeyce bir külfet o- Tuyor ve andüle makinelerinde ol- duğu gibi bu vazife erkeklerin sırtına yükleniyor. BC Bağçeli evler Konoperatifi Maha lesi Ankara, 13 (Hususi) — Çiftlik yolunda yapılmakta olan Ankara bahçeli evler yapı kooperatifi ma- hellesinin inşası çok ilerlemiştir. Evvelce de yazdığımız gibi, mahal- | denin, Cümhuriyet bayramında, bü- tün sahipleri evlerinde olarak, a- çılış resminin yapılması kararlağ- mış olduğu için, o tarihe kadar bü- tün evlerin sahiplerine teslim edi- lecek vaziyete getirilmelerine ça- lışmaktadır. Bu itibarla son gün- lerde faaliyet bızlanmıştır. Birinci teşrinin ortasına kadar kooperatif umumi beyeti bir içtiman çağrıla- cak ve bu toplantıda kuralar çeki- lecek, her ortağın hangi eve sahip olacağı taayyün etmiş olacaktır. Evlerin, ufak tefek bazı eksikleri kalsa bile, bunların, sonradan ta- mamlanması kolay olacaktır. E- saslı bir eksik kalmıyacağı ve inşa- atın vaktinde biteceği muhakkak- tır. Mahallenin ihale edilmiş olan yollarının inşasına da başlanmış - tır. Gerek yol ve gerekse su ve & dektrik gibi tesisatın bir an önce tamamlanması hususunda vilâyet- ten Nafıa Vekâletinden gördükleri İkolaylıklar kooperatif idare heye- tine, girişmiş olduğu eseri vaktin- de tamamlamak için çok kaymetli bir yardımcı olmuştur. —-ox—— * Şimdiye kadar afyonlarımıza kapalı alan Amerika piyasasında afyonlarımıza rağbel başlamıştır. tı. Hain, hâain Çeşmiâba, göz - | lerini dikmiş bakıyordu. | Sultan Aziz, göğsünde — yatan gözdesini unutmuştu. Gözleri Çeş- miâba dikilmişti. Çeşmiâb, soyunur — soyunmaz; olduğu yerde, gözleri kamaştıra- cak, ruhları sarsacak derecede bir. poz aldı. Sultan Aziz; öldüğü yerden fır- ladı. Şikârının üstüne atıldı. Mat güzel; efendisinin bu ha - Tine şaşmıştı. Hemon yatağın bir ucuna büzüldü. Ve sanki odada hiç kimse yok imiş gibi pike ör- tüyü üstüne çekti. Büyük ve dört beş kişilik şaha- ne karyolanın içinde mat güzel kaybolmuştu. Gözleri dönen Padişah her şeyi| unutmuştu. Kendini odada yalnız zanneden hale gelmişti. Padişahın, üzerine doğru asabi cudiyetile efendisinin * afzusuna; Esnaf 83—SON TELGRAF—İ4 | ci Teyrin 1838 işleri Derdi olmiyan bir Azam öldürmek cemiyet!Bakkallar Pazarlıksız satış da muntazam gidiyor Türbedeki Esnaf Cemiyetleri birleşik binasında birçok esnaf cemiyetleri vardır; ve bu - cemi- | yetlerin gruplara ayrılmış olması itibarile o binada bulunan tekmil cemiyetlerin 3 kâtibi umumisi var dır."Her kâtibi umumi, kendi gru- puna ait olan cemiyetlerin kâtibi umumisidir. İşte bu münasebetle geçenlerde sucular cemiyeti na- mına izahat veren Faiz Gündoğdu ile bu defa «Bakkallar Cemiyeti» adına görüştük. Faiz Gündoğdu, ayni vukuf ve | salâhiyetle bize izahat vererek ez- cümle şunları söyledi: — «Bakkallar Cemiyeti» son ve kat'i olarak 1921 de teessüs etmiş- tir ve o taribten itibaren mesaisi hiçbir suretle inkıtaa uğramadan devam edegelmiştir. Malüm olduğu üzere her cemi- yetin kendi esnalına karşı bir'ta- | kım insani ve içtimat yardımlar temin etmek, âzalarını meslekle- ri ve sanatları itibarile terakki ve teâliye sevketmek ve daha buna benzer birçok - vazifeleri vardır. Cemiyetimiz de üzerine düşen va- zifeleri hüsnü suretle başarmak için azami bir gâyret sarfetmiş ve etmektedir, Diğer cemiyetler gibi bakallar cemiyeti de senelik — varidatının yüzde yirmi beşini yardım mad- desine ayırmıştır. Meselâ bu se- nenin bütçesi 10 bin lira'tahmin e- dilmiştir; bunun 2500 lirası yar- dum faslına aittir. Bu 2500 liranın | da yarısı olan 1250 lira, dağrudan l doğruya sıhhi yardıma tahsis edil- Radyoda Propagarıda Neşriyatı Eszıslı_h;z—ırlıklar yapılıyor Devrimizin propaganda vasıta- ları arasında radyonun aldığı bü- | yük yer malümdur. Bunu gözö- | nüne alan Bakanlık halen muyak- kat kabul muayene ve tecrübeleri yapılmakta olan Ankara radyosu- nun neşriyat programlarında pro- paganda neşriyatına da geniş yer ayrılmasını kararlaştırmıştır. Ba- kanlık bu yazıların ihzarında ye- ni Türkiyenin kalkınma progra- manın tatbikini üzerine almış ©- lan bütün devlet — dairelerinden yyazı göndermelerini — istemiştir. daireler cümhuriyet idaresinin teessüsündenberi bütün sahalar- da başarılmış olan ve dünyaya duyurulmasında fayda mülâhaza edilen büyük eserlerin herbiri i- Çin ayrı ayrı yazılar yazacaklar- dır. tâbi oldu. ! Sultan Aziz; yeni - dildadesin! iri bazularının arasına bir çocuk gibi sıkıştırıyondu. < Bu anda heyecanının verdiği fevkalâdelik içinde, Çeşmiâb dahi varlığını unutmuştu. Padişah; kırk yedi günlük hır- sını yenemiyordu. Akşam, havuza girmeden evvel mat güzelle saatlerce yalnız kal- mıştı. Bu yetmemiş gibi, havuzda da ateşini teskin ile bitab kalmıştı. Arası çok geçmeden şimdi de Çeşmiâbı aguşuna çekerek şah - lanmıştı. Evet; Padişah pehlivandı. Bir oturuşta bir kuzu yerdi. Fakat; bu derecede mMüştehi ol- mak âsabımı bozuyordu. Sultan Azizin asabiyeti, celâlh olması, muvazenesizliği hep fazla suiistimalinden ileri geliyordu. gibi mükeyyefat kullânmıyor idi- se de haddinden fazla vaki cinsi miştir. Bundan başka cemiyete mukayyet âzanın her biri, sıhhi yardıma ait olmak üzere senede 50 kuruş verir. Bu para hastane- nin hakkı olduğu için tahsilâtı müteakip, esnaf cemiyetleri müş- terek hastanesi namına bankaya yatırılır. Şu halde 44390 mukayyet âzası olan cemiyetin tkmil âzasin- dan alınan 2219 Hira da sıhhi yar- drm teşkilâtına mahsustur. Buna nazaran 38 yılı iptidasındanberi 3469 lira yardım yapılmıştır. Bu yekün sene nihayetine kadar 3800 Hrayı geçecektir. Evvelce gazetenizle de yazdığı- niz vecbil, pazarlıksız, satış ka- nununun tatbikı hususunda esna- fi tenvir etmek maksadile, benim de bulunduğum 3 kişilik bir grup- la mintaka mintaka gezerek lâ- zım gelen izahatı verdik. Bizim nazarımızda esnafın ayrısı gayrısi yoktur. Meselâ ikaz maksadile yaptığımız bu gezmler esnasında yolumuzun üzerinde olan, bir kunduracı, bir manifaturacı gibi bize ait olmıyan dükkânlara da uğrayıp izahat vermeği bir vazi- fe diye yaptık. Sözümü şüu suretle bitirmek is- terim; bakkallar cemiyeti esna- fından ve esnafı da kendi cemi- yetlerinden memnundür. ve hiç- bir derdimiz yoktur; bütün esnaf cemiyetlerine gösterdiği yakın ve candan alâkadan dolayı Ticaret Odası Esnaf Bürosu Müdürü Kâ- zam Yorulmaza alenen teşekkür etmeği borç bilirim. | Dişarıdan getirilecek gemi perçalarının gümrük muafiyeti İktısad vekâleti yeni bir talimatname yaptı Ekonomi Bakanlığı dış ülkeler- den satın alınan buharlı ve mo- törlü gemilerle memlekette ya- pilacak benzerleri için gelirilecek eşyanın gümrük resminden mua- fiyeti hakkında kabul edilen ka- nunun tatbik şekli hakkında bir talimatname hazırlamıştır. Tali- matname getirilecek eşyanın Ba- kanlıkta, Deniz Ticareti - Direk- törlüğünde ve gümrüklerde tâbi olacağı muameleleri aym ayrı göstermektedir. Hai iğ Altın sast hırsızları adliyede Bir ay evvel Floryada Devlet Demiryolları memurlarından Ga- lbin bir altın saatini çalan Fethi ile Şükrü yakalanarak adliyeye verilmişlerdir. ——— — faaliyeti anun asabını ve dima - ği tahrib ediyordu. * Mat güzel; köşede belirsiz yatı-| yor, pikenin altından tek gözle Padişahla, Çeşmiâbı - heyecanla seyrediyordu. Tam sırasında mey- dana çıkıp efendisini mestede - cek ve Çeşmiâbi hiçe indirecek bir numara icad edecekti. Çeşmiâb; Padişahın iri gövdesi önünde kıvrım kıvrım kıvranı « yor.. Kısık, kısık boğultulu sa - dalarla hırpalandığını izhar edi- yordu. Arada bir: — Padişahım, insaf eti.. Diye dudakları titreyerek mırıl- danıyordu. Gözleri kararan iki çift sanki; yalnızlarmış gibi; ha- reket ediyorlardı, Padışahın bir boğa gibi böğüren ve derinden gelen iniltili sadala - bir buhranla atıldığını gören Çeş-| — Padişah her nekadar rakı, rile karışarak loş odayı süsleyen aniâb; kollarım' açtı; Bütün-mev- | * Si f vv billür fanuslarda aksediyordu. eee ee c0 — Yahu, yüz para için de insan öldürülür mü? dediler. Yüz para için Fanti Kâzım is- minde birinin arkadaşmı bıçakla öldürdüğünü haber aldık. Gaze- teler hayret ifade eden serlevha- lar koydular. Ve arkadaşlar.. yüz para için işlenen bu cinayete şa- şa kaldılar. Ben - tuhaf değil mi? « bunda hiç te şaşacak bir şey bul- müyorum. Eğer yüz lira, bin lira veya bir milyon lira için adam öl- dürmek mübahsa — dersek — bile, mümkünse neden yüz para için öldürülmesin? Zira bazı insanlar için ve bazı anlarda belki her in- san için yüz paranın yüz liradan, bin liradan daba büyük bir kıy- meti ifade ettiği su götürmez bir hakikattir. Eğer para için adam öldürmek mümkünse yüz para için de pek- âlâ bir cinayet işlenebilir. Bunun aksini iddis elmek yüz parayı paradan saymamak iktıza eder. Hafaki unutmamalıyız ki her servet yüz para gibi hakir gö- Tülen bir mikdar ile birikvirilerek meydana gelir, Ama diyeceksiniz ki «Cinayetle elde edilecek serveti yüz para ile para biriktirmeğe kalkacak olsa bir milyonluk serveti izhar için bu uğurda ne kadar insan feda e- dilmesi icap eder?.> diye soracak- sınız. Hesabim küvvetli olmadığı için size sağlam bir rakam söyli- yemem ama İspanyada — dökülen kanların, ölen canların yüz para- dan daha büyük bir ideal uğrun- da harcandığını da sanmıyoruz. Zira ölüm, ancak büyük ve kut- si davaların ödenmesi için kulla- mılan sön silâhtır. Zira, biz, para ve para gibi fani sebeblerle zaten adam öldürmenin iptidak bir zih- niyet olduğuna kani olanlardanız. HALK FİLOZOFU | Birimizin derdi Hepimizin derdi Güya sigara içmek yasak Bir okuyucumuz yazıyar: — «Geçen gün, Şehir Tiyat- rösu kömedi kısmımas gittim. Tiyatro tıklim — tiklım . dolü. Malüm olduğu üzere beledi - ye talimatnamesi mucibince ti jyatro dahilinde sigarâ — içimek yasaktır. Tabil bu yasağa ria- yet ediliyor ve içerde sigara i- çilmiyor; fakat o kadar fena Bakınız nasil İçerde sigara içemiyenler dışarı " antreye ve koridorlara çıkarak orada içi- le açık bırakıldığı için sigara dumanları olduğu gibi içeri dölüyor.. Tiyatronun içine ka Bazan Çeşmiâbin — hıçkırıkları, | AA D AÇ tikçe kesafet peyda eden du « manlar öyle çekilmez bir hal a- hyor ki, insan bunalıyor ve. kendini tiyatrodan dışarı at » mak - ihtiyacını — hissediyor.. Bu vaziyete bir nihayet verile meli; ya kapılar kapanmalı ve yahut sigara dışarda başka bir yerde içilmelidir.. K Oküyucumuz çok haklı bir şikâyette bulunmaktadır. Bele diyeye ait bir tiyatroda her gece yüzlerce kişinin rahatsız olmasının önüne geçilmesi için icap eden tedbirin alınması hu susunda alâkadarların nazarı dikkatlerini çekeriz. HIRSIZ| Senenin en oriğaal romanıcı So, Telgraf'da okuyacaksı yorlar. Fakat kapılar tamami- * ra bir bulut gibi yazılan ve git- * z | sla di ai ekeimer t > ölseğl e AA

Bu sayıdan diğer sayfalar: