| İ $ Â K , | b | | ş j p : | ş K | r—ığra Şehir işleri Meyva halinde bir tetki Sebzehali de bitmek üzere erkesş meyva ve sebze ih» tiyaçım manavlardan ve H ettiği için bittabi «meyva hâli» ne kadar gitmeğe lüzum hissetmez. Bu itibarla oradaki faaliyetin ne- den ibaret olduğunu, hattâ modern bir şekilde inşa edilmiş olan «hâl» binasının iç teşkilâtini görmiyen- ler, bilmiyenler pek çoktur zanne- gderim.. Lâf aramızda bir güh evve- line kadar bende bu ekseriyetin arasında bulunuyordum... Nihayet, dün, çeşit çeşit, renk renk, dumanı üstünde meyvalar, terütaze seb- zeler arasında şöyle birkaç saat ge- çirmeğe karar verdim. Sabahleyin mutadım olan saat- ten çok erken kalkarak yola ko- yuldum; hâle vardığım zaman he- nüz alaca karanlıktı.. Hâlin büyük kapıları kapalı.. Saat 7,5 ta açıla- cak.. Deniz tarafına rıhtıma doğru yürüdüm; burada faaliyet çoktan başlamış.. Hâlin bu dış kısmında, yani rıh- tım üzerinde münhasıran sebze a- liş verişi yapılıyor. Müstahsiller gece saat ikiden itibaren mallarımı burada satışa arzederler. Sabahle- yin, azami saat 5 buçuğa kadar sa- tıp, <ikinci el» e devrederek gider- ler, Büyük ve geniş rıhtım üzerinde binlerce küfeler... Her tüccarın kü- feleri burada adetâ birbirine karı- şık bir halde bulunuyor. Bu küfe- lerin üzerlerinde, ayrı ayrı, şekil şekil rakamlar, harfler ve işaret - lar yazılı. Herkes kendi küfelerini, bu rengârenk boyalarla yazılmış olan rakamlar, huruflar ve işaret- derden tanıyabiliyor... Bir kalaba- lık, hareket, kaynaşma ve birbiri - ne karışan muhtelif perdeden ses- lerin uğultusile alış veriş devam e- derken nihayet hava aydınlanıyor, güneş doğuyor... Mallarını <ikinci ellere» devreden sebze müstahsil- leri yavaş yavaş çekilip gidiyor, fakat, ayni kaynaşma ve uğultu devam etmektedir... Bu şimdilik «halb> binasının dışında, rıhtım ü- — zerinde bulunan sebze kısmının fa- — aliyetinden bir görünüş.. İ Saat 7,5, kulaklarda çın çın öten kuvvetli ve keskin bir düdük sesi- le meyva halinin büyük — kapıları ağır'ağır açıldı. Kapılar önünde bi- riken' kalabalık halin sayabildiğim beş kapısından içeri giriyor, sağa soladağılıyor, herkes kendi dük - Kkânma doğru ilerliyordu. Bir an- da, glişardakine benzer, birbirine karışan, muhtelif petdeden sesle- rin uğultusu, halin iki sıralı sütun- lar üzerinde şekillenen kubbesin- de dalgalanmağa başladı... Halin, direktörlüğün bulunduğu kapısından girilince karşısındaki kapıdan deniz tarafına, yani rıhtı- ma çıkılıyor. Dışarı çıkmadan sa- ga sapılırsa, Keresteciler ötobüsle- rinin bulunduğu cihete - çıkılıyor. Meyva halinin, Unkapanının biraz berisinde, eski Keresteciler mey- danında inşa edilmiş -modern bir bina olduğunu söylemeğe bilmem Tüzum var mı?.. Çünkü bu kadarını az çok herkes bilir... Tepesinden tırnağına kadar be- ton olan hal binasının yan ve bil- hassa üst kısımlarında pencere ve cam teşkilâtına fazla ehemmiyet verilmiş olduğu çerisi lüzu- mu kadar aydınlık... İleride topra- İğın bir çöküntü hasıl etmesile bü- |tün binamın kâmilen mutazarrır (olmamasını temin için kısım, kısım yapılarak, birbirine usulü veçhile raptedilmiş ve bu suretle çok isa- betli hareket edilmiştir; geçen se- ne, bü binanın bostan - sergilerine karşı olan kısmı çatlamış ve olduk- ça diğer kısımlardan — ayrılmıştır. Bu çatlağı dikkatle gözden geçir - 'dim. Bir tehlike hasıl olmaması için lâzım gelen tertibat alınmış, bina- nın diğer kısımlarında hiçbir ârıza yok, bu yıl yapılmış gibi... İki sıralı sütunların arasından, kalabalığı yararak — yürüyorum; dört tarafım çeşit çeşit meyvalarla (dolu, üzümünden kavununa varın- caya kadar, neler yok.. Upuzun yol- darı kaplayan küfeler, denkler iki yyandaki sıra sıra dükkânlara ait... Halde tam - (60) tane dükkân var, Bu dükkânların her biri bir tücca- ra ait., Hepsinin üzerinde birer ya- zıihane var. Tüccarların yazıhane- leri. Bu dükkânların kiraları bir- birinden birkaç lira farklı olmak üzere üst üste, vasati 25 şer lira tutmaktadır. Burada Belediye İk- tisat Müdürlüğüne merbut «hal direktörlüğü» — vardır. Tüccarlar, hale ait hususlarda, daira direk- törlükle temasta bulunurlar. Dük- kân kunturatları ikişer sene müd- |detle yapılır. Ve hal direktörlüğü tarafından, her tüccardan (1000) li- ra teminat alınır. Bu teminat şu maksatla alınıyor: Mallarını sat - mak üzere hale getiren müstahsil- lerden herhangi birinin - tüccarla- rın birinde alacağı kalır da alamaz |sa direktörlük, alacaklının müra- caati üzerine, parayı tamamen te- diye eder. Bundan maada, dükkân sahipleri, her gün satış ve alış bor- fdrolarını tanzim ederek direktör - lüğe verirler. 1935 yılı temmüzünün - birinci günü açılan hal tekmil ihtiyacı kar- şılayacak mükemmeliyettedir. Bi- ri deniz tarafında diğerleri cadde- ye karşı olmak üzere iki (çay evi) bir tütüncüsü, bir bakkalı bir de lokantası vardır. Binanın caddeye İnazır kısmında bir de postahane |mevcuttur. | Meyva halinin solunda, bitişik |bir bina daha inşa ediliyor; bitmek Vüzere olan bu bina halen, malları- ni, meyva hâlinin rıhtımında, açık- |ta satan sebzecil Çatısı — altına almak için yapılmaktadır. Bu, mün- |hasıran «sebze hali» olacaktır. Ve hemen hemen meyva halinin yarı büyüklüğündedir. Kuvvetli bir ih- İtimale göre «yeni sebze hali» Cüm- huriyet bayramından evvel bitiril- miş olacaklır. Burayı da gezdim, şöyle bir gözden geçirdim; dış kı- sımlar ve çatı tamamen ikmal e- dilmiş yalnız iç kısmın — taksimatı kalmıştır. Buranın çatısı meyva halininki gibi beton değil, beton sütunlar ve demir aksamı üzerine gayet muhkem ve zarif fakat ah- şap olarak inşa edilmiş. Hülâsa |— Gokvuzunde Aşk yarı AŞK VE MACERA ROMANIL: 3 ve temiz kalpli bir gençtir, Re - şat! Onunla bir kere konuşsan, e- minim ki sen de hoşlanacak ve ba- na hak vereceksin! — Nihayet o sırada babamın âni ölümü, Nihatla bizi birbirimize bi- raz daha yaklaştırmıştı. Ben, bu heyecanlı günlerde bile sana bağ- klığımda sebat ediyordum, Reşat! Dalma seni düşünür, senin haya- linle yaşardım. Fakat bir gün Ni- hat annemden beni istedi ve ken- disile evlenmiyecek olursam, köş- kümüzün bahçesihde İntihar ede- ceğini söyledi. — Sen de merhamet ettin ve Kkalbini ona verdin, değil mi? e KBA v g zşir ışları : Yazan: İskender F. sma.ı.ı | olsan bundan başka türlü hareket edebilir miydin? Sanra bir mah- zur daha vardı.. benim yaşım da ilerliyordu. Dört yıl beklemek.. düşün bir kere, Reşat! Bir genç | kız için buna tahammül etmek ne | demektir? | Reşat çok ağır başlı, sabırlı bir gençti. Bu müthiş inkisarı hayal karşısında Yeşilköyde kalmanın çok gülünç olacağını anlıyordu. ' — Bunu bana, ben gelir gelmez l söylemiş olsaydın, belki bu kadar 4 — Evet, Roşatçığım. Sen kadın kırılmazdım, Perihan! - Allah iki- nizi de mes'ut etsin. Bana gelince. — Hayır.. hayır.. annem seni bir yere bırakmaz. İstanbula gel- » | Halde tekmil tüccarlar |buranın iyi ve ihtiyaca kâfi bir «sebze hali> olacağı ümit edilebi- hr, Meyva ve sebze halleri binaları hakkında bu kadar izahat verdik- ten sonra size biraz da meyva ih- racatımıza dair yaptığım tahkika- tın neticelerini bildireyim: 1936 yılında harice 183865 - kilo elma, 1100 paket portakal, 38502 kilo kestane ihraç edilmiş ve bu ihracat Almanya, Suriye ve Mısı- ra yapılmıştır. ihracat ile meşgul olmuyorlar.. Bu işle a- İlâkadar ancak birkaç tüccar var... Bunlardan birisi, geçenlerde yazıl- |dığı gibi, ihracat işini daha ziyade |yoluna koymak için Almanyadan husus! surette bir mütehassıs ge- tirmişti.. 987 yılının ihracat yekünu, he- İnüz tesbit edilememiş olduğu için İben de o hususta bir şey yazmadan alt satıra geçivereceğim.. Bu seneki meyva ve sebze istih- salâtımıza gelince; geçen seneye |fazaran hemen yarı yarıya azaldı- ı söyleniyor., Her taraftan ayrı bir ses yükse- len bu kalabalık yerde vaktin na- sıl geçtiğinin farkında değildim. Birdenbire yine o çın çın öten kuv- vetli ve keskin düdük sesi kulak- larimda çınladı. Baktım hal ka - piları yavaş yavaş kapanmağa baş hyordu. Rasgele birine sordum: — Kapılar niçin kapanıyor — Yemek tatili... Bir saat kapa- hdır... Cevabını alınca, henüz tek kana- di açık bulunan kapıdan kendimi dışarıya dar atlım. R. S. lîüçüı( HABERu—:Eğ * Meşrutiyet inkılâbına ve milli| mücadeleye iştirak etmiş olan e- | mekli albay Şerifin dün mera - simle cenazesi kaldırılmıştır. * Japonyada deniz tahsili gö- ren iki zabitimiz tahsillerini bi - tirmişler, büyük merasimle dip - | lomalarını almışlardır. Bu mü - nasebetle karşılıklı ve samimi nu- tuklar teati edilmiştir. *& Macaristan ve İsviçre hükü metlerile yeni ticaret muahede - leri için müzakerelere başlana - andan, hükümetimiz tacirle - | rin mülalealarını sormuştur, 4 Mağşuş donyağı satışı yasa edilmiştir. * Büyük bir döviz kaçakçıl yapan bir şebeke hakkında tahki- kata başlanmıştır. * Bu pazar Sipabi Ocağında atlı mâni müsabakaları yapıla - caktir, Bu müsabakalara Musso- lini kupasını alan zabitlerimiz do iştirak edecektir. Müsabakalarda bahsi müşterek de vardır. Kadın binicilerimizde müsabakalara gi- Tecektir. & Kazalara Müni olmak için cid- di tedbirler almak ve mali sigorta tesis etmek üzere evvelce hazır - landığını haber verdiğimiz proje meclise verilmiştir. diğin gün Sıvasa telgrsi çeki ra bekliyecekler. Bir ayı burada doldurmadan biçbir. yere gide- mezsin! Bayan Pakize, bahçedeki ko- nuşmanın hararetle devam ettiği- | ni görünce köşkten koşarak gel- di: — Çocuklar, ne oluyorsunuz? Bakın bugün hava ne güzel. Biraz istasyona doğru çıkıp gezsenize, Reşat: — Ben biraz İstanbula inece - ğim, yenge! dedi. Arkadaşlarımı göreceğim. Geldiğim gündenberi burada kapanıp kaldım. Reşat fazla bir şey söylemedi.. Odasına doğru yürüdü. Ana kız bahçede başbaşa kalıri- ca konuşmıya başladılar: — Büyük bir ihtiyatsızlık yap- tın, anne! — Ne olmuş.? Küçük bayın bugün pijamasını ütülemeden mi vermişim? tin. Onlar seni, ancak bir ay scn- | | mahküm göründüğü bütün İstan- | bul görünüyor muydu? | FIKRA Çamlıca tepesinde tarih düşünceleri NAHİD lllı Vaniköyünden başlıyan bir w- zun yürüyüşün nihayetinde var- | dığım Çamlıca — tepesinde - yani dünyanın en güzel yerinde - salaş kahveye girerek bulaşık suyu gi- Bi ılık çayımı içerken, gelecek se- ne ölümünün yüzüncü yıldönümü idrük edilecek olan İkinci Mah- mudü hatırladım. Misir valisi Mehmet Ali paşanın artık her şe- yi az bularak tahtını almak üzere ilerliyen ve Kütakyaya varan or- dularının ayak seslerini duya du- ya, İkinci Mahmut işte bu Çam- hıcanın tepe veya eteklerinde, kız kardeşi Esma Sultanın hava teb- dili için misafireten geldiği sara- yında 1839 yılı içinde ölmüştü. U- zun süren devrin saltanatını gai- leden gaileye yuvarlanarak ve her | tarafı parçalanıp dağılmağa baş- hıyan uçsuz bucaksız bir impara- torluğu inhilâlden kurtarmıya ze- | gün rahat etmeden geçirmiş olan | rim vücudünü tebdil havaya gel- diği bu kasırda ecele vermeseydi, | Mehmet Ali paşanın ordularını, oğlunun tahta çıkar çıkmaz ilân | ettiği Tanzimatı Hayriye ve İı başına getirdiği Mustala Reşit pa şanın siyasi iktidarı 4-:4-..(—...— ta. Fakat bu uzun ve girift yı halle kalkışmadan, taribimizin en mühim devrelerine ait sahne- lerin bile ne kadar karanlıklarla muhat bulunduğunu — düşünüyo- rum. Çünkü, Mahmudun içinde çan verdiği Esma Sultanın sara- yının nerde olduğunu ve hangi tarihte yıkıldığını öğrenemedim. Esma Sultan sarayı, acaba Yusuf İzzettin'in bir zaman bahçesinde umumi bir saz yeri kurulmuş o- dan köşkünün bulunduğu mevki- de miydi? Öyle ise eski saray ne zaman yıkıldı ve İkinci Mahmu- dun can verdiği oda nasıl bir o- da idi.. pencerelerinden — padişa- hın ölse de ölmese de bırakmağa İstanbulun içinda tarihi — daki- kalar yaşanmış eski binalarını yi- kılmaktan menedemediğimiz gi- le tesbil- edemiyo- yerini belki bir iki âlimin bildiği bu kasır İbrahim paşa sarayı da değil: kinci Mah- muduün ölümü asırlık bir mescle ve onun zamanında yelişmiş ihti- yarlarla son çağlarında pek çoğu- | muz kıınuşınuşuıdur.. ea Bir tesekkür Yugoslavya doktorları delegas: yonu reisi Doktor Zika Markoyiç, Büyük Millet Meclisi Roisş Vekili ve Balkan konferansı reisi - Bay Hasan Saka'ya bir telgraf çekerek kendisine hayırhah himayesinden | dolayı teşekkürlerini bildirdik - ten sonra, Balkan Tıb Birliği Re- isi Doktor Akil Muhtar Özden ile | İstanbul Vali ve Belediye Reisi, | İzmir belediye reisi ve Türk ga- zetelerine ve bilhassa tıb haftası- nın mesaisini tebarüz ettirmiş 0- lan İstanbul gazetelerine teşek - kür etmiştir. xoR tanım., Reşat böyle şey- lere aldırış etmez. Biraz önce ge- len mektubu okumuş., her şeyi anlamış. Hattâ babamın ölümünü bile. — Ne diyorsun? Her şeyi anla- miş mi? — Evet. Ve Sıvasa gideceğini söylüyor. — A- vallahi bırakmam. Düğü- nümüzü görmeden gitmek olur mu? Sen onun kardeşi sayılırsın! İkiniz bir arada, bir konakta bü- yüdünüz.. bir arada oynadınız. İnsan kız kardeşinin düğününü görmeden gider mi hiç, Perihan, Reşatla aralarında iki yıl önce geçen sözden annesinin pek esaslı malümatı - olmadığını bildiği için, Bayan Pakizeye de fazla bir şey söyliyemiyordu. Perihanın annesi: — Ben onu şimdi gitmekten caydırırım, dedi, o Avrupada ka- dınlarla düşüp kalkmıya alışmış. Burada elbette canı sıkılacak. bir karar Avrupadan tiyatro, operet ve opera truplarile revü heyetleri getirtilecek Evvelâ Berlin ve Viyanalı sanatkârlar gelecek, bunu Bükreş, Paris ve Peşteliler takib edecek istanbullular iyibir kış sezenu geçirecekler stanbul Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Üstündağ şehrimizin eğ- lence ihtiyacını zenginleştirmek ve ayni zamanda halkı mütenevvi ve yüksek eserler karşısında bırakmak suretile bedii zveklerini ve ruhi gıdalarını tamamile tatmin edebilmek için yeni tedbirler almağa karar vermiştir. Bu arada Avrupanın muhtelif medeni merkezlerinden opera, ope- kâ ve bilgisi kâfi gelmiyerek bir | ret, tiyatro kumpanyaları ve revü heyetleri getirtilecel Bu heyetler bu kış münavebe İle buraya çağırılacak, bu suretle bu padişah, yorgun ve mütever- | şehrin fikir, eğlence ve zevk hayatı hem yükseltilecek, hem canlandırı- Tacaktır. İlk heyetin Berlin ve Viyanadan getirtilmesi mukarrerdir. Bunu âkıbeti acaba ne olurdu? Çünkü, | Peşte, Bükreş, Paris artistleri ve operet heyetleri takib edecektir. ıdıııy. bu hususta sjâkadarlarla şimdiden icab eden temaslara '15 inci LMusevılerıt Yıl Turkı e Vereme, Belgrad, aşağıdaki ha- beri *İstanbul daimi muhabiri - * mizdet» kaydile neşretmektedir: «İstanbul 6 ilkteşrin - Türkiyı Türkiyedeki bütün yabancılar, her sene olduğu gibi bu sene da- hi, haiz bulundukları ikamet çalışma müsaadelerini tetkik e - dilmek ve icabı tahdit olunmak üzere alâkadar makamlara arzet- | rimizde büyük hazırlıklar yapıl - mek mecburiyetindedirler. Bu gi- bi müsaadelet yalnız muntazam | İara göre şehrin bütün işlek cad- pasaport sahibi olan yabancılara verilmekte ve tahdit olunmakta- dırlar. Pasaport sahibi olmiyan ve yahut pasaportları alâkadar kon- solasluklar tarafından tahdid 0 - lunmıyanlar 10 gün zarfında Tür- kiye Cumhuriyeti arazisini ter- ketmek mecburiyetindedirler. İstanbul Yahudileri arasında pasaportları İtalyan ırkını muha- faza hakkındaki yeni İtalyan ka: nüunu mucibince tahdid edilebi - lecek olan takriben 2000 Yahudi w mevcud olduğundan — bütün Yahudiler yakında Türkiyeden hicret etmek mecburiyetinde ka- lacaklardır. hâmil oldukları Alman pasaport- | ları tahdit ettiremiyecek olan di- | ğer Yahudiler hakkında da ayni | görülmemiş bir şekilde süslene- | cektir. muameleyi tatbik edecektir. (Bugün) atalcalı xatilin muhakemesi Çüalalcada Murad , isminde bi - rini vuran Mustafanın muhake - mesine dün Ağırceza mahkeme - sinde devam edilmiştir. Muhake- me, gelmiyen şahidlerin celbi içi başka bir güne bırakılmıştır. — Ne yapmak fikrindesin, an- ne? — Ne yapmak mı? Onu Cahide — Öyle ya. Şaşılacak ne var? İkisi de bekâr, Ikisi de birbirinin dengi. Haniya şu Nihat Akgün se- nin peşine takılmış olmasaydı, doğrusu ben Reşadı ailemiz ara- sında görmek, kendime damal et- mek isterdim. Ne yapayım ki, rah- metli baban onu sana muvafık buldu. Sen de delice seviyorsun aa. Şehir emsalsiz şekilde ürkiye hükümeti, | lâde şekilde tenvir edilecektir. ir. Hazırlığı süslenecek ve tenvir edilecek Cumhuriyet bayramı için şeh - maktadır. Bu arada verilen karar- delerine mütcaddid ve birbirleri- ne benzemiyen taklar yapılacak, bütün sahiller tenvir edilecek, Ka- raköy, Eminönü, Sultanahmed, Beyanıd ve Taksim meydanları emsalsiz şekilde tenvir olunacak, Köprü başlarına sütunlar dikile - cek, Karadenizden görülebilecek muhtelif yüksek yerlere elektrik- le on beş rakamı yazılacak, Çam hca tepesinde yanardağ şeklinde bir Havuz yakılacak, Hisarlarda, Şehzadebaşı - Fatih — arasındaki | kemerlerin üzerinde meşaleler ya- nacak, Üsküdar ve Sarayburnun- da münevver havuzlar — yakıla - cak, kulelerle Kızkülesi fevka - Bundan başka bütün resmi da- ire ve müesseseler şimdiye kadar * Toprak mahsulleri ofisi idare meclisi bugün Ankarada İktitad Vekilinin riyasetinde toplanacak- Son Telgrafta safirimiz var.. yerin boş ayıp olur. — İyi ya işte. Sizin misalirini- zi ağırlamak size düşer.. bana de- ğ — Hayır.. hayır.. bu . misafir sırf seni görmek, seninle tanış- mak için geliyor. Onu görürsen, © kadar beğeneceksin ki,.. Bayan Pakize Reşadın şapka - sını zorla başından aldı.. Perihan- la ikisini bahçede yalnız bıraktı.. yan kapıdan çıkarak, biraz ileri- deki, sarı boyalı köşke girdi. — Cahide bu köşkte oturuyordu. 'Tekrar köşke doğru yürüdü. Re- | — Belliydi ki, Bayan Pakize, Ca- şat şapkasını giymişti, hideyi öğle yemeğine dgvet etme- Bayan Pakize, Reşadı önledi; | B€ gidiyordu. — Bugün seni bir yere bırak- mam, Reşat! * —Bınl!qilhlıınııdl- Mıındııadıımodmı.dı.hı İstanbula rim.. bugün burum. inmeğe moc | açık fikirli, şen, şakrak ve güzel bir kızdı. Amerikan kollejinde o- — Vallahi de olmaz., billâhi de | kumuştu. B (Devamı B '-) | Filistin mesele Yazan: Ahmed Şükrü Çekoslovakya ve İspanyâ leleri, habeş meselesi gibi, cen gazetelerin ilk sahifelerİ iç sahifelerine intikal y daha eski bir mesele, Filist selesi, ön plâna geçmekti hakika orta Avrupa krizini vam ettiği üç ay kadar bir zarfında Filistinde ölen ve nanların miktarı Südet mıni sındaki ölenlerden çok fazl Filistin meselesi son hâdi hasına, geçen nisanın — sol doğru girmişti. Geçen sene İihd Peel'in reisliği altında bir yon Filistine — gitmiş ve tetkikattan — sonra İ üç kısma ayrılmasını tavsiytğih mişti. Komisyonun teklifin Filistinin sahil kısımları Yü dilere - terkedilecek, iç kı Arablara bırakılacak Kud ri dahil olmak üzere, küçi mıntaka da İngiliz idaresi kalacaktı. Arabları ve Yah tatmin edecoği zannedilen lif, her iki tarafı da met medi. Arablar projenin ti ne mukavemet etmek için landılar, Bu sıralara kadar tindeki mücadele, yalnız A larla Yahudiler arasına mü iken, Arablar İngiliz memt karşı de tedhiş hareketine İ dılar. Birkaç yüksek İngiliği murunun katli üzerine, hükümeti, tedhiş hareketiti ha şiddetli tedhiş tedbirile Ş? tırmıya çalıştı. Nihayet geç sanın sonlarına doğru t D jesinin tatbiki şekillerini Kf Ç laştırmak üzere, Vudhed'in Bi allında bir heyet Pilistini Bu heyetin gidişi üzerine Filistindeki hareket, hakikl hiyetini almıştır. Birkaç h vel, Ramala'ya yakın bir İngiliz müfrezelerile silâhll rablar arasında askeri h andıran bir müsademe ol tur. İngiliz hükümeti Filistin muşlardı. Gün geçtikçe Tablarının davasını, muht rab memleketlerindeki kası da benimsemeye başi Birkaç gündenberi Kahireli lanan bir kongrede Arabi listindeki milletdaşları duydukları hisler, heyeci tuklarla ifade edilmiştir. habere göre, kongre namıtfli| heyet Londraya giderek hükümetile temus edecektil sen birkaç gündenberi. |: hükümetile Irak Hariciye Tükö Seyid Tevfik de temastadıfi Seyid Tevfikin Filistin f sini halletmek için yeni bifi yaptığı bildirilmektedir. Teklifin şartları şunlard 1 — Filistinde bir devlet ta! lacaktır. 2 — Bu devlet vaktile İ bir müddet İngilterenin b altında kalacak ve tedricet lâline kavuşacaktır. 3 — Filitine Yahudi © reti menedilecektir. * — Bugün Filistinde Yahudiler için ekelliyet tanınacak ve İngiltere bu P garanti edecektir, Filistin meselesinin bir girmiş bulunmasından de muztaribdirler. Ve tatmin edecek bir formül "e görüşmeyi düşündük! Taşılmaktadır. Bir defa 1t Ticiye Vekili İngilterede İ defalar yüksek ve salâhiş selerle görüşmüştür. Hari€ kili Lord Halifaks şeretin fet vermiş. Harbiye Vekili rTüşmüş ve Müstemlekelef lile de temas etmiştir. $ gilterenin Filistin mesele rinde kat'i karar vermek bulunduğunun diğer bir Filistin umumi valisi Sif Mak Maykel'in ansızın ya çağırılmasıdır. Esasefi berlayn de geçen hafta AYIŞDa marasında irad ettiği B yel ( n t