13 Ekim 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

13 Ekim 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yalnız Maamafih bu inkılâbeilar her tiheti düşünmüşler; Fehim Pa - şanın firar etmek ihtimalini de tarı dikkate alarak, bütün kaza makam ve zabıta memurları- h vaziyetten haberdar etmişlerdi. Halbuki Fehim Paşa, artık aç- üni anlamıştı. Silâhla mukave - het şu tarafa dursun; bilâkis ses. liz sadasız savuşup gitmeyi ka - rlaştırmıştı. Ertesi sabah, erkenden (Şahin) İle (Yıldırım) 1, hafif bir arabaya koşturmuştu. —Bülün paralarile kiymetli elmazlarını ve pırlanta işanlarını büyük birçanlaya dol- durmuştu. Yanına, yalnız (Arna- d Ali) ismindeki sadık bir ada- ni almıştı. Köşkür arka kapı- eli d dndan arabaya atlamıştı. Müte- diyen hayvanları kamçılatarak ludanyar yolunda kuş gibi uçmu- 9h Pya başlamıştı. 58Ğ Üç çeyrek zarfında, Fehim Pa. dŞı Mudanyaya inmişti. Fakat ka, aya girmemişti. Arabayı, ora- daki zeytinliklerin tenha bir ğesine çektirerek Arnavud Aliyi öğikasabaya göndermişti. Ali, kasa « a gidecek, yelkenli kayığı tut-, aya giden adamla birleşecek. ayık, kasabadan uzakça tenha bir yere getirilecek, Fehim Paşa, Oradan kayığa binecekti, Fehim Paşa, korku ve sabırsız. İikla arabada beklerken, Arnavud li, bir hayli gecikmişti. Ve niha- yet, nefes nefese gelmişti. Ve, şu haberi getirmişti: — Paşamt. Talât Efendinin ta- GğğFİf ettiği yeri, buldum. Pukat onu: bulamadım. Nihayet, biziml adamlardan — Lâz İbrahime fasgeldim. Ondan sordum, Talât sabah bir kayığa binmiş, (Gem-. ) e gitmiş.. Oradan da İstan - K bula geçecekmiş... Sakın Mudan- '! ehfl'miyvhm. Vaziyet, fena.., im Pa A, alcaly l Şanın rengi, simsiyah — Vay, hain.. aaa, ., Diyebilmişti. Sonra, derin bir yeis ve tecasür. Yeİs vı n urabacı Ahmede: —— — Bursaya dönel Emrini yı ıı.hm S Paraları akdı, kaç- at Fehim Paşa ihtiyat göstere £ Tek doğruca kı gitmemiş. A, abayı (Mihaliç) — yolu 'll'ıluıı“ « aptırarak küprüye yakın Aptar y n ter bir yerde beklemiş, Ornduklı:t Hiyeti anlıyarak habor geti gi Arnavud Aliyi gö iİrmesi Arnavud Al N ç mh"m’lâ. bu sefer de Şu ha- — easamı, Kü adamların ğ bt Hepsi dağılmışlar. Köşkü # fında polisler, j a Bğpla İandarmalar dola - Fehim Paşa, fena halde n l n bi lştı. Melül nazarlarla laşl'ı.r:m_ Baçlardan imdad umar gibi fina bakınmıya; ee söylenmeğe başlamıştı. zaman &) K Tabacı Ahmed, der. (Zannederim ki ay bulunur. Demişti. Fehim Paşa, artık hiç bir şeyi Beçeriz. Gemlikte bir ko. lüşünecek ve muhakı edecek halde değildi. ğ ÜĞ — Pekalâ Ahmed. Öyle İmm... Sür hayvanları, — " n İYe, Cevab verdi, * a Fehim Paşayi uzaktı İkib eden Bursa i.ı..ı.;:ıı:?:r: O derhal tevkif edecek kadar aziyete hâkim olmakla beraber, ada bir hâdiseye meydan ver-| Tercüme ve iktibas hakkı mahfuzdur. Son T 'da neşredileceaktir. Fehim Paşa sürülüyor Bu azgın hünkâr hafiyesinin rengi mosmor ol- “ — muştu, mecalsizlikten ayakları titriyordu ! termişler; sadece Yenişehir kay- makarnı ile orada henüz teşekkül eden İttihadve Terakki şubesi er- kânını vaziyetten haberdar etmek- le iktifa eylemişlerdi. Yenişehirdekiler, kurnaz dav - Yanmışlar; derhal mahirane bir tu- zak hazırlamışlardı.. Kasaba eş- rafından birkaç kişi, Bursa yolu- ta çıkmışlardır, beklemeğe baş - lamışlardı. Fehim Paşanın arabası| uzaktan görünür görünmez, der - hal yol üzerine sıralanarak araba Beçerken, yerle beraber temen - nalarla paşayı selâmlamıya büş- lamışlardı. Bu hareket, Fehim Paşanın na- zarı dikatini celbetmişti Ve ken” disine, bazı garib ümidler vermiş- ti. Buna binaen derhal — arabayı durdurarak o adamları yanına ça-| Birmiş: * — Nasılsınız, bakalım.. İyi mi- #iniz?.. Buralarda ne var ne yok?. Demişti, __0 adamlar, derhal büyük bir hürmet ve tazim tavrı alarak: — Elhamdülillâh Paşa hazret- leri sayej şahanede — iyiyiz. Sizi £ördük,daha iyi olduk... Buralar- daki hal ve ahvale gelince .. Sayci şahanede, her taraf süt limanlık... Burada da bazı baldırıçıplaklar türediler. (Hürriyet isteriz) filân diye, bir takım kepazeliklere te- şebbüs ettiler, Fakat biz işe mü- dahale ettik. Derhal çenelerini kapıyıvedik. Yaran ziya Şakir — Demek ki. Yenişehir, daha hâlâ, zatı şahaneye karşı sadaka- tini muhafaza ediyor. — Ne demek efendim?. Bizler, memleketin eşrafı oldukça sayei şahanede öyle münasebetsizlik lere meydan verir miyiz, - hiç... Teşrif buyurduğunuz zaman gö rürsünüz. Kasabada, bir sinek bi le kanadını kımıldatacak - halde değildir. Kaymakamımız, halis, muhlis (bendegânı hazreti şeh - riyariden) dir. Fehim Paşa,geniş bir nefes al - | mışti. — Çok şükür.. Artik, kurtul - dum. Diye, mırıldanmıştı. Karşısında, elpençe divan du - ranlardan en yaşlısına elile işaret| etti. — Buyurunuz.. Yanıma geliniz de beraber gidelim. Dedi. O adam, derhal Fehim Paşanın yanına bindi. Araba, tekrar ha- reket etti. Beş on dakika sonra artık ka - | sabanın methaline yaklaşmışlardı. Burada da, kaza kaymakamı ile karşılaşmışlardı. Kaymakam da, Fehim Paşaya ihtiram göstermiş.. Padişaha şid- detle merbut olduğuna dair sa - dıkane bazı sözler söylemiş.. Fe - him Paşanın tamamile emniyetini celbe muvaffak olduktan sonra: (Devamı var) —— Hitlerin nutku karşısında İngiltere ne yapacak ? (4 üneli sahifeden devam) tedir. Çünkü cenubi Afrika hükü- Taetine komşu olan odur, Görülü- yor ki bu hükümet © müstemle « keyi Almanlara verdirmeğe hiç razı olacağa benzemiyor. Halbuki oradaki Almanların ne yaptıkla- rına dair de malümat verilmekte- dir. Bunlar Almanyaya telgraflar yollıyarak kendilerinin bulun - dukları yerin de Alman idaresine Bgeçmesi için çalışılmasını istiyor- lar, Alman bayraklar çekiyorlar. Müstemleke meselesi er geç Lon- dra ile Berlin arasında konuşul - Mağa başlayınca Afrikadaki müs-) temlekelerde bulunan Almanlarla oradaki İngilizler arasında karı - şiklik çıkacağından çok endişe edilmektedir. Yukarıda ismi geçen Standard gazetesinin ileri sürdüğü gu fikir az şayanı dikkat değildir: Avrupada sulh temin edildi ise de| Meselenin ehemmiyeli Afrikada toplanıyor. Şarki Afrikaya yer - leşmiş olanlar nisbeten yakın bir istikbalde cereyan edecek hâdi - seleri düşünerek sönderece alâ - kadar oluyorlar. Şurası aşikârdır ki Almanya müstemleke davası - Tan hemen tedkik edilmesini iste-| Moktedir. Bunu da Başvekil Çem-| berlayn kabul etmiştir. Bu gazete yazısına devam ede- rek Afrikada bugün İngilizlerin elinde bulunan eski Alman müs- temlekelerinin mukadderatı ta- yin edileceği zaman buralardaki İngilizlerin fikirlerine müracaat edilmeden herhangi bir karar ve- rilemiyeceğini ileri sürmektedir. Cenubi Afrika İngiliz İmparator luğunu teşkil eden dominyonlar- dan biridir. Bu dominyon, bilhas-, sa cenubu garbideki müstemleke hakkında verilecek herhangi bir kraara lâkayd kalamıyacağır: her vesile ile Londraya - bildirmiiştir Şarki Afrikadaki müstemlekede bulunan İngilizler de burayı bir doaminyon haline koymağı düşü- nüyorlar. Onun içintekrar A'ınan-| yaya verilmesini istemiyorlar. — Görülüyor ki müstemleke mex EİR M Gültüle h yet alacağı görülüyor. söndürmek Bu eee ceği az meraklı birşey olmuyacak- tır. Almanyanın müstemleke da- vası ortaya çıkalı epey zaman n- luyor. Fakat bunun bilhassa şu son zamanlarda bilhassa ebemmb yet kazandığı malâimdur. Bundan evvel müstemleke meselesi İngi- Jiz matbuatında muhtelif surette mevzuu bahsolmuştu. Fakat bun- gdan sonra meselenin daha ehem - Tren soyanlar | (4 üncü sahifeden devam) tır. Şefleri de bunlar meyanında- dır. Haydudların otomobilleri, o- tomatik — silâhları — bulunduğu anlaşılmıştır. <Fakat haydudlar, — ayni gece hastanede bulunan paralı arkadaş- larını kaçırmışlardır. Buna kimse inanmıyor: «Nasıl oluyor?> diyor.| Halbuki doğra. Haydud kaç - mış. Böyle tehlikeli bir baydudun hastanede nebaret altında bulun- durulmaması büyük bir hayret u- yandırmıştır. Saat 19 da, hastanenin elektrik lâmbaları sönmüş ve ancak üç çeyrek sonra yanmışlır, Bu sırada, biraz evvel kendisnel kan verilen yaralı haydud kaçmış, gitmiştir. Nasıl kaçtığını, nereye - gittiğini de gören olmamıştır. AD Yaşıyan ölüler (3 inel sahifeden devam) terkettim. Avustralyaya — giltim. Sonra bu hali adaya geldim. Yir- mi senedenberi burada yapyalnız yaşıyorüm. —Avladığım — kuşları, balıkları yiyorum... Norman, yeniden havalandığı sırada ihtiyar kont ellerini sallı - | yarak bağırmış: | — Bir daha gelirseniz bana bi- raz kahve, tütün ve kibrit getiri- niz. Zira yirmi senedenberi bun- lardan mahrumum. Ateşimi de ü mecburiyetindeyim, (8 Inci sahifemizden devam) — Bu mücadelede mağiüb olan, ölen mikroplar ne olur? Nereye gider. — İdrarla çıkar, irinle çıkar,.. — Kifi, kâfi... Biraz sonra ye- meğe gideceğim, Midemi bulan- dırmayınız... NASIL VE NEREDE YAŞIYORLAR? — Bu miniminicik, gözle görü- miyen canavarlar her yerde ya - şarlar: Kitabların yaprakların - da, kalemtraşın sapında, şu çiçek vazosunun içindeki suda, yediği- niz meyvalarda, şu paslı iğnenin ucunda sizi beklerler... Evet, şu kirli çivi ile parmağı - nızda açtığınız küçük bir yaraya, içtiğiniz suya girerler; her daki- ka, hersaniye zâafınızı, dikkal - sizliğinizi beklerler ve bundan is- tifade ederler. Hemen vücudünüze sokulurlaş. O zaman kuşpalazı, kolera, ve da ha birçok korkunç hastalıkların ârazı başlar. : — Fakat, nasıl faaliyete geçi - yorlar?. — Bu henüz malüm değil... Sıh hatiniz bozuldu, yorgunlukla, aile ile veya az gıda alriakla mukave- metiniz azaldı mı bu küçücük ca- navarlar uyanırlar, faaliyete ge- çerler. İşte o zaman mücadele baş- lar. Bu mücadeleye «humma> der- ler. Daha bidayette titremeğe baş larsınız. Kalbin darbeleri fazla « laşır. Çünkü taarruza karşı koy- mak mecburiyetindedir. Vücudün harareti yükselir. Mücadele şid - | detini arttırır. Sessiz, gürültüsüz | bir harb başlamıştır. | İşte bu sırada biz müdahale e- | | deriz. Taarruza geçen canavaria- | ra karşı koyabilmesi için lâzım | gelen kuvveti, bu fena mikrobları | öldürecek ilâçları veririz. | Leucocite'ler, bu beyaz kürey- veler bizim askerlerimizdir. Ya - vaş yavaş galebe çalarlar. Hara - ret düşmiye başlar. Mütcarrızla- rın sayısı gittikçe ekşilir. Hastalık geçer. Siz de yorgun, solgün - ve bitkin bir halde mücadeleden ga- lib çıkarsınız. Bazan mücadele pek fecidir. İş- te Koh mikrobları... Yavaş yı vaş ciğerleri kemirir, harab öder: Verem... İşte, minimini yavrucakların boğazlarını tahrib eden kuşpalazı mikrobları... Bazan bunlara mu- kavemet gayrikabildir. Birdenbire wücudü sarar, ve iyi mikrobları mağlüb eder. — Bunları görebilir miyim?. — Hay, hây azizim... Şurada bir mikroskop var. Size, sırasile bü- tün mikrobları göstereyim. MİKROBLAR Mikroskop — nedir, bilirsiniz. 'cek bir tarzda gençleşip güzelleşme- İrım buna nasıl muvaffak olduğumu 'Görülmiyen canavarlar... — Veba mikrobları!... Yerimden sıçradım. Mikros - koptan uzaklaşmak istedim. — Korkmayınız... Bu gördüğü- nüz mikroplar ölüdür bir zararları olmu Gözümün önünde küçük küçük noktalar, çizgiler, garib garib şe- küler peyda oluyordu. Artık bir şey söylemiye, sormağa cesaret e- demiyordum. — Bu gördüğünüz mikroblar ane| in, mide, ülser, hançere, kanlı brof- şit mikrobudur. Sonra bir başka cam koydu. — Geliniz, bakınız... Dedi. — Aman, ne tuhaf şekil bu?. Bu küçük virgüller, bu küçük pembe aksansirkonfleks'ler, bir sinema yıldızının kaşlarına, ne kadar da benziyor. — Kolera mikrobu!. Masadan uzaklaştım. Doktorun uzattığı bardaktaki alkole bakı- yorum. Fakat tereddüd ediyo - Tum. — Korkmaynuız... Bu nefis bir Sartröz'dir. Daha başkalarını gör- mek ister misiniz?. Tamamile mikroblu kumaş parçâlarım da var. Bunları da görebilirsiniz. — Yetişir, bu akşamlık bu ka- dar yetişir. — Sonu yarın — HER SABAH. görünüyorum Pariste : Bayan Grebert diy-rki: <Uyanır uyanmaz, hemen el aynama — sarılıyor yüzüm- deki - buruşukluk- larımla çizgileri- min günden güne kaybolduğunu ke- mali hayretle gö- Tüyorum.» ve «Bir hafta zarfında mucize' dene- me eidden şaştım. Bütün urkadaşlar soruyorlar ve beni candan tebrik ._—l İlera takibi başlanmak ü 2—SON TELGRAF — 13 | ci teşrın v HİKÂYE AŞKA VEDÂ (4 üncü sahifeden devam) zümler gibi olgun ve baş döndü- rücü, tenin Antalyanın portakal bahçelerinden daha renkli ve se- rin. Bu saydığım güzellikler be- nim olduğu gün dünyanın en mes'ut adamı olacağım, Leman hanım, Müberra, o gece çok uzun gö- Tüştük. Bütün bir gece oturduk. İstikbal üzerinde projeler yap - tık. Ayrılırken tatlı ve çılgın bir Tüzgâr, kabaran karanlık denizin üzerinden kopup taşan rüzgür coşkun fırtmaların estiği başı - mazdan geçerken dudaklarımız tutuştu, başımız döndü, ve ben düudaklarımı onun dudakları üze- rinde buldum. Benliğimi tutuş - turan bu ateşten kaçmak için göz- lerimi açtım, açılan gözlerim ge- celer kadar karanlık, çıldırtan bir çifL güzle karşılaştı, bu yanan Rözlere ve yakan dudaklara ken- diml bıraktım, bu birakış dakika- larca sürdü... Karadenizin, ayın parlak ışıklarına Çigan orkestra- sının en içli nağmelerine karış - miş rüzgâr saçlarımızı dakikalar- ca birbirimize karıştırdı... Saçla- rımiz rüzgürda başları ların içine karışmış saatlerce dur- duk, Leman bu son cümleyi, — içini Çekerek bitirdi. Müberra heye- canla: ğ — Sonra abla? — Sonrası aşka veda, hayata sevgisiz ve baharsız geçecek olan uzun bir ömür, Sonra Müberra, i- şittim ki Orhan güzel, genç kız- ların meçhul kalp hirsizi imiş. Bunu bana ertesi gün tanıdığım ve onu sorduğum İnsanlar, onun çapkın ve evli bir zabit olduğunu söylediler, Meliha Madencioğlu |DEVREDİLECEK İHTİRA BERATİ «Ferro - Prusyat vasıtasile tabo- lunan matbuat ve bunların islahi» bakkındaki ihtira için alınmış olan 10 ilkteşrin 1934 tarih ve 1865 nu- maralı ihtira beratının ihtiva ettiği” hukuk bu kerre başkasına devir ve- )yahut mevkii fiile konmak için ie- ra dahi verilebileceği teklif edik mekte almakla bu hususa fazla ma- lümat edinmek isteyenlerin Gala- tada, Aslan Han 5 inci kat 1-3 nu- maralara müracaat eylemeleri ilân ——— ——— LA İstanbul Emniyet Sandığı Direktörlüğünden : Emniyet Sandığına borçlu ölü Bay Dehar varislerine ilân yolile tebliğ Bay Dehar Üsküdar Arakiyecihacıcafor mahallesi Körbakkal sokak leski 97 yeni 49 numaralı manbahçe bir bap uhşap hane (yeni: Ahçıbaşı n A H A G E N ç |Mektebi sokak No. 74) Birinci derecede ipotek göstererek 4/7/928 tarihinde 1904 hesap nus marasile Sandığımızdan aldığı 300 |ötemediğinden faiz, kuml, lira borcu 26/5/938 tarihine kadar yon ve masarifi ile beraber borç 805 lira 44 ikuruşa varmıştır. Bu sebeple 3202 numaralı kanun mücibince hakkında ere tanzim olunan ihbarname borçlunun mu- kavelenamede gösterdiği ikametgâhma gönderilmiş ise de borçlu Bay Dehar'ın yakarıda yazılı aâreste öldüğü anlaşılmış ve tebliğ yapılama- mıştır. Mezkür kanunun 45 inci maddösi vefat halinde tebligatın ilân süretile yapılmasını âmirdir. Borçlu ölü Bay Dehar mirasçıları işbu ilân tarihinden itibaren bir buçuk ay içinde Sandığımıza müracaatla mu- İrislerinin borcunu ödemeleri veya kanunen kabule şayan bir itirazları İvar ise bildirmeleri lâzımdır. Mirasçılar ipoteği kurtarmazlar ve yahut İbaşlıyan takibi usul dairesinde durdurmazlarsa ipotekli gayri menkul mezkür kanuna göre Sandıkça satılacaktır. Bu cihetler alâkadarlarca — bilinip ona göre hareket edilmek ve her birine ayrı ayrı ihbarname teb- liği makamına katm olmak üzere keyfiyet ilân olunur. Davlet Demiryolları ve Limanları İşletme U. İdaresi İlânları 9 UNCU İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜNDEN: (1415) İstanbul - K. Çekmece banliyö kısmı kış tarifesi 15/X/1938 tarihin- den itibaren mer'iyet mevkiine girecektir. Ceb tarifeleri gişelerde satılmaktadır. Fazla tafsilt için istasyonlara mürsenat edilmesi rica olunur. (7408) İstanbul defterdarlığından : Mikrobları 200, 500, 900 kere ve |diyorlardı.» Senelik — Kira daha ziyade büyüten bir alet... Bu usulü tatbik etmiş olan bin-| Muhammen — müd. Doktor Jak B. kalktı. Küçük |lerce kadınlar, bir hafta zarfında| Ciâ$ ve mevkil ü l bir lâmbayı yaktı. Mikroskopu |birkaç yaş gençleşmiş bulunuyorlar. Morcanda Dairel Harbiye cadilesinde kâin 49 numa- Bancrlali yi Yüzlerindeki — buruşukluklarla çiz-|ralı Caferiye hanının hazineye ait hissesi. S17 3 yıl — Belişmili gileri tamamen kaybetmişlerdir. A-İKâğıthanede Kasriğli arkasında, ağıl, ahır ve odayı ”'İıt?“m “'“Y"""'ı";_r Ümler, buruşukluklarımızın ancak müştemil 45065 metre murabbamdaki mandıra. K e dor bir cam parçası aldı. Ü- zerinde birşey, ancak farkoluna- bilecek küçük bir leke vardı. Tü- bün 'altına sürdü. Bilâihtiyar: — Ne güzel, dedim. Yeni ku - maşların desenlerine benziyor. Zemin ne güzel donuk mavi, Bu kırmızı etrüsk şekiller, bilhassa çin mavisi olanlar ne hoş! Ne sa- — Bunlar verem mikroblarıdır. Cam parçasını aldı, bir başka- — Ay... Papatya çiçeği gibi... Ne garib yaprakları var!. Menek- şe rengini andıriyor. Bu bir çiçek mi, bir hayvancık mı?, —Hayır! Sadece bir aktimomi- koz mikrobu. Bunu vücudden çı- karabilmek için amoliyattan baş- ka çare yoktur. Geçid resmi devam — ediyordu. Daktor, mikraskopun ayarını de- Biştirdi. Şimdi 1,900 defa büyük ihiyarlamağa başladığımızda mey- dana çıktığını keşfetmişlerdir. Çün- kü, cild ihtiyarlayınca bazı hayati| icevherlerini kaybeder, bu cildi bes- leyip kuvvetlendiriniz. hemen ta- zeleyip gençleşir. İşte, Viyana Üni- versitesi profesörlerinden — doktor Stejskal'in şayanı hayret keşfi olan ve BİOCEL tâbir edilen ve genç bayvanlardan istihsal edilen - cild, büceyreleri hülâsası, bugün pembe rengindeki Tokalon kremi lırkibin—ı de mevcuddur. Her akşam yatmaz- dan evvel tatbik ediniz. Siz uyur »| ken cildinizi besleyip gençleştirir.| la nihayetinde on yaş daha genç-/ leşmiş görüneceksiniz. Gündüzleri de beyaz rengindeki Tokalon kre- mini kullanınız. Siyah noktaları e- ritir, açık mesameleri sıklaştırır. ve| birkaç gün zarfında en esmer ve| sert bir cildi beyazlatıp yumuşata- gösteriyordu. caktır. —Herhalde bunun da muzır ol- duğunu iddia edemezsiniz. Hen -« önreA Ha eser Pa: (DreKlafiz Cemal minicik noktalar pek tehlikeli bir (LOKMAN HEKİM) şeye benzemiyorlar. — Görünüşte öyle... Fakat bun- Divanyolu: 106 lar nedir, biliyor musunuz?, 'Hastalarını pazardan — Hayırt. —— bi » Bet M dgu ra kabul ed | Yukarıda cins ve mevkii yazılı yerler hizalarındaki kira ve müddet ĞD AA çe ER eg e gÜRE LAĞ EL İstanbul Emniyet Sandığı Direktörlüğünden : Emniyet Sandığına borçlu ölü Bay Mehmed Fnat varislerine Üzerinden açık arttırma usulile ayrı ayrı kiraya verilecektir. İsteklilerin ve tediye şeraiti ile diğer şartlarını öğrenmek istiyenlerin her gün Millt — Emlâk İdaresine ve müzayedeye İştirak edeceklerin de 24/10/938 Pa; zartesi günü saat on dörtte yüzde 7,5 pey akçelerile Mill! Emlâk Mü- — idürlüğünde toplanan Komisyona müracaatları (M.) (7825) ilân yolile tebliğ Bay Mehmedi Fuad Çengelköy Lekecibozu sokağı eski 52 mükerrer İyeni 2 numaralı hane. Birinci derecede ipotek göstererek 6/6/929 tarihinde 5554 hesap nu- Ve buruşuklukları giderir. Bir haf-|Marasile Sandığımızdan aldığı 400 lira borcu 26/3/938 tarihine kadar — ödemediğinden faiz, kumisyon ve masarifi ile beraber borç 697 lira 59 kuruşa varmıştır. Bu sebeple 3209 numaralı kanun mucibince hakkında iera takibi başlanmak üzere tanzim olunan ihbaranme borçlunun mu- — kavelenamede gösterdiği ikametgâhına gönderilmiş ise de borclu Bay — Mehmed Fuat'ın yukarıda yazılı adreste öldüğü anlaşılmış ve tebliğ — yapılamamıştır. Mezkür kanunun 45 inci maddesi vefat halinde tebli. gatın ilân suretile yapılmasımı âmirdir. Borçlu ölü Bav Mehmed Fuad mirasçıları işbu ilân tarihından itibaren bir buçuk ay içinde Sardığımıza — müracsatla murislerinin borcunu ödemeleri veya kanunen kabule şayan bir itirazları var ise bildirmeleri lâzımdır. Mirasçılar ipoteği kurtarmaz- — ve yahut başlıyan takibi usul dairesinde durdurmazlarsa ipotekli — lıklı üteh gayri menkul mezkür kanuna göre Sandıkça satılacaktır. Bu cihetler — alâkadarlarca bilinip ona göre hareket edilmek ve her birine ayrı ayrı in ihbarname ıehlwnıhmn.!kılıalnıi üzere kefiyet ilân alunur, —— * L TSCRİĞ v ; | İ İ 1 a ğ 4 ü + İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: