| İ İ l ü Ka e &N* k A A A D A Tıb Kongresi arifesinde — Daha bu yaşm Etibba odasının Şiyleolursa faaliyeti Lokal- K Etibba Odaları- min faaliyeti hak kında esaslı ve mevsuk bir malü- mat ve izahat al- mak üzere idare merkezi şehrimiz. de bulunan Üçün- cü Mıntaka Etib- ba Odası Başkanı Doktor Yahya Or- hanla görüştük. Gazetemiz — na- wana vaki olan ri- üşük vir mezaketle — kabul buyüran — muhte- rem doktor, Oda- “n kuruluşu, gü- yesi ve mesaisine Git hususat hak- kında sorduğumuz muhtelif sorgulara gu cevapları verdi: — Türkiyede E- tibba Odaları 1929 senesi nihayetinde tababet ve şuabatı sanatlarının tarzı ierasına deir o- | lan 1219 mumaralı kanıman buy- ruğu ile kurulmuştur. Her mıntaka birkaç vilâyeti ih. tiva etmek üzere dokuz mıntaka Etibba Odası vardır. Üçüncü Mıntaka Etibba Odan İstanbdul, Edirne, Kırklareli ve Te- kirdağı vilâyetlerini ihtita et mektedir. Karüün buyruğuna göre mınta- ka dahilinde mevcut icrayı sanat salâhiyetini haiz serbest ve me- *mür bütün etibba ile muayeneha heri olan veya memur — bulunan | diş tabibi ve dişçiler; sanatini icra | eden eczacılar Odalara aza yazıl- muya mecburdurlar. Etibba Odalarının ikt senede bir defa intihap edilen idare he yetleri ve Haysi; n dar, Vazifeleri, etibba &ramı #liklı dostluk temin ulrnî;îı :î—: leki haysiyeti korumak; ilmt mü. Samereler vemaire turetile atası. 'DIR istifadelerini mucip hususatı lı'ı'q:ı;.k; Haysiyet Divan- mtasile meslekdeşler « Sında zuhür edecek umzjna;— hal, aysiyeti meslekiyeye mugayir hareketleri men, idert ve umumt içtimeları yapabilecek Tokal te, t serbest TMesaide n doktor, diş tabibi ve yet Divanları var- ihtara çı ları vas bulunan dişçileri mak flara ayırmak tu vergileri için sana gibi hususattır. Merkezi İstanbulda bur çüncü Mıntaka Et halen 1600 kadar Tup, dokuz sene lunan Ü. dbbe Odası'nın Üyesi meveut o- Tüphane kurmuş; Cut ilmi ve meslekt ta; v 'P Cemiyeti Tinin birçoklarının heyeti Idmı: leri ve umumi toplantıları için MERAGON! Tokal temin etmek sure. ütübane - Âza adedi "v—N— Ki Oda Reisi Doktor Yahya Orhan tile bu teşekkülleri ekonomik dü- | şgüncelerden azade bir hale geti- rerek bütün kuvvetlerini ilmi cepheye tevcih etmelerini temine TMuvaffak olmuştur. Bu cemiyet- ler tarafından merkez binasında ak sık ilmi toplantılar ve müsa- Mereler tertip olunmaktadır. Henüz iki buçuk senelik haya- ta malik olan ve bugün her eser- den birer tane olmak üzere 6000 îllda yakın mevcudu olan kütüp- hönesi ile üyelerine, hemen hiç- biy meslekdaşın yalnız başıma ma- Tik olması muhtemel bulunmeyan zengin bir ilim memba hediye etmiştir. Yatnız bu kütüphane ile Türk tıp ölemine büyük bir hiz- mel edilmiştir. Yeni yetişmekte olan tıp fakül- tesi talebesi - dersleri için yar- dımcı kitaplar - bulduklarından - kütüphaneye çok rağbet göster- mektedir. |Kurulduktan bugüne kadar ta- til günleri hariç olmak üzere zi- Dört afacanın marifeti En büyüğü 13 ve en küçüğü 11 yaşlarında bulunan ve Taksimde oturan Seyami, Mehmet Emin, Raut ve Mehmet isminde dört çocuk evvelki gün Balatta, Şaban ve Nurinin evlerine kapılarını kırmak suretile girerek iskarpin vesairöyi çalmışlar ve savuşur- larken yakalanarak adliyeye ve- rilmişlerdir. Yedinci sorgu hâ - kimliğine verilen afacanlar ağlı- yarak suçlarım itiraf etmişler - dir. 2A l ai F . © ln Bir genç telsizistasyo nunda cereyana kapı- larak öldüler Osmaniye telsiz — istasyonunda bir facia olmuş genç bir makinist makineleri temizlerken cereyana kaplarak feci surette ölmüş iki iş çi de ölüm tehlikesini atlatmışlar dir. Faclanın tafsilâtı çudür: Uzun zamandanberi Osmaniye telsiz İstasyonunda makinist ola- Naci isminde bir gevç evvelki gün cereyanları kesilmemiş makinele- | rin arasına girerek makineleri te mizlemek istemiştir. Naci makine lerin arasına girdiği sırada şid - detli elektrik cereyanına kapıl - mış ve çırpınmıya başlamıştır. Na cinin bu halini gören Mustafa ve Hüseyin isminde iki işçi arka - daşlarını kurtarmak için koşmuş lar fakat her ikisi de cereyana ka pılmışlar güç hal ile kendilerini kurtarmışlardır. Hemen makine- lerin cereyanı kesilmiş artık kül ve kömür haline gelmiş olan Na- ei de makinelerin arasından çıka- rılmıştır. İşçi Mustafa fle Hüse - yin tedavi altına alınmışlardır. Bir kız kaçırma yaretçi adedi yevmiye vasati 37 İ Takamını bulmaktadır, Heyeti idare maliye tahakkuk Şubelerinden listeleri gelen mak- Hu kazanç vergisine tâbi meslek- daşlarmı her sene kazançları in. celiyerek sınıflara ayırmaktadır. Vazife almıya talip meslekdaş- larının isimlerini büroca zaptede- Tek tâlep vukuunda namzet gös- termek suretile de üyelerine yar- dim vazifesini yapmaktadır. Haysiyet Divanları vasıtasile heysiyeti meslekiyeye müteallik mesdile nezaret ve teslekdaşlar arasında zuhur edebilecek ihtilâj- ları hal vazifesini de yapmakta- dir. — * Hamarncılar idare heyeti bu #yın 177 sinde yeniden seçilecektir. Yeni heyet hamamlara dal CÜZ gu çalışacaktı! çıkmı — Kız sahihden Kafkas ? biliyor - hem de pek mükemmel.| mma; tambur bilmiyor- SUN, CUTA ve şaz çalıyor musun? - Bu akşam, bu noksanımı da anladım. Ustam; ne yapayım, ba- ha 9d öğretliler. Lâkin; udu iyi Şaldığımdan tamburu ve sazı çok çabuk öğrenebilirim. — Bunların hepsi iyi n li hepi =ııım.ı=. katen çileden ya başlamıştı — Hiç şüphe etme ustam; ben efendimize kendimi beğendire - bileceğim... Buna kanaatim var. — Eh! İnşallah; benim de ar- züm budür. Haydi bakalım göre- Yim seni... Çeşmiâb, yüzüne allık ve düz- gün sürmedi. Sarı güzel saçlarını boylu boyuna taradı. Yüzü zaten pembe beyaz idi. Allığa, düzgüne düzüm yoktu. Arzıniyi vaktin geciktiğini du, Çe; seslend Davası neticelendi Suçlular mahküm oldular Çatalcamın Anarşa köyünde ce- reyan eden kız kaçırma vakası - tin muhakemesi ağır cezada gö- rülmüş ve dün karar verilmiştir. Bu köy balkından Rablayı Ra - miz, Musa, Nazmi ismindeki ar- kadaşı ile birleşerek kaçıran Rabi anın üvey babası Yusuf üvey kı- zıni Ramizle evlendirmek üzere kaçırdığım söylemiş ve neticede bu sebepten dolayı kendisi ile Ra- mizin cezası birer seneden Ö şar aya indirilmiştir. Musa ile Naz - mi'ye de 3 ay hapis cezası veril- miştir. Berlin sefirimiz Almanyaya gitti Berlin sefiri Hamdi Apak dün akşamkt ekspresle Berline hare- ket etm — Kiz, çabuk ol; geç kaldık... Çeşmidb; derlenip toparlandı. Haznedarın önüne düştü. İç odalardan geçerek Padişahıa bulunduğu kapıya geldiler, Hazi- nedar kapıyı vurdu. Sultan Aziz seslendi: — Gel! Arzı içeri girdiği zaman etendisini karyolaya uzanmış bul- B 5 / Mat güzel; ince tül geceliğini çıkarmış ücyan bir halde efendi- sinin yanında yatıyordu. Vaziyet çok acayibdi. Bu hal ile Çeşmiâb içeri girip ne yapacak' Sultan Aziz; hakikaten büşbü- tün çileden çıkmış ve bu ane ka- dar yapmadıklarını yapıyordu. Hazinedar, kendisine cünbüş payı çkarmağa çalışırken büsbü- tün açıklta kalıyordu. Çeşmiâbi, getirmemiş — olsaydı 04 twlaçık heyatlap bir geçe ol - rak çalışan Adapazarlı Nuh oğlu Üniversite kitabları Bu yıl, Üniversite gençliğinin €n büyük derdi olan kitap mese- lesi hallediliyor. Bu kitapların kıymetini ve büyük — yardımını yüksek tahısil çağı içinde bulunan lar takdir ederler. Kitap Üniver sitede birinci plânda oturan ve ta lebenin, Profesörün yapacağı iş - Terde hâkim olan bir kuvvettedir. Yalnız bu kitapların faydası iyi- Tiğindedir. Fakat Fayda vermiyecek bir sürü kitap, kitapsızlıktan daha çok zararlıdır. Bu yıl tercüme edilen ve bir - kaç zamana kadar talebenin eli- e geçecek olan kitapların beynel milel kıymetlere sahip oldukları ni duyunca mesele köktünden hal ledildi. Rükmünü verebiliyoruz. BÜRHAN CEVAD Mesken Bedelleri Tevziat başlamak üzere Verilmesi evvelce kanunen te- karrür eden şehrimiz ilkmektep muallimleri mesken bedellerinin tevziine yakında başlanacaktır. Mesken bedelleri; 933 11 eylülün- | den itibaren hâlen mekteplerde wazife başında bulunanlara 5 er Hra olarak verilecektir. Mektep binası dahilinde oturan muallim- ler ayni olarak haklarını kullan- dıklarından bunlar; mesken be - deli alamıyacaklardır. 937 de kıdem alan müallimlerle evvelce kıdem görüp de farkını alamıyan — muallimlerir — kıdem farkları 938 bir eylülünden itiba- Ten hesap olunarak verilecektir. snlelğilliğrek Beş vilâyeti alâ- kadar eden bir panayır Göynük panayırı açılmıştır. Vi- lâyet dahilinde açan panayırla. rın sonuncusu olması ve kazanın Anara, Eskişehir, Bilecik, Koca- eli vilâyetlerile hududu bulun - ması dolayısile panayırda şimdi- den büyük bir kalabalık vardır. Bilhsssa kışlık besili bayvan ü- zerine hararetli alış verişler bağ- lamıştır. HiLÜyLArİ Kanuna muhalif hareket Küçükpazarda Sandalcılar cad- desinde kantarcı Ali ile oğlu İb- ryahim damga kanununa muhalif kantarlar yaptığından yakalana- rak mahkemeye verilmiştir. 'KALBE GİREN HIRSIZ Senenin en orijinal zomanını J Â Fakat; Dilşadı, mağlüb edeyim | derken şimdi başına / ikinci bir | Dilşad daha çıkmış oluyordu. Fakat; Çeşmiâb, ne yapar yapar da Dilşadı bu gece mağlüb eder, efendisinin gözüne girebilirse yine işi işti. * Hazinedar içeri girer — girmez, hiç birşey söylemeyip olduğu y: de elpençe divan durdu. Efendi den irade bekliyordu. İşin tuhafı, Sultan Aziz, Çeşini- âbı çağırdığını bir an için unut- muştu. Mat güzelin varlığı ona, verdiği emirleri unutturabilecek kadar kuvvetli gelmişti. Ustası - zan böyle mevsimsiz — gelmesine bir mana veremiyerek sordu: — Usta ne var? Ne istiyorrun? Hazinedar, Padişahm bu söz - Jeri karşısında afalladı. Demek; Çeşmiâbı unutmuştu. Derha! to- parlandı ve: | | kânına pencereden girmiş ve 108 |/ | Hra parayı çalıp çıkarken bekçi | İktısat Vekâleti iç ticaret umum| müdürlüğü mühim bir istihlâk ve ihraç maddemiz olan «zeytinyağsı n da standardize etmeyi kararlaş tırmış olduğunu yazmıştık. Bu maksatla bir nizamname ha zırlanmıştır. Diğer taraftan zeytinyağlarımı- zın ihracında kalitesinin muhafa- za olunmasına dair alâkadarların mütaleaları da alınmıştır. İktısat Vekâleti bu hususta zeytin yetiş- tirilen mıntakalarda ve zeytin ya ğ ihracı yapılan piyasalarda esas- htetkikat icra ettirmiştir. Yeni standart nizamnamesile memlekette zeytinyağı bilekârlı- inın kati surette önüne geçile - cek ve halk, karışık zeytinyağ ye | mekten kurtulacaktır. i İhraç olunacak zeytinyağ tene- | kelerinin üzerine muhakkak birer | etiket konacak ve zeytinyağların | asit derecesi yazılacaktır. İ Ahlâksız Adam imiş Şahidler böyle sö/le Altı ay evvel Valide hanındaki odasına davet ederek kendisine fenalık yapmak isteyen Şükrü is- minde birini bıçakla öldürmek- ten suçlu Cavidin müuhakemesine dün Ağırceza mahkemesinde de- vam edilmiştir. Dünkü celsede dinlenen şahit- ler maktul Şükrünün ahlâksız bir 'adam olduğunu ve bu yüzden bir- aç defalar karakola düştüğünü söylemişlerdir. Muhakemoe bazı şahitlerin ceb bi için başka bir güne bırakılmış- tır, 'tlirayı çalıp kaçarken| tutuldu Sabıkalı Servet oğlu Nihat ev- velki gece Ankara caddesinde 257 | numaralı Hüseyinin tütüncü dük- | Nusret tarafından — görülmüştür. Nihat kaçmıya — başlamış, fakat | bekçi tarafından havaya bir el si- lâh atılınca durmuş ve teslim ol- müştür, ——— * Öndüle makinelerinin behe- | mehal mühendis mektebinde mu- karar verilmiştir. Sullan Aziz; bir lâhza mülâtü zadan sonra kendine geldi. Çeşmi- âbı istemişti. Usasına dünerek: - Ha; evet... Pekâlâ gelsin ba- kalım.. Çeşmiâb içeri girmişti. Gökmavi gözleri parıl parıl parlıyordu. Pa- dişahın yanında serpilmiş çıplak yatan mat güzele göz kuyruğile baklı ve mücadelenin çok çetin olduğunu anladı. Lâkin, kendin- de sarsılmaz bir iman olduğunu da yokladı. Arzıniyaz Çeşmiâbi içerde bira- kıp çıkarken, Sultan Aziz seslen- di: — Usta; sen de gel; oldu olacak, iki aya yakındır hasretim sizlere. Haydi çabuk ol soyun da gel!. Arzıniyaz efendisinin bu ilti ına yer öperek mukabele ettikten sonra sevinçle dışarı fırladı. | ——— Yil 1908, Ay, 10 Gan,286 rlinr161 Sultan Aziz, ayakta duran Çeş- miâbı; dikkatle süzdü. Göz aheı bir kızdı. — 8—SON TELGRAF—13 Iktisadi meseleler Zeytinyağlarımız standa: ediliyor Zeytinciliğimiz de ihya ve ıslah olunacak Karışık yağ satılmasının kat'i olarak önüne geçilecek dize Diğer taraftan İktısat Vekâleti memleketimizde zeytinciliğin 1s- lâhı için yeni bir takım tedbirler | almaktadır. [ Bu cümleden olmak üzvre geçen. yal açılan zeytincilik -kurslarına yüzlerce kişi devam ettiğinden yeni kurslar küşat olunacaktır. Bilhassa mahsul veren zeytinle - rin verim kabiliyetleri arttırıla- cak, bugün yağ istihsali endüstri miz en iyi bir disipline tabi tutu- lacak; yabani zeytinler aşılana - | cak, yeni ve büyük zeytinlikler tesis olunacaktır. Geçen mevsimin zeytinyağ is - tihsal rekoltesinin «35* bin tonu bulduğu ve geçtiği anlaşılmakta - dır. Bu rekolte; evvelki yıllara na zaran çok farkhdır. Alınacak yeni tedbirler saye - sinde önümüzdeki mevsim zeytin yağ rekoltesinin daha fazla ola - | cağı muhakkak görülmektedir. Diplomasız Dişciler Meselesi Tıb kengresinde yeni- den mevzu bahsolacak| Üçüncü milli diş tababeti kon- greği 179 Teşrinisanide; — <Tıp küngresi» ile beraber toplanaca - ğindan şimdiden hazırlıklara baş- | lanmıştır. | Kongrede yapılacak tebliğlerle genel sekreter Orhan Okyay meş- gul olmaktadır. Diplamasız dişçilerle esaslı bir mücadele edilmesi meselesinin de köngrede mevzuubahs olunacağı anlaşılmaktadır. 1337 Hicri Şaban :8 1554 Rami Eylöl 3 41cl TeşriniPerşemboe| çaba, ne olacaktı? — Bekâretinin verdiği mahcubiyet ile kıpkırmızı kosilmişti. Kalbi; dışarı fırlıyacak gibiçarpıyordu. Heyecan duyma - mak için, iradesini zorladığı hal- de birtürlü muvaffak olamıyor - du. Eli ayağı zangır zangır titri - yordu. Lâf değil; Padişahın ha - rimine girecekti. Yalnız olsa bir şey değildi. Fakat; mat güzel vardı. Ustası da gelecekti. Bu kadar kalabalık bir cümbüşte daha hayata ilk atı- lan bir kız nasıl heyecan duy - mazdı. Arzmiyaz usta; Dilşad ne de ol- sa açılmışlardı. Lâkin; kendisi Sultan Aziz; Çeşmiâbın heye- can geçirdiğinin farkında değildi. Oda loştu. Yalnız; mehtabın kuv- vetli ziyası her tarafı danyeli a - Bırırcasına beyazlatmıştı. Çeşmiâbin, büllüri göğsü; ince tülün içinde hafif hafif titriyordu. " O HAK ©/ LOZOFU Talebenin kitab satışı Sahaflar çarşısından elbette geç mişsinizdir. Eskiden burası kitap satışının sayılı pazarlarından bi- ri idi. Şimdi buradaki dükkânlar. dan birçoğunun trikotaj satışına yerlerini terkederek meçhul hbir diyara göç etmiş olduğunu esefle görüyorduk. Hayli zamandır buranın durgun kitap piyasasını birkaç gündenbe- ri bümmalı bir faaliyetin kap - lamış olduğunu tyyretle görüye « Yaz. Başlarında kasket, erkek kız bir sürü talebe, ellerinde mektep ki- tapları yüksek sesle yine mektep talebelerinden olan müşterilerine harıl harıl kitap satmaktadırlar, Ticarel ayıp değildir ve küçük yaştan ticarete başlamak üdela - bir fazilet te olabilir. Fakat ders yılı başlamış ve yeni bir - tedris, programile yeni bir faaliyete gir miş olan çocuklarımızın böyle el- kerinde geçen seneki — kitaplarını kendilerinden bir sene senra ay- mı kitapları okuyacak olan arka - daşlarına böyle gelenin, geçenin gözleri önünde tıpkı bir seyyar sa tıcı edasile satmalarını biz hoş bir manzara olarak telâkki etmedik. Oradan bizim gibi geçip te bu man zarayi görenler ile Maarif idaresi bilmeyiz şu hâdiseyi nasıl karşı - hıyacaklardır?. HALK FİLOZOFU Birimizin derdi Hepimizin derdi Bir mübadilin haklı şikâyeti Dün Hüseyin oğlu Ahmed Falz imzasile bir karilmizden pek haklı bir şikâyetname al- dik. Bunu aynen - yazıyor ve biz de salâhiyettar makamla » rın bu mesele ile alâkadar ol - masını bilhassa rica ediyoruz: «Ben Selânik mübadil ve mu ü hacirlerindenim. Dokuz çocuk babasıyım. On üç nüfustan iba Tet efradı ailemi geçindirecek bir halde değilim. j f! | ıı | J 4 4 3 İ j ) 4 4 | | l j İskân idaresinde mevcud 820 nüomarah dosyamda iskân ka - nunlarının emir ve bütün şera iti haiz olduğuma dair evrak vevesaitim mevcuddur. Senelerce iskân daireleri e- şiklerini yıprattım?” Sılıhât ve İçtimat Muavenet Vekâletinin sA1/937 tarih ve SOĞOL/YTS3 | numaralı emirlerile iskân hak- kım tasdik ancak iatediğim e- vin kanunen tavize salih em - lükten olmadığı cihetle verile- miyeceği İstanbul iskân müdi- riyetine tebliğ edilmiş ve is - kân müdürlüğünce de bana bu — yolda tebligat yapılarak ka * nünen ancak Ermeni firarile - Tinden metrük bir evin tarâ - fima taviz edilebileceği bildi- rilmesine mebni, uzun tahar « riyattan sonra Ermeni metrükü duğunu öğrendiğim Kadıkö- yünde Caferağa mahallesinde Fırıldak sokağında 10 numaralı — evin bana tahsisini istida ey- — | | a ldııBuwnüıuineuhkio kat yaptırılmış ve bu evin bana tavizinde kanunen hiçbir mâni bulunmadığı halde bu kere ta- rafıma tebliğ edilen 28/9/938 tarihli ve 6454/820 numaralı is- kün idaresinin emrile de milli — emlâke aid evlerin Emlâk Ban — kasına devredildiği cihetle ta- — leb ettiğim hanenin bana ve » rilemiyeceği bildirilmiştir. Cunmihuriyet hükümetinin en yüksek prensiplerinden biri de senelerce uzayan muhacir iş - lerine bir son vermek ve mağ- duriyetlerine meydan vermi « — yerek iskânları cihetine git - — mektir. Böyle olduğu hald on beş senedir iki odalı bir ev sahibi olamamaklığımı nasıl — tefsir edeceğimi bilemiyarum, * Bu hususla Sıhhat Vekâle - —— tinin dikkat nazarımın celbi dğayamın tedkik - etlirilmesini hâlen ve dokuz çocuk — babası olan benim gibi bir muhacirin