Beşsenesonra Kasap biçağı ile ihtiyarın boğazını kesen katil Bu karışık muammayı çözmek Va kabil olacak mı Fransanın Şarant - inferiyör e- yalcti ahâlisi çok sakin adamlar- dır. Kavga ettikleri nadiren görü lür. Bütün bir sene ya bir, ya da iki kavga veya cinayet olur. Bu da, le gönül işlerinden ile Gizli ve kapaklı yeri $ sene evvel Uno'da cinayet böyle değildir. r muzmma halini almış ve aha , korku içinde bırak- yeme mesi — Martın bir adam, çok vahş rette rüştür. ksen bir yaşında, B inde bir su- ordu. Ve birçok köy gibi paralarını da yanında Martın 9 uncu gü- ü sabDah saat beş buçukta torunu mon Karto çiftliğe geldi. Kap ları açıktı. İçeri girip te büyük bahasını kanlar tar görünce dehşet Emil Riffa, yatağında uzanmış î.l.or: karnının — üzerinde B9 ga kosilmişti. Katil,” bıçağı kadar şiddetli kılluvıxnl;:x îımb; Şi en ayrılmasına az kal mışti. Ancak bir deri tutuyordu. anlı, ihtiyarın elinde bir ğunu gördü ve kendi- ni öldürdüğüne hi tti. Fakat, etrafa göz gezdirince bu hukmıiıı' de yanıldığını, ve büyük babasının bir cinayete kurban gittiğini anla di. Hakikaten, jhtiyarın bağazı-, ni kesen elindeki ustura değildi, yatağın altına atılmış, kocaman bir kusap biçağı idi. Sonra odada ki eşyalar alt üst edilmiş, dolap- lar açılmış, gözleri kırılmışı, için. dekiler yerlere atılmıştı îşuşd adliyesi derhal tahkika- ta başladı. Zabıta ihtiyarın, sir - kat kasdiyle öldürüldüğüne kana at getirmişti. Fakat katil âl BeN til âleti o- n kime ait olduğu anla- şılamadı. Üzerinde, parmak izleri » parmak izle: de bulunamadı. — — öe-; Komşular da birşey görmemi- ler, birşey işitmemişlerdi. Cinaya Beş sene evvel öldürülen çiltçi in, ihtiyarın tanıdıklarından biri tarafından yapıldığı muhakkaktı, * İhtiyar, çok kimse- lerle temas etmezdi. Her kesten çekinirdi. Tanımadığı bir adama, bilhassa gece vakti kapısını açma yacağı şüphesizdi. Sonra, bahçe - deki bekçi köpek te hiç havlama mıştı. Şu halde cinayet, serseri, veya bir yabancı tarafından ya - pılmamıştı. Doktor Yongar ve Düfor tara- fından yapılan otopsi neticesin - de cinayetin saat 22 - 24 arasında :.b.î“dıai ve ihtiy: üç bıçak larbesi ile t Si öldürüldüğü tesbit e- N:Hıklulün en yakın akrabaları e zabitayı tenvir l sam n yoktu. Bundan başka katilin âl- Cinaşete sahne olan çililik | Gığı paraların mikdarını da bilmi Yorlardı. Binaenaleyh zabıta, ka- tili tevkife yarayacak bir malü- at alamadı, ipucu yakalayama- di Aylar geçti. Tahkikattan bir ne tioe çıkmadı. Nihayet, sorgu hâki- ai M. Jane, dosyaları kaldırıp ra fa koymak mecburiyetinde kaldı. | Fakat 3 Nisan 1935 de, yani iki se ne sonra, on beş yaşında Fransu | Aime adlı bir çobanın beyanatı meselenin yeniden mevzuu bahsol masına sebebiyet verdi. Bu delikarılı, maktulün cski hiz metçilerinden idi ve bizcat ken- di kayin pederi, ziraat amelelecin den Leon Rori'nin karısının yar- dımiyle ihtiyar çiftçiyi katlettiği ni söylüyordu: — Katil âleti olan brasğı da ka- yin pederimin elinde göy “üm, ben ce ihtiyarı öldüren Leorl Rasi ile karısından başkası değildir. Zabıta karı ve kocayı derhal tevkif etti. İki hafta süren sorgu neticesinde masumiyetleri mey - dana çıktı. Sorgu hâkimi, delikan | İ almak maksadile iftirada bulun- duğuna kanaat getirdi. Dosyaları Bene rafa koymaya mecbur oldu. Fakat, mahalli jandarma ku - mandanı gizli gizli tahkikatına devam ediyordu. Nihayet geçen- lerde birini tevkif etti. Seneler- denberi unutulan bu katil mese- | Jesi yeniden meydana çıktı. Aca- | | ba bu defa muamma alleditecek Beş sene gonra tevkif olunan a- dam, Jan Magniye adlı bir ko- yun tüccarıdır. ve yetmi; dadır, Evi de, cinayete sahne ol çiftliğin elli metre ilerisindedir. Bidayette, zabıta” kendisinden şüpelenmişti. — Fakat, şüphelerini izaleye muvaffak ol muş ve kendini kolayca kurtar- mışti, Bu.defa, sorgu hâkiminin ye- niden kendisini tevkife karar ver- mesinin sebebi, henüz anlaştlama- Muştir, Roşel adliyesi çok ketum davranıyor. Bununla — beraber, zabıtanın zarfettiği söyleniyor. Katil öleti 'an kasap bıçağının da kendisi- r€ ait olduğu iddia ediliyor. I Sonra bu adamın çok asabi, çok biddetli olduğu, hattâ bir yortu günü kendi oğluna kızarak böğ - mak , alacağı olar 12,000 frangı isteyen hizmetçisini de öldürmek istediği de söyleniyor. Magniye - nin bütün ailesi kendisinden şikâ- yetçi, bunlardan ka; pederi, 3 bin alacağını istediği zaman Mag niye hiddetlenmiş : — Sana para değil, altı kur- şün borçluyum... Cevabını vermiş ve kovmuştur. Bununla beraber, maznunun ka- rısı, kocasının masumiyetini iddia ediyor. İlk ifadesinde, cinayet ge cesi başağrısından muztarib oldu- ğunu ve bütün gece yatmadığını söylediği halde şimdi, kocasının yanında yattığını ve bütün gece bir yere gitmediğini iddia odi” lının kayin pederinden — intikam | maznunun | son zamanlarda pek çok paralar | | | kat S 32 kiş KKoyun tücecarı da sükünetle in- kâvda devam ediyor. Sorgu hâki- mi çok müşkül bir vaziyette kal- maştır. Fakat dosyada, Magniye- « aleyhinde birçok lır. Bakalım bu muamma na e hakikat meydana Mes Bilhassa hayata yeni atılan genç- ler için muvaffak olmanın çarele- rini düşünmek, kendi istidad ve kabiliyetlerine göre işlere gire - rek ilerlemek en düşünülecek mevzulardan olduğuna sı bu dünyada kabil değil mlerde Amerikada tetkikattarı ve İngilterede buna dair yazılan şeylerden «Son Tel- graf» bahsediyordu. Bu tetkikat gösteriyordu ki bir çok kimseler bugün buundukları vesikalar | | Jarı soğuk damga olacaktır. Kart- li |Pesta idaresinin güzel Sovyet Plânörcüsünün rekoru Sovyet plânörcülerinden Ma - karov, geçen ay içinde, iki kişilik bir plânörle ve yanında Godovi- kov yoleu olarak bulunurken, bir uzun uçuş yapmış ve 19 saat 8 da- dakika havada kalmıştır. Sövyetler Birliği «Kotarov» merkezi havacılık klübü spor ko- misyonu, bu uşuşa aid vesikaları, | enternasyonal rakar olarak tes- bit ve ilân edilmesi için, enternas- yonal havacılık federasyonuna bildirmeğe karar vermiştir. Resimli Kartpostallar bir teşebbüsü | Ankara 3 (Hususi muhabiri - | mizden)— Posta, telgrâf ve tele- fon genel direktörlüğü, cumhu - riyet rejiminin yapıcı ve başarı- ci vası! n ve teren kartpostallar baz dir. Yurdun mühtelif ta- | bit manzaralarile âbidelerini ğös- | teren 30 tane olan bu kartpostal- | ların tabı adedi 300.000 dir. Kart- | lar üçer kuruşâ satılacak ve pül- ' | İ lar Cumhuriyet bayramında sa- tışa çıkarılacaktır. lek intihabı en mühim meseledir Iş hayatında muvaffak olmak için evlilik yahut bekârlık birer engel oluyor mu, olmuyor mu? İngilteredeki tetkikat neticesi, vaziyetin evliler lehine olduğunu göstermiştir ve istidadından memnun görün - | mektedir. İ Evli veya bekâr olduğuna göre ilerleyip geri kalmak cihetine ge- 'l Hince; bekârlardan & 41 kişi eğer | evli olsaydılar ilerlemek için daha î iyi çalışacakları kanastinde ol - duklarını anlatıyorlar. Fakat $59 kişi bunun aksi fikirdedir. Evlilerden © 38 kişi bekârlığı daha iyi bulmuştur. Yüzde 62 kişi deevliliği muva lerin çoğu izdivacı terakki için en gel görmüyorlar. Beraber çalışı- kimselerin iyi atkadaş olup ol- | madıkları meselesinde ise © &5 işlerden memnun olamamışlardır. | Amerikada orta yaşlı 300 kişiye bir takım sualler sorulmuş ve bun lar yüksek tahsil görerek mekteb di atılalı yir- gi halde yine kendi istedikleri gibi bir iş saha- Si bulamadıkları anlaşılmşıtı. Bir İngiliz gazetesi de bu mevzuu ala- rak kendi okuyucularına şöyle su aeller sormuştu: Yükselmek içiri daha büyük emelleriniz var M? Şimdikinden daha başka bir isti- dad sahibi olmayı ister miydiniz? Evli veya bekâr olsaydınız daha pi ilerlerdiniz? Beraber çalıştık- larınız işlerinden memnun mu - dur?, Size işinizi görürken iyi mu- amele edilmediğini mi zannedi -< yorsunuz? Mektebden çıktıktan sonra istediğiniz gibi ilerliyebil - diniz mi, yoksa geri mi kaldınız? İşte bu tarzda sorulan suallere cevab olarak Landralı gazete o - kuyucularının ne dediklerini top- lamıştır. Alınan neticeye göre ©* 94 kişi- nin yükselmek için daha büyük e- melleri olduğu —anlaşılıyor. Di - dekleri olmuyanlar ancak *& 6 dır. Yüzde 48 kişi de şimdikine da- ha başka bir istidad sahibi olma- yuarzu ettiğini bildirmiştir. Fa - aymr * kişi buna sevets, yüzde 15 kişi «hayır» cevabını. vermiştir. | İşte kendisine iyi muamele &- ” dilip edilmediği sualine karşı £'72 kişi iyi muamele gördüklerini, l * 28 kişi de bunun aksini gördük- lerini bildirmişlerdir. Tahsil hayatını bitirdikten, iş- te ilerleyip ilerlemedikleri suali- ne karşı da 56 41 kişi memnun ol- duklarını, 34 pek-iyi, * 25 kişi de fena neticelere erdiklerini bildir- | mişlerdir. | göremedi. Kahvede, her öğleden — İşte, katil geliyr Dor caddesinde, Ege. kahvesi- nin kapısından içeri giren Vieje- rar, bu sözü işitince, kime ait ol- duğunu anlamak istedi, ve başını geriye döndürdü, baktı. Kimseyi bi henüz kimseler müşteri vardı. ın dostları, masanın. etra gturuyorlar, kupa oynuyor. Kendisinden başka gelen de yoktu. Şu halde söylenilen bu söz kendisine ait idi; | Bri'nin, yavaşça beş kelimelik cü nan hayretini mucip olmuştu. Te- | lef gülerek : | — Gel bakalım, katil!... Dedi. Bri, sandalyeyi işaretle i- lâve etti: — Otur şurayat.,. Ve hep birden gülmeye başla- | difar, Viejerar asabileşmişti. Rica ederim, şakayı bırakı - nız... — Şaka mı?, Bilâkis ciddi söy | dan şayanı dikkat olanlarım sü- tunlarına geçirmiştir. Evet... çok kimselerin bugün bulundukları vaziyetten daha yüksek mevki lerde bulunmak istedikleri anlı şılmaktadır. Fakat ilerlemek için yalnız istemekle kalmamak lâ - zım. İnsanın ne istediğini de iyice bilmesi ve hedefini gözönünden ayırmıyarak ona varmağa çalış - ması icab ediyor. Hiç kimse he- defini iyice tayin etmiyerek ne is- tediğini bilmzese onun için mu- vaffakiyet çok şüphelidir. İngiliz gazetesinde cevablar neşredilen - | lerin tecrübeli ve yaşlı kimseler olduğu anlaşılıyor. Meselâ bun - lardan biri diyor ki: Benim gençlere verebileceğim nasihat şudur: İntihab ve tercih edecekleri mes leği tayin ederken çok düşünsün- ler, yorulsunlar. - Başlangıçta bu | zordur. Hoşa gitmez. Fakat so - | nunda kendileri memnun olacak- tır, | Birisi de yazdığı mektubda şim- | diye kadar - ilerlemediğini, ayni halde kalarak senelerdenberi ça- lıştığını söyledikten sonra bunun da sebebini itiraf ediyor: «Bunun sebebi yine kendimde- dir. Elimdeki iş orta derecede, fa- kat emin olduğum bir Iştir. Daha parlak işler bulmak için uğraş - mağa, ilerilemek için çalışmağa teşebbhüs edecek olursam şimdi e- limde bulunanı da kaybedeceğim- (Devamı 6 ıncı sahifede) Teşekkür Kalb sektesinden ölen — sevgili eşim we babar'ız Samsuün öşrafın- dan Hacı Hüseyin öğlü Nuri Kes- kinin cenaze merasimine iştirak etmiş ve beyanı taziyet lâtfunda bulunmuş olan bilümum dost ve akrabaya ayrı ayrı teşekküre te- Gssürümüz mâni olduğundan en samimi minnet ve şükranlarımızın iblâğına sayın gazetenizi - tavsit ederiz. ; j ilesi Nimet ve oğulları İşte katil S;I'i_yoh “İntikam almak için geldim ve aldım. Artık rahatım şimdi! Yakışıklı katil kimdir ? lüyoruz. Sizin isminiz Fernan Vi- e-je-rar değil mi?... — Bvet... — Şu halde Viejerar, siz «kü- çük soytarı» denilen Piyer Lar« tuazi öldürmekle maznunsunuz. Cesodi, sabaha kargı Loret civa- * rında bulünmüş. İnkâra lüzum yok. Çünkü cürmünüzü itiraf et mişsiniz... İşte «Pari Suar» yazı- yor, Bri cebinden çıkardığı gazete- yi açtı. Viejerara uzattı. Birinci sahifede iri harflerle şu yazılı «Loret'te bulunan ceşedin hüvi yeti anlaşıldı, katil de yakalan- dı..,» Bunun altında daha küçük ve si yah harflerle: «Bu; Viejerar adlı müthiş bir sabıkalıdır. Cürmünü itiraf etmiş Gözlüklerinin arkasında gözleri büyüyen Viejerar; j Diye tekrarladı. Masann üzeri- ne şiddtli bir yumruk indirdi: Bir katil, benim ismimi alsın... Olur şey değil bul... — İsminizi mi?... Fakat, bu ka- til sizin mevcudiyetinizden ha - berdar değil. Nüfus cüzdanınınzı çalmadı a' Hayat maceradan İdaret mi? Kaç defa hapse girmek, zen- | van, Pol gibi herkesin kullandığı 1 ci Teşrin 1938 — Hayır! Fakat bu isim... — Kendi ismi... Şüphesiz bir adaşlık karşısında bulunuyoruz. Sade bir isim müşabeheti. Başka birşey değil... — Adaşlık!. Fakat, Viejerar, Di. bir isim değildir. Ş İhtimal akrabalarınızdan bi Tisi... Sözünü keserek: — Asla!... Uzak ve yakın akra balarımdan benim ismimi taşıyan kimse yoktur. Sonra ailemizde ci — nayet işleyen de olmamıştır. j Bri cevap verdi: — Üzülecek birşey değil. Bu çok görülen birşeydir. Ben, noter Tik yaparken miras meselelerinde birçok defa bu gibi isim müşşhe- hetlerine tesadüf ettim, zorlukla ra uğradın. Halbuki hiç biri-ayni familyadan değildi. R Bu #efer, münakaşayı kısa kes —— mök için: 4 — Ehemmiyeti yok, dedi. Kapa — tanız bu meseleyi... “ - Ehemmiyeti yok mu?... Dü- şününüz bir kere, Herkes bunun — bir isim müşabeheti olduğunu bil mez, beni zannedor... v (Devamı 6 ıncı sahifemizde) gin olup iflâs etmek hayatı tamamlıyabilir?.. Bir meşhur hatıralarını anlatıyor Londra gazeteleri geçen gün iki emekli albayın macerasını yazı - yörlardı. Bunlar ötedenberi alış- veriş ederken bir takım çekler sürmüşler, sonra bu çeklerin kare —— şılığı olmadığı anlaşılmıştır. Bu -— nun üzerine her iki emekli albay mahkemeye sevkedilmiş, fakat bu işte suçları olmadığı anlaşılarak serbest * bırakılmışlardır. Yalnız ortaya çıkan birşey varsa o da her iki albayın çok masraf ettikleri, nihayet borçlarını ödiyemiyecek bir hale geldikleridir. Bu iki kişi- den biri para kazanmak için uzun bir seyahate çıkarak yazı yazmak — suretile tekcar zengin — olacağını — söylemektedir. Diğer emekli albay Kirbiye ge- lince; altmaş yaşlarında olan bu — adam dört defa harbe gitmiş, on — iki defa hapse girmiş, bir o kadar defa da zengin olarak iflüs etmiş- tir. Böyle bir adam Londra gazete- leri için az meraklı bir mevzu de- — değildir. Parlak devirlerinde Kin — biyi tanımış olan güzel kadınlar şimdi onu görseler de acaba onun değişmiş çehresini bilebilirler mi idi?. Bir zaman büyük büyük pa- ralar sarfetmiş olan Kirbi şimdi kendisine geçinecek bir iş aramak — üzere Londrada oradan oraya baş