2—370" ?İLGI&:—Ö 1 ci Teşrin 1938 - Kitablar arasında: İstanbul masalları Merrum Ziya Gökalp, vak- tile yazdığı bir makalede: «Hakiki bir masalcı ile münase - beti ve karabeti olanlardan mil- | Tet namına rica ederiz ki, hemen bütün masalları aynen zaptetsin- ler; çünkü, halk masalları bir milletin en zengin hazinelerin - den biridir. Milletin eski seciye- si, eski mefküreleri masalların- da mahfuzdur.» Diyor. Şimdiye kadar ne mu - | harrir arkadaşlardan, ne de folk- lorcu Ustadlardan hiç biri «Halk masallarını» toplamak ihtiyacını duymadılar, yayut - tabir caizse - bu yorucu işe girmek zahmetini ihtiyar etmediler. Eminönü Halkevi Dil, Tarih ve edebiyat şubesinin bu uğurda sar fettiği mesai arasında, bu araştır- malara benzer çok değerli eser- der çıktı. Fakat, bunların folklor tarihine büyük yardımı dokun - makla beraber, Halit Bayrı'nın büyük gayretler sarlederek vücu de getirdiği iki cild eserinden baş ka, kül halinde toplanmış «Halk masalları» yoktu ve bu eksiklik, derleme faaliyetimiz arasında bü- tün boşluğiyle göze çarpıyordu. Bu boşluğu doldurmakta büyük bir gayret gösteren genç ve mu- waffak muharrirlerimizden Naki Tezel,, İstanbul halkının ağzında ve hatırında kalan masalları top hyarak (İstanbul masalları) adiy- le çok kıymetli bir eser vücude getirmiştir. Eminönü Halkevinin ayni şu - besinde Halit Bayrı ve arkadaşla rile birlikte çalışan Naki Tezelin büyük bir tevazula bize sunduğu bu eser, tam bir folklor unsuru ol makla beraber, halk bilgisi mad- delerinin hemen hemen hiç işlen- memiş cevherlerini ihtiva etmek- tedir. Daha geçen yıl, Amerikalı mü- dekkiklerden — Philip Cooper'in «Türk folklorü>» başlıklı yazısın- da: (Anadoluda esaslı tetkikat ya pılsa, halkın dilinden kitaba geç- memiş binlerce masal toplamak mümkündür, Tıp, Tarih, Edebi - yat bakımından büyük bir kıy - met taşıyan halk masallarını Red cevabı Alınca / Kızın'yolunu keserek h3 yaralamış İde Hakkı isminde birinin , yanında çalışan Aziz isminde bi- ri Hakkının kızı Hamideyi iste - miş, red cevabı alınca da bir gün yolunu keserek Hamideyi taban- | ©a ile ağır surette yaralamıştır. Azizin muhakemesine dün ağır geza mahkemesinde başlanmıştır. Aziz suçunu inkâr etmiştir. Muhakeme şahidlerin celbi 1- | çin başka bir güne bırakılmıştır. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Şehrimiz emniyet — müdürlüğü G ıncı şube müdür muavini Bay Alâeddin Gazianteb emniyet mü- dürlüğüne tayin olunmuştur. l%ı AŞK, Tetrika N. 124 Hafızasını yokladı.. acaba önü da 'yeni otelin adresini vermiş miydi? ; Ayten bunu iyice hatırlıyamıyor-| — Ne olursa olsun - diye söylen- di - Hele bir Amerikalı nszir gelsin de. Böyle kibar ve yaşlı bir adamın Hostluğundan — zarar — göreceğimi zannetmiyorum. F Sokaktan kitar sesleri geliyordu. Ayten oturduğu yerden fırladı.. koştu. Pencereye Dar bir sokak.. otelin kapısı önün- HEYECAN ve İHTİRAS ROMANI toplamak Türk folklorcularının en ön plânda gelen vazifelerinden bi rini teşkil eder.) | Sözü beni o zamandan beri bu I mesele üzerinde bir hayli düşün dürdü. Doktor Süheyl Ünver'in | tıp folkloru Üzerinde sarfettiği gayret ve mesaiyi yakından gö- | rerek, kendisinden hiç ölmazsa | bir (tıbbi hikâyeler) serisi-bek- | liyordum. Bu arada Naki Tezelin neğrettiği (İstanbul masalları), folklor maddeleri — bakımından » keyfiyet ve kemiyet itibarile - büyük bir kıymet ifade ettiği i- çin, her zaman gözümün önünde duran büyük bir boşluğu kapat- miş oluyor, Galiba gene - tarihi hâtırımda kalmadı amma - üç beş yıl önce idi. Doktor Knoş'da Macaristan- da verdiği (Türkiyede halk ma- salları) adlı bir konferansında bu eksikliğe işaret edere, halk ma- sallarından - Ziya Gökalpin de - diği gibi - milletin eski seciyesi- ni ve eski mefkürelerini çok da ha iyi anlamış olacağımızı söyle- miş ve bunların hemen düzeltme si faydalı olacağını ilâve etmiş- ti, «İstanbul masalları» bugün eli- mizde ham ve işlenmemiş bir folk lor unsuru olarak bulunuyor. Bun lar da edebiyat, şir Ve içten ge- len ince duygular aramak doğ- ru değildir. Bunlardar edobiyat- çılarımız, içtimaiyatçılarımız, he kimlerimiz, ve terbiyecilerimiz kendilerine ait maddeleri alıp, on ları mamül birer madde haline sokmalıdırlar. Naki Tezel, mesaisini yalhız İs-) tanbula hasrederek (İstanbul ma- salları) ni topladı. Genç arkada- şımızı tebrik ederken, şunu da i- lâve edelim ki, folklor neşriyatının bu vadideki boşluğu doldurabil - mesi için, Türkiyenin her köşe - sinde dilden dile dolaşan bütün halk masalları toplanmalı, ve bu kıymetli eserin yanında yer alma- sını istemek hakkımızdır. Anadoludaki Halkevleri eleman-| ları bu işi pekâlâ başarabilirler. İskender F. SERTELLİ Metresi var diye Hırsızlık yapmış Suçlu Fatma tevkif edildi Eyübde Cemil isminde biri ile bir müddettenberi metves haya - tı yaşamakta olan Fatma isminde bir kadın Cemilin memleketinde evli olduğunu öğrenince: — «Ben sana bir oyun aynıyayım. demiş ve Cemilin evde bulunmadığı bir sırada sandıkta bulunan 380 lira parasile altın sant ve sairesini çalmıştır. Yakalanarak adliye teslim edilen Fâtma dün dördüncü! asliye cezada sorguya çekildikten sonra tevkif edilmiştir. Fatmanın yatağı olarak yaka- lanmış olan Hidayet serbest bıra- kılmıştır. yazan: İskender BERTELLİ |de perişan kılıklı on sekiz yaşlarin- da bir genç, kitar çalarak pencere- iye doğru italyanca şarkılar söylü- . yor ve para dileniyordu. Güzel, yakışıklı bir İtalyan gen- ciydi bu. Venedikliler bu kitarlı dilencile-i Belediyelere Yapılacak Yardım | Bir kanun projesi | hazırlandı Sirkeci meydanının pek yakın- da genişletilme ve güzelleştiril - esine filen başlanacak- me ameliy tır, Meydan açıldıktan sonra möş- hur Kariye camiinin etrafındaki binalar istimlâk edilecek ve cami zarif bir şekilde ortaya çıkarıla - caktır. Bu suretle daima seyyah- ların dolaştığı bir mıntaka da gü- | zelleştirilmiş olacaktır Marakaz Vapuru da Geldi Denizyolları İdaresi tarafın « dan Almanyaya sipariş edilmiş olan «Marakaz» vapuru dün lima- nımıza gelmiştir. Denizbank erkânı dün vapuru gezmişlerdir. | «Marakazs; «Sus> ve «Traks 1n | aynidir, 2 inci mevkide Üüst güvertede 110 kişinin oturabileceği bir sa- lon ve bunün altında da ayrıca «70» kişilik bir salon vardır. Tahlisiye için beşer kişi istiab edebilecek «28» ve «20> kişi ala- bilecek 7 sandalı vardır. 1 inci mevkide de 100 kişilik bir salonla ayrıca 100 kişilik e- turacak mahaller ve 100 kişilik güvertesi mevcuddur. Vapurun tahmil ve tahliye ter- | tibatı ile bütün aksamı sön sis - temdir. Sür'ati 18 mildir. Marakaz vapuru da Mudanya hattına işliyecektir. Kariye camlinin | Etrafı îcılı_yur | Bu işe Sirkeci meydı-? nınin açılmasından | sonra başlanacak Ankara 3 (Hususi muhabiri - mizden)— İstanbuldan başlıya - | rak seyyah celbine ve tabi güzel- liki bulunan | ve kasabalarımızın güzelleş- i için bu şehir ve kasaba - | ileri imar plânlarının tatbiki masraflarına karşılık olmak üzere | devlet bütçesinden — belediyelere | yardım yapılması hakkında İç | Bakanlıkça bir kanun projesi ha- | zırlanmıştı. Proje alâkalı Bakan- | lıkların mütaleaları alınmak su- retile son şeklini almış ve Baş- bakı verilmiştir. i ile eski eserleri Ayten bu çocuğun haline çok a-| cıdı. — Zavallı, dedi, bu kadar şarkı Söyledi.. kitar çaldı. Buna mukabil kendisine an para veren olmadı. Kitarcı meyus değildi. Ayni numaraları bir başka sokak- ta, bir başka otelin veya evin önün- ide de tekrarlamak üzere yürümeğe başlamıştı. Ayten pencerede — Küçük Sinyor... : Diye bağıtdı. Kitarcı başmı yu- karı kaldırdı.. kendisine bahşiş ve- rileceğini sezerek tekrar kitar çal- mıya ve şarkı söylemiye başladı. Ayten çantasından bir liret alarak / ipencereden attı. | Te para vermekten usanmış gibi gö- rünüyorlardı. Hiçbir - pencereden! para atan olmamıştı. - Kitarcı deli- kanlı başındaki şapkasını çıkararak, gelip geçenlere uzatıyor ve - hiç| kimseden yardım görmüyordu. Kitarcı, çoktanberi hiçbir yol- | eudan bir liret bahşiş almamıştı. | Yerde ışıldıyan parayı görünce, yerlere kadar eğildi. Ayteni min- netle selâmla; Ve çalgısını büyük bir coşkun- lukla çalmakta devam etti | lecek tek suç ve noksanı sekiz | | sayfa olduğu halde beş kuruşa 'Donanma- fiyeci etiket kullanmamışlar, hak ETYŞ İstanbul kurtuluş Bugün NAHİD SIRRI Sabahleyin sokağa çıkmca ilk rastladığım tütüncü dükkünın- dan (Bugün) ün birinci sayısını aldım. Ali Naci'nin Babâli cad- desinden ayrılarak ve Balkanla- ra gitmekle kanmıyarak iâ Ce- nub Amerikasına kadar 'uzanma- sı, bayatınm mükadder — seyrini sadece bir zaman için durdur- muş. Eski gazeteci İşte ilk im- kândan istifade ederek yeni bir sabah gazetesile mesleğinin zevk- lerini sürmek ve meşakkatlerini gçekmek üzere yine Babiâliye av- det ediyor. (Bugün) güzel basılmış ve gü- zel tertib edilmiş. Havadisler iti- | malı bir tasnife tâbi tutulduğu gi- bi, başla - Falih Rıfkı ile Necib Fazıl olmak üzere birçok değerli | muharririn yazıları var. Her say- | fasına isabet eden güzel yazı ve gündelik gazetelerimizle mukaye-| gündelik gazetelcimizle mukaye- seden belki de muzafler çıkabi- | lir. Onu piyasada lâyık olduğu | büyük rağbetten mahrum edebi- | satılmasıdır. Bizde sekiz yaprak- | h gözetelerin 3 ve çok — sayfalı | gazetelerin 5 kuruş istemiye hak- | ları bir an'ane halinde kabul edi- | liyor. Fakat keyfiyete değil kem- | miyete bu itibar; biraz da Sultan | İbrahimin mahbubesinden alaca- | ği zevkin onun tül ve arzile mü- | tenasiben artacağı zannına düşe- | rek şehrin her mahallesine adam- lar çıkarmasına ve nihayet Kum- kapı taraflarında buldurduğu ha- rikulüde iri ve şişman Ermeni kı- zını saraya aldırıp Haseki'lik pa- yesine mazhar kılmasına — benzi: yor.. Yeni arkadaşımıza muvaffaki- yetler dilerken okuyucudan da bu bahiste Sultan İbrahim gibi hareket etmemesini, selim zevki- ni (Bugün) hakkında tatbik et- mesini dileyelim. mız İzmite Döndü — bir zamandanberi da bulunan ve za- | man zaman rak talimler yapan şanlı donan mamız, dün İzmirden ayrılmış ve İzmite harel Satış Pazarlıksız satış usulünün tat- bik tarzı etrafındaki — tetkiklere devam edilmekte ve ayni zaman- da bütün esnaf sıkı bir müraka- beye tâbi tutulmaktadır. Beyoğlunda bir kundura ma - ğazası ile Eminönünde bir tuha- larında zabit tutulmuüstür. Sokakta dolaşan çalgıcılar, bancıları memnun etmek için, her dilden birkaç şarkı söylerlerdi. Kitarcı ilk önce, ingilizce «Ba- har güneşi» şarkısını s i. ab- kış bektedi Ayten pencereden-bakıyordu. Kitarcı bundan sonra almanca bir şarkı söyledi. Ayten gene al- kışlamadı. Biraz şonru fransızca »«Mavi yıl- dız. operasından bir parça çaldı ve hazin bir sesle operetin en gü- zel sololarını okumıya başladı Ayten bu parçadan a9 kadar hoşlanmıştı ki.. nihayet, dayana- Madı.. çalgıcıya bir liret daha aktı ve ellerini birbirine - vurarak al- kışladı. Sokak çalgıcıları iltifat ve yar- dum gördükleri evlerin kapıları ö nünde saâtlerce şarkı söylemek- ten ve çalgı çalmaktan çekinmez- lerdi. Kitarcı delikanlı beş on da- kika içinde iki liret sadaka alın- bayramı hazır programı landı Programın en mi olduğu gib İstanbulun kurtuluşunun yıldö- nümüne rastlıyan birincilesrinin 6 ıncı günü Taksim meydanında törenle kutlulanacaktır. O gün bütün resmi ve özel bina- lar, tecimgeler, aydınlatılacak - tır, Tören; süel kıt'alar, okulalar, cemiyetler ve halkın iştirakile o - lacaktır. 'Tören geçişinde yer alacakların adları ve geçiş sıraları şöyledir Motosikletli polis — müfrezesi, Tüm mızıkası İh. Ok. dan birer | tabur, As. Tıbbiye okulu, Dz, mı- zıkası ve Dz. Hr. Ok. ve lisesi, Ku-) Teli mızıkası, Küleli lisesi, Maltepe, mazıkası ve lisesi, Tüm. mızıkağı. 33 Tüm. den mürekkeb Py. Tb. Harp akademisinden suyari gu - rubundan bir bölük, birincilik Ok. I Top. A. nın orhaniydeki Tb. bir sahra bataryası, Polis müfrezesi, İtfaiye mazıkası ve müfrezesi, Şe-i hir bandosu, Üniversite ve yüksk okullar (Alfabe sırasile), Okul - Tarın izcileri (Alfabe sırasile), li- seler (alfabe sırasile), Esnaf ce - miyetleri Okul ve birlikler saat 9 da Sul- tanahmed meydanında toplanmış bulunacaklardır. 'Tam saat 10 da Sultanahmed meydanında 21 pare top atılacak- tır. O esnada okul ve birlikler bir. dakika ihtiram vaziyetinde du - racaklardır. ve top sesile beraber Himanda bulunan büyük ve küçük bütün vapurlar düdüklerile kur- tuluş bayramını — kutlulıyacaklar ve İstanbulun kara ve deniz ve bütün nakil vasıtaları bir dakika oldukları yerde durarak İstanbu- lu büyük sevince kavuşturan şe- hidleri anacaklardır. Sultanahmed meydanında top - lanan okul ve birlikler saat 10,30 da hareket edecek tramvay cad- desini takiben Taksime gelecek- ür. Tribünde İstanbulda — bulunan saylavlar, Vali ve belediye reisi, Şehir Meclisi üyeleri, Sücl Gene- raller ve üstbayla, Adliye ve mü kiye rücsası, Belediye erkânı, Ü- niversite ve maarif erkânı, mat - buat mümessilleri, siyasal parti başkanları, hayır ve meslek cemi- yetleri başkanları, bankalar di - Ege sularına açıla- | rektörleri ve imtiyazlı şirketleri | ticaret odasi heyetleri ve esnaf cemiyetleri reisler 'Taksim meydanında — bayrak çekme meresimi yapılacaktır. Bayrak çekme törenini müte - akıp İstanbul belediyesi tarafın- | dan abideye bir çelenk konacak ve| bundan sonra — gençlik namına yüksek okul talebesinden ve Şar namına şehir meclisi — azasından bir zat tarafından nutuklar söy « | lenecektir, Nutuk — söylenmesinden sonra merkez komutanının vereceği | - şaret üzerine yürüyüş — kolunda merasim geçişi başlıyacaktır. 'Tören geçişini müteakıb yolla - ca pencerenin altında mıhlanıp kalmış gibi, Aytenin bir Fransız kadını olduğuna hükmederek fransızca şarkılar çalıp söyleme- Be başlamıştı. Garib bir tesadüf! Kitarcının o- kuduğu bir şarkı, Aytenin o gün- kü hayatına o kadar uygunki... Kitarcı sokakta coşmuştu: «Hayat, bir uçurumdur. *Bu uçurumun bütün — yolları dikenlidir. *«Bu yollardan kolayca geçinek kabil midir? «Söylivevim D bulunacaktır. * ühim kısımlarını İi yazıyoruz rına devam eden okul ve kıt'alar Pangaltı, T yollarile ve Tarlabaşı caddesile en kısa yol- lardan garnizonlarına dönecek - dir. Öğleden sonra saat 16 da Bele- diye Reisi ve Şehir Meclisi ütele- rinden ve cemiyetler mümessille. rinden ve Parti - başkanlarından seçilecek birer heyet İstanbul ko- mutanlığı merkzine gidecek hal- kın ordumuza olari şükranını ar- zedecektir. Törene davetli olanlar için kıya- fet caketatay ve silindir şapka - dır. Programın ilâmı davetiye ma- kamındadır. GECE PROGRAMI Gece Taksim meydanında şehir bandosu tarafından milli parça - lar çalınacaktır. Saat 20,30 da (Kahraman ordumuz şerefine) Prapalasta İstanbul Vali ve Bele- diye tarafından bir şölen ve- rilecektir. Bütün İstanbul halkev- lerinde güzel Mmüsamereler ve mun tatbik ve takibinin temini ve umumi nezareti Belediye Reisliği- ne aiddir. dİçkili Yerler Halkdan fazla para istenmemesi için yeni tedbir.ler alınıyor İçkili yerlerde halkın bilmiye- vek tarife dci para vermemesi için bele*'ye yeni tedbirler al - maktadır. Bu arada «her istedi - giniz zaman bolediyece — tasdikli listeleri isteyiniz, diye levhalar yazdırılituştır. Bu levhalar bü - tün içkili lökanta ve birahanelere dağıtılmağa başlanmıştır. Bunlar bu kabil yerlerde herkesin görebi lecekleri yerlere asılacaktır. a 21 kişilik bir ticaret hey'eti geldi Şehrimize İtalyadan 21 kişilik | bir heyeti gelmiştir. Heyet azaları Bursadaki fab - rikaları gezmek üzere evvelki gün Mudanya yolile Bursaya git- mişlerdir. | — Mizalirler Bursada 2 gün kal - | dıktan sonra Yalovaya geçecekler ve oradan şehrimize dönecekler - dir. 1,5 sene hapse mahküm oldu Evvelki gün köprüde tramvay- da Stavri isminde birinin 7 lira- sını çalarak savuşurken tutulan ve adliyeye teslim edilen yanke- sici Hüseyin dün dördüncü aş$ - liye ceza mahkemesinde bir buçuk seneye mahküm edilmiştir. *— Sanadet, ancak mezarda bu- Tunur. Ölülerin hepsi mes'uddur- | larl. Ayten, kitarcıya hazin bir te- bessümle bakarak başını pence- reden içeri çekti.. «Ölülerin hepsi mes'uddurlar.. Sözünü bestesile beraber bir- kaç kere tekrarladı. — Şübhesiz, ben de bir uçuru- muün İçindeyim. Bu yolun diken- leri beni didikleyip duruyor. Ko- camdan ayrıldım.. mes'ud değil- dim.. hakiki saadete kavuşmak hulyasile yıllarca bekledim. Kar- şıma Gültekin çıktı.. anunla evle- necektim. Saadete kavuşacağımı umuyordum. O da bir dolandırıcı imiş. Bereket versin, paralarımı kaptırmadım. Burada sefil ve pe- rişan olacaktım. Bu şatkı bana, | saadetin bir rüyadan ibarst oldu. Bunu gösterdi İşte hayatım mey- danda, “er) temsiller verilecektir. Bu proğra- | Çekoslovakya, Südetlerle mes- ya terketmiye razı olduğu — gibi, Polonyalıların — yaşadıkları Te - şen'i de Polonyaya vermiye mu - vafakat etmiştir. Avusturya Ma - garistan — İmparatorluğunun bir cüzünlü teşkil eden — Teşen, sulh muahedeleri müzakere — edildiği gırada Polonyaya - terkedilecekti. Fakat 1919 senesinde Çekoslovak ya bir emrivaki yaparak bu mın- takayı işgal etti. İki sene sonra da sefirler konferansı Çekoslovakya- nn hakkını tanıdı. Gerçi eski A- vusturya — Macaristan ve Çarlık Rusyasının toprakları yağma © - dilirken, Polonya da başka cep - helerde ayni şekilde emrivakiler yapmış ve hatta 1921 senesinde Beneş'in yardımile Almanyadan Silezya'nın bir kısmını da ele ge- çirmiştir. Fakat Polonyalılar Çe- koslovakyayı 1919 senesinde yap- tığı elçabukluğundan dolayı af - fetmemişlerdir. Bu defa Almanya Südet mınta kasını ele geçirmek için Çekoslo- vakyayı tazyik etmiye başlayın- en; Polonya da bu vaziyelten isti fade etmek fir: ı kaçırmak is- tememiştir. Polonyanın iki haf - fadanberi, srar ettiği nokta, en- ternasyonal mübadelede kullanı- lan tabirle «cu ziyade müsaadeye mazhar bir devlet» muamelesi * dir. Yani Südet Almanları hak - kında tatbik edilecek muamele - min Polonyalı ekalliyot hakkın - da da tatbikini istemiştir. Polonyanın davası büyük dev- letlerden İtalya tarafından kuv- vetle müdafaa edilmiştir. Musso - Tini, Çekeslevak krizi hâd bir saf- haya girmezden evvel Lord Run- siman'a hitaben yazdığı açık bir mektubda yalmız Südet Alman - larının değil, Polonyali ve Macar ekalliyetlerinin de kurtuluşlarını ileri sürmüştü. Ondan vonra da söylediği birkaç nutukta Çekos - lovakyadaki bütün — ekalliyetler hakkında plebisit taleb etmiştir. Anlaşılıyor ki Münih konferan - sında da Mussolini, ısrarla Polon yalı ve Macar ekalliyetlerinin da- valarını ileri sürmüş, hatta yeni Çekoslovak hududlarının Alman ya ve İtalya tarafından — ga- Tantisini bu iki meselenin halle- dilmesine bağlamıştır. İtalyanın Polonyalı ve Macar hakları üze- rinde ısrarında şöyle bir politika tabiyesi sezilmektedir: Almanya- nin orta Avrupada genişlemesi İ- talyanın menfaatlerine uygun de Kildir. Fakat Mussolini realist bi. devlet adamı olduğundan Çekoslo- vak mülki tamamlığının müdafüi olarak ileri atılıp da Almanya ile karşılaşmaktan bir fayda çıkmı - yacağını anlamışlır. - Çekoslovak kalesi düştükten sonra, kuvvetli bir Polonya ve Macaristan mey - dana getirerek, Almanyanın şar- ka doğru genişlemesine karşı bir Polonya, Macaristan ve Yugoslav- ya bloku teşkil etmek - siyaseı takib etmektedir. Düşüncesi ne olursa olsun, her halde Mussolini Münih'de Polonyanın ve Maca - ristanın hakları üzerinde ısrar ct- miş ve bu meseleler üzerinde an- laşmıya bir madde - ilâve ettir - miştir. Münih anlaşması — yapılır yapılmaz, Polonya Çekoslovak - yaya bir ültimatom tevdi ederek Teşen mintakasının ilhakını iste- miştir. Dün gezetelerde çıkan ha- bere göre de Çekoslevak hükü - meti, — senlernasyonal — vaziytin müşkülâtını ve Münih anlaşma - sından doğan hüdiselerin zarure- tini gör önüne alarak Polonya - nın teklifini kabul etmiştir.. Ev- velki gündenberi Polonya asker « leri Teşen'i işgale başlamışlardır. Teşen mıntakası, geniş değil -« dir. Fakat Bohüumin ve Kavin'i de ihfiva eden bu muantaka çok zem- gin kömür havzasıdır. Binsena - leyh endüstri bakımından büyük ehemmiyeti haizdir. Gerçi Polon- ya bu mıntakayı İlhak etmekle a- zacık genişliyor ve zengin kömür havzasını ele geçiriyor. Fakat y kaın veya uzak bir istikbalde Al - manya ile arasında ihtilâfa mev- (Devamı 6 ıncı sahilede)