28 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

28 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Köyde meydan 2 —SON TELGRAF—28 EYLOL 198 muharebesi ! 2 köyün halkı silâh ve sopal birine arla bir- girdi! Bir mer'a yüzünden çıkan bu kavğada IS kişi yaralandıSağır garalı hastahaneye kaldırıldı ı Bir tarla yüzünden Balıkesirde feci bir hâdise olmuş ve neticede «15> kişi yaralanmıştır: İsadere köyü halkı; 2 sene evvel Kköylerine âid* mer'adan varidatı köy sandığına ald olmak üzere bir köy tarlası yapmışlar ve o zaman- danberi ekip biçmeğe başlamış - lardır. Fakat civardaki Meinnetler kö- yünden Mustafa ile kardeşi Him- Mmet; bu gerin kendilerine &id ol- duğunu iddia ederek birkaç defa münazaa çıkarmışlardır. Nihayet evvelki gün İsadere öyü halkı her zamanki gibi hep birlikte tarlayı ekmek üzere git- Yeni Vapurlg_rgnız Bir tanesi gelmek Üzere diğeri de dün hareket etti Denizbank tarafından Alman - yyaya ısmarlanan vapurlardan Ma- rakoz vapuru limanımıza gelmek üzeredir. Vapur, Septe Boğazın - dan geçmiş olup bugünlerde li - manımıza gelecektir. Marakas vapuru Süs ve Trak vapurlarının eşi olup Marmara hattına tahsis edilecek, bu suret- le Almanyaya ısmarlanan küçük tipteki vapurlar serisi tamamlan- maş olacaktır. Yine Almanyaya ısmarlanmış o- lan Suvat vaparü da dün limanı- miza gelmek üzere Kiyeften ha - reket etmiştir. Yeni geleri Etrusk vapuru da dün ilk defa olarak Mersine ha- reket etmiştir. Posta idaresine yeni Memurlar alınıyor Örta ıahsıı görmüş gençler ara- sından posta ve telgraf, — telefon umum müdürlüğüne alınacak ye- ni memurları seçmek için İstan - bul posta' ve telgraf telefon mü- dürlüğünde yapılacak — imtihana girmek üzere müteaddid müra - eaatlar yapılmaktadır. Bunların sayısı da 50 yi geçmiştir. İmtihan önümüzdeki ayın 10 un- €u günü icra edilecektir. Ayni gün başlıca posta ve telgraf, te - lefon baş müdürlüklerinde de im- tihanlar yapılacak bu suretle pos- ta ve telgraf, telefon umum mü- dürlüğü teşkilâtını yeni memur- larla takviye olunacaktır. Bu memurların namzedlik d SON TELGRAF'ın tikleri mer'ada Meinnetler köyün- den ellerinde silâh ve sopalarla bulunan kimselerle karşılaşmış- lardır. Bu vaziyet karşısında 2 kö köylüleri birbirine girmiş ve kav- ga sonunda 15 e yakın köylü yara- lanmıştır. Ağır yaralılardan İsadere hal- kından Ali, Mustafa ve Süleyman la, Meinnetler köyünden P: vuş, Himmet, Osman, Mehmed ve Bekir hastaneye kaldırılmışlar - dır. Kavga güçlükle bastırılmıştır. Hâdise hakkındaki tahkikat de- rinleştirilecektir. ÇOcuk Esirgeme Kongresi Beynâı;ilel Mahiyet alıyor Birde sergi açılacak Gelecek ay başında Belgradda sergi adında açılacak olan «Çacuk Esirkeme sergisi nde memleke- timize geniş bir yer tahsis olun - muştur. Çocuk Esirgeme Kurumu bura- ya gönderilecek eşyayı hazırla - mağa başlamıştır. Diğer taraftan köy çocuklarile annelerinin korunmaları, yetişti- rilme Ve yükselmeleri için ayni zamanda yapılacak olan (Balkan | Antant devletleri çocuk esirgeme kongresi) ne Avrupa ve Amerika devletleri de iştirake karar ver- mişlerdir. Bu suretle bu kongre beynelmi- lel bir mahiyette olmaktadır. Berberler içtimaı geri kaldı Evvelce ilân edildiği veçhile, dün berberler cemiyeti bir heyeti umumiye toplantısı yapacaktı. Dün bir kısım alâkadarlarla bu toplantıda bulunmak üzere cemi- yetler umumi merkezindeki top- lantı salonuna gelmişlerdir; fakat kanuni şekline uygun olarak ek- seriyet temin edilemdiğinden top- lantı 4 teşrinlevvel salı gününe bırakılmıştır. * İstanbulda borsanın - tekrar kurulması için bazı teşebbüsler —— ——— — resinin hitamından sonra eski me- murlar arasında esaslı bir tas - Yazan: M. Sami KARAYEL Tarihi tefrikası Ne. 108 Sıra Sultan Azize müsaade filân istemeğe lüzum gör- | gelince, etraftan moden aletin başına yürüdü — Bu âleti kaç dereceye bükü- lattı. Mahcub bir vaziyette cevab verdi: — Yetmiş beş derece kadar... — Bük de görelim?.. Müdür; müsaade taleb etti. Ce- ketini çıkardı. Kollarını, iri ve a- deleli bazularının üzerine sıvadı. Âletin karşısına san! ir pehli- vanla güreş tutacakmış gibi bir tavırla geçti. Kola yapıştı. Zorla- dı. Güç belâ, kıvrana, kıvranı Bile, büküle yetmiş beş dercu.'ye getirdi. Sıra; Türklere gelmişti. Sultan Aziz; Halil Paşaya seslendi: — Halil; haydi bakalım!. Olduğu gibi fütursuzca aletin karşısına dikildi. Ne ceketini cı - Harb Sikortaları Meselesi Alâkadarlar Ikısad vekâletine müraca- at ediyorlar | İhracat mahsullerimizin harb si-| gortası ücretlerinin Avrupalı sl - gorta şirketlerinin merkezlerinden aldıkları emir üzerine arttırıldığı yazılmıştı. Bu hususta İstanbul ihracatçıları) da harekete geçmişler vo koyfiyoti| İktığad Vekâletine bildirmeği ka- rarlaştırmışlardır. ftan bu işle alâkadar kurum da vaziyeti İktısad Vekâle-| tine bildirmiştir. Beyoğlu Halkevi — | dershaneleri Beyoğlu Halkevinden: 1 — Evimizin halk dershaneleri ve kursları şubesine kayid mı melesi başlamıştır. 30/9/938 tari- hine kadar devam edecektir. 2 — (Pazar hâaric) hergün saat 180 dan 20 ye kadar, cumartesi günleri 14 ten 18 e kadar kayid yapılmaktadır. 3 — Yeni kaydolunacaklar nü- fus cüzdanı ve iki vesika fotogra- | ile, eski müdavimler Evimizden | evvelce altış oldukları hüviyet varakalarile müracast — etmeleri lâzımdır. & — Şimdilik türkçe, ingilizce, almanca, fransızca İiteratür. ve diksiyon, dikiş, şapka ve çiçek - çilik dersleri verilmektedir. | tadı bu seneki eserini Aygır Fatma| KİTABLAR ARAFINDA Aygir Fatma Türk kitabçılığının iyi tanıdığı şöhretlerden biri muhakkak ki hepimizin tanıdığı Osman Cemal Kaygılıdır. 20 seneye varan yazı hayatında, her sene yazı âlemimize hiç ol - mazsa bir eser hediye etmeden zaman geçirmiyen bu mizah üs - i ile Türk edebiyatına yepye- ni bir orijin halinde sundu. Hayattan alınmış bir vak'anın en orijinal ifadesini teşkil eden Aygır Fatma, Osman Cemalin mi- zah çerçevesi içinde lirik mevzu- ları kolayca hazmedilir bir larz- da vermek kudretinin en bariz misalidir. Muharrir, bu eserile Türk romancılığında yeni bir hamleyi başarmış sayılabilir. Bayrondan sonra yepyeni bir istikamet alan İngiliz edebiyatı nasıl tekâmül safhalarını yine bu üstadın elinde geçirdiyse, Hayat mi bu, romanının muharriri de içinde bocaladığımız içtimal faci- alardan birini ayni tarzda teşrih eden ve.. Türk edebiyatına göze, kulağa ve dimağa hoş gelen bir üslüb nümünesi veriyor ki, bu nümune yine romancılığımızda bize kuvyetli bir istikbal ve ör- neksiz bir istidad halinde beli - zen kendi ellerile geliştirilecek en kuvvetli kuvvetli eserlerin biri şeklinde meydana çıkmış bulu - nuyor. Gençliğin tutacağı üslüb örenkleri arasında Hayat ma bu, «en kuvvetli eserlerin biri birincisi görüşü sayılan tek eserdir. Burdurda mekteplere hücum ediliyor Belediye seçimi hazırlıkları bitti, nam- zedler bugünlerde ilân ediliyor Maarif Müdürü Kâşifin riyasetinde top'anan Burdur vilâyeti ilk tedrisat muallimleri Bordur 25 (Hususi muhabiri - mizden— Önümüzdeki ders yılı- na hazırlanmak için iİlkokul öğ - retmenlerinin bir haftadanberi yapmakta oldukları toplantılar sona ermiştir. Muallimler dönmüşlerdir. 'Toplantıda vilâyet maarifi için çok mühim kı r verilm vazifeleri “başına karmıştı. Ve ne de kolunu sıva- mıştı. Aletin koluna, sapan de - mirine yapışır gibi yapıştı ve bük tü. 'Tam yüz dereceye ve sonuna kadar büktü. Herkes hayretler i- çinde kelmıştı. Sultan Azizin yüzü güldü. Halil Paşa; bu işi kıvırdıktan sonra şamdancıbaşı haydi, haydi kıvı- racaktı. Hele, kendisi her iki pehliyanın fevkinde olduğu cihetle belki de onların büktüğünü kendisi kırı caktı. Ve zatı böyle yapmağa, da azmetmi, İmparator ve İmparatoriçe, Ha- Hl Paşanın kolayca kolu bükmesi üzerine daire müdürüne bakmış- lardı. Sultan Aziz; emir verdi: — İbo; haydi bakalım sen de bir yokla şu zırıltıyı... | İbo; Halil Paşa gibi ceket fi - şamdancı başıya | bugünlerde ilân olunacal Mekteblerde 22 eylülde kayıdla- ra başlanmıştır. Bu sene mekteb- lere şimdiye kadar misli görülme- miş bir hücum vardır. - Derslere inlevvel başında başlanacak- Diğer taraftan belediye seçimi hazırlıkları bitmiş, yeni namzet. ler tesbit edilmiştir. - Namzetler lân çıkarmadan aletin önüne var- di. Bir pehlivan ensesine el ense çeker gibi letin koluna yapıştı, ve büktü. Tam yüz derece bükmüştü. Lâ- ma, cimi yoktu. Sültan Aziz; mağrurane daire müdürünün yüzüne bakarak — Gördünüz mü Mösyö. Dedi. Zavaltı adam, ezilip bü - zülmüştü. Ceketinin kollarına sığ-| muyan iri ve adaleli bazuları bir anda küçülmüştü. Sıra; Sultan Azize gelmişti, Et. rafından müsaade filân istemiye Tüzum görmeden aletin başına yü- rüdü. Padişahın, heyecan ve asabiyet içinde olduğu yüzünden belliydi. Yüzü gerilmiş, çenes yen siyah sakalının topları dim- dik olmuştu. Aletin koluna yapıştı. Bir an | için derin bir nefes aldıktan son- | di çevreli - Turing ve olomobil klübü istanbula aid Iktısadi meseleler Yine çorap derdi Çorapçılar şikâyetlere karşı tedbir alıyorlar rli çorapların çörük olduğu- nu iddia etmenin bir müddetten- beri âdeta dedikodu halini aldığı malümdür. Hattâ gazetemizde bu meseleye dair bir hayli yazı çık- tı. Şu son zamanlarda çorab sa- bi çorabların çürüklü- leri sürülen iddialara karşı kendilerini her ne kadar mü dafaa ettiler ise de ortada bir «çü- rüklük» meselesi mevzuu bahsol- duğu için bu mesele ile chemmi- yetle alâkadar olmuşlar ve icab e- den teşebbüslerde bulunmuşlardı.. Bu teşebbüsler çorab sanayiine daha teknik, daha esaslı bir isti- kamet vermek gayesini istihdaf etmektedir. Çorab sanayii erbabı, milli sa- nayi birliğinde mütenddid defa - lar toplanarak bu mesele etrafın- da uzun uzun görüşmeler ve bir takım karar vermişlerdi. Bu ka- | İstanbul ve Türkiyenin Propagandası 5 albüm hazırladı İstanbul — Türing ve otomobil kulübüne; Avrupa ve Amerikanın müteaddid şehirlerinden. son za- manlarda birçok müracaatlar ya- pılarak şehrimizin manzaralarını ve memleketimizin tarihi tabil gü-| ıe]hklcm-u gösteren — fotograflar istenmektedir. Bu kabil müracaatları karşıla- bilmek ve haricde memleketimiz hakkında canlı bir propaganda ol- mak üzere müteaddid fotograf al- bümleri yapmağa karar vermiş ve hemen tatbikata geçmiştir. Bunun üzerine kısa bir zaman- da Sultanahmed, Ayasofya, Süley- maniye gibi camilerle Topkapı sa- Tayının ve müzesinin komple bir fotograf kolleksiyonu vücude ge g kulüb fotografçıların di- ük şehirlerimizde de fot: flar çekeceklerdii ler bütün dünya Turing kulüble- | rine ve şehirlerine gönderilecek - tir. Anafor içki içmek istemiş Küçükpazarlı Çamur Ahmed ve Mustafa izminde iki kafadar Be- yoğlunda Işık gazinosunda ana- fora içki vermek istemiyen gazino sahibi Hakkı ile kendilerini kara- kola götürmek istiyen memurları tahkir etmişlerdir. Üçüncü asliye ceza mahkeme- sinde Çamur Ahmed 32 gün hapse Mustafa da üç gün hapse mah - Bu albüm - | ra; olanca kuvvetile kolu büktü. Yüz dereceye dayanan yelku- van daba fazla zora dayanamıya- rak yerinden fırladı ve aletin ya- yı kırılap boşaldı. İmparatoriçe Öjeni bu fevkall- de vak'a karşısında el çırparak padişahı alkışlamağa başladı. Bü- tün herkes alkışlıyordu. Daire müdürü şaşkın bir hale gelmişti. Hayatında bu derece zorlu insanlar görmemişti. Türk- lerin padişahı ve alelttayin yanın- da gezdirdiği adamlar böyle olur- sa kimbilir, Türkiyede nice eli tu- tulmaz pehlivanlar vardı. İmparatoriçe Öjeni, Sultan A- zizin bu harikulâde muvatfakiye- tine içten gelen bir alâka göster. mişti. Demek, Türk padişahı çok baba- yiğit bir sportmendi. Tevekkeli değil, kelli, felli iri yarı insanlar- dı, Yedikleri yemeklerden belliy- di. da müteha tirtmek ve kooperat! us ge - kurmak ta- | Gözlerin yorgunluğu MAHMUD SÜĞ Pazar güzleri genön Balka M katle bakmanızı tavsiye Pazar günleri gezen hal sam; birbirimize bakalım, istiyorum. ünleri, biz, öbür günlt gibi yürümüyoruz. Çalışılan SÜY savvuru da vardı. Şimdiye kadar | Jerde, insanlar, daha canlı ve b eden tetkikler bir olup — kooperatif svuru yakında ta « Dün öğl milli sana- yi birliğinde yine bir toplantı ya- pilmiştir. Bu toplantıda çorab sa- ün daba bi bir şekilde in- kişaf etmesi hususunda alınacak tedbirler Üzerinde görüşülmekle beraber, başlıca, kuru kooperatifin nizamnamesi esas - lari üzerinde konuşulmuştur. Bu işin bir an evvel neticelen- mesi için gerek birlik, gerek sana- yiciler büyük bir faaliyet göster- mektedir. Bu maksadla yarın, yi- ne sanayi birliğinde tekrar top- lanılacak ve kooperatif nizamna- mesi esaslarınn bir an evvel tes- ti için çalışılacaktır. Boyalı Sirke Yapmış Suçlu boyalı değil, diyor Dimitri Pandeli isminde biri | Balıkpazarında dükkânında. bo- yalı sirke yaparken tutularak ad- liyeye verilmiş ve dün birinci sulh cezada muhakemesine başlanmış- tır. Dimitri mahkemede kendisini şöyle müdafaa etmiştir: Bu sirke Bozcaada üzümünden yapılmıştır. Oranın üzümleri be- yazdır, Tabil yapılan sirke de be- yaz,olur. Halbuki halk beyaz sir- || keyi kuyvetsizdir, diye almadık- ları öçin biz de sirkelere biraz bo- ya, biraz da esasns karıştırırız. Bunda birşey yok, zararı ise hiç. Muhakeme belediye doktorunun e zaptı yapan memurların celbi | için başka bir güne birakılmıştır. E'îüçüı( ıîAs_ğ_ıîzıaE * İstanbul halk sandığı eski sanayi ve maaden bankasının bi- nasında kurulacaktır. * Bulgaristan, Balkanlararası ve müsabakasi tertib etmiştir. Bu müsabakaya memleketimiz avcı ları da davet edilmişlerdir. & Toprak mahsulleri afisi mec- lisi idare reisliğine caki İstanbul valisi Raşid, azalıklara Mahmud Celâl, İlhami ve Mecid tayin edil- mişlerdir. *& İnhisarlar Vekili şehrimize | gelmiş, inhisarlar idaresinin An - karaya neklini tedkike başlamış- tır. Nişantaşında yeni bir kız ens- titüsü yapılması kararlaştırılmış- ——— -Sultan Aziz; Parıste kaldığı müddetçe; daima, İmparator Ö- jeni'nin iltifatına mazhar oldu. Öğeni, hemen hemen her gün Sultan Azizle beraber bulunurdu. Bir gün Öjeni ile Bolonya or - manında geziyorlardı. Fuad Paşa |. da yanlarında idi, Ormanın bir tarafında poligon vardı. Sultan Aziz; poligonu gö- rünce Öjeniden rica etti: — Haşmetmeab, lütfederse po- Tigona inelim, Padişah Iyi bir nişancı, ayni za- manda iyi bir binici idi. Atlı cirid oynamakta mahir idi. Efendiliği zamanında Büyükdere- çayırına maiyetile gider, atlı ci- rid oynardı. Tabancasile atuz met reden kalın bir ağaç gövdesine a- teş ederek ismini (Aziz) diye ya- zardı. Padişabın maksadı Öjeniye a- tıcılık meharetini göstermekti. orlar, İş saatini geçil in, herl bir telâş vardır. En yorgun, mt ” ealsiz insanların bile hareketle ” rinde bir hamlo görünür. Pazar günleri, bu kıvrak, insanlar, kendilerini burakaıveti * yorlar. Evet, berkesin udımlarıf? bir gevşeklik, tavırlarma bir ef bellik geliyor, Bakışlar, harekt? ler de öyle, Bu, kendini bırakış, neden? YE” ni, temiz, ütülü esvablar insanlardaki bu bayram sonu Yf gunluğu neden? Günlerce karanlık mağazalar * da, bürolarda, güneşli hav: bile güneş yüzüne hasret içleri kararan insanlar, güne$ti aydınlığa çıkımca şaşırıyorlar. Bu kendini bırakış, vücud ye”” kunluğundan ziyade gözlerin YEf gunluğudur. Açık hava, bol aX * danlık, bir hafta ışıktan uzak YE” şıyan insanların gözlerini kamâf” tırıyor. Puzar günleri, gökyüzüne V dört yanına şaşkın şaşkın bakafı atacağı adımları şaşıran insanlâfı acaba, bakikaten dinleniyor ** eğleniyorlar mı? Gözleri ışığa alışmadan, aydil” lığa kanmadan, güneş batıyor V? ortalık kararıyor. Ve gözler, yift alıştığı karanlığa dalıyar, Şunu anlıyorum ki bizi yaşa * tan, çalışmanın, didinmenin ışılk Her gün gökyüzüne baksak, güneş altında, bol aydınlık içipdi yaşasak, hayatiyetimizi kaybodt” ceğiz, pelteleşeceğiz. Varsıng gözler yorulsun. Ainirümlürm ü aarene Birimizin derdi * Hepimizin derdi Yine ışık derdi Beşiktaşta oturan bir okl” yucumuzdan bir mektub aklık Okuyucumuz mektubunda €V nin bulunduğu sokağın ışksti” lığından şikâyet ederek ezcülir le derdini şu suretle anlatmak” tadır: «Beşiktaş kazasının yeni mi” hallesinin büyük bir kısmı sızlık yüzünden tamamile K” ranlık içerisindedir. Bilhasif bu mahallenin Ihlamura V© bostanlara olan kısmında metroluk bir yol vardır. Bu Y” Tun alt kısmı baştan ni kadar uçurumdur. Esasen Gf olan bu yol geceleyin tar karanlıktır. Kapalı ve yağml!” lu havalarda bu yoldan çok müşküldür. Ayni bu yol semtin en işlek mahallelerinden biridir. Sayın belediyemizin himmt” tile bostanüstü sokağının uçurumlu köşesine konacak DİF elektrik ışığı bu derdimizi * mamen halletmiş alacaktir.> Okuyucumuzun bu çok YE” rinde olan dileğini alâkadüf * ların dikkaf nazarına ari riz. <Vi 15.7 wei — J aar da t Şaban Eylül 3 5 İ Yul IYSBLAy9, Gur, mııınr"’ 253 Eylâlı ÇARSAME” (Devarmı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: