4 —SON TELGRAF —23 EYLÜL 1938 TAKSiİiM PROJESİİ.. Alman - Macar -Leh —Hükümetleri istediklerini kabul ettirebilecekler mi? -— Çekoslovakya devletini sağlam bir hale koymak için yabancı olan uUnsurları ayırmak lâzım olduğu ortaya sürülünce Lehlerle İKİTABLAR ARAFINDA | Yeni ekuma sezenuna girerken : Senenin en | muvaffak iki eserinin üzerinde durmak lâzım Bu senenin okuma mevsimine girerken bir kaç yeni ve muvaf- fak eserle karşılaşmış bulunüyo - Tüz. Bunlardan birisi «Venüs buhur- danında kadın» diğöri de «Bir şehrin ruhu» adlı kitablardır. Muharrir Sadri Ertem memle- ketin yazı hayatında bilhassa kuv- vetli görüşü ve. muvatfak çizişi ile hikâyecilikte yepyeni ve en o- riğinal stili meydana koyan bir şahsiyet oluşuna göre onun bu hi- küyeleri tabil randımanını teşkil ediyor. ikalenin so: yazdığı bir ba inde az de- Taymis öte - enin yarı resmi bir gazetesi diye tanınmış olduğu için onun yazdığı birşey resmi İn- gilterenin de fikri imiş gibi zan edilmekten geri kalmamaktadır. Bu sefer İngiliz Hariciye Neza - reti Taymisin yazdığı ile hükü metin bir alâkası olmadığını ilân etti. Fakat gazetenin yazdığı her yerde büyük bir tesir uyandır - kyadaki Lehlerin ve Ma- carların da mesele çıkardıkları görülünce Taymisin uyandırdığı dedikodu hatıra gelmemek kabil olmadı Taymis o kadar dedikodulara «Venüs kitabında, — muharririn | ve derin görüşü Hle bir romanlaşmış mevzuu- kalem darb Asıl kaditir Mevzüun 01 süpel soyyal dan, le fev e. dimağı yörma- arattığı sahneler - halindi hayaldı kalâı kendisini Yazı üle pırıldayan gün bize bu zaman zaman dan biri, bu- Seri veren muhar - üşesinde, hiş- | ediği nefis mevzular- dan Mmürekkep bir koleksiyon ih- Reşad Enis'dir. skadın> «Suhurdane | daha eserin ismindeki bu üç ma- | Jik kelime; mükemmel bir hayalin| öz anası olmağa namzed ki bir fikrin, tâ esatirden asırları aşa a- şa gelen bir hayal silsilesinin içli bir aşk ve modern bir iş hayatı ü zerinde temerküz edişin; sidir. Onun, kulak tırmalayan gocırtıları ara- sında doğan bir sevginin nasıl ge- liştiği, hatigi his safhalarının ara- sında dolaştığını, sadece bir seziş rulu içinde anlatan bu kitab ye- ni yıl eserlerinin başında yürü- yen, meşalesile Türk romancılığı- ni aydınlatan en müvaffak bir kitaptır. Bunun tahlili değil tenkidi da- bi eserin lehinde kendisinin bü- Yük bit cild teşkil edeceğini da e yol açan yazısında ne diyı Milli Müdafâa, Hariciye ve Ma- liye işleri hükümetin elinde kal- malı, Buna ne Çekoslevakya dev- e de Henlayni itiraz - eder, Lâkin Çek hükümeti de ortaya bir takım teklifler koyarak Sü - det Almanlarını memnun etmek arzusundadır. Fakat —Almanlar daha ileri giderek artık Çekoslo - vakyada yaşamak — istemiyor! Bu takdirde böyle bir tasavvurun tatbiki için bu takdirde Çekoslo- kyayı daha mütecanis bir dev- «Venüs» mâkine çarklarının | | | ifade- | | | | şündükten 8 ŞU oluyor: Okuma işinde gözün zevki, ru- hun hazzı, hayalin fevkalâdeliği dın» da gizli. Tabil «Mukave ğil mi karıcığım lıyacağım. Bankadaki işleri bitireceğim. Ondan sonra eve geleceğim. Ya, yemeği yer hemen yatarım... Ya- hut da sana gelirim... Otomobil bugün seninle bera- ker kalacak değil mi?. — Tabii değil mi?. — Peki... Öyle ise — Sakın gelmeyi ihmal etmiyeceksin amma... Refikde tebessüm: — Peki... Peki gelmeğe çalışacağım! Ve,. Nimetin uzanışı, dudaklarını Refiğin dudak- larına yapıştırışı, pürgaşyi bir iki saniye: — ODooh. Refikde cebri bir telezzüz yapmacık edalar ve yapmacık sözler — Bittim Nimet. — Of kopardık dudaklarımı!. Bu öpüşleri, bu sızıyı, bu zevki hepimiz biliriz! şman, kadana yapılı, çirkin ve hoyrat; fakat kadının öpüşleri! Dünya değişebilir, fa- eyi b — Peki.. gazetesinin | Jet haline koym da | halklar» 1 1rk | | | / cak «Venüs buhurdanındaki ka-| Edebi Roman No. 112 — Gelmeğe çalışacağım. — Nutlaka gel... Eh işte biraz sonra, ben de yemek men çıkacağım. Eğer işlerimi erken bitirir, döner, de biraz istirahat edebilirsem gelirim!, Beklerim. Macarlar da hisselerini almıya kalkıyorlar k için «yabancı tibarile bir olduk- ları milletlere vermek gibi bazı mehafilde kabul edilen projeyi Çekoslovak hükümetinin natzi o kup da bir tarafa bırakacağı Tay- misin o zaman dedikleri işte bu satırlarla anlaşılıyordu ©O zaman anlaşılıyordu ki Lond ralı gazete artık Çekoslovakyada- ki Almanlarla Prag hükümeti 2 rasında herhangi bir uzlaşmıya varmaktan ümidini — kesmiştir Çünkü Prag hükümeti ne teklif ederse etsin Südetler artık Çek - derle beraber yaşamak istemiyor- lar. O halde ne kaliyor?. Çekoslı vakya devleti gibi muhtelif bir takım unsurlardan - Çek, Slovak, Alman, Macar, Leh, Ruten - mü- rekkep olarak vücude gelmiş dev leti mütecanis, birbirine bir hale koymak!. Taymis bunlar Alman gençleri Hitler'i selâmlişorlar için de bazı mehafilde kabul edi- len bir projeden — bahsedi uygun | î Pamkla-Holmes Tyaşında küçük | | Buna göre Çekoslovakyadaki muh | telif <yabancı halkları» ırk - iti- barile mensub oldukları millet- lere vermeli. Almanları Alman- lileri Lehistana gibi. Bu tasavvur hangi mehafilde kabul edildi? O- nu söylemiyordu. Fakat ortaya atılan söz çok ma- nalı idi. Onun için bunu İngiliz noktai nazarı diye karşılıyanlar çoktu. Neticede Çekoslovakyayi smütecanis» bir şekle ko mek bu devletin tebaası olan muh üf unsurları birer biner taksim ederek yalnız Çekleri bırakmak demek oluyordu. İşte bunun üze- rinedir ki İngiliz Haricine Neza- | derhal ilân etti: «Tay ü fikir ile reti ileri sürdü ip he- — Allaha ısmarladık! iya, Macarları Macaristana, Leh- | | de bir sul tefehhümdür. 7mak de-| iyetle 3 vukubulduğu za - Hayret etmeyiniz; size belki u- zunca ve sıkıcı gelecek bir hâdi- sey bana hak vereceksiniz.. Ve yahut hak ver - miye çalışacaksı düşi kalkışmayınız çünkü | başıma gelen iş kolay unutulur, adısı çabuk geçes şeylerden değil- dir. Eminim ki büna acıyacaksı- anlattıktan sonra z. Sakın aksini n bardaktan boşanırcasına | yağan yağmurun altında sevgili- mi beklediğim anları gözünüzün ine getirirseniz vallahi ağlış caksınız. Rica ederim gülmeyini Hem bi 4 gülünecek şeyler söy- um ki.. Gözlerimin omuzlarımın, sopa ile vurulmüş | karga kanadı gibi düşüşü — sizde Tmerhamet hissi uyandırmıyor mu? Hey Allahım; ne "oluyor Gıdıklanmış gibi gülmenizin ma- nasını anlıyamıyorum bir türlü. hali, Horu a8t alâkası olmadığını bildirdi. Tay- ö mis de bunun üzerine evet, dedi, bu yazılan şey hiçbir zaman hü- kümetin resmi noktal nazarı de- Dinliyeceksiniz değil mi? Am. ğildir. | ma gülmeden — dinliyeceksiniz. Mesele bu suretle kapandı mı? | Başlıyorum dikkat ediniz. Evet, fakat Taymisin o yazısı Ber- | — Geçenlerde, gece gündüz de - linde ne kadar ehemmiyetle kar- | vom edip etrafı talan eden, yazın şılanmış olduğunu söylemeğe lü- tatlı hatıralarını bir anda silen o zum olmasa gerek. Pragda da o | menhüs yağmur başımı bu işi ç- nisbette hoşnutsuzluk uyandırdı. | kardı işte. Yalnız şunu unutm Almanlar meselesinin halli için | dan ilâve edeyim ki; yağım | €n kestirme yol bu olduğu dola- | Tu yaj yısile Çekoslovakyayı taksim el- meği söylüyorlar. Taymisin yazı- | (Devamı & ıncı sahifede) — | Ölüme mahküm oldu!.. Barri hafif bir pençe-darbesile küçükleri yere yatırmaktan zevk alıyordu. Fakat, bunda bir sulniyeti olmadığını anlamadı- yar. Jüri hayeti sen - Bernarı ülüme mahküm etti. ki renklerini, kıymet koyarsa.. yine o yağmur insanların maskelerini bir kız, » Bernar cinsinden gü- :._ zel bir bekçi köpeği vi ğ Perri 100 Kilo ağızlığında olan bu gü- zel köpeğin, küçük kıza çok bü- yük bir sevgisi var. Hiç yanından ayrılmak istemiyor. Küçük kız da köpeğini çok seviyor. Bu mütekabil sevgiye rağmen ayrılacaklar. Çünkü Belpar jüri heyeti, köpeği ölüme mahküm et- miş, | Bu hükmün verilmesine sebeb , imi; 'Tabit çocuklar, hususile kendi- sini ilk defa gören ve bu halini bilmiyenler bağırıp ağlamıya baş- hıyorlar. Pamola, “sevgili köpeğini bu | Köpeğin ük çocuklara karşı * 4 huydan Vazgeçirmek için pek çok büyük bir moelübiyeti vardı. So- kakta küçük bir çocuk gördü mü nın yaklaşıyor, ayakla- ini yalıyor; sonra pen- çesile hafifce dokunuyor, yere yuvarlıyor, çocukla beraber yu - lanarak oynuyordu. üğrüştı. Fakat bütün — gayretleri boşa gitti. Vaki olan — şikâyetler mahkeme, Perrinin öldürülmesi- ne karar verdi rını ve üzerine va İşaret parmağı düşünüş ? Can sıkıntısı: Etem İzzet BENİCE Bi fikici Bu iş de bitti! Amma, ne izam ettim. Herif mukaveleyi imza- lamak istemiyormuş, Marsilyaya gidecekmiş, filân falan!... Müşarünil * Aman mukaveleyi temdid edelim... diye kaç arkamda dört dönüyor! ve... gizli bir itiraf: şey değil... Şu Nimet beni yalan n geldi » Beri — Vallahi çok iyi olur İstanbula geldim gel defa kendilerile görüştüm. Gitmek, onlarla konuş- mak ne tatlı olacak... at raba yazı yazan Refik Nevati. Seven yapar mı Yazan: MURAT KAYAHAN yor.. Onları h ortaya koyuy mazdı. Çünkü bu kudreti bul ların - birbirlerin) — kovalarlark, | döktükleri gözyaşları Eğer insanlar da röntgen ma - Ti gibi karşılarındakilerin görseler, kâhinler misali mu-) kil | çi muhakkak ) zün- y çitkin ve riyakâr kal - abzdı. Çürikü bu kudret! bülut- yi ğil gü kicı. işıkları mütgassıp görünen köyü-müflisleri cezadan kurlara- mazdı. Va hi kusura bakma; sıkılmasın; biraz u. Şimdi asil hâdisey gev: lerin nunun yolunu tutmuştum. Müba> rek tramvay arabaları yeşilli, kır- mzılı; sarılı elbiselerile karnaval resmi geçidine ha: karya maskaraları gibi caddeyi göz alabildiğine istilâ et- tikleri halde bir tanesi bile beni (konserve kutusu — hal genderelerine) kabul funda bulunmadılar. Ben boynumu bükmüş iık bir su altında Amerikan usulü duşa başlıyalı yarım saati bulmuştu ki birdenbire önümde bir otomobil durdu ve şoförün ayarsız sesi ku- laklarımda çınladı Haydi Bay otobüs fiyatına Beyazıd. Hiç düşünmeden arabaya gir - dim. Zaten düşühecek - vaktim —— uu dudaklarına götürüş ve böylece | yapatağımı ben de şaşırdım!. atbaaya uğrasam... li ya bir defa, ya iki , Orhana, Necmeddine, Salâhea öy- ki... » amıma da değiştim. Günde bir a- Şimdi elime kalem hatablarının düşündüklerini his- | — Güle güle Nimetciğim!. Kat, bu sar'alı öpüşlerin şekli ve kuduzluğu değişmez! Konakta: . — Ben gidiyorum Refik!. ken değil mi?. at on bir buçukta ancak yetişirim... di yemeğe on ikide oturuyorlar, Sen bilirsin! — Gece geleceksin değil mi? — Pekilâ eden bir saat sonra: — Oooh! Bugün serbestim... — Fakat, nede atlattım! — Şimdi doğru hana gitmeli — Bankaya da uğrarım... — İkisini de yapmalı ki, emniyet bozulmasın. Handan çıkarken: BÜ ZelKariç Akşams doğru: - Bankaya da gittik, Kuyumcu ile de görüştük, hepsi tamam!. mdi ne yapmalı?. — Acaba «Meralb> i aram tma Hanim evi Kararsızlık, tereddüd Ne vap — Ne yapsam... alıp da bir satır yazdığım bile yok! ya Çıksam mı?, de midir acaba?. n acaba?, Sonra, kendi — Öyle ya, hut da bir tıflı — Refik Bey... Refik duymadı. kendisile alay ve acı bir istihl: Artık kapı kâhyalığı ediyoruz!. Ynı Babtâliyi çıkarken. Bir ses: Refik Bey.. Tekrar: Bonu var işime gitmem Tepebaşına gelmi ta rımı da en az bir saat yağımlır tında kaldığı halinden 4! MW genç bir Bayan şaşkın bir bü kendisini gideceği yere yakınlıf tıracak bir vesatt bulmak üm!dil? bekliyordu. Şoför her — zam alığkanlıkla seslendi y Otobüs fiyatına Beyazıda #” diyoruz Bayan abla!... su z dan ucuz götürüyoru: Amma ben Cağaloğlund! ” neteğim. B förün ocevab vermesine, yanımn otomobile girmesine M dan kalmadan içime korku Bf mişti. Bizim semti kebirden İ“.; çerken muzib arkadaşlardan Ü” beni görür de: YA izim Prens artık ototlü' Ş ları gerdiriyor. AA in Prenslik böyledir, Ö benim başkalarına — yaptıklafli” bana tade ederse o zaman HAlT ne olurdu Ben kendi kendime “düşütür ken şoför kısa bir pazarlıktaf gn ra Bayanla anlaşmış, otomobi ” kapısını açmıştı. Esmer, siyah #7 ları öndüleli, tırnakları maniki”) lü, belin inceliği ile kalçalaFın kalınlığı hoş bir tezad teşkil '*î, zarif bayan bir anda arabayâ © riverdi ve biz Cağaloğlünun * hunu tuttük, Ben korku ile merakın l»".“'f bir bol'haline getirdiği bif d":,. ü hislerle ge: W“:Şııd' yuldum. O hiç oralı a& Yarısı yağmurun taarrüzünü | rıyan gazetesini dikkatle OXUİ , du. Konuşmaya vesile olsu? korka korka: — Gazete okumak hoş! diyor galiba unüze — şyetli - Son günlerde chı'f')'“',îo havadisler de var. Siyasi tehlikeli haller gösteriyof- y — Siydöi 'politika e' aB0i de; 4 ne Bu keştirme cevaptarı ıa'”;_,rı söyliyeceğimi kestiremedef ihtiyari: l — Yal demek aşk :'u'*:';f. meydana gelen cinayetleri yorsunuz. — Ne münasebet... —— Ben onu dinlemeden deY tim. perkesdi Vallahi haklısınız, He alâkadar ediyor bu vak'alai ç le bayanlar pek merakla t4 b diyorlar. Gözlerimi ona çeviil man esmer yüzünün rengine girdiğini, iri siyah rinde şimşekler çaktıi Vaziyet kötüleşiyordu. NeF" bayan: “Sinatla .— Münasebetsizlerle bİF Te oti bulunamam, diye kendi Devamı 7 iaci