25 Ağustos 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

25 Ağustos 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ge Sulfan Ha mid aA 5 M 0 büylece vakit geçitir - Müç , Eketin münevver züm- lleğ, ük boş dürüyördü. Kı- bir takım ha- ler başbuşa veriyor- Bizli hasbihaller ediyor- :__ hal artık daha fazla de- eli Vaziyetin stahma çare a- * Tük komitacılığı nasıl , doğdu?. a Mahmud Nedim Pa- leri memnun ft biliyordu. Çünkü, mü iyyetliler, — soltaları 4 bunların vasi- ud Nedim Paşayı ör- Sadaret mevkiinden ka- Şalışmışlardı. Sadrazam; Padişaha da- bu gürültülere papuç Ulak tefek gürültü . kolayca savmıştı ve itibaren (erbabı fesat) * '."— münevverleri takip ha S (urnal memuru) ismi A SASİT (bafiye) teşkilâtı yapa Ö Çeşit çeşit kılık ve k- ;' N l—ıı arasında dolaştır. $ .ııııılm. (Saltanat) ve aleyhinde söz söyli- zesmi — zabita me İA İhbar ederek tevkif etti itünra da bir jurnal ile KÖ (Babali) ye bildiriyorlar: Nhki çç Yya Babillinin karşı- , Smruk karakolunda( 1) ha a (2) Zaptiye müşiriye- taltı) denilen (tevkif- " aa bapsediyorları söyler DA "'ı;:m.. ve söy K eteİrine göre, so- ',0 Mösiriliyorlar, günlerce mev ç 'Orlar, veyahut sürgüne & di ve (hükümet) aley- M nen Sözlere, yapılan Üng ” (isan tefevvuhatı) de- Ve buna (mücaseret) Siği da, (haini dinü devlet) Nedim Paşaya bu ders, efiri General İfna- t liyoruz. General İfnatiyefin shmut — Nedim Paşa- ——sürgünleri Tercüme ve iktibas hıklu mahfuzdur. Yalnız Son Telgi şeedilecektir. dizivermişti. Hattâ bazıları, (jür nal memuru) — ve (hafiye) korku- #undan mahalle kahvelerine bile devamdan vazgeçerek evlerine çe Halk, sinmişti. Fakat; sinen bu halkın içinde, münevverlerden mü rekkep gizli bir zümre vardı ki bunlar, tam (1865 — 1281) se- nesindenberi, — memlekette scasiz sodasız bir inkılâp zemini hazırlar maya azmetmişler; bu uğurda da, hiç bir fedakârlıktan çekinmeme- yi ahteylemişlerdi. Bu münevverler, gizli bir teşek- kül vöcuda getirmişler. Buna, (Ye ni Osmanlılar cemiyeti) ismini ver komiteciliği bakımından — çok mü- himdi. Çünkü Osmanlı — tarihinin altı yüz senelik hayatında vakıa büküret aleyhine birçok isyanlar ve ihtilâller vukua — gelmiş ise de, bükümetin idare sistemini değiş- tirmek için esaslı bir teşkilât vücu- da getirilmemişti. Vukubulan isyan ihtilâller, hedefsiz ve düzensiz lar (8 inel sahifeden devam) ayrı yaşamaktadır. Genç kadın ile kocası arasında başka bir erkek- ten bahsediliyordu. Londranın ki- bar tabakasına mensup olan - bu genç erkeğin kim olduğu gazete- lere kadar geçmedi, fakat Kontun yüreğini bir şüphe rahatsız edip durüyordu. Artık bu bahis ka - panmışa benziyordu. Kont ile görüşmüyordu, fakat küçük bir oğlu vardır, onu alısanın im- Könmı arıyordu. Bir gün İngiliz gazetelerinin sütunlarında — gene Danimarkalı Kont ile karısının hikâyesi tazelendiği — görülüyar. Kontun genç karısı şu son günler- de Vencdiğe gitmiş, orada en muhteşem bir otele yetleşmiştir. Fakat çok geçmeden arkasından kocası da İtalyaya giderek Vene- dikte karısını bulmuştur. -Lâkin karı kocanın konuşması yalnız 0- telin salonunda bir saat karşı kar- şıya görüşmekten ibaret kalmış, sonra ayrılmıştır. Muhakeme, da- va, tehdid iddiaları ve saireden - beri haftalar geçmiş, temmuzdan- beri karı koca birbirlerini tekrar ancak geçen gün Venedikte gör- müş oluyorlardı. Karı koca böyle otelin salonunda bir saat kadar konuştuktan sonra birlikte ayağa kalkmışlar, ayrilırken kocası ka- rısının elini öpmüştür. Kocasının İtalyaya bareket ettiğine dair kontes daha evvel malümat al - mıştır. Onün için Kontun kendi- sini gelip otelde aramasına hay- Tet etmemiştir. Hattâ Kontun ote- le geldiği zaman Kontes te otelde. ki odasının penceresinden çadde- ye bakarak onu beklemekten ken- dini alamıyordu. Fakat meraklı Bazeteciler Kont ile Kontesi takip ediyorlardı. leri Yaıan Ziya ğ Turk komıtecılıgı nasıl başladı lillet ve münevverler hürriyetsizlikten ve zulüm görmekten artık buna!mıştı ! EN SOLUAMAR — m di. Onun için hiç biri, millet hesa- bına bir fayda ve moenfaat temin emiş; sadece birtakım türedi - yatişmesine — sebebiyet ver- işti. Halbuki miyeti), böyle değildi (Yeni Ozmanlılar ce- şahsi menfaat güdenler d sırlardanberi milleti 1tırap içinde inleten — (Mutlakiyet tebdil ederek memleketi kasıp ka- vuran zulüm ve istipdada nihayet vermek için çalışan münevver bir zümreden mürekkepti. — Bu cemiyet, masıl teşekkül etti. Ve, kimlerdan mürekkepti? Yakın tarihe aid olmakla beraber bu iki sunle şimdiye kadar pekaz cevap verilmiş; bu mühim mevzu etrafında, manlesef kâfi derecede işlenmemiştir. Şimdi biz, yazımıza giddetle tanllüku olan bu mavzu vesikalara nazaran — çok — esaslı malümat vereceğiz. (Devamı var) Karısını tehdid ettiği için sorguya çekilen kont!.. Bir kere karısını görmeğe gelen Kontun kıyafeti daha ziyade bi sporcu kıyafeti imiş. Açık görü - lek, spor ceket ve öaire ile. Bu kı- yafetin verdiği tesir şüyle olu - yordu: Kont sanki birdenbire ani karar vermiş de gelmiş, karısını görmek istemiş. Kontun tekrar karısı ile barış- mak teşebbüsünde olduğuna dair ortaya çıkan şayialar İngiliz gaze- telerini hayli meşgul etmektedir. Kont Venediğe gelerek — karısile görüştükten sonra Macaristana gidecek diye söyleniyordu. Hal- buki karısile otelin salonunda bir saat kadar görüşüp — ayrıldıktan sonra tekrar otele gelmiş, gitmiş, gonra gene gelmiş, gene ayrılmış- | tır. Fakat bu ziyaretleri bir ye - mek vaktine rasgelmiş, Kontes kocasile yemek yemiyerek diğer tabıdığı kadınların arasında ye- mek yemişlir. Kont da yemek sa- lonunda ayrı bir masaya oturmuş- tur, Bundan mana çıkaranlar çok- tur, Kont ile Kontesi barıştı, ba- rışıyor diyenler olduğu gibi bu ri- vayetlerin asılsızlığımı söyliyen - ler de çoktur. Yalnız muhakkak o- lan bir şey varsa o da İngiliz ki- bar tabakasına mensup olan bir ailenin dedikodusu her tarafta me- rak uyandırdığıdır. Karı koca ile birbirlerini görmemek şartile ya- pılan bir itilâf vardır. Buna göre Kont henüz iki yaşındaki oğlunun terbiyesini, tahsilini, mesleğini ta- | yin etmek salâhiyetindedir. Bu çocuk şimdiden 9.000.000 İngiliz lirasına sahip bir milyoner olarak tanınmaktadır. Kont Danimarka- nan zengin bir allesindendir, Kon- | t de bir İngiliz milyonerinin kı- zdır. Alle faciasının son perdesı N düha h g dünyaya hapishaneye gitmesi Bazeteleri bunu evvel bir suretle kurtulur. geleli beş hafta olmuştur. Baba- üzere çocuğu annesinin bağ- Socuğunu — görmesini, kucaklamasını Yorlar. Çaplin çocuğunu iki saat ku- 'Südan sonra artık sevdiği kadınla Si bittiği için birbirlerinden ayrıl- (llıdııhuı—bl-lıvıı) bir hâdisedir. O. tafsilâtile anlata. söyledim.. ür, Kimbilir, diyarlar belki on sene- | nuştır. Kadın hapishaneden ayrıldıktan sonra kendi- ile görüşen gazetecilere şüyle diyar: — Çaplin bir duvarcı ustasıdır. hülcresinde de hep bu işleri düşünüyor. İstikbalimize dair şeyler konuştuk. Çocuğun yeni doğduğu zaman ve sonraları alınmış resimlerini göndermiştim. Onlar hücresinin duvarındadır. İki hafta sonra çocuğu baş- ka bir yere, daha iyi bir yere götürerek büyüteceğim. Hapishanedeki Esaslı bir | idaresi) ni | Babasma hep bapishaneden kurtulmasını beklediğimi MANEVRALAR (4 üncü sakifeden devam) mektedir. Onun için - İtalya ile Fransa arasında ileride bir anlaş- ma hasil oluncıya kadar Akdeni- zin garb tarafı hakkında sükütu muhafaza etmiştir. Bu takdirde we İtalya kendisini Pantellerya'yı tahkim etmekte serbest buluyor. Şimdi anlaşılıyor ki Pantellerya - da büyük bir tayyâre karargâhı vardır. Pek çok da amele çalışa- yak birşeyler yapmaktadır. Üssü- bahri ve liman tesisatı İlerlemek- tedir. İtalyan gazeteleri Sinyor Mu - solininin oraya giderek teftişat- ta bulunmasi üzerine yazdıkları yazılarda İtalyanın doniz kuvve- tinden korkanları bu küçük ada- nın datma endişeye düşürdüğünü yazıyorlar ve açıkça anlatmak 14 tiyorlar ki bu küçük ada bugün bir müstahkem mevki, bir üssü- bahri olmuştur. artık... Bu ise az ehemmiyetli görül - memektedir. Yeni gelen Avrupa gazetelerinin bu bahis etrafında söylediklerine göre, bu küçük ada bundan sonra İtalyanın as- kert politikasında mühim bir rol oynıyacaktır. Çünkü daha şimdi- den kestirilebilir ki Akdenizin garkı ile garbi arasındaki mühim yol üzerinde böyle küçük, fakat müstahkem bir adanın rolü az bü- yük -olmıyacaktır. Bununla be - raber adarın küçük olduğu, da- ha büyük tesisatla, tahkimata müsald olmadığı da meydanda - dır. Onün için işin daha ziyade mübalâğaya da tahammülü ol - masa gerek. Yalnız burası bir tayyare ka - rargâhı haline getirildiği gibi di- ğer taraftan —mesclâ mazet Sak- damak için burada büyük tesisat yapıldığı anlaşılmaktadır. Yine Avrupa gazetelerinin İtalyadaki muhahbirlerine göre bu küçük Pan telloyanın Cebelüttarıka benzer bir hale getirilmesi düşünülmek- te imiş. Şimdi söz yine İngillere ile İ- talya arasında 12 nisanda Roma- da imzalanmış olan anlaşmıya ge- liyor. Bu anlaşma altı aydanberi tatbikat sabasına çıkamamıştır. Sebeb de malüm: İspanyadaki İ- talyan gönü mesi bunun için şart konmuştu. panyadadır. Diğer taraftan Fran- sa ile de İtalya arasında başlı- yan müzakereler öylece kalmıştır. Demek oluyor ki İtalya 16 nisan Roma itilâfı daha tatbikat mev - kiüne çıkmadan evvel kendisince müsaid bulduğu bu vaziyetten is- | tifadeyi düşünmektedir. Avrupa gazetelerinin Romada- ki muhabirlerinin verdikleri ma- lümattan bahsedilirken — İtalyan mehafilinin geçen gün Amerika Cumhurreisi — Ruzvelt tarafından söylenen mühim nutuk etrafında ne düşündükleri de mevzuu bah- solmaktadır. Günün telgrafları a- rasında bu nutka dair de malümat gelmişti. Amerika Cumhurreisi- nin sözleri sulhun istikbali, dünya politikası itibarile çok şayanı dik- kat olmuştur. Şimdiye kadar A- merikalılar dünyanın başka ta- raflarında olup biten işlere karşı | seyirci kalmışlardı. Halbuki A- merika ne vakte kadar böyle se- yirci kalabilir?. Bu suali her vakit her tarafta fikirleri meşgul et - mektedir. İşte Cumhurreisinin bu son nutku dünya sulhunda Ame- rikanın rolü itibarile çok şayamı | dikkat olmuştur. Roma mehafili bunu Amerikamın cihan politi - kasında yeni bir devrin başlangıcı diy e karşılamışlardır. Roma me- hafili bunu Amerikanın hayat po- litikasının yeni bir devrin başlan- gıci diye karşılamışlardır. Roma mehaliline göre son zamanlarda Aznerika devlet adamlarının söy - lemiş olduğu nutuklardan Ame- rikanın bugün ihtiyari olarak bu- lunduğu seyirci vaziyetinden çı- kabileceği anlaşılıyordu. İşte bu günkü milletler — vaziyetinin git Bide gerginleştiğine göre Ameri- kada bir geyirci hali bırakmağı dü- şünmektedir. İtalyan — mehafili Sinyor Mussolininin de sulbu is - tediğini söylüyorlar, Onun için Eğer Amerika bugünkü seyirci va- ziyetini bırakırsa İtalya bundan memnun olacaktır, diyorlar. Amerika Cumrurreisinin nut - kundan evvelce telgraf haberi o- larak bahsedilmişti. Fakat yeni gelecek Avrupa gezetelerinde bu nutkun teşirleri etrafında şayanı | dikkat malümat görülecektir. Bun- lardan da yarın bu — sütunlarda Halbuki Halyan kıtaatı hâlâ İs- | bahsedilceektir. Çennet'de de Derd var! (8 inci sahifeden devam) | nin kaşık adası, Burgaz ve Kınalı ya bakan kısmıdır. Eskiden çorak Ve pis bir bostan yeri olarak bil - diğim bu geniş saha şimdi gül ve gülüstana dönmüş. Kışın turfan- da ve emsalsiz karanfil, mevsi - minde lâle devrini geride bırakan lâle ve gül yetiştiren bir çiçek bahçesi olmuş. Bir tarafında da, İstanbul muhitinde ilk defa, man- darine fidanlığı vücude getiril - miş. Bu sahanın deniz kıyısında güzel gazinosile büyük ve şirin bir| plâj kurulmuş, deniz ve gazino kum gibi. Gazinaonun — tarasında Iâtif bir müziğe ayak uydurarak dans eden çiftler ve kahkahalar yükseliyor. Neş'e saçan ve hayat veren bir dünya! Gazinoya girerken arkadaşım, açık başlı, spor gömlekli ve gü- ler yüzlü bir zatla tokalaştı ve be- ni de tanıştırdı: — Mehmed Sadık, işte: Karadan denize kadar burayı canlandıran zat, Bay Mehmed Sadık, bir çocuk Bibi kızardı; — Beni mahcub - ediyorsunuz. Çok büyük teveccüh, Teşekkür e- derim, Dedi. Bay Mehmed Sadıka sordum: — Bu kadar neş'eyi nasıl vene- biliyorsunuz ve yahud müşteri - leriniz, çok zengin midirler? O, mütevazıane ve gülerek co- vab yerdi; — Zenginlik haddi zatında neş'e membnt değildir. Neş'e umumun iştirakile doğar ki, bu da ueuz - lukla temin edilir. Ben, mümkün olabildiği kadar temizlik ve ayni zamanda ucuzluk taraftarıyım - dır. Bu sebeble, burayı kurduğum göndenberi bu prensipten ayrıl- madim, neş'eyi de burayı seven - ler getirmektedirler, Bu esnada duvarda asılı tarife gözüme ilişti. Temiz lokantanın Meşrubat ve yemek fiatlarını, şeb-i — rin herhangi temiz lokanta ve ga- zinosundan, daha ucuz ve her ke- seye clverişli gördüm. Plüj tari- fesi de, soyunacak kabineler de da- hil olmak üzere, herhangi bir dö- niz-hamamından ucuzdu. Meselâ: Köprüden vapura verdiğim para ile beraber plâjı ve gazinoda iç- tiğim kahve ile bu gezmek 60 ku- Tuşa mal oldu ki, bunu düşünme- den her gezmeğe çıkan verebilir. Şunu da öğrendim ki, plâj âdi gün-| ler çocuklara 5, büyüklere 10 kuruştur. Heybeli meğer, ne âlâ bir şehir parçası imiş. Yalnız plâjı ile cennet misali olan Heybelilerin bir istekleri var. Adanın bu kış- rularak adalar arasında — işleyen Suvak gibi sevimli bir vapurun buraya da uğramasıdır. Bu cihet- ten Heybeliler, Büyükadayı kıs - kanıyorlar ki, hakları da vardır. Fakat Heybeliler, bu isteklerinin geleçek yaz yerine getirileceğinden emin olarak müsterihtirler. Heybelinin, ikinci büyük derdi İHİKÂYE KILIBIK (4 üncü sahifeden devam) © beni görmemişti. Doğru Saci- din mazasına gitti Sacit ayağa kalktı. Bir vazı hürmetkârane ile, bir kraliçe eli öpüyormuş gibi bizimki in elini öptü.. O da bir kraliçe gi bi hasır koltuğa — kuruldu... Tabil olun oldu. Ve gözleri bizim masa- ya tesadüf etti. Hayretle beni süz dü. Ve bir de yanımdaki kadını süzdü. Tabil ben de ayni istihfaf- la bir onu ve bir de Saecidi süz- düm. Bizimki kaşlar çatılmış hir va » ziyette elleri masa üzerindeki çay takımları ve pasta tabaklarına git- ti. Benim aklım başımdan gitti, İ- çimden şimdi dedim, evdeki faml- lara benzez bir fasıl da burada baş hyor. Fakat Allahtan olacak. Hiç bir şey yapmadı. İlüfatkârane bir şe- kilde, vaziyetten bir şey anlamı yan, ve bön bön bakan Sacide doğru döndü ve konuşmaya baş ladı... Ve işte kardeşim hikâyem de burada bitiyor, Bir hafta var ki — ayrıldık. Ben de bekâr hayatına tekrar kavuş - tum. Onun da Sacitle yakında ev- Teneceğini söylüyorlar... didin ekmeğine yağ sürüldü.r. de- dim, o yüzünü buruşturdu. «Oca- Şana incir dikildi, ocağına incir di kildir diye mırıldandı... M. Sami Karayel TASHİH v Gazetemizin —10 ağustos 1938 tarihli nüshasında Sultanahmed 3 938 numaralı dosyasına aid ilâ- nn tazhi 29/9/938 olacak yer- de yanlışlıkla 20/9/938 olmuş - tur. Tashih olunur. ——— MİLLİ OYUNLAR Beyoğlu Halkevinden: Bu yıl Evimizde «Milli oyunlar» mevzuu üzerinde ehemmiyetli ça-. hışılacaktır. Heves ve istidadı olan kadın ve erkek — vat İacele Evimize müracaat eylemeleri- nİ riça ederiz. —— İBASIN İSTİHRLÂK KOOPERATİFİ 'TOPLANTISI İktısad Vekili Bay Şakir Kesebi- rin başkanlığı altındaki toplantıda sahipleri davet olunmuşlardır. kâletini de Ertenr temsil edecektir. Ertuğru! Sadi Tek TİYATROSU Bugün Heybelide Yarın gece (Bebek lıh.—ıı) ALDATIRSA —— Vodvil 3 perde Nafıa Vekâletinden: — — Mütethhldlik vesikası hakkında 1/7/ 937 tarih ve 3645 sayılı —— Bazete ile neşrolunan talimatname ile bu talimatnameye göre olan dalmi ve muvakkat “Müteahhidlik —| mxmı Nafıa Vekâletince verilmekte vesikası» usulü ilga _mmw üncü sulh hukuk mahkemesinin 27/ (tesisine karar verilmiş olan Basım istihlâk kaoporatifinin teşkilini te- min etmek üzere bu gün saat 14 de| Beyoğlurda Basın Kurumu — bina-| sında yeni bir toplantı - yapılacak- tar. Toplantıya gazete ve mecmua| Bu toplantıda İktısad Vekâletini Bay Samet Ağaoğlu, Dahiliyo Ve- Matbuşt Umum Mü- İdürlüğü müşavirlerinden Bay Sadri 7—SON İ!LGIAİ—”&& 1928 LRADYO | BUGÜNKÜ FROGRAM Akşam neşriyatı: Saat - 18,30 Plükla dans musikisi, 19,15 Spar musahabelori: Eşret Şefik, 1955 Borsa haberleri, 20,00 Saat ayarı: Grenviç rasathanesinden naklen, Belma ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 20,40 Hava raporu, 20,43 Ömer Rie za Doğrul tarafından Arabca söye lev, 21,00 Saat ayarı: Orkestra: I— Veber: Oberon. 2— Nedbal: Vaks trist, 8— Günne: Le saltenbank. Sant 21,30 Şan İnci ve arkadaş- ları, 2150 Saz eserleri: Refik Şem- settin Ve arkadaşları, 22,10 Orkeş- tra: Novotniden naklen, M. Ke- mal Akel idaresinde 22,50 Son ha berler ve erteti günün programı, 23,00 Saat ayarı: Son. —a DAVET İstanbul vilâyetinden: 1 — Askerlik mükellefiyeti kanu- İnunun 20483 üncü maddeleri muci- bince yapılacak olan 334 doğumlu eratın ilk ve son yoklamaları (bir- likte) 1/9/938 gününde başlayarak 3/10/938 gününde bitirilecektir. 2 — Yerli ve yabancı Beyoğlu As Ben gülerek, edesene Faik, Sa- |kerlik şubosi mıntakasında bulunan 4 doğumlu ve bunlarla muamcie 'ye tâbi erlerin (Tek tarihli günler |de yerli) ve (Çift tarihli günlerde ,yabancı) şubelerinde toplanacak o lan Askerlik meelisi tarafından yok- lamaları yapılacaktır. 3 — İhtiyat erattan olup sıhhi se- beplerden dolayı muayenelerini İs- İteyeceklerin de Askerlik meclisine gelerek buradaki hekimler tarafın: (dan muayeneleri yapılacağından bu igibilerin de Askerlik meclisine gel- meleri ilân olunur. Basın Kurumu başkanlığından; Kurum umumi heyetinin fevka> lâde olarak toplanmasına lüzum gö rülmüştür. 7 eylül 1038 çarşamba 'saat 13 te asli azamızın Kurum mer (kezine gelmelerini irca ederiz, Ruzname, Meriyete girmiş olan Basın Birli- iti kanumu hükmünce ilk toplanacak kangrenin müzakere edeceği nizam name osasları. —— —-———— İstanbul Birinci Ticaret mahke « mesinden: Müekkili namına Çar Ferdinand vapurunun 4 R selerile İstanbul M manına gelen M. J. S. markalı ve 1 Jilâ 600 No, Ju 400 sandık çaya aid 466 No, Ju konişmente mukabilinde mezkür vapur acentesi N. F. Henry Van der Zee ve kumpanyasından gümrüğe —hitaben alınmış olar 234001 No, Ju ordino zayi olduğun. dan iptaline karar verilmesi Manü, el Saporta ayukatı Yeşua tarafından ba arzuhal taleb ve meykür ording. nun hâmili bulunduğu hakkında da vesika ibraz edilmiş olduğundan ti. ımı kanumunun 633 inci maddesi. #a olunan işbu ordin) kimin elin « de ise de 45 gün zarfında mahkeme. ye ibraz etmesi lüzumu ve aksi tak. dirde bu müddetin hitamında ipta. Tine karar verijeceği ilân olunur. Binaenaleyh şimdiye kadar verilmiş olan bütün müteahhidlik vesi. | kaları ile bu vesika usulünün istinad kalmamıştır. eylediği talimalnamenin hükmü —ıhmıınmmuıwmumd-ı.yımmnnhmem mütçahhidlik vesikası hakkında cari usule Böre intae edilecek ve 1 Ey- de sudur. Kullanma ve içme su- | lâl 938 tarihinden sonraya ilân edilmiş olan eksiltmeler için buna göre — yu. İçme suları iyi kontrol edili - yor mu, edilmiyor mu pek belli değil, Fakat, ateş pahasına. Kullanma suyu da öyle, Her yaz| | tashihat yapılacaktır. | 3 — Bundan sonra eksiltmelere girecek taliblerden aranacak MA | zak ve vesaik eksillme şantnamelerine dere ve usulen ııın—ıu.ı. cektir. 43156> bannda Belediye, adalsra çuüra: —e b d L M bahseder, ve adalar halkı da bu bahsi dinlemeğe alışmış bulunur. | Fukat, yine yaz biter, sonbahar, kış, ilkbahar gelir ve Ada, adalar: — Su.. Bu.. Sut.. Diye kıvranır durur! Cennet cennet amma, anlaşılı- yor ki, cennet ve — cennetler de derdsiz değill BÜRHAN CEVAD Çorum Nafıa Müdürlüğünden: 81/8/938 çarşamba günü saat 16 da Çorum daimi encümeninde iha. lesi yapılmak üzere (46603) lira 48 kuruş keşif bedelli Çorum - Sun. Burlu yolunun 54-375—16--619 uncu kilometreleri ne kıyasen tatbiki suretile ziyaş id. — arasında — (6214) | ! J | A j J j a 4 İ j : : 5 ; « 4 metre uzunluğundaki yolun eşaslı tamirat işi kapalı eksiltmeye konul. — , muştur, Şertname, keşif ve sair evrakı Çorum Nafıa dajreside görüle. — bilir. Muvakkat teminat (2495.25) liradır, İsteki Jeriz müteahhidlik ve Bair yeşikalarile daimi encümene müracaat etmeleri n.umım.

Bu sayıdan diğer sayfalar: