25 Ağustos 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

25 Ağustos 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Burdur _'—'—'(sun Telgraf) — He N:."' kenanından — başlıyan Kiçiy bağları göle kadar uzanır. bi Bir açıklığı müteakip göl İaş Sahilde ufak ve güzel bir Yez ÇĞt çarpar. Burası/ plâjd Vde pi tYüminin hemen her günün H'N kalmaz. Hele pazar gün - & ea serpilmiş çardaklar *h— onların biraz — ilerisindeki “önçları altında yer bulmak .“::-—ı— bağlı bir iştir. Her tk daha güzelleşen bu kü- —:'h '€n önemli noksamı, mun Bir şosa ile şehre bağlı ol- - Emniyet âmirliğinin ve tedbirlerine — rağmen bezi da raslanır. 'T gölü, iki gün önce gene Scıklı bir kazaya sahne ol - ç Oöa okulun bu yıl mezunların- lerin tevzil Şimdiki halde l“ tocuklu ailelerden bazıla- € almak üzere Sihhat müracaat — ettiklerini, e bir cevab veril- beyan etmektedirler. yapığımız tahkikata Hlhakika Sıhhat Vekâletine gerek şehrimizden — ve gehirlerden pek çok yapılmıştır. Iı! £ ." £ lÇ f fr (Muya koymağa mecbur kal- akü çok çocuklu ailelerden *A müküfat almak üzere mü- tdenlerin pek çok, bu mak- Ka k.."" ve kq'puz bukları ©& atanlara 2 lira k. ceza var. w kavun ve karpuz k denize atıldığı ve bu t denizin temizliğinin be - #örülmektedir. Münasebetle temizlik me - t*— emirler gönderilerek bu See ı:"—' denize kavun ve kar- II' FF [ olmaları ehemmiyetle YA D Ae : G a YN nn L y $ S SÜ A N F ol a ol KO l ç S İ D Meyay 'T Sivastapol mağlübiyeti- Ka x"'zk baktılar ve siyasi ha- xq;q'nhııııu Ve bu mağlö- R Sonra; Avrupa efkârı u- BÜ ASN ni e at dostumuz kalmamış- i bazı menlastleri do- bir facia Ünüz orta mektebi bitirmiş bir gene; İütdeşlerinin gözü önünde çırpına xe'erarex. harse çırpına boğularak - öldü ok çocuklu aileler caatların çokluğundan ikramiye- daha sıra; 933 Ylında müracaat edenlerdedir ! ve İçtimat Muavenet Ve | Yhine çevirmesini bil- | gölünde dan Hilmi adında bir genç, yanın da kardeşleri de olduğu halde göl kenarındaki tarlalarına gitmiş. Bu Tast plâj için çevrilmiş sabadan gö | sülemiyecek uzaktıktadır. İçini bi tirdikten sonra banyo için göle gi ren Hilmi, suyun derin olmayışr | mesile batan gencin yardımma koşamamışlar. — Yüzme - bilmiyen kardeşlerinin ağlama ve çırpınma- ları fayda etmemiş. Zavallı çocuk. daha ömrünün baharında suların dolmaz ve daymaz kucağına düp müş. Ertesi günü çıkarılabilen cena- ze orta okulun bazin bir törenile kaldırilarak — gözyaşları — arasında gömüldü. Hilmi, sevimli ve çalışkan bir gençti. Öna memlekette acımıyan kalmadı. sıraya kondu | satla aynlan tahsisatın ise pek az olduğu görülmüştür. Mükâfatlar bu sıraya göre tev- zi olunmakta ve sırası gelenlerin ikramiyeleri Vekâletçe adresleri- ve gönderilmektedir. Şimdiki halde daha sıra 1933 yılında müracaat edenlerdedir. |— Yani 1933 yılında müracaat ©- | denlerin hepsinin ikramiyeleri an- cak aıka arkaya verilip bittikten sonra 1934-1935 ve ilâh.. yıllar | n ve nihayet 1938 de müracaat e- denlere sıra gelecektir ki bu da şömdiki —tahsisatla uzun manda kabil olabilecek gibi tünmektedi Gümrük Memurlarının | İkramiyeleri Önümüzdeki ay tama-!| men verilmiş elacak Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti memurlarından ikramiyeye — istih- kak kesbedenlere aid listeler: Ve- külete gönderilmiştir. Vekâlet; bu listeler “üzerinde tedkikler pek yakında ikmal ol y nacak ve ikramiyelerin verilmesi- ne başlanacaktır. Bu süretle gümrük memurları - nn ikramiyeleri önümüzdeki ay içinde tamamen verilmiş olacı | layısile bizi bazan himaye ve sıya- | net eden İngiltere bile avanakça hareketlerimizden — dolayı - dilgir idi. Kabahatin büyüğü Sultan Azi - | ze atfediliyordu. Halbuki Padi - şahı, lâf dinlemez hale getirenler de ricali devlet idi. Padişahın istibdadından ve bod- behod vaki idaresinden müşteki | olan tanzimat ricali sözde yeni bir | cağından av tüleğile yaralkıyarak na güvenerek — biraz ilerlemek is- | temiş. Suyun birdenbire derinleş- | | Ço;:uk bahçe, | dah hallerine medar olacak örneği 4 Medeniyetinin memlekete girme-| | Sultan Azizin Avrupa seyahatine | bağlı sanılıyordu Genç bir kadını 4 kişi kaçırmıya Kelktı E kalanarak hapse tıkıldı Geçen perşembe günü Bartı « nın Günyeağbaşı köyünde bir kar dın kaçırma vak'ası olmuştur. Köy den Kezban adında bir kadın, ka- yınbiraderi Ahmed Ertanla birlik- te tarlada çalışırken dört kişinin taarruzuna uğramıştır. Mütecaviz- ler, mukavemet eden Ahmedi ba- Kezbanı kaçırmışlardır. Yapılan tahkikat sanunda mür tecavizlerin - Devrek köylerinden oldukları tesbit olufmuş ve Dev- rek zabıtasınca yakalanarak Bartı 'a gönderilmişlerdir. Devreğin — Dağdemirciler kö - yünden Yakub, İlyas, Mustafa ve Dağdivancılar köyünden Mehmed adında olan suçlular müddelumu- miliğe teslim edilmişlerdir Kütüpane Ve deniz Hamamları Şehrimizdeki — bütün kazalarda çocuk bahçesi, çocuk kütüphane- si ve çocuk deniz bamamı olma- ğn elverişli yerler ayrı ayrı tesbit olunmuştur. Belediye reie muavininin tele - hiğinde bir heyet bugünlerde her kazaya ayım ayrı giderek mahallen tetkikler yapacaktır. Çocük bahçelerinin kıştan ev- vel tesisine çalışlmaktadır. Havuz kenarında Koşmaca Oynayan çocuk Havuza düştü ölü| bir halde kurtarıldı| Bartında geçen cuma günü elek trik santralı önündeki büyük ha- vuzun kenarında koşmaca yaşlarındaki kırı Fatma, mi nesini kaybetmiş ve içinde üç met reye yakın su bulunan havuza yü yarlanmıştır. Öteki çocuklar ba — #inşmağa başlamışlarsa da, etraf ta kimse olmadığı için yetişen ol- mamışlır, Nihayet, santralda bulu nan ateşçilerden Mustafa, çocuk- ların feryadını duymuş — ve dişarı çıkıp işi anlayınca, elbisesile ha - vuza atlamış ve kızcağızı yarı bay- gın bir halde kurtarmıştır. Hemşiresine misafir olarak Bar- tına gelmiş bulunan ve o civarda oturan Bayan doktor Münevver, kaza yerine yetişerek çocuğa der- hal sun'i teneffüs yaptırmış, ilk te- davisini yapmıştır. Çocuk — biraz sonra kendine gelmiş ve nefes al- zarya başlamıştır. | Bu kazadan ibret alınarak, ha- vuz kenarının iyice kapatılması lâ zımdır. Sultan Azizi; Avrupaya seya - hate çıkararak, hem Avrupaya o © vakte kadar vaki olmayan bir hürriyet hareketi ve Avrupalılık zihniyeti ibraz etmek, hem de, Sultan Azize ve vellahd olan şeh- zadelere garb medeniyetini ve idaresini yakından göstererek 18- | vermek fikrine düştüler. Sultan Aziz, Avrupaya seyahat etmek fikrinde değildi. Fakat; Fuad Paşa ve arkadağ - ları; üçüncü Napolyan üzerinde tesirat yaparak Padişahı Parise çağırmağa vesile oldu. Nihayet; Sultan Azizi ikna et- tiler. Seyahati haber alan İngiltere hükümeti ve diğer Avrupa kral - ları da birer davetname gönder - diler. Sözde Sultan Aziz, Avrupayı do- laşır gelirse, adam olacaktı. İstib- daddan, vazgeçecekti. Avrupalı - | vey düşündüler. lar bizim garblılaştığımıza hük - Hafıza noksanı Dün bir ahbabıma rastladım. Bu adamla en aşağı beş sene sa- bahlı akşamlı bir arada çalışmış, hayatımızı birbirine teşrik etmiş bulunuyorduk. Şüphe yoktu ki beni tanıyacaktı. Nitekim de Te oldu. Beni görür görmerz elleri- me sarıldı. «Nasılsm - kardeşim? iyi misin? Seni gördüğüme ne kadar memnun oldum - bilsen?» dedi. Ne yalan söyliyeyim ben de beni unutmayışma, beni tanıyı Şina sevinmedim değil. Biraz yü- | rüdük. Fakat bana hitablarında, bana hatırlatmak istediği bazı ha- tıralara bakınca hayrete düşmek- ten kendimi alıkayamadım. Zira bu işaretlere göre bu zat beni ta- mıyamamış, belki birisine benzet- miş bulunuyordu. Halbuki bana ismimle hitab ediyordu. Birden sözünü kescrek: — Beni nereden tanırsımız? de- dim. Hiç bilmediğim bir mücssese is- mi söyledi. Halbuki bu benim bir mekteb arkadaşımdı. İsmimi hatırlayıp da ne iş yaptığımı ha- tırlayamıyan Bu adama — karşı - sındaki Tocadaki zatı gayet Iyi tanıdığını söyleyen Fransız ile birlikte devriâlem seyahati yap - tığı halde arkadaşını «şöyle böy- le tanırım» diyen İngilizin hikâ- yesini anlattım. Fakat bu aşina- Dık, iki millet arasındaki samimi- yet ve dostluk tarzı telâkkilerini izah eden bir hikâyedir. Kendi - sinin isbat ettiği bu hafıza nok- sanının tamamile şerefli bir tarzı telâkkinin mahsulü olduğunu an- Tattım. Demek isterim ki, büyük bir ha- raretle size her aşna çıkan dosta itimad etmeyin, Benzetmesi, ka- rıştırması imkânlarını da hesaba katmak gerektir. Maamafih şunu da itiraf etme- liyiz ki hafıza, çocukların, unut- kanlık, kemalin vaslıdır. BÜRHAN CEVAD Haydarpaşa köprüsü İnşaat içinmalzeme sevkinebaşland! Kadıköy ile Haydarpaşa arasında modern bir tıhtım da yapılacak Kadıköy yakasınm imar proje- sine dahil bulunan - kısımlardan ilk plânda yapılması kararlaştı- rılan Haydarpaşa geçidi köprüsü- nün inşaatına bugünlerde başlan- ması karar altına alınmış, köprü- ye ait malzemenin mahalline sev- kine başlanmıştır. Bu meyanda Kadıköy ile Haydarpaşa arasın- daki cadde kısmile sahil boyunun da modern bir rihtım halinde in- şası için hazırlıklar yapılmakta - dir. Cudde, 30 metre genişliğine ge- tirilecek, kenarları harab bir hal de bulunan şimdiki sahil de mo- dern bir rıhtımla teçhiz edilecek- tir. Caddenin bir tarafını tahdid eden evlerden bir kısım alınarak yola ilâvesi icap ettiğinden Bele- diyece burada bu kadar arazi is- timlâki düşünülmekte, ve istim- lâk işi etrafında tetkikat yapıl - iktadır. medeceklerdi. Halbuki; ne o, oldu?, Ne de bu? | Eski hamam, eski tastı. Çünkü; bozukluk devletin bünyesinde idi. 1284 senesine kadar istikrazlar, | israflar, isyanlar durmadan — de- vam etti. Vezirler, rical hep kabahati Sul- tan Azizde buluyorlardı. Sanki Sultan Azizin müstebidliği, israfı olmamış olsaydı memleketi kur- taracaklardı. Bu sebeble; Padişahı ıslah et- mek için Avrupaya götürü lardı. Avrupahlaştıracaklardı. Ve Padişah kendileri gibi, Avrup, laşırsa, memleket kurtulacaktı 'Tuna valisi bulunan Milhat Pa- şa, aldığı irade üzerine, Bulgar a- silerini birer birer yakaladı. Ve teşkil ettiği mahalli mahkeme va- sıtasile ve Bulgar azanın da reyi- le idam etti. Bunlar, meyanımda, nefsini müdafaa etmek zaruretile ' Romanya heyeti birkaç gün - | denberi şehrimizde — bulunuyor. | Heyet 4hracat tacirlerimizle gö - rüşmek suretile, iki memleket a- rasındaki ticaret münasebetlerinin inkişafına çalışmaktadır. Heyetin Türkiyeyi ziyaret eylemesi yal - Tuz iktisadi mehafilde değil, her tarafta büyük bir alâka uyandır - mıştır. Bu vesile ile, dost memleketin Romanya ile olan ticari münase- | betlerimize dair hazırladığımız bir tedkiki aşağıya yazıyoruz: | 'Türkiye - Romanya arasındaki ticaret münasebetleri, san iki se- ne içinde daha ziyade inkişafa yüz tutmuştur. Geçen sene Türkiye - Romanya arasında yapılan ticaret anlaşması mucibince, daha geniş mikyasta ticaret yapmak imkân- ları elde edilmiştir. | Bu anlaşmaya göre, Türkiye pa-| Mmuklları ilk defa olarak Reman- ya pazarında müşteri bulmuştur. Diğer taraftan tiftik ve yapağı sa- tışları da, ihracat — tacirlerimizi memnun edecek — mahiyetteydi. Şimdiye kadar bu maddelerin, Ro- manyaya Ihraç edildiği vaki de- ğildi. Tiftik ve yapağı gibi mad- | delerin, Romanyaya ihracı, Rumen | endüstrisinin bu gihi ham mad- deleri işlediğine delâlet eder. Bu itibarla Rumen endüstrisi, Tür - | kiyenin tiftik ve yapağısına karşı daimi bir müşteri olacaktır. Köstence transit yolu Türkiye - Romanya arasındaki ticaret münasebetlerini, yalnız bir Caddenin açılmasını ve rihtımın inşaatı mütcakip buradan tram - vay geçirileceği, Üsküdar tram- vayı bir kolla da buradan Haydar- paşa ile Kadıköy kıt'alarımı bir- birine bağlıyacaktır. Rıhtımın sahil kısmı ağaçlarla örtülecek, yol beton - asfalt ola- rak inşa edilecektir. | Yeni Nikeller kuruş!ı_ı_lîlar 'Önümüzdeki perşembe günü piyasaya çıkıyor Yeni nikel | kuruşluklar; ö- nümüzdeki perşembe — gününden itibaren- piyasaya çıkarılacaktır. Bunlar; hâlen piyasada mevcud nikel | kuruşlukların aynidir. Yab- nız etrafları dantellidir. Bulgarlara karşı koymuş — ölan jandarma ve yahud Türk köylüle- rinden de birçok Türkleri idam sehpasına çekti. Nerkezi Bükreşte bulunan İs lav komitası, Mithat Paşanın di veli ecnebiye konsoloslarını teş- rik ederek müvazenesini — bulup vücude getirdiği icraatına şim - dilik seyirci duruyordu. Onlar biliyordu ki; bu geçici | bir şeydir. Muvakkattir. Nasılsa Türkleri bir akıllı Paşası, bir ta- Kkım tedabir ile isyanı bastırmış ve vücude getirdiği muhtelit bir mahkeme ile adaleti yerine ge » tirmiştir. Fakat; yarın yine isyan edile- cektir. İslavlar biliyordu ki; Türkler milletleri ile değil, paşalarile ka- iradir. Nitekim; çök geçmeden Bul - | garistanda daha arıh ve şümullü | isyan çıktı. İ_ktisadî mes'eleler Romanya hey etinin İsta buldaki tedkikleri Dost ve müttefik mem!ekeltei aa bara ticaretimizi nasıl inkişaf —| 300 bi çi bulmen « ettirebiliriz ? | sinde mütesbhitlerle | kaza şubesine tevdi olunmuştur. ———— ——— —— ——— — ———0 —— B—SON TELGRAF — 25 Ağırıc. 1938 S ALR n-| iki kalem ihracat malı üzerinde tedkik etmek kâfi değildir. Her iki memleket arasındaki ekono - mik münasebetlerde büyük bir rol oynuyan bir vasıta daha vardır. O da Köstence transit yoludur. Birkaç sene evvel, Türkiye - Romanya arasındaki anlaşma üÜze-| rine ihracat mallarımızın, Kös - tence yolile sevki, temin edilmiş- ti. Köstence yolu, Avrupa ile Tür- kiye arasında yeni bir ticaret yo- kıdur. Bu yol vasıtasile Avrupa- | man bir kısım memleketlerine mer-| kezi Avrupaya tamamen ihracat yapmak imkânlarını elde etmiş Oluyoruz, Köstence transit yolu daha ziyade inkişaf edecek olursa,| Türkiye için birinci derecede tran- sit yolu, burası olacaktır Romanya ile ticaretimizi artıralım Türkiye - Romanya arasındaki msebetlerini artırmak için neler yapmalıyız? Geçen sene Ziraat Vekili Faik Kurdoğlu, İs- tanbul ticaret odasında ihracat ta- cirlerini, bir toplantıya davet et- mişti. Bu toplantıda, Romanya ile yaptığımız ticaret anlaşması hak- kında izahat verildi. Son söz ola- rak Faik Kurdoğlu şu tavsiyede | bulunmuştu: — İhracat tacirlerimiz, Roman- yaya kadar giderek, kendi malla- rına, kendi ellerile müşteri bul- malıdır, O zamandanberi Romanyaya gi- den ihracat tacirleri çok değildir. Fakat asıl yapılacak iş, Romanya- ya heyet halinde seyahatler yap- maktı. İstanbul ticanet odası böyle blr seyahati organize edebilecek va- sıtalara müliktir. Çok ümid edi- yoruz ki, ticaret odası, yakında böyle bir seyahat tertib edecektir. Yeni Eminönü Halkevi Binası İhale komisyonu toplandı Eminönü Halkevine ilâve edi- lecek paviyon için teşekkül etmiş olan ihale komisyonu evvekli gün | toplanarak proje ve hesablar üze- | görüşmüş - | tür. Bu inşaatın sür'atle ikmaline ça hışılacaktır. Yeni Eminönü Halkevi binam Tstanbulun en modem ve mühte- şem binalarından biri olacaktır. KIZILAYA TEBERRÜ Türkiye Sigorta Prodüktörlüğü birliği tarafından Kırşehir ve hava- Hsinde zelzeleden felâkete uğrayan yurddaşlara yardıma tahsis edilmek' üzere 100 lira teberrü edilmiş ve bu rhebaliğ Kızılay cemiyeti Eminönü|| Serdan Ekreme; verilön irada | üzerine hârekât durdurulmuştu. | İngilizler, derhal gizli bir suret- te Babıâliye şu teklifi dermeyan ettiler: — Sakın; düveli ecnebiye kon- solosları müdahalesini ve onlarla bu babda müzakereye girişilme - sini kabul etmeyiniz. Bu sonra; dahili işleriniz üzerinde temadi edecek müdâahalelere vesile olur. Halbuki; süfera İle vaki didiş- melerden sonra; Sırbistanın asa- kiri Osmaniye tarafından tahliye- si kararlaştırılmıştı. İngilterenin tavsiyesi her na - Sılsa suya düştü ve Padişah ta- Tafından Sırbistanda bulunan a- sakirin çekilmesi irade edildi Bosna - Hersekten ve Karadağ #syanının teskininden ve tenkilin- den sonra; Sırbistan da muvak - katen süküna varmıştı. Bulgar isyanı da şimdilik durdurulmuş- tu. Lükin; Osmanlı devleti rahat | Ü aarama * Ze AA AÇ Ve/ İ Atezofu Sağlam ayakkabı Pazarlıksız satış hazırlıkları baş | dadı. Ayakkabpcılar dün Halka vinde toplanmışlar ve aralarından on iki kişilik bir heyet seçerek ka Kite itibarile ayakkabıların üç » nıfa ayrılmasını kararlaştırmışlar. dar belki binbir çeşidi bulunan « yakkabıların — şimdi Üç sınıfa ay- rılmalarının nasıl mümkün olabile ceğini şüphesiz ki bu beyet bizden daha salâhiyetle tesbit edebilecek. dr, teri ile en yüksek Kiattan başlıya- vak en aşağı fiatta sulh olanların sattıkları ayakkabı ile — hakikaten işçiliği ve sağlamlığı itibarile ucuz satılamıyacak olanların nasıl — bir arada ayni fiatla satışa çıkarılabi Teceği meselesidir. Esasen sağlam ayakkabı olmu yan pazarlığın kalktığına sevin - memek mümkün değil. Fakat bu pazarlık denen acayib alışverişin taribe karışmasile sağlam ayakka- bi giyebilmemizi tememniden bap ka ne gibi dileğimiz olabilir? Be- nim en çok hoşuma — giden şey, dükkânlardaki — sinirime dokunan (Profix) levhalarının kalkacağır dir. Zira everesiye yok» levhası asılı dükkânların bütün muamelât nanıl ki veresiye yapılmakta ise — «fiat maktur yazılı yerlerde de öylece alabildiğine pazarlık — yapılmakta idi. Çok şükür, pazarlıktan, yalan dan ve <makta fiattanz kartulu- yoruz. HALK FİLOZOFU —. | Korucular hep bir örnek Giyinecekler Tesbit edilen yeni kıyafet tipi nasıl? Köy korucularının badema yek- nasak bir elbise giymeleri karar « ler, fişekler ve ayni neviden si « lâhlar taşıyacaklardır. Aynca bir de evrak çantaları bulunacaktır. Tesbit edilen yeni elbise — tipi, bütün köylere tebliğ olunmakta. dm Bu süretle korucu kıyaletlerin- deki şimdiki değişiklik ve ayrlık ortadan kaldırılmış olacaktır. 1354 Kamf Ağustos 12 Yıl 1938,Ay8, Gün237, Hızır 112 İ25 Ağustos: Perşembe Sam rüzgârlarının sonu Vakitlsr feveran bırakılır miydi?.” Girid içinde idi. Yunan — milliyciperverlerinin Bünike Etiryası İslavların elinde ve parayı ve silâhı veren de Rus- lardı. Hemen Giridi havalandır- mışlardı. Sultan Aziz, hükümeti şimdi de Giridle uğraşıyordu. Giridin zap- 'tı için senelerce kan döken, hazi- neler mahveden Türkler, şimdi Girid eşkıyası önünde kuruyan kanını tazeliyordu. Ruslar, durmadan körüklüyor. Tarıdı. Giridin — Yunanlılar eline | Güşmesine taraftar idiler. Fransız lar da Ruslarla beraberdi, İngiliz- ler açık duruyorlardı. — Adanın Türkler elinde a müte « mayil idiler. Sebebi de; her nevar Ük olsa; Kıbrıs gibi, Mısır gibi Gis | rid de bir gün kendilerinin ol, | bilirdi. Çünkü, Yunanlılar eline düşecek bir adanın birçok hâmi devletler elinden almması güççe olurdu. (Devami var) je

Bu sayıdan diğer sayfalar: