Üit güngl L gönül ferah. Peşi peşino sıra- İŞE anışlarını o. | dan iki parmak Vur eç ça İMası yeni bir ha. Helöroek içine İi yağı YRA bitti, Atka elimizde bir n S&vab vermeden | Yazan : Rahmi Yağız Vesika, resim, malfimat ve mot verenler; Eski Osmanlı donanması erkâ- nından miralay Remal, İskele ve Ilmanlar umum kumandanı albay Şükrü Pala, komodor başkâtibi İhsan, batan gemi kaptanları, eski armatörler, Ve bugüne kadar gizli kal Yiliz tahtelbahirinde ku- rulan harb meclisi İki fe izalesi kal niz doğruydu.. yapardık.... Kendi. mizden istenecek her şeyi, her fedakârığı, deniz harbi icabarını hayatımıza da yapmaktan çekinmezdik. kapiten düşünün ki yağsız kalan makinedir... Aç insan dermanı t keninciye, düşüp kalıncıya kadar çalışabilir. Amma makine öyle değildir. Biz, yine emrinize göre yola devam edeceğz. Makineler de çalışmaktan geni kalmıyacak. lar, Yalnız size söylediğim gibi bir #sat sonra yataklardaki yağlar bi. tecek, birkaç dakikada yağsız çalı Şan makinenin bütün yatakları, bilhassa anamili ile şaft y acaklar, Ondn sonr motör, işe az hale gelecektir.Ve tabit, 'bu felâketten sonra B 7 bulundu - | u yerden bir adım atmak, biraz | ilerlemek iktidarından mabrum kalacaktır. Çarkçıbaşı susmuştu... | İkinci, biraz evvel g nın başında, ayakta düşüncey dalmış, Helbruck da başını eğmiş, menin bollukla bulun. klaşıldığı sırada onun yanıbaşında denecek bir uzaklıkta hareketten kalmak!.. Sofra ile a. rasında birkaç metre mesafe bu- lunan, tâ ) birşey olsaydı dediği mal olsa derhal | Fakat | atakları | zlikten sofraya uza. | vesikalar dai çıkarmağa karar verdi. Bunu tatbike geçti — Mürettebatın kumanyasın - dan?.. — Zeyita yağı bulunur m Tuck lâhavle der gibi başını iki yana salladı: — Kumanya kilerinde yağı ne gezer!.. - Eğer zeytin yağı olsaydı ona biraz içyağı, sabun, mum gibi yağ- l kalın maddeler karışaırır, bunu aZ mesafe için kullanabilirdik.. (Dovamı var) Yılan hikâyesi (5 inci sahifemizden devam) lede kolun şeref ve haysiyeti, mevzubahs olmaktadır. Böyle ol- duğu halde kendi evinde karısının yanına gidemcmekledir. Mahke - mede — mesele kapanmış - oldü. Yoksa kontun vekili, kontese bir. çok szaller sorarak karı kocanın hususi hayatı ortaya — çıkacaktı. Kont, vekilini bundan ahkoydu. Kont, Almanyada sübaylık etmiş bir Danimarkalı asılzadedir. Kon- tes de milyonlara malik bir ka . dındır. Böyle bir kadının kocası, kendi hususi hay rına dair bü. tün safhaların mahkemede ortaya çıkmasına razı olamazdı.: Her halde görülüyor ki, kontun, çocuğunu almak için karısı rasında bir anl: ğ sidir. İngiliz gazetole. Ta 8z meşgül et - zeytin Altın yaldızlı Ölüm evleri. (5 inci sahifeden devam) yakıldı. 1757 de, 15 inci Lüi'yi hançerle öldürmeğe teşebbüs eden Dam- yen'nin evi de yıkıldı Vülzi, yıkılmadı, yakılmadı. Bah. çesinde kuşlar ötüşüyor; ağaçla. rında meyvalar yetişiyor. Şimdiki kanun, taşları cezalandırmıyor. Misali işte, Sen Klu dekt Vülzi köşl Vaktile, yıkılan ve yakılan «ci- nayet evleri»nin yerine bir taş sü. tun dikilirdi. Bu sütunlara da: «Meş'um sü- tun» ismi verilirdi. İhtil bu sütunları ortadan kaldırdı. «cinayet evlerimnin yı. kılması fdetine de nihayet verdi. 1950 de, içimizde sağ kalacak- l birisi, Modgaskar sokağın- da V numaralı evin önüne çerken, bu evin, 1933 de biribiri üstüne üç cinayete sahne olduğu. nu acaba hatırlıyabililir mi?. Kıskanç bir kocanın karısını, sonra da kendini öldürmesi. Buna benzer daha bir çok ev- lerin de unutulacağı muhakkak değil mi?... Vakıa mal sahibi sesini çıkar. maz. Fakat kiracıların — ekserisi, pıliyi pirliyı toplayınca kaçar, — Bütün gece kanlar içinde yü- züyorum sandım.. Der. Pariste bir çok katlı evler vardır 1914 de, Jan Jores'in öldü. rüldüğü ev, Cumhur Başkanı Pol Dumer'in katili Gurgulof'un evi, 1894.1895 e kadar anarşistlerin di | namitle berhava ettikleri & arların dili olsaydı. «Katil evler», sırlarını büyük bir kıskançlıkla saklar. Eğer bun. ların dilleri olsaydı, işittiklerini söyliyebilseydiler, ne acı hakikat- lere şahit olurduk. Landronun İki Köşkü «Katil evler» in en meşhuru Landro'nun altı kadını öldürdüğü «Gambe köşkü» dür. Landro, ce- sedleri ne yapıyordu? Gömüyor, yoksa yakıyor mu idi?.. Köşkün ilerisindeki bir me- zarlğa götürüp defnediyordu. Diyenler de oldu. Fakat, hakikat bir türlü anlaşı. Tamadı. Filistin (5 Inci sahifeden devam) lın mağlübiyeti Şarl Kranın mil- ümlidlerini, cesareteri. madı. «Bir kaç sene sonra Fransızlara n eden Dürzülere paraca ti. Prens Lütfullahı Su. riye tahtına oturtmiya çalıştı. «İrakta, meml kavuşuncaya kadar yyardıma karar verdi. «Misırda, İngilizlerle mücadele eden Vefd partisine muavenette bulundu, bulunuyor, 19209, 1989 karı - 1 çıkazmak için lâzım ge. yı temin etti. ırf arablara karşı beslediği muhabbet yüzünden müdbiş bir Fransız ve İngiliz düşmanı kesil. di. Yarın bunların yerine bir baş- ka devlet geçse, hıç şübhesiz, ona da düşman olur. 1 Kran, ya şayanıtakdir bir millicilere idealisttir. ya bir hasta . veyahut | ta sinsi, kurnaz bir «Bir idealisttir. Çünkü Arab külütürünü vükseltmek için hiç bir şeyi ihmal etmemiştir: Mek. teblere meccanf talebeler yerleş- tirmiş, mektebler açmış, Ameri kadaki Suriye muhacirlerine y dımlarda bulunmuştur. *Bir hastadır. Çünkü tedhişin işe yaramadığımı, yalnız birçok masumların ölümüne sebeb oldu- Bunu düşünemiyor. Bu suretle meselenin hallolunacağını zanne. diyor. Kurnaz bir iş adamıdır. Eğer, Âli kömitenin, Filistin işinde mu. vaffa kolursa kendisine mali iş . lerde yardım edeceği vadinde bu- lunduğu doğru ise. «Ne olursa olsun, Şarl Kran, bütün servetini bu uğurda sarfa karar vermiş, k biricik kızını bile mirasından < *Eğer kararında sebat etmiş ol. saydı Arab grevi on günde niha- yet bulacaktı. Halbuki - bi sürdü. Çünkü Pevzi el Kavakdagi kalı milyoneri adamı, Rne ve Filistinde n vücudü, ve itimad bu askı yet çok sevilen Şarl Krana vermektedi emn rum etmiştir. 7—SON TELGRAF—?21Temmuz LEYL HİKÂYE (4 üncü sahifeden devam) — E; gelmiyecek misin benim. le?. diye sordu. Bu bir sualden | ziyade bir rica idi. Selâh artık pastacıdaki adam değildi. Kara- rnı çoktan vermiş, sert, ciddi bir erkekti. Bu sefer ö cevab vermiyor; baş- kalarile meşgul görünüyordu. Leylâ tekrar etti: — Gelmiyecek misin? Burada Bursa sokağında oturu. yorum. Selâh cevab verdi: — Hayır... Sast 11 de istersen gene pastacıda buluşuruz — şimdi eve gideceğim. Ve. Bizi selâmlıy, tramvaya atlayınca döndü Ya sen? Onda bambaşka bir zavallılik vardı. Ağzı dümdüz bir hat, du- daksız bir çizgi haline gelmişti. Parlak gözleri, — gözlerimden cevab almak, onları yola getirmek istiyor gibi idi — Ben mi? dedim. Bilmem. — Sizde mi gitmek istiyorsu. nuz? Zabıtai belediy Memurları ara- sında tensikat Ne zaman ve ne şekilde vap'lacak ? Emniyet Müdürlüğü; zabılal belediye memurlarının ni esaslı şekilde halletmek — hu- susunda bazı yeni kararlar ver. ak ayrıldı, Leylâ bana kararından | miştir; Aldığımız ma.Ömata göre, bu maksadla yakında zabıtai — bele memurları — arasında bir apılacaktr. Hâlen «250> kişiyi bulan bu memtr kadrosundan; çıkarılacak olanların yerlerine; —vaziyetle- ri iyice tedkik olunduktan son. ra— bu işe elverişli olan zabıta âmir ve memurları getirilecek. tir. | — Cevap veremedim; gözlerim gözlerine takıldı. Karşıya geçtik. Yoğda ona: | — İşte sizi saat 11 de bekliye- cek ya! ediğim zaman başını salladı — Lâft dedi. Koluma girmiş bana daha' fazla sokulmuştu. Öyle bir hazin vardı ki — Açım! Demek istiyor; fakat bu kelime dudaklarına takılıyor. du. Hiç bir gayesi, hiç bir ümidi, hiç bir hayatı olmyan, mağlup bir kadın hali vardı onda. Onu kaybolanlar listesinin satı- hk kadınlar hanesinde çok ucuz bir fiyatta yazmıştı şans. Bir lokantada baş başa yemek yedik. Çıkarken pasajın karanlık köşesinde garsonun getirdiği iki lirayı ona verirken sevincinden hayretler içinde kalmış bir türlü inanamıyordu. Minnetle gözleri parladı ve dudaklarını uzattı Bir teşekkürü reddetmemek ve onu büsbütün meyüs bırakmamak için bu dudakları öptüm İ BEDİ GÜNDÜZ Otomabil — tenezzühünde hissedilen sevinç, sabah- ları yeni ve cazip ufuk: ları görmeklten mütevellid sevinç Kendinizi güzel ve cazip göstermek sevinci ni | | EĞE Tiyatresu ikdi mu- o W lan kangreye iştirak eden| | Te A |lerinden yıllık kongremizin 23/7/938| ARKAD AŞ L A Rı % cumar! on altıda Ba.| kır! salonunda ti 21 müdürlüğü hazii edi Emniye itibare lis kadrosu ye zabı'a kadrosundan seçecek ol murlarla takviye e COTY PUDRASI, o ka- dear ince, © derece yapış- kan ve yeni renkleri o ka- dar saf nazikdir. ki gözellikleri tabii ve taze gösterir. COTY PUDRASI Gençliğin pudrasıdır © ©'T Y MEŞHUR FRANSIZ MARKASI ğ 'en süvaci | namıyan, bu yüzden açlıktan ö - ltman haline düşmüş- tü şimdi?. | miyacı Helbruck'un aklına hiçbir çare Süvari uzun uzun dü a hiç ses çıkarma- la bekliyen başçarkçı. | üne baktı, mırıldandı | Ne yapalım İ lik ifade eden | — İstanbul irdi Kongreya Davet Om n Londradün ayrıl - aşılmaktadır. 1 karre (üyı len t Btkery; Üni bekl; ç ç < v /1/988 cumartesi gi e ce yazıldığı gibi kontesin mahke- mede #ku artık bir daha köndisini görm urluklarını pol n bu me- ği kara den beledi. | öğretil: çin bir | kabul etmşitir. Gu kurs'a memurlarına bele « ve mesini kocı * de bu aşrtla teşebbüs & sına tirirken bün malümatın kurs açılmasını zay bitmiş öy halk evi lana-| gelme. | temmuz perşembe akşamı ni arz ve bütün üye Büyükdere aile bahçesinde FERMANLI DELİ HAZRETLİ 22 temmuz cuma akşamı Yen ee öi Bezab k M:çu“ Vuran Helbru MA ""k!ı,h Yüz buruştürdü, diye erkânı, belediye müfettişleri e v ” ) No. da Ç rafından konferanslar, amı Hlisabetin shir aile bahçesinde 'TAŞ PARÇASI tutacak hiç bir şeyimiz yok! eee bruek birden bir ümide ka. inde istida ile vey lera dairesine bildir. ında açlığı icrai| meniz ve bildermediğiniz takdir. 933/3471 | de yine bu müddet zarfında 74 üncü eme emri gön-| Madde mui lunm. Za e| mazsanız hapislı emrinin on beş g d - niz ve hakikate muhalif bey nen tebliğine lera hakimliğince ka-/ bulunduğunuz takdirde cezalandı rar verilmiştir. Bu müt niz ve bo kira bedeline den alacağı 0 6 liranın maa gifahen zabıta lar da | iştirak ettirilmek mretile istifa . | deleri temin olunacaktır. | bi sında bulunanları: görebile masraf tahsili hi takip üÜzerine namınıza nUmMmara tahtında derilmiş — ise belli o nt ne gibi bir İ Cİ yolumuz var. larını çattı Mtatlik mi dediniz'.; Gemide bunun tedariki im. '!lıy:',,:"i Makineler v Yeceklerdir. — Bu " YOl almak (i Kalın yağlar.. madeni bir € beled d mamasınd aftan belediye zabr da polis vazi. | e uları hâlâ yekdiğerinden ayni olan belediye polisleri ve alelü « mum polisler de icabında birbir. lerinin faaliyet sahalarında kulla. macaklardır. dik, Maltepe, Yakacık bah. çelerinde (DAKTİLO) 'opereti Bir iki güne kadar (Aşk resmi- geçidi) Galâ müsamere ile başlı. yor. İlk temsil Bi çinde hayır. fesini — Meselâ., kilerden istifade e - demez miyiz?.. — Ne gibi?, gelmeleri için ayrı tedbirler alı - nacaktır. rılacağınız ve borçu ödemez ve iti. e borcu ödeme.'raz etmezseniz hakkınızda cebri ic.| yeun tamamına veya bir acağı ilân olunur. fer Bu suretle vazife ve faaliyet | agatimizle Belki mühimdir, — Zannetmiyorum. Achille Bastien yalnız şapkasnı aldı. Havanm yağmurlu olduğunu bilmiyordu. M: dam geldi. Kan ter içinde kalan 1 giyinmiş olan bu adam 500 netre ötede ormanlığın sık ağaç- | h yerinde bir adamın balta ile dört parça edildiğini söyled — Şimdi ne yapmak istiyorsu- nuz? — Oradan kaçmaları kuvvetlidir dedi, Ac ç kon nız Mordanın gösterdiği yere dik- ' katle bakıyor, aklından bu yeri madı. bir türlü ele geçiremediği İngiliz gizli teşkilâtını kapana düşürmek üzere öy plân hazırlamştı ki | kendi bile hayret etmek mecburi- ihtimali lle Bastien siz tille uşmuyordu. Yal. — — Evet. Kiminle konuşuyorum? — Üsdad; bendeniz Sen mınta- kası polis âmirı Moris Blancher, — Bir Müfettişin bu suali muhatabı. nın titriyen seşini büsbütün heye. canlandırdı. Ağlar gibi bir sesle cevah verdi: Evet Üsdad. Müthiş bir facia Şt karşıya bulünüyoruz. 'et ve üç ölü yetinde kaldı üç” € Artık onların bu tuzaktan kur. tulmalarına imkân yoktu, Sigara külünden küçük bir tepe haline giren taplayı değiştirmiye gelen Hatice Hatib hademesine — Bana M. mordanı çağır, Emrini verdi; gara daha yaktı. - Müfettiş muavini içeriye girdi. #i zaman mutad hilüfına Achille Bastlen'i neşeli buldu Beni em — Evet Mord; inine sordu. Beraber gidelim — Aman Üstaâ sizden başka bu işi halledecek kimse yok. Hepimiz mış bir vazi t — Yollar kapatldı mı? — Hâdisenin cereyan ettiği or. ra altındadır. z yt — Hay hay, nasıl emrederseniz. İyice ormanlığa gi le sokak kapısının önüne | ağmur dikleri sıra. an tabancanın v L Tercüme eden: çıktığı zaman karşılaştı canını sıktı. Şaföre | kadar karanlık elde etmiş bulunuyor. S adır. Gök Yeipe en sonra bir si- | 4 man m — Son sür'atle Sen mıntakası | Kendisine tevdi edilen basit ci. mdi geliyorum. ormanına. Emrini verdi. On dakika sonra müfetti; forla bildirilen vaka ma! geldi. vavinine verdiği inde bir İki saat atilin bir elesi n var. telefonu kapamadan ini verdi kadar çembe. küçültülmesini Ben gelinciye kadar yaplacak başka hiç bir iş yoktur. Başlistün Achille Bast — Hiâdisenin mahiyetini öğren- diniz mi? Henüz hiç bir şey yapmadık. Daha doğrusu yapamadık üsdad, yak seşleri ran siyahlı — Mordan etrafa dikkat et. Ka- kaçabileceği yeri t — Niçin? — Birinci cinayeti haber alr al. | a mahalline gi lar derhel kapaıtir nayetin nerede olduğunu öğrenli. heğe vakit bulmadan sürekli lâh sesleri işittik. Seslerin geldiği arlar göndermiye ha- 4 koşa koşa bir a. | hiddetle t i Mordana — Yine kuru gür ne ehemmiyetsiz Katilin bir iki bi şaşırtmış. | ü. Kimbilir | bir cinayettir. tedbiri onları Achi Ba kemmel ye: nun zili çalmıya başladı. Bu sastte kim olabilirdi. Fazla | tara! zırlan parça daha kabartını Bastien üzerin